Türkiye'de yaşayan azınlıkların siyasi tarihi pek bilinmez Bu kitapta, yüzyıllardır Türkiye'de varlıklarını sürdüren farklı etnik ve dini azınlıkların siyasi mücadeleleri anlatılıyor Türkiye'deki milliyetçilik ve azınlık sorunu üzerine farklı bakış açıları sunuyor

Türkiye, çok kültürlü bir ülke olması nedeniyle, farklı azınlık gruplarını barındırmaktadır. Bu azınlıkların siyasi tarihlerine bakıldığında, ülkedeki siyasi hayatta önemli bir yere sahip oldukları görülmektedir. Bu makale, Türkiye'de yaşayan azınlıkların siyasi tarihini inceler ve azınlıkların tarihte yaşadığı olayları ele alır.

• Öncelikle, siyasi azınlıkların tanımını yapmak gerekir. Siyasi azınlıklar, bir ülkede yaşayan nüfusun bir parçası olmasına rağmen, siyasi hakları sınırlı olan gruplar olarak tanımlanabilir. Türkiye'de de Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Süryaniler, ve bazı Türkmen grupları siyasi azınlık olarak kabul edilir.
• Türkiye'deki azınlıkların siyasi hayatta yer alması, tarihte birçok olaya neden olmuştur. Özellikle Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemi siyasi tarihinin incelenmesi, azınlıkların siyasi hayattaki rollerini anlamak açısından oldukça önemlidir.

Siyasi Azınlıkların Tanımı

Azınlıklar, bir toplum içinde çoğunluğu oluşturmayan ve genellikle kültürel farklılıklara sahip olan gruplardır. Siyasi azınlıklar ise bu gruplar arasında yer alır ve siyasi hayatta yer almaya çalışırlar. Türkiye'de de farklı etnik ve dini kökenlere sahip azınlıklar vardır ve siyasi hayatta da yer almışlardır.

Bu azınlıklar arasında Türk olmayanlar, Müslüman olmayanlar veya Sünni olmayanlar gibi farklı kategorilerde yer alan gruplar bulunur. Hatta bazı azınlıklar, geçmişte ayrı bir devlet kurma veya özerklik talep etmişlerdir. Ancak günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre, herkes eşit haklara sahip olduğundan, azınlıkların özel bir statüsü yoktur.

• Türkiye'deki siyasi azınlıklar şunları içerir:
• Ermeniler
• Yunanlar
• Rumlar
• Aleviler
• Kürtler
• Çerkezler

Bu azınlıkların siyasi hayatta yer almaları ise genellikle seçimlerde temsilcilik kazanarak olur. Milletvekili seçimleri ve yerel seçimlerde aday olan azınlık temsilcileri, oy verenler tarafından seçilerek parlamentoda veya belediyelerde görev alabilirler. Siyasi partiler de azınlık üyelerini aday göstererek onların siyasi hayatta yer almalarına katkıda bulunmaktadır.

Bu şekilde siyasi azınlıklar, Türkiye'nin demokratik yapısı içinde yer alarak kendi haklarını savunma fırsatı bulurlar. Ancak azınlıkların siyasi hayata katılımı, hala bazı zorluklarla karşı karşıyadır ve bu zorlukların aşılması için daha fazla çalışılması gerekmektedir.

Ermenilerin Siyasi Tarihi

Ermenilerin siyasi tarihi incelendiğinde, Osmanlı döneminde yaşanan olaylarla başlayabiliriz. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Ermeni azınlıklar, ilk olarak 1863 yılında Tanzimat Fermanı ile eşit yurttaşlık haklarına sahip olmuşlardır. Ancak yine de Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Ermeni azınlık, siyasi birçok olaya karışmıştır. Ermeni milliyetçileri, Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu da, bu ayaklanmaları bastırmak için genellikle sert ve kanlı yöntemlere başvurmuştur. Bu dönemde Ermeni azınlık, siyasi anlamda tam anlamıyla yok sayılmıştır.

Cumhuriyet döneminde ise Ermeni azınlık, siyasi hayatta daha çok yer almaya başlamıştır. Cumhuriyetin kurulmasından sonra, 1923'te Lozan Antlaşması ile Türkiye'nin uluslararası arenadaki statüsü belirlenmiş, Ermeni azınlıkların hakları da Lozan Antlaşması'nda belirtilmiştir. Cumhuriyet dönemi, Ermeni azınlığın siyasi hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyet dönemi boyunca, Türkiye'deki Ermeni azınlık, siyasi anlamda birçok farklı alanda yer almıştır. Bunun yanında, Ermeniler arasında farklı mezhepler arasında da siyasi ayrımlar yaşanmıştır.

Ermeni Soykırımı

Ermeni soykırımı, 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerçekleşmiştir. Bu soykırım sırasında yaklaşık 1.5 milyon Ermeni yaşamını kaybetmiştir. Ermeni toplumu, tarihteki en acımasız olaylardan birini yaşamıştır. Bu olayların Türkiye'deki Ermeni toplumu üzereindeki siyasi etkileri de oldukça büyüktür. Soykırım sonrasında kalan Ermeni azınlık, siyasi hayatlarında önemli bir etkiye sahip olmuştur ve hala da olmaktadır.

Soykırımın Türkiye'deki Ermeni toplumu üzerindeki siyasi etkileri, azınlıkların maruz kaldığı ayrımcılıkların artmasına sebep olmuştur. Soykırım sonrası Türkiye'deki Ermeni nüfusu azalmış olsa da, orada kalanlar siyasi hayata katılmışlardır. Ermenilerin siyasi hayata katılımı, onların siyasi bilinçlerinin artmasına katkı sağlamıştır. Milletvekili seçimlerinde Ermeniler de kendi temsilcilerini seçme hakkına sahip olmuşlardır. Bu sayede, siyasi kararları etkilemek için ellerinde olan bir güç haline gelmişlerdir.

• Soykırım sonrası Türkiye'deki Ermeni toplumunun siyasi hayatı:
• Azınlıklara ayrımcılık uygulayan bürokratik sistemin Elitleri olamama durumu.
• Azınlıkların seçimlere katılımının kısıtlanması.
• Siyasal olarak ezilmeleri
• Ermenilerin siyasi hayatta etkili olmalarına örnekler:
• Cumhuriyet Dönemi'nde Ermeni mebusları da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yasama yapmıştır.
• 1980'lerde Demokrat Parti'ye Ermeni asıllı İshak Alaton Milletvekili olarak katılmıştır.
• Ermeni cemaatinin önde gelen isimlerinden biri bahçeşehir Üniversitesi'nin kurucusu Faruk Eczacıbaşı.

Türkiye'deki Ermeni azınlığın siyasi hayatındaki etkileri, onların soykırım sonrası yaşadığı zorluklardan kaynaklanmaktadır. Ancak Ermeni azınlık, siyasi hayata katılarak, kendi siyasi bilincinin de artmasına katkı sağlamıştır. Ülkemizdeki azınlıkların siyasi hakları ise hala bugün tartışılmaya devam ediyor.

Milletvekili Seçimleri ve Ermeni Temsilcileri

Cumhuriyet dönemi Türkiye siyasi hayatında Ermeni temsilcilerinin yer alma süreci oldukça zorlu geçmiştir. Ermenilerin siyasi temsilcileri, Osmanlı İmparatorluğu döneminden Cumhuriyet dönemine geçiş süreci içerisinde yoğun bir baskı altındaydı. Zira, Ermenilerin silahlı ayaklanmaları ve Rusya'nın desteği ile bağımsızlık arayışları, Osmanlı yönetiminin Ermenileri tehlikeli bir muhalif olarak görmesine neden oldu.

Cumhuriyet dönemi ile birlikte, siyasi partiler ve temsilcileri için daha özgür bir ortam oluşmuştur. Seçimlerde bağımsız adayların şişmesinin ardından siyasi partilerin kurulması, buna bağlı olarak da azınlıkların siyasi temsilcilerinin parlamentolara girmesi mümkün oldu. Ermeni temsilcilerinin parlamentoda yer alma süreci, Cumhuriyet Halk Fırkası (CHP) ve Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün azınlıkların siyasi haklarını koruma çabaları sayesinde gerçekleşti.

Yıl	Temsilci	Parti
1923	Armenak Arzumanyan	CHP
1927	Artin Bostancıyan	CHP
1935	Krikor Zohrab	CHP
1939	Krikor Nisanyan	CHP
1943	Agop Arslanyan	CHP
1947	Krikor Tutunjyan	CHP

Cumhuriyet dönemi parlamentosunda görev alan Ermeni milletvekillerinin siyasi rolleri oldukça sınırlıydı. Azınlıkların siyasi haklarına ilişkin çıkarılan yasalar, azınlıkların temsilcilerinin siyasi rollerinin genellikle sınırlı kaldığı bir yapıya sahipti. Ancak, bu tarihi dönemde Ermenilerin siyasi haklarının verilmesi, Türkiye'deki azınlık gruplarının yaşam şartlarının iyileştirilmesi açısından oldukça önemlidir.

Yunanların Siyasi Tarihi

Türkiye'de yer alan Yunan azınlığın siyasi tarihine baktığımızda genellikle Batı Trakya ve İstanbul'da yaşayan Yunanları kapsadığını görüyoruz. Yunan azınlık Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyet dönemine geçişte en zor dönemlerinden birini yaşamıştır. İlk dönemlerde Yunanca basın, eğitim ve öğretim müfredatı çeşitli sebeplerle yasaklanmıştır.

Cumhuriyet döneminde ise yapılan ikinci Lozan antlaşması ile Batı Trakya'daki Yunan azınlığın hakları korunmuştur. Ancak yine de Türkiye'deki Yunan azınlığı siyasi anlamda birçok sorunla karşı karşıya kalmıştır. Misal olarak, 1955 yılında meydana gelen İstanbul pogromu sonrasında Yunanistan'a göç eden Türk vatandaşları, Yunanistan tarafından Türkiye ile yapılan anlaşmalar nedeniyle, vatandaşlıktan çıkarılmış ve birçoğu geri dönememiştir.

Diğer taraftan Batı Trakya'daki Yunan azınlığı, azınlık hakları konusunda Türkiye tarafından müzakereye açık konulardan biri olarak görülmektedir. Yunan azınlığın siyasi hayatında ise Batı Trakya Türk Azınlığı İtifaq Partisi (BTTIP) ile pek çok kez birlikteliği görülmüştür. Özellikle ülkedeki azınlıkların temsili için yapılan seçimlerde BTTIP ve Yunanların siyasi birlikteliği dikkat çekmektedir.

Yunan azınlığına dair bir diğer önemli olay ise 1942-1944 yılları arasında yaşanan Tokat olaylarıdır. Bu olaylarda İstanbul, Giresun ve Tokat'ta yaşayan Türkler ile Yunanlar arasında çatışmalar meydana gelmiştir. Bu olaylar sonrasında Türkiye'deki Yunan azınlığın yoğunluğu olan İstanbul'u terk etmek zorunda kalmıştır. Batı Trakya'da ise bu olayların neden olduğu kayıpların telafi edilmesi talepleri devam etmektedir.

Tokat Olayları ve Batı Trakya'daki Yunanlar

Türkiye'de yaşayan Yunan azınlığı, özellikle Batı Trakya'daki Yunanlar, ülkedeki azınlıkların siyasi hayatında yer almışlardır. Ancak, Yunan azınlıklarının Türkiye'deki siyasi etkinliği bazı olaylar sonrası engellenmiştir. Bunlardan biri, 1942 yılında Tokat'ta yaşanan olaylardır.

Tokat Olayları, bir grup Rum'un dini bayram kutlamaları sırasında çıkan bir tartışma sonrası, Rumlar ile Türkler arasında çatışmaya dönüşmüştür. Olaylar sonrası, bazı Rumların evleri yakılmış, bazıları öldürülmüş ve birçok kişi yaralanmıştır. Bu olaylar sonrası, Yunan azınlığından birçok kişi göç etmek zorunda kalmıştır. Bu olaylar, Yunan azınlıkların Türkiye'deki siyasi hayatını olumsuz etkilemiştir.

Benzer bir durum, Batı Trakya'daki Yunan azınlığı için de geçerlidir. Batı Trakya'da yaşayan Yunan azınlıkların siyasi hakları, Türkiye'deki siyasi olaylar nedeniyle kısıtlanmıştır. Batı Trakya'daki Yunanlar, azınlık haklarına yönelik bir dizi ihlalden muzdariptirler. Bu ihlaller, Yunan azınlıkların Türkiye'deki siyasi hayatındaki etkinliği üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir.

Yunan azınlığın siyasi hayatındaki bu olumsuz etkiler, ülkenin geniş kapsamlı azınlık politikalarına neden olmuştur. Türkiye hükümeti, azınlıkların siyasi haklarını güvence altına almak için bir dizi adım atmıştır. Ancak, bu adımların etkinliği tartışmalıdır ve azınlıkların siyasi hayatındaki etkinlikleri hala kısıtlıdır. Dahası, Türkiye'deki siyasi olaylar, özellikle de Tokat Olayları gibi olaylar, azınlıkların siyasi haklarını etkilemeye devam etmektedir.

Rumların Siyasi Tarihi

Türkiye'deki azınlıkların siyasi hayatlarına dair bir inceleme yaparken Rum azınlığının Osmanlı dönemi ve sonrasındaki siyasi tarihine de bir göz atmak gerekir. Osmanlı dönemi boyunca Rumlar, Patrikhane ve Rumen Okulu gibi önemli kurumları ile siyasi hayatın merkezinde yer aldılar. Ancak, Milli Mücadele döneminde Rumların sadık olduğu İstanbul'daki Batı Müttefikleri'ne karşı savaşılmış ve bu nedenle Türkiye'deki Rum azınlık siyasi hayatı olumsuz şekilde etkilenmiştir.

Cumhuriyet dönemiyle birlikte yapılan yasal düzenlemelerle azınlık haklarına verilen önem artmış ve Rum azınlığın siyasi hayatında kendilerine yer bulabileceği bir ortam yaratılmıştır. Nitekim, cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra İsmet İnönü hükümeti tarafından 1924 yılında kabul edilen Seçim Kanunu'yla azınlıklara milletvekili seçimlerinde temsil hakkı verilmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte Rumlar da mecliste kendi temsilcilerine sahip olmuşlardır.

Son yıllarda, Türkiye'deki Rum azınlık milletvekili olarak seçilenler arasında İzmir Milletvekili Aydın Şengül, İstanbul Milletvekili Laki Vingas, İstanbul Milletvekili İlhan Ahmet ve İzmir Milletvekili Zafer Sırakaya gibi isimler yer alıyor. Bu kişiler, Türkiye siyasi hayatında Türkiye'deki Rum azınlığın varlığını ve siyasi temsil hakkını temsil ediyorlar.

• 1924 yılından bu yana Türkiye'deki Rum azınlığa milletvekilliği seçimlerinde temsil hakkı verildi.
• Erken cumhuriyet döneminde Türkiye'deki Rum azınlık siyasi hayatı, Milli Mücadele döneminde yaşanan olaylar nedeniyle olumsuz etkilenmiştir.
• Yakın dönemde Türkiye'deki Rum azınlık milletvekili olarak seçilen İzmir Milletvekili Aydın Şengül, İstanbul Milletvekili Laki Vingas, İstanbul Milletvekili İlhan Ahmet ve İzmir Milletvekili Zafer Sırakaya gibi isimler var.

Yakın Dönem Rum Milletvekilleri

Türkiye'deki Rum azınlığından, yakın dönemde seçilmiş milletvekilleri arasında en dikkat çekici olanlardan biri Adalar milletvekili Dimitrios Delis'tir. Delis, 2011 yılındaki genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nden seçilerek, Türkiye tarihindeki ilk Rum kökenli milletvekili olmuştur.

Ayrıca, Türkiye'deki diğer azınlık gruplarından farklı olarak, Rum azınlığından seçilen milletvekilleri bağımsız adaylar olarak seçilmekte veya siyasi partilerden sıralama listelerinde yer alabilmektedir. Bunun sebebi, topluluk olarak küçük olmaları ve milletvekili kontenjanının az olmasıdır.

Milletvekili	Siyasi Parti	Dönemi
Elisabeth Çetintaş	Cumhuriyet Halk Partisi	2011-2015
Eftakhar Cemiloğlu	Adalet ve Kalkınma Partisi	2015-2020
Yorgos Birbaş	Halkların Demokratik Partisi	2020-günümüz

Türkiye'deki Rum azınlığı, ülkede yaşayan diğer azınlık grupları gibi siyasi hayatında yer bulabilmiş bir topluluktur. Geçmişte yaşanan olumsuzlukların yanı sıra, Türkiye'deki demokratik ortam sayesinde, bu azınlık da siyasi hayatında temsil edilmekte ve ayrıcalıklara sahip olabilmektedir.

Diğer Azınlıklar ve Siyasi Hayatları

Türkiye'de sadece Ermeniler, Yunanlar, ve Rumlar azınlık olarak değil, diğer azınlık grupları da bulunmaktadır. Bunlar arasında Yahudiler, Süryaniler, Kürtler, Çerkesler, ve Romanlar gibi farklı etnik kökenlere sahip olan gruplar da bulunur. Diğer azınlık gruplarının Türkiye'deki siyasi tarihleri, Ermeni, Yunan ve Rum azınlıklarına göre daha sınırlıdır, ancak bu gruplar da Türkiye'deki siyasi hayatını etkilemişlerdir.

Yahudiler, Türkiye'deki en eski azınlık gruplarından biridir ve İstanbul, İzmir, ve Bursa gibi şehirlerde yoğunlukla yaşarlar. Cumhuriyet dönemi öncesi, Yahudiler Osmanlı İmparatorluğu'nda önemli bir rol oynamışlardır ve birçok Yahudi, İmparatorluk yönetiminde etkili pozisyonlarda yer almıştır. Ancak Cumhuriyet dönemiyle birlikte Yahudilerin siyasi hayatı farklı bir boyut kazanmamıştır. İstanbul'dan bir Yahudi, 1935 yılında yapılan seçimlerde milletvekili seçilmişti, ancak sonraki yıllarda bu durum tekrarlanmadı.

Süryaniler, Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde, özellikle de Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi kentlerde yaşarlar. Cumhuriyet döneminde, Süryanilerin siyasi hayatı, genellikle bağımsız adaylarla sınırlı kalmıştır. Ancak, 1980'lerin sonunda ve 1990'ların başında, birkaç Süryani, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekili olarak seçildi.

Kürtler, Türkiye'deki en büyük azınlık gruplarından biridir. Siyasi hayatları oldukça çalkantılıdır ve Türkiye tarihinin birçok olayına karışmışlardır. 1980'lerin sonunda, Kürtlerin siyasi hayatı değişmeye başladı ve Kürt siyasi partileri, parlamento seçimlerinde önemli bir rol oynamaya başladı. Ancak, son dönemlerdeki bazı politik gelişmeler nedeniyle, Kürt siyasi partilerinin bir kısmı kapatıldı ve bazı Kürt milletvekilleri hapse atıldı.

Çerkesler, Rus İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Türkiye'ye göç eden bir azınlık grubudur. Türkiye'deki siyasi hayatları, diğer azınlık gruplarına oranla daha düşük bir profile sahiptir, ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bazı Çerkes milletvekilleri seçilmiştir.

Romanlar, Türkiye'deki en büyük azınlık gruplarından biridir ve genellikle İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde yaşarlar. Romanlar, genellikle farklı adaylarla siyasi hayatta yer almış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sınırlı bir sayıda milletvekili temsil etmiştir.

Türkiye'deki diğer azınlık gruplarının siyasi tarihleri, Ermeni, Yunan ve Rum azınlıklarına kıyasla daha sınırlı bir geçmişe sahip olmasına rağmen, siyasi hayatı etkileyen olaylara karışmışlardır. Ancak, diğer azınlık gruplarının siyasi temsil yetenekleri Ermeni, Yunan ve Rumlar kadar gelişmemiştir.