Amerika'da kadın engelliler, hakları için mücadele ediyor. Bu blog yazısı, engelli kadınların Amerika'daki hayatlarına ve haklarına ışık tutuyor. İçeride okuyun ve farkındalığınızı artırın.

Amerika Birleşik Devletleri'nde kadın engelliler, hem cinsiyet ayrımcılığı hem de engelli ayrımcılığı ile yüzleşmektedirler. Kadın engelliler, toplumsal hayatta çoklu ayrımcılığa uğramakta ve marjinalleştirilmektedirler. Ancak, kadın engelliler, hak mücadelelerinde büyük adımlar atmış ve bugünlerde eşitliğe ulaşmak için birçok dernek ve örgüt ile birlikte çalışmaktadırlar.

Engellilerin hakları, kadın hakları hareketi kadar bilinçli bir şekilde desteklenmedi. Kadın engelliler bariz bir şekilde iki kez marjinalleştirme süreci yaşamaktadırlar; hem kadın hem de engelli olmanın zorluğu. Bu nedenle, kadın engelliler, hem AB hem de ABD'de benzersiz koşullar altında politik baskıyı değiştirmek için dernekler kurmaktadırlar.

Bu mücadele, kadın engellilerin toplumsal yüzleşmesini anlamak bakımından da yol göstericidir. Ulusal Dizabetler Hakları Yasası , bugün hala temel bir kanun olmasına rağmen, 1990'da Amerikalılar engelliler için eşit hakların korunmasını kanunlaştırdığı beş yasadan oluşan yasal bir paketi kabul ettiler. Bunlar arasında istihdamda ve kamu hizmetlerine erişimde engellemelerin yasaklanması, konut, adalet sistemi, sağlık, eğitim ve toplumsal hayatın tüm yönlerine erişim sağlayan engelsiz bir yolculuk için gerekli standartların saptanması bulunmaktadır.

Mevcut Durum

Amerika Birleşik Devletleri'nde kadın engelliler, sayıları yaklaşık 61 milyon olan engelli Amerikalıların önemli bir kesimini oluşturmaktadır. Ancak, kadın engelliler erkek engellilere göre çok daha fazla ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Düşük ücretli işlerde çalışma, istihdamda zorluklar, yetersiz sağlık hizmetleri, eğitimde eşitsizlikler ve yasal korumaya erişimin eksikliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Kadın engellilerin yüzde 30'unun işsiz kalmasına rağmen, çalışanların yalnızca yüzde 18'i ulusal asgari ücretin üzerinde bir ücret alabilmektedir. Kadın engellilerin işsizlik oranı, engelli olmayan kadınlar ve erkeklerden daha yüksek olup, bu oran, yıllardır azalmadı. Bunun yanı sıra, kadın engellilerin yalnızca dörtte biri üniversite derecesine sahipken, engelli olmayan kadınların yarısından fazlası üniversite mezunudur.

Kadın engellilerin eğitim ve öğretim hayatındaki fırsatları da sınırlandırılmıştır. Eğitim sistemi, engelli öğrencilere yönelik ayrımcılığı ve yetersiz desteği devam ettirmekte, bu da kadın engelli öğrencilerin başarısını engellemektedir. Ayrıca, sağlık hizmetleri, eyaletten eyalete farklılık göstermektedir ve kadın engelliler, sağlık hizmetlerine erişmede daha zorluklar yaşamaktadırlar.

Kısacası, Amerika'da kadın engellilerin yaşadığı zorluklar, ülkenin genelinde var olan engellilerin sorunlarına ek olarak, cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle daha da artmaktadır. Kadın engellilerin yaşamlarını iyileştirmek için, eşitlik ve adalet sağlamak için daha fazla çaba harcanması gerekmektedir.

Haklarının Tarihi

Haklarının Tarihi

Kadın engellilerin hakları konusunda ABD'de önemli tarihi gelişmeler yaşanmıştır. 20. yüzyılın ilk yarısında kadın engellilerin haklarına yönelik ilk girişimler başlatılmıştır. Bu dönemde engellilik ve kadın hakları hareketlerinin benimsenmeye başlanması, kadın engellilerin özgürleşme mücadelesine destek vermiştir.

1930'lardan 1960'lara kadar olan süreçte kadın engellilerin bu hareketlerdeki rolü giderek artmıştır. Bu yıllarda Virginia State Colony for Epileptics and Feeble-Minded Women Hastanesi'nde yapılan insan hakları ihlalleri ve zorunlu kısırlaştırma uygulamaları kadın engelliler için bir dönüm noktası olmuştur. Bu olayın ardından, kadın engellilerin örgütlü mücadelesi hız kazanmıştır.

1970'lerden günümüze kadar ise kadın engellilerin en önemli kazanımı olan ADA yasası (Americans with Disabilities Act) kabul edilmiştir. Bu yasa, kadın engellilerin topluma katılımını sağlamak adına birçok hak öngörmüştür. Bu haklar arasında fiziksel erişim, iş ortamında adalet, kamu hizmetlerine erişim, eğitim eşitliği gibi çok sayıda konu yer almaktadır.

Ancak, ADA yasası kabul edilmesine rağmen, kadın engelliler hala birçok alanda mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Özellikle eğitim ve istihdam alanlarında hala ciddi eşitsizlikler bulunmaktadır. Bu nedenle, kadın engellilerin hakları için mücadele devam etmektedir.

20. Yüzyılın İlk Yarısı

20. yüzyılın başlarından itibaren Amerika'da kadın engellilerin haklarına yönelik çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Bu dönemde genel olarak özürlülerin yaşam şartlarına ilişkin bilincin artmasıyla birlikte kadın engellilerin hakları da gündeme gelmeye başlamıştır.

Bu dönemde kadın engellilerin haklarına yönelik en önemli adımlardan biri, 1916 yılında Ulusal Özürlüler Konferansı'nda atılmıştır. Konferansta, toplumsal tahammülsüzlüğe ve önyargılara karşı mücadele edilmesi ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ancak bu süreçte henüz kadın engellilerin cinsiyetlerine özgü haklarına yer verilmemiştir.

1920'lerde kadın engellilerin haklarına yönelik farkındalık artmaya başlamıştır. Bu dönemde Lighthouse Guild adlı örgüt, kadın engellilerin iş hayatına katılımını teşvik etmek amacıyla çalışmalar yürütmüştür. Ayrıca Kadın Engelliler Cemiyeti de, çeşitli amaçlar doğrultusunda kampanyalar düzenleyerek kadın engellilerin haklarını savunmuştur.

20. yüzyılın ilk yarısında kadın engellilerin haklarına yönelik büyük adımlardan biri ise, Soroptimistler adlı örgütün kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Bu örgüt, kadın engellilerin toplumda eşit şekilde var olması ve yaşam standardının yükseltilmesi için mücadele etmiştir. Böylece kadın engellilerin haklarına yönelik çalışmalar daha da hız kazanmıştır.

1930'lardan 1960'lara kadar

1930'larda ve 1940'larda, engellilik hakları hareketleri yavaş yavaş Amerika'da yer bulmaya başladı. Bu dönemde kadın engellilerin haklarına verilen önem de artmakta ve birçok örgütlenme çalışması gerçekleştirilmekteydi. Ancak 1940'larda II. Dünya Savaşı'nın etkisiyle, bu hareketlerin gelişimi bir süre duraklama noktasına geldi.

1950'lerde ise, engellilik hakları hareketleri yeniden başladı. 1955 yılında, Dünya Savaşı'ndan dönen yaralı askerler için kurulan rehabilitasyon merkezlerinde eşitsizliklerle karşılaşan engelli bir grup, ilk engellilik hakları örgütlenmesi olan United Cerebral Palsy (Birleşik Serebral Palsi) adını verdikleri örgütü kurdular.

Aynı dönemde, kadın hakları hareketleri de hızla büyümekteydi. 1960'larda, kadınların eşitlik mücadelesi de engellilik hakları hareketleriyle birleşerek daha da güç kazandı. 1963'te yayımlanan "Kadınlarımızın Cezalandırılması" adlı kitabıyla Betty Friedan, kadınların rolünü sorgularken, Margaret Sanger da aile planlaması hakları için mücadele veriyordu.

Kadın engelliler ise, bu dönemde öne çıkan figürler arasında yer almaktaydı. 1962 yılında, Juana Gutierrez adlı bir engelli kadın, New York'ta yapılan bir protesto gösterisinde yer aldı ve bu gösteri, engelli haklarına ilişkin bir dizi yasal düzenleme yapılmasına öncülük etti. Kadın engelliler, bu dönemde gerek engellilik hakları gerekse kadın hakları hareketlerinde aktif olarak yer almaktaydılar.

1970'lerden Günümüze kadar

1970'lerde, kadın engellilerin hakları için mücadele arttı. Engelliler Arası Ulusal Konseyi (National Council of Independent Living - NCIL) gibi organizasyonların kurulması, kadın engellilerin bir araya gelerek örgütlenmesine olanak sağladı. Bunun sonucunda, engellilerin hakları için yürütülen kampanyalar daha güçlü bir şekilde duyurulur oldu.

Amerika'da kadın engellilerin haklarına yönelik bir sonraki önemli adım, 1990 yılında yürürlüğe giren Americans with Disabilities Act (ADA) yasasıdır. Bu yasa, engellilerin yaşadığı alanlarda ayrımcılık yapılmasını yasaklar ve engellilerin iş, eğitim, sağlık hizmetleri ve diğer temel ihtiyaçlara erişimini garanti altına alır. Yasa, özellikle kadın engellilerin haklarını korumaya yönelik düzenlemeler içermektedir.

Bunun yanı sıra, kadın engelliler 21. yüzyılda da haklarını korumak için mücadelelerini sürdürmektedirler. Ayrımcılıkla mücadele, eşit iş fırsatları ve eğitim, sağlık hizmetlerine erişim, engelliler için uygun konut sağlanması ve koruma altına alınması gereken diğer birçok konu, bugün hala tartışılmaktadır. Ancak, ADA yasasının kabul edilmesi, kadın engellilerin hayat koşullarının iyileşmesi için önemli bir adım olmuştur.

Mevcut Mücadeleler

Kadın engellilerin Amerika Birleşik Devletleri'nde karşılaştığı hak mücadeleleri günümüzde de devam etmektedir. Eğitim, istihdam, toplumsal ayrımcılık gibi konularda birçok sorunla karşılaşan kadın engelliler, hakları için örgütlenmekte ve mücadele vermekteler.

Kadın engellilerin eğitim sistemi içerisindeki karşılaştığı temel sorun, erişim ve eşitlikle ilgilidir. Hala birçok okul ve üniversitede engelli öğrencilere yeterli erişim imkanı sunulmamaktadır. Bu nedenle kadın engelli öğrencilerin öncelikli talepleri arasında eğitimde eşitlik için çalışmalar yapılması yer almaktadır. Bazı eyaletlerde bu konuda ciddi adımlar atılmış olsa da, diğer eyaletlerde hala toplumsal farkındalık yeterli seviyede değildir.

Kadın engellilerin iş hayatındaki zorluklarının temel kaynağı, işverenlerin engelli çalışanlara yeterli imkanları sağlamamalarıdır. Kadın engelli çalışanların ayrımcılığa maruz kalması, işyerindeki erişim ve güvenlik sorunları gibi konular, istihdam hakları için mücadele verilmesi gereken başlıklardır. İşverenlerin engelli çalışanlara yeterli imkanları sağlamaması ile birlikte, kadın engelli çalışanların yetersiz ücretler, fırsat eşitsizlikleri gibi diğer hakları da ihlal edilmektedir.

Kadın engellilerin toplumsal hayatta karşılaştığı ayrımcılık, birçok alanda kendisini göstermektedir. Engeli olan bir kadının iş hayatına giriş yapması yeterli olmamakta, aynı zamanda toplumsal hayatta da birçok farklı zorlukla karşılaşmaktadır. Toplu taşıma araçlarına erişim, tıbbi imkanlarda sınırlı imkanlar, evlerde yeterli erişimin sağlanamaması, toplumsal hayatta yeterince temsil edilmemeleri kadın engelli bireylerin mücadelesinin önemli konuları arasındadır.

Eğitim

Kadın engelliler eğitim sisteminde de karşılaştıkları ayrımcılıklarla mücadele etmektedir. Engellilikleri nedeniyle, okullara erişimde zorluk yaşarlar ve bu da eğitimlerini aksatabilir. Ayrıca, eğitim materyalleri ve ortamları da engelliler için uygun olmayabilir. Buna ek olarak, engelli kadın öğrencilerin öğretmenleri tarafından yeterli destek alamadığına dair şikayetler de mevcuttur.

Eşit eğitim fırsatlarına erişim sağlamak için, örgütlü kadın engelliler okul sistemlerinde eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Engelli öğrencilerin öğrenme ihtiyaçlarına uygun materyallerin sağlanması, öğrencilere iç içe geçen danışmanlık ve öğretmenlik hizmetleri ve engelli öğrenciler için uygun fiziksel ortamların oluşturulması talep edilmektedir. Böylece, engelli kadın öğrencilerin eğitimde eşit fırsatlara sahip olmaları hedeflenmektedir.

Bu taleplerin karşılanması için, özellikle de yasa düzenleyici kurumlarının desteğiyle, eğitim sistemlerinin engellilik açısından uyumlu hale getirilmesi gereklidir. Engelli kadınlar ve aktivistler, eğitim sistemlerindeki her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması için biraraya gelmekte ve çözümler önermektedirler.

İstihdam

Kadın engelliler, iş hayatında birçok engelle karşılaşmaktadır. Bunlar arasında, fiziksel bir engel olması nedeniyle belli işleri yapamamaları, çalışma ortamlarının engellilere uygun olmaması ve işverenlerin engellilere karşı önyargılı yaklaşması yer almaktadır. Bu nedenle, kadın engellilerin istihdam haklarını korumak ve geliştirmek için mücadeleler yürütülmektedir.

Birçok engelli kadın, işe alım sırasında önyargılarla karşılaşmaktadır. Bu nedenle, ADA yasasına göre işverenlerin, iş başvurusu yapanların engelli olup olmadığını açıkça sormamaları gerekmektedir. Ancak, engellilik durumu açıkça görülebilecek bir durumdaysa, işveren bu konuda soru sorabilecektir.

Kadın engelliler, işe alım dışında, işyerinde de engellerle karşılaşmaktadır. İş yerleri, engellilere uygun hale getirilmemiş olabilir. Örneğin, merdivenler yerine rampaların varlığı engelliler için daha avantajlıdır. Ayrıca, iş yeri araçları, engellilere uygun olmayabilir. Böyle durumlarda, engelli çalışanların iş yerinde kolayca hareket edebileceği ortamlar sağlamak için mücadeleler yürütülmekte ve istihdam hakları savunulmaktadır.

Bunun yanı sıra, kadın engellilerin iş hayatındaki en büyük zorluklarından biri, işyerinde karşılaştıkları ayrımcılıklardır. Kendilerine engelli oldukları gerekçesiyle iş vermeyen işverenler, engellilerin alıngan veya zayıf olduklarını düşünen çalışma arkadaşları ve diğer çalışanlardan gelen muamelelerle karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu nedenle, işyerinde engellilere karşı ayrımcılık yapılmasını önlemek için mücadeleler yürütülmektedir.

Ülkemizde de engelli kadınların istihdama katılımı ve istihdam haklarını korumak için yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Ancak, yasalara uyulması ve engellilere uygun ortamlar sağlanması konusunda işverenlerin yeterince duyarlı olmaması, kadın engellilerin mücadelesinin devam etmesine neden olmaktadır.

Toplumsal Ayrımcılık

Kadın engelliler, toplumsal hayatta birçok farklı alanda ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Özellikle iş hayatı, eğitim ve sosyal etkileşim gibi alanlarda karşılaştıkları sorunlar büyük önem taşımaktadır.

Birçok işveren, kadın engellilerin iş gücüne katılımını gereksiz bir maliyet olarak görmekte ve onları işe almaktan kaçınmaktadır. Bunun yanı sıra, kadın engelli bireylerin yeterli iş eğitimleri alamaması ve uygun iş imkanlarına sahip olamaması, onların istihdam edilebilirliğini daha da azaltmaktadır.

Eğitim alanında da, kadın engelli bireylerin eğitim hakları sık sık ihlal edilmektedir. Birçok engelli birey, öğretmenlerin veya okul yöneticilerinin eğitim hakkı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı için sınırlı eğitim hizmetlerine maruz kalmaktadır.

Toplumsal hayatta ise engelli kadınlar, herkesle aynı sosyal haklara sahip olamamaktadır. Hatta bazı durumlarda, engelli oldukları için ötekileştirilmekte ve dışlanmaktadırlar. Bu soruna karşı alınması gereken önlemler, engelli bireylerin toplumda daha fazla görünür olmasını sağlamak ve onların katılımı için uygun ortamlar yaratmak olmalıdır.

Tüm bu zorluklara rağmen, kadın engelli bireyler toplumsal hayatta yerlerini alabilmek için mücadele etmektedirler. Engellilik konusunda farkındalığın artmasına katkıda bulunmak, engelli bireylerin gündelik hayatta karşı karşıya kaldığı zorluklara anlayış ve empatiyle yaklaşmak, onların haklarına saygı duymak ve mücadelelerini desteklemek hepimizin sorumluluğundadır.