Fenomenal Dünya kitabıyla algılarımızı, duygularımızı ve düşüncelerimizi sorguluyoruz Kendimizi keşfetmenin ve dünyayı farklı bir perspektiften görmeyi öğrenmenin bir yolculuğuna çıkın

Bu makalede, insanların hayatları boyunca karşılaştığı algı, duygu ve düşüncelerin nasıl etkileşim halinde olduğu incelenecektir. Birçok insan, bu konuların sırlarını keşfetmek istemektedir. Ancak, önemli olan bu konulara yaklaşım tarzınızdır. Algı, çevresel uyaranları nasıl işlediğimiz ve anladığımızı belirleyen kavramdır.

Duygular, insanların hayatında önemli bir rol oynayan kavramlardan biridir. Olumlu veya olumsuz herhangi bir durumda, insanların hissettikleri şeylerdir. Düşünceler ise insanların hayatında çevresel uyaranları anlama ve yorumlama yollarıdır. Bu süreçlerin nasıl yönetebileceğiniz ve dengede tutabileceğiniz konuları ele alınacaktır.

Bu makale, okuyuculara duygusal yönetim ve düşünce süreçlerinin nasıl yönetilebileceği hakkında ipuçları verecek, böylece daha yüksek bir öz farkındalık ve kendini anlama sağlayacaklardır. Ayrıca, fenomenal dünya olarak bilinen bu dünyanın algı, duygu ve düşünceyle nasıl etkileşimde bulunduğu konusunda da fikirler sunulacaktır.

Algı Nedir?

Algı, kişinin çevresinde olan olayları ve durumları fark etme sürecidir. Çevremizdeki bilgileri duyu organları aracılığıyla algılar, beyne iletilir ve sonrasında bunları yorumlar. Bu süreç, farkındalığı artırmaya, dünya görüşümüzü şekillendirmeye, davranışlarımızı etkilemeye yardımcı olur.

Algı sürecinde duyularımız olan görme, işitme, tat alma, koklama ve dokunma yoluyla çevremizden bilgi toplarız. Kabiliyetimiz, sadece alınan informasyonu yorumlamak değil, aynı zamanda bu bilgileri organize ederek anlamlandırmaktır.

Algı, her birimizin farklı algılaması nedeniyle kişisel olmayı da içerir. İki kişinin aynı olayı tamamen farklı bir şekilde yorumlaması mümkündür. Algımızın kişisel olduğu gerçeği, insanların olay ve durumlara nasıl tepki vereceklerini, olayların nasıl yargılandığını ve yaşam tarzlarının nasıl geliştirildiğini de belirleyebilir.

Duygu ve Düşünce Arasındaki Fark Nedir?

Duygular ve düşünceler, insanlar arasında oldukça önemli bir role sahiptir. Ancak aralarındaki fark pek çoğumuz tarafından tam olarak anlaşılamamaktadır. Duygular, çevremizde yaşadığımız olay ve durumlar hakkında hissettiğimiz şeylerdir. Örneğin, sevgi, mutluluk, öfke, üzüntü ve korku gibi pek çok farklı duygu vardır. Bu duygular, yaşanılan olay veya duruma göre farklılık gösterebilir.

Öte yandan, düşüncelerimiz ise yaşadığımız olayları anlama yollarımızdır. Düşünceler, beklentilerimize, inançlarımıza, değerlerimize ve bilgi birikimimize göre şekillenir. Bu nedenle aynı olaya yaşayan farklı insanlar, farklı düşüncelerle yaklaşabilirler. Düşüncelerimiz, gelecekle ilgili hedeflerimizi belirleyebilir ya da karar verirken bize rehberlik edebilirler.

Bu bağlamda, duygular ve düşüncelerimiz arasındaki farkı anlamak, duygusal ve zihinsel sağlığımızı korumak açısından oldukça önemlidir. Duygusal zeka, duygularınızı tanımanız, anlamanız, ifade etmeniz ve yönetmeniz konusunda size yardımcı olabilir. Zihinsel sağlık ise düşüncelerinizi fark etmek, yönetmek ve değiştirmek açısından önemlidir.

Duygu Yönetimi

Duygularınızı tanımak ve yönetmek, hayatınızda önemli bir rol oynar. Stresli durumlarda veya sizi rahatsız eden şeyler yaşadığınızda, duygularınızı ele almak daha kolay olabilir. Ancak, bazen, duygularınızın sizi yönettiğini hissedebilirsiniz. Duygularınızın sizi yönetmesine izin vermek, iş ve özel yaşamınızda sorunlara neden olabilir. Bu yüzden, duygularınızı yönetmeniz ve kontrol altına almanız önemlidir.

Birçok insan, duygusal olaylarla başa çıkarken, başa çıkma mekanizmaları olarak alkolle veya başka yöntemlerle uyuşturucu kullanımına başvurabilir. Ancak bu yöntemler, daha da büyük sorunlara yol açabilir. Duygularınızı tanıyıp yönetmeniz gereklidir. Kendinizi tanımak konusunda sahip olabileceğiniz en büyük yardım, öz farkındalıktır.

Bir diğer önemli nokta, duygularınızı açıkça ifade edebilmektir. Duygularınızı ifade ederek, herkesin sizinle aynı saygı düzeyinde olacağı değil, daha olgun bir iletişim yolu elde edeceğinizdir. Bu, hem iş hem de özel hayatınızda size yardımcı olacaktır.

Duygularınızı ifade etmenin bir diğer yararı, stresle başa çıkma yeteneğinizi artırmasıdır. Stresli durumlarda, pozitif bir tutum sergileyebilir veya sorunları daha yaratıcı bir şekilde ele alabilirsiniz. Eğer duygularınızı kontrol altına alabilir ve stresle başa çıkabilirseniz, daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz.

Öz farkındalık

Öz farkındalık, kendinizi anlamanız ve tanımanız anlamına gelir. Duygularınızın ne olduğunu anlamak, onları daha iyi yönetmenize yardımcı olabilir. Kendinizi daha iyi tanıdığınızda, nasıl hissettiğinizi daha kolay ifade edebilir ve stresle başa çıkmanız daha kolay olabilir.

Bazı insanlar duygularını ifade etmek konusunda zorlanırlar, belki de utanç, öfke veya korkuları aşmakta güçlük çekerler. Kendinizi daha iyi tanıdığınızda, bu duyguların neden kaynaklandığını ve nasıl ele alınacağını daha iyi anlayabilirsiniz. Ayakta kalmak ve daha iyi hissetmek için gerekli adımları atabilirsiniz.

Örneğin, kendinizi yargılamadan önce neden üzgün veya öfkeli olduğunuzu anlamalısınız. Sadece bu duyguları tanımak, onları ifade etmek için kendinize izin vermenize yardımcı olur. Bu da, kendinizi daha iyi anlamanıza ve başkalarıyla daha açık fikirli bir şekilde iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır.

Bu nedenle, öz farkındalık son derece önemlidir ve duyguların tanınması ve kontrol edilmesine yardımcı olur.

Dışa Vurma Becerileri

Duygularınızı elinizde tutmak her zaman sağlıklı bir seçenek değildir. Bunun yerine, duygularınızı açıkça ifade etmek, daha olgun bir tutum sergilemenize yardımcı olabilir. Duygularınızı açıkça ifade etmek, iletişim becerilerinizin geliştirilmesine de katkı sağlar.

Birçok insan, duygularını nasıl açıkça ifade edeceğini bilmez ya da endişeleri ile başa çıkmak için sağlıklı yöntemler öğrenmek istemezler. Aslında, duygularınızı açıkça ifade etmek, ilişkilerinizi geliştirmenize ve daha iyi anlaşılmanıza yardımcı olabilir. Bu nedenle, duygusal durumlarınızla ilgili bütün sorunlarınızı açıkça dile getirmek için zaman ayırmanız önemlidir.

Duygusal ifade konusunda kendinizi ilerletmek için aşağıdaki ipuçlarını uygulayabilirsiniz:

• Duygularınızın farkında olun ve neler hissettiğinizi anlayın.
• Duygularınızı saklamak yerine, açıkça dile getirin.
• Duygularınızı ifade ederken, karşınızdaki kişinin de hislerini dikkate alın ve saygı gösterin.
• Olumsuz duygularınızı ifade ederken, bölgesel ya da zamansal bir sınırlama getirerek, karşı tarafı suçlamaktan kaçının.
• Duygusal ifade konusunda çevrenizdeki kişilerle konuşarak, bu konuda ilerleme kaydedebilirsiniz.

Düşünce Süreçleri

Düşüncelerimiz, hayatta karşılaştığımız olayların anlamını çıkarmamıza ve kararlar vermeye yardımcı olur. Ancak, düşüncelerimizi doğru yönde yönetmediğimizde, yanlış kararlar alabilir ve olumsuz sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bu nedenle, düşüncelerimizi fark etmek ve yönetmek hayatımızın farklı alanlarında daha iyi kararlar almamızı sağlayabilir.

Düşüncelerimizi yönetmek, özellikle stresli ya da zorlu durumlarda daha önemlidir. Kontrolsüz düşünceler sadece daha fazla stres yaratır, aynı zamanda yanlış kararlara neden olabilir. Düşüncelerimizi kontrol etmek, daha iyi problem çözme ve daha olumlu sonuçlar elde etmemize yardımcı olabilir.

Düşüncelerimizi yönetmenin bir yolu, mantık ve duygu arasındaki dengeyi sağlamaktır. Mantıklı düşünmek önemli olsa da, duygularımız da karar verirken dikkate alınmalıdır. Düşüncelerimizi doğru yönlerde yönlendirmek için, negatif düşünceleri olumluya çevirebilir, olumlu düşünceleri pekiştirebilir ve en olası sonuçları değerlendirebiliriz.

Düşüncelerimizi yönetmenin bir başka yolu da, mevcut durumu ve düşüncelerimizi objektif bir şekilde analiz etmektir. Sorunları tanımlamak, alternatif çözümler bulmak ve her bir çözümün avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmek önemlidir. Ayrıca, daha geniş bir perspektif kazanmak için başkalarıyla görüş alışverişinde bulunmak da yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, düşüncelerimizi fark etmek ve yönetmek, daha iyi kararlar vermeye ve hayatımızın farklı alanlarında daha iyi sonuçlar elde etmeye yardımcı olabilir. Düşüncelerimizi kontrol altına alarak, stresle başa çıkabilir, daha fazla özgüven kazanabilir ve mutlu bir yaşam sürdürebiliriz.

Mantık ve Duygu Arasındaki Dengenin Sağlanması

Mantık ve duygu arasındaki denge, birçok insan için önemli bir konudur. Kararlar verirken, sadece mantıksal düşüncelerimizi değil, duygularımızı da dikkate almamız gerekmektedir. İkisi arasındaki dengeyi sağlamak, doğru kararların verilmesini sağlayabilir.

Bununla birlikte, sadece duygularınıza dayanarak karar vermek de yanlıştır. Duygularınızın etkisi altında, mantıklı düşünemeyebilirsiniz. Bu durumda da yanlış kararlar alabilirsiniz. Bu sebeple, mantık ve duygunun dengesini kurmak önemlidir.

Bu denge, her zaman kolay sağlanmayabilir. Ancak, duygu durumunuzu kontrol altında tutarak, mantıklı kararlar vermeniz mümkün olabilir. Bu durumda, öncelikle duygu durumunuzu tanımanız gerekmektedir. Hangi durumlarda, hangi duygulara sahip olduğunuzu bilmek, daha doğru kararlar almanıza yardımcı olabilir.

Bunun yanı sıra, karar verirken mantıklı açıdan olayları değerlendirmek gerekmektedir. Bu durumda, çoğu zaman duyguların etkisi azalmaktadır ve daha sağlıklı kararlar verilmesi mümkün olmaktadır.

Genel olarak, mantık ve duygu arasındaki dengenin sağlanması, doğru kararlar almak açısından son derece önemlidir. Bu dengenin kurulması için, hem duyguların hem de mantığın kullanılması gerekmektedir. Ancak bu dengenin nasıl kurulacağı, her insan için farklı olabilir. Bu nedenle, her insan kendisi için en uygun dengeyi bulmak için çaba göstermelidir.

Düşüncelerinizi Yönetme Becerisi

Düşüncelerimiz her zaman doğru olmayabilir, özellikle stresli ya da zor durumlarda daha da çarpıtabilirler. Bu nedenle, düşüncelerimizi yönetme becerilerine ihtiyacımız vardır. Düşüncelerimizi kontrol etmek, duygusal yanıtlarımızı kontrol etmekle biraz benzerlik gösterir. Daha iyi bir karar vermek istiyorsanız, düşüncelerinizi yönetin. Çoğu zaman, stresli durumlarda, düşüncelerimiz bizi yönlendirir ve daha sonra pişmanlık duyabiliriz.

Bu nedenle, düşüncelerimiz üzerinde kontrol sağlamaya çalışmalıyız. Düşüncelerinizi yönetebilmeniz için, ilk adım onları fark etmektir. Kendinize sık sık "Şu anda ne düşünüyorum?" diye sorun ve cevap vermeye çalışın. Düşüncelerinizin gerçek olduğundan emin mi olmak istiyorsunuz? O zaman onları gerçeklerle test edin. Bir düşüncenin gerçek ya da çarpıtılmış olduğunu anlamak için, gerçeklerle karşılaştırın.

Başka bir yol, düşünceleriniz üzerinde kontrol sağlayabileceğinizde kendinize hatırlatıcılar koymaktır. Örneğin, bir not alabilirsiniz ve o notu, kendinize hatırlatmak için çalıştığınız düşüncelere iliştirebilirsiniz. Bunu yaparak, konsantrasyonunuzu ve karar verme becerinizi geliştirebilirsiniz.

Fenomenal Dünya

Fenomenal dünya, insanların çevreleriyle etkileşiminde kullandıkları algı, duygu ve düşüncelerden oluşan bir dünya olarak nitelendirilebilir. Algı dünyanız, etrafınızdaki olayların ve durumların kişisel yorumunuzla birleştiği yerdir. Duygu, içinde bulunduğunuz durumlara karşı hissettiğiniz tepkilerdir. Düşünce, olayları anlama, yorumlama, değerlendirme ve problem çözme becerilerinizi yansıtır. Bir insanın algısı, duyguları ve düşünceleri onun hayatındaki kararları ve eylemleri belirler. Dolayısıyla, fenomenal dünya hayatımızın önemli bir parçasıdır ve bize çevremizdeki her şeyle ilgili farkındalık kazandırır.

Algı, duygu ve düşüncelerimiz, hayatımızın büyük bir kısmını etkilese de, nadiren bunların farkında oluruz. Bunları daha iyi anladığımızda, kendimizi ve çevremizi daha iyi anlama şansı elde ederiz. Fenomenal dünya, bizim için kendimizin, başkalarının ve dünya hakkındaki farkındalığımızı artırır. Bu farkındalık, hayatımızın birçok alanında daha bilinçli kararlar alabilmemizi sağlayabilir.

Algısal Yanılsamalar

Algısal yanılsamalar, çevrenizden aldığınız bilgiyi yanlış bir şekilde algıladığınız ve dolayısıyla yanlış sonuçlara ulaştığınız durumlardır. Bu tür yanılsamalar, önyargılarınızdan, sınırlı deneyimlerinizden veya önyargılardan kaynaklanabilir.

Örneğin, bir insanın karanlıkta görülen bir nesneyi yılan olarak algılaması veya aşırı heyecanlı bir durumda yalnızca olumsuz yönleri fark etmesi, birçok insanın algısal yanılsamalara düştüğü durumlardır.

Bu tür yanılsamalar, doğru karar vermemize ve sağlıklı ilişkiler kurmamıza engel olabilir. Bu nedenle, algısal yanılsamalar konusunda kendinizi eğitin ve çevrenizdeki olayları nesnel bir şekilde değerlendirebilmek için farkındalığınızı artırın.

• Önyargılarınızı fark edin ve onları mümkün olduğunca kontrol altına alın.
• Olaylara ve durumlara nesnel bir bakış açısıyla yaklaşın ve yargılamadan önce düşünün.
• Farklı bakış açılarına açık olun ve başkalarının düşüncelerini dinleyin.
• Daha fazla deneyime sahip olmak için yeni yerler keşfedin ve yeni insanlarla tanışın.

Algısal yanılsamaların sizin karar vermenizi etkilemesine izin vermeden önce, deneyimleriniz hakkında sağlıklı bir farkındalık geliştirmek için çalışın. Bu, kendinize, ilişkilerinize ve gelecekteki başarılarınıza yarar sağlayacaktır.

Düşünce Yanılsamaları

Düşüncelerimizin tamamen gerçekçi olmadığı ve bizi yanıltabileceği bir gerçektir. Düşünce yanılsamaları, düşüncelerimizdeki çarpıtmalar ve yanlış anlamalar nedeniyle oluşur. Bu durum, kararları vermenizi zorlaştırabilir ve doğru olmayan sonuçlara yol açabilir.

Bunun bir örneği, "doğruluk yanılsaması" olarak bilinen bir durumdur. Bu durumda, bir kişi, daha önce verilen bir bilginin doğru olduğundan mutlaka emin olur. Bu, kişinin beynindeki inançlarına dayanarak, objektif gerçeklere göre karar vermesine neden olabilir. Aynı şekilde, "kıyas yanılsaması" olarak adlandırılan bir diğer durumda, insanlar farklı şeyleri benzer yanlarına göre karşılaştırarak yanlış sonuçlara ulaşabilirler.

Düşünce yanılsamaları, insanlar arasındaki tartışmaların da bir nedenidir. Farklı düşünceleri olan insanlar, farklı yanlış anlama sebeplerine sahip olabilirler ve bu sebeple birbirlerinden farklı sonuçlara varabilirler.

Düşünce yanılsamalarından kaçınmak için, düşüncelerimizi açık bir şekilde analiz etmemiz ve objektif bir bakış açısıyla değerlendirmemiz gerekir. Ayrıca, diğer insanların farklı düşüncelerini de saygıyla karşılamamız gerektiğini unutmamalıyız.

Bir diğer önemli nokta, düşünce süreçlerimizi sadeleştirmektir. Bunu yapmak için, düşüncelerimizi fark etmeli ve olumsuz düşüncelerimize odaklanmak yerine, pozitif düşüncelerle değiştirmeliyiz. Bu, duygusal sağlığımızı korumamıza yardımcı olacaktır.

Kendinizi Kavramaya Dair Bazı Örnekler

Kendinizi iyi tanımak, kendinize inanmak ve kendinize değer vermek hayatınızı olumlu yönde etkileyecektir. Kendinizi tanımak için yapmanız gerekenleri sizler için listeledik.

• Kendinize zaman ayırın: Kendinizi tanımak için ilk adım kendinize zaman ayırmaktır. Zaman ayırarak kendinize neyin iyi geldiğini ve neyin size mutlu ettiğini anlayabilirsiniz.
• Meditasyon yapın: Meditasyon yaparak zihninizi ve bedeninizi rahatlatabilir, iç dünyanızda olup bitenleri keşfedebilirsiniz. Meditasyon sayesinde kendinizi daha iyi anlayabilirsiniz.
• İlgi alanlarınızı keşfedin: Kendinizi tanımak için ilgi alanlarınızı keşfedin. Kendinize nelerden zevk aldığınızı, hangi etkinliklerden hoşlandığınızı bulun.
• Günlük tutun: Kendinizi tanımanın bir diğer yolu da günlük tutmaktır. Günlük tutarak iç dünyanızdaki değişimleri, hissettiklerinizi ve düşüncelerinizi yazabilirsiniz.
• Kendinize dürüst olun: Kendinizi tanımak için kendinize dürüst olun. Kendinizi olduğunuz gibi kabul edin ve kendinize karşı dürüst olun.

Bu yöntemleri uyguladığınızda kendinizi daha iyi tanıyacak ve hayatınızı daha mutlu bir şekilde yaşayacaksınız. Kendinizi tanıdığınızda kendinize daha fazla güvenerek, hayatınızda daha büyük adımlar atabilirsiniz. Bunun sonucunda da daha tatmin edici bir hayat sürdürebilirsiniz.

Kişilik Özellikleri

Kişilik özellikleri, her insanın benzersiz olarak sahip olduğu özelliklerdir. Bu özellikler insanların iç dünyasında yer alır ve kişinin davranışlarını şekillendirir. Kişinin sahip olduğu kişilik özellikleri hayatındaki başarılarını, etkililiğini, iş ve sosyal hayatındaki etkileşimlerini doğrudan etkiler. Kişilik özelliklerinizi tanıdığınızda, çevrenizdeki insanların sizi daha iyi anlamasını sağlarsınız ve olumlu bir itibar oluşturabilirsiniz.

Kişilik özellikleri değişkenlik gösterir ve bazıları kişinin doğasında yer alırken, bazıları da kişinin deneyimleri sonucu edinilir. Örneğin, bazı insanlar doğuştan daha sabırlıyken, bazıları bunu zamanla öğrenirler. Kişilik özelliklerini tanımak, kişinin kendini daha iyi anlamasını sağlar ve kişinin kendisini daha fazla geliştirmesine yardımcı olur.

• Bazı kişilik özellikleri:
• Sabır
• Kararlılık
• Açık fikirlilik
• Empati
• Tutarlılık
• Sorumluluk sahibi olma
• Ambisyon
• Disiplin

Kişilik özelliklerinin farkında olmak, kişinin kendisini daha iyi anlamasını ve öz farkındalık seviyesini arttırmasını sağlar. Bu özellikler aynı zamanda kişinin kendine güvenini de arttırır ve iş hayatında, sosyal hayatta ve kişisel gelişimde etkili olur. Özellikle liderlik pozisyonundaki kişilerin kendilerine özgü kişilik özellikleri, liderlik vasıflarını belirleyen bir unsurdur. Kişinin kendine özgü özelliklerinin farkında olması, karar verme sürecinde ve çevresiyle etkileşimde daha başarılı olmasına yardımcı olur.

Algı Nedir?

Algı, insanların çevrelerinden gelen bilgileri işleme ve anlama sürecidir. Kendi dünyamızda yaşadığımız ve aldığımız tüm bilgileri yorumlayarak hayatımızı şekillendiririz. Algı seviyemiz farklı olabilir ve bir olayı farklı şekilde yorumlayabiliriz. Örneğin, aynı yemeği seven bir kişi, diğer kişi için iğrenç gelebilir. Algısal farklılıklarımız, görüş açılarımızın farklı olduğunu gösterir. Algılama sürecimiz, düşüncelerimiz ve duygularımızla bağlantılıdır ve bu yüzden hem algı, hem de duygu ve düşünce süreçlerini anlamak hayatımızı daha iyi hale getirir.

Ahlaki Değerler

Ahlaki değerler, kişinin inançları ve değerleri doğrultusunda doğru ve yanlış arasında ayırım yapmak için kullandığı bir ölçüttür. Bireylerin ahlaki değerleri, çoğunlukla aile, toplum ve kültürel inançlar tarafından şekillenir. Kişisel ahlaki değerler, kişiyi diğer insanlardan ayıran özelliklere sahip olabilir.

Ahlaki değerlere sahip olmak, kişinin etik davranışlar sergilemesine yardımcı olabilir. Bu, özellikle iş yerinde ve toplumda profesyonel bir kişi olarak kabul edilmek için önemlidir. Ahlaki değerler, dürüstlük, saygı, adalet, güvenilirlik ve sorumluluk gibi değerleri içerebilir.

• Dürüstlük: Dürüstlük, doğruyu söylemek ve doğru davranmak anlamına gelir. Bu, başkalarını kandırmamak ve yanlış bilgi vermemektir.
• Saygı: Saygı, başkalarına saygı duymak anlamına gelir. Bu, başkalarının fikirlerine saygı göstermek ve insanların haklarını korumaktır.
• Adalet: Adalet, eşit davranmak anlamına gelir. Bu, başkalarının haklarına saygı göstermek ve eşit fırsatlar sunmaktır.
• Güvenilirlik: Güvenilirlik, sözlerinizin arkasında durmak anlamına gelir. Bu, başkalarına vaatlerde bulunmadan önce düşünmek ve sözlerinizi yerine getirmek anlamına gelir.
• Sorumluluk: Sorumluluk, kendi eylemlerinizin sonuçlarına katlanmak anlamına gelir. Bu, başkalarını suçlamak ve özür dilemeden önce sorumlu olduğunuz eylemler hakkında düşünmek anlamına gelir.

Ahlaki değerlere sahip olmak, kişinin kendine ve diğer insanlara saygılı yaklaşmasına yardımcı olur. Bu, kişinin saygınlığını ve itibarını artıracaktır. Kişisel ahlaki değerleri korurken, kişi, başkalarına karşı daha insancıl, daha mantıklı ve daha uyumlu bir tavır sergileyecektir.