Serverless uygulama geliştirme, sunucu yönetiminden kurtulmak için kullanılan bir yaklaşımdır AWS Lambda gibi araçlarla birlikte uygulama geliştirme maliyetlerini azaltırken, ölçeklenebilirlik ve performans açısından da avantajlar sağlar GraphQL ise, modern uygulama geliştirme sürecinde sıkça kullanılan bir sorgu dilidir Bu yöntemle aplikasyonlar daha hızlı, az maliyetli ve ölçeklenebilir bir şekilde geliştirilebilir

Serverless uygulama geliştirme, son yıllarda giderek popüler bir hale gelmiştir. Özellikle, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, uygulama geliştirme maliyetlerini azaltmak için tercih ettiği bir yaklaşımdır.Bu yaklaşımın temel prensibi, uygulama geliştirme sürecinde sunucu yönetiminden kurtulmaktır. Sunucu yönetimini üstlenen bulut servis sağlayıcıları, uygulama geliştiricilerinin kendi uygulamalarını geliştirmelerine odaklanmalarını sağlarlar.AWS Lambda, başta Amazon Web Services olmak üzere birçok bulut servis sağlayıcısının sunmuş olduğu serverless bir hizmettir. Bu hizmet sayesinde, uygulama geliştiricileri sunucu yönetimi hakkında endişelenmeden, kodlarını yükler ve hizmetlerini aktive ederler.GraphQL ise, uygulama programlama arayüzü (API) tasarımı için kullanılan bir sorgu dilidir. REST API'lerine alternatif olarak sunulmuş olan GraphQL, uygulama geliştiricilerine daha iyi bir performans ve verimlilik sağlar.

GraphQL ve AWS Lambda gibi araçlarla uygulama geliştirme, büyük ölçüde geliştirme maliyetlerini azaltırken, ölçeklenebilirlik ve performans açısından da önemli avantajlar sağlar.Bundan dolayı, serverless uygulama geliştirme yaklaşımı, günümüzde birçok işletme tarafından tercih edilmektedir. Bu yaklaşım sayesinde, uygulama geliştiricileri, uygulamalarını daha hızlı, daha az maliyetli ve ölçeklenebilir bir şekilde geliştirebilirler.

Serverless Nedir?

Serverless, son yıllarda popüler hale gelen bir uygulama geliştirme modelidir. Bu modelde, uygulama geliştiricileri uygulama için bir sunucu kiralamak yerine, bulut hizmetleri sağlayıcılarının (örneğin AWS, Azure veya Google Cloud) sunucularını kullanırlar. Bu nedenle, "serverless" terimi, bir sunucusuz uygulama geliştirme yöntemi olarak kabul edilir.

Bu yöntem, uygulama geliştiricilerinin, sunucu yönetimi, ölçeklenebilirlik ve arızatoleransı ile ilgilenmek zorunda kalmadan uygulamalarını yazmalarına olanak tanır. Sunucu kaynaklarının dinamik olarak tahsis edilmesi sayesinde, uygulamalar isteklere cevap vermek için her zaman hazır hale getirilebilir. Sunucu kiralamak veya yönetmek, birçok uygulama geliştiricisi tarafından zaman ve maliyet açısından verimli olmayan bir süreç olduğundan, serverless modeli bu açıdan oldukça avantajlıdır.

AWS Lambda Nedir?

AWS Lambda, Amazon Web Services tarafından sunulan bir serverless hesaplama servisidir. Yani, kullanıcının sunucu altyapısı ile ilgili herhangi bir endişesi olmadan, uygulamaları sadece işlevsel kodlarına dayandırarak çalıştırmasına izin verir. AWS Lambda, JavaScript, Python, Java, Go, C#, PowerShell ve Ruby gibi birçok programlama dilini destekler.

AWS Lambda, birden çok olay kaynağından tetiklenebilir. Örneğin, Amazon S3 üzerinde bir dosya değişikliği, bir API Gateway isteği, bir otomatik ölçeklendirme uyarısı veya AWS CloudFormation isteği. AWS Lambda fonksiyonları, işleme kaynaklarına erişim sağlamak için üçüncü taraf kitaplıklarını ve bağımlılıkları kullanabilir ve bu fonksiyonlar çağrıldığında sadece bir adet yürütücü bilgisayar tarafından çalıştırılır.

Ayrıca, AWS Lambda ayrıntılı günlükleri, hata ayıklama araçları ve performans bilgileri sunar. Bu nedenle, AWS Lambda, hızlı prototipleme ve hızlı dağıtım hedefleyen geliştiriciler için ideal bir araçtır.

GraphQL Nedir?

GraphQL, modern, veri odaklı uygulama geliştirme sürecinde sıkça kullanılan bir sorgu dilidir. Geleneksel REST mimarisine alternatif olarak geliştirilmiştir ve ayrıntılı ve daha özelleştirilmiş veri alışverişi sağlamak için kullanılır.

GraphQL, özellikle çok sayıda veri türüne sahip uygulamalar için oldukça yararlıdır. Sunucu tarafında geliştirme yaparken, REST API'lerinin tek bir URL üzerinde kodlamayı içermesi nedeniyle, uygulama gereksinimlerinde değişiklik yaparken çok sayıda veri kaynağı içermesi nedeniyle performans sorunlarına neden olur. GraphQL, birden fazla kaynaktan veri almanıza ve tek bir sorguda daha fazla miktarda veri istemanıza izin verir, bu da uygulamanın daha hızlı ve verimli olmasını sağlar.

GraphQL, ihtiyacınız olan veri miktarını ve türünü kontrol edebileceğiniz, verileri bölümlere ayırabileceğiniz ve sadece ihtiyacınız olan verileri alabileceğiniz bir yapıya sahiptir. Bunun yanı sıra, GraphQL, geliştiricilere daha iyi bir geliştirme deneyimi sunar ve uygulama içerisindeki verilerin yönetimini kolaylaştırır.

GraphQL kullanmanın bir diğer yararı, tek bir endpoint kullanımı yerine birden fazla endpoint'ler kullanırken uygulamanın daha az istek yaparak daha az veri aktarmasıdır. Bu, uygulama performansının artması ve internet trafiğinin en aza indirgenmesi anlamına gelir.

REST API'leri ile GraphQL Arasındaki Farklar

REST API'leri ile GraphQL arasında büyük farklar vardır. REST API, sunucu tarafında belirli bir URL'ye istekte bulunarak belirli bir işlemin yapılmasını sağlar. Genellikle kullanıcının belirli bir isteği karşılığında tüm sonuçları verir. Öte yandan, GraphQL, sorgu yapısına dayalı bir yapıya sahiptir. Kullanıcı, istediği verileri ayrı ayrı sorgulayabilir.

GraphQL, REST API'lerine göre daha verimli bir performans sağlar. GraphQL sayesinde birkaç istek ile ihtiyacımız olan tüm verileri alabiliriz. Ancak REST API'leri ile bu işlem çok daha uzun sürebilir. GraphQL, istemci tarafından kullanılan verileri optimize ederek sunar.

GraphQL, daha özelleştirilebilir bir yapıya sahiptir. Kullanıcılar, sadece ihtiyaç duydukları verileri alarak karmaşık JSON verilerinden kurtulabilirler. REST API'leri ile bu durum biraz daha zordur. İstemciler, genellikle tüm JSON verileriyle çalışmak zorundadır.

Ayrıca, GraphQL, veritabanı yapılarında değişiklik yapılmasını gerektirmez. REST API'leri ile bu durum değişiklik gerektirebilir ve mevcut uygulamanın tamamen yeniden yazılması gerekebilir. Ancak GraphQL, mevcut veritabanı yapılarını koruyarak uygulamayı optimize edebilir.

Bu nedenlerden dolayı, GraphQL, REST API'lerine kıyasla daha özelleştirilebilir, verimli ve daha hızlı sorgu yapılmasını sağlar. Ancak, GraphQL'in bazı dezavantajları da vardır. Örneğin, ölçeklenebilirliği, REST API'lerine göre daha zor olabilir. Ayrıca, öğrenmesi daha zordur ve daha fazla teknik bilgi gerektirebilir.

Tablo olarak, GraphQL ve REST API'leri arasındaki farkları kolayca gösterebiliriz:

Bu tablo, GraphQL ve REST API'leri arasındaki farklılıkları özetleyen bazı özellikleri içermektedir. GraphQL, REST API'lerine kıyasla daha az istek, daha az veri ve daha özelleştirilebilir bir yapı sunar. Ancak, GraphQL'in öğrenmesi daha zor olabilir ve ölçeklenebilirliği konusunda bazı dezavantajları vardır.

Avantajlar ve Dezavantajlar

GraphQL, REST API'lerle karşılaştırıldığında birçok avantaj sunar:

• Esneklik: GraphQL sorguları, ihtiyaca göre şekillendirilebilir ve hatta birden fazla kaynaktan veri alabilir.
• Verimlilik: REST API'lerde yapılan birden fazla istek yerine, GraphQL tek bir istekle istenen veriyi döndürür. Bu da ağ trafiğini azaltır ve daha hızlı yanıt verir.
• Dökümantasyon kolaylığı: GraphQL, kendisini sorgulayanların kolayca anlamalarını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.
• Bileşen tabanlı mimari: GraphQL, veri kaynaklarını farklı bileşenlerde birleştirerek, uygulamaların ölçeklenebilirliğini artırır.

Ancak, GraphQL'in kullanımı bazı dezavantajlar da sunabilir:

• Artan karmaşıklık: GraphQL sorguları karmaşık hale gelebilir ve dil hala yeni olduğundan, öğrenme eğrisi olabilir.
• Güvenlik sorunları: GraphQL, gereksiz veri tekrarlamaları nedeniyle kötü niyetli kullanıcılara karşı savunmasız olabilir. Bu nedenle, GraphQL sorgularının kontrolleri ve veri doğrulama işlemleri, yazılım geliştiricilerinin sorumluluğundadır.
• Performans sorunları: GraphQL, birden fazla kaynaktan veri toplandığında performans sorunlarına neden olabilir. Bununla birlikte, bu sorunlar genellikle isteğin optimize edilmesi yoluyla çözülebilir.
• Yapısal yönetim gerekliliği: GraphQL, ilgili veri tipleri ve şemalar oluşturmak için yapısal yönetim gerektirir. Bu, REST API'lerde olduğu gibi uygun şekilde belgelenmediğinde karmaşık hale gelebilir.

GraphQL'in avantajları ve dezavantajları, dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve ayrıntılı bir uygulama tasarımından önce dikkate alınmalıdır.

GraphQL Sorgu Yapısı

GraphQL, REST API'lerinden farklı olarak, tek bir endpoint üzerinden verileri almak veya göndermek için kullanılır. Sorgu yapısının kullanımı oldukça basittir. Her GraphQL sorgusu, belirli bir işlevi yerine getirmek için yazılır ve "query" veya "mutation" anahtar sözcükleri kullanılarak tanımlanır.

Query anahtar kelimesi, veri okumak için kullanılır. Örneğin, bir kullanıcının adını, soyadını ve e-posta adresini getirme sorgusu aşağıdaki gibi olabilir:

{  user(id: 1) {    firstName    lastName    email  }}      

{  "data": {    "user": {      "firstname": "John",      "lastName": "Doe",      "email": "johndoe@example.com"    }  }}      

Yukarıdaki sorgu, 1 numaralı kullanıcının adını, soyadını ve e-posta adresini getirir. "User" alıcısı, sorgunun istediği verileriyle eşleşir ve "firstName", "lastName" ve "email" alanlarından oluşan bir veri objesi döndürür.

Mutation anahtar kelimesi, veri oluşturmak, güncellemek veya silmek için kullanılır. Örneğin, yeni bir kullanıcı oluşturma sorgusu aşağıdaki gibi olabilir:

mutation {  createUser(input: {    firstName: "Jane",    lastName: "Doe",    email: "janedoe@example.com"  }) {    id    firstName    lastName    email  }}      

{  "data": {    "createUser": {      "id": "2",      "firstName": "Jane",      "lastName": "Doe",      "email": "janedoe@example.com"    }  }}      

Yukarıdaki sorgu, yeni bir kullanıcı oluşturur ve kullanıcının verilerini döndürür. "createUser" alıcısı, yeni kullanıcının bilgilerine sahip bir veri objesi döndürür.

GraphQL sorgu yapısının bu basit yapısı sayesinde, uygulama geliştiricileri, istedikleri verileri tek seferde alabilir veya gönderebilirler. Bu da REST API'leri ile karşılaştırıldığında, kodlama sürecini hızlandırır ve düzenli veri akışı sağlar.

GraphQL ve AWS Lambda ile Serverless Uygulama Geliştirme

Serverless uygulama geliştirme sürecinde, AWS Lambda ve GraphQL birlikte kullanılarak uygulamaların daha verimli ve hızlı bir şekilde geliştirilmesi mümkündür. AWS Lambda, sunucu işlevlerini AWS bulutunda çalıştırmak için kullanılır. GraphQL ise veri grafiği sorularının daha etkili bir şekilde çözümlenmesini sağlayan bir sorgu dili olarak kullanılır.

GraphQL sorguları, bir REST API'den daha etkili bir şekilde yönetilebilir, çünkü yalnızca istenen verileri almak için sorgu yapılabilir ve gereksiz veri trafiği engellenir. AWS Lambda fonksiyonları, gerekli işlevleri tek başına gerçekleştirebilir ve bu, uygulamaların daha hızlı çalışmasını sağlar. API Gateway, Lambda fonksiyonlarına ulaşabilmenin yanı sıra güvenliği de sağlar ve birçok takip ve günlükleme seçenekleri sunar.

AWS Lambda, sunucu tarafındaki işlevler için bir platform sağlar. AWS Management Console kullanılarak Lambda fonksiyonları kolayca oluşturulabilir ve düzenlenebilir. Fonksiyonlar kullanılacak dil ve kaynak olarak bir ZIP dosyası veya direkt olarak Lambda console'dan yüklenebilir. Fonksiyonların kapasitesi, ihtiyaç duyulan kaynaklara göre ölçeklendirilebilir.

API Gateway, web servislerinin yapılandırılmasını ve tasarımını basitleştirir. API Gateway, Lambda fonksiyonlarına erişmek için bir arayüz sağlar. Lambda fonksiyonuna giren istekler, API Gateway üzerinden yönlendirilir. API Gateway ayrıca, gerekli izinleri sağlamak için bazı AWS hizmetlerini kullanabilir.

API Gateway ve AWS Lambda entegrasyonu, Lambda fonksiyonlarının REST API üzerinden nasıl erişileceğini sağlar. Entegrasyon, daha fazla özelleştirme ve uyarlanabilirlik için birçok seçenek sunar. Lambda ve API Gateway entegrasyonu, API Gateway'in güvenlik özelliklerini kullanarak uygulama güvenliğini artırır ve kullanıcı kimlik doğrulamasını sağlar.

GraphQL ve AWS Lambda, uygulama geliştirme sürecinde birlikte kullanılabilecek verimli bir çifttir. Bu sayede, uygulamalar daha hızlı ve verimli bir şekilde geliştirilir. API Gateway ve Lambda fonksiyonları, işlevselliği ve güvenliği sağlamak için birbirleriyle entegre olurlar. Bu teknolojiler, gelecekteki uygulama geliştirme süreçlerinde de önemli bir rol oynayacaktır.

AWS Lambda Fonksiyonları

AWS Lambda, tamamen yönetilen bir hizmettir ve kullanıcılara kodlarını çalıştırmak için bir yer sunar. AWS Lambda fonksiyonları, AWS konsolu üzerinden veya AWS CLI (Command Line Interface) aracılığıyla oluşturulabilir. Ayrıca, AWS Lambda fonksiyonları Node.js, Python, Java, C# ve Go gibi farklı programlama dillerinde yazılabilir.

Fonksiyonlar, belirli bir olay gerçekleştiğinde tetiklenebilir. Örneğin, bir dosya yüklendiğinde veya bir yeni kullanıcı kaydı oluşturulduğunda AWS Lambda fonksiyonu tetiklenebilir.

AWS Lambda fonksiyonları, işlemlerini gerçekleştirdikten sonra sonuçları geri döndürür ve hizmet kendini otomatik olarak ölçeklendirir. Böylece, müşterilerin sadece kullanılan kaynakları ödemeleri sağlanarak, kapasitelerini ve maliyetlerini optimize etmektedirler.

API Gateway Konfigürasyonu

API Gateway, serverless uygulamalar için önemli bir bileşendir ve doğru bir şekilde konfigüre edilmesi gerekmektedir. İlk olarak AWS Management Console'dan API Gateway hizmetine giriş yapmalısınız. Ardından, API'lerinizi oluşturabilir ve görüntüleyebilirsiniz.

Bir API oluşturduktan sonra, kaynaklarını ve yöntemlerini de belirlemelisiniz. Kaynak, API'deki en üst düzey URL'yi temsil eder, örneğin 'https://api.example.com/'. Yöntem, bir kaynağa yapılan çağrı türünü belirtir, örneğin GET, POST, PUT, DELETE vb.

API Gateway, birkaç endpoint türünü destekler, örneğin REST, WebSocket ve HTTP API. REST API endpoint'leri, kaynakların ve yöntemlerin tanımlanmasında kullanılır. WebSocket endpoint'leri, gerçek zamanlı ve interaktif uygulamalar için idealdir. HTTP API endpoint'leri ise, daha kolay ve hızlı bir şekilde oluşturulabilir.

API Gateway konfigürasyonu yaparken, Authorization ve CORS ayarlarına da dikkat etmeniz gerekmektedir. Authorization ayarları, kimlik doğrulama ve erişim kontrollerini sağlar. CORS ayarları ise, farklı kaynaklara erişim izinlerini kontrol eder.

Bir API oluşturduktan sonra, özel bir alan adı tanımlayabilir ve SSL sertifikası ekleyebilirsiniz. Bu, API'nizin daha güvenli ve güvenilir hale gelmesini sağlar. Ayrıca, API Gateway ile AWS Lambda'nın entegrasyonunu da sağlayabilirsiniz. Bu, serverless uygulamanızın çalışmasını sağlayacak önemli bir adımdır.

Yukarıdaki adımları takip ederek, API Gateway konfigürasyonu yaparak serverless uygulamanızı başarılı bir şekilde oluşturabilirsiniz.

API Gateway ve AWS Lambda Entegrasyonu

AWS Lambda ve API Gateway birbirleriyle sıkı bir şekilde entegre edilmiştir, bu nedenle Lambda fonksiyonları API Gateway'e entegre edilebilir ve API tarafından kullanılabilir. API Gateway, AWS Lambda'nın bulunduğu AWS hesabı ve AWS bölgesiyle aynı AWS hesabı ve bölgesinde olmalıdır.

API Gateway, RESTful API'ler oluşturmanıza veya özellikle HTTP API'ler oluşturmanıza olanak tanır. HTTP API'leri, verilerinizin güvenli ve ölçeklenebilir bir şekilde iletilmesini sağlar. AWS Lambda'ya HTTP API üzerinden erişmek, API Gateway aracılığıyla sağlanır.

Entegrasyon adımları şunlardır:

1. AWS Lambda fonksiyonlarını oluşturun.2. AWS Lambda fonksiyonlarını derleyin.3. API Gateway oluşturun.4. API Gateway, AWS Lambda fonksiyonlarını kullanarak yönlendirme kurallarını yapılandırın.5. API Gateway ve AWS Lambda arasındaki entegrasyonu yapılandırın.

API Gateway, AWS Lambda fonksiyonlarının RESTful API'ler tarafından kullanılmasına olanak tanıdığından, API'lerinizi ve schema'larınızı yönetmek için büyük ölçekte kullanılabilir.

Örnek Bir Uygulama Geliştirme

Örnek bir uygulama geliştirme adımları için GraphQL ve AWS Lambda harika bir seçimdir. İlk olarak, AWS Lambda için bir fonksiyon oluşturmanız gerekir. Genellikle, bu fonksiyonlar bir programlama dilinde yazılır. AWS Lambda console'u üzerinden bunu yapabilirsiniz. İkinci adım ise API Gateway konfigürasyonudur. API Gateway, sunucu tarafında bir API oluşturmaya yarar. Bu, bir URL üzerinden tüm GraphQL sorgularınıza erişebileceğiniz anlamına gelir. API Gateway konfigürasyonu yapmak, uygulamanın nasıl çalışacağına dair önemli bir adımdır.

Sonrasında, API Gateway ve AWS Lambda entegrasyonunu yapmanız gerekir. Bu entegrasyon, Lambda fonksiyonunu API Gateway üzerinden etkinleştirmenize olanak sağlar. Bu, API Gateway'in Lambda fonksiyonunuzu çalıştırmasını ve sonucu göndermesini sağlar.

Örnek bir GraphQL sorgusu şu şekilde olabilir:

{ product(id: 123) { name, price } }

Bu sorgu, ID'si 123 olan bir ürünün adını ve fiyatını döndürür.

Sonuç olarak, GraphQL ve AWS Lambda kullanarak örnek bir uygulama geliştirme oldukça basit ve etkili bir yöntemdir. Bu teknolojilerin birlikte kullanımı, serverless uygulama geliştirme için büyük bir adım olmuştur. Kurulum süreci oldukça basittir ve özelleştirme kolaylığı sağlar. Bu teknolojiler, gelecekte serverless uygulama geliştirme için de büyük bir potansiyele sahiptir.

Sonuç

GraphQL ve AWS Lambda kullanarak serverless uygulama geliştirme konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli şey, doğru araçları ve teknolojileri seçmektir. AWS Lambda, ölçeklenebilir ve esnek bir serverless platformudur ve işlevleri, hızlı ve verimli bir şekilde kullanıcıların ihtiyacına göre ayarlanabilir. GraphQL, RESTful API'ların sınırlamalarını aşmak ve daha esnek bir API sağlamak için tasarlanmıştır.

Gelecekte serverless uygulama geliştirme hiç olmadığı kadar önemli hale gelecektir. Geleneksel sunucular yerine Lambda fonksiyonları kullanarak uygulama geliştirmek, işletmelerin daha büyük ölçekte verimliliği artırmasına ve maliyetleri düşürmesine yardımcı olabilir. Örneğin, bir e-ticaret işletmesi, web sitesine yüklenen görüntülere AWS Lambda fonksiyonları kullanarak otomatik olarak boyutlandırma yapabilir, böylece daha hızlı bir web sitesi sunar ve CDN maliyetlerinden tasarruf eder.

GraphQL ve AWS Lambda kullanarak serverless uygulamaların geliştirilmesi, bu teknolojilerin benimsenmesi ve gelecekteki kullanımı için büyük fırsatlar sunar. Doğru şekilde yapılandırıldığında, bu teknolojiler işletmelere, uygulama geliştiricilere ve son kullanıcılara önemli faydalar sağlayabilir.