Türkiye'de dini yapı ve etkileri, toplumsal hayatımızı önemli şekilde şekillendiriyor Dinler arası diyaloğun önem ve etkileri hakkında bilgi sahibi olmak için makalemizi okumaya davet ediyoruz
Türkiye, tarihi boyunca farklı dini inançlara ev sahipliği yapmış bir ülke olmuştur. İslamiyet ise Türkiye'deki en yaygın din olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle dinin Türkiye'deki toplumsal hayattaki yeri oldukça önemli bir konudur. Bu makalede, Türkiye'deki dini yapının toplumsal hayattaki yeri ve sunmuş olduğu etkilerine dair bir inceleme yapacağız.
Türkiye'de din, toplumsal hayatta önemli bir yere sahiptir. Özellikle İslam dininin Türkiye'deki etkisi oldukça yüksektir ve bu etki siyasetten ekonomiye, eğitimden kültüre kadar birçok alanda kendisini hissettirmektedir. Din, Türkiye'de toplumsal kimliğin belirlenmesinde de önemli bir rol oynamaktadır.
Bu bağlamda, Türkiye'deki dinin toplumsal hayatta ki yerine bakıldığında siyaset, ekonomi, eğitim ve kültür gibi alanlarda etkisine rastlamak mümkündür. Ayrıca Taşralarda Dinin Rolü, Din ve Ticaret, Türkiye'de Din ve Toplumsal Cinsiyet, Din Eğitimi, Laleli Semtindeki Medreseler, Osmanlı'da Din ve Sanat, Dindarlık ve Popüler Kültürde Yansımalar gibi konularda da dinin Türkiye'deki etkileri ve sunmuş olduğu fırsatlar ve zorluklar incelenmelidir.
Bu makalede Türkiye'deki dinin toplumsal hayattaki yerini ve sunmuş olduğu etkileri ele alacağız ve farklı konularda nasıl bir rol oynadığını inceleyeceğiz.
Din ve Siyaset İlişkisi
Türkiye, din ve siyaset açısından oldukça önemli bir yere sahip bir ülkedir. Türk toplumu, dini değerlere oldukça bağlıdır ve bu bağlılık siyasi hayatta da kendini hissettirmektedir. Türkiye'de dinin siyasete etkisi oldukça fazladır ve bu etki, ülkenin tarihindeki olaylara da yansımıştır. Özellikle son yıllarda yaşanan gelişmelerle birlikte bu etki daha da hissedilir hale gelmiştir.
Din ve siyaset ilişkisi, Türkiye'de her zaman tartışılan bir konu olmuştur. Kimi insanlar dinin siyasetle bir arada olmasını savunurken kimi insanlar bu duruma karşı çıkmaktadır. Dinin siyasete etkisi, ülkedeki en büyük toplumsal sorunlardan biridir ve bu sorunlar da zaman zaman siyasi krizlere neden olmaktadır.
Bu durumun sebebi ise, Türkiye'nin tarihi geçmişinde yatan faktörlerdir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde din ve devlet bir arada yönetilirken, Cumhuriyet döneminde laiklik ilkesi benimsenerek din ve devlet birbirinden ayrılmıştır. Ancak, son yıllarda yaşanan gelişmelerle birlikte din, yeniden siyasetin bir parçası haline gelmiştir.
Bu nedenle, Türkiye'deki siyasi hayatın incelenmesi için dinin etkisi de dikkate alınmalıdır. Din ve siyaset arasındaki ilişki, Türkiye'nin geleceği açısından oldukça önemlidir ve bu konuda yapılan çalışmaların daha da artması gerekmektedir.
Din ve Ekonomi İlişkisi
Türkiye'de din, ekonomik hayatta önemli bir rol oynamaktadır. İslam inancının etkisiyle Türk toplumunda ticaret ve iş hayatı uzun yıllardan beri önemli bir konudur. İslam dini, ticaretin temel ilkelerini düzenleyen çok çeşitli etik kurallar içermektedir. Kur’an-ı Kerim'de, dürüst olmak, hile yapmamak, söz verilen şeyi yerine getirmek, ödemeleri zamanında yapmak ve riskleri en aza indirmek gibi çeşitli ilkeler belirtilmiştir.
Bu nedenle, Türkiye'deki çoğu işletme, İslam'ın bu ekonomik ilkelerine uyum sağlamaktadır. Ayrıca, Türk toplumu, küçük esnaf ve işletmelerin yoğun olduğu bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, Türkiye'de din, özellikle taşra yerleşimlerinde iş hayatına etki etmektedir. İslamiyet, toplumda karşılıklı güveni arttırarak işletmelerin birbirleriyle iş yapmalarına yardımcı olmaktadır.
| Örnek | Ekonomik Etki |
|---|---|
| Zeytinyağı | Zeytin, İslam'da kutsal bir meyve olarak kabul edilir ve Türkiye bu alanda en büyük üreticidir. Zeytinyağı, İslami geleneklerde düğün, doğum ve bayram gibi birçok özel günde kullanılır. Bu nedenle, zeytinyağı üretimi, İslami olarak özellikle Bozcaada'da, turizm ve ekonomik hayatta önemli bir yere sahiptir. |
| Helal Gıda Sertifikası | İslam geleneklerine uygun olarak üretilen Helal gıda, Türkiye'de 2015 yılında 500 milyon dolarlık bir pazar haline geldi. Bu sektör, turizm ve ihracatta önemli bir yer tutmaktadır. Gıda endüstrisinde Helal sertifikası olan şirketler, birçok ticari fırsat yakalamaktadır. |
| Zekat | Zekat, Müslümanların verdiği yardım olarak kabul edilir. Türkiye'de zekat, zenginlerin fakirlere yardım etme yoludur ve toplumda dayanışmayı arttırır. Bu nedenle, çeşitli zekat vakıfları hem yerel hem de ulusal düzeyde faaliyet göstermektedir. |
Özetle, Türkiye'de din, iş hayatının ve ekonomik hayatın belirleyici bir unsuru olarak kabul edilir. İslam'ın ekonomik ilkeleri, Türk toplumunun kalkınması ve istikrarı için önemli bir role sahiptir. Ayrıca, taşra yerleşimlerinde din, iş hayatına ve günlük yaşama katkı sağlamaktadır.
Taşralarda Dinin Rolü
Din, Türkiye'nin taşra yerleşimlerinde toplumsal yaşama önemli ölçüde etki etmektedir. Camiler, insanların ibadet için bir araya geldiği, toplumsal hayatta insanlar arasındaki etkileşimi artıran merkezlerdir. Taşralardaki camiler, insanların bir arada bulunmasını sağlar ve dini etkinliklerin gerçekleştirilmesine olanak tanır. Camilerin yanı sıra, dernekler de taşralarda toplumsal hayatta önemli bir yere sahiptir. Bu dernekler, insanların ortak bir amaç için bir araya gelmesine imkan sağlar ve toplumsal dayanışmayı artırır.
Dinin ticari hayattaki etkisi de taşralarda oldukça belirgin bir şekilde görülmektedir. Örneğin, bazı taşra yerleşimlerinde, dini sebeplerden dolayı ticari işletmelerin belirli günlerde kapalı olması gerekmektedir. Bu, dinin ticari hayattaki yansımalarının bir örneği olarak gösterilebilir. Ayrıca, taşralarda sıkça rastlanan adetlere de dinin etkisi büyüktür. Örneğin, düğünlerde ve bayramlarda yapılan geleneksel etkinlikler, dinin toplumsal hayattaki yansımalarının bir örneğidir.
Sonuç olarak, Türkiye'nin taşra yerleşimlerinde dinin toplumsal hayata etkisi oldukça belirgindir. Camiler ve dernekler gibi merkezler, insanlar arasındaki iletişimi artırırken, dini etkinlikler sayesinde toplumsal dayanışmayı güçlendirmektedir. Ticari hayatta da dinin yansımaları görülmektedir. Taşralarda rastlanan adetlerin büyük bir kısmı, dinin etkisinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple, Türkiye'de dinin toplumsal hayattaki yeri ve etkisi, özellikle taşra yerleşimlerinde önemli bir konudur.
Camiler ve Dernekler
Camiler ve dernekler, Türkiye'nin taşra yerleşimlerinde önemli bir toplumsal yapıdır. Camiler, insanların ibadetlerini yapmak için bir araya geldiği yerlerdir ve aynı zamanda toplumsal hayatta birçok fonksiyonu yerine getirirler. Özellikle taşralarda camiler, toplumsal yaşamın merkezi konumundadır ve insanların günlük sosyalleşmelerinde de önemli bir yer tutarlar.
Camilerin yanı sıra, dernekler de taşralarda önemli bir yer tutarlar ve insanların bir araya gelerek kapalı alanlarda toplumsal faaliyetlerde bulunmalarını sağlarlar. Özellikle ilçe ve köy dernekleri, topluluklarının ihtiyaçlarına göre hizmetler sunarlar ve insanların dayanışma içinde yaşamasını sağlarlar. Bu dernekler, genellikle geleneksel işlerin yanı sıra, kültürel faaliyetler, toplumsal organizasyonlar ve yardım faaliyetleri de yürütürler.
Taşralarda camiler ve dernekler, toplumsal yapıyı korumada ve güçlendirmede önemli bir rol oynarlar. Bu yapılar, insanların birbirlerini tanımasını, yardımlaşmasını ve bir arada yaşamanın önemini anlamalarını sağlarlar. Bu yapılar, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve dayanıklılık gibi kavramların da yerleşmesine yardımcı olurlar. Toplumun küçük birimi olan bu yerleşimlerdeki camiler ve dernekler, geniş çapta Türkiye'nin toplumsal yapılarında önemli bir yer tutarlar.
Din ve Ticaret
Din ve ticaret ilişkisi Türkiye'de taşra kesiminde oldukça önemlidir. Birçok kişi ticaret yaparken dinin öğretilerine uygun davranmaya çalışır. Örneğin, helal ve haram konuları oldukça dikkatle takip edilir. Ayrıca, Müslümanlıkta faiz haram olduğundan, faizsiz finans kurumları olan katılım bankaları da ticarette oldukça tercih edilir.
Ayrıca, bazı taşra kesimindeki küçük esnafın, dini motiflerle süslenmiş ürünler satarak müşterilerine daha fazla çekici gelmeye çalıştığı da görülür. Bunun bir örneği ise, İstanbul'da bulunan Eminönü semti olarak örnek verilebilir. Bu semtteki çarşıda, dini motiflerle süslenmiş gümüş, altın ve takılar satılır. Hatta bazı esnaflar, dükkanlarını cami gibi süsleyerek müşterilerine daha samimi bir ortam sunmaya çalışır.
Bunların yanı sıra, bazı girişimciler de dinin öğretilerine uygun iş fikirleri geliştirerek ticaret yaparlar. Örneğin, helal gıda ürünleri, dini ihtiyaçları karşılayan ürünler veya kalıpları Kur'an olan çikolatalar gibi ürünlerin satışı yapılır. Bunun yanı sıra, düzenlenen fuarlarda da dinî ürünlerin satışı oldukça önemlidir.
Tüm bu örnekler, Türkiye'deki taşra kesiminde dinin ticaret hayatında oynadığı rolün önemini göstermektedir. Dinin etkisi altında olan bir toplumda, ticaretin de bu etkiden nasibini alması oldukça doğal bir durumdur.
Türkiye'de Din ve Toplumsal Cinsiyet
Türkiye'de din toplumunun toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın hakları üzerindeki etkisi oldukça tartışmalıdır. İslam'ın yaygın olduğu Türkiye'de kadınların toplumsal hayattaki pozisyonu ve hakları dinin yorumlanması ile şekillenmektedir.
Bir yanda kadınların özgürleşmesi ve haklarının geliştirilmesi için mücadele eden birçok kadın örgütü bulunurken, diğer yanda İslam'ın yorumlanışına göre kadınların belirli alanlarda erkeklerden ayrılması, örtünmesi ve ev işleri ile uğraşması gerektiği ileri sürülmektedir.
Özellikle İslami kesimlerde kadının aile içindeki rolü ve ailenin korunması İslami değerler açısından oldukça önemlidir. İslami görüşe göre kadın özellikle ev ve aile hayatı ile ilgilenerek erkeği desteklemeli ve çocuk yetiştirmelidir. Bu değerler erkeğin kadından daha üstün olduğu ve kadının toplumdaki yerinin erkeğin gerisinde olduğu şeklinde yorumlanabilir.
Bu noktada kadınların din ile alakalı hakları da tartışmalıdır. İslam dini, erkek ve kadının tamamlayıcı olduğunu savunurken bununla birlikte kadınların bazı hakları erkeklerden eksik sayılabilir. Örneğin, İslami nikah sözleşmelerinde kadının rızası olmadan boşanma işlemi gerçekleşemez ancak erkeğin tek taraflı boşama hakkı bulunur. Öte yandan, paylaşımlarda kadınların erkeklerden daha az hakkı oluşu, kadının miras hakkının erkeğe göre yarısı olması gibi konular kadınların din ile ilgili hakları üzerine düşünülmesi gereken meseleler arasında yer almaktadır.
Türkiye'de hem İslam'a bağlı hem de laik kesimler arasındaki farklı yorumlayışlar nedeni ile kadın hakları ve toplumsal cinsiyet konusunda farklı görüşler öne sürülür. Ancak günümüzde kadınların toplumsal hayatta eşit haklara sahip olması ve İslam dininin eşitlik ilkesi doğrultusunda yorumlanması gerektiği konusunda giderek artan bir farkındalık mevcuttur.
Din ve Eğitim İlişkisi
Türkiye'de din, eğitim hayatında oldukça önemli bir yere sahip. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren İmam Hatip Okulları, din eğitimi alanında en önemli kurumlardan biridir. İmam Hatip Okulları, öğrencilere hem din dersleri hem de genel eğitim dersleri vererek, öğrencilerin hem dini hem de dünyevi konularda kendilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bunun yanı sıra, bazı devlet okullarında da seçmeli dersler olarak din eğitimi verilmektedir.
Türkiye'de din eğitimi sadece okullarda verilmez. Ayrıca, camilerde de dini eğitim verilir. Camilerdeki eğitimler, haftalık bazda düzenlenen dini sohbetler, vaazlar, hutbeler ve Kuran-ı Kerim okumaları şeklinde gerçekleştirilir. Bu sayede, camiler hem dini hem de toplumsal hayatta önemli bir yere sahip olurlar.
Türkiye'deki din eğitimi sistemi, bazı eleştirilere de konu olmaktadır. Bazı kesimler, din eğitiminin ağırlıklı olarak İslam dini üzerine odaklanması ve diğer dinlere yer verilmemesi nedeniyle eleştirilerde bulunmaktadırlar. Bunun yanı sıra, bazı kesimler de din eğitiminin, öğrenciler üzerinde baskıcı bir etki yaratması ve farklı düşünceleri benimsemiş öğrencilerin dışlanmasına sebep olması nedeniyle eleştiriler yöneltebilmektedirler.
Ancak, genel olarak bakıldığında, Türkiye'de din eğitimi, toplumsal hayatta önemli bir yere sahip olmuştur. Hem İmam Hatip Okulları hem de camiler, toplumda dini kültür ve bilincin korunmasına ve yayılmasına yardımcı olmaktadırlar. Ayrıca, din eğitiminin, öğrencilere ahlaki değerleri kazandırarak, kötü alışkanlıklardan korunmalarına da yardımcı olduğu düşünülmektedir.
Din Eğitimi
Türkiye'nin nüfus yapısının çoğunluğu Müslümandır ve din, Türk toplumunda önemli bir yer tutar. Bu nedenle, din eğitimi de Türk eğitim sisteminde önemli bir yer tutar. Din eğitimi, öğrencilere dini ilke ve pratikler hakkında bilgi vermek ve toplumda dinin önemini vurgulamak için yapılan bir eğitimdir.
Türkiye'de din eğitimi iki türde yapılmaktadır: kamusal ve özel. Kamusal din eğitimi, devlet okullarında okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerini içerir. Bu derslerde, öğrencilere İslam dinindeki temel kavramlar, inançlar, ibadetler ve ahlaki değerler öğretilir. Özel din eğitimi ise genellikle camilerde veya İmam-Hatip okullarında alınır.
Din eğitimi sunarken, öğrencilere fırsatlar sağladığı kadar zorluklar da sunabilir. Örneğin, dini inançlarına göre eğitim almak isteyen öğrencilerin, diğer öğrenciler tarafından dışlandığı veya ötekileştirildiği durumlar olabilir. Ayrıca, İmam-Hatip okullarında verilen eğitimi diğer okullardan farklı bir eğitim olarak kabul etmeyen ebeveynler de olabilir. Bunun yanı sıra, İslam diniyle ilgili yanlış anlaşılmalar veya yanlış anlatımlar, öğrencilerin kafasında karışıklığı ve bilgi eksikliğini artırabilir.
| Eğitim Türü | Fırsatlar | Zorluklar |
|---|---|---|
| Kamusal Din Eğitimi | Devlet okullarında her öğrenciye sunulur. İslam dininin temel kavramları ve değerleri öğretilir. | Özel dini inanışlarına göre eğitim almak isteyen öğrencilerin diğer öğrenciler tarafından ötekileştirme riski vardır. |
| Özel Din Eğitimi | Cami veya İmam-Hatip okullarında alınır. İslam dininin daha detaylı ve kapsamlı bir eğitimi sunulur. | İmam-Hatip okullarında alınan eğitim diğer okullardan farklı bir eğitim olarak kabul edilmez. Ayrıca, dini inançlarına göre eğitim almak istemeyen öğrenciler de olabilir. |
Türkiye'de din eğitimi sunarken, öğrencilere farklı fırsatlar ve zorluklar sunulur. Ancak, bu eğitimin amacı, öğrencilere İslam dininin temel kavramlarını öğretmek ve toplumda dinin önemini vurgulamaktır. Din eğitimi, insanların dinleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayarak toplumsal hayatın bir parçası olmalarına katkıda bulunur.
Laleli Semtindeki Medreseler
Laleli semti, İstanbul'un tarihi ve turistik yerlerinden birisidir. Bu semtte bulunan medreseler ise, Osmanlı'dan günümüze kadar uzanan tarihiyle dikkat çekmektedir.
Laleli'de yer alan iki önemli medrese, Şehzadebaşı Medresesi ve Laleli Camii Medresesi'dir. Şehzadebaşı Medresesi, Osmanlı döneminde eğitim kurumu olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise, turistlerin ilgisini çeken tarihi mekanlardan birisidir. Laleli Camii Medresesi ise cami ile birlikte yapılıp, bugün halen hizmet vermektedir.
Laleli semtindeki diğer medreseler ise, farklı tarihlerde inşa edilmiştir. Bunların bazıları özelleştirme sonrası otel olarak kullanılırken, bazıları ise boş olarak durmaktadır. Günümüzde ise, bazı vakıflar tarafından korunarak restore edilmektedir.
Laleli semtindeki bu medreseler, tarihi zenginliği ile İstanbul'un turistik açıdan önemli yerlerinden birisidir. Medreselerin korunarak restore edilmesi ve turizm için kullanılması, hem semtin ekonomisine katkı sağlayacak hem de turistlerin İstanbul'u keşfetmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
Din ve Kültür
Türkiye, tarihi boyunca farklı inançlara sahip insanların bir arada yaşadığı bir coğrafya olmuştur. Din, bu toplumsal yaşamda önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye'de dinin kültürel çeşitlilik ve zenginliğe etkileri oldukça derin bir konudur.
Bu etkiler, pek çok alanda görülebilir. Örneğin, Türkiye'de dinin etkisiyle birçok mimari yapı inşa edilmiştir. Camiler, kiliseler ve sinagoglar, dini yapıların en bilinen örnekleridir. Bu yapılar, Türkiye'nin kültürel zenginliğine katkıda bulunmaktadır.
Bunun yanı sıra, Türkiye'de farklı dini inançlara sahip insanlar arasında bir hoşgörü kültürü oluşmuştur. Bu kültür, farklılıkların kabul edilmesi ve saygı gösterilmesi fikrine dayanır. Bu sayede, Türkiye'de birçok farklı dini bayram kutlamaları yapılmaktadır ve bu kutlamalar, ülkenin zengin kültürel mirasının bir parçasını oluşturmaktadır.
Ayrıca, Türkiye'deki folklorik ve geleneksel kültürde de din etkisini göstermektedir. Özellikle Anadolu'da, Türk halk müziği ve dansları özellikle Ramazan ve Kurban Bayramları gibi dini günlerde yapılmaktadır. Bu müzik ve danslar, Türk kültürünün bir parçasıdır ve dini yapıya büyük saygı gösterilmektedir.
Özetle, Türkiye'deki dinin kültürel çeşitlilik ve zenginliğe etkileri oldukça geniştir. Farklı dinlere sahip insanlar arasındaki hoşgörü kültürü, dini yapıların mimari özellikleri, dini bayramların kutlanması ve folklorik kültürdeki yansımaları, Türkiye'nin zengin kültürel mirasının bir parçasını oluşturmaktadır.
Osmanlı'da Din ve Sanat
Osmanlı İmparatorluğu döneminde din, sanat hayatının merkezinde yer alırken, sanat eserleri de buna bağlı olarak şekillenmiştir. Bu dönemde dinin etkisiyle oluşan sanat eserleri, İslam kültürü ile harmanlanarak oldukça zengin bir çeşitlilik sunmuştur. Osmanlı, sanat ve mimari alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla kendisine özgü bir kimlik oluşturmuştur.
Osmanlı döneminde camiler, türbeler, kütüphaneler, medreseler, çeşmeler ve köprüler gibi çok sayıda sanat eseri inşa edilmiştir. Bu sanat eserlerinde İslam sanatının yerel özelliklerle harmanlanarak farklı bir tarz oluşturduğu görülebilir. Cami mimarisi, hat sanatı, ebru, minyatür ve süsleme sanatları gibi birçok sanat dalında Osmanlı dönemi eserleri oldukça ünlüdür.
Osmanlı dönemi sanatçılarının çoğu, din konulu eserler üretirken, dinin etkisi ile İslami motifleri eserlerinde sıklıkla kullanmıştır. Özellikle minyatür sanatı, Osmanlı dönemi sanatı içinde oldukça öne çıkmıştır. "Edepname" ve "Divan-ı Hümayun" gibi eserler, minyatür sanatının en önde gelen örneklerindendir. Sanatçılar, haremlerden aldıkları ilhamla kadın tabloları da üretmiştir.
Diğer yandan, Osmanlı döneminde, özellikle Mevlevilik tarikatının etkisiyle, sema törenleri de oldukça yaygındı. Bu törenlerde, dinin etkisiyle farklı bir sanat alanı oluşmuş ve sema ayinleri, o dönemde insanların zevkle izlediği bir gösteri haline gelmiştir.
Sonuç olarak, Osmanlı döneminde din, sanat hayatında oldukça büyük bir yere sahipti. Dinin motifleri, mimari ve minyatür gibi birçok sanat dalında sıklıkla kullanılmıştır. Bu sayede, Osmanlı dönemi sanat eserleri, zengin bir İslami kimlikle şekillenmiştir ve günümüzde de hala büyük bir ilgiyle izlenmektedir.
Dindarlık ve Popüler Kültürde Yansımalar
Türkiye'de din, toplumsal hayatın birçok alanında yer almakta ve popüler kültür de bu alanlardan sadece biri. Popüler kültürde din, bir yandan doğrudan ele alınırken diğer yandan da dolaylı yollardan yansımalarını gösterir. Müzikten sinemaya, televizyon programlarından günlük hayata kadar pek çok alanda dinin yansımalarına rastlamak mümkün.
Bununla birlikte, popüler kültürde dinin yansımaları sadece pozitif yönde değil, bazen de olumsuz etkiler yaratır. Dinin objektif olarak işlenmemesi, önyargılar ve yanlış algılar yaratılmasına neden olabilir. Bu da toplumun dinî değerlerine zarar verir.
Bir başka olumsuz örnek ise, bazı protesto eylemlerinde dinî sembol ve kurumların kullanılmasıdır. Bu tür eylemler, bir dinin doğru şekilde temsil edilmediği düşüncesi yaratarak dine olan saygıyı olumsuz yönde etkileyebilir.
Popüler kültürün din ile ilişkisi, çeşitli etkinliklerde de kendisini gösterir. Bu tür etkinlikler, semah, ilahi söyleme, mevlit okuma, zikir yapma gibi aktiviteleri kapsar. Bu tür etkinlikler, dinî yaşantıya katkı sağlarken aynı zamanda inanç, kültür ve geleneklerin nesilden nesile aktarılmasını da sağlar.
Genel olarak, Türkiye'de dinin popüler kültür üzerindeki etkisi oldukça fazladır. Dinî öğelerin sıkça kullanıldığı şarkı sözleri, dini motifli ürünlerin satışları, dini temalı filmler ve diziler, dinî sembol ve kurumların kullanımı ve birçok etkinlik, dinin Türk toplumundaki yerini ve etkisini göstermektedir.