Hellenistik Felsefe Akımları, Antik Yunan'dan günümüze kadar uzanan bir düşünce hareketidir. Bu akım, Stoacılık, Epikürcülük ve Skeptisizm gibi felsefi görüşleri içerir. Bu sayfa, Hellenistik Felsefe Akımları hakkında detaylı bilgiler sunar.

Helenistik dönem, Antik Yunan felsefesinin son dönemi olarak kabul edilir ve MÖ 323'te Büyük İskender'in ölümüyle başlar. Bu dönem, felsefenin yepyeni bir çehre kazandığı, birden fazla felsefi akımın ortaya çıktığı bir dönemdir. Hellenistik felsefe akımları arasında Stoa, Epicurus felsefesi, Skeptisizm ve Kyrenaikos Felsefesi gibi görüşler bulunur. Bu akımların en önemli özellikleri, önceki dönemlerde yapılan çalışmaların derinleştirilmesi ve yeni öğretilerle birleştirilmesidir.

Stoa, Antik Yunan felsefesi içinde bir dal olarak kabul edilir. Bu felsefe, bireyin mutluluğu için öneriler sunar. Stoa görüşüne göre kişi, hayatta karşılaşabileceği her şeye karşı pasif kalacağı bir tavır benimsemelidir. Bu esaslar doğrultusunda hayatın zorlu koşulları karşısında bireyin sabırlı ve dayanıklı olması gerektiği savunulur.

Epicurus felsefesi ise, en temelinde mutluluk anlayışı üzerine yoğunlaşır. Epicurus'un öğretisine göre mutlu bir hayat sadece huzur ve doyumla mümkündür. Epicurus, mutluluğun anahtarı olarak "Ataraxia"yı görür. Ataraxia, insanın mutluluğunu açıklamak için kullanılan bir kavramdır ve bireyin huzur ve dinginlik içinde kalmasını ifade eder. Epicurus ayrıca, insanların mutluluğunu sağlamak için ihtiyaçlarını azaltmalıdır felsefesini savunur. Bu felsefeye göre, sade ve basit yaşam mutluluğun en garantili yolu olabilir.

Skeptisizm felsefesi, gerçekler hakkında kesin bir bilgi olamayacağını savunan görüşleri benimser. Akademik skeptisizm ve Pyrrhonist skeptisizm olmak üzere iki ana türü vardır. Akademik skeptisizm, bilginin kaynaklarını ve insanın bilgi yeteneğini sorgular. Pyrrhonist skeptisizm ise tüm anlayışları şüpheli hale getirir ve kaos içinde olan insanın dünyasını tanımlamaya çalışır.

Kyrenaikos felsefesi, hedonizm olarak bilinir. Bu felsefeye göre, insanın mutluluğu, duygusal tatmin ve hazlara sahip olmakla mümkündür. Kyrenaikos felsefesi, bireyin kendi zevklerine odaklanmasını savunur. Hedonizm ilkesi, Kirene Okulu'nun temel hedefidir ve eleştirilere açıktır.

Hellenistik felsefe akımlarının günümüzdeki etkileri ve önemi hala varlığını korumaktadır. Günümüzde, bu felsefelerin birçok öğretisi, yaşamı daha anlamlı hale getirmek için hala kullanılır ve uygulanır.

Stoa Felsefesi

Antik Yunan felsefesinin bir dalı olarak Stoa felsefesi, bireysel mutluluğun amaçlandığı bir felsefe akımıdır. Bu felsefe, bireysel mutluluğun, kendini kontrol etme, doğru değerler oluşturma ve akıllıca kararlar verme becerisine sahip olmak gibi içsel faktörlere dayandığını savunur.

Stoacılar, insanların kendi mutluluklarını sağlamak için arzularıyla başa çıkarak, dürtülerini kontrol edebilecekleri bir içsel özgürlük sağlamak için çalışırlar. Bu içsel özgürlük, aynı zamanda, dış dünyanın baskısından bağımsızlaşmayı da gerektirir ve bunu yapabilmek için doğru bir tutum sergileyip, doğru bir değer sistemi oluşturmak gerekir.

Stoa felsefesi, kişiye eudaimonia (yüksek ruhani tatmin) veya en yüksek mutluluğu elde etmek için pratik öneriler sunar. Bu öneriler arasında, erdem, öz kontrol ve kendini kabul etme ile ilgili öğretiler de vardır. Stoacılar ayrıca, insanların kendileri ile uyumlu yaşamlar sürdürmek için toplumda yaşadıkları sorunlarla ilgilenmeleri gerektiğini düşünürler.

Stoa felsefesi, ahlakın insan davranışlarına uygunluğu ve uygun yaşama yolu üzerinde yoğunlaşır. Bu akım, insanların mutlu yaşam sürdürmek için etik değerlerin peşinden gitmesi gerektiğine inanır. Stoacılar, insanların kabullenmeleri gereken durumlar hakkında sağduyu ve mantığa başvurarak düşünmesi gerektiğine de vurgu yaparlar. Bu nedenle Stoa, insanların bireysel mutluluğu elde etmek için içsel olarak gelişmelerinin gerektiğine inanır ve bu felsefenin günümüzde hala etkisini sürdüğü bilinir!

Epicurus'un Felsefesi

Epicurus, antik Yunan felsefesinin önemli bir temsilcisi olarak bilinir. Felsefesi, insanların mutluluk için neler yapabileceklerine dair önerileri içerir. Epicurus, öğretisinde mutluluğun ruhsal huzur ve doyum olduğunu savunur. Peki, Epicurus'un mutluluk anlayışı nasıl bir yapıya sahiptir?

Epicurus'un felsefesi, gerçek anlamda mutluluğun basit bir yaşamda ve azaltılmış ihtiyaçlarla elde edilebileceği fikrine dayanır. Aristo gibi birçok filozofun aksine, Epicurus oldukça sade bir hayat tarzını benimsemiştir.

Ona göre, mutluluk sadece zevk ve hazların peşinde koşmakla elde edilemez. Tam tersine, mutluluk, insana huzur ve doyum sağlayabilecek bir ruh hali içinde yaşamaktan gelir. İnsanlar, iç huzuru ve doyumu buldukları zaman, gerçek anlamda mutlu olabilirler.

Epicurus'un mutluluk anlayışında önemli bir yer tutan Ataraxia kavramı, huzur ve dinginlik anlamına gelir. Bu huzur ve dinginlik, insanı zayıflatmaktan ve mutluluğu engellemekten uzak olan bir haldedir.

Epicurus'un felsefesi, mutluluğun huzur ve doyumda kalmanın önemini anlatır. Bu huzur ve doyum, insanların zevk ve hazlarını takip etmek yerine basit ve sade bir hayat sürebilecekleri anlamına gelir.

Epicurus, bu basit hayat tarzının insanların mutluluğunu artırabileceğini düşünür. Azaltılmış ihtiyaçlar felsefesiyle, insanların gereksinimlerinin azaltılabileceğini öne sürer. Bu da, insanların daha az kaygı ve stres yaşamasına ve daha az şeyi kontrol etmeleri gerektiğinden daha mutlu olmalarına neden olabilir.

Epicurus'un azaltılmış ihtiyaçlar felsefesi, mutluluğun sade ve basit yaşamda elde edilebileceği fikrini savunur. İnsanlar, sade yaşayarak, zihinlerini olumsuz duygulardan arındırarak ve mutlu bir hayat tarzı benimseyerek huzur ve doyum bulabilirler.

Epicurus, insanların yalnızca gereksinimlerini azaltarak daha fazla mutluluk elde edebileceğine inanır. Bu, insanların daha az maddi eşyaya sahip olmaları ve daha az gereksinime sahip olmaları anlamına gelir. Bu felsefe, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak ve mutlu bir hayat için gereken temel unsurları sağlayacaktır.

Ataraxia

Epicurus’un felsefesi, insanın hayatındaki temel amacının mutluluk olduğuna inanır. Epicurus, mutluluğun duygusal bir huzur ve sükunet olarak ifade edilen Ataraxia’yı içermesi gerektiğine inanır. Ataraxia, insanın hayatta karşılaşacağı her türlü olumsuzluklara karşı duygusal olarak bağışıklık kazanması durumudur. Bu nedenle, Epicurus'un öğretileri, Ataraxia gibi bir iç huzurun elde edilmesiyle örtüşmektedir.

Ataraxia, Yunanca'da "ruhun huzuru" olarak adlandırılan ve filozofun mutluluk için aradığı duygusal durumdur. Epicurus, insanların mutluluğa ulaşması için ruhlarının huzur ve sükunetine ihtiyaç duyacaklarını öğütlüyor. Epicurus, Ataraxia'nın somut bir şekilde elde edileceği bir yöntem tanımlamaz, ancak rasyonel çıkarımların ve zihinsel hazların özendirildiği bir yaşam tarzını benimseyerek mümkün olabileceğine inanırdı.

Epicurus, Ataraxia felsefesinin insanların dayanıklılık ve ruhsal sağlamlık kazanmalarına yardımcı olabileceğine inanıyordu. Ataraxia, moralsizliği bünyesinde barındırmayan bir huzur ve dinginliktir. Epicurus'a göre, insanlar bütün yaşamlarını Ataraxia'ya ulaşmak için yaşamalı, atmosferin ve hâkim olan tehditlerin insanın şahsi yapısına zarar veremeyeceği ibadetler yapmalı, doğayla bütünleşmeli ve birbirlerine yardım etmelidir. Böylece, ataraxia kuralları arasında, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli ve faydalı şeyleri talep etmeleri de vardır.

Huzur ve doyum

Epicurus, hayatın amacının mutluluğu aramak olduğuna inanmaktaydı. Ancak, ona göre mutluluğun temelinde huzur ve doyum yatmaktaydı. Huzur ve doyum için ise, insanın ihtiyaçlarına sınır koyması gerektiğini düşünmekteydi. Yani, insanın mutluluğu sade ve basit bir yaşam tarzıyla elde edebileceğini savunmaktaydı.

Epicurus bu felsefesinde, ihtiyaçların en aza indirilmesinin insanın doğasına en uygun olduğunu savunur. Daha az sahip olmak demek, daha az kaybetmek demektir ve böylece insanlar kendilerini daha güvende hissederler. Ayrıca, basit bir hayatın insanı daha az stresli yapacağı ve zihinlerini daha çok dinlendireceği düşüncesindedir.

Epicurus aynı zamanda, insanın zihinsel huzuruna da çok önem verir. Huzur, insanın duygusal istikrarını korumasına yardımcı olacak ve stres ve kaygıyı azaltacaktır. Doyum ise, insanın tatmin olmuş hissetmesini sağlayacak ve kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olacaktır.

Bu nedenle Epicurus, insanların ihtiyaçlarını küçültmelerini ve sınırlarını belirlemelerini, kendilerine gereksinim duydukları şeyleri sorgulatmalarını da önerir. Böylece insanlar, isteklerindeki sınırlandırmayı başardıklarında, kendilerini daha özgür ve daha huzurlu hissedeceklerdir. Epicurus'un felsefesi, birçok kişi tarafından halen takip edilmekte ve modern zamanlarda da popülerliğini korumaktadır.

Azaltılmış İhtiyaçlar

Epicurus'un felsefesi, sade bir hayatın, sınırlı ihtiyaçların ve huzurlu bir zihnin mutluluğun anahtarı olduğunu savunur. Felsefesinde "ataraxia" adı verilen, sükunet içinde olmak anlamındaki durumun önemli bir yer tuttuğunun altını çizer.

Azaltılmış ihtiyaçlar felsefesi, Epicurus'un "ataraxia" teorisinin bir uzantısı olarak hayatın basitlikleriyle yetinmenin mutluluğun temelinde yattığını iddia eder. Maddi zenginlik ve görkemli yaşantı, mutluluğun anahtarı değildir; aksine, sade bir yaşam tarzıyla daha huzurlu bir hayat sürmek mümkündür. Bu felsefeye göre, yeterli miktarda yiyecek, barınma ve giysiye sahip olmak yeterlidir. Daha fazlasına sahip olmak, tatminsizlik ve mutsuzluğa neden olabilir.

Azaltılmış ihtiyaçlar felsefesi, modern minimalist hareketlerin temelini oluşturur. Özellikle son yıllarda, minimalist yaşam tarzı birçok insan için daha da önem kazanmıştır. Bu felsefeye göre, sade bir yaşam tarzı benimsemek, hem maddi hem de ruhsal açıdan daha dengeli bir hayat sürmek için önemlidir.

Epicurus'un azaltılmış ihtiyaçlar felsefesi, insanın mutluluğunu doğal bir hayat tarzı ile bulabileceğini savunur ve günümüzde de hala geçerliliğini korumaktadır.

Diogenes

Diyojen, antik Yunan felsefesinin önemli düşünürlerinden biridir. MÖ 412'de Sinop'ta doğdu ve Atina'da eğitim aldı. Kendine özgü bir yaşama biçimi ve felsefesiyle bilinir. Diyojen, hayatının büyük kısmını sokakta geçirdi ve toplumun kabul ettiği geleneksel yaşam biçimlerine karşı çıktı.

Diyojen'e göre, mutluluk sade bir yaşamda ve özgürlük içinde yaşamakla elde edilirdi. Ona göre, lüks ve konfor yanıltıcı ve geçiciydi. Diyojen, insanların ihtiyaçlarını sınırlamaları gerektiğine inanıyordu. Ona göre, insanlar sadece yiyecek, içecek ve barınak ihtiyacını karşılamalı ve fazlasına ihtiyaç duymamalıydı.

Buna rağmen, Diyojen'in felsefesi kendini yoksulluğa mahkum etmek değildi. Ona göre, bir kişi özgür ve mutlu olabilmek için yalnızca maddi varlıkları terk etmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal konvansiyonları da reddetmelidir. Diyojen, muhafazakâr düşünce biçimlerini reddetti ve sadece insan doğasına uygun olan fikirlerle ilgileniyordu.

Diyojen, felsefi düşüncelerini eylemleriyle de gösteriyordu. Örneğin, Atina sokaklarında her zaman bir fener taşırdı ve kendisine, "İnsanı Arıyorum" diyerek öğretmelerinden bahseden bir ünlüydü. Diğer filozoflarla da tartışmaya girerdi ve onların hipokrisi ve yetersizliğini vurgulardı.

Skeptisizm

Skeptisizm, dünya görüşlerine duyulan şüphe ve kuşkuculuk üzerine kurulu bir felsefi akımdır. Temeli, insanların gerçeği bilememe yeteneğine dayalıdır. Bu nedenle, skeptikler herhangi bir inancı kesin bir şekilde reddederler. Skeptisizmin birçok çeşidi vardır. Bunlardan en önemlileri, Akademik Skeptisizm ve Pyrrhonist Skeptisizmidir.

Akademik skeptisizm, Antik Yunan felsefesi geleneğinde en eski skeptik akımdır. Kaynakları, Plato ve Sokrates'in düşünceleri ile Aristoteles'in eleştirilerine dayanır. Akademik skeptikler, radikal bir şüphecilik anlayışına sahiptir. Onlara göre, insan elde edebileceği tüm bilgi sadece olasılıklar üzerine kuruludur ve herhangi bir bilgi kesin olarak kabul edilemez.

Akademik skeptikler, bilgi ile görünen arasındaki keskin ayrımın yanı sıra kavramların birbirleriyle uygunluğu ve tutarlılığı gibi soruların doğru yanıtlarının olmadığına inanırlar. Onlara göre, doğru yanıt bulunmadığı için, herhangi bir inanç türü doğru ya da yanlış değildir. Akademik skeptisizmin, felsefe ve bilime katkısı, ortaya çıkan soruların cevaplarının aranmasını sağlayarak sorgulayıcı ve çözümleyici bir yaklaşım getirmiş olmasıdır.

Pyrrhonist skeptisizmi, Antik Yunanlı Pyrrho tarafından kurulan ve insanın nesnel gerçeği bilemeyeceği inancı temelinde hareket eden bir skeptik akımdır. Pyrrhonist skeptikler, radikal bir şüphecilik anlayışına sahiptir. Onlara göre, herhangi bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu kesin olarak söylemek mümkün değildir, çünkü insan algısı yanıltıcıdır.

Pyrrhonist skeptikler, insanların doğanın gerçekliği hakkında yanıltıcılardan biri olan duygularına güvenmemeleri gerektiğine inanırlar. Onların bir diğer ilkesi, herhangi bir şeyin doğası hakkında yargıda bulunmanın imkansız olduğudur. Pyrrhonist skeptikler, bu felsefi anlayış ile çelişkili herhangi bir teoriyi reddederler ve nesnel bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığını savunurlar.

Akademik Skeptisizm

Akademik skeptisizm, antik Yunan felsefesinde ortaya çıkan bir akımdır ve en önemli temsilcisi Carneades'tir. Bu akımın kaynakları, antik Yunan filozoflarının çeşitli tezleri ve eleştirileri üzerine yapılan tartışmalardır.

Akademik skeptisizm, mutlak bir bilgiye erişmenin imkansız olduğunu savunur ve herhangi bir doğru bilginin objektif olarak kanıtlanamayacağına inanır. Bu yüzden, sürekli bir araştırma ve sorgulama süreci gerektirir.

Akademik skeptisizmin savunduğu epilegomena (söylenebilir olan) ve phantasiai (görünen şeyler) gibi kavramlar, insanların düşüncelerini ve bilgilerini sorgulamasını sağlamaktadır. Bu felsefede, insanların fikirleri ve inançları doğru veya yanlış olabilir, ancak bunları kanıtlama arayışına girilmez.

Akademik skeptisizmin içeriği, en basit haliyle, tüm bilginin kesin bir şekilde doğrulanamayacağına ve insanların farklı inançlara sahip olabileceğine dayanmaktadır. Bu felsefe, insanların önyargılarından ve kesinlik iddialarından kaçınmalarını ve her zaman sorgulama ve araştırma yapmalarını teşvik eder.

Bu akımın temelinde, insanların bilgiyi sadece inançları üzerinden değil, farklı bakış açıları ve kanıtlar üzerinden değerlendirmeleri gerektiği fikri yatar. Bu nedenle, akademik skeptisizm, bilimsel metodolojiye benzer bir sürekli araştırma ve sorgulama sürecine dayanır.

Pyrrhonist Skeptisizmi

Pyrrhonist Skeptisizmi, Hellenistik Dönem felsefesi içinde önemli bir yer tutar. Pyrrhon adlı filozofun öncülüğünde gelişmiştir ve felsefesinin temelinde, insanların bilgi ve gerçekliği tam olarak anlayamadığına dair bir varsayım bulunur. Bu doğrultuda, Pyrrhonist Skeptisizmi, tam bir şüphecilik olarak adlandırılır.

Pyrrhon'un temel felsefesi, insanların dünyayı algılama biçimlerinin farklı olduğu ve bunun nedeniyle de bilginin nesnel olarak var olup olmadığını bilemeyeceğimizi savunur. Bu nedenle, Pyrrhonist Skeptisizmi, her şeyin kuşkulu olduğu bir dünya görüşünü yansıtır. Bu felsefe, belirsizlik ve şüphe dünyasında yaşamak ve bilginin bir varoluşsal gerçek olmadığını kabul etmek anlamına gelir.

Pyrrhonistlere göre, herhangi bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu tam olarak bilmek mümkün değildir. Bu nedenle, herhangi bir fikir veya inanca karşı son derece kuşkucudurlar ve hayatlarını belirsizlikle yaşarlar. Ayrıca, Pyrrhonistler, bir şeyi tanımlayabilmek için kullanılan kelimelere de şüphe ile yaklaşırlar ve sadece duyularına güvenirler.

Pyrrhonist Skeptisizmi, ahlaki konularda da etkilidir. Bu felsefeye göre, kötü veya iyi bir eylemin mevcut olup olmadığını belirlemede zorluk çekilir. Bu yüzden, Pyrrhonistler, herhangi bir ahlaki yargıda da şüpheli olmaktan yanadırlar.

Sonuç olarak, Pyrrhonist Skeptisizmi, tam bir şüphe ile dolu bir felsefi akımdır. Bilginin, insanların algılama biçimlerine göre değiştiği ve doğru bir bilgi olmadığını savunan bu felsefe, hayatın belirsizliği üzerinde durur.

Kyrenaikos Felsefesi

Kyrenaikos Felsefesi, Hellenistik dönemde kurulmuş bir felsefe okuludur. Kurucusu Aristippos'dur. Filozofun temel ilkesi, fiziksel ve zihinsel zevklerin anında keyifle elde edilmesidir. Bu nedenle, Kyrenaikos felsefesi çoğunlukla hedonizm olarak bilinir. Felsefenin temel amacı, acılar gibi tatsız duyguları en aza indirerek zevkli yaşamın tadını çıkarmaktır.

Kyrenaikos felsefesinde, kişinin kendi hayatından sorumlu olduğu ve başkalarının hayatıyla ilgilenmemesi gerektiği kabul edilir. Bireyin mutluluğu, her şeyden önde gelir. Ayrıca, felsefe, bireyin kendine zarar verme olasılığı olan herhangi bir şeyden kaçınması gerektiğini de vurgular. Bu nedenle, Kyrenaikos felsefesi, zevkleri tatmin etmenin yanı sıra, her zaman doğru ve dengeli bir şekilde yapılması gerektiğini vurgular.

Kyrenaikos felsefesi, sadece zevkleri tatmin etmekle ilgili olmakla birlikte, zevklerin değişken olduğunu ve her zaman tatmin edici olmayabileceğini de kabul eder. Bu nedenle, filozof, zevklerin anlık olduğunu ve bireyin her zaman bu anlık zevkleri aramaması gerektiğini savunur. Bunun yerine, kişinin her zaman kendini tanıması ve ihtiyaçlarına göre hayatını şekillendirmesi gerektiği vurgulanır.

Kyrenaikos felsefesi, yalnızca kişinin kendisine odaklanarak, onun mutluluğunu ve tatminini sağlamayı amaçlar. Bu nedenle, diğer felsefi okullardan ayrılır ve tarihte öne çıkan önemli felsefi hareketlerden biri olarak kabul edilir.

Hedonizm

Kyrenaikos Felsefesi'nin temel ilkesi olan hedonizm, bireyin en büyük keyiflerini araması gerektiğini savunmaktadır. Bu felsefenin öğrencileri, öncelikle fiziksel zevklerin peşinde koşmalıdır.

Bu felsefenin destekçileri, insanın doğasının zevk aramak olduğuna inanırlar. Bu nedenle, herhangi bir eylemin mutluluk getirip getirmediği önemlidir. Bu felsefenin en çok eleştirilen yönü ise, bireyin anlık keyiflerini aramak yerine uzun vadeli hedefler arayarak mutluluğu elde etmeye çalışması gerektiği düşüncesidir. Ayrıca, sürekli mutluluk peşinde koşmanın insanı doyumsuz ve tatminsiz hale getireceği endişesi de vardır.

• Kyrenaikos felsefesi, hedonizmin maksimize edilmesi için her eylemin keyif/hazzın sağlanması amacıyla yapılması gerektiğine inanır.
• Bunun yanı sıra, Kyrenaikos felsefesi bireyin anlık zevkleri araması gerektiğini savunur. Bu doğrultuda, bireyin anlık zevkleri artırmak için doğru konum ve eşyaların seçilmesi de önemlidir.
• Ancak, Hedonizm'in eleştirileri de vardır. Bu eleştirilerin başında ise insanın anlık zevklerine odaklanmanın uzun vadede insanın mutluluğunu engelleyeceği düşüncesi yer alır.

Bireyin mutluluğu için keyifli eylemlerin yapılmasının öneminin altını çizen Kyrenaikos Felsefesi, günümüzde hala birçok tartışmayı beraberinde getiren bir konudur.

Sonuç

Hellenistik Felsefe Akımları, günümüzde de hala birçok düşünce alanında etkisini sürdürmektedir. Stoa Felsefesi, insanın kendini geliştirmesi, erdemli olması ve hayatın zorluklarına karşı dayanıklı olabilmesi için öneriler sunmaya devam etmektedir. Epicurus'un felsefesi ise, basit, sade ve azaltılmış bir yaşam tarzının mutluluğu sağlayabileceği düşüncesini popüler kılmıştır.

Skeptisizm felsefesi, günümüzde de kendine yer bulmakta ve insanları sorgulayıcı bir düşünce tarzına yönlendirmektedir. Akademik Skeptisizm, bilginin sınırlandığını ve doğruya kesinlikle ulaşılamadığını öne sürerken, Pyrrhonist Skeptisizmi, varsayımların öznel olduğunu vurgulamaktadır. Kyrenaikos Felsefesi ise, hedonizm felsefesi ile insanları mutluluğu aramaya yöneltmektedir.

Genel olarak bakıldığında, Hellenistik Felsefe Akımları, günümüzde de insanların düşüncelerini ve hayat felsefelerini belirlemede etkisini sürdürmektedir. Bu felsefeler, insanların kendilerine, hayata ve başkalarına bakış açılarını şekillendirmektedir. Bu nedenle, Hellenistik Felsefe Akımları, tarihi sadece geçmişte yaşanmış bir olay olarak değil, günümüzde insanların yaşamlarına şekil veren bir etken olarak da ele alınmalıdır.