Türkiye'de Siyasi Partiler Tarihi, bağımsızlık mücadelesinden günümüze kadar geçen süreçte siyasi arenada etkili olan partilerin tarihini anlatır İşte Türkiye'de siyasi partilerin geçmişi ve bugünü hakkında detaylı bir bilgiye sahip olun
Türkiye, siyasi hayatında birçok değişim ve dönüşüm yaşamış bir ülkedir. Bu makalede, Türkiye'nin siyasi partiler tarihine ve siyasal hareketlerine detaylı bir şekilde bakacağız. Osmanlı Devleti'nden günümüze kadar geçen süreçte siyasi partilerin ortaya çıkışı ve gelişimi incelenecektir.
Osmanlı Devleti'nde, siyasal partilerin ilk defa kurulduğu tarih bilinmemektedir. Fakat, 19. yüzyılın sonlarına doğru siyasi hayatta bir canlanma yaşandı. İlk siyasi partilerin kuruluşu ve gelişimi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kuruluşu ile başladı. İttihat ve Terakki Cemiyeti, siyasal alanda örgütlenen ilk siyasi parti olarak kabul edilir.
Cumhuriyet dönemi ile birlikte Türkiye'nin siyasi hayatı bambaşka bir hal aldı. Tek parti yönetimi altında geçen dönemde siyasi partilerin durumu oldukça farklıydı. Ancak 1945 yılında yapılan seçimler ve çok partili hayata geçişle birlikte siyasi partilerin sayısı artmaya başladı. Bu süreçte siyasi partilerin yapısı ve işleyişi, Siyasi Partiler Kanunu ile düzenlendi.
Tek parti yönetimi altında siyasal partilerin durumu ve serbest seçimlerin yapılmadığı dönemler gibi konular işlenecektir. Ayrıca 1923-1950 yılları arasında CHP yönetiminde siyasal hayatın işleyişi ele alınacak ve Siyasi Partiler Kanunu (1930) siyasi hayatın işleyişindeki önemiyle incelenecektir.
1945 yılında yapılan seçimlerle beraber çok partili hayata geçişin detayları, siyasal partilerin yapılanması ve siyasi hayatın işleyişi ele alınacaktır. Bu dönemde siyasi partilerin yapısı ve işleyişi, ilk olarak deneyimlenmiş ve bu süreç Türkiye'de siyasi hayatının gelişmesinde önemli bir kilometre taşı olmuştur.
1960 ve 1971 darbeleri sonrası hükümetlerin durumu, Milli Selamet Partisi ve Doğru Yol Partisi gibi partilerin ortaya çıkışı işlenecektir. Askeri darbelerin arasında en önemlisi olan 12 Eylül darbesi sonrası siyasi partilerin durumu, siyasetin işleyişi ve 1983 seçimleri gibi konular da ele alınacaktır.
1980 sonrasında siyasal partilerin rolü, 1987 seçimleri, Refah-Yol hükümetleri, 28 Şubat postmodern darbesi, DSP iktidarı gibi konular ele alınacaktır. Bu dönem, Türkiye'de siyasi partilerin güçlerinin arttığı ve çoğulcu bir işleyişin gerçekleşmesinin en önemli süreçlerinden birisidir.
2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelmesi ve siyasal partilerin durumu, AK Parti'nin başarısı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, 2017 referandumu gibi konular işlenecektir. Günümüzde birçok siyasal partinin varlığına rağmen, Türkiye siyasi hayatında AK Parti'nin etkisi oldukça büyüktür.
Osmanlı Dönemi
Osmanlı İmparatorluğu’ndaki siyasal partilerin geçmişi oldukça eski dönemlere dayanmaktadır. İlk kez 19. yüzyılda Tanzimat Fermanı’nın ilanı ve Meşrutiyet hareketinin başlamasıyla birlikte siyasi fikirlerin ortaya çıkması ve seçimlere katılımın gerçekleşmesiyle beraber siyasal partilerin oluşumu hız kazanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'ndaki siyasal partilerin ilk örneklerinden biri, 1860'larda Dürrizade Abdullah Bey öncülüğünde kurulan Osmanlı İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti'dir. Bu cemiyet, padişahın yetkilerine ve merkezi yönetim şekline karşı çıkmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu'nda siyasi partilerin daha da yaygınlaşması ise Meşrutiyet ilanı öncesine denk gelir. İlk Meşrutiyet'in ilanından sonra ise siyasal partilerin sayısı artmış ve bu partiler etkinliklerini artırmıştır.
Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nda siyasi partilerin büyük çoğunluğu İttihat ve Terakki Cemiyeti çatısı altında birleşmiştir. Bu cemiyetin etkisiyle genel seçimlerde çoğunluğu elde eden Hürriyet ve İtilaf Fırkası, ilk Osmanlı Meclisi’nin açılmasına katkı sağlamıştır. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra da sayıları artan siyasal partiler, ittifaklar yapmışlar ve birçok koalisyon hükümeti kurulmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ise siyasal partilerin yerini tek parti yönetimi almıştır.
| Dönem | Siyasal Partiler |
|---|---|
| Tanzimat Dönemi | Osmanlı İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti |
| Meşrutiyet Dönemi | Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Osmanlı Demokrat Fırkası, Osmanlı Garb Fırkası vb. |
| Tek Parti Yönetimi Dönemi | Cumhuriyet Halk Partisi |
Osmanlı İmparatorluğu’ndaki siyasal partilerin tarihi, Türkiye’nin siyasal hayatının temellerini oluşturmuştur. Bugünkü siyasi partilerin geçmişten gelen bir miras taşıdığı düşünüldüğünde, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki siyasal partilerin önemi daha da anlaşılır hale gelmektedir.
Cumhuriyet Dönemi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte siyasal hayat da farklı bir döneme girdi. Tek parti yönetimi sona ererek, demokratik bir yapıda siyasal partilerin kuruluşu resmi olarak kabul edildi. İlk kez 1946 yılında gerçekleştirilen seçimlerle beraber çok partili hayata geçiş yapıldı. Bu dönemde siyasal partiler arasında rekabet başladı ve takvimler 1950'yi gösterdiğinde Millet Partisi tarafından yapılan seçimler sonucunda İsmet İnönü liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi iktidardan düştü.
1950 seçimlerinde Demokrat Parti iktidara geldi ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez iktidar bir parti dışından geldi. Bu dönemde sivil siyaset ve sivil iktidar güç kazandı. Ancak 1960 darbesi sonucunda Demokrat Parti hükümeti devrildi ve siyasal partilerin durumu yeniden tartışma konusu oldu. Milli Selamet Partisi ve Doğru Yol Partisi gibi yeni partilerin ortaya çıkışı ile siyasal hayatta farklı renkler ortaya çıktı.
- Siyasi partilerin yasal statülerine ilişkin Siyasi Partiler Kanunu 1961 yılında yürürlüğe girdi.
- 1971'de gerçekleştirilen muhtıralarla beraber siyasal partilerin faaliyetleri kısıtlandı.
- 1980 askeri darbesi sonrasında ise siyasal partilerin durumu 1983 seçimlerinde değişti.
1980 sonrasında siyasal partilerin rolü, 1987 seçimleri, Refah-Yol hükümetleri, 28 Şubat postmodern darbesi, DSP iktidarı gibi konular ele alındı. 2002 yılında ise Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelmesiyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yeni bir dönem başladı. Bu dönemde siyasal partiler arasındaki rekabetin boyutu genişledi ve farklı siyasal hareketlerin ortaya çıkışı da söz konusu oldu.
Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve 2017 referandumu gibi konular siyasi hayatın gündemini oluşturuyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi partiler tarihi, demokratikleşme süreci, seçimler ve siyasal partiler arasındaki rekabet gibi konular, ülkemizin yakın geçmişindeki en önemli meselelerdir.
1. Dönem: Tek Parti Yönetimi (1923-1945)
Türk siyasi hayatı açısından oldukça önemli bir dönem olan Tek Parti Yönetimi, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından yönetiliyordu. Siyasal partilerin durumu da bu dönemde oldukça farklıydı. CHP'nin rakipsiz bir şekilde iktidarda olması nedeniyle, siyasal partilerin etkisi oldukça sınırlı oldu. Serbest seçimler de yapılmamaktaydı. Bu durum, siyasi sistemin demokratik olmadığı yönünde eleştirilere neden olmuştur.
CHP yönetiminde, siyasal partilerin durumu da oldukça tartışmalı bir konu oldu. Siyasal partilerin eksikliklerinin ortaya çıkması üzerine, 1930 yılında Siyasi Partiler Kanunu çıkarıldı. Bu kanunla birlikte, siyasi partilerin yasal statüleri oluştu ve siyasi hayatın işleyişi açısından önemli bir dönüm noktası oluşturdu.
| Yıllar | Parti Adı | Açıklama |
|---|---|---|
| 1923-1930 | Cumhuriyet Halk Partisi | 1923'te kurulan parti, Mustafa Kemal Atatürk tarafından önderlik edildi ve tek parti yönetimine kadar iktidarda kaldı. |
| 1930-1945 | Cumhuriyet Halk Partisi | Siyasi Partiler Kanunu'nun çıkmasıyla birlikte CHP yasal statüsü kazandı. Tek parti yönetimi altında iktidarını sürdürdü. |
Siyasal partilerin yasal statüsünün oluşumuyla birlikte, siyasette ciddi anlamda bir değişiklik yaşandı. Ancak, tek parti yönetimi altında yapılacak serbest seçimlerin henüz getirilmemiş olması, demokratik bir ülke olma yolunda Türkiye'nin önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyordu.
CHP Dönemi
1923-1950 yılları arasında Türkiye'de siyasi hayatın tek kutuplu bir yapısı vardı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), ülkeyi yürüten tek parti olarak hüküm sürdü. İlk dönemde parti, Atatürk ve İsmet İnönü liderliğinde, ülkenin modernleşmesi ve Batı'ya yaklaşması doğrultusunda politikalar yürüttü. CHP, bu dönemde devleti güçlendirmek adına bazı sosyal ve ekonomik reformlar gerçekleştirdi. Bunlar arasında, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, yasaların yeniden düzenlenmesi, eğitim reformları, köy enstitüleri gibi önemli adımlar atıldı.
1940'larda ise CHP'nin yönetimi körelmeye başladı. Parti liderleri, ülke yönetimini bayındırlık, tarım, millî eğitim gibi bakanlıklara devrederek, parti içindeki rekabeti azalttılar. 1946'daki seçimlerde CHP, Türkiye'nin dörtte birinden fazlasında oy almasına rağmen, azınlık bir muhalefet partisinin yer aldığı Meclis'te, tek parti kontrolündeki dönem sona erdi.
CHP, ülkenin ilk yıllarında Türkiye'nin Batı'ya açılmasında önemli bir rol oynadı. Ancak, siyasi rekabetin olmaması ve tek tip siyasetin yürütülmesi, parti içinde farklı seslerin ortaya çıkmasına engel oldu. Sonuç olarak, CHP dönemi, Türkiye'de siyasi çeşitliliği kısıtlayan, ülkeyi modernleştirme adına bazı önemli adımlar atmasına rağmen, insan hakları ve özgürlükler konusunda ciddi sınırlamalar içeren bir dönem olarak hatırlanır.
Siyasi Partiler Kanunu (1930)
Siyasi Partiler Kanunu, Türkiye'nin siyasi hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kanun, siyasi partilerin yasal statülerinin oluşumunu ve siyasi hayatın işleyişini düzenlemek için çıkarılmıştır. Kanunun kabul edilmesiyle birlikte, siyasi partilerin kuruluş ve faaliyetleri daha önceki dönemlere göre daha fazla kontrol altına alınmıştır.
Kanun, siyasi partilerin hangi şartlar altında kurulabileceğini, üyelik ve yönetim yapılarını, genel kurullardaki karar alma sürecini, siyasi partilerin faaliyetlerinin denetlenmesini, siyasi partilerin yaptığı propagandalarda nelere dikkat edilmesi gerektiğini ve siyasi partilerin seçim kampanyaları yaparken nelere dikkat etmesi gerektiğini detaylı bir şekilde belirlemiştir.
Kanun ilk olarak 1930 yılında kabul edilmiş, daha sonra birkaç kez değiştirilmiştir. Siyasi partilerin yasal statülerinin belirlenmesi ve siyasi hayatın düzenlenmesi açısından oldukça önemli bir yasa olan Siyasi Partiler Kanunu, Türkiye'deki siyasi hayatın şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
- Siyasi Partiler Kanunu, Türkiye'de siyasi partilerin yasal statülerinin belirlenmesini sağlamıştır.
- Kanun, siyasi partilerin kuruluş, faaliyet ve yönetimleri gibi konularda detaylı bir düzenleme getirmiştir.
- Siyasi Partiler Kanunu, siyasi hayatın düzenlenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
2. Dönem: Çok Partili Hayat (1945-1960)
1945 yılı, Türkiye'de siyasal hayatın önemli bir dönüm noktasıdır. Bu yıl yapılan seçimlerle birlikte Türkiye, çok partili hayata geçiş yapmıştır. Daha önce tek parti yönetimi altında olan ülke, yeni dönemle birlikte farklı siyasal görüşleri temsil eden partilere ev sahipliği yapmıştır.
Ancak, çok partili hayata geçiş süreci başlangıçta sancılı olmuştur. Seçimler adil bir şekilde yapılmamıştır ve özellikle muhalefet partileri baskılara maruz kalmıştır. Buna rağmen, seçim sonuçları doğrultusunda kurulan 14 parti, siyasal hayatın renklenmesini sağlamıştır.
Bu dönemde siyasal partilerin yapılanması ve ideolojik ayrışmaların yaşanması da dikkat çekicidir. İşçi ve köylü partileri, milliyetçi partiler, muhafazakar partiler ve sosyalist partiler gibi farklı siyasal görüşler, Türkiye'deki partilerin temelini oluşturmuştur.
1946'da yapılan seçimlerde Demokrat Parti, hızla yükselerek Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) karşısında güçlenmiştir. Bu durum, CHP tarafından demokrasiye verilen desteğin azaltılmasına neden olmuştur.
1950 yılında ise Demokrat Parti'nin zaferiyle sonuçlanan seçimler, Türkiye tarihinin ilk demokratik seçimleri olarak kaydedilir. Ancak, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi sonrasında da siyasal hayatta bazı sorunlar yaşanmıştır. Özellikle, 1950'lerin sonlarına doğru siyasal cinayetlerin artması, ülkede istikrarı sarsmıştır.
1945-1960 dönemi, Türkiye siyasal hayatının tarihsel bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Çok partili hayata geçiş sürecinde yaşanan sorunlar, siyasi partilerin yapılanması ve ideolojik ayrışmalar, bu dönemin önemli konuları arasında yer almaktadır.
3. Dönem: Askeri Darbelerin Ardından (1960-1980)
Türkiye'de siyasal partilerin tarihi incelendiğinde, darbelerin siyasal hayatı nasıl etkilediğine dikkat çeken bir dönemdir. 1960 darbesi sonrası çıkartılan yasalarla siyasi partilerin kuruluşları ve çalışma esasları düzenlendi. Bu dönemde siyasi partilerin özgürlükleri kısıtlanmış ve baskı altında çalışmalarına izin verilmiştir.
1971 darbesi sonrası ise Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuş, sağ siyasetin yükselmesi de tartışma konusu olmuştur. Milli Selamet Partisi ve Doğru Yol Partisi bu dönemde ortaya çıkan partilerdir. Bu partilerde hem sağ hem de sol siyasete kucak açılmıştır. Siyasal hayatta uzun süre varlıklarını sürdüren bu partiler, Türkiye siyasi tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
1960 ve 1971 darbeleri sonrası siyasal hayatta yaşanan bu değişimler ise Türkiye'de siyasi partilerin yapılanmasını etkiledi. Partilerin özgürlükleri kısıtlanarak sadece belirli bir amaç etrafında toplanmalarına neden oldu. Ancak, siyasi partilerin ortaya çıkarttığı tartışma ve farklı sesler sayesinde Türk siyasi hayatı daha çeşitli ve renkli bir hale geldi.
Bu süreçte Türkiye siyasal tarihi, darbelerin izleriyle şekillenen oldukça hareketli bir dönemi kapsamaktadır. Siyasal partiler bu dönemde zorlu bir mücadelenin içindeydi ve siyasal hayatın şekillenmesinde önemli bir role sahipti. Bunun sonucunda, Türkiye siyasi tarihi, birçok siyasi parti ve farklı düşüncelerin etkisiyle bugünkü halini almıştır.
12 Eylül Darbesi (1980)
12 Eylül darbesi Türkiye'nin siyasi tarihindeki en önemli olaylardan biridir. Darbe sonrası siyasi hayat tamamen alt üst olurken siyasi partilerin çalışmaları da sert bir şekilde engellenmiştir. Darbe sonrasında Anayasa feshedilerek ülke bir Askeri Yönetim ile yönetilmeye başlamıştır.
Darbeyi takiben tüm siyasi partiler kapatılmış ve liderleri tutuklanmıştır. Siyasi partilerin çalışmalarının yapıldığı ofisler basılarak üyeleri gözaltına alınmıştır. Vatandaşların birçoğu gözaltına alınmış ve işkenceye uğramıştır. Darbe sonrasında 1 milyondan fazla insan göz altına alınırken, yüz binlerce insan işkenceye maruz kalmıştır.
1983 yılında yapılan seçimlere kadar ülkede sıkı bir baskı rejimi hüküm sürmüştür. Bu seçimlerde sadece iki siyasi parti yarışmıştır. Anavatan Partisi ve Milliyetçi Demokrasi Partisi seçimlerde yarışan iki parti olmuştur. Ancak bu seçimlerde askeri yönetim tarafından belirlenen kurallara göre gerçekleştirilmiştir. Anavatan Partisi üçte iki çoğunlukla seçimi kazanmıştır.
Darbe sonrasında siyasi partilerin durumu oldukça kötü olsa da, darbe sonrasında 1983 yılında yapılan seçimlerle birlikte ülke tekrar çok partili sisteme geçmiştir.
4. Dönem: Çok Partili İstikrar (1980-2001)
1980 sonrası Türkiye'nin siyasal hayatındaki dönemlerden biri olan "Çok Partili İstikrar" dönemi, siyasal partilerin rolü ve siyasi hayatın işleyişi açısından oldukça önemlidir. Bu dönemde Türkiye'de siyasi partilerin sayısı artmış ve daha önceki dönemlere kıyasla daha fazla siyasal hareketlilik yaşanmıştır.
1987'de yapılan seçimler, "Çok Partili İstikrar" döneminin önemli bir noktasıdır. Bu seçimlerde başta ANAP olmak üzere birçok yeni parti meclise girmiştir. Seçimler sonucunda ANAP iktidara gelmiş, ancak koalisyon hükümetleri dönemi başlamıştır.
| Parti | Oy Oranı | Milletvekili Sayısı |
|---|---|---|
| ANAP | 36,3% | 292 |
| SHP | 30,7% | 99 |
| DYP | 19,6% | 59 |
| RP | 6,1% | 0 |
| Diğer | 7,3% | 0 |
1980'lerin sonunda Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) gibi partilerin ortaya çıkmasıyla siyasi atmosfer daha da hareketlendi. Refah Partisi'nin 1995 seçimlerinde %21,4 oy oranıyla iktidar olması ise Türkiye'nin siyasal tarihi açısından önemli bir dönüm noktasıdır.
Bu dönemde siyasi istikrarsızlık yanı sıra 28 Şubat postmodern darbesi de yaşandı. Askeri darbelere kıyasla daha farklı bir yöntemle gerçekleştirilen 28 Şubat, Refah Partisi hükümetinin düşürülmesi ve laiklik ilkesi göz ardı edilerek uygulanan bir süreç oldu.
1999 seçimleri sonucunda DSP-MHP-ANAP koalisyonu hükümeti kuruldu. Bülent Ecevit başkanlığındaki DSP, seçimlerden %22,2 oy oranıyla birinci parti olarak çıktı ve iktidara geldi. Ancak koalisyon hükümetinin sürdürülemezliği, ekonomik krizler ve 2001 yılında Türkiye'nin IMF'ye başvurması dönemin önemli sorunları arasındaydı.
Genel olarak, "Çok Partili İstikrar" dönemi Türkiye için hem demokratik bir gelişme hem de siyasi zorluklar açısından önemli bir dönemdir.
5. Dönem: Yeni Dönem (2002-Günümüz)
2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye'nin siyasal partileri tarihi yeni bir döneme girdi. AK Parti'nin kurulduğu yıldan itibaren siyasal hayatta önemli bir rol üstlenen parti, birçok başarılı seçim geçirdi ve 2007, 2011 ve 2015 yıllarında yapılan seçimleri kazanarak üst üste iktidar oldu.
AK Parti hükümetleri döneminde 2017 yılında yapılan referandum sonucu Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirildi. Bu sistemde, cumhurbaşkanı hükümetin başı olarak kabineyi atama yetkisine sahip oldu ve yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki ayrım azaltıldı.
AK Parti'nin 2002'den bu yana Türkiye siyasi hayatında üstlendiği rolün yanı sıra, siyasi partilerin durumu da değişti. Tek parti dönemi sonrası oluşan çok partili hayatta, siyasal partilerin sayısı arttı ve çeşitlendi. Günümüzde ise AK Parti gibi büyük partilerin yanı sıra, CHP, MHP, HDP ve İYİ Parti gibi partiler de etkin bir şekilde siyasi hayatta yer almaktadır.
Özellikle son yıllarda Türkiye'nin siyasal yapısında yaşanan değişiklikler, hem iç hem de dış politika açısından önemli sonuçlar doğurdu. Ancak AK Parti iktidarı döneminde Türkiye, her ne kadar bazı eleştirilere maruz kalsa da, siyasi ve ekonomik açıdan önemli ilerlemeler kaydetti ve dünya genelinde saygın bir konuma geldi.