Dinlerde LGBTQ+ hakları ve kimliği nedir? Bu konuda neler düşünülüyor ve hangi dinlerde bu konu nasıl ele alınıyor? LGBTQ+ bireylerin dinlerdeki haklarına dair merak ettiğiniz her şey burada!

LGBTQ+ bireylerin hakları ve kimliği, son yıllarda toplumda büyük bir konu haline geldi. Ancak, bu toplulukla ilgili tartışmalar sadece toplumda değil, dinlerde de sıklıkla gündeme geliyor.

İslam dininde LGBTQ+ bireylere karşı olan tutum çoğunlukla olumsuzdur. İslam dininde cinsellik yalnızca evlilik içinde tanınmıştır ve LGBT+ bireylerin bu normdan sapması hoş görülmemektedir. Bu nedenle, LGBTQ+ bireylerin hakları için yapılan mücadeleler genellikle İslam dininde engellenmiştir.

Hristiyanlık dininde ise LGBTQ+ topluluğu ile ilgili tutumlar farklılık gösterebilir. Bazı Hristiyan mezhepleri, LGBTQ+ bireylerin haklarına destek verirken, diğerleri bu topluluğa karşı olumsuz bir tutum sergilerler.

• Protestanlık mezhebinde, bazı kiliseler LGBTQ+ bireylere evlilik hakkı tanırken, diğerleri bunu reddederler.
• Anglikanlık mezhebinde, bazı kiliseler LGBTQ+ bireylerin evlilik hakkına desteğini açıklarken, diğerleri hala bu topluluğa karşıdır.
• Ortodoksluk mezhebinde ise, LGBTQ+ bireylere karşı genellikle olumsuz bir bakış açısı vardır.

Katoliklik mezhebinde ise LGBTQ+ bireylere karşı olan tutum genellikle olumsuzdur. Kilisenin homoseksüellik ve transseksüellik konusunda olan tutumu, bu toplulukta yapılan mücadelelerin önünde engel teşkil etmektedir.

Budizm ve Hint dinleri gibi diğer dinlerde, LGBTQ+ topluluğunun haklarına yönelik tutumlar da farklılık gösterir. Hinduizm ve Budizm mezheplerinde homoseksüellik kabul ediliyor olsa da, transseksüellik ve cinsiyet değiştirme konusu hala tartışmalıdır. Şintoizm mezhebi ise LGBTQ+ topluluğuna karşı nötr bir tutum sergiler.

Kısacası, dinlerin LGBTQ+ topluluğuna yönelik tutumları genellikle farklılık gösterir. Ancak, son yıllarda yapılan mücadeleler ve kazanılan haklar, bu topluluğun önyargılarla karşı karşıya kalması durumunda bile direnç göstermesini sağlıyor.

İslam ve LGBT+

İslam dünyasında LGBT+ bireylerine yönelik bakış açısı oldukça tartışmalıdır. Bazı İslami kaynaklar LGBT+ bireyliği yasaklamaktadır, bazı kaynaklar ise LGBT+ bireyleri kabul etmektedir. İslam'da cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği, bir insanın seçimi olmadığı için doğal olarak kabul edilir. Ancak, LGBT+ bireylerin davranışları İslam'a göre haram sayılmaktadır ve toplumda yaygın bir şekilde tabu olarak kabul edilmektedir.

Birçok Müslüman, LGBT+ bireyleri Allah tarafından yaratılan birer varlık olarak kabul etmektedir. Ancak, LGBT+ bireylerin davranışlarına karşıt olarak, İslam'da evlilik yalnızca bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleşir. Bu nedenle, LGBT+ bireyler evlenmek istediklerinde, İslam dinine göre evlenemezler.

İslam dininde LGBT+ bireylere yönelik ayrımcılık yapılmaktadır. Bazı Müslümanlar LGBT+ bireylerin kabul edilmesi gerektiğine inanırken, bazıları bu fikre karşı çıkmaktadır. Yine de, son yıllarda LGBT+ haklarına saygı gösteren Müslüman toplulukların sayısı artmıştır. Ancak, bireysel inançlar ve yasal düzenlemeler nedeniyle, LGBT+ bireyler İslam toplumunda hala zorluklarla karşılaşabilmektedirler.

Hristiyanlık ve LGBT+

Hristiyanlık dininde LGBT+ bireylerine yönelik bakış açısı son yıllarda giderek değişiklik göstermektedir. Hristiyan dininde homofobiyi reddetmek ve LGBT+ bireylerine saygı duymak, dünya genelinde de kabul görür hale gelmektedir.

Hristiyanlıkta homoseksüellik bir süreç boyunca yasaklı olarak değerlendirilmiştir. Ancak, son dönemde papaların açıklamaları ve kilise liderlerinin tutumları da geleneksel bakış açısından farklı olarak şekillenmiştir. Papa Franciscus, LGBT+ bireylere duyulan nefreti reddetmiş ve onlara sevgi ile yaklaşılması gerektiğini belirtmiştir.

Protestanlıkta, LGBT+ bireylerine fazla bir şekilde karşı çıkılmamaktadır. Bazı kiliselerde LGBT+ bireylerin evliliğine izin verilirken, bazıları ise bu düşünceye karşıdır. Benzer şekilde, Anglikanlıkta da LGBT+ bireylerin evliliği konusunda tartışmalar yaşanırken, Ortodoksluk da LGBT+ bireylere yönelik daha muhafazakar bir tutum sergiler.

Katoliklikte ise, hala homoseksüellik yasaklı olarak kabul edilir. Ancak, son yıllarda LGBT+ bireylere yönelik tutum da liberalleşmiş durumdadır. Papa Francis, LGBT+ bireylerine yönelik olarak, "tanrı seni seviyor" şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.

Özet olarak, dünya genelinde dinlerin LGBT+ bireylere yönelik tutumu değişmektedir. Hristiyanlık tarih boyunca homofobiye karşı bir tutum sergilerken, son dönemde bu bakış açısı değişmekte ve LGBT+ bireylere yönelik daha liberal bir yaklaşım benimsenmektedir.

Protestanlıkta LGBT+

Protestanlıkta LGBT+ bireylere yönelik bakış açısı, farklı mezheplere ve ülkelere göre farklılık göstermektedir. Genel olarak, Protestan inancı, sevgi, hoşgörü, ve kabul esaslarına dayanır. Ancak, LGBT+ bireylerin de toplumda var olduğu ve kendilerine eşit haklar tanınması gerektiğine inanan Protestanlar da vardır.

Bazı Protestan mezhepleri, eşcinsellerin cinsel yönelimlerini değiştirmeye çalıştığı düşüncesini desteklemezken, bazıları da evlilik dışı cinsel ilişkiyi onaylamazlar. Fakat, bazı Protestan kiliseleri LGBT+ bireylerin evlenmesini, hatta kilise törenleriyle birlikte evlenmelerini kabul etmektedir.

Bununla birlikte, bazı mezhepler LGBT+ bireylerin toplumda marjinalleştirilmesine karşı dururken, diğerleri LGBT+ haklarına karşı tavırlarını değiştirmemişlerdir. Özellikle Amerika ve Avrupa'daki Protestan mezhepleri, LGBT+ haklarına desteğini açıkça belirtmiş ve toplumsal olarak kabul görür hale gelmiştir. Ancak, diğer ülkelerdeki Protestan mezhepleri hala homofobik tutumları ile bilinirler.

• Bazı Protestan kiliseleri LGBT+ bireylerin evlenmesi konusunda açık fikirliyken, bazıları evlilik dışı cinsel ilişkileri onaylamaz.
• Amerika ve Avrupa'daki Protestan mezhepleri, LGBT+ haklarına açık bir şekilde destek verirken, diğer ülkelerdeki mezhepler hala homofobik tutumları ile bilinirler.

Genel olarak, Protestantizmin LGBT+ bireylere yönelik bakış açısı kişiden kişiye değişebilir. Ancak, modern dünyanın getirdiği değişimler ile birlikte, Protestan kiliselerinin de kabul edici bir tutum benimsemeye başladığı görülmektedir.

Anglikanlıkta LGBT+

Anglikanlık dininde LGBT+ bireylere yönelik bakış açısı oldukça geniş bir kapsama sahiptir. Bazı Anglikan kiliseleri LGBT+ bireylerin haklarını desteklerken, bazıları ise bu konuda daha katı bir tutum sergilemektedir.

Anglikan Kilisesi'nin Edinburgh'da gerçekleşen 1988 toplantısında, kilise yönetimi LGBT+ bireyleri evliliğe ve cinsel ilişkiye izin veren tutumu nedeniyle eleştirdi ve bu konuda olumsuz bir tutum sergiledi. Ancak, son yıllarda Anglikan Kilisesi LGBT+ bireylerin haklarını destekleyen bir konuma daha yakın hale gelmiştir.

Anglikan Kilisesi ve LGBT+ Hakları
Anglikan Kilisesi, kadınlarının ve LGBT+ bireylerin kilisedeki liderlik pozisyonunda yer almasına karşı çıkmaktadır.
Yine de kilisenin birçok üyesi LGBT+ bireylerin haklarını destekliyor.
İngiltere'deki Anglikan Kilisesi, 2020'de LGBT+ bireylerin evliliklerini kutlayabileceğini açıkça belirtmiştir.

Anglikan Kilisesi'nin bu tutumu, kilise üyelerinin farklı siyasi ve sosyal görüşlere sahip olması nedeniyle bazı tartışmalara neden olmuştur. Ancak, kilisenin LGBT+ bireyleri destekleyen pozisyonu, dinler arasındaki açıkları biraz daha kapatmaktadır.

Ortodokslukta LGBT+

Ortodoksluk, LGBT+ bireylerin hakları ve kimlikleri konusunda geleneksel bir anlayışa sahip olan bir din olarak bilinir. Ortodoks Kilisesi'nde LGBT+ topluluğuna yönelik birçok negatif yargı bulunmaktadır. Kilisenin öğretileri, tanrısal yasalar ve toplumsal normlara göre, cinsel yönelimlerin doğal olmayan bir eğilim olduğunu savunur. Ortodoks inancına göre, cinsel yönelimler sorun olmaktan çıkarılıp, anlamlandırılabilecek uygun bir doğal etkinlik değildir.

Ortodoks inancı, insan cinselliğinin yalnızca evlilik içinde doğal ve doğru olduğuna inanır. Bu nedenle, LGBT+ bireylerin cinsel tercihleri kabul edilmez. Kilise yetkilileri, bu tür cinsel yönelimlerin hastalıklı davranışlar olduğu ve şifa bekleyen insanlar olduğunu söylerler.

Ortodoks Kilisesi, LGBT+ topluluğuna karşı toleranssız yaklaşımını değiştirmek için herhangi bir adım atmamıştır. Kilise yetkilileri, LGBT+ topluluğuna karşı tasvip etmeyen bir bakış açısıyla hareket etmeye devam ederken, Avrupa'da LGBT+ haklarına destek artmaktadır.

Sonuç olarak, Ortodoksluk LGBT+ haklarına ve kimliğine ciddi bir şekilde karşı çıkarken, LGBT+'ların haklarını korumak ve desteklemek amacıyla çabalayan onlarca sivil toplum örgütü ve aktivistler bulunmaktadır.

Katoliklikte LGBT+

Katoliklik, LGBT+ konusunda genel olarak ahlaki bir sorun olarak değerlendirir ve LGBT+ bireylerin cinsel eğilimleri kabul edilmez. Katolik Kilisesi, geleneksel olarak evliliğin sadece bir erkek ve bir kadın arasında gerçekleştiğine inanır. Bu nedenle, LGBT+ bireylerin evlilikleri veya eşcinsel ilişkileri doğru olarak kabul edilmez.

Katoliklikte, LGBT+ bireylerin cinsel eğilimleriyle başa çıkması ile ilgili bir yaklaşım vardır. Kilise, LGBT+ bireylerin cinsel eğilimlerini düzeltmeye çalışırken, aynı zamanda hoşgörülü olmaları gerektiği konusunda öğretir. Ancak, bu çaba LGBT+ topluluğu tarafından sık sık eleştirilir çünkü bu tür yaklaşımların LGBT+ bireylerin psikolojik sorunlarına neden olduğu düşünülür.

Katolik Kilisesi, LGBT+ bireylerin toplumda her türlü ayrımcılık ve şiddete maruz kalmaması gerektiği konusunda açık sözlü olmuştur. Hatta Papa Francis, LGBT+ bireyleri ve ailelerini kabul ettiklerini açıklamıştır. Bununla birlikte, Kilise'nin LGBT+ bireylerin hakları konusundaki resmi görüşü, LGBT+ hakları konusunda duruş sergilemek yerine, LGBT+ bireyleri ahlaki açıdan ele almak üzerine odaklanır.

Sonuç olarak, Katoliklikte LGBT+ topluluğuna yönelik bir kabul yoktur. Ancak, Kilise, LGBT+ bireylerin insan haklarına saygı gösterilmesi ve ayrımcılığa uğramaması gerektiği konusunda açık sözlüdür.

Budizm ve LGBT+

Budizm çok sayıda dünya görüşüne açık bir din olduğu için, LGBT+ haklarının kabul edilmesi eğilimindedir. Budizm, insanların kendine zarar vermemesi, başkalarını da desteklemesi ve yaşamı saygıyla ele almalarını öğütleyen bir dindir. Bu kavramlar, LGBT+ haklarının korunmasına yardımcı olabilen ideallerdir.

Budizm, insan doğasının değişken olduğunu ve insanların genellikle cinsiyet kavramını aşabileceklerini öğütlemektedir. Budizm, tüm insanların insan olarak kabul edilmesini savunmakta ve eşitliğe doğru ilerlemektedir. Bu nedenle, LGBT+ bireylerin haklarını korumakta ve saygı göstermektedir.

Bu açıdan Budizm'e göre, LGBT+ bireylerin cinsel yönelimlerindeki farklılık, kişinin kendine zarar vermemesi koşuluyla kabul edilebilir bir durumdur. Budizm, insanların farklılıklarını kabul etmeyi ve sevgiyle yaklaşmayı öğütlüyor.

Budizm, LGBT+ bireylerin toplumda tam olarak kabul görmediği, ayrımcılık ve nefretle karşı karşıya kaldığı gerçeğinin farkındadır. Budist öğretilerinde var olan şeylerin doğası nedeniyle, LGBT+ bireylerin haklarına saygı gösterilmesi ve herkes tarafından kabul edilmesi çağrısında bulunur.

Hint Dini ve LGBT+

Hint dinlerinin genellikle LGBT+ haklarına karşı tutumları oldukça farklılık gösteriyor. Hinduizm, güçlü bir heteronormatif kültürle örülü bir din olduğundan, LGBT+ bireylere yönelik olarak dini metinlerde açık bir şekilde bahsedilmiyor. Ancak, Hinduizm'de cinsel kimlik ve yönelimler kişisel bir mesele olarak kabul edilerek, bu konuda hoşgörülü bir tutum benimseniyor.

Budizm ise LGBT+ haklarına destek veren bir din olarak biliniyor. Budizm'de her canlı, varoluşun bir parçasıdır ve eşit şekilde değerlidir. Bu nedenle, LGBT+ bireylerin de diğer herhangi bir birey gibi saygı görmesi gerektiği öğretiliyor.

Bununla birlikte, Hint dinleri içinde yer alan ve günümüze kadar varlığını sürdüren eşcinsel ilişkileri onaylayan iki ilahi öğreti de bulunuyor. Bunlar, Tantrizm ve Hijra adı verilen sosyal ve kültürel bir düzendir. Ancak, bu durum batı toplumlarındaki LGBT+ hareketinden oldukça farklı bir anlam taşıyor ve gerçek hayatta uygulanması oldukça zor görünüyor.

• Özetle Hindistan'daki Hinduizm ve Budizm gibi Hint dinleri, bireylerin cinsel kimliklerine karşı oldukça hoşgörülü bir tavır benimsemişlerdir. Budizm'de LGBT+ bireylere destek verilirken, Hinduizm cinsel yönelimlerin kişisel bir mesele olduğunu düşündüğü için konu hakkında kesin bir hüküm vermez.
• Hinduizm içinde yer alan Tantrizm ve Hijra ise eşcinsel ilişkilere izin veren öğretilerdir. Ancak, bu öğretiler gerçek hayatta uygulanması zor olduğu gibi batı toplumlarının LGBT+ hareketi ile de kesinlikle aynı anlama gelmezler.

Şintoizm ve LGBT+

Şintoizm, Japonya'da yaygın olarak uygulanan bir din olup, LGBT+ topluluğuna bakış açısı diğer dinlere göre daha hoşgörülüdür. Şintoizmin öğretilerinde, bireylerin doğaya ve evrene saygı duyması, onunla uyumlu yaşaması ve dürüst olması önemlidir. Bu nedenle, Şintoizm, kişisel özgürlükleri savunur ve toplumda ayrımcılık yapılmasına karşıdır.

Şintoizm'de eşcinsellik, cinsel yönelim olarak bakılmaz ve LGBT+ bireylerine karşı herhangi bir ayrımcılık yapılmaz. Japon tarihi boyunca, eşcinsel evliliklerin ve ilişkilerin varlığı bilinmektedir. Ayrıca, Şintoizm, insanların doğum, evlenme ve ölüm gibi kilometre taşlarında doğaya ve hayvanlara yardım etmesi gerektiğine inanır.

Şintoizm ve LGBT+ topluluğu arasındaki ilişki, keyfi bir şekilde değil, dinin öğretileriyle uyumlu bir şekilde ele alınır. Bu nedenle, birçok Japon LGBT+ birey, Şintoizm ile özdeşleştirir.