Türkiye'nin yerel yönetimleri, birçok sorunla karşı karşıya Bu sorunların üstesinden gelmek için çeşitli çözümler sunulmaktadır Bu kitapta, yerel yönetimlerin sorunları ve bu sorunların çözümüne yönelik öneriler ele alınmaktadır Kitabı okuyarak, Türkiye'nin yerel yönetimleri hakkında daha fazla bilgi edinebilir ve sorunlara çözüm önerileri sunabilirsiniz
Türkiye'de yerel yönetimler, belediyeler, il özel idareleri, büyükşehir belediyeleri, belde belediyeleri ve köylerin oluşturduğu yapıların hizmetleri ile yerel yönetimlerin geleceğiyle ilgili sorunlar önemlidir. Yerel yönetimlerin, vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek, kentlerin rekabet gücünü artırmak ve bölgesel kalkınmayı desteklemek gibi önemli görevleri ve sorumlulukları vardır. Ancak, Türkiye'deki yerel yönetimler, birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır.
Yerel yönetimlerin sorunları arasında en önemlisi mali sorunlardır. Yerel yönetimlerin kaynakları yetersizdir ve borçlanma oranları oldukça yüksektir. Bu soruna çözüm olarak, yerel yönetimlerin daha fazla kalkınma projeleri üretmeleri ve bu projeleri gerçekleştirmek için yeni finansman kaynakları bulmaları gerekmektedir.
Bununla birlikte, yerel yönetimlerin etkili olmama sorunu da ciddi bir sorundur. Bazı yönetimler karar süreçlerinde yetersiz kalmakta ve vatandaşların beklentilerine yanıt verememektedir. Yerel yönetimlerin daha etkili olması için, katılımcı demokrasi uygulamaları benimsemeleri gerekmektedir.
Sonuç olarak, yerel yönetimler Türkiye'nin geleceği için oldukça önemlidir. Sorunlarının çözülmesi için, mali sorunlara daha iyi bir çözüm ve etkili olmalarını sağlayabilecek katılımcı demokrasi uygulamaları önerilmektedir. Yerel yönetimlerin, bölgesel kalkınmaya katkı sağlama ve vatandaşların yaşam kalitesini yükseltme gibi sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için bu sorunlar çözülmelidir.
Yerel Yönetimlerin Görevleri ve Sorumlulukları
Yerel yönetimler, belirli bir bölgede yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdürler. Bu nedenle, yerel yönetimlerin görevleri arasında şunlar yer alır:
- İmar ve çevre düzenlemesi: Yerel yönetimler, planlama ve izin süreçlerini yürüterek şehirlerin gelişmesini ve çevrenin korunmasını sağlarlar.
- Altyapı hizmetleri: Yerel yönetimler, su, elektrik, doğalgaz, kanalizasyon ve ulaşım gibi temel altyapı hizmetlerini sunarlar.
- İstihdam ve sosyal hizmetler: Yerel yönetimler, işsizlikle mücadele ederek ve sosyal ihtiyaçlara cevap vererek toplumun refah seviyesini arttırırlar.
Yerel yönetimler ayrıca, belirli kanunlara uygun olarak görevleri yerine getirirken şu sorumlulukları da üstlenirler:
- Halkın yaşam kalitesini arttırmak: Yerel yönetimler, tüm vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayarak, halkın yaşam kalitesini arttırmaya çalışırlar.
- Yasaları uygulamak: Yerel yönetimler, bölgedeki tüm yasaları uygulayarak güvenliği ve düzeni korumaya çalışırlar.
- Yerel halkın dilek ve taleplerine cevap vermek: Yerel yönetimler, toplumun beklentilerine yanıt vererek, halkın seçimlerine saygı gösterirler.
Yerel yönetimlerin görevleri ve sorumlulukları, toplumun refahı, kalkınma, güvenlik ve düzenin korunması gibi konuları kapsar. Bu nedenle, yerel yönetimlerin işleri oldukça zordur ve her zaman toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde çalışmaları gerekir.
Merkezi ve Yerel Yönetim Arasındaki İlişki
Türkiye'de merkezi ve yerel yönetim arasındaki ilişki, sıkıntıların başında gelen konulardan biridir. Peki, bu sorunun kaynağı nedir? Öncelikle, Türkiye'nin tarihi, etnik ve kültürel farklılıkları nedeniyle ortaya çıkan yerel yönetim sorunlarına atıfta bulunmak gereklidir. Merkezi yönetim, genellikle yerel yönetimlerin görevlerini gerçekleştirirken karşılaştığı sorunları önemsememekte ve yerel yönetimlere daha az özerklik vermektedir.
Bunun sonucunda, politikacılar merkezi hükümet ile yerel yönetim arasında bir tür çekişmeye düşmektedir. Yerel yönetimler, yerel ihtiyaçlar ve düzenlemeler için daha fazla özerklik talep ederken, merkezi hükümet daha fazla güç talep etmektedir. Bu durum, devletin sivil kanatlarının etkili bir şekilde çalışmasını engellemektedir.
Bu sorunun çözüme kavuşması için, yerel yönetimlerin daha özerk olması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin daha özerk olması, devletin sivil kanatlarının daha etkin bir şekilde çalışmasına yardımcı olacaktır. Yerel yönetimlerin özerk olması, politikacıların yerel ihtiyaçlara daha duyarlı olmalarını sağlayacak ve yerel yönetimlerin hızlı bir şekilde karar almalarını kolaylaştıracaktır.
Bunun yanı sıra, merkezi ve yerel yönetimler arasındaki ilişki, anayasa ve yasalar ile de düzenlenmelidir. Yerel yönetimlerin görevleri ve sorumlulukları, net bir şekilde tanımlanmalıdır. Merkezi hükümet de, yerel yönetimlerin karar alma sürecine daha fazla katılmalıdır. Ancak, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki kontrolü de korunmalıdır.
Yerel Yönetimlerin Mali Sorunları
Türkiye'deki yerel yönetimlerin birçok sorunu olmasına rağmen, mali sorunlar en önemlilerinden biridir. Yerel yönetimlerin karşı karşıya kaldığı mali sorunların temel nedeni kaynak yetersizliğidir. Mali kaynakların yetersiz olması, yerel yönetimlerin yatırım yapmasını engeller ve hizmet kalitesinin düşmesine neden olur.
Buna ek olarak, yerel yönetimler sık sık borçlanmak durumundadır. Borçlanma, yatırım yapmak için belirli bir kaynağın olmadığı durumlarda kullanılır. Ancak, yüksek faiz oranları nedeniyle, borçlanmak da birçok yerel yönetim için önemli bir sorundur. Yüksek borç yükü, yerel yönetimlerin gelecekteki faaliyetlerini olumsuz etkileyebilir.
Mali sorunlar, yerel yönetimlerin işleyişinde ciddi bir engel teşkil etmektedir. Yerel yönetimlerin mali durumlarının düzeltilmesi için, mali özerkliği artırmak ve daha fazla kaynak sağlamak gibi çeşitli çözüm önerileri sunulmaktadır. Mali özerklik, yerel yönetimlerin daha fazla kaynağa sahip olmasını ve faaliyetlerini daha etkili bir şekilde yürütmesini sağlar. Ayrıca yerel yönetimlerin özellikle kırsal bölgelerdeki kaynakları kullanarak yerel ekonomiyi desteklemeleri, bölgesel kalkınmaya katkı sağlayabilir.
Mali Özerklik Sorunu
Yerel yönetimler, faaliyetlerini gerçekleştirmek için belirli bir bütçeye sahip olmaları gerektiğinden mali özerkliğe ihtiyaç duyarlar. Ancak Türkiye'deki yerel yönetimlerin mali özerkliği oldukça sınırlıdır.
Birçok yerel yönetim, mali kaynaklarını merkezi hükümetten alır ve merkezi yönetimin belirlediği kısıtlamalara tabidir. Bu durum yerel yönetimlerin, kendi bütçelerini oluşturmakta zorlanmalarına neden olmaktadır. Yerel yönetimlerin vergi toplama yetkileri de oldukça sınırlıdır.
Bu sorunun çözümü için, yerel yönetimlerin mali kaynaklarının artırılması ve merkezi hükümetin bu kaynaklar üzerindeki kontrolünün azaltılması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, yerel yönetimlerin vergi toplama yetkilerinin genişletilmesi ve yerel ekonomilerinin güçlendirilmesi de önemlidir.
Diğer bir çözüm önerisi ise, yerel yönetimlerin kendi imkanları ile projeler üretmesi ve kaynaklarını doğrudan kullanabilmesidir. Bu, yerel yönetimlerin ihtiyaçlarına göre bütçe oluşturabilmesine ve öncelikleri belirleyebilmesine olanak tanıyacaktır.
Türkiye'deki yerel yönetimlerin mali özerkliği sorunu ciddi bir sorundur ve çözümü için adımlar atılması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin elinin güçlenmesi ve mali kaynaklarının artırılması, bölgesel kalkınma ve ekonomik refah açısından da önemlidir.
Borç Yükü
Borç yükü, Türkiye'deki yerel yönetimler için en büyük sorunlardan biridir. Yerel yönetimler, altyapı projeleri, yönetim ve hizmetler için çok para harcadıklarından borçlanmak zorunda kalırlar. Bu borçlar, özellikle küçük belediyeler için büyük bir yük olabilir ve sürdürülemez hale gelebilir. Borçlar nedeniyle yerel yönetimlerin mali özerkliği azalır ve hizmet kalitesi düşer.
Borç yükünü azaltmak için birkaç çözüm önerilebilir. İlk olarak, yerel yönetimlerin gelir kaynaklarının artırılması gerekiyor. Gelirlerini artırmak için belediyeler, yerel ticaret ve turizm gibi yeni kaynaklara odaklanabilirler. Ayrıca, daha az önemli harcamaların kısılması veya tamamen kaldırılması da bir çözüm olabilir. Bu kısıtlamalar, yerel yönetimlerin borç yükünü azaltacaktır.
Borç yükü konusunda bir diğer önemli faktör, belediyelerin borç alırken dikkatli davranmasıdır. Belediye yetkilileri, alacakları borç miktarını dikkatli bir şekilde hesaplamalı ve yalnızca acil durumlarda borç almaları gerektiğini anlamalıdır. Ayrıca, borç alırken faiz oranlarına ve geri ödeme planlarına önem vermeleri gerekiyor.
Sonuç olarak, borç yükü Türkiye'deki yerel yönetimler için büyük bir sorundur ve çözüme kavuşturulması gerekiyor. Yerel yönetimlerin gelir kaynakları arttırılmalı, gereksiz harcamalar kısıtlanmalı ve borç almada dikkatli olunmalıdır. Bu çözümler, yerel yönetimlerin özerkliğini artırarak halkın beklentilerine yanıt vermelerini ve daha iyi hizmetler sunmalarını sağlayacaktır.
Yerel Yönetimlerin Etkili Olamama Sorunu
Türkiye'deki yerel yönetimlerin sorunları arasında etkili olamama da yer almaktadır. Yerel yönetimlerin karar süreçleri yetersiz olabilir veya vatandaşların beklentilerine yeterince yanıt veremeyebilirler. Bu durum bazen yönetimlerdeki sorumsuzluktan veya plansızlıktan kaynaklanabilir. Bazı yönetimler, vatandaşların taleplerine yanıt vermede yetersiz kalmakta ve hizmet sunumunda zorlanmaktadır. Böyle bir durum, vatandaşların memnuniyetsizliğine ve hatta yönetim karşıtlığına neden olabilir.
Bununla birlikte, yerel yönetimlerin etkili olamama sorununun çözümü için adımlar atılabilir. Öncelikle, yerel yönetimlerin karar süreçleri daha şeffaf hale getirilmeli ve vatandaşların katılımı artırılmalıdır. Bu sayede vatandaşların ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilir ve buna uygun hizmetler sunulabilir. Ayrıca, yerel yönetimlerin daha planlı ve sistemli çalışması sağlanabilir. Özellikle, belediyeler birimlerinin arasındaki koordinasyon daha iyi sağlanmalıdır.
Bir diğer önemli adım, yerel yönetimlerdeki personelin niteliğinin artırılmasıdır. Yeterli ve nitelikli personel sayesinde hizmetlerin kalitesi artırılabilir ve hizmetlerin sunumu daha etkili hale getirilebilir. Yeni teknolojilerin kullanımı da bu süreci destekleyebilir.
Sonuç olarak, yerel yönetimlerin vatandaşların beklentilerini karşılayamama sorunu, vatandaşların hizmetlere erişiminde zorluklara neden olmaktadır. Ancak yerel yönetimlerin daha şeffaf, planlı ve sistematik bir şekilde çalışması ile bu sorunun üstesinden gelinmesi mümkündür. Ayrıca, nitelikli personel ve yeni teknolojilerin kullanımı, hizmetlerin daha etkili ve verimli bir şekilde sunulması açısından da oldukça önemlidir.
Yerel Yönetimlerin Geleceği
Türkiye'de yıllardır süregelen ve son dönemlerde artan siyasi istikrarsızlık, yerel yönetimlerin geleceği konusunda da endişelere sebep olmaktadır. Yerel yönetimler, bir yandan merkezi yönetimle olan ilişkilerinde çeşitli sorunlar yaşarken diğer yandan halkın beklentilerine cevap verebilmek için çaba göstermektedir.
Gelecekte, yerel yönetimlerin önemi ve etkinliği daha da artacaktır. Bölgesel kalkınmaya katkısı, sürdürülebilir çevre politikaları, adil hizmet sunumu gibi konular giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Ancak Türkiye'deki siyasi sistemdeki problemler yerel yönetimleri de etkilemektedir.
Bu nedenle, gelecekte yerel yönetimlerin daha etkin olabilmesi için reformlara ihtiyaç vardır. Özellikle mali özerklik konusu önem kazanmaktadır. Yerel yönetimlere daha fazla kaynak ayrılması ve borçlanma konusunda sınırlamalar getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde de halkın katılımı ve görüşlerinin daha fazla dikkate alınması gerekmektedir.
- Bu konuda, kent konseyleri ve benzeri yapılar kurularak halkın direkt olarak karar alma sürecine dahil edilmesi sağlanabilir.
- Belediye başkanlarının seçim sürecinin de önemi büyüktür. Daha şeffaf ve adil bir seçim süreci, yerel yönetimlerin halka güven vermesine ve daha iyi hizmet sunmasına olanak sağlayacaktır.
Türkiye'nin kalkınması için yerel yönetimlerin önemi büyüktür. Ancak bunun sağlanabilmesi için siyasi istikrarın sürdürülmesi ve yerel yönetimlerin altyapısının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Yerel Yönetim Reformu
Yerel yönetimlerin sorunlarının çözümü için öne sürülebilecek adımlardan biri, yerel yönetim reformudur. Yerel yönetim reformunda, Türkiye'deki yerel yönetimlerin yapısının yeniden düzenlenmesi hedeflenmektedir. Bu yeniden yapılanmada amaç; mevcut yapıda var olan sorunları gidermek, yerel yönetimlerin daha etkili ve verimli olmasını sağlamaktır.
Yerel yönetim reformu için önerilen ilk adım, yerel yönetimlerin kapsamının değiştirilmesi ve işlevlerin yeniden tanımlanmasıdır. Bu sayede, her belediye için aynı işlevler yüklenmeyecek, görevler daha netleştirilecek ve belediyelerin buna göre bir yapılanmaya gitmesi mümkün olacaktır.
Diğer bir adım ise yerel yönetimlerin bütçe ve mali işlerinde daha özerk bir yapıya kavuşturulmasıdır. Bu sayede, yerel yönetimlerin bütçe planlaması ve kaynak kullanımı konularında daha özgürce karar alması mümkün olacaktır.
Yerel yönetim reformu için bir diğer öneri ise, yerel yönetimlerin daha şeffaf hale getirilmesidir. Belediyelerin karar süreçlerinde, vatandaşların daha fazla katılımının sağlanması ve bu süreçlerin daha şeffaf bir şekilde yönetilmesi, belediyelerin daha etkili çalışmasını sağlayacaktır.
Sonuç olarak, yerel yönetim reformu Türkiye'deki yerel yönetimlerin sorunlarını çözmeye yönelik bir adım olabilir. Reform sayesinde belediyelerin daha etkili bir şekilde çalışması, hizmetlerinin kalitesinin arttırılması ve vatandaşların beklentilerine daha iyi bir şekilde yanıt verilmesi mümkün olabilir.
Gelecekte Yerel Yönetimler ve Bölgesel Kalkınma
Yerel yönetimler, yerel ekonomik faaliyetleri ve bölgesel kalkınmayı teşvik etmek için önemli bir rol oynamaktadırlar. Özellikle tarım ve turizm gibi sektörlerde, yerel yönetimler bölgesel kalkınmayı hızlandırmak için gerekli faaliyetleri yürütmektedirler.
Bunun yanı sıra, yerel yönetimler, sağlık, eğitim, kültür ve spor gibi alanlarda da bölgesel kalkınmaya katkıda bulunabilirler. Örneğin, yerel yönetimler, sağlık alanında hizmetlerin kalitesini artırarak bölgenin genel sağlık durumunu iyileştirebilir ve bu da bölgesel kalkınmayı destekleyebilir. Benzer bir şekilde, yerel yönetimler, eğitim ve kültür faaliyetlerini artırarak bölgenin sosyal ve kültürel gelişimine katkıda bulunabilirler.
Bazı bölgelerde, yerel yönetimlerin bölgesel kalkınmaya katkısı artırılabilir. Özellikle, yerel yönetimlerin, bölgesel planlama ve koordinasyon konularında daha aktif olmaları gerekmektedir. Ayrıca, yerel yönetimler, yatırım çekmek için yatırımcı dostu politikalar benimsemeli ve yatırımcılara fırsatlar sunmalıdırlar. Yerel yönetimlerin, kendi bölgelerinde oluşan işletmelerin gelişimini destekleme yönünde politikalar üretmeleri ve bu işletmelerle işbirliği yapmaları da bölgesel kalkınmaya katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, yerel yönetimlerin bölgesel kalkınmaya katkısı oldukça önemlidir. Bu nedenle, yerel yönetimlerin bölgesel kalkınmaya yönelik faaliyetlerini artırmaları ve bu konuda daha proaktif olmaları gerekmektedir. Böylece, Türkiye'nin ekonomik büyümesi ve kalkınması daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir seviyede gerçekleşecektir.
Yerel Yönetimler ve Demokrasi
Yerel yönetimler, hem dünya genelinde hem de Türkiye'de yerel demokrasinin önemli bir parçasıdır. Yerel yönetimlerin demokrasiye katkılarına baktığımızda, öncelikle yerel yönetimlerin vatandaşların güncel sorunlarına çözüm üretmesi ve hizmet sunması gelmektedir. Bu da vatandaşların yaşam kalitesini arttırmakta ve demokrasinin güçlenmesine yardımcı olmaktadır.
Ayrıca yerel yönetimlerin seçimleri de demokrasinin işleyişi açısından önemlidir. Belediye başkanlığı seçimleri, vatandaşların seçme ve seçilme haklarının kullanılması açısından önemli bir fırsattır. Seçimler, yerel yönetimlerin yönetim kadrolarının vatandaşlara göre şekillenmesine olanak tanır. Bu da vatandaşların yerel yönetimlerin yapılandırılmasına ve karar süreçlerine dahil edilmesine yardımcı olmaktadır.
Yerel yönetimlerin demokrasiye katkısının bir diğer yolu da katılımcılık ve açıklık politikalarıdır. Kent konseyleri ve sivil toplum kuruluşları, vatandaşların yerel yönetimlerin karar süreçlerine dahil edilmesini sağlamak için önemli bir araçtır. Ayrıca yerel yönetimlerin açık bütçe uygulamaları ve veri paylaşımları, vatandaşların yönetim işleyişini daha iyi anlamasına yardımcı olur.
Sonuç olarak, yerel yönetimlerin demokrasiye katkıları çok yönlü ve değerlidir. Yerel yönetimler, vatandaşların güncel sorunlarına çözüm üreterek demokrasinin işleyişine katkı sağlarlar. Seçimler, vatandaşların seçme ve seçilme haklarını kullanarak demokrasinin güçlenmesine yardımcı olur. Ayrıca katılımcılık ve açıklık politikaları, vatandaşların yönetim süreçlerine dahil edilmesini sağlar ve demokrasinin etkili bir şekilde işlemesine katkıda bulunur.
Kent Konseyleri ve Katılım
Kent konseyleri, yerel yönetimlerin toplumla daha etkili iletişim kurmasına yardımcı olan yapılar olarak önemlidir. Bu konseyler, farklı sivil toplum kuruluşlarından ve yerel halktan oluşan bir meclis tarafından kontrol edilir. Kent konseyleri, yerel halkın, yerel hizmetlerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, sosyal adaletin ve çevre dostu politikaların desteklenmesi gibi konulardaki katılımını sağlar.
Kent konseyleri, yerel yönetimlere vatandaşların öneri, tavsiye ve eleştirileri sunabilmesine olanak tanır. Bu nedenle, yerel halkın katılımı, kent konseylerinin etkililiği açısından çok önemlidir. Kent konseyleri, halkın fikirlerini ve görüşlerini yerel yönetimlere iletmek için düzenli toplantılar, anketler ve diğer etkinlikler düzenleyebilir.
Toplumun daha aktif katılımı için kent konseyleri, diğer yerel örgütlerle işbirliği yapabilir. Bunlar arasında, yerel medya, sivil toplum örgütleri, gençlik ve kadın grupları, kültürel kuruluşlar vb. yer alabilir. Kent konseyleri, yerel halkın ihtiyaçlarını, sorunlarını ve beklentilerini daha iyi anlamak için bu işbirliği ağını kullanabilir.
Bununla birlikte, kent konseylerinin etkililiğini arttırmak için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Özellikle, yeterli bütçe, yetki ve yönetim kaynakları sağlanması gerekmektedir. Kent konseyleri ayrıca, hizmetlerin geliştirilmesi ve tüm halkın katılımını sağlayacak programlar ve etkinlikler düzenlemelidir.
Sonuç olarak, kent konseyleri, yerel yönetimlerin halkla daha iyi iletişim kurmasına yardımcı olan önemli bir araçtır. Bu yapılar, yerel halkın katılımını artırarak, yerel yönetimlerin daha etkili olmasına ve toplumun ihtiyaçlarının ve beklentilerinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir.
Belediye Başkanları Seçim Süreci
Belediye başkanları, yerel yönetimlerin en önemli temsilcisidir. Seçim süreci, belediye başkanlarının belirlenmesinde son derece önemlidir. Belediye başkanı seçimi, halkın yerel yönetimlerine katılımının en önemli unsurlarından biridir. Seçim süreci, belediye başkan adaylarının kendilerini tanıtmaları ve vaatlerini açıklamaları için önemli bir fırsattır.
Belediye başkanı seçim süreci çeşitli aşamalardan oluşur. Partilerin aday belirleme süreci, seçim kampanyası, oy verme günü ve sonuçların açıklanması gibi. Seçim sürecinde adaylar, halkın beklentilerine ve sorunlarına önem veren projeler sunarak oy almaya çalışırlar. Seçim süreci, halkın yerel yönetimlere katılımını artırırken, adaylar arasındaki rekabet de hizmet kalitesinin artmasını sağlar.
Belediye başkanlarının seçim süreci, sadece yerel yönetimler için değil, aynı zamanda Türkiye'nin siyasi hayatı için de önemlidir. Seçimler, ülke genelinde siyasi partilerin gücünü ve kamuoyu desteğini etkileyebilir. Bu nedenle, belediye başkanlığı seçimleri, siyasi partilerin ve liderlerin Türkiye'deki politik yapısını da etkileyebilir.
Sonuç olarak, belediye başkanları seçim süreci, yerel yönetimlerin işleyişinde ve Türkiye'nin siyasi hayatında önemli bir rol oynar. Seçim sürecinin adil ve şeffaf olması, halkın yerel yönetimlere olan güvenini artırırken, hizmet kalitesinin artmasını da sağlar. Bu nedenle, diğer tüm seçimlerde olduğu gibi, belediye başkanlığı seçimleri de demokrasinin en önemli unsurlarından biridir.