Gelecekte Türkiye'de siyasi partiler arasındaki rekabetin artmasıyla birlikte, hangi parti öne çıkacak sorusu herkesin merak ettiği konular arasında yer alıyor Bu yazımızda, yakın gelecekte Türk siyasi yaşamında öne çıkması beklenen partileri inceledik Detaylı bilgi için okumaya devam edin

Türkiye'nin siyasi haritası son yıllarda hızlı bir şekilde değişiyor. Partilerin seçim performansı, seçmen tercihleri ve siyasi liderlerin açıklamaları, gelecekte Türk siyasetinin nasıl şekilleneceğine dair fikirler oluşturuyor. Bu makale, önümüzdeki dönemde Türkiye'de hangi politik partilerin öne çıkacağına dair fikirler sunacak.

Makalede ele alacağımız konular arasında; AKP'nin geleceği, CHP'nin yükselişi, muhafazakâr seçmenin tercihleri, HDP'nin durumu, PKK ilişkisi, MHP'nin geleceği ve İYİ Parti'nin yükselişi olacaktır. Bu konuları ele alırken, partilerin son performanslarını, seçmenlerin siyasi bakış açılarını ve siyasi liderlerin açıklamalarını değerlendireceğiz.

Türkiye, siyasi anlamda birçok sınavdan geçti. Son yıllarda yaşanan terör olayları, ekonomik krizler ve iktidar partisinin politikalarından kaynaklı rahatsızlıklar, seçmenleri farklı partilere yönlendirdi. Önümüzdeki dönemde ise bu durumun nasıl şekilleneceği tam bir muamma.

AKP'nin Geleceği

AKP, Türkiye'nin son yıllardaki siyasi değişiminin önde gelen parti olarak bilinmektedir. Ancak, son dönemde yaşanan ekonomik kriz ve siyasi gerilimler seçmenlerin AKP'ye bakış açısını değiştirmiş durumda.

Önümüzdeki dönemde AKP'nin nasıl bir yol izleyeceği büyük bir merak konusu. Parti içi tartışmaların artması ve liderlik değişiklikleriyle birlikte AKP'nin popülerliği azalmış durumda. Genç nesilin tercihi değişirken, muhafazakâr seçmenlerin AKP'ye olan desteği de azalmaya başladı.

Ayrıca, Türkiye'nin iç ve dış politik durumu da AKP'nin önümüzdeki dönemdeki siyasi yolculuğunu etkileyecek faktörler arasında yer alıyor. Terör saldırıları, Suriye'nin iç savaşı ve Orta Doğu'daki siyasi gelişmeler AKP'nin siyasi kararlarına yön verecektir.

AKP'nin geleceği hakkında söylenecek en net şey, siyasi arenada artan rekabetle birlikte AKP'nin popülerliğindeki düşüşün gelecek dönemde de devam edeceği yönündedir. Partinin siyasi liderliği ve politikaları bu trendi tersine çevirmek için önemlidir ve gelecekteki seçim sonuçları parti hakkında net bir fikir verecektir.

CHP'nin Yükselişi

Son yıllarda Türkiye siyasi arenası oldukça hareketli bir dönemden geçiyor. İktidar partisi AKP'nin 18 yıllık üstünlüğüne son veren muhalefet bir yandan yükselişe geçerken, diğer yandan da kendi içinde değişim sürecine girdi. Bu sürecin en dikkat çeken örneği ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) oldu.

CHP, son seçimlerde aldığı oy oranlarında ciddi bir yükseliş gösterdi. Özellikle büyükşehir belediye seçimlerinde İstanbul, Ankara ve İzmir belediyelerini kazanarak iktidar partisi AKP'ye büyük bir darbe indirdi. Bunun yanı sıra, CHP'de de yeni bir değişim süreci başladı. Partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önderliğiyle parti içinde yapılan yenilikler ve hedef kitlelere yönelik politikalar, partinin geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.

Bu değişimin en önemli örneklerinden biri de yerel seçimlerde yürütülen kampanyalardı. CHP, gençlerin yanı sıra kadınlar, LGBTİ+ bireyler ve azınlıklar gibi toplumsal kesimlere de hitap eden politikalarını uygulayarak seçmen desteğini artırdı. Bunun yanı sıra, parti içindeki genç isimlerin etkinliği artırıldı ve kamuoyuna daha açık bir şekilde aktarıldı.

Sonuç olarak, CHP'nin aldığı oy oranlarında gözle görülür bir artış yaşandı ve parti içindeki değişim süreci değişen siyasi dinamiklere ayak uydurma noktasında oldukça başarılı oldu. CHP'nin bu yükselişi, siyasi gelecekte de partinin etkisini artıracağına yönelik işaretler veriyor.

Muhafazakâr Seçmenin Tercihi

Muhafazakâr seçmenlerin parti tercihleri Türk siyasi hayatında önemli bir yere sahip. Son yıllarda AKP'ye olan destek azalırken, CHP'nin muhafazakâr seçmenlere yönelik politikalarının etkisi giderek artıyor.

Bu değişimin sebepleri arasında ekonomik durum, AKP'nin politikalarındaki değişimler ve CHP'nin yaptığı stratejik hamleler yer alıyor. Son dönemde yaşanan ekonomik kriz, hükümetin ekonomik politikalarının eleştirilmesine ve AKP'ye olan güvenin azalmasına neden oldu. Bunun yanı sıra, AKP'nin muhafazakâr seçmenin değerlerini koruma konusundaki başarısızlığı, seçmenlerin parti tercihlerinde değişiklik yapmasına yol açtı.

CHP ise son dönemde muhafazakâr seçmenlere yönelik açılımlar yaparak, bu seçmen kitlesinin dikkatini çekmeyi başardı. Özellikle, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun sürekli olarak muhafazakâr kesimle diyalog halinde olması, bu kesimin CHP'ye yönelmesinde etkili oldu. CHP'nin, muhafazakâr seçmenlerin taleplerine kulak vermesi ve politikalarını buna göre şekillendirmesi de partiye olan güveni artıran faktörlerden biri oldu.

Tabii ki, AKP'nin bu duruma seyirci kalmadığını ve muhafazakâr seçmenleri yeniden kazanmak için çalışmalar yaptığını da belirtmek gerek. Ancak, CHP'nin muhafazakâr seçmenlere yönelik politikaları ve AKP'nin son dönemdeki politikaları, seçmenlerin tercihlerinde ciddi bir değişime yol açmış durumda.

Ekonomik Durumun Etkisi

Türkiye'nin ekonomik durumu son yıllarda oldukça dalgalı bir seyir izliyor. Bu durum, seçmenlerin parti tercihleri üzerinde de önemli bir etkiye sahip. Özellikle yüksek enflasyon oranları, işsizlik ve ekonomik sıkıntılar, halkın siyasi tercihlerini değiştirebiliyor.

Bu durum özellikle iktidardaki AKP için oldukça zorlu bir süreci beraberinde getiriyor. Son yıllarda yaşanan ekonomik darboğazlar, AKP'nin halk nezdindeki popülaritesinde ciddi bir düşüşe neden oldu. Özellikle genç seçmenler arasında AKP'ye olan desteğin azalması, parti için önemli bir sorun teşkil ediyor.

Öte yandan, ekonomik sıkıntıların etkisiyle CHP'nin popülaritesi de oldukça arttı. Parti, özellikle ekonomik reformlara yönelik atacağı adımlarla seçmenlerin gönlünde taht kurmayı hedefliyor. Hatta son seçimlerde İYİ Parti'nin deartmasında, ekonomik sıkıntıların etkisinin olduğu düşünülüyor.

Tüm bunların yanında, MHP'nin de ekonomik durumdan nasibini aldığı söylenebilir. Parti, son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntıları, milliyetçi bir söylemle kullanarak seçmenlerin desteğini toplamaya çalışıyor.

Ekonomik durumun seçmenlerin parti tercihlerine direkt olarak etki ettiği görülüyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, seçmenlerin sadece ekonomik faktörlere bakarak karar vermedikleri ve siyasi partilerin politika ve söylemlerine de önem verdikleri.

CHP'nin Politikaları

Son dönemde CHP, muhafazakâr seçmenin de dikkatini çeken politikalar ve açıklamalar yapmıştır. Özellikle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, geleneksel CHP tabanının dışında kalan seçmenlere hitap eden açıklamaları ve politikaları, partiye yeni bir seçmen kitlesi kazandırmıştır. CHP'nin artık sadece sol seçmenin parti olarak algılanmadığını, Ülkücü, Milliyetçi ve İslamcı kökenli seçmenlerinde partiye destek verdiği görülmektedir.

Ancak CHP'nin politikaları, muhafazakâr seçmen tarafından da eleştirilmekte ve destek almamaktadır. Özellikle, dini duyarlılıkları olan seçmenler, CHP'nin bazı politikalarını kabul edilemez bulmaktadır. Örneğin, CHP'nin Alevi açılımı ve cemevlerine resmi statü verilmesi, bazı muhafazakâr kesimlerin tepkisini çekmiştir. Ayrıca, CHP'nin İstanbul Sözleşmesi'ne destek vermesi ve LGBTİ haklarını savunması, bazı muhafazakâr seçmenlerin partiye olan bakışını değiştirmiştir.

• CHP, son dönemde ülkemizdeki ekonomik krize karşı somut adımlar atarak vatandaşların takdirini toplamıştır.
• CHP'nin çevre konularına verdiği önem, partiye destek veren muhafazakâr seçmenlerin de takdirini kazanmıştır.

CHP'nin son dönemdeki politikaları, muhafazakâr seçmenin partilere bakış açısını değiştirmiş ve Ülkücü-Milliyetçi-İslamcı kökenli seçmenlerin de partiye destek vermesine sebep olmuştur. Ancak, bazı politikaları muhafazakâr kesimlerin tepkisine sebep olmuştur ve mücadele ettikleri sosyal konular, bazı kesimler üzerinde olumsuz etki yaratmıştır. CHP'nin seçmenler üzerindeki etkisinin artarak devam edeceği ön görülmektedir.

Genç Seçmenlerin Tercihi

Geçmişte politikaya olan ilgileri nispeten az olan genç seçmenler, son dönemde artan siyasi bilinçleriyle birlikte siyasi tercihlerinde de değişiklikler gösteriyorlar. Özellikle sosyal medyanın gücü ve genç nüfusun bu platformlarda aktif olması, siyasi partilerin de bu alana yönelmelerine neden oldu. Genç seçmenlerin siyasi tercihleri, özellikle son dönemde AKP'nin ve MHP'nin milliyetçi ve muhafazakar politikalarına tepki göstermeleriyle farklılaşmış durumda.

Bununla birlikte, genç seçmenlerin artan siyasi bilincinin yanı sıra siyasi tercihlerinde değişikliğe neden olan bir diğer faktör de ekonomik durum oldu. İşsizlik oranının yüksek olması, genç seçmenleri ekonomik politikalara daha fazla ilgi göstermeye ve bu politikalara göre tercihlerini belirlemeye itiyor.

• Genç seçmenlerin artan siyasi bilinci
• Sosyal medyanın etkisi
• AKP ve MHP'nin milliyetçi ve muhafazakar politikalarına tepki
• Ekonomik durumun etkisi

Genç seçmenlerin siyasi tercihleri üzerindeki bu etkiler, gelecekte Türkiye'de hangi politik partilerin öne çıkacağı konusunda da belirleyici olacaktır. Siyasi partilerin özellikle genç seçmenlerin taleplerine cevap verebilmeleri ve onların gönlünü kazanabilmeleri için politikalar ve iletişim stratejileri değişmek zorunda kalabilir.

HDP'nin Durumu

HDP'nin son dönemde aldığı oy oranları oldukça değişkenlik göstermektedir. 2015 genel seçimlerinde HDP %13 oy oranıyla seçimleri tamamlamıştı. Ancak 2018'de yapılan erken seçimlerde bu oran %11'e düştü. 2019 yerel seçimlerinde ise HDP, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyeleri kazanarak oy oranını %15'e çıkardı.

HDP'ye olan seçmen bakış açısı da oldukça çeşitlidir. Bazı seçmenler HDP'yi özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyeleriyle birlikte bölgedeki siyasi kimliğin temsilcisi olarak görmekte, bazıları ise HDP'nin PKK ile yakın ilişkiler içinde olduğu düşüncesiyle partiye mesafeli durmaktadır. Ayrıca, terör faaliyetleri nedeniyle bazı seçmenler, HDP'nin siyasi bir çözüm yolu olmadığını düşünerek partiye karşı olumsuz bir bakış açısı sergilemektedir.

HDP'nin başka partilerle ittifak çalışmaları da tartışmalara yol açmaktadır. Özellikle CHP ile birlikte çalışmaları sık sık gündeme gelirken, bazı seçmenler bu ittifaka mesafeli durmaktadır. Ancak, HDP'nin özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyeleri kazanması, bölgedeki seçmenlerin partiye olan ilgisini artırmış ve HDP'nin oy oranlarını yükseltmiştir.

• 2015 genel seçimlerinde HDP, %13 oy oranıyla seçimleri tamamlamıştı.
• 2018'de yapılan erken seçimlerde bu oran %11'e düştü.
• 2019 yerel seçimlerinde HDP, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyeleri kazanarak oy oranını %15'e çıkardı.
• Bazı seçmenler HDP'yi özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyeleriyle birlikte bölgedeki siyasi kimliğin temsilcisi olarak görmekte.
• Bazıları ise HDP'nin PKK ile yakın ilişkiler içinde olduğu düşüncesiyle partiye mesafeli durmaktadır.
• HDP'nin özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyeleri kazanması, bölgedeki seçmenlerin partiye olan ilgisini artırmış ve HDP'nin oy oranlarını yükseltmiştir.

PKK İle İlişkisi

HDP'nin PKK ile olan ilişkisi Türk siyasi tarihinde en çok tartışılan konulardan biridir. Parti, PKK ile olan bağını sürekli olarak reddetmektedir, ancak parti içindeki bazı isimlerin, PKK ile işbirliği içinde oldukları iddia edilmektedir.

PKK'nın Türkiye'deki terör faaliyetleri ve sivil kayıplara neden olması, seçmenlerin HDP'ye olan bakış açısını da olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle Batı ve Doğu illeri arasındaki farklılıklar sebebiyle, HDP'nin terör örgütü PKK ile olan ilişkisi halk arasında ciddi bir şekilde eleştirilmektedir.

Bununla birlikte, HDP seçmeni içinde de birçok farklı görüş vardır. Bazıları parti ile PKK arasındaki bağlantıların sonlandırılmasını talep ederken, diğerleri ise HDP'nin PKK ile olan ortaklığını açıkça savunmaktadır. Bu tartışmaların sonucunda, parti içinde bölünmeler meydana gelebilmekte ve seçmenlerin de partiyi destekleme oranlarında değişiklikler yaşanabilmektedir.

• HDP'nin PKK ile bağlantısının seçmenlerin tercihlerini ne kadar etkileyeceği, önümüzdeki seçimler için ayrı bir tartışma konusudur.
• Partinin, PKK ile olan ilişkisini kesmesi ve terör faaliyetlerine karşı sert bir tavır takınılması, seçmenlerin partiye olan güvenini geri kazandırabilir.

PKK ile olan ilişkisi sebebiyle HDP, Türkiye'deki siyasi arenada büyük bir tartışma konusu olmaya devam edecektir. Parti, bu konuda açık bir tavır belirleyerek, seçmenlerin güvenini kazanmak ve siyasi varlığını sürdürmek için kararlılıkla hareket etmelidir.

Doğu ve Güneydoğu'daki Durumu

Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki seçmenlerin parti tercihleri önemli bir yer tutmakta. HDP'nin bu bölgelerdeki güçlü oy tabanı, Türkiye'deki siyasi partiler arasında oldukça dikkat çekmekte. Fakat son dönemde, HDP'nin doğu ve güneydoğudaki oy oranları düşüşte. HDP'nin PKK ile olan ilişkisi, terör örgütüne yönelik operasyonlar ve son yaşanan terör saldırıları seçmenin parti tercihlerini değiştirdi.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde, HDP'nin yerine AK Parti'nin oy oranları artmaya başladı. Bu durum, özellikle son dönemdeki terör operasyonları sonrasında daha da belirgin hale geldi. HDP'nin terör örgütü PKK ile ilişkili olması, Türkiye'nin güvenliği açısından da büyük bir sorun teşkil ediyor.

Bunun yanı sıra, AK Parti'nin bölgede yaptığı hizmetler de seçmenin AK Parti'ye yönelmesinde etkili oldu. Bu hizmetler arasında yol, su, elektrik ve diğer alt yapı hizmetleri bulunmakta. Bölgedeki seçmenler, AK Parti'nin yaptığı bu hizmetler sayesinde, diğer siyasi partilere göre daha fazla AK Parti'ye yönelmeye başladılar.

Öte yandan, MHP de bölgede etkin bir siyasi parti olarak göze çarpmakta. Parti, milliyetçi seçmenlerin tercihleri arasında yerini alırken, son dönemdeki Cumhur İttifakı'nda yer alması da bölgedeki oylarını arttırmaya başladı.

Sonuç:

Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki seçmenlerin parti tercihleri, son dönemde büyük bir değişim gösterdi. HDP'nin güçlü oy oranlarının düşmesi, AK Parti ve MHP'nin bölgedeki oy oranlarını arttırdı. Bunun yanı sıra, bölgedeki hizmetlerin artması ve terör örgütü PKK ile olan ilişkisi nedeniyle HDP'nin seçmenlerin gözündeki güvenilirliği oldukça düştü.

MHP'nin Geleceği

MHP, son dönemde hem siyasi durumu hem de parti içi tartışmaları nedeniyle gündemde. Seçimlere yaklaşırken MHP'nin önde gelecekleri ve parti içi dinamikleri seçim sonuçlarını etkileyecek gibi görünüyor.

Özellikle Bahçeli'nin liderliği konusunda yaşanan tartışmalar MHP'nin geleceğini belirleyecek faktörler arasında yer alıyor. Bazı parti üyeleri Bahçeli'nin liderliği yerine genç bir liderin seçilmesi gerektiğini savunurken, Bahçeli'nin liderliğinin devam etmesi yönünde de görüşler bulunuyor. Bu tartışmalar, MHP'nin seçimlere nasıl bir hazırlık yapacağı konusunda belirsizlik yaratıyor.

Diğer yandan, MHP'nin Milliyetçi seçmenin tercihleri konusunda da belirleyici bir rolü bulunuyor. Milliyetçi söylemleri ve politikalarıyla öne çıkan MHP, özellikle son dönemdeki politik gelişmeler ve Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı zorluklar nedeniyle milliyetçi seçmenin tercihini kazanmaya çalışıyor. Ancak, milliyetçi seçmenin MHP'ye olan yaklaşımı ve tercihleri de MHP'nin geleceği açısından belirleyici faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

• MHP'nin siyasi durumunu değerlendirirken, parti içi tartışmaların da dikkate alınması gerekiyor.
• Bahçeli'nin liderliği konusundaki belirsizlikler ve milliyetçi seçmenin tercihleri, MHP'nin seçim stratejileri açısından kritik öneme sahiptir.

Belirgin bir siyasi duruşu olan MHP, milliyetçi söylemleriyle ön plana çıkan bir parti olarak öne çıkıyor. Ancak, parti içi dinamikleri ve siyasi belirsizlikler nedeniyle geleceği konusunda belirsizlikler de bulunuyor.

Milliyetçi Seçmenin Tercihi

Milliyetçi seçmenlerin MHP'ye yaklaşımı son dönemde oldukça güçlü bir şekilde devam ediyor. MHP, milliyetçi seçmenlerin sağduyusu ile hareket ediyor ve daha güçlü bir Türkiye yaratmak için çalışıyor. Seçimlerde de bu güçlü desteği hissedebiliyor. 2018 seçimlerinde %11.1 oy oranıyla 49 sandalye kazanan MHP, milliyetçi seçmenlerin gözünde güvenilir ve istikrarlı bir parti olarak kabul ediliyor.

Seçmenlerin MHP'ye olan güveni, parti lideri Devlet Bahçeli'nin yönetimindeki kararlı tutumu ve milliyetçi değerleri koruma sözüyle daha da artıyor. Özellikle son dönemde yaşanan terör olayları ve Kıbrıs konusunda MHP'nin milliyetçi duruşu seçmenler tarafından takdir ediliyor. Milliyetçi seçmenler, Türkiye'nin milli menfaatlerini korumak için MHP'ye güveniyorlar ve bu güvenden de parti yönetimi faydalanıyor.

Seçimler	Oy Oranı	Sandalye Sayısı
2011	%13.0	53
2015	%11.9	40
2018	%11.1	49

Bununla birlikte, MHP'nin son dönemdeki parti içi tartışmaları bazı milliyetçi seçmenleri endişelendiriyor. Parti içindeki çekişme ve ayrışmalar, MHP'nin milliyetçi duruşunu zayıflatabilir ve seçmenler arasında bölünmeye neden olabilir. Aynı zamanda, milliyetçi seçmenlerin diğer seçenekleri de artıyor ve MHP'ye olan bağlılıklarını sorgulamaya başlıyorlar.

• Milliyetçi seçmenlerin MHP'ye olan yaklaşımı, parti lideri Devlet Bahçeli'nin kararlı tutumu ile olumlu yönde etkileniyor.
• Parti içindeki tartışmalar ve ayrışmalar, milliyetçi seçmenleri endişelendiriyor ve MHP'nin milliyetçi duruşunu zayıflatabilir.
• MHP'nin son seçimlerdeki oy oranları, milliyetçi seçmenlerin güveninin yüksek olduğunu gösteriyor.

Genel olarak, MHP milliyetçi seçmenlerin gözünde halen güçlü bir parti olarak kabul ediliyor ancak parti içi tartışmalar ve diğer milliyetçi seçeneklerin artması, MHP'nin bu desteği kaybetmesine neden olabilir.

Güç Birliği Arayışları

MHP son dönemde diğer partilerle güç birliği arayışları içine girmektedir. Özellikle seçimlere yönelik olarak ittifak arayışları yoğunlaşmaktadır. Ancak, bu arayışlar sonuçsuz kalmıştır. MHP, CHP ve İYİ Parti arasındaki ittifak görüşmeleri, partiler arasındaki siyasi farklılıklar nedeniyle sonuç vermedi.

MHP, diğer partilerle ittifak kuramama durumunda kendi içinde güç birliği arayışlarına gidiyor. Parti içinde farklı gruplar arasında çekişmeler yaşanmakta ve liderlik koltuğuna talip olan isimler ortaya çıkmaktadır. Ancak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin liderliği güçlü bir şekilde koruduğu bilinmektedir.

MHP, son dönemde Cumhur İttifakı içinde yer almaktadır ve bu ittifakın güçlü bir oy potansiyeli vardır. Ancak, MHP'nin Cumhur İttifakı içindeki gücü, AKP'nin oy kaybı yaşaması durumunda sınanacaktır. MHP'nin Cumhur İttifakı dışında bir seçenek arayışı da bulunmaktadır. Ancak, partisinin milliyetçilik ve ülkücü ideolojisinden taviz vermeden başka partilerle güç birliği kurması oldukça zordur.

Sonuç olarak, MHP'nin başka partilerle güç birliği arayışları sonuçsuz kalmıştır. Cumhur İttifakı içinde yer alan MHP'nin gücü önümüzdeki seçimlerde sınanacaktır. MHP'nin milliyetçilik ve ülkücü ideolojilerini koruyarak farklı bir seçenek araması da oldukça zorlu bir süreçtir.

İYİ Parti'nin Yükselişi

Yakın zamanlarda yapılan araştırmalara göre, İYİ Parti'nin oy oranlarında artış meydana geldiği görülmektedir. Özellikle son yerel seçimlerde İYİ Parti'nin aldığı oy oranları dikkat çekiciydi. Bunun sebebi ise başka partilere göre daha yenilikçi bir siyasi yapıya sahip olmasıdır.

İYİ Parti, parti içi değişim süreciyle de gündeme gelmektedir. Son zamanlarda parti içi tartışmalar ve görev değişiklikleri yaşanmıştır. Meral Akşener'in liderliği sayesinde, parti içinde daha etkin bir yönetim hizmeti sunulduğu düşünülmektedir. Bu sayede, partiye olan ilgi ve oy oranları artmıştır. Ayrıca, İYİ Parti'nin muhafazakar seçmenler tarafından da ilgi gördüğü görülmektedir. Parti politikaları, diğer muhafazakar partilere göre daha liberal olduğundan, bu seçmen kitlesi tarafından tercih edilmektedir.

Ancak, Cumhur İttifakı'nın etkisi de göz ardı edilmemelidir. İYİ Parti, Cumhur İttifakı'na karşı mücadele vermektedir ve bu nedenle oy oranları etkilenebilmektedir. Buna rağmen, İYİ Parti'nin yükselişi son dönemde yaşanan siyasi hareketlilikte dikkat çekici olmuştur.

Muhafazakâr Seçmenin Tercihi

Muhafazakâr seçmenlerin AKP'ye olan desteğinde son yıllarda yaşanan azalmanın nedeni olarak öne çıkan unsurlar arasında ekonomik kriz, yolsuzluk iddiaları ve insan hakları ihlalleri gösteriliyor. Bu nedenlerle, muhafazakâr seçmenler arasında yeni bir alternatif arayışı başladı ve İYİ Parti bu arayışın sonucunda doğan bir seçenek olarak ön plana çıktı.

İYİ Parti'nin muhafazakâr seçmenler tarafından benimsenmesinin en önemli nedeni, parti lideri Meral Akşener'in milliyetçi ve muhafazakâr görüşleri benimsemesi ve Türkiye'nin güçlü bir liderliğe ihtiyaç duyduğunu savunmasıdır. Partinin ülkücü kökenleri de muhafazakâr seçmenlerin partiye olan güvenini artırıyor.

İYİ Parti'nin politikaları da muhafazakâr seçmenlerin benimsediği değerlerle uyumlu olduğu için tercih ediliyor. Parti, milli bütünlüğü korumak, terörle mücadele etmek ve güçlü bir ekonomi yaratmak gibi konularda net politikalar ortaya koyuyor. Ayrıca, parti içindeki muhafazakâr kanat da partinin politikalarının oluşumunda etkin bir rol oynuyor.

İYİ Parti'nin muhafazakâr seçmenler tarafından benimsenmesi, AKP tarafından ciddiye alınması gereken bir durum olarak öne çıkıyor. AKP'nin, muhafazakâr seçmenlerin gözdesi olan İYİ Parti'ye yönelik bir politika geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, AKP'nin muhafazakâr seçmenler tarafından terk edilmesine ve siyasi olarak güç kaybetmesine yol açabilir.

Cumhur İttifakı'nın Etkisi

Cumhur İttifakı, AKP ve MHP arasındaki bir ittifak olarak öne çıkıyor. Bu ittifak, son seçimlerde oldukça başarılı oldu ve iki parti birlikte daha da güçlü bir yapı oluşturdu. Ancak, İYİ Parti gibi diğer parti ve adaylar için durum farklıydı. İYİ Parti, Cumhur İttifakı'nın karşısında yalnız kaldı ve rekabet etmek için tek başına mücadele etmek zorunda kaldı.

Bu durumda, İYİ Parti'nin seçimlerdeki durumu oldukça zorlaştı. Cumhur İttifakı, büyük bir medya gücüne sahip olduğundan, İYİ Parti satış yapmakta zorlanıyor. İYİ Parti, Cumhur İttifakı ile rekabet ederken başka bir ittifak kurmaya da çalıştı, ancak başarılı olamadı.

İYİ Parti, Cumhur İttifakı'nın sandalyelerini alması nedeniyle son seçimlerde başarılı olamadı. Bu ittifak, hem AKP hem de MHP'nin devlet kaynaklarının avantajlarından yararlanması nedeniyle oldukça güçlü bir rakip haline geldi. İYİ Parti'nin kendini güçlü bir alternatif olarak konumlandırması ve seçmenlere farklı bir seçenek sunması gerekiyor.

Özetle, Cumhur İttifakı'nın gücü İYİ Parti'nin seçimlerdeki durumunu oldukça etkiliyor. İYİ Parti'nin kendini güçlü bir alternatif olarak göstermesi ve farklı seçenekler sunması gerekiyor. Aksi halde, Cumhur İttifakı karşısında mücadele etmek oldukça zor olacak.