Azure Cloud, işletmeler için verileri ve uygulamaları bulut tabanlı bir hizmette barındırma imkanı sunar Ancak, yüksek kullanılabilirlik sağlamak önemlidir çünkü hizmet kesintileri müşteri tatminsizliği ve maddi kayıplara neden olabilir Azure Cloud'da yüksek kullanılabilirlik, VMSS ve Azure yük dengeleyicisi kullanılarak sağlanabilir Ayrıca, Traffic Manager ve Site Recovery önemli özelliklerdir Azure Load Balancer ise gelen trafiği birden fazla sanal makine arasında dengelemek için kullanılır ve yüksek kullanılabilirliği artırır

Azure Cloud, işletmelerin verilerini ve uygulamalarını bulut tabanlı bir hizmette barındırmalarına izin veren herhangi bir cihaza erişim sunan bir platformdur. Ancak, bulut ortamında yüksek kullanılabilirlik sağlamak, işletmelerin performans sorunları, müşteri tatminsizliği ve hatta maddi kayıplarla karşılaşmalarını engellemek için gereklidir.

Azure Cloud üzerinde yüksek kullanılabilirlik, hem virtual machine scale setleri (VMSS) kullanarak hem de Azure yük dengeleyicisi kullanarak sağlanabilir. VMSS, otomatik ölçeklendirme ve güncelleme yönetimi gibi özelliklerle bir dizi sanal makine grubunu yönetmeyi sağlar. Azure yük dengeleyicisi, gelen trafiği çeşitli sanal makineler arasında eşit bir şekilde dağıtarak yükü yönetir.

Ayrıca, işletmeler Azure Traffic Manager ve Azure Site Recovery kullanarak, hizmet kesintilerine karşı koruma sağlayabilirler. Traffic Manager, farklı küresel konumlardaki veri merkezleri arasında ağ trafiğini yönlendirerek hizmet kesintilerini önler. Site Recovery, işletmelerin felaket kurtarma planlarına uygun bir şekilde yedekli bir ortam oluşturmalarını ve verilerini korumalarını sağlar.

Virtual Machine Scale Sets (VMSS) kullanmak

Microsoft Azure, en son teknolojileri kullanarak dünya genelinde hizmet veren bir bulut platformudur. Azure Cloud üzerinde yüksek kullanılabilirlik sağlamak, müşterilere hizmet kesintisi olmadan sürekli olarak hizmet sunabilme kabiliyeti kazandırır. Azure Virtual Machine Scale Sets (VMSS), izlenen bir ölçeklenme kurulumudur. Bu ölçeklenme kurulumu, bir grup sanal makineyi koordine eden üst düzey bir servistir.

VMSS kullanımı, Virtual Machine (VM) örnekleri için otomatik ölçeklenme ve dağıtım sağlar. Bu özelliği sayesinde, mevcut kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar ve iş yükü arttıkça çok sayıda yeni VM örneğinin yaratılmasına olanak tanır. Microsoft Azure, otomatik olarak yeni VM örnekleri oluşturur ve bunların kararlı bir şekilde dağıtılmasını sağlar. Bu nedenle, VMSS kullanımıyla birlikte hizmet kesintisi riski önemli ölçüde azalır.

Artıları:	Eksileri:
Yüksek kullanılabilirliği destekler Otomatik ölçeklendirmedir	Kullanımı zordur Daha fazla kaynak tüketir

Azure Virtual Machine Scale Sets (VMSS) ile yüksek kullanılabilirlik sağlamak için kullanacağınız özellikler şunlardır:

• İzlenebilen ölçeklenme
• Otomatik yedekleme oluşturma ve yönetme
• Otomatik kurulum ve yapılandırma

Bu yöntem, şirketlerin kullanılabilirliği en üst düzeye çıkarmak ve iş süreçlerinin sürekli olarak devam etmesini sağlamak için ideal bir seçenektir.

Azure Load Balancer kullanmak

Azure Cloud, yüksek kullanılabilirlik sağlamak için birçok çözüm sunar. Bu çözümlerden biri de Azure Load Balancer'dır. Azure Load Balancer, gelen trafikleri birden fazla sanal makine (VM) hizmeti arasında dağıtmak ve hizmet kesintilerini önlemek için kullanılan bir teknolojidir.

Azure Load Balancer kullanarak yüksek kullanılabilirlik sağlamak için yapılması gereken temel ayarlar bulunmaktadır. Bu ayarlar arasında backend pool oluşturma ve sağlık kontrolüne yönelik probe ayarları yer almaktadır. Backend pool oluşturmak, birden fazla VM hizmetini bir araya getirerek yüksek kullanılabilirlik sağlamak için önemlidir. Sağlık kontrolü ise, Azure Load Balancer'ın VM hizmetlerinin durumunu sürekli olarak kontrol etmesini sağlayan bir ayar seçeneğidir.

Azure Load Balancer ile ilgili diğer bir önemli ayar ise trafik yönlendirmesi için kullanılan yönlendirici kurallarıdır. Yönlendirici kuralları, gelen trafikleri hedef VM'ye yönlendirmek için kullanılır ve birden çok hedef VM'e trafik dağıtımı yapmak için optimize edilebilir.

Azure Load Balancer ile yüksek kullanılabilirlik sağlamak için yapılması gereken ayarlar bu şekildedir. Özetlemek gerekirse, Azure Load Balancer birçok kritik ayar içerir ve bu ayarların doğru bir şekilde yapılandırılması, yüksek kullanılabilirlik için önemlidir.

Temel Azure Load Balancer ayarları

Azure cloud ile yüksek kullanılabilirlik sağlama amacıyla kullanılabilecek bir diğer yöntem Azure Load Balancer'dır. Azure Load Balancer, gelen istekleri belirli bir grup sunucuya dağıtarak yükün dengelenmesini sağlar ve böylece yüksek kullanılabilirlik elde edilir. Bunun için öncelikle Load Balancer'ın temel ayarları yapılmak zorundadır.

Temel olarak, Azure portalında Load Balancer ile ilgili bir kaynak oluşturulduktan sonra Load Balancer'ın ön ucu, arka ucu ve backend pool seçenekleri ayarlanmalıdır. Ön uç, yani frontend IP, Load Balancer'ın kaynak alacağı IP'yi belirler. Arka uç, yani backend IP, isteklerin yönlendirileceği sunucuların IP'lerinin belirtildiği kısımdır. Backend pool ise seçilen sunucuların gruplandırıldığı ve yükün belirli bir gruba yönlendirildiği alanlardır.

Ayrıca, Azure Load Balancer sağlık kontrolleri yapmayı sağlayan probe ayarlarına sahiptir. Probe ayarları, sunucuların erişilebilirliğini ve sağlıklı çalışıp çalışmadığını kontrol eder. Bu ayarlar sayesinde Load Balancer sadece sağlıklı sunuculara istekleri yönlendirir ve bu da yüksek kullanılabilirliği artırır.

Ön Uç	Arka Uç	Backend Pool
IP adresi ve protokol	IP adresleri	Gruplandırılmış sunucular

Azure Load Balancer'ın temel ayarları bu şekildedir. Bu ayarların doğru bir şekilde yapılması yüksek kullanılabilirliği sağlamaya yardımcı olur.

Backend pool oluşturma

Azure Load Balancer'ın yüksek kullanılabilirlik sağlayabilmesi için backend pool oluşturulması gerekmektedir. Backend pool, yük dengeleme yapan Load Balancer'a bağlanacak olan sanal makineleri içeren bir grup kaynaktır. Bu kaynaklar, Load Balancer tarafından yönetilir ve yönlendirilir.

Backend pool oluşturmak için öncelikle Azure portalına girip Load Balancer kaynağı seçilmelidir. Ardından Load Balancer'ın ayarları bölümünden backend pool'u oluşturmak için "Backend pools" seçeneği seçilmelidir. "Add" seçeneğiyle yeni bir backend pool oluşturulabilir.

Backend pool oluştururken aşağıdaki özellikler ayarlanabilir:

• Pool name: Backend pool'un ismi.
• Backend pool type: Kullanılacak ürünün tipi seçilir.
• Virtual machine scale set: Backend pool ile kullanılacak VMSS seçilir.
• Virtual machine: Backend pool ile kullanılacak sanal makine seçilir.
• IP configuration: Backend pool'un IP konfigürasyonu belirlenir.

Backend pool oluşturulduktan sonra Load Balancer'ın frontend ayarlarında bu backend pool'a yönlendirmeler yapılabilir. Böylece trafik, belirlenen backend poolun oluşturduğu kaynaklara yönlendirilir. Backend pool oluşturma, yüksek kullanılabilirlik sağlamak için önemli bir adımdır.

Health probe ayarları

Azure Load Balancer, sağlık kontrolleri yaparak yüksek kullanılabilirliği sağlamak için önemli bir bileşendir. Health probe ayarları, Azure Load Balancer'in hedef cihazların durumlarını izlemesine ve sağlıklı bir şekilde trafik yönlendirmesine olanak tanır.

Bu ayarları yapılandırarak, yüksek kullanılabilirliğin daha iyi bir şekilde sağlanmasını sağlayabilirsiniz. Bu ayarlar sayesinde bir hedef cihazın başarılı olup olmadığını test edebilirsiniz. Test sonucunda cihaz sağlıklıysa, trafik yönlendirmesi gerçekleştirilir. Sağlıksız ise trafik yönlendirmesi gerçekleştirmez.

Health probe ayarları yaparken öncelikle protokol ve port numaralarını seçmeniz gerekiyor. Bunlar, hedef cihazların sağlıklarını test etmek için kullanılır. Aynı zamanda bir sonraki adım olarak, sağlık durumu için kabul edilebilir eşik değerleri belirleyebilirsiniz. Bu değerler, her test için açık/kapalı mesajı alma sıklığını belirler.

Azure Load Balancer sağlık kontrolleri, belirli aralıklarla gerçekleştirilir. Bu aralıklar, health probe ayarlarında belirlenir. Ayrıca bir hedef cihazın sağlığı konusunda sık sık doğru olmayan bilgi verirse, health probe hızı azaltılabilir ya da test süresi uzatılabilir.

Health probe ayarları, Azure Load Balancer'in doğru ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlar. Bu ayarlar, yüksek kullanılabilirliği sağlamak için önemlidir ve doğru bir şekilde yapılandırılması gerekir.

Azure Traffic Manager kullanmak

Azure Traffic Manager, yük dengeleme, yönlendirme ve hizmet kesintileri için kullanılan bir Azure bulut hizmetidir. Bu hizmet, birden fazla Azure bölgesinde dağıtılmış bir uygulamada trafik yönlendirme ve yük dengeleme yapmak için kullanılabilir. Traffic Manager, kullanıcıların uygulamanıza erişimini optimize etmek için DNS üzerinden trafik yönlendirmesi yapar.

Azure Traffic Manager'ı kullanarak, hizmet kesintilerini önlemek ve hizmet sürekliğini artırmak için çalışan uygulama örneklerinin sayısını artırabilirsiniz. Ayrıca, Traffic Manager'ın yük dengeleme özelliklerini kullanarak, kullanıcılara daha iyi bir performans sunabilirsiniz.

Tip	Açıklama
Kalıcı trafik yönlendirmesi (Priority)	Birincil hizmetteki tüm trafiği yönlendirir ve yedek hizmet olmadan kullanılabilir.
Ağırlıklı trafik yönlendirmesi (Weighted)	Tüm hizmetlerin yüzdelerini ayarlayarak, trafik yönlendirme oranını belirler.
Trafik yönlendirmesi üzerinde dönüşümlü özkaynakları kullanmak (Performance)	Trafiği performansa göre yönlendirir ve en iyi performans gösteren kaynak seçilir.
Coğrafi trafik yönlendirmesi (Geographic)	Bölgesel veri merkezlerini kullandığınızda, trafik sorunları en aza indirilir.
IP adresi tabanlı trafik yönlendirmesi (Multivalue)	IP adresinin bölgesine göre trafik yönlendirir ve bunu uygun kaynağa yönlendirir.

Azure Traffic Manager'ın kullanımı kolaydır ve kullanıcılara yüksek kullanılabilirlik sağlar.

Auto Scaling yapmak

Azure Auto Scaling, bulut altyapısına sahip işletmeler için son derece önemli bir konudur. Yüksek kullanılabilirliği sağlamak için otomatik ölçeklendirme ve yönetme stratejileri sunan Azure Auto Scaling, aynı zamanda işletmelerin kaynaklarını maksimum verimlilikle kullanmalarını sağlar.

Azure Auto Scaling, işletmelerin istediği ölçüm ve ölçütlere göre, belirli bir aralıkta kaynakları otomatik olarak ölçeklendirmesine olanak tanır. Bu sayede işletmeler yüksek kullanılabilirlik sağlanırken, gereksiz fazla kaynak kullanılması da engellenir.

Azure Auto Scaling ayarları genellikle, kullanılacak sanal makinelerin sayısına, işlemci kullanım yüzdesine, ram kullanımına veya IO kullanımına göre yapılandırılır. Bu ölçütlere göre en iyi şekilde ölçeklendirmeler yapılır. Ayrıca Auto Scaling, farklı saatlerde farklı ölçeklendirme düzenlemeleri yapabilir. Örneğin işletmeler, yoğun trafik saatlerinde kaynak sayısını artırabilir ve işlem saatleri dışında kaynak sayısını azaltabilir.

Azure Auto Scaling, aynı zamanda alt yapıda kullanılan kaynakları, hizmet kesintisi hallerinde başka bir veri merkezinde otomatik olarak dengeler. Böylece, hizmet kesintileri engellenir ve işletmelerin müşteri memnuniyeti artar.

Auto Scaling metrikleri, belirli bir zaman aralığında kullanılan kaynakları ölçer. Bunlar arasında işlemci, ram kullanım yüzdesi, ağ trafiği, HTTP talepleri gibi farklı değerler yer alır. Bu metrikler, kaynakların ölçülebilirliğini ve işletmenin performansını artırır.

Azure Auto Scaling, bulut altyapısının sağladığı potansiyeli en iyi şekilde kullanmaya olanak tanır. İşletmelerin kaynaklarını en iyi şekilde yönetmelerine yardımcı olan bu sistem, yüksek kullanılabilirliği sağlamak için vazgeçilmezdir.

Auto Scaling ayarları

Azure Auto Scaling ile yüksek kullanılabilirliği garanti altına almak için en önemli adım, temel ayarları doğru bir şekilde yapmaktır. Azure portalından Auto Scaling ayarlarına erişerek, Auto Scaling yapılandırması için gerekli ayarları yapabilirsiniz.

Auto Scaling ayarları arasında, minimum ve maksimum VM sayısı gibi kapasite ayarları, VM ölçeklendirme özellikleri, zamanlama ayarları ve uyarılar gibi birçok seçenek bulunur. Bu ayarları doğru bir şekilde yapılandırmak, yüksek kullanılabilirliği sağlamak adına oldukça önemlidir.

Auto Scaling için kapasite ayarları, minimum ve maksimum sayıda işlemci çekirdeği, bellek ve disk boyutu belirleyerek, otomatik olarak ölçeklendirme işlemi gerçekleştirilir. Bu özellik sayesinde, herhangi bir uygulama hatası veya artan talep durumunda gereksinimlere anında yanıt verilir.

Bunun yanı sıra, Auto Scaling ayarları arasında zamanlama ayarları ve uyarılar gibi özellikler de yer alır. Zamanlama ayarları ile belirli zaman aralıklarında ölçeklendirme işlemi gerçekleştirilirken, uyarılar sayesinde belirli durumlarda işlemci kullanımı veya bellek tüketimi gibi uyarılar alınabilir.

Auto Scaling ayarlarına erişerek, doğru şekilde yapılandırarak, yüksek kullanılabilirlik sağlayan bir yapı oluşturabilirsiniz. Bu sayede, uygulamalarınız her zaman en üst düzeyde performans gösterir ve yaklaşan kullanıcı talepleri karşısında herhangi bir aksaklık yaşanmaz.

Auto Scaling metrikleri

Azure Auto Scaling, yüksek kullanılabilirliği sağlamak için harika bir stratejidir. Ancak Auto Scaling'i yüksek kullanılabilirliği etkin bir şekilde yönetmek için doğru ölçütlerle yapılandırmak önemlidir. Bu ölçütler, Auto Scaling'in ne zaman ölçeklendirileceği, ne kadar ölçeklendirileceği ve hangi VM'lerin ölçeklendirileceği konusunda bilgi sağlar. Bu nedenle, Auto Scaling metriklerinin doğru bir şekilde ayarlanması ve yönetilmesi çok önemlidir.

• CPU Kullanımı: CPU kullanımı, belirli bir zaman diliminde bir VM'nin kullandığı CPU miktarını ölçer. CPU kullanımı yüksek olan VM'ler, ölçeklendirmenin hedefi olabilir.
• Network Trafik: Ağ trafiği, bir VM'nin belirli bir zaman diliminde aldığı ve gönderdiği ağ trafiği miktarını ölçer. Ağ trafiği yoğun olan VM'ler, ölçeklendirme için uygun adaylar olabilir.
• Memory Kullanımı: Bellek kullanımı, bir VM'nin belirli bir zaman diliminde kullandığı bellek miktarını ölçer. Bellek kullanımı yüksek olan VM'ler, ölçeklendirme için uygun adaylar olabilir.

Bu metrikler, Auto Scaling'in ölçeklendirme kararlarını almasına yardımcı olur ve uygulamanızın yükünü daha iyi yönetebilir. Doğru metrikleri seçtiğinizden ve bunları doğru şekilde yapılandırdığınızdan emin olun. Bu, yüksek kullanılabilirliği sağlamak için Auto Scaling'i en iyi şekilde kullanmanızı sağlayacaktır.

Azure Site Recovery kullanmak

Azure cloud teknoloji ve hizmetleri sayesinde, yüksek kullanılabilirlik sağlamak mümkündür. Bunun için birçok yöntem ile çalışılabilmektedir. Bu yöntemlerden biri de Azure Site Recovery kullanmaktır. Azure Site Recovery, önemli verilerin kaybolmasından korumak ve sürekli erişilebilirliği sağlamak için yedekli yüksek kullanılabilirlik önlemleri sunar.

Azure Site Recovery'nin temel prensibi, birincil veri merkezindeki sanal makineleri bir yedekleme veri merkezine kopyalamaktır. Bu şekilde, herhangi bir kesinti durumunda yedek veri merkezindeki sanal makineler otomatik olarak devreye girer ve işlemler kesintisiz bir şekilde devam eder. Azure Site Recovery, yedekleme veri merkezinin fiziksel konumunun birincil veri merkezinden farklı bir lokasyonda olabileceği için coğrafi olarak da yüksek kullanılabilirlik sağlar.

Azure Site Recovery, hem manuel hem de otomatik olarak yedekleme yapabilen bir hizmettir. Yedekleme aralıkları, gereksinimlerinize göre yapılandırılabilir ve yedekleme verilerinin kurtarılması kolaydır. Ayrıca, herhangi bir iş yükü için site yedeklemeleri oluşturarak, herhangi bir bölgesel kesinti durumunda sitenizi hızlı ve kolay bir şekilde tekrar etkinleştirebilirsiniz.

Site Recovery ayarları

Azure Site Recovery, beklentilerin ötesinde çözümler sunan bir yedekleme ve felaket kurtarma hizmetidir. Bu hizmetle, yedeklemelerinizi bulut tabanlı bir yapıya taşıyarak iş sürekliliği ve felaket kurtarma işlemlerinizde kolaylık sağlayabilirsiniz. Ancak, site kurtarma ayarlarının doğru bir şekilde yapılması, yedekleme ve kurtarma sürecinde işlemlerinizin başarısı için hayati önem arz etmektedir.

Azure Site Recovery için ayarlar, koruma gruplarının oluşturulması ile başlar. Bu gruplar, yedeklenecek kaynakları gruplayarak daha verimli bir yönetim sağlar. Kaynaklar, farklı bölge ve veri merkezlerinde korunabilir. Bunun yanı sıra, birincil kaynakların yedekleme konumu olarak kullanmak istediğiniz Azure bölgesini de belirleyebilirsiniz.

Azure Site Recovery'ye yön vermek için uygun bir planlama yapmanız gerekmektedir. Bu plan dahilinde, kaynakların yedeklenme sıklıkları, yedekleme süreleri, sağlık kontrolü sıklıkları, kaynakların tekrar etkinleştirilme sırası belirlenir. Ayrıca, yedekleme kurtarma işlemlerinin devamındaki süreçlerin belirlenmesi de önemlidir. İşlem planlaması aşamasında, yedekleme ve kurtarma süreleri dahilindeki veri kaybı miktarını da tahmin etmek gerekmektedir.

Azure Site Recovery için en kritik ayarlardan biri, felaket kurtarma hesaplarının tanımlanmasıdır. Bu hesaplar, felaket kurtarma sırasında kullanılan hesaplardır. İşlemlerde bu hesaplar kullanılarak, yedekleme işlemleri ve güncelleştirmeler gerçekleştirilir.

Son olarak, Azure Site Recovery ayarlarında, kaynakları birincil bölgede bile otomatik aktif duruma getirmek mümkündür. Bu sayede, yedekleme süresince bile kullanıma hazır olan kaynaklarınız ile iş sürekliliğinizi koruyabilirsiniz.

Azure Site Recovery'nin temel ayarlarının doğru yapılması, felaket kurtarma süreçlerinde işlemlerinizin başarısı için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, doğru ve planlı bir çalışma ile yedekleme ve kurtarma işlemlerinizin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlayabilirsiniz.