Veteriner hekimlikte iç hastalıkları hakkında bilgi alınmak istiyorsanız doğru yerdesiniz Bu alanda uzman olan veteriner hekimlerimiz tarafından sunulan hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için sitemizi ziyaret edebilirsiniz Sağlıklı ve mutlu bir evcil hayvan için bizimle iletişime geçin!

Veteriner hekimlik, hayvanların sağlığını korumak ve iyileştirmek için çok yönlü bir yaklaşım gerektiren bir branştır. Bu kapsamlı yaklaşımın bir parçası olarak, veterinere hekimler genellikle hayvanların iç hastalıklarıyla da ilgilenirler. Bu makalede, veteriner hekimlerin hangi iç hastalıklarla ilgilendikleri ve bu hastalıkların teşhis ve tedavisi için hangi yöntemleri kullandıkları ele alınacaktır.

Veteriner hekimler, birçok iç hastalığa bakarlar. Bunlar arasında kardiyoloji, gastroenteroloji, endokrinoloji, nefroloji, pulmonoloji, nöroloji ve enfeksiyon hastalıkları bulunur. Veteriner hekimlerin bu alanlarda uzmanlaşmaları ve hayvanların teşhis ve tedavilerde gereken tıbbi bakımları sağlamaları gerekir.

Aşağıda, veteriner hekimlerin hangi iç hastalıklarla ilgilendiklerine ve bu hastalıkların teşhis ve tedavisi için kullandıkları yöntemlere daha ayrıntılı bir şekilde bakacağız.

Kardiyoloji

Veteriner hekimlerin kardiyoloji konusundaki bilgi ve tedavi yöntemleri oldukça geniştir. Kalp yetmezliği, kalbin ritim bozuklukları, kalp kapakçığı bozuklukları ve diğer kardiyovasküler problemler veteriner hekimlerin sıklıkla karşılaştığı konulardandır. Kalp hastalıklarının teşhisi için veteriner hekimler genellikle EKG, ultrasonografi ve röntgen gibi tıbbi görüntüleme yöntemlerini kullanırlar.

Köpeklerde özellikle sıklıkla görülen dilate kardiyomiyopati gibi kalp hastalıklarının tedavisi genellikle ilaç ve/veya diyet yönetimi ile yapılır. Bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Ritim bozuklukları da veteriner hekimler tarafından tedavi edilir. Gerekli durumlarda, kalp yetmezliği tedavisi için diüretikler, ACE inhibitörleri ve beta blokerler gibi ilaçlar kullanılır.

Not: Bu bölüm için bir tablo veya liste gerektiğinde oluşturulabilir.

Gastroenteroloji

Köpek ve kedilerde sıkça görülen sindirim sistemi sorunlarına veteriner hekimlerin bakış açısı oldukça önemlidir. Safra kesesi ve karaciğer problemleri, bağırsak hastalıkları, kabızlık ve ishal gibi rahatsızlıklar, hayvanların sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri için tedavi edilmesi gereken konulardandır.

Safra kesesi ve karaciğer problemleri genellikle yaşlı hayvanlarda görülür. Bu sorunlar, karın bölgesini ağrıyan ve kombinasyon halinde bulunan bulantı ve kusma gibi belirtiler gösterir. Veteriner hekimler genellikle bir dizi test yaparak sorunu tespit eder ve ilaç tedavisi uygular.

Bağırsak hastalıkları, kabızlık ve ishal gibi sorunlar oldukça yaygındır. Hayvanların beslenmesindeki değişimler veya çevresel faktörler bu sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Veteriner hekimler, evcil hayvanların ihtiyaçlarına göre ilaç tedavisi uygularken, aynı zamanda yiyeceklerinde yapılacak değişiklikler hakkında da sahiplerine önerilerde bulunurlar.

Veteriner hekimler, Gastroenteroloji konusunda oldukça iyi eğitim almışlardır. Hayvan dostlarımızın sağlıklı bir yaşam sürmeleri için sindirim sistemi problemleri erken teşhis edilmeli ve tedavi edilmelidir.

Endokrinoloji

Endokrinoloji olarak adlandırılan iç hastalıkların bir kısmı, hormonlarla ilgilidir. Veteriner hekimler, diyabet, hipertiroidizm, hipotiroidizm ve çeşitli hormon dengesizlikleri de dahil olmak üzere birçok hormonal bozukluğu teşhis etme ve tedavi etme konusunda uzmanlaşmıştır.

Diyabet (şeker hastalığı), köpek ve kedilerde en yaygın hormonal bozukluklardan biridir. Tip 1 diyabet, özellikle genç köpeklerde görülür ve hiperglisemi (yüksek kan şekeri) ile karakterizedir. Tip 2 diyabet ise, obez kedilerde daha sık görülür ve belirtileri arasında yüksek kan şekeri, artmış susuzluk ve idrara çıkma yer alır. Veteriner hekimler, diyabetin teşhisi için glikoz testleri yaparlar ve insülin tedavisi uygularlar.

Hipertiroidizm, genellikle yaşlı kedilerde görülen bir durumdur. Belirtileri arasında kilo kaybı, aşırı yeme, aşırı susama, kusma ve ishal yer alır. Veteriner hekimler, kan testleri yaparak hastalığın teşhisini koyarlar ve antitiroid ilaçlar veya cerrahi tedavi seçenekleri arasından birini önerirler.

Hipotiroidizm, hipertiroidizmin aksine, genellikle yaşlı köpeklerde görülür. Belirtileri arasında kilo alımı, saç dökülmesi, yorgunluk ve depresyon yer alır. Veteriner hekimler, kan testleri yaparak hastalığın teşhisini koyarlar ve sintetik tiroid hormonları ile tedavi edebilirler.

Cushing sendromu, adrenal bezlerden gelen aşırı kortizol üretimi nedeniyle oluşan bir hormonal bozukluktur. Sallanan köpek sendromu olarak da bilinir. Belirtileri arasında kilo artışı, midese balonlaşma, kas kaybı ve ciltte incelme yer alır. Veteriner hekimler, kan testleri yaparak hastalığın teşhisini koyar ve ilaç tedavisi, cerrahi veya radyoterapi seçenekleri arasından birini önerirler.

Bu iç hastalıkların çoğu, hayvanların yaşam kalitesini etkileyebilir ve tedavi edilmezse hayatlarını tehdit edebilir. Bu nedenle, hayvan sahipleri, evcil hayvanlarının hormonal durumunu düzenli olarak kontrol ettirmeli ve hayvanlarının bu iç hastalıkların belirtileri gösterdiğinde hemen bir veteriner hekimine başvurmalıdırlar.

Cushing Sendromu

Cushing Sendromu, köpeklerde sık rastlanan bir hormonal bozukluktur. Bu hastalık, adrenal bezlerin aşırı şekilde kortizol üretmesinden kaynaklanır. Bu da köpeğin bağışıklık sistemi, metabolizma ve diğer organlarında ciddi hasara yol açabilir.

Veteriner hekimler, Cushing Sendromu teşhisi koymak için çeşitli hormon testleri kullanırlar. İlk olarak, düşük doz deksametazon testi yapılır. Eğer sonuç normal değilse, yüksek doz deksametazon testi yapılır. Bu testler, kortizol seviyesinin ölçülmesinde yardımcı olur ve Cushing Sendromu teşhisi koymak için önemlidir.

Cushing Sendromu tedavisi için veteriner hekimler, öncelikle köpeğin ilaç kullanması gerektiğini belirler. Mitotan, Trilostan ve Ketoconazole, Cushing Sendromu için kullanılan ilaçlar arasındadır. Bu ilaçlar, yüksek kortizol seviyelerini kontrol altına almak ve köpeğin yaşam kalitesini iyileştirmek için kullanılır.

Bununla birlikte, ilaç tedavisine ek olarak, veteriner hekimler köpeğin diyabet, enfeksiyonlar ve böbrek problemleri gibi diğer sağlık sorunlarının da tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çekerler. Cushing Sendromu tedavisi, diğer sağlık sorunlarıyla birleştiğinde daha başarılı olarak sonuçlanır ve köpeğin sağlıklı bir şekilde yaşamasını sağlar.

Unutmayın, Cushing Sendromu vakalarının her biri farklıdır, bu nedenle veteriner hekimler, hastanın semptomlarına dayanarak özelleştirilmiş bir tedavi planı oluştururlar.

Diğer Hormonal Bozukluklar

Diğer hormonal bozukluklar arasında, Addison hastalığı özellikle köpeklerde sıklıkla görülen bir hastalıktır. Bu hastalıkta, adrenal bezlerde yeterince kortizol ve aldosteron hormonu üretilemez. Bu hormonların yetersizliği, köpeğin metabolizmasında bozukluklara ve hayati tehlikeye yol açabilir.

Veteriner hekimler, Addison hastalığını teşhis etmek için kan testleri yaparlar. Bunlar arasında kortizol seviyeleri, elektrolit seviyeleri ve ACTH stimülasyon testleri yer alır. Bu testlerin sonuçları, hayvanın günlük yaşamını etkileyebilecek tedavi protokolleri belirlemek için kullanılır. Tedavi planları genellikle hayvanın hayatta kalma şansını en üst düzeye çıkarmak için kortizol ve aldosteron hormonları ile yer değiştirmeleri içerir.

Addison Hastalığı Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

İlaç	Etkileri
Florinef (fludrokortizon asetat)	Aldosteron hormonu eksikliğini tedavi eder.
Prednizon	Kortizol eksikliğini tedavi eder. İmmün sistem incelemesinde de kullanılır.
Deksametazon	Kortizol eksikliği için alternatif tedavi yöntemidir.

Hayvanların Addison hastalığından korunmak için, düzenli veteriner kontrolleri yapılmalı ve her yıl kan testleri yaptırılmalıdır. Ayrıca stresli durumlarda kortizol hormonu seviyelerinin azalması nedeniyle, stres azaltıcı yöntemler kullanılabilir.

Nefroloji

Veteriner hekimler, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve diğer böbrek hastalıkları ile ilgilenirler. Bu hastalıklar, özellikle yaşlı köpekler ve kediler arasında yaygındır ve erken teşhis edilmesi önemlidir. Veteriner hekimler genellikle idrar testleri, kan testleri ve ultrason gibi araçlar kullanarak hastalıkları teşhis ederler.

İdrar yolu enfeksiyonları, sık idrara çıkma, idrarda kan, ağrı ve sık sık yalamak gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Veteriner hekimler, antibiyotikler ve ağrı kesiciler gibi ilaçlarla enfeksiyonu tedavi ederler. Böbrek taşları da sık görülen bir problemdir ve idrarda kan, sırt ağrısı ve idrar akışında zorlanma gibi belirtilere neden olabilir. Veteriner hekimler, böbrek taşlarını küçültmek veya çıkarmak için cerrahi müdahaleler veya özel diyetlerle tedavi ederler.

Bununla birlikte, bazı böbrek hastalıkları belirtiler göstermeden ilerleyebilir, bu nedenle veteriner hekimlerin rutin kan ve idrar testleri yaparak hastalıkları erken tespit etmeleri önemlidir. Böbrek yetmezliği gibi ciddi hastalıkların tedavisi, sıvı terapisi, diyaliz ve özel diyetler gibi daha karmaşık önlemler gerektirebilir.

Bu hastalıkların yanı sıra diğer birçok iç hastalık gibi, erken teşhis ve tedavi hayvanların iyileşme şansını artırabilir. Belli risk faktörlerinin farkında olmak (örneğin obezite, diyabet, kalp hastalıkları ve ilaç yan etkileri gibi) ve düzenli veteriner kontrolleri yaptırmak, hayvanların sağlıklı yaşamalarına yardımcı olabilir.

Pulmonoloji

Pulmonoloji, diğer adıyla solunum sistemi hastalıkları, iç hastalıklar alanında veteriner hekimlerin ilgilendikleri konulardandır. Bu alanda en sık karşılaşılan problemler arasında astım ve kronik bronşit yer almaktadır. Veteriner hekimler, hayvanların solunum problemleri hakkında geniş bir bilgi birikimine sahiptir ve bu problemleri tedavi etmek için çeşitli yöntemler kullanmaktadır.

Bazı hayvanlar, özellikle de kediler, solunum problemleri nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşayabilir. Astım gibi bazı kronik solunum problemleri, hayvanlar için ömür boyu etkileri olan durumlar olabilir. Veteriner hekimler, bu tip solunum problemlerinin erken teşhisi için çeşitli testler yapabilir ve uygun tedavi yöntemleri ile hayvanların sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilirler.

Ayrıca, veteriner hekimler, hayvanların sigara dumanına maruz kalmaları gibi risk faktörleri hakkında da sahipleri uyarır ve koruyucu tedbirler hakkında bilgilendirirler. Solunum sistemi hastalıkları alanında veteriner hekimler, hayvanların sağlıklı bir solunum sistemi fonksiyonuna sahip olmalarına yardımcı olmak için en son tedavi yöntemlerini kullanmaktadırlar.

Kanser

Kanser, köpek ve kedilerin karşı karşıya kaldığı en sık hastalıklardan biridir. Ancak, doğru teşhis ve tedavi uygulandığında, hayvanlar kanserin üstesinden gelebilir ve sağlıklı bir hayat yaşayabilirler.

Veteriner hekimler, kanser teşhisi için çeşitli testler kullanır. Kan testleri, biyopsiler ve röntgenler, veteriner hekimlere köpeklerde veya kedilerde kanser belirtilerini saptama konusunda yardımcı olur. Erken teşhis, tedavisinin daha kolay olmasını ve şansın artmasını sağlar.

Tedavi seçenekleri, kanserin türüne ve hayvanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Veteriner hekimler, kemoterapi, radyoterapi, cerrahi müdahale ve immünoterapi gibi çeşitli tedavi seçenekleri sunabilirler. Tedavi planının belirlenmesinde sahiplerin hayvanların yaşam kalitesini artırmak için karar vermeleri önemlidir.

Kanserle mücadele etmek için birçok farklı strateji vardır. Bazı veteriner hekimler, hayvanların bağışıklık sistemini güçlendiren takviyeler veya diyet değişiklikleri gibi alternatif tedavilere yönelmektedirler. Diğerleri ise, yüksek teknoloji yöntemleri kullanarak kapsamlı bir tedavi planı uygulamaktadırlar.

Her hayvanın kanserle mücadelesi farklıdır ve veteriner hekimler, hayvana özgü bir tedavi planı yaratır. Hayvan sahipleri, veteriner hekimleri ile işbirliği yaparak, hayvanlarının sağlığını en üst düzeyde tutmak için gerekli adımları atabilirler.

Enfeksiyon Hastalıkları

Enfeksiyon hastalıkları, köpek ve kedilerin hayatlarında karşılaşabilecekleri en yaygın sağlık sorunlarından biridir ve veteriner hekimlerin verdiği hizmetlerin büyük bir kısmını enfeksiyonların teşhis ve tedavisi oluşturur.

Enfeksiyonların belirtileri, köpek ve kedilerdeki enfeksiyon türüne göre değişebilir. Ancak, genellikle enfeksiyon hastalıkları vücutta ateş, halsizlik, iştah kaybı ve gastrointestinal semptomlar gibi belirtilere yol açar. Bu belirtiler gözlemlendiğinde, veteriner hekimi hastanın hangi enfeksiyon türüne sahip olduğunu belirlemek için farklı testler yapacaktır. Veteriner hekimler genellikle kan testleri, idrar analizleri ve diğer görüntüleme testleri, özellikle de enfeksiyonun neden olduğu organın resimlerini çekmek için röntgen veya ultrason kullanırlar.

Enfeksiyon teşhisi koyulduktan sonra, veteriner hekimler genellikle uygun bir antibiyotik tedavisi reçete ederler. Bununla birlikte, bazı enfeksiyon hastalıkları, özellikle de antibiyotiklere dirençli olanlar, tedaviyi zorlaştırabilir ve tedavi daha uzun sürebilir. Ayrıca, bazı enfeksiyon hastalıkları, özellikle yaşlı hayvanlar veya bağışıklık sistemleri zayıf olan hayvanlar için bir tehdit oluşturabilir ve hastaneye yatırılmalıdır.

Enfeksiyon hastalıkları tedavi edilmediğinde, sağlık sorunlarına yol açabilir ve hatta ölüme neden olabilir. Köpek ve kedilerin enfeksiyon hastalıklarına yakalanmalarını önlemenin en iyi yolu, düzenli bir aşı programı ve iyi hijyen uygulamalarıdır. Bu, hastalığın yayılmasını önleyecek ve hayvanların bağışıklık sistemlerini güçlendirecektir.

Her ne kadar enfeksiyon hastalıkları ciddi bir sağlık sorunu olabilecek olsa da, iyi bir veteriner hekimi ile birlikte, hayvanınızın iyi bir tedavi alması mümkündür. Enfeksiyonun teşhis edilmesi, doğru tedavinin seçimi ve iyi bakım ile köpek ve kedilerin enfeksiyon hastalıkları sürecinde sağlıklı bir şekilde iyileşmeleri mümkündür.

Nöroloji

Nöroloji, hayvanlar için oldukça önemli bir iç hastalık dalıdır. Epilepsi, felçler, epileptik nöbetler ve diğer nörolojik rahatsızlıklar, köpekler ve kediler dahil tüm evcil hayvanların karşı karşıya kalabileceği sağlık sorunlarıdır. Veteriner hekimlerin, bu rahatsızlıkları teşhis etmek ve tedavi etmek için geniş bir bilgi birikimi ve deneyimi bulunmaktadır.

Epilepsi, en yaygın nörolojik rahatsızlıklardan biridir ve köpeklerde daha sık görülür. Epilepsi, nöbetlerle kendini gösteren bir durumdur ve beyindeki anormal elektriksel boşalmalardan kaynaklanır. Veteriner hekimler, bu durumu teşhis etmek için farklı testler uygularlar ve hastanın yaşına, ırkına ve genel sağlık durumuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulayabilirler.

Bir diğer önemli nörolojik rahatsızlık ise felçlerdir. Felç, hayvanların bir ya da birden çok bölgesinin işlevini kaybettiği bir durumdur. Bunun sebebi, sinir sistemi üzerindeki hasar veya travmadır. Veteriner hekimler, felçli hayvanların rehabilitasyonu için farklı tedavi yöntemleri kullanabilirler. Fizyoterapi, masaj, egzersiz ve ilaçlar, felçli hayvanların iyileşmelerine yardımcı olabilir.

Veteriner hekimler, nörolojik rahatsızlıkların tedavisi için çeşitli yöntemler kullanır. Bazı durumlarda ilaçlar kullanılırken, bazı durumlarda cerrahi operasyonlar gerekebilir. Hastalığın teşhis ve tedavi sürecinde, veteriner hekimlerin tecrübeli ve uzman yaklaşımları hayvanların sağlığı için oldukça önemlidir.

Sonuç olarak, nörolojik rahatsızlıklar, köpekler ve kediler gibi evcil hayvanların karşı karşıya kalabileceği ortak sağlık sorunlarıdır. Veteriner hekimler, bu rahatsızlıkları teşhis etmek ve tedavi etmek için geniş bir bilgi birikimi ve deneyime sahiptir. Hayvan sahipleri, evcil hayvanlarının nörolojik rahatsızlıklar konusunda uzman bir veteriner hekim tarafından düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiğini unutmamalıdır.

Yüksek Beyin Basıncı

Yüksek beyin basıncı, köpeklerde sıkça görülen bir nörolojik hastalıktır. Bu hastalık, beynin içindeki bir sıvı olan beyin omurilik sıvısının (BOS) normalden yüksek bir basınç ile beyni çevreleyen yapılar üzerinde baskı uygulaması sonucu oluşur. Kafa içi basıncının yükselmesi, beynin normal şekilde çalışmasını engelleyebilir ve köpeklerde ciddi semptomlara neden olabilir.

Yüksek beyin basıncının belirtileri arasında kafa içi basınç artışına bağlı olarak ağrı, baş dönmesi, koordinasyon kaybı, felç, koma ve hatta ölüm yer alabilir. Genellikle yavaş bir şekilde başlayan semptomlar, zamanla kötüleşebilir ve bazı durumlarda ani ve şiddetli semptomlar görülebilir.

Yüksek beyin basıncının nedenleri arasında tümörler, beyin enfeksiyonları, beyin zarlarının iltihabı, hidrosefalus (beyin omurilik sıvısı birikmesi) ve travma yer alır. Bunun yanı sıra, bazı köpek ırklarında genetik olarak yatkınlık da görülebilir.

Veteriner hekimler, yüksek beyin basıncı için genellikle kortikosteroidler, diüretikler ve diğer ilaçlar kullanırlar. Tedavi, genellikle semptomlarının şiddetine ve nedenine göre belirlenir. Bazı durumlarda, ameliyat gerekebilir.

Serebrovasküler Olaylar

Serebrovasküler olaylar, beyin damarlarının tıkanması veya yırtılması nedeniyle meydana gelir ve genellikle ciddi sonuçlara yol açar. İnme ve beyin kanamaları gibi serebrovasküler olaylar evcil hayvanlarda da görülebilir. Hayvan sahipleri, belirtileri fark ederek veteriner hekimlerine başvurmalıdırlar.

Beyin kanamaları, dolaşım sistemindeki damarların yırtılması sonucu meydana gelir. İnme ise bir tür serebrovasküler olaydır ve beyne kan akışının azalması ya da kesilmesi sonucu olur. Bu durumda, beyin hücreleri oksijen ve besin maddelerinden yoksun kalır ve beyin hasarı oluşabilir. İnme veya beyin kanamaları, evcil hayvanlarda da görülebilen ciddi sorunlardır.

Veteriner hekimler, serebrovasküler olayların tedavisinde farklı stratejiler kullanabilirler. Tedavi, hayvanın durumuna ve belirtilerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Serebrovasküler olayların önlenmesinde ise, hayvanların yüksek tansiyon, kalp hastalığı, aşırı kilo gibi risk faktörleri için düzenli olarak kontrolden geçirilmesi önerilir.

Evcil hayvan sahipleri, hayvanlarında serebrovasküler olayların belirtilerini gözlemlemeye özen göstermelidirler. Bu belirtiler arasında koordinasyon kaybı, denge sorunları, aniden oluşan görme veya işitme kayıpları, felç veya benzer problemler yer alabilir. Veteriner hekimler, hayvanların belirtilerini dikkatlice değerlendirerek tanı ve tedavi sürecini başlatırlar.

Sonuç olarak, serebrovasküler olaylar evcil hayvanlar için de ciddi sorunlar yaratabilir. Hayvan sahiplerinin, hayvanlarının belirtilerini yakından takip etmeleri ve veteriner hekimleriyle iletişim halinde olmaları, serebrovasküler olayların erkenden teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi açısından oldukça önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

Bu bölümde, hayvan sahiplerinin veteriner hekimleri ile ilgili en sık karşılaştığı soruların yanıtları verilecektir.

• Hayvanımın aşıları güncel mi? Hayvanınızın aşılarının güncel olması, sağlıklı kalması için son derece önemlidir. Veteriner hekiminiz, hangi aşıların hayvanınız için gerekliliğini belirleyerek aşı takvimini belirleyecektir.
• Hayvanımın diyetinde değişiklik yapabilir miyim? Hayvanınızın beslenmesi sağlığı açısından son derece önemlidir. Ancak herhangi bir değişiklik yapmadan önce veteriner hekiminizle mutlaka danışmanız gerekmektedir. Çünkü hayvanlar, insanlarla aynı şekilde her yiyeceği sindiremezler ve bazı besinler hayvanınızın sağlığına zarar verebilir.
• Hayvanımın kilosu normal mi? Hayvanın ideal kilosu ırkına, yaşına, cinsiyetine ve sağlık durumuna göre değişebilir. Veteriner hekiminizde hayvanınızın kilosunu ve sağlık durumunu değerlendirebilirsiniz.
• Hayvanımın diş sağlığına nasıl dikkat etmeliyim? Hayvanınızın diş sağlığı, genel sağlığı için son derece önemlidir. Dişlerde bir sorun varsa, hayvanınız diğer sağlık sorunları da yaşayabilir. Diş temizliği ve kontrolü, hayvanınızın sağlık durumunun korunmasına yardımcı olacaktır.

Kısacası, veteriner hekiminiz hayvanınızın sağlığını korumanıza yardımcı olmak için burada. Herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa, veteriner hekiminize güvenle danışabilirsiniz.