Londra'nın gizli kalmış tarihi yerleri keşfetmeye hazır mısın? Bu rehberimizde şehrin önemli turistik yerlerinin dışında bilinmeyen, farklı ve sıradışı mekanlarına yakından bakacağız. Londra'nın tarihi dokusunu keşfetmek isteyenler için kaçırılmayacak bir liste!
Londra, tarihi binalar, pub'lar, müzeleri ve parkları ile ünlü bir şehirdir. Bunların yanı sıra keşfedilmemiş ve gizli kalmış tarihi yerleri de bulunmaktadır. Bu yerler, sadece güzel görünümleri değil aynı zamanda sırları ile de ilgi çekicidir. Londra'nın en ilginç yerlerinden bazıları arasında the Mail Rail, Highgate Mezarlığı, Brompton Mezarlığı, the Old Operating Theatre ve Down Street İstasyonu bulunmaktadır.
Posta trenlerinin geçtiği demiryolu sisteminin yer altında olduğunu biliyor muydunuz? The Mail Rail adı verilen bu yer, Londra Postanesi'nin altındaki 6,5 milden fazla uzanan bir demiryolu sistemine sahiptir. İşin daha da ilginç yanı, kullanımı sonlandırıldıktan sonra buranın bir kısmının müzeye dönüştürülmesidir.
Highgate Mezarlığı, Londra'daki en tarihi ve büyük mezarlıklardan biridir. Aynı zamanda, ünlü kişilerin yattığı bölümü ile birlikte iki ayrı bölümden oluşur. East Cemetery adı verilen bölümde, Karl Marx, George Eliot ve Sir Ralph Richardson gibi önemli kişilerin mezarları yer almaktadır. West Cemetery adı verilen bölümde ise, meyveli şeker standlarından Çin bölgesine kadar farklı mimarisiyle dikkat çeken bölümler bulunmaktadır.
Brompton Mezarlığı, yine ilginç bir mezarlık yeridir. Burada, genç yaşta ölen kişilerin portrelerinin yer aldığı mezar taşları bulunmaktadır. Bu nedenle, burası daha çok duygusal yönü ile dikkat çeken bir mezarlık olarak bilinmektedir.
The Mail Rail
Londra'nın en ilgi çekici ve keşfedilmemiş tarihi yerlerinden biri, Posta Treni Tüneli Sistemi olan The Mail Rail'dir. Londra Postanesi'nin altında bulunan bu sistem, 6,5 milden fazla bir mesafeye kadar uzanır ve postaların taşınması için kullanılırdı. 1927 yılında açılan bu sistem, II. Dünya Savaşı sırasında hava saldırılarına karşı savunma amaçlı kapatılmıştı. Ancak daha sonra yeniden açılan Mail Rail, turistlerin ziyaretine açılmıştır. Burada, posta tarihine tanıklık edebilir ve bu önemli tarihi yerin sırlarını keşfedebilirsiniz.
Mail Rail'in içinde bulunan trenlerin boyutu oldukça küçüktür ve tünelin darlığı nedeniyle ulaşım oldukça zor gerçekleşir. Ancak bu durum, tarih tutkunları için oldukça büyüleyici bir atmosfer yaratır. Ayrıca, sistemin nasıl çalıştığına dair detaylı bilgiler de burada yer alır.
Mail Rail, Londra'nın önemli tarihi yerlerinden biri olmasının yanı sıra, günümüzde hala bir fonksiyonu olan bir turistik mekandır. Posta tarihine meraklı olan herkesin kesinlikle ziyaret etmesi gereken yerlerden biridir.
Highgate Mezarlığı
Highgate Mezarlığı, İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan tarihi bir mezarlıktır. Mezarlıkta, 1854 yılında açılan bir bölümde ünlü kişilerin yattığı birçok mezar bulunmaktadır. Mezarlıkta iki bölüm vardır. Bunlardan biri olan East Cemetery'de Karl Marx, George Eliot, ve Sir Ralph Richardson gibi önemli kişilerin mezarları yer alırken; diğer bölüm olan West Cemetery'de ise farklı mimarisiyle dikkat çeken meyveli şeker tezgahlarından, Çin bölgesine kadar birçok ilginç mezar yer almaktadır.
Highgate Mezarlığı, büyük ve görkemli yapısıyla ziyaretçilerine sıradışı bir deneyim sunmaktadır. Mezar taşlarında genç yaşta ölenlerin portrelerinin yer aldığı bu mezarlık, duygusal yönüyle de ağır basmaktadır. Ayrıca mezarlık, sadece bir mezarlık değil, yeşil bir alan da sunmaktadır. Mezarlıkta yürüyüş yapmak, doğanın güzelliklerini keşfetmek için harika bir fırsattır.
Highgate Mezarlığı, ziyaretçileri ölüme ve hayata dair düşündürücü bir yolculuğa çıkarmaktadır. Mezarlıkta farklı mimari yapılardaki mezarlar, doğanın güzellikleri ve tarihi yapısı ile ziyaretçilere birçok şey sunmaktadır. Highgate Mezarlığı, kültürel bir deneyim sunarken huzurlu bir sığınak olma özelliği taşımaktadır.
Highgate Mezarlığı; tarihi, doğal güzellikleri, ilginç mimari yapısı, ünlülerin yattığı bölümleri, ile ölüm ve hayata dair düşündürücü birçok içerikle doludur. Londra'nın sıradışı yerlerinden biri olan Highgate Mezarlığı, ziyaretçiler için sakin, huzurlu ve bir o kadar da ilginç bir deneyim sunmaktadır.
East Cemetery
Highgate Mezarlığı, Londra'nın en ünlü mezarlıklarından biridir ve 1839 yılında inşa edilmiştir. East ve West olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. East bölümünde Karl Marx, George Eliot ve Sir Ralph Richardson gibi önemli kişilerin mezarları bulunmaktadır. Ayrıca, mezarlıkta yaklaşık 170,000 kişi gömülüdür. Mezarların yanı sıra, mezarlıkta daha önce tarihi açıdan önemli olan birçok olaya ev sahipliği yapmıştır. Örneğin, 1971 yılında mezarlıkta, vampir olarak bilinen bir kişinin gömüldüğü söylentisi ortaya çıkmıştı.
- East bölümü ziyaret edenler, Karl Marx'ın ve ailesinin mezarını görebilirler.
- Mezarlar genellikle düzenli olarak bakım yapılmaktadır ve bunların birçoğu turistler tarafından ziyaret edilmektedir.
Highgate Mezarlığı'nın batı kısmındaki bölüm ise meyveli şeker tezgahlarından Çin bölgesine kadar farklı mimarisiyle dikkat çekmektedir. Aynı zamanda, büyük tarihi mezar taşları burada da bulunmaktadır.
| Batı Bölümünde Bulunan Mezarlar | Doğu Bölümünde Bulunan Mezarlar |
|---|---|
| Çılgın Hatırlatıcı (Mad Gasser) | Karl Marx |
| Baroness Orczy | George Eliot |
| William Friese-Greene | Sir Ralph Richardson |
West Cemetery
Highgate Mezarlığı, Londra'nın en ilgi çekici tarihî yer olduğu tartışılmaz bir gerçek. West Cemetery de bu mezarlıkta diğer bölümler kadar merak uyandırıcıdır. West Cemetery bölümünde gözlerinizi dünyanın farklı yerlerinden getirilen Çin tarzı mimarinin ihtişamı çeker. Bunun yanı sıra, mezarlık alanı içinde dolaşırken yürüyüş yolunda karşınıza meyveli şeker tezgahları çıkar ve çeşitli ağaçlara rastlarsınız. Ayrıca, tarihin tozlu sayfalarında kaybolan, genç yaşta ölenlerin portrelerinin olduğu mezar taşları da sizi duygulandırabilir.
- West Cemetery'de dolaşırken meyveli şeker kokusunu hissedebilirsiniz.
- Bölgenin farklı mimarisi sizleri etkileyebilir.
- Genç yaşta ölenlerin portrelerinin olduğu mezar taşlarından etkilenebilirsiniz.
Highgate Mezarlığı tarihe karşı merakı olan, mimarisiyle ilgilenen ya da ünlü kişilerin mezarlarını görmek isteyenler için vazgeçilmez bir yerdir. West Cemetery bölümü ise mezarlık alanının sıra dışı yönleriyle ilgilenenlerin kaçırmaması gereken bir yerdir. Mezarlık tercihleriniz arasına ekleyin ve tarihin tozlu sayfalarına yolculuk yapın.
Brompton Mezarlığı
Brompton Mezarlığı, South Kensington'da yer alan mezarlıkta ünlüler ile ilgili mezar taşlarından ziyade, genç yaşta hayatlarını kaybedenlerin portrelerinin bulunduğu mezar taşları dikkat çekiyor. Bu nedenle duygusal yönü ağır basan mezarlık adını almıştır. Mezarlıktaki birçok portre hayatta kalan aile üyelerinin, sevdiklerinin kaybıyla yıkılışını anlatıyor.
Mezarlıkta, ırk, cinsiyet, sosyal sınıf ve kültürel arka plana bağlı olarak ayrılan birçok bölüm bulunuyor. Ayrıca, özellikle İspanyol gribi gibi salgın hastalıklardan etkilenen kişilerin mezarları da burada bulunuyor. Bu dönemde birçok sağlık personeli de hayatını kaybetmişti. Mezarlık, Victoria dönemi mimarisinin güzel bir örneği olarak öne çıkıyor.
- Brompton Mezarlığı, cesurca hayatlarını kaybedenlerin anısını yaşatmak için açılmış bir mezarlık.
- Mezarlıktaki portreler çoğunlukla genç insanların ölümleriyle ilişkilendirilir ve bu nedenle burası son derece duygusal bir atmosfere sahiptir.
- Bazı mezar taşları oldukça saygısız bir şekilde bakımsızlıktan dolayı yok olma riski taşımaktadır.
Brompton Mezarlığı'nı ziyaret etmek cesur bir adım olabilir. Ancak her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Burası sadece bir mezarlık değil, aynı zamanda bir tarih dersidir de. Mezar taşlarındaki portreler, Londra'daki yaşam koşullarının yaşayan dersidir. Bu mezarlık, Londra'nın ölümlü yüzüyle yüzleşmek isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yerdir.
The Old Operating Theatre
The Old Operating Theatre, Londra'nın merkezinde bulunan 18. yüzyıldan kalma ve dünyanın en eski ameliyat tiyatrosudur. Burada yapılan ameliyatlar, şu anda müze olarak hizmet veren bu mekanda öğrencilere gösteriliyor ve tarihsel bir anlam taşıyor. Ameliyat tiyatrosu bölümünde yer alan eski ameliyat gereçleri, antik cerrahi teknikler ve hayatta kalmak için kullanılan çeşitli yöntemler müzede sergilenmektedir.
Bu bölüm, ameliyatların gösterildiği bölüm olarak kullanılıyordu, ancak sağlık normları değiştiği için günümüzde cerrahi operasyonlar burada yapılmamaktadır. Aynı zamanda, bitkisel ilaçların hazırlandığı bölüm de burada bulunmaktadır. Burada, doğal bitkilerden yapılan ilaçların nasıl hazırlandığı ve kullanıldığı gösterilmektedir.
Bu ilginç, problem çözme ve yenilikçi mekanı keşfetmek, özellikle de tıp ve tarih konusunda ilgiliyseniz, bir zorunluluktur. Burada bulunan çarpıcı özellikler ve antik eşyaların yanı sıra, burada sunulan tarihsel perspektif de oldukça ilgi çekicidir.
Ameliyat Sahnesi
The Old Operating Theatre'de bulunan ameliyat sahnesi, 18. yüzyıldan kalma ve dünyanın en eski ameliyat tiyatrosudur. O zamanlar hayatta kalma şansı çok düşük olan ameliyatlar öğrencilere gösterilerek öğretim amaçlı kullanılırdı. Şimdi ise müze olarak hizmet veren bu bölümde; sağlık sistemi ve tedavi yöntemleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
Ameliyat sahnesindeki özellikle kanlı yatak, tıpkı o dönemdeki gibi bir ameliyat esnasında kullanılan malzemeler ve anestezi yöntemleri sizi rahatsız edebilir. Ancak buranın tarihi önemi de düşünülerek, öğrenmenin en eski yöntemlerinden biri olan deneyimleyerek öğrenme fırsatını sizlere sunar.
Ameliyat sahnesi dışında, müzenin bitkisel ilaç depolama alanı da oldukça ilgi çekicidir. Doğal bitkisel ilaçların nasıl hazırlandığını öğrenebilir ve tıp algısınızı değiştirecek bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Bitkisel İlaç Depolama Alanı
Londra'da keşfetmeniz gereken bir diğer tarihi mekan ise Bitkisel İlaç Depolama Alanı'dır. Bu bölüm, doğal bitkisel ilaçların nasıl hazırlandığını ve korunduğunu göstermektedir. Depolama alanı, bitkisel ilaçları saklamak için tasarlanmış özel bir tesis olarak inşa edilmiştir.
Burada, bitkileri kurutmanın, karıştırmanın ve saklamanın özel yöntemleri kullanılmaktadır. Bitkiler ilk önce kurutulur ve ardından ilaç üretiminde kullanılmak üzere parçalara ayrılır. Hazırlanan bitki özleri sıvı hale getirilir ve özel şişelere konularak korunurlar.
Depolama alanının içeriği, bitkisel ilaçların nasıl kullanıldığını anlatan interaktif bir sergi şeklindedir. Ayrıca, bitkisel ilaçların sağlık ve öz bakımında nasıl kullanılabileceğini öğretmek için el kitapları ve broşürler de mevcuttur. Bu bölüm, hem tarihi hem de sağlık tutkunları için kesinlikle ziyaret edilmeye değer bir yerdir.
Down Street İstasyonu
London is a city filled with surprises, and Down Street Station is no exception. Formerly used as a metro station, this hidden gem is now considered a unique and off-the-beaten-path location. The station was first opened in 1907, located at the junction of Piccadilly and Mayfair. It was closed in 1932, thanks to its unpromising shunting layout and its proximity to other stations.
During World War II, the station was repurposed as a bunker for high-level officials, including Prime Minister Winston Churchill. This part of the station remained a secret until the 1980s, when it was declassified. In addition to being a bunker, the station also housed the Railway Executive Committee's Emergency War Headquarters.
Today, visitors to Down Street Station can take a guided tour, which includes a glimpse of the wartime bunker and the Victorian-era platform. The site also hosts occasional special events and pop-up exhibitions. The station's former ticket office has been transformed into a community space, where visitors can enjoy food and drinks and learn more about the history of the station.
Overall, Down Street Station is a must-visit for anyone interested in London's hidden history. Its unique blend of Victorian-era and wartime architecture and its fascinating past make it an unforgettable experience.
Savaş Sığınağı
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Londra savaşın merkeziydi. Başbakan Churchill bu saldırıların hedefi haline gelmesine rağmen savaşı yönetmek için şehirde kalmak zorundaydı. Bu nedenle, Downing Sokağı'nın altına inşa edilen Down Street İstasyonu, Başbakanın sığınağı olarak kullanıldı.
Çift çelik kapılardan geçerek, dar geçitlerden ilerleyen ziyaretçiler, kontrol odalarını, haberleşme merkezlerini ve Başbakanın doktorunu dolaşarak sığınağın nasıl işlediğini görebilirler. Sığınağın içinde dokuz bölge vardı ve her birinde birkaç yüz kişi barınabiliyordu.
Sığınağın içi, odalar, yemek salonları ve uyku alanlarından oluşuyordu. Yemek salonu şaşırtıcı bir şekilde lüks görünüyordu; pahalı çanak çömleklere sahip bir yemek masası vardı. Churchill'in bir odası da sığınağın içindeydi.
Sığınağın uzunluğu 800 fit (245 metre) idi ve bazı tüneller asfaltla kaplanmıştı. Savaşın sonuna doğru, riskin azalması nedeniyle sığınağın sık kullanımı sona erdi. Ancak, sığınağı ziyaret ederek, İkinci Dünya Savaşı sırasında Churchill'in hayatta kalma sırrını keşfedebilirsiniz.
The Churchill Museum and Cabinet War Rooms
The Churchill Museum and Cabinet War Rooms, 10 Downing Street yakınlarında bulunan tarihi bir yapıdır. İngiliz hükümeti, 1945 yılına kadar bu yerde çok gizli kararlar alıp çalışmalar yürütmüştür. Aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı sırasında Başbakan Churchill'in sığınağı olarak da kullanılmıştır.
Bugün, bu yer müzeye dönüştürülmüş durumdadır. The Churchill Museum and Cabinet War Rooms, 21 bölüme ayrılmış durumda ve 1945 yılına kadar İngiliz hükümetinin yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi vermektedir. Eskiden gizli olan bu yer, bugün uluslararası turistlerin de ilgisini çeken bir müzeye dönüştürülmüş, aynı zamanda bir anıt olarak da korunmaya devam etmektedir.
Bu müzede yer alan en ilginç bölümlerden biri, Savaş Kabine Odaları'dır. Burası İngiliz hükümeti tarafından en acil kararlar için kullanılmıştır. Aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı sırasında da en çok kullanılan bölümlerinden biridir.
The Churchill Museum and Cabinet War Rooms'un başka bir bölümü ise "Müttefikleri'in Yürüyen Başkanı" bölümüdür. Bu bölümde, Birleşmiş Milletler'in kuruluşundan önce İngiliz hükümeti ve Winston Churchill'in politik kararları yer almaktadır.
Burada, anıtsal bir eser olan Churchill'in bronz büstü de bulunmaktadır. Ayrıca kendi dönemlerine dair birçok belgenin yer aldığı bu bölümde, Churchill'in konuşmaları ve röportajları da dinlenebilir. The Churchill Museum and Cabinet War Rooms, İkinci Dünya Savaşı dönemine dair birçok bilgi ve anıtı bünyesinde barındırmaktadır.