İlk Makine Çağından Dijital Dönüşüme: Endüstriyel Evrimin Geçirdiği Aşamalar kitabı, endüstriyel devrim deneyimlerini okuyucularıyla paylaşıyor. Kitap, makineleşmenin başlangıcından günümüze endüstriyel gelişim sürecini inceliyor. Dijital dönüşümün endüstriyel evrim üzerindeki etkilerini yazıyor. Her sektör için tavsiyeler sunuyor. Kitabı incelemek için tıklayın!
Sanayi devrimine geçişin başlangıcını, insanoğlunun taş devrinden makine devrine geçişine kadar takip edebiliriz. İnsan eliyle yapılan üretim sistemlerinin yerini makinelerin aldığı adımlarla endüstriyel evrim, hız kazandı.
18. yüzyılda İngiltere'de başlayan Makine Çağı'nda, endüstriyel üretimde makineleşme süreci açıklanır. Serbest piyasanın oluştuğu bu dönemde üretim şekli topluca sisteme geçti. Bu dönemde, güç kaynağı olarak su enerjisi kullanıldı.
Bu aşamayı takip eden Sanayi Devrimi'nde ise buhar gücü kullanımı, sermaye birikimi ve fabrikaların yaygınlaşması hız kazandı. 19. yüzyılın başlarında İngiliz sanayiinde başlayan buhar gücü kullanımının sanayideki etkisi, aynı yüzyılda ulaşım sektörüne de yansıdı. Sanayi Devrimi'nin etkisi tüm Avrupa ve Amerika'ya yayıldı.
Endüstri 3.0 ise, bilgisayar kontrol sistemlerinin kullanımına geçişin tanımlandığı süreçtir. Bu dönemde, temel olarak fabrikalardaki üretim süreçleri kontrol edilebilir hale geldi. İlk kontrol sistemleri bu dönemde kullanıldı. Aynı zamanda otonom sistemlere de geçiş yapıldı. Otonom üretim sistemleri, makinelerin üretim ünitelerini otomatik olarak takip ettiği bir dönemi başlattı.
Endüstri 4.0 ise, başta yapay zeka olmak üzere birçok teknolojinin kullanımının anlatıldığı dönemdir. Yapay zeka kullanımı, öğrenen makinelerin üretimdeki etkisi ve nesnelerin interneti cihazların iletişimi ve üretimdeki etkileri de bu döneme damgasını vurur.
İlerleyen yıllarda Dijital Devrim ile birlikte endüstriyel dönüşümün hızı daha da arttı. Dijital işletme yaklaşımı ve yeni iş modellerinin ortaya çıkması, sanayi çalışanlarına büyük bir kolaylık sağladı. Ancak, bu dönüşüm yeni zorluklar da oluşturdu ve bu sorunların nasıl aşılabileceği hala tartışılıyor.
Makine Çağı
Endüstriyel evrimin ilk aşaması olan Makine Çağı, aynı isimli dönemde yaşanan sanayi devrimiyle başlamaktadır. Bu dönem, insan gücü yerine makine gücü kullanarak endüstriyel üretimi hızlandırmak ve verimliliği artırmak amacıyla gelişmiştir. Taş ve çelik gibi malzemelerin yanı sıra su ve buhar gücü de bu dönemde kullanılmıştır.
Makine Çağı, tekstil, madencilik, metal işleme ve tarım gibi sektörlerde büyük dönüşümlere neden olmuştur. Daha önce elle yapılan işlemler, mekanik makinelerle yer değiştirdi. Bu sayede daha fazla ürün daha hızlı ve daha az maliyetle üretilebilmekteydi. Bu süreçte, yeni fabrikalar açılmış ve üretim alanları genişlemiştir.
Makine Çağı, endüstrinin bugünkü hâline geçişinde önemli bir adım olmuştur. Bu dönemdeki makineleşme süreci, daha sonraki endüstriyel devrimlere de temel bir zemin hazırlamıştır.
Sanayi Devrimi
Sanayi Devrimi, tarihte endüstriyel devrimin başladığı çağ olarak bilinir. Bu dönemde, üretim süreçleri daha önce hiç olmadığı kadar hızlandı ve insanların üretim yapmak için ihtiyaç duydukları araçlar büyük ölçüde değişti. Sanayi Devrimi, makineleşmenin yoğunlaşması, buhar gücü kullanımının yaygınlaşması, sermaye birikiminin artması ve fabrikaların kurulmasının yaygınlaşması ile karakterizedir.
Buhar gücü kullanımını, özellikle dokuma endüstrisinde, bazı makinelerin hareket ettirilmesi için kullanılmaya başlandığı dönemde başladı. Buhar gücü, manuel güce kıyasla daha verimliydi ve bu sebeple fabrikaların ve endüstriyel süreçlerin hızla gelişmesine yardımcı oldu.
Ayrıca, Sanayi Devrimi sırasında, sermaye birikimi birçok endüstriyel yatırımcının yanı sıra yeni müşteriler ve iç pazarlar için de kullanıldı. Bu, daha önceden hiç olmadığı kadar yüksek miktarda yatırım ve büyüme sağladı. Fabrikaların yaygın hale gelmesi, işçilerin değişen çalışma koşulları ve yeni ekonomik sistemlerin uygulanması da Sanayi Devrimi'nin anahtar unsurları arasındaydı.
Sanayi Devrimi, Batı'da başladı ve daha sonra Avrupa'daki birçok ülkeye ve diğer yurtdışı topraklarına yayıldı. İşletmelerin, daha iyi üretim süreçleri, daha fazla verimlilik, daha fazla kâr ve ölçek ekonomisinde çok fazla fayda sağladığı bu dönem, endüstriyel evrimin anlatıldığı hikayede önemli bir bölümdür.
Taş devrinden Makine devrimine
Taş devrinden başlayarak insanlar, hayatlarını kolaylaştıracak araçlar geliştirdiler. Öncelikle avcılık ve toplayıcılıkla uğraşan insanlar, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya başladıklarında işlerinin büyüklüğü de artmaya başladı.
Bu büyüme ile birlikte insanlar, aralarında iş bölümü yaparak daha hızlı ve verimli çalışmak istediler. İlk kez, Neolitik çağda insanlar taş aletler ve takımlar kullanarak işlerini hızlandırdılar. Tabiatın sağladığı teknoloji oldukça sınırlı olduğu için insanlar sınırlarını zorlamak zorunda kaldılar ve ilk kez metal işlemeciliği uygulanmaya başlandı.
Bu işlemler öncesinde uygarlıklar, el emeği ile dokuma ve benzeri işler yaparak üretimi artırmaya çalıştılar. Ancak makineleşme çağından önceki yöntemler insan gücüne ve hayvan gücüne dayandığı için verimli değillerdi ve sınırlıydılar. Buhar gücü kullanımı ile birlikte, üretim hızı ve maliyeti büyük ölçüde düştü ve endüstriyel devrim başlamış oldu.
Buhar Gücü
Makine devrimi ile birlikte endüstride kullanılan buhar gücü, sanayinin daha hızlı ve büyük ölçekte üretim yapabilmesini sağlamıştır. Buhar gücünün kullanımı sayesinde, fabrikalarda yer alan makineler daha verimli hale gelmiştir. Üretim süreçleri hızlanmış, daha fazla ürün üretilebilir hale gelmiştir.
Buharlı makinelerin fabrikalarda kullanılmaya başlandığı dönemde, işçilerin sayısında da önemli bir artış yaşanmıştır. Buharlı makinelerin yürüttüğü süreçlere işçilerin de katılımı gerektiği için, insan işliğine olan ihtiyaç artmıştır. Bu durum, üretim süreçlerini daha da hızlandırmıştır.
Buhar gücü kullanımı, endüstrideki gelişmelere yön vermiştir ve endüstriyel üretimde devrim niteliğinde bir değişim yaşanmasına sebep olmuştur.
Endüstri 3.0
Endüstri 3.0, sanayide bilgisayar kontrol sistemlerinin kullanılmaya başlandığı dönemi ifade eder. Bu dönemde, önceki endüstriyel devrimlerde kullanılan mekanik ve elektronik sistemler yerini bilgisayar kontrollü makineler ve üretim hatları ile değiştirdi. Bu sayede üretim süreci daha efektif ve verimli hale geldi.
Bu dönemde endüstriyel otomasyon sistemi olarak da adlandırılan PLC (Programmable Logic Controller) sistemleri kullanılmaya başlandı. Bu sistemler, üretim hatlarındaki makinelerin ve ekipmanların kontrolünü sağlamak için kullanılır. PLC'ler, önceden programlanmış bir dizi talimatı takip ederek, belirli bir üretim işlemi gerçekleştirilmesini sağlarlar.
Ayrıca bu dönemde, CAD/CAM (Computer-Aided Design/Computer-Aided Manufacturing) sistemleri kullanılmaya başlandı. Bu sistemler sayesinde, ürünlerin tasarımı bilgisayarlarda yapılırken, üretim hatlarındaki makinelerin bu tasarımlara göre üretim yapması mümkün hale geldi. Böylece üretim süreci daha hızlı ve doğru hale geldi.
Bununla birlikte, endüstri 3.0 dönemiyle birlikte otomasyonun artması, bazı işlerin insan faktörüne olan ihtiyacını azalttı. Bu durum, bazı işlerin kaybolmasına ve işsizlik sorunlarına yol açtı. Ancak, bu dönemdeki teknolojik gelişmeler, endüstride büyük bir dönüşümün başlamasına sebep oldu ve endüstri 4.0 dönemine geçiş başladı.
Başlangıçta Bilgisayar Kontrolü
Bilgisayar kontrollü sistemler endüstride çok önemli bir role sahip oldu ve sürecin ilk adımları çok basit kullanımlarla atıldı. IBM, 1964 yılında ilk günümüzdeki bilgisayar kontrol sistemlerine benzer olan sistemini tanıttı. Ancak bu sistemler, günümüzdekine göre çok daha sınırlı işlevlere sahipti. Bu dönemde sistemler, üretim hatlarını otomatikleştirmek, ürün kalitesini artırmak ve üretim sürecini hızlandırmak amacıyla kullanılıyordu.
1980'lerde bilgisayar kontrollü sistemler, mikroişlemcilerin ve daha işlevsel yazılım bileşenlerinin geliştirilmesiyle birlikte daha da gelişti. Bu sayede, endüstrinin önde gelen firmaları üretim süreçlerinde bu sistemleri kullanarak maliyetlerini azalttılar ve üretim hızlarını artırdılar.
| Yıl | Olay |
|---|---|
| 1964 | IBM kontrol sistemlerinin ilk örneğini tanıttı |
| 1970'ler | Bilgisayar kontrollü sistemler mikroişlemci teknolojisinin kullanımıyla birlikte gelişti |
| 1980'ler | Bilgisayar kontrollü sistemler daha işlevsel yazılımlar sayesinde daha da gelişti |
Bilgisayar kontrollü sistemlerin günümüzdeki en büyük kullanım alanlarından biri olan otomasyon teknolojisi, basit uygulamalardan bu noktaya geldi ve artık birçok endüstriyel uygulamada kullanılıyor. Bu sistemlerin gelişimi, endüstrideki üretim süreçlerini daha verimli, güvenilir ve daha az maliyetli hale getirdi.
Otonom Üretim
Endüstri 3.0'dan sonra endüstride gerçekleşen evrim, otonom üretim sistemlerinin kullanılmasıyla devam etmiştir. İlk otonom üretim sistemleri 1950'lerde ortaya çıkmıştır. Bu sistemler, araçların belli bir yolu izlemelerini ve belirli bir zamanda kendi kendine çalışmalarını sağlamaktaydı. Ancak, günümüzdeki otonom sistemler, bu eski sistemlerden çok daha karmaşık ve gelişmiştir.
Günümüzde otonom üretim sistemleri, tamamen kendine yeterli olabilen makine ve sistemlerdir. Bu systemler, kendi kendine karar alabilen ve programlanabilen birimlerden oluşur. Bu birimler, veri toplama, analiz etme ve sonuç çıkarma yeteneklerine sahiptir. Böylece, üretim sürecindeki hataları minimum seviyeye indirir ve sistemin sürekli olarak iyileştirilmesine olanak sağlar.
| İlk Otonom Üretim Sistemleri | Modern Otonom Üretim Sistemleri |
|---|---|
| Kendi başına çalışabilen basit araçlar | Akıllı robotlar ve cihazlar |
| Sabit bir programlamaya sahip | Yapay zeka sayesinde kendini geliştirebilir |
| Manuel olarak çalıştırılması gerekiyor | Tamamen kendine yeten ve kendi kendine karar alabilen birimlerden oluşuyor |
Üretim endüstrisindeki otonom sistemler, operatörlerin daha fazla verimlilik sağlamasına izin verir. Ancak, bu sistemler bazı zorluklar da getirir. Özellikle, işçilik kaybına neden olarak iş gücü piyasasına olumsuz yönde etki edebilirler. Ayrıca, bu sistemlerin maliyeti yüksek olabilir ve kurulumu oldukça karmaşıktır. Bununla birlikte, endüstrinin bu otonom sistemleri benimsemesi giderek artmaktadır, çünkü işletmelerin üretim süreçlerini hızlandırma ve maliyetleri düşürme potansiyeli büyüktür.
Endüstri 4.0
Endüstri 4.0, dijital çağın endüstriyel yansımasıdır. Bu dönemde üretim süreçlerinde kullanılan teknolojiler oldukça gelişmiştir ve birçok yenilikçi uygulama hayata geçirilmiştir.
Başta yapay zeka olmak üzere birçok teknolojinin kullanımı endüstride oldukça yaygındır. Yapay zeka, işletmelerin verimliliğini artırmak, karar vermeyi iyileştirmek ve maliyetleri düşürmek için kullanılır. Endüstriyel anlamda, yapay zeka, üretim süreçlerindeki verilerle birlikte çalışarak sorunları tespit eder, çözümler önerir ve süreçleri optimize eder.
Bunun yanı sıra, Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisi de endüstride oldukça etkilidir. IoT, cihazların internet üzerinden birbirleriyle iletişim kurmasını ve verileri paylaşmasını sağlar. Bu sayede, üretim süreçleri daha akıllı, daha esnek ve daha verimlidir.
Endüstri 4.0 ayrıca, özellikle büyük fabrikalarda kullanılan robotlar gibi otomatikleştirilmiş sistemleri de içerir. Bu sistemler, insan işgücünden bağımsız olarak çalışabilir ve üretim süreçleri sırasında hataları minimuma indirir.
Endüstri 4.0'ın bir diğer önemli bileşeni ise artırılmış gerçeklik teknolojisidir. Bu teknoloji, işletmelerin üretim süreçlerini daha iyi yönetmelerine yardımcı olmak için kullanılır. Artırılmış gerçeklik sayesinde, çalışanlar üretim süreçlerini daha iyi anlayabilir ve süreçlerdeki hataları daha hızlı tespit edebilir.
Endüstri 4.0'ın etkileri, işletmelerin üretim süreçlerini daha verimli ve daha esnek hale getirdiği için oldukça büyüktür. İşletmeler, bu teknolojileri kullanarak daha hızlı, daha doğru ve daha güvenilir kararlar alabilirler. Bu da şirketlerin daha rekabetçi olmalarını ve daha fazla kar elde etmelerini sağlar.
Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi
Endüstriyel evrimin son aşamasında yer alan Endüstri 4.0, otomasyon ve yapay zeka kullanımıyla sanayi sektöründe büyük bir değişim yaratmıştır. Yapay zeka, insan zekasını taklit eden teknolojilerin başında gelmektedir. Endüstride yapay zeka tabanlı sistemler sayesinde, işletmeler daha akıllı, daha hızlı ve daha verimli hale gelmektedir.
Yapay zeka teknolojisi, öğrenme yeteneğine sahip olduğundan, endüstrideki yenilikçi uygulamaların ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Yapay zeka tabanlı makine öğrenmesi, endüstrinin üretim süreçlerinde akıllı seçimler yapabilen, verimli ve otomatik hale getirilmiştir.
Bu teknolojiler, endüstride verimlilik ve düşük maliyetli üretim için anahtar rol oynamaktadır. Yapay zeka tabanlı üretim süreci, çalışanların verimini artırarak, kaliteyi artırmak için öngörülü bakım sistemleri kullanarak, hataları tespit ederek ve arızaları önceden önleyerek, daha az zaman ve maliyetli üretim yapmaktadır.
| Yapay Zeka Kullanımı | Endüstrideki Etkisi |
|---|---|
| Kalite Kontrol | Yüksek kalite ürünlerin üretilmesini ve hataların azaltılmasını sağlar |
| Üretim Planlaması | Üretim sürecinin optimize edilmesi için zamanlama ve kaynak kullanımı konusunda akıllı kararlar verir |
| Öngörülü Bakım Sistemleri | Ekipman arızalarının önlenmesi için öngörülü bakım sistemleri kullanarak maliyet tasarrufu sağlar |
Yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojilerinin endüstride kullanımı, değişime ayak uyduramayan firmaların yaşamasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, işletmelerin yenilikçi teknolojileri benimseyerek, personel eğitimlerine önem vererek, ve sürekli bir gelişim içerisinde bulunarak, dijital dönüşüme ayak uydurmaları gerekmektedir.
Nesnelerin İnterneti (IoT)
Nesnelerin İnterneti (IoT), üretim süreçlerinde büyük bir dönüşüm yarattı. Bu teknoloji sayesinde, cihazlar ve makineler veri toplama ve işleme, birbirleriyle iletişim kurma yeteneği kazandı. Bu sayede, üretim sürecinde verimlilik arttı, hata payı azaldı ve ürün kalitesi yükseldi.
Birçok endüstride, özellikle de toplu üretim yapan fabrikalarda, cihazlar IoT teknolojisi ile birbirine bağlandı. Bu sayede, üretim hattındaki her bir cihazın durumu ve performansı anlık olarak takip edilebilir ve gerekli müdahaleler yapılabilir. Bu da üretim sürecinde zaman ve para tasarrufu sağlar.
IoT ayrıca, ürün takibi ve lojistik yönetimi için de kullanılır. Özellikle, tedarik zinciri yönetiminde önemli bir rol oynayan IoT, ürünlerin depolardaki konumunu, taşımacılığı sırasındaki koşullarını ve teslimat sürecinde yaşanan herhangi bir sorunu takip edebilir. Bu sayede, müşteri memnuniyeti artar ve lojistik maliyetler azaltılır.
IoT teknolojisi, üretim sürecinde kullanılan cihazların iletişim kabiliyetini arttırarak daha verimli ve hızlı bir üretim süreci yarattı. Ürün takibi ve lojistik yönetimi için de önemli bir araç olan IoT, endüstriyel evrimin en önemli aşamalarından biridir.
Bilgi Çağı Sonrası Dönüşüm
Bilgi Çağı Sonrası Dönüşüm olarak adlandırılan dönem, 20. yüzyılın sonlarında başlayan dijital dönüşüm sürecidir. Bu dönemin ortaya çıkması, internetin kullanımının yaygınlaşması ve internet tabanlı teknolojilerin gelişmesi ile oluşmuştur. Endüstrideki bu dönüşüm süreci, dijital teknolojilerin kullanımının artmasıyla katlanarak devam etmektedir.
Dijital devrimin etkileri endüstride oldukça fazladır. İlk olarak, verimlilik artmıştır. Dijital teknolojiler sayesinde endüstriyel üretim daha hızlı, daha verimli ve daha az maliyetli hale gelmiştir. Bu da üretim maliyetlerinin düşürülmesine yardımcı olmuştur. Ayrıca, dijital teknolojiler sayesinde ürünlerin kalitesi artmıştır. Bu sayede daha üstün özelliklere sahip ürünler üretmek mümkün hale gelmiştir.
Dijital dönüşümün bir diğer etkisi ise, işletmelerin yönetimine olmuştur. İşletmeler, dijital teknolojiler sayesinde iş süreçlerini daha iyi yönetebilmekte ve daha verimli hale getirebilmektedir. İnternet tabanlı yazılımlar ile müşteri yönetimi, sipariş yönetimi, envanter yönetimi gibi işlemler daha kolay ve daha hızlı bir şekilde yapılabilir hale gelmektedir. Bu sayede işletmeler, iş süreçlerindeki hataları en aza indirerek, daha verimli bir çalışma ortamı oluşturabilmektedir.
- Bilgi Çağı Sonrası Dönüşüm, endüstrideki üretim ve yönetim süreçlerinde dijital teknolojilerin kullanımının yaygınlaşması ile tanımlanır.
- Dijital teknolojiler sayesinde endüstriyel üretim daha hızlı, daha verimli ve daha az maliyetli hale gelmiştir.
- Dijital dönüşüm, işletmelerin yönetimine olumlu etkiler sağlamıştır. Verimlilik artmış, iş süreçleri daha hızlı ve doğru hale gelmiştir.
Dijital İşletme ve Yeni İş Modelleri
Dijital dönüşüm ile birlikte, işletmeler de bir dönüşüm süreci geçirmektedir. Bu süreçte, işletmelerin dijitalleşmesi, verimliliklerinin artması ve rekabet avantajı elde etmeleri hedeflenmektedir. Dijital işletme yaklaşımı, işletmelerin tüm süreçlerini dijitalleştirmeleri ve dijital teknolojileri kullanarak işlerini yönetmeleri anlamına gelmektedir.
Bu yaklaşım sayesinde, işletmeler daha hızlı, esnek ve verimli hale gelmektedir. Yeni iş modelleri de bu süreçte ortaya çıkmaktadır. Örneğin, paylaşım ekonomisi modeli, dijital platformlar aracılığıyla farklı kişilerin kaynakları paylaşarak birbirlerine hizmet sunmaları şeklinde gerçekleşmektedir.
Bunun yanı sıra, IoT (Nesnelerin İnterneti) sayesinde, cihazlar arasında iletişim kurma ve verileri paylaşma imkanı sağlayan yeni iş modelleri de ortaya çıkmaktadır. Örneğin, akıllı ev sistemleri gibi IoT teknolojileri ile birlikte geliştirilmiş yeni iş modelleri hayatımıza girmiştir.
Dijital işletme yaklaşımı ve yeni iş modelleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için, örneğin, farklı iş modelleri örneklemlerine ait tablolar oluşturulabilir. İşletmelerin hangi dijital yaklaşımı benimseyerek endüstride öne geçtikleri gibi konular tablolar aracılığıyla sunulabilir. Ayrıca, yenilikçi işletmelerin örneklerinin verilmesi ile, okuyucuların daha iyi anlamaları sağlanabilir.
Dijital Dönüşümde Zorluklar
Dijital dönüşüm, iş süreçlerinin otomatikleştirilmesi ve yenilikçi iş modellerinin hayata geçirilmesi için birçok fırsat sunar. Ancak, bu dönüşümün başarıya ulaşması için bazı zorluklar ve engellerle karşılaşılması olasıdır.
Bunların en önemlilerinden biri, organizasyonların bu değişimi kabul etmekte yavaş ve isteksiz davranmalarıdır. Bu nedenle, kültürel dönüşüm, çalışanların yeteneklerinin geliştirilmesi ve yönetim kademesinin desteği gibi çeşitli adımlar gereklidir. Bununla birlikte, kurum içindeki işbirliği ve iletişim de dijital dönüşüm sürecinde büyük önem taşır. Bu nedenle, organizasyonlar bu zorluğu başarıyla aşmak için toplu işbirliği ve proaktif yaklaşım benimsemelidir.
Bir diğer sorun, veri yönetimi konusunda yaşanan güçlüklerdir. Büyük miktarlarda veri üretmek, saklamak ve yönetmek dijital dönüşümde kritik önem taşır. Ancak, ölçekteki bu artış, veri gizlilik riskleri ve siber güvenlik tehditlerini de beraberinde getirir. Bu nedenle, veri yönetimi süreçlerinde güvenlik ve gizlilik mekanizmalarının bulunması ve iyi bir veri yönetimi stratejisiyle desteklenmesi gereklidir.
Bunlara ek olarak, dijital dönüşümün getirdiği yazılım ve donanım maliyetleri de bir zorluk yaratabilir. Yeni sistemlerin kurulumu, işletmenin bütçesinde bir yük oluşturabilir. Bu nedenle, maliyetleri optimize etmek için etkili bir planlama ve yatırım stratejisi geliştirilmelidir.
Sonuç olarak, dijital dönüşüm sürecinde başarıya ulaşmak için, organizasyonların kültürel dönüşüm, veri yönetimi, maliyet optimizasyonu gibi konuları göz önünde bulundurması gereklidir. Böylelikle, zorlukların üstesinden gelinerek, yeni teknolojilerin sağladığı fırsatlar değerlendirilebilir.