Eğitim psikolojisiyle ilgilenenler için öğrenci yetiştirme tarzlarına dair bilgilendirici makale Hangi yetiştirme tarzının öğrencinin gelişimine daha faydalı olduğunu öğrenmek için okumaya hazır mısınız?

Eğitim psikolojisi, insan davranışları ve bu davranışların öğrenmeyle olan ilişkisini inceler. Bu alanda yapılan araştırmalar, öğrenci yetiştirme tarzlarının öğrencilerin davranışları ve başarıları üzerinde önemli etkileri olduğunu göstermektedir. Bu makalede, klasik ve modern olmak üzere iki farklı öğrenci yetiştirme tarzı ele alınacaktır.

Klasik tarzda, öğretmen otorite figürü olarak karşımıza çıkar. Bu tarzda öğrencilerin, öğretmenin belirlediği konuları, yöntemleri, hatta cezaları uygulamaları beklenir. Modern tarzda ise öğrenci merkezli yaklaşımlar tercih edilir. Bu yaklaşımda öğrencilerin, ilgi, ihtiyaç ve becerilerine uygun olarak eğitim programları hazırlanır. Öğrenci merkezli yaklaşımlar, öğrencilerin yaratıcılıklarını, eleştirel düşünme becerilerini geliştirerek, özgüvenlerini artırır.

Keşfetme Odaklı Eğitim, öğrencilerin öğrenme hedeflerini kendileri belirleyebilecekleri ve kendi öğrenme yollarını keşfedebilecekleri bir eğitimdir. Bu yaklaşım öğrencileri daha özgür, bağımsız ve sorumluluk sahibi yapar. Aynı zamanda öğrencilerin özgüvenleri artar ve öğrenmeye isteği artar. Birleştirici eğitim ise farklı disiplinlerin bir arada kullanılmasıyla oluşur. Bu yaklaşımda öğrencilerin daha geniş bir bakış açısı kazanmaları sağlanarak, yaratıcılık ve eleştirel düşünme becerileri geliştirilir.

Öğretmen Merkezli Yaklaşımlar'da, öğretmenin belirlediği konular, bilgi ve yöntemler öğrencilere aktarılır. Bu yaklaşımda öğrenciler öğretmenin beklentilerine uyum sağlamak zorunda kalırlar. Öğretmen merkezli yaklaşımlar daha sıkı disiplinler ve standart öğrenme şekilleri gerektirdiğinden dolayı öğrencilerde yaratıcı düşünce geliştirmek yerine öğretilen bilgiyi ezberleme eğilimi daha fazla olabilir.

Her iki yaklaşımın avantajları ve dezavantajları incelenmelidir. Öğrenci merkezli yaklaşımlar, öğrencilerin özgüvenlerini artırırken, öğretmen merkezli yaklaşımlar daha sıkı disiplinler ve standart öğrenme şekilleri gerektirir. Ancak klasik tarzda, öğretmenin otoritesi öğrencilerin davranışlarını kontrol etmesine yardımcı olabilir. Modern tarzda ise öğrencilerin, keşifler yapması sayesinde özgüveni artarken, klasik tarzda öğrenilen bilgileri daha kolay hatırlayabilirler.

• Öğrenci merkezli yaklaşımlar, öğrencilerin kendi öğrenme yollarını keşfetmelerine olanak sağlar ve özgüvenlerini artırır.
• Öğretmen merkezli yaklaşımlar, öğretmenin bilgi eksenli anlatımının daha iyi bir kavranmasını sağlayabilir.

• Klasik tarz, disiplinler arası bağlantıları göz ardı edebilir ve öğrencilerin özgüvenini azaltabilir.
• Modern tarzda, öğrencilerin keşifleri sonunda öğrenmeleri gereken bilgileri göz ardı edebilirler veya unutabilirler.

Klasik Yetiştirme Tarzı

Klasik yetiştirme tarzı, öğretmen merkezli olarak adlandırılan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda öğretmen, okulda otorite figürü olarak karşımıza çıkar. Sınıfta öğrencilerin neredeyse her işlemi öğretmen kontrolünde gerçekleşir. Dersler öğretmenin belirlediği program çerçevesinde işlenir, öğrencilerin ödevleri belirli periyotlarla verilir ve öğrencilerin performansı öğretmen tarafından takip edilir.

Bu yaklaşımda öğretmenin bilgiyi aktaran taraf olması öğrencilerin özgüvenlerini azaltabilir. Öğrenciler öğrenmenin yalnızca öğretmen tarafından sağlandığını düşünebilirler ve öğrenme processindeki inisiyatifi kaybedebilirler. Bunun yanında klasik yetiştirme tarzı, tüm öğrencilerin aynı hızla öğrenmesini varsayar ve bireysel farklılıkları dikkate almaz.

Modern Yetiştirme Tarzı

Eğitim psikolojisi alanında son zamanlarda öne çıkan modern yetiştirme tarzı, öğrenci merkezli yaklaşımlar ile tanımlanır. Bu tarzda, öğrencilerin ihtiyaçları, ilgi alanları ve öğrenme stilleri göz önünde bulundurularak bir eğitim programı hazırlanır. Öğrenci merkezli yaklaşımlar, öğretmenlerin öğrencilere aktaracakları bilgileri belirleyen tek otorite olmadığı kabul eden bir yaklaşımdır.

Bu tarzda, öğrencilere sorumluluk ve özgüven vererek, öğrencilerin kendilerini keşfetmeleri ve öğrenmeleri için fırsatlar sunulur. Öğrencilerin bir konuda merakını ve ilgisini uyandıracak etkinlikler düzenlenir ve öğrencilerin fikirleri değerlendirilerek eğitim programı şekillendirilir.

Modern yetiştirme tarzı, öğrencilerin öğrenmeleri için uygun ortamı sağlamayı hedefler. Bu nedenle, öğrencilerin derslerde etkin bir şekilde yer alması, arkadaşlarıyla işbirliği yapması, düşüncelerini paylaşması teşvik edilir. Bu yaklaşımın en büyük avantajı, öğrencilerin aktif bir öğrenme sürecinde yer alması ve kendi öğrenme stillerini keşfetmeleridir.

Modern yetiştirme tarzı, öğrencilerin bireysel farklılıklarını kabul eden, öğrencilerin motivasyonunu ve ilgisini arttıran bir yaklaşımdır. Böylece, öğrencilerin öğrenme sürecinde daha aktif bir rol oynaması sağlanırken, öğretmenler de öğrenme sürecinin yönlendiricisi ve destekleyicisi konumunda yer alırlar.

Öğrenci Merkezli Yaklaşımlar

Öğrenci merkezli eğitim yaklaşımları, öğrencinin bireysel farklılıklarını göz önünde bulunduran ve öğrencileri öğrenmeye teşvik eden bir eğitim sağlar. Bu yaklaşımda, öğrencilerin ilgi alanları, öğrenme stilleri ve öncelikleri dikkate alınır.

Bu yaklaşımlarda, öğrencilere keşfetme odaklı eğitim ve problem temelli öğrenme fırsatı verilir. Bu sayede öğrenciler, kendi öğrenme stillerini fark eder ve yaratıcılık, eleştirel düşünme ve özgüven gibi becerilerini geliştirirler.

Ayrıca, birleştirici eğitim yöntemi de öğrenci merkezli bir yaklaşımdır. Farklı disiplinlerin bir arada kullanılmasıyla öğrencilerin daha geniş bir bakış açısı kazandığı bu eğitim tarzı, öğrencilerin toplumsal ve kültürel konuları anlamasına yardımcı olur.

Öğrenci merkezli yaklaşımlar, öğretmenlerin öğrenci ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmalarını sağlar ve öğrencilerin daha etkili bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olur.

Keşfetme Odaklı Eğitim

Keşfetme odaklı eğitim, öğrencilerin kendi öğrenim yollarını ve hedeflerini keşfettikleri bir eğitim yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda öğretmen, öğrencilerin öğrenme deneyimine rehberlik ederken, öğrenciler kendi öğrenme yollarını kendileri belirleyebilirler. Keşfetme odaklı eğitim, öğrencilerin özgüvenlerini ve öğrenmeye istekliliklerini artırdığı için öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif olarak yer almasını sağlar.

Bu yaklaşım, öğrencilere öğrenme faaliyetleri konusunda daha fazla özgürlük ve seçim imkânı sunar. Yani öğrenciler kendi ilgi alanlarına, önceliklerine ve öğrenme stillerine göre öğrenimlerini planlayabilirler. Böylece, öğrenciler daha iyi yapılandırılmış öğrenme süreciyle daha fazla ilgilenirler ve bu da öğretim sürecinde daha fazla verimlilik sağlar.

Keşfetme odaklı eğitim, sınırları kaldırarak öğrencilerin eleştirel düşünme, yaratıcılık ve problem çözme yeteneklerini artırarak onlara daha fazla fikir özgürlüğü sağlar. Bu özgürlük, öğrencilerin öğrenme sürecine katılımını artırır ve öğrencilerin daha iyi bir öğrenme deneyimi yaşamasını sağlar.

Birleştirici Eğitim

Birleştirici eğitim, farklı disiplinlerin bir arada kullanıldığı bir öğrenme modelidir. Bu eğitim tarzında, öğrencilere farklı konulardaki dersler birleştirilerek sunulur. Örneğin, Matematik ve Sanat dersleri bir arada verilebilir veya Tarih ve Coğrafya dersleri birleştirilebilir. Bu sayede öğrenciler, bir konuyu sadece bir açıdan değil, birden fazla açıdan görebilirler ve daha geniş bir bakış açısı kazanırlar.

Birleştirici eğitim, öğrencilerin yaratıcılık ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirir. Çünkü öğrenciler farklı disiplinler arasında bağlantılar kurarak yeni fikirler üretebilirler. Ayrıca, bir konuya birden fazla açıdan bakmak, öğrencilerin problem çözme becerilerini de güçlendirir.

Birleştirici eğitim, öğrencilerin derse daha fazla ilgi duymalarını ve özgüvenlerinin artmasını sağlar. Çünkü öğrenciler, kendi öğrenme yollarını kendileri seçerler ve öğrenmeyi kendi hızlarında gerçekleştirirler. Bu da öğrencilerin öğrenme sürecinde daha aktif olmalarını ve daha fazla soru sormalarını sağlar.

Birleştirici eğitim aynı zamanda öğretmenler için de avantajlıdır. Çünkü bu eğitim tarzı, öğretmenlerin farklı disiplinlerle ilgili becerilerini bir arada kullanmalarını sağlar. Böylece öğretmenler de yeni fikirler üretebilir ve öğrencilerine daha yaratıcı bir eğitim sunabilirler.

Bu nedenle, Birleştirici eğitim, öğrencilerin ve öğretmenlerin birlikte öğrenip gelişebildiği bir eğitim modelidir. Farklı disiplinlerin bir arada kullanılması, öğrencilerin sadece bir konuya değil birden fazla konuya hakim olmalarını sağlar. Bu da öğrencilerin yaratıcılık ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirir ve öğrenme sürecinde daha aktif olmalarını sağlar.

Öğretmen Merkezli Yaklaşımlar

Öğretmen merkezli yaklaşımlar, geleneksel eğitim tarzlarını yansıtır. Bu yaklaşımda öğretmen, öğrencilerin ihtiyaçlarını göz ardı ederek dersi kendi öğretim programına göre yönetir. Böylece öğrenciler, belirli bir öğretim modeline uygun olarak hazırlanır. Ancak bu model, öğrencilerin bireysel farklılıklarını unutur ve onlara özgüven kazandırmaktan uzaktır.

Bu yaklaşımlar, öğretmenin bir otorite figürü olarak karşımıza çıktığı bir eğitim modelidir. Öğrencileri pasif bir rolde bırakırken, öğretmenlerin söyledikleri ana kabul edilir. Bunun sonucunda ise öğrenciler, eleştirel düşünme ve özgüven konusunda eksiklikler gösterirler.

Öğretmen merkezli yaklaşımların dezavantajları arasında öğrencilerin öğrenmeye karşı isteksizliği, özgüven eksikliği ve yaratıcılık alanındaki sınırları yer alır. Buna karşın, geleneksel öğretim modellerinde öğrencilere disiplinli olma, kurallara uyma gibi kuralların öğretilmesi önemlidir.

Avantajları	Dezavantajları
Öğretmenlerin bir otorite figürü olarak algılanması	Öğrencilerin pasif bir rol alması
Eğitim programının daha belirgin olması	Bireysel farklılıkların göz ardı edilmesi
Öğrencilerin belirli bir öğretim modeline göre hazırlanması	Eleştirel düşünme ve yaratıcılık alanındaki eksiklikler

Karşılaştırmalı Analiz

Eğitim psikolojisi alanında öğrenci yetiştirme tarzları, genellikle öğretmen merkezli veya öğrenci merkezli olarak nitelendirilir. Peki, her iki yaklaşımın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Öğretmen Merkezli Yaklaşımların Avantajları:

• Disiplinli bir sınıf ortamı sağlar.
• Öğrencilere belirli bir yapı sunarak daha düzenli bir öğrenme sağlar.
• Öğrencilerin kolayca öğrenmesini ve ezberlemesini sağlar.

Öğretmen Merkezli Yaklaşımların Dezavantajları:

• Öğrenci katılımını düşürür ve sınıf içinde sessiz ve pasif bir öğrenme ortamı yaratır.
• Öğrenci bireyselliğini ortadan kaldırır ve her öğrencinin farklı öğrenme ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir öğrenme sağlanamaz.
• Öğrenmenin kalıcı olmamasına neden olur ve öğrenciye problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerini kazandırmaz.

Öğrenci Merkezli Yaklaşımların Avantajları:

• Öğrencilerin bağımsız öğrenmelerini sağlar.
• Özgüveni yüksek öğrenciler yetiştirir.
• Öğrencilerin kendi öğrenme yollarını keşfetmelerine izin verir.

Öğrenci Merkezli Yaklaşımların Dezavantajları:

• Sınıf kontrollü tutulamaz ve dersin yönü belirsiz bir hal alabilir.
• Öğrencilerin birbirleriyle etkileşimi düşük olabilir.
• Öğrencilere yeterince yönlendirme yapılmazsa öğrenme verimsiz olabilir.

Görüldüğü gibi her iki yaklaşımın da avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Ancak yapılan araştırmalar, öğrenci merkezli yaklaşımların daha etkili olduğunu göstermektedir. Çünkü bu yaklaşım öğrencilerin gerçek dünya problemlerine yönelik eleştirel düşünce becerilerini ve problem çözme yeteneklerini geliştirir, sınıf içinde aktif ve interaktif bir öğrenme ortamı sağlar. Buna karşın öğretmen merkezli yaklaşımlar, yapılandırılmış bir öğrenme ortamı sağlasalar da öğrencilerin özgüvenini düşürdüğü ve öğrenmenin kalıcılığını azalttığı için dezavantajlıdır.

Avantajları

Her iki eğitim yaklaşımının da kendi özellikleri doğrultusunda avantajları bulunmaktadır. Öğrenci merkezli yaklaşımda öğrencilerin öğrenme isteği ve motivasyonu yüksek olur. Öğrencilerin ilgi duydukları alanlarda öğrenme fırsatı sunulması, özgüvenlerini arttırır. Ayrıca, öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate alınarak yapılandırılan eğitim programı, öğrenme konusunda daha başarılı sonuçlar alınmasını sağlar.

Öğretmen merkezli yaklaşımda ise öğretmen talimatlarına göre yapılandırılan eğitim programı, öğrencilerin çok daha disiplinli olmasını sağlar. Öğretmen öğrencileri yönlendirdikçe, öğrenciler disiplinli bir şekilde öğrenmeye devam ederler. Ayrıca, öğretmenin bilgi ve tecrübesi, öğrencilere yol gösterir ve öğrenmeyi kolaylaştırır.

• Öğrenci merkezli yaklaşımın avantajları:
• Öğrencilerin öğrenme isteği ve motivasyonu yüksek olur.
• Öğrencilerin ilgi duydukları alanlarda öğrenme fırsatı sunulması, özgüvenlerini arttırır.
• Öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate alınarak yapılandırılan eğitim programı, öğrenme konusunda daha başarılı sonuçlar alınmasını sağlar.
• Öğretmen merkezli yaklaşımın avantajları:
• Öğretmen talimatlarına göre yapılandırılan eğitim programı, öğrencilerin çok daha disiplinli olmasını sağlar.
• Öğretmenin bilgi ve tecrübesi, öğrencilere yol gösterir ve öğrenmeyi kolaylaştırır.

Her iki yaklaşımın avantajları dikkate alınarak, yapılan karşılaştırma sonucunda öğrenci merkezli yaklaşımın daha etkili olduğu sonucuna varılabilir. Ancak, bu sonuca varılmasında diğer faktörlerin de dikkate alınması gerekir. Öğretmenlerin tecrübesi, öğrencilerin düzeyi gibi faktörler de seçilecek yaklaşımı etkileyen unsurlardır.

Dezavantajları

Her iki öğrenci yetiştirme tarzının da dezavantajları bulunmaktadır. Klasik yetiştirme tarzının dezavantajları arasında, öğrencilerin pasif bir şekilde dersleri dinlemesi ve öğrenmeyi sıkıcı bulmaları yer almaktadır. Bu durum, öğrencilerin motivasyonlarını düşürürken, öğrenmeye isteksiz hale gelmelerine neden olabilir. Ayrıca, öğrencilerin bireysel farklılıkları göz önünde bulundurulmaz ve her öğrenci aynı şekilde eğitilir.

Modern yetiştirme tarzının dezavantajı ise, öğrencilerin programı yönetebilme yeteneğine sahip olmamasıdır. Öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan bir eğitim programı bazen yetersiz kalabilir veya gereksiz bir şekilde yoğun bir program hazırlanabilir. Ayrıca, öğrencilerin kendi öğrenme yollarını keşfetme süreci, öğrencilerin bazı konularda yetersiz kalmasına ve eksik bilgi edinmesine neden olabilir.

Ancak, her iki yaklaşımın dezavantajları değerlendirildiğinde, öğrenci merkezli yaklaşımların daha tercih edilebilir olduğu görülmektedir. Bu yaklaşımlar, öğrencilerin motivasyonunu artırırken, bireysel farklılıkları da göz önünde bulundurarak, öğrencilerin öğrenme sürecini daha kalıcı hale getirir.