Depremler, volkanlar, heyelanlar ve tsunamiler gibi doğal afetler, jeofizik yöntemleri ile ölçümlendirilebilir ve önceden tespit edilebilir Bu teknikler arasında manyetik yöntemler, yer sismolojisi, gravite ölçümleri ve arazi yüzeyi deformasyon ölçümleri yer alır Uydu görüntüleri ve dijital haritalar da heyelan riski taşıyan alanları belirlemeye yardımcı olurken, infrasonik ve termal kameralar volkanların patlama riskini önceden tespit edebilir Bu doğal afetlerin etkilerini azaltmak için, jeofizik ölçümleriyle birlikte bina ve yapıların deprem, heyelan ve tsunamilere dayanıklı bir şekilde inşa edilmesi gerekmektedir

Depremler, yer kabuğundaki hareketler sonucu meydana gelen sismik dalgalardır. Bu dalgalardan etkilenen bölgelerde büyük hasara, can kaybına ve sosyal ekonomik kayıplara neden olabilirler. Depremler, yer kabuğundaki plakalar arasındaki gerilimlerin neden olduğu bir doğa olayıdır. Afet öncesi, jeofizik yöntemleri ile gerçekleştirilen ölçme ve analiz çalışmaları sayesinde, depremlere ilişkin erken uyarılar yapılabilir ve böylece bölgede yaşayan insanlar ve yapılar için önlemler alınabilir.

Deprem öncesi gerçekleştirilen ölçümler arasında elektriksel ölçümler, yerçekimi ölçümleri, manyetotellurik ölçümler, yeraltı suyu seviyesi ölçümleri, radar ölçümleri gibi çeşitli teknikler bulunur. Deprem sonrasında da, hasar tespiti, kurtarma çalışmaları ve afet sonrası yapılan inşaat çalışmaları için jeofizik yöntemler kullanılır.

Depremler

Depremler genellikle dünya yüzeyindeki hareketlilikten kaynaklanır. Deprem oluşumunda, iki kıtanın veya levhanın birbirine sürtünmesi sonucu kinetik enerji salınır. Bu salınım dalgalar halinde yayılır ve yeryüzünde titreşimlere neden olur. Depremlerin şiddeti Richter ölçeği ile ölçülür ve bu ölçekteki her bir artış depremin şiddetinin 10 kat arttığı anlamına gelir.

Bazı bölgelerde deprem riski daha yüksektir ve bunun nedenleri arasında tektonik hareketler, yer kabuğunun kalınlığı ve yer kabuğu plakalarının birbirine göre hareketleri sayılabilir. Bu bölgelerde, jeofizik tekniklerinden yararlanılarak deprem olasılığı önceden tespit edilerek gerekli önlemler alınabilir. Depremlere karşı korunmak için deprem dayanıklı binalar inşa edilebilir.

Jeofizik teknikleri arasında yer sismolojisi, manyetotellurik jeofizik, gravite ölçümleri ve arazi yüzeyi deformasyon ölçümleri sayılabilir. Yer sismolojisi, jeolojik kaynaklı depremlerin erken tespiti ve yeryüzü hareketlerinin izlenmesi için kullanılır. Manyetotellurik jeofizik, deprem öncesi manyetik dalgalanmalar ile ilgili verileri toplar. Gravite ölçümleri, yer kabuğu özelliklerini saptar ve arazi yüzeyi deformasyon ölçümleri, toprak hareketlerine neden olan jeolojik olayları izler.

Volkanlar

Volkanlar, magma, gaz ve kül püskürtme gibi olaylarla kendini gösteren yeryüzündeki doğal afetlerdir. Volkanların patlaması, doğanın muhteşem bir güzelliği olabilirken aynı zamanda büyük hasarlara yol açabilecek kadar tehlikeli olabilir. Volkanlar, özellikle volkanik turizm gibi alanlarda da turistlerin büyük ilgisini çekmektedir.

Volkanlar genellikle dünya yüzeyinde levhaların çarpışması ya da ayrılması gibi doğal süreçler sonucunda ortaya çıkar. Bu süreçler sırasında yer kabuğu parçaları kırılır ve lavlar, püskürmeler ve gazlar yeryüzüne çıkmaya başlar. Patlayan volkanlar ayrıca doğal afetlerin tetiklenmesine de neden olabilirler.

Bir volkanın patlama riski taşıyıp taşımadığını belirlemek için, jeofizik teknikler kullanılmaktadır. Gaz ölçümü, manyetik yöntemler ve volkanik hareketlilik izleme, bilim adamlarının erken uyarı sistemleri oluşturmasına yardımcı olmaktadır. Bu sayede aktif volkanlar tespit edilebilir ve bir patlama riski önceden tahmin edilebilir.

Ayrıca, bazı teknolojik cihazlar kullanılarak da volkanların patlama riski önceden tespit edilebilir. İki örnek olarak, infrasonik ve termal kameralar sayılabilir. İnfra ses dalgalardan yararlanarak, volkanlarda oluşan yüksek basınç dalgalarını tespit ederken, termal kameralar, volkanların ısısını ölçerek patlama riski olup olmadığını belirleyebilir.

Volkanlar, doğal afetlerin en öngörülemezleri arasındadır ve bazen patlamalar aniden gerçekleşebilir. Ancak, bilim adamları, jeofizik teknikleri kullanarak volkanların patlama riskini azaltmanın yollarını aramaktadır.

Heyelanlar

Heyelanlar, doğal afetler arasında oldukça sık karşılaşılan ve genellikle dağlık bölgelerde veya yamaçlarda meydana gelen hızlı toprak kaymalarıdır. Yağışlar, depremler veya topoğrafik faktörler, heyelanların nedenleri arasında yer alır. Yamaç eğimi, toprak cinsi, suyun yer altı ve yüzeydeki akış yönleri, heyelan riskini artırır.

Jeofizik teknikleri, heyelanların erken tespiti ve önlenmesinde oldukça önemlidir. Manyetik yöntemler, yer altındaki su akışını, toprak yapısını ve yamaç eğimini belirleyerek heyelanların olasılığı hakkında bilgi sağlayabilir. Ayrıca, uydu görüntüleri ve dijital haritalar kullanılarak da heyelan riski taşıyan alanlar belirlenebilir. Bu sayede, tehlikeli bölgeler tespit edilerek gerekli önlemler alınabilir.

Heyelanların önlenmesi için, yapıların yamaçlara yakın yerleştirilmemesi, doğal bitki örtüsünün korunması, akıntı yataklarının temizlenmesi gibi bir dizi tedbir alınabilir. Ayrıca, jeofizik ölçümlerin doğru kullanımı da, heyelanların önlenmesinde etkili bir yöntemdir.

Tsunamiler

Tsunamiler, Pasifik Okyanusu'ndaki depremlerden kaynaklanan dev dalgalarla karakterize edilen doğal afetlerdir. Bu dev dalgalar, bir yer sarsıntısı veya volkan patlaması sonucu deniz yatağındaki sarsıntılarla oluşur. Bu sarsıntılar, suyun üstünde büyük dalgaların oluşmasına neden olur ve bu dalgaların boyu bazen 100 metre veya daha fazla olabilir. Tsunamiler, kıyı bölgelerinde yer alan insanları ve binaları büyük ölçüde etkileyebilir.

Tsunamilerin önlenebilmesi için, jeofizikçiler önceden tam olarak tahmin edilebilir nedenleri belirleyip, denizdeki dalga yüksekliklerini ölçmek ve doğru bir uyarı sistemini kullanmak için çalışmaktadırlar. Bu nedenle, jeofizik çözümleri tsunamilerin önceden tespit edilmesi için kritik bir öneme sahiptir. İki yöntem, tsunamilerin erken teşhisinde kullanılır: Manyetotellurik yöntemler ve uydu verileri. Bu yöntemler, deniz tabanındaki deformasyonları ve yerel manyetik alan değişimlerini ölçerek, tsunamilerin erken tespiti ve tahmin edilmesi için veriler sağlar.

Ayrıca, geniş kitleleri bilgilendirmek ve potansiyel tehlikelerden korunmak için, sosyal medya ve açık kaynak platformları gibi modern teknolojiler de kullanılır. Örnek olarak, Japonya'da, halka yönelik sms duyuruları ve uyarı levhaları gibi yaygın uyarı sistemleri kullanılır.

Jeofizikte Önleme Yöntemleri

Doğal afetlerle mücadelede jeofizik teknikleri büyük bir öneme sahiptir. Jeofizik uzmanları, afet öncesi ve sonrası ölçümler yaparak, verileri analiz ederek ve değişkenleri gözlemleyerek afetleri önceden tespit etmeye çalışırlar. Örneğin, deprem öncesi yer altında meydana gelen düşük frekanslı sismik dalgaları ölçerek, deprem riskini belirleyebilirler. Akıllı sensör teknolojileri ve manyetotellurik yöntemler, volkanik patlamalar öncesi uyarı sistemleri oluşturmada önemli bir rol oynar.

Jeofizikte kullanılan ölçüm teknikleri arasında jeomanyetik ölçümler, manyetotellurik gözlemler ve yer sismik ölçümler yer alır. Afet öncesi ivmeler, sismik hız, yer sismik ölçü ve akış hızı gibi büyüklükler jeofizik yöntemleri kullanılarak kaydedilir. Bu verilerin analizi daha sonra afeti önceden tahmin etmek ve gerekli önlemleri almak için kullanılır.

Afetlere karşı alınabilecek önlemler arasında yapıların güçlendirilmesi, acil durumlarda ne yapılacağına yönelik planların geliştirilmesi, afet sırasında kullanılacak ekipmanların hazırlanması, erken uyarı sistemlerinin kurulması ve çevrimiçi veri paylaşım platformları oluşturulması yer alabilir. Bunların hepsi, bireylerin ve toplumun afetlerden korunmasında önemli bir rol oynar.

• Jeofizikte kullanılan ölçüm teknikleri:
• Jeomanyetik ölçümler
• Manyetotellurik gözlemler
• Yer sismik ölçümler

Afetlere karşı alınabilecek önlemler
Yapıların güçlendirilmesi
Acil durumlarda ne yapılacağına yönelik planların geliştirilmesi
Afet sırasında kullanılacak ekipmanların hazırlanması
Erken uyarı sistemlerinin kurulması
Çevrimiçi veri paylaşım platformlarının oluşturulması