İnsan hakları ve özgürlükleri İngiliz hukukunda korumanın önemi büyüktür. Bu makalede, İngiltere'deki insan hakları ve özgürlüklerin nasıl korunduğunu öğreneceksiniz. Hükümetin nasıl çalıştığı, yasaların nasıl uygulandığı ve haklarınızı nasıl savunabileceğiniz hakkında bilgiler bulabilirsiniz. Keyifli okumalar!

İngiliz hukuku, insan haklarına ve özgürlüklere saygı duyan bir hukuktur. İngiliz yasaları, herkesin insan haklarına saygı göstermesini ve bu hakların korunmasını önemser. İnsan haklarına saygı göstermek, yasa tarafından zorunlu kılınan bir davranıştır. Bu davranış, herhangi bir etnik, ırksal, dini veya cinsel ayrımcılık yapmama şeklinde açık bir şekilde belirtilir.

İngiliz hukuku, özgürlüklerin korunmasında son derece titizdir. İfade özgürlüğü, ifade özgürlüğü sınırları içinde tutulur ve ancak hakaret veya diğer insanları incitecek şekilde kullanıldığında yasa tarafından cezalandırılır. Toplantı ve gösteri özgürlüğü, sakin ve barışçıl bir şekilde gerçekleştiği sürece tamamen korunur. Özgürlükleri korumak için yasalar tarafından belirlenen sınırlar vardır ve bu sınırları aşmanın sonuçları da yasa tarafından belirlenmiştir.

Bu makalede, İngiliz hukukunun insan haklarına ve özgürlüklere nasıl saygı duyduğu ve bunları koruduğu ele alınacaktır. Böylece, İngiliz hukukunu anlamak ve bu hakları savunmak isteyenler için faydalı bir kaynak sunulacaktır.

İnsan Hakları Nedir?

İnsan hakları, bütün insanların doğuştan sahip olduğu haklar olarak tanımlanır. Bu haklar herhangi bir ayrım gözetmeksizin, her insan için geçerlidir. Başlıca insan hakları arasında yaşama hakkı, ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, eşitlik hakkı ve adalet hakkı yer alır. İnsan hakları evrensel bir kavramdır ve dünya genelinde kabul görmüştür.

İnsan hakları, insan onuru ve özgürlüklerinin korunması amacıyla oluşturulmuş yasal düzenlemeler tarafından da güvence altına alınmaktadır. Birçok ülke, insan haklarına ilişkin yasaları ve uluslararası insan hakları sözleşmelerini kabul etmiştir. Bu yasal düzenlemeler, insan haklarının ihlal edilmesini ve hak ihlallerine karşı mücadele edilmesini sağlamaktadır.

İnsan hakları kavramı, geçmişte birçok savaş ve çatışmanın nedeni olmuştur. İnsanların haklarının korunmasına dair ortak bir anlayışın oluşması, dünya barışı için de önemlidir. İnsan haklarına saygı göstermek, insani değerlere ve insan onuruna saygı göstermek anlamına gelir. Bu nedenle, insan haklarına ilişkin çalışmaların ve korumanın her zaman önemli olacağı açıktır.

İngiliz Hukukunda İnsan Hakları

İngiliz hukuku, insan haklarına saygı duyan bir yapıya sahiptir. İngiltere, insan haklarının evrenselliği prensibine bağlıdır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olarak, vatandaşlarının haklarını korumak için özel bir yasa düzenlemiştir. İngiliz hukukunda, insan haklarına ilişkin yasal düzenlemeler ve bu hakların korunmasına ilişkin birçok mekanizma bulunmaktadır.

İnsan Haklarına İlişkin Yasalar	Korumaya Yönelik Mekanizmalar
İnsan Hakları Yasası Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme	İnsan Hakları Komisyonu Yüksek Yargı Mahkemeleri Belirli Bakanlıklar ve Kurumlar

İngiltere'deki hukuk sistemi, insan haklarına yönelik her türlü ihlali engelleme amacı gütmektedir. İnsan haklarının korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin yanı sıra, hukuki mücadele ve idari yargı yoluyla da bu hakların korunması hedeflenmektedir. Öte yandan, İngiliz hukuku yalnızca vatandaşların bile değil, ülkede yaşayan herkesin insan haklarını korumayı amaçlamaktadır. Bu nedenle, mülteciler ve diğer yabancı uyruklular da İngiliz hukuku tarafından korunmaktadır.

İnsan Haklarını Koruma Yolları

İngiliz hukuku, insan haklarını korumak ve ihlallerle mücadele etmek için birçok yasal düzenleme ve koruma mekanizması içermektedir. İnsan hakları, herkesin eşit ve adil bir şekilde muamele görmesi, özgürlük ve güvenlik haklarına sahip olması gibi temel hakları içerir. Bu haklar, ulusal yasal düzenlemelerle ve uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle korunmaktadır.

Birçok insan hakları ihlali, özellikle ceza davaları ve polis müdahaleleri sırasında ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle İngiliz hukuku, insan haklarını korumak ve ihlallerle mücadele etmek için özellikle idari yargı, hukuk ve ceza mahkemeleri gibi yargı mercilerinin işleyişinde önemli düzenlemeler içermektedir.

Örneğin, idari yargı sistemi, devletin gücüne karşı vatandaşların haklarını korumak için özel kurallar içermektedir. Bu sistemde, insan haklarına ilişkin kararlar ve uygulamalar daha özel bir şekilde ele alınır. Hukuk ve ceza mahkemeleri ise, insan haklarını korumak ve ihlallerini çözmek için yasalar ve mahkeme kararları temel alınarak çalışır.

İngiliz hukukuna göre insan hakları ihlalleri, yargısal dava yoluyla veya sivil toplum kuruluşları tarafından mücadele edilir. İnsan haklarına ilişkin dava açma hakkı, her vatandaşın en temel hakkıdır. Sivil toplum kuruluşları ise, insan hakları ihlallerinin tespiti ve ihlallerle mücadelenin yanı sıra, bilinçlendirme çalışmaları yaparak toplumda farkındalık yaratmaya çalışırlar.

İngiliz hukukunda insan haklarını koruma yolları oldukça geniş kapsamlıdır. Bireylerin kendilerini ve haklarını savunmak için yasal yolları kullanmalarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası insan hakları örgütleri de bu mücadelede etkin bir rol oynamaktadır.

İdari Yargı

İdari yargı, devletin uygulamalarının hukuka uygunluğunu denetleyen ve bireylerin haklarını koruyan bir yargı alanıdır. İngiliz hukukunda, insan haklarına ilişkin birçok davaya idari yargıda bakılmaktadır.

Bir örnek olarak, bir yabancı ülke vatandaşı İngiltere'ye giriş yapmak istediğinde, sınır kapısında gözaltına alınıp geri gönderilmesi durumunda idari yargı devreye girebilir. İdari yargı, bu kişinin insan haklarının ihlal edilip edilmediğini ve kararın hukuka uygunluğunu denetleyerek bir karar verir.

Bu yargı alanında, insan haklarını korumak adına yasal düzenlemeler ve koruma mekanizmaları da bulunur. Örneğin, İnsan Hakları Yasası insan haklarının ihlallerinin önlenmesi ve korunmasına dair önemli yasal bir düzenlemedir.

İdari yargıda, insan haklarına ilişkin kararlar ve uygulamalara yapılan itirazlar için belirli bir süre de tanınır. Eğer bir kişi, insan haklarının ihlal edildiği konusunda endişeliyse, idari yargıda bir davayı açarak hak talebinde bulunabilir.

Bu şekilde idari yargı, insan haklarının korunmasında önemli bir yere sahiptir ve İngiliz hukuk sisteminin önemli bir parçasıdır.

Hukuk ve Ceza Mahkemeleri

İngiliz hukuk sisteminde insan haklarına saygı çerçevesinde hukuk ve ceza mahkemeleri, bireylerin haklarını korumak için önemli bir role sahiptir. Hukuk ve ceza mahkemelerinin kararları, insan haklarını koruma açısından büyük önem taşımaktadır.

Hukuk mahkemeleri, sözleşme hukuku, mülkiyet hukuku ve yasal düzenlemelerle ilgili davaları işlerken, ceza mahkemeleri ise suçlu bulunan bireylerin yargılanmasını ve cezalandırılmasını sağlamaktadır.

İngiliz hukukunda, insan haklarının korunması ve ihlallerle mücadele için hukuk ve ceza mahkemeleri, diğer koruma mekanizmalarıyla birlikte insan haklarının korunması için çok önemlidir. Hukuk ve ceza mahkemeleri tarafından verilen kararlar, insan hakları açısından son derece önemlidir. Bu kararlar, gelecekteki benzer davalar ve insan hakları ihlalleri için ulusal yargı kurumlarının belirleyici bir rehberi olarak görev yapmaktadır.

Hukuk ve ceza mahkemeleri, İngiliz hukuk sisteminin temel unsurlarıdır. İnsan haklarına saygı çerçevesinde faaliyet gösteren bu mahkemeler, bireylerin haklarını korumak için çalışmaktadır.

Mülteci Hakları

Mülteciler, yurtdışından gelen zorla göçmenlerdir ve ülkelerindeki siyasi, dini, ırksal nedenlerden ötürü zorunlu olarak ülkelerini terk ederler. İngiliz hukuku, mültecilerin haklarını belirleyen ve koruyan yasal düzenlemeleri içerir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi, mültecilerin korunması ve refahı için en temel belgedir. Bu sözleşme, mültecilerin neleri hak ettiğini belirler ve hükümetlerin mültecilerin haklarını korumak için neler yapabileceklerini belirler.

İngiliz hukuku da, mültecilerin haklarına ilişkin önemli koruma yasaları içermektedir. Bu yasalardan bazıları, mültecilere sığınma hakkını, eğitim, sağlık hizmetleri ve sosyal yardımları içermektedir. Mültecilerin İngiliz hukukuna göre hakları aşağıdaki gibidir;

Mültecilerin Hakları	İngiliz Hukuku Kapsamı
Sığınma Hakkı	Uygun durumlarda mültecilere sığınma hakkı verilir.
İş Bulma Hakkı	Mülteciler, yasal olarak İngiltere'de çalışabilirler.
Eğitim Hakkı	Okula kayıt yaptırma, İngilizce öğrenme vb. konularda yardımcı olunur.
Sağlık Hizmetleri	İngiltere'deki mülteciler, sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler.

Sonuç olarak, İngiliz hukuku, mültecilerin haklarını korumak için çeşitli önlemler almaktadır. Mültecilerin sığınma, çalışma, eğitim, sağlık hizmetleri gibi temel hakları mevcut olup, İngiltere'de yaşayan mültecilerin bu haklarından faydalanmaları için koruma mekanizmaları vardır.

Özgürlüklerin Korunması

İngiliz hukuku, özgürlüklerin korunmasında son derece titiz ve hassastır. İfade özgürlüğü gibi konuların da dahil olduğu bu kapsamda, yasaların hem koruma hem de sınırlama tarafı belirtilmiştir. İngiliz hukuku, özgürlüklerin sınırlanmasında tercihen 'reel ihtiyaç' ilkesine odaklanır. Yani, özgürlüklerin sınırlanması son çare olarak düşünülmelidir.

Bir başka önemli konu da ifade özgürlüğüdür. İngiliz hukuku, bu hakkı yalnızca düşünce, anlatım ve bilgi toplama çevresinde tanımaktadır. Bununla birlikte ifade özgürlüğü, bazı durumlarda vatandaşlar için zorlu bir konu olabiliyor. Örneğin, din karşıtı söylemler cesaretlendirir ya da ırkçılığı teşvik eder nitelikli sözlerin ifa edilmemesine karar verilebilir.

Fakat İngiliz hukuku, ifade özgürlüğünün korunmasını önemser ve insanların belirli bir konuda açık fikir beyan etmelerine ve hatta en uç düşüncelerini bile açıklamalarına izin verir. Ancak, vatandaşın ifade edilebilir sınırı, İngiliz hukukundan ve uyruğundan kaynaklıdır.

Bunun yanı sıra, İngiliz hukuku, özgürlüklerin sınırlandırılması durumunda sınır konan özgürlüklerin ciddi ve açık bir şekilde belirtmesini ister. Sınırlama, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkelerine göre yapıldığında gerçekleşir. Yasaların uzun bir gelişim sürecinin olduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle, İngiliz hukuku ve özgürlüklerin korunması süreci, yargısal ve hukuki prosedürleri takip eden bir yapıya sahiptir.

İfade Özgürlüğü

İngiliz hukukunda ifade özgürlüğü, Temel Haklar Bildirgesi ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde yer alan haklardan biridir. Bu hak, herhangi bir fikir veya düşüncenin açıklanması, yayılması veya araştırılması özgürlüğünü içerir. Ancak, bu hak sınırsız değildir ve diğer kişilerin haklarına zarar veremez. Dolayısıyla, aşırılık içeren veya nefret söylemi içeren ifadeler yasaklanabilir.

İfade özgürlüğüne ilişkin yasal düzenlemeler, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Mart 2000 tarihli İnsan Hakları (Özgürlükler ve Ödevler) Yasası tarafından belirlenmiştir. Bu yasalar, ifade özgürlüğünü korumak için, ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamaların öngörülebilir, orantılı ve makul olması gerektiğini belirtmektedir.

Bununla birlikte, ifade özgürlüğünü koruma mekanizmaları yalnızca yasal düzenlemelerden oluşmamaktadır. İngiliz hukukunda, ifade özgürlüğünün korunması için sivil toplum kuruluşları, basın ve medya gibi unsurlar da son derece önemlidir. Bu unsurlar, ifade özgürlüğünün savunulması ve desteklenmesinde aktif bir rol oynarlar.

İngiltere'de ifade özgürlüğü ile ilgili en son tartışmalardan biri, sosyal medyada ifade özgürlüğü sorunlarına odaklanmaktadır. Özellikle, aldatıcı veya yanıltıcı olabilecek haberlerin yayılmasıyla ilgili endişeler gündemi meşgul etmektedir. Bu konuda, sınırlayıcı düzenlemeler getirilmesi gerektiği savunulurken, ifade özgürlüğünün korunması gerektiği de vurgulanmaktadır.

Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü

İngiliz hukuku, toplantı ve gösteri özgürlüğünü önemli bir değer olarak görmektedir. Bu özgürlükler vatandaşların fikirlerini özgürce ifade etmelerini, protesto etmelerini ve bir araya gelerek taleplerini dile getirebilmelerini sağlar. Ancak toplantı ve gösteri özgürlüğü, aynı zamanda kamu güvenliği ve düzeni bakımından sınırlanabilir. İngiliz hukuku, toplantı ve gösteri özgürlüğünün sınırlanması durumunda bile vatandaşların haklarını koruyacak mekanizmalar içermektedir.

İngiliz hukukuna göre, toplantı ve gösteri özgürlüğüyle ilgili düzenlemeler 1986 Toplantı ve Gösteri Kanunu'nda yer almaktadır. Bu kanun, vatandaşların toplanma, gösteri yapma ve yürüyüş yapma özgürlüklerine ilişkin kurallar belirlemektedir. Kanuna göre, toplantı ve gösterilerin yer, zaman ve şekli uygun bir şekilde bildirilmelidir. Ayrıca, kamu düzeni ve güvenliği için gerekli önlemler de alınabilir.

Buna ek olarak, İngiliz hukuku, toplantı ve gösteri özgürlüğüne müdahale eden polis veya diğer yetkililerin tutumunu da düzenlemektedir. Yetkililer, toplantı ve gösteri özgürlüğüne saygı göstermek zorundadırlar. Ancak, toplantı veya gösteri sırasında suç işlendiği veya kamu güvenliğinin tehdit edildiği durumlarda müdahale edebilirler. Bu tür müdahalelerin adil, ölçülü ve orantılı olması gerekmektedir ve vatandaşların haklarını ihlal etmemelidir.

İnsan Hakları İhlalleri ve Mücadele Yolları

İngiliz hukuk sistemi, insan haklarını ihlal eden kişi veya kurumlarla mücadele etmek için birçok farklı yolu sunar. Bu yollar, hem hukuki hem de sivil toplum kuruluşları aracılığıyla uygulanabilir. İşte İngiliz hukuk sistemi içinde insan hakları ihlalleriyle mücadele yolları:

Hukuki mücadele, insan hakları ihlalleriyle mücadele etmek için en yaygın kullanılan yollardan biridir. İngiliz hukuk sistemi içinde, insan haklarını ihlal eden kişi veya kurumlara karşı hukuki yollardan yararlanılabilir. İnsan hakları ihlalleri için hukuki mücadele yolları arasında şu konular yer alabilir:

• İnsan haklarına ilişkin yasaların uygulanması
• Mahkemelerde açılan davalarda insan haklarını savunmak
• Bir davayı açmadan önce arabuluculuk, uzlaşma ve diğer alternatif çözüm yöntemlerinin kullanılması

Sivil toplum kuruluşları, insan hakları ihlallerine karşı mücadelede önemli bir role sahiptir. İngiliz hukuk sistemi içinde, insan haklarını savunmaya yönelik pek çok sivil toplum kuruluşu mevcuttur. Bu kuruluşlar, insan hakları ihlallerini araştırmak ve ihlalcılar hakkında kamuoyu oluşturmak için çeşitli etkinlikler düzenleyebilirler. Sivil toplum kuruluşları insan haklarının korunması için sık sık hükümetle işbirliği yapar ve hukuki mücadelenin bir parçası olarak faaliyet gösterirler.

Uluslararası insan hakları kuruluşları, insan hakları ihlalleriyle mücadelede önemli rol oynamaktadır. İngiliz hukuk sistemine göre, insan hakları ihlalleri gerçekleştiren kişi veya kurumlara karşı başvurabileceğiniz uluslararası yollar şunlardır:

• Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu
• Uluslararası Adalet Divanı
• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

Bu kuruluşlar, insan hakları ihlalleriyle mücadelede önemli bir kaynaktır ve hukuki mücadelede kullanılabilecek önemli araçlardır.

İnsan Hakları İhlallerine Karşı Hukuki Mücadele

İngiliz hukukunda insan hakları ihlallerine karşı hukuki mücadele yolları oldukça çeşitlidir. İhlaller, bireysel veya toplumsal düzeyde olabilir. Bireyler, ihlalleri doğrudan mahkemelere taşıyabilir veya insan hakları kuruluşlarına şikayet edebilirler. İngiliz hukuk sistemi oldukça gelişmiş olduğu için şikayetler çoğunlukla mahkemelerde sonuçlanmaktadır.

Birçok insan hakları örgütü, insan hakları ihlallerini belgeleyerek resmi kurumlara ve kamuoyuna duyururlar. Bu örgütler, hukuki mücadelede sıklıkla bireylere destek sağlarlar. Sosyal medya platformları ve internet, insan hakları ihlallerinin duyurulması ve mücadele edilmesi için güçlü araçlar haline gelmiştir.

İngiliz hukukunda insan hakları ihlalleriyle mücadelede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de önemli bir rol oynamaktadır. AİHM, İngiliz hukuk sistemine bağlı olarak insan hakları ihlalleri konusunda kararlar verir ve bu kararlar İngiliz hukuk sistemi için bağlayıcıdır. Bu nedenle, AİHM kararları İngiliz hukuku için oldukça önemlidir.

Bunun yanı sıra, bireyler İngiliz hukuku çerçevesinde insan hakları ihlallerine karşı tazminat davası açabilirler. Tazminat davaları, ihlallerin sonuçlarına bağlı olarak maddi veya manevi zararlara karşı bireylere hak talep etme imkanı tanır.

Sonuç olarak, İngiliz hukuku insan hakları ihlalleriyle mücadelede oldukça etkili bir yapıya sahiptir. Bireysel ve toplumsal düzeyde insan haklarına saygı göstermek için bu koruma mekanizmaları dikkatle takip edilmelidir.

İnsan Hakları İhlalleriyle Mücadelede Sivil Toplum Kuruluşları

İngiliz hukuku, insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve mücadele edilmesi için sadece hukuki yolları değil, sivil toplum kuruluşlarının da rolünü önemsemektedir. Bu nedenle İngiltere'de birçok insan hakları sivil toplum kuruluşu bulunmaktadır.

İnsan hakları sivil toplum kuruluşları, insan haklarına saygı gösterilmesini sağlamak, hak ihlallerini önlemek, ihlalleri araştırmak ve insan haklarını savunmak için çaba gösterirler. Bu kuruluşlar fiili mücadeleler yürütebilir, hukuki danışmanlık hizmeti verir, raporlar hazırlar ve uluslararası arenalarda faaliyet gösterir.

Sivil Toplum Kuruluşu	Faaliyet Alanı	Web Sitesi
Amnesty International	İnsan hakları	www.amnesty.org
Human Rights Watch	İnsan hakları	www.hrw.org
Liberty	İfade özgürlüğü ve insan hakları	www.liberty-human-rights.org.uk
Article 19	İfade özgürlüğü	www.article19.org

Bu kuruluşlar geniş bir üye ağına sahiptir ve genellikle kampanyalar yürüterek kamuoyu oluşturur. Ayrıca hükümet yetkililerine lobi yaparak insan hakları ihlallerine karşı gerekli önlemlerin alınmasını talep ederler.

İngiliz sivil toplum kuruluşları, uluslararası sivil toplum ağı ile de iş birliği yaparak insan hakları ihlalleriyle mücadeleyi küresel ölçekte yürütmektedirler. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası kuruluşlara, raporlar göndererek İngiliz hükümetinin insan hakları ihlalleriyle nasıl mücadele ettiğini geniş bir kitleye duyurmaktadır.

Uluslararası Mücadele Yolları

İnsan hakları ihlalleri sadece İngiltere'de değil, dünya genelinde bir sorundur. Bu nedenle uluslararası alanda insan haklarının korunması için çeşitli mücadele yolları bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler, insan hakları konusunda en önemli uluslararası organizasyondur. İnsan hakları evrensel beyannamesi, BM tarafından kabul edilmiştir ve böylece tüm ülkeler tarafından kabul edilmiştir. Bu beyanname, insan haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, insan hakları ihlallerini araştırmak ve yargılamak için bir mekanizma olarak kullanılmaktadır. Bu mahkeme, İngiltere de dahil olmak üzere Avrupa ülkeleri arasında insan hakları ihlallerinin çözümü için önemli bir kurumdur.

Bunun yanı sıra, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi sivil toplum kuruluşları da uluslararası alanda insan hakları ihlalleriyle mücadelede etkilidirler. Bu kuruluşlar, ülkelerdeki insan hakları ihlallerini takip ederek, uluslararası topluma duyururlar. Bu sayede uluslararası baskı oluşturularak, ülkelerdeki insan hakları ihlallerine son verilmesi amaçlanır.

Uluslararası alanda insan hakları ihlalleriyle mücadele yolları saymakla bitmez. Ancak, en önemli olanlarının BM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.