Şizofreni hastalığı, insanın gerçeklikten uzaklaşmasına neden olan bir zihinsel bozukluktur Paranoid düşünceler, hayaller, duyusal yanılsamalar ve sosyal ilişkilerde sorunlar şizofreninin yaygın belirtileridir Bu hastalığın tanısı ve tedavisi oldukça önemlidir, çünkü erken teşhis edilmesi durumunda, semptomların kontrol altında tutulabilmesi mümkündür Alkol veya uyuşturucu madde kullanımı, yaşam stresi, genetik faktörler gibi pek çok neden bu hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabilir Şizofreni hastalığıyla mücadele etmek için, psikiyatrik tedavi, terapi ve destek gruplarının yardımıyla işbirliği yapmak gerekir

Şizofreni, beyinde meydana gelen bir hastalıktır ve dünya genelinde yaygın olarak görülen bir rahatsızlıktır. Bu hastalığa sahip kişiler gerçeklik algısını yitirirler ve gerçek ile hayal arasındaki sınırları ayırt etme konusunda zorluk yaşarlar. Şizofreni hastalarının yaklaşık %1'i adrenal fonksiyonda değişiklikler göstermektedir.

Şizofreni hastalığının belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve bazı durumlarda bu belirtiler belirgin olmayabilir. Kişinin yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkisi olduğu için, belirtiler hakkında genel bir fikir sahibi olmak önemlidir. Bu belirtiler, pozitif ve negatif olarak sınıflandırılabilir.

Pozitif belirtiler, normal bir insanın yaşamadığı belirtilerdir. Bu belirtiler şunları içerebilir: sanrılar, halüsinasyonlar ve başka düşüncelerle dolu saçma konular. Şizofreni hastalarında sıklıkla sanrı ve halüsinasyonlar görülebilir. Negatif belirtiler ise kişinin normalde yapılan faaliyetleri yerine getirme kabiliyetini etkiler. Kişisel bakım, sosyal etkileşim ve duygusal ifade gibi alanlarda zorluklar yaşayabilirler.

Şizofreni Nedir?

Şizofreni, beyindeki kimyasal dengesizliklerin neden olduğu karmaşık bir zihinsel bozukluktur. Bu hastalık, gerçeklerden kopmak, gerçek dışı inançlar oluşturmak ve normal kişilerarası ilişkileri sürdürmeyi zorlaştıran davranışlar sergilemek gibi belirtilerle kendini gösterir.

Genellikle 16-30 yaş arasında başlayan şizofreni, erkeklerde kadınlara oranla daha yaygındır. Şizofreni hastaları ayrıca, alkol veya madde bağımlılığı, depresyon ve intihar düşünceleri gibi ek sorunlarla da karşı karşıya kalabilirler.

Şizofreni tanısı, hastalara, sosyal uyum, gerçeklik algısı, işlevsel yetenek ve kişilerarası becerileri etkileyecek kadar büyük bir yıkım verildiğinde konulur. Bu nedenle, şizofreni hastalarının tedavisi önemlidir.

Belirtileri Nelerdir?

Şizofreni hastalığının belirtileri oldukça çeşitlidir. Ancak, bu belirtiler her hastada farklılık gösterir. Bazı hastalarda belirtiler yoğundur ve başkaları tarafından fark edilebilirken, bazı hastalarda belirtiler daha hafiftir ve yalnızca hastanın kendisi tarafından fark edilir.

Şizofreni hastalığının belirtileri çoğunlukla pozitif ve negatif olarak iki gruba ayrılır. Pozitif belirtiler genellikle gerçeklik dışı hisler ve algılama şekilleriyle ilişkilidirken, negatif belirtiler his kaybı ve duyarsızlıkla ilişkilidir.

Pozitif belirtiler, gerçeklik dışı hisler ve algılama şekilleriyle ilişkilidir. Bu belirtiler şunları içerebilir:

Sanrılar, gerçeğe aykırı inanç veya hissiyatlar olarak tanımlanabilir. Şizofreni hastalarında en sık görülen sanrılar arasında, başkalarının kendilerini takip ettiği, kendilerine zarar vermek isteyen insanların olduğu veya tanıdıklarını görme hisleri sayılabilir.

Halüsinasyonlar, kişinin gerçekte var olmayan şeyleri duyma, görme, hissetme veya koklama gibi hisleriyle karakterizedir. Şizofreni hastalarında en sık görülen halüsinasyonlar ise, seslerin duyulması sayılabilir.

Negatif belirtiler, his kaybı ve duyarsızlıkla ilişkilidir. Bu belirtiler şunları içerebilir:

Şizofreni hastaları, sosyal etkileşimlerden kaçınabilirler ve diğer insanlarla ilişkilerinde zorlanabilirler. Bu nedenle, hastalar çoğunlukla yalnız kalırlar ve toplumsal olarak izole olurlar.

Şizofreni hastalarında, duygusal ifade eksikliğiyle karakterize olan duyma azlığı görülebilir. Hastalar genellikle konuşulduklarında veya sosyal etkileşimde bulunduklarında hissiz ve donuk bir tepki verirler.

Pozitif Belirtiler

Şizofreni hastalığının pozitif belirtileri, gerçek olmayan şeylerin varlığıdır. Bunlar genellikle şöyle sınıflandırılır:

• Sanrılar: Bir kişinin yanlış bir şekilde duyu organlarını kullanarak gerçek olmayan şeyler hissetmesi veya inanmasıdır. Şizofreni hastalarında sıklıkla görülen sanrılar arasında; başka insanların kendi bedenlerini kontrol ettiği, dünya dışı varlıklar ve organize komplolar sayılabilir.
• Halüsinasyonlar: Gerçekte yok olan sesler veya görüntüler duyma veya görme hissidir. Bu durum, genellikle hasta olan kişiye zarar verme amacı taşıyan emirler veren sesler olarak ortaya çıkar. Şizofreni hastalarında sıklıkla görülen halüsinasyonlar arasında; hayali arkadaşlar, ölü kişilerle iletişim ve zihinsel bir varlık tarafından kontrol edilmek sayılabilir.

Şizofreni hastaları, pozitif semptomların tedavisi için antipsikotik ilaçlar alabilir. Bu ilaçlar, dopamin adı verilen nörotransmitterin üretimini azaltarak semptomların azaltılmasına yardımcı olarak, hastanın daha stabil bir davranış sergilemesini sağlayabilir. Psikoterapi, hastanın kendisini ifade etmesine ve kaygısını azaltmasına yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra aile desteği, hastanın iyileşme sürecinde büyük önem taşıyabilir.

Sanrılar

Şizofreni hastalarında en sık karşılaşılan belirtilerden biri olan sanrılar, gerçek dışı düşüncelere ve inançlara sahip olma durumudur. Şizofreni hastaları, çelişkili ve mantıksız düşünceler içinde kaybolurlar, bu nedenle de gerçekle bağlantısı olmayan sanrıları benimserler. Sanrılar, genellikle duygusal travmalar ve güçlü stres faktörleriyle tetiklenebilir. 

Şizofreni hastalarında en sık rastlanan sanrı türleri arasında, zorbalık ve ayrımcılık ya da komplo teorilerine inanmak gibi kişisel özelliklere dayalı sanrılar, yıkım veya ölüm tehlikesi ile ilgili olanlar gibi dışsal etkenlere bağlı sanrılar sayılabilir. Şizofreni hastaları ayrıca, düşmanları olduğu ya da birilerinin kendilerini izlediği inancına sahip olabilirler. Sanrılarına bağlı olarak, şizofreni hastaları bazen saldırgan davranabilirler veya kendilerini ve başkalarını incitebilirler.

• Büyüklenme Sanrısı: Şizofreni hastalarında en yaygın olanlardan biridir. İnsanları yönettiği ya da farklı bir şekilde özel bir yeteneğe sahip olduğuna inanmak şeklinde tezahür edebilir.
• Özgünlük Sanrısı: Şizofreni hastalarında yaygın olarak karşılaşılan bir diğer sanrı türüdür. Bu sanrıda kişi, dünyadaki diğer insanlardan farklı ve özel olduğuna inanır.
• Kıskançlık Sanrısı: Başkalarının kendisini aldattığını ya da onunla ilgili kötü niyetli planlar yaptığını düşünen şizofreni hastaları tarafından sıklıkla benimsenir.

Sanrılar, şizofreni hastalarının tedavisi sırasında ele alınması gereken önemli bir konudur. Sanrılar, ilaç tedavisi ve psikoterapi yöntemleriyle tedavi edilebilir ve hastaların yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. İlaç tedavisi, psikotik semptomların hafifletilmesine yardımcı olurken, psikoterapi sorunların kaynağını ele almaya ve hastanın gerçeklik algısını iyileştirmeye yardımcı olabilir. 

Halüsinasyonlar

Şizofreni hastaları, halüsinasyonlar yaşama ihtimali yüksek olan bir gruptur. Halüsinasyonlar, yanlış zannedilen ya da aslında var olmayan duyumlar olarak tanımlanabilir. Bu duyumlar, beş duyudan herhangi birinde veya birkaçında görülebilir; ancak en sık görülenleri işitsel halüsinasyonlardır.

İşitsel halüsinasyonlar, kişinin sesler duyduğunu veya konuşmaların işittiğini hissetmesine neden olur. Genellikle, birçok kişi şeytani sesleri veya düşmanlarının konuşmalarını duymakla karşılaştıklarını belirtir. Bunun yanı sıra, görsel halüsinasyonlar da sıklıkla görülebilir. Bu durumda, kişi gerçekte var olmayan nesneleri veya figürleri gördüğünü düşünebilir.

Halüsinasyonlar, kişiyi hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak etkileyebilir. Kişi, diğer insanlarla olan etkileşimlerinde, karar verme yeteneğinde, kontrol yeteneğinde azalma veya yetersizlik hisseder. Bu nedenle, halüsinasyonlar şizofreninin tedavi edilmesi gereken önemli bir belirtisidir.

Negatif Belirtiler

Şizofreni hastalığının negatif belirtileri başlıca şunlardır: duygu azlığı, konuşma azlığı, ilgi ve inisiyatif eksikliği, motivasyon ve enerji kaybı, fiziksel hareketsizlik gibi belirtilerdir. Şizofreni hastalarında, duygu azlığı belirtileri özellikle önemlidir. Hastaların yaşadığı duygusal zayıflık, depresyon ve kaygı bozukluğunun nedeni olduğu düşünülmektedir. Konuşma azlığı, hastaların iletişim kurmakta zorlanmalarına ve toplumsal izolasyona neden olabilir. İlgisizlik ve inisiyatif eksikliği, hastaların günlük hayattaki işlevlerini gerçekleştirmelerini zorlaştırır. Motivasyon ve enerji kaybı belirtileri, hastalarda genellikle fiziksel hareketlerde bir azalmaya da neden olabilir.

Şizofreni hastalarının negatif belirtileri genellikle daha az belirgin olduğundan, tanı koymak daha zor olabilir. Bu belirtilerin doğru şekilde değerlendirilmesi, hastalığın etkilerinin kontrol altına alınmasında ve hastaların daha üretken bir yaşam sürmesinde önemlidir. Tedavi genellikle, hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi yöntemleri gibi çeşitli tedavilerin bir kombinasyonunu içerir.

Toplumsal İzolasyon

Şizofreni hastalığının negatif belirtileri arasında yer alan toplumsal izolasyon, hastaların sosyal hayattan kopmalarına neden olabilir. Bu durum, kişinin kendisini yalnız hissetmesine ve insanlarla etkileşime girmekten kaçınmasına yol açar.

Toplumsal izolasyon, şizofreni hastalarının çoğunda görülen bir belirtidir. Kişinin düşüncelerinin ve davranışlarının tutarsızlıkları nedeniyle, çevresindeki insanlarla uyum sağlaması zorlaşır. Bunun sonucu olarak, kişi kendisini yalnız hisseder ve hatta ailesiyle bile yeterince etkileşime giremez.

Toplumsal izolasyonun bir diğer nedeni, şizofreni hastalarının yaşadığı sanrılardır. Sanrılar nedeniyle, hasta kendisini tehlike içinde hissedebilir ve kendini korumak için başka insanlardan uzaklaşabilir.

Toplumsal izolasyon, hastaların hayatlarında önemli bir rol oynar ve hastalığın tedavisinde ele alınması gereken bir belirtidir. Bu nedenle, hastaların sosyal hayatlarına katılımlarını teşvik etmek ve toplumsal izolasyonlarının önüne geçmek için tedavi sürecinde psikoterapi de destekleyici olarak kullanılabilir.

Duyma Azlığı

Şizofreni hastalarında sıklıkla görülen bir diğer negatif belirti de duyma azlığıdır. Duyma azlığı, sesleri ve diğer uyaranları algılama eksikliğidir. Bu belirti, hastada konuşma ve duygusal ifade ile ilgili problemlere de neden olabilir.

Hastalar, normal şartlarda duyum olarak algılanan sesleri duyamama ya da işitme kısmının tamamıyla engellenmesi sonucu hiçbir sesi duyamama durumları yaşayabilirler. Bu belirti, hastanın sosyal ve duygusal yaşamını ciddi şekilde etkiler.

Duyma azlığı genellikle pozitif semptomların durumu arttığı zamanlarda ya da tedaviye karşı direnç gösteren hastalarda daha sık görülür. Hastaların bu belirtiye yönelik tedaviye yanıt vermemesi durumunda, özellikle ileri aşamalarda, işitme kaybı şeklinde kalıcı hasarlara neden olabilirler.

Şizofreni hastalarındaki duyma azlığı, ilaç tedavisi ve psikoterapiyle hafifletilebilir ya da kısmen giderilebilir. Özellikle hastalığın erken aşamalarında tedavi edildiğinde, negatif belirtilerin iyileştirilmesinde daha başarılı sonuçlar alınabilir. Ancak, iyileştirilmesi oldukça zor olan bir belirti olduğu için, hastalığın tedavisi oldukça uzun ve zahmetli bir süreçtir.

Şizofreni Tedavisi

Şizofreni hastalığı, ciddi bir zihinsel bozukluktur ve hastaların tedavisi oldukça önemlidir. Şizofreni tedavisi, ilaç tedavisi ve psikoterapi gibi birçok yöntemi içerir.

İlaç tedavisi, şizofreni hastaları için en yaygın tedavi yöntemidir. İlaçlar, alüminyum enjeksiyonu veya ağızdan alınan tabletler, kapsüller ve sıvıları içerebilir. Bu ilaçlar, hastaların gerçeği yanlış algılamasını önlemeye yardımcı olan antipsikotiklerdir. İlaç tedavisi, hastaların sanrılarını ve halüsinasyonlarını kontrol altında tutarak, buna karşılık gelen davranışları düzenlemek için etkilidir.

Psikoterapi, şizofreni hastalarında uygulanan tedavi yöntemlerinden biridir. Bu terapiler, kişilerin yaşam tarzlarını ve stresle başa çıkma stratejilerini değiştirmelerine yardımcı olarak hastanın duygusal ve gerçeklik algısına yardımcı olur. Psikoterapi tedavisi, hastalara sosyal destek sağlamak ve hastaların stres ve kaygı ile başa çıkmasına yardımcı olmak için de kullanılabilir.

Bu belirtilerle başa çıkmak zor olabilir, ancak hastaların tedavisinde disiplinli bir yaklaşım ve uygun tedavi yöntemleri kullanıldığında iyileşme şansı artar. Uzman doktorların tedavi rejimleri genellikle hastanın belirtileri, evrimi, semptom yoğunluğu, yaşam tarzı ve kişisel tercihleri dikkate alarak oluşturulur. Bu yöntemlerin birleştirilmesi ve düzenli uygulanması, hastanın sağlığına kavuşması ve normal bir hayat sürdürmesi için önemlidir.

İlaç Tedavisi

Şizofreni hastalığı için en yaygın kullanılan tedavi yöntemi ilaç tedavisidir. İlaç tedavisi genellikle antipsikotik ilaçlar olarak adlandırılan ilaçlarla yapılır. Antipsikotik ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek şizofreni belirtilerini azaltır. İlaçların dozu hastanın durumuna göre ayarlanır ve düzenli kullanımı önemlidir.

İlaç tedavisi, şizofreni hastalarının hastanede yatışını kısaltabilir ve belirtilerinin kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Ancak, ilaçların yan etkileri de olabilir. Bazı antipsikotik ilaçlar, uyku hali, çarpıntı, ağız kuruluğu, bulantı, kilo alımı ve cinsel işlev bozukluğu gibi yan etkilere neden olabilir.

İlaç tedavisinin başarılı olması için hastaların düzenli olarak ilaçlarını alması önemlidir. Ayrıca, hastaların ilaçlarını bırakmak gibi kararlar almadan önce doktorlarıyla konuşmaları ve ilaçlarını azaltarak veya sonlandırarak yavaş yavaş bırakmaları gerekir. Ani olarak ilaçları bırakmak, belirtilerin şiddetlenmesine ve hastanın durumunun kötüleşmesine neden olabilir.

İlaç tedavisi tek başına yeterli olmayabilir ve hastaların psikoterapiye de ihtiyacı olabilir. Şizofreni tedavisindeki en iyi yöntem, ilaç tedavisi ve psikoterapinin birleştirilmesidir. Psikoterapi, hastaların belirtilerini ve davranışlarını anlamalarına yardımcı olabilir ve hastaların sosyal, mesleki ve kişisel yaşamlarında daha iyi bir kaliteye sahip olmalarına yardımcı olabilir.

Antipsikotik İlaçlar	Yan Etkileri
Klorpromazin	Uyku hali, ağız kuruluğu, kabızlık, bulantı, titreme
Risperidon	Uyku hali, baş dönmesi, bulantı, kabızlık, kilo alımı
Olanzapin	Uyku hali, kabızlık, ağız kuruluğu, baş dönmesi, kilo alımı

Psikoterapi

Şizofreni hastalarının tedavisinde uygulanan yöntemlerden biri de psikoterapidir. Psikoterapi, bir terapist eşliğinde hastaların düşünce, duygu ve davranışlarını değiştirmeyi hedefleyen bir tedavi yöntemidir.

Şizofreni hastalığının tedavisinde psikoterapi, ilaç tedavisine ek olarak ya da ilaç tedavisinin yan etkileri nedeniyle uygulanır. Bu tedavi yöntemi, hastaların toplumsal işlevlerini arttırmada, duygusal ve sosyal uyumlarını geliştirmede oldukça etkilidir.

Psikoterapinin şizofreni hastalarında otomatik olarak iyileştirici bir etkisi olmadığı ancak ilaç tedavisi ile birlikte uygulanması durumunda, hastaların belirtilerini kontrol altına aldığı ve onların toplumsal yaşama uyumlarını arttırdığı bilinmektedir.

Terapi içeriği, hastanın bireysel özelliklerine ve belirtilerine göre değişiklik göstermektedir. Terapi seansları, genellikle bir saatten uzun sürmez ve haftalık bir seans olarak planlanır.

Psikoterapinin amacı, belirtileri düzeltmek için değil, hastalığın neden olduğu sosyal uyumsuzluğu, kaygı veya depresyonu azaltmak ve hastaların yaşam kalitesini arttırmaktır.

Uzman bir terapist eşliğinde uygulanacak psikoterapi, şizofreni hastalarının zamanla toplumsal izolasyona girdiği, sosyal hayattan uzaklaştığı dönemlerde yardımcı olabilir. Terapi, hastanın belirgin olmayan ve tedavi edilmeden kalan kaygı, depresyon, utangaçlık gibi psikolojik sorunlarını da çözebilir.

Psikoterapinin şizofreni hastalarının hayat kalitesini arttırdığı, belirtilerini kontrol altına aldığı ve toplumsal uyumlarını geliştirdiği gözlemlenmiştir.