Osmanlı İmparatorluğu'nda kadınların sosyal hayatına dair pek çok ilgi çekici detay bulunuyor. Kadınların toplumsal hayatta nasıl bir rol üstlendiklerini ve Osmanlı kadınlarının hayat tarzlarını keşfetmek için yazımızı okumaya devam edin.
Osmanlı İmparatorluğu dönemi, kadınların sosyal hayatta kısıtlandığı bir dönemdi. Ancak kadınlar yine de aile içinde önemli bir role sahipti ve toplumsal hayatta da yer almaya çalışıyordu.
Evin geçimini sağlayan kadınlar, genellikle ev işleriyle meşgul olurken, erkekler iş hayatında yer alıyordu. Kadınlar, geleneksel toplumlarda olduğu gibi evlenme yaşına geldiklerinde ailelerinin onayıyla evleniyor ve evlendikten sonra ev işleriyle uğraşıyordu. Ancak bazı kadınlar, iş sahibi olabiliyordu. Özellikle saray ortamında, kadınlar hizmetçi veya eşyaların bakımını yapan görevlerde yer alabiliyorlardı.
Kadınların eğitim durumu da oldukça sınırlıydı. Okulların çoğu erkek öğrencilere açıktı ve sadece zengin ailelerin kızları özel eğitimler alabiliyordu. Bununla birlikte, bazı kadınlar yazılı eserler üretebiliyor ve bu eserler yayınlanabiliyordu.
Kadınların siyasi hayatta yer alması ise imkansız gibi görünüyordu. Ancak bazı kadınlar, bazı dönemlerde vergi toplamak veya siyasi görüşlerini savunmak için meclis toplantılarına katılabiliyordu. Bununla birlikte, kadınların siyasi hakları oldukça kısıtlıydı ve çoğu zaman erkek karar alıcıların kararlarına uymak zorundaydılar.
- Kadınların ev işleriyle uğraştığı,
- Kadınların eğitim durumunun sınırlı olduğu ve sadece zengin ailelerin kızlarının özel eğitimler aldığı,
- Kadınların iş hayatında yer almalarının zor olduğu,
- Kadınların siyasi haklarının kısıtlı olduğu
Gibi konular Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların sosyal hayatına dair bilgilerdir.
Kadınların Ev İçi Rolü
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, kadınların aile içindeki rolü oldukça önemliydi. Kadınların en temel görevi, ev işleriyle ilgilenmekti. Ev işleri arasında yemek yapmak, evi temizlemek, çocuklara bakmak vardı. Bunların yanı sıra, kumaş boyama, dikiş nakış gibi becerileri de öğrenmeleri beklenirdi. Kadınların yapması gereken işler arasında kadınlar arasında paylaşılan işler de vardı. Örneğin, düğünlerde kadınlar bir araya gelir ve gelinin saçını yaparlar, takılarını takarlar. Ya da, bir kadının hasta olması halinde diğer kadınlar onun ev işlerini ve çocuklarıyla ilgilenirlerdi.
Kadınların ev işleriyle uğraşmaları, toplumsal yaşamdaki rollerini de etkilerdi. Çünkü kadınlar evde olduğu için, erkekler sosyal hayatta daha aktif olurdu. Erkekler iş dünyasında yer alırken, kadınlar evdeki görevleriyle uğraşır ve evden dışarı pek çıkamazdı. Bu nedenle kadınların toplumsal hayatı, erkeklere göre daha sınırlıydı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, evlilik adetleri de kadınların aile içindeki rollerini etkilerdi. Kadınlar genellikle erken yaşta evlenirler, eşlerini seçme konusunda ise pek söz sahibi olamazlardı. Evlilikler genellikle aileler arasında yapıldığından, kadınlar kendilerine seçilen kişiyle evlenmek zorunda kalırlardı. Bu nedenle, kadınların evlilik yaşını erkeklere göre daha düşük olduğunu söylemek mümkündür.
Kadınların Toplumsal Hayatta Yerleri
Kadınların Osmanlı toplumunda genellikle ev içinde rol aldıkları düşünülür. Ancak Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların toplumsal hayattaki rolü oldukça farklıydı. Kadınlar, eğitimlerinin ve ailelerinin durumlarının izin verdiği ölçüde sosyal hayata katılıyorlardı. Bu sosyal hayata katılım da eğitim durumu, çalışma hayatı ve siyasi katılım şeklinde sınıflandırılabilir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların eğitimi oldukça önemliydi ve özellikle saray çevresinde kadınlara eğitim imkanları sunuluyordu. Ancak genel olarak toplumda kadınların eğitimi erkekler kadar yaygın değildi. Kadınların okuryazarlık seviyeleri düşük olsa da, yine de eğitim almalarına olanak tanınmıştı. Bazı kadınlar, özellikle zengin ailelerin kızları, özel hocalardan ders aldılar ve bu sayede yazı ve okuma konusunda daha donanımlı hale geldiler.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların çalışma hayatı oldukça sınırlıydı. Ancak yine de bazı sektörlerde çalışan kadınlar vardı. Özellikle dokumacılık, giyim ve gıda sektörlerinde kadınlar çalışırdı. Ayrıca kadınların bazı mesleklerde faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Bunlar arasında tıp, eczacılık ve güzellik uzmanlığı gibi meslekler yer almaktadır. Ancak genel olarak kadınların çalışma hayatındaki yerleri sınırlıydı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların siyasi hakları ve katılımı oldukça sınırlıydı. Kadınlar genellikle erkeklerin egemen olduğu siyasi arenalarda kendilerine yer bulamadılar. Bununla birlikte bazı kadınlar, özellikle zengin ve nüfuzlu ailelerin kızları, çeşitli faaliyetlerle siyasi hayatta yer aldılar. Bunlar arasında yardım çalışmaları, bağışlar ve hayırseverlik faaliyetleri yer almaktaydı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların toplumsal hayatta yeri bu şekildeydi. Kadınlar, özellikle eğitimleri ve ailelerinin durumuna göre toplumda farklı alanlarda faaliyet gösterdiler.
Kadınların Eğitimi
Osmanlı döneminde kadınların okuryazarlık seviyesi oldukça düşüktü. Çoğu kadının sadece ev işleri ve aileleriyle ilgilenmeleri gerektiği düşüncesi hakimdi. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'nda kadınlara da eğitim imkanları sunuldu. İlköğretim seviyesinde dini eğitim almalarına izin verilirdi. Ayrıca, dini bilgilerin yanı sıra okuma, yazma ve hesap yapma gibi temel becerileri öğrenmeleri için farklı okullar açıldı.
Kadınların eğitiminde en önemli faktörlerden biri de ailelerin tutumuydu. Bazı aileler kızlarını eğitmeye önem verirken, diğerleri eğitime karşı çıkıyordu. Özellikle, aristokrat aileler kızlarının eğitim görmesine karşı çıkıyordu. Bunun nedeni ise kadınların evde kalıp ev işleriyle uğraşmaları gerektiği düşüncesiydi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ise, kadınların eğitimine verilen önem arttı. Özellikle, modernleşme hareketleriyle birlikte kadınların eğitiminin önemi vurgulandı. Ülkenin önde gelen eğitimcileri kadınların eğitimine önem verilmesi gerektiğini savunuyordu. Sonuç olarak, kadınların okuryazarlık seviyesi ve eğitim imkanları zaman içinde arttı.
Tabii ki, kadınların eğitimi konusunda birçok engel ve zorluklarla da karşı karşıya kaldıklarını unutmamak gerekir. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde bile kadınların eğitimi konusunda adımlar atılmıştı. Bu da, kadınların sosyal hayatında bir değişim başlangıcı olarak görülebilir.
Kadınların Çalışma Hayatı
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınlar sadece ev işleriyle uğraşan bireyler olarak değil, aynı zamanda çalışma hayatlarına da katılmışlardır. Özellikle zanaat ve ticaret sektörlerinde kadınların aktif bir şekilde rol aldığı bilinmektedir. Kadınların iş sahibi olmaları, hem aile ekonomisine katkı sağlarken aynı zamanda kadınların ekonomik özgürlüklerini de arttırmıştır.
Kadınlar genellikle ağırlıklı olarak el işi ürünleri, ipek dokumacılığı, çorap örme, işlemeler ve takı yapımı gibi sektörlerde yer almıştı. Bununla birlikte, kadınlar aynı zamanda kumaş satıcısı, pazarcı, manav ve yemek satıcısı olarak da çalışmışlardır. Bazı kadınlar çiçek ve şeker satıcısı olarak da kendilerine yer bulmuşlardır.
Kadınların iş hayatındaki bu çeşitlilik, onların toplum içindeki yerini sağlamlaştırmış ve aynı zamanda ekonomik bağımsızlıklarını da sağlamıştır. Ancak kadınların çalışma hayatındaki varlığı, erkeklerin iş sahasında yer alması ve bunun da Osmanlı toplumundaki geleneksel cinsiyet rolleri ile çeliştiği için zaman zaman eleştirilere maruz kalmıştır.
Kadınların Siyasi Hayatta Yerleri
Kadınların siyasi hakları Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yavaş yavaş genişledi. 19. yüzyılda, ilk olarak kadınlar eğitim hakkı kazandı. Daha sonra ise, kadınların seçme ve seçilme hakkı konusunda da çalışmalar yapılmaya başladı. Ancak, bu haklar tam anlamıyla uygulanamadı. Yani, kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olmalarına rağmen, hiçbir kadın milletvekili seçilemedi. Kadınların aktif siyasi hayatta yer almaları, Cumhuriyet dönemiyle mümkün oldu.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınlar, genellikle eşlerinin veya babalarının toplumsal statülerine göre belirlenen pozisyonlarda yer alırlardı. Kadınların birçoğu ya ev hanımı ya da köle olarak çalışırdı. Nadir de olsa, yetenekli kadınlar sarayda hizmetçi olarak çalışabilirlerdi. Bununla birlikte, bazı kadınlar yardım kuruluşlarında çalışırken, bazıları da öğretmen veya tercüman olarak çalışabilirdi.
Osmanlı İmparatorluğu’nda kadınlar, genellikle siyasi hayatta yer almak için aktif adımlar atmazlardı. Ancak, bazı kadınlar hareketli bir siyasi hayat sürdürürlerdi. Örneğin, Ottoman Kadınlar Birliği (MUFB) gibi kadın dernekleri, kadınların hakları için mücadele eden örgütler arasında yer alırdı. Ayrıca, Selanik’te kurulan ve kadınların siyasi haklarını savunan Osmanlı Kadınları Teali Cemiyeti (OKTC) de kadınların siyasi hayatta yer alma mücadelesinin en önemli örneklerindendir.
Kadınların Giyim Kuşamı ve Moda
Kadınların giyim kuşamı ve moda anlayışı Osmanlı İmparatorluğu'nun dönemine göre oldukça farklıydı. Kadınların giydikleri kıyafetler, sosyal statülerine ve gelir durumlarına göre değişiyordu. Ev içinde daha sade kıyafetler giyilirken, dışarıda giyilen kıyafetler ise daha renkli ve süslü olabiliyordu.
Üst giyim olarak en yaygın olarak tercih edilen giysi, entariydi. Entari, genellikle uzun ve bol kesimli, kollu bir giysiydi ve çoğunlukla kadife, ipek ya da pamuklu kumaştan yapılmıştı. Entarinin üzerine cübbe ya da kaftan gibi diğer giysiler de giyilebiliyordu. Osmanlı döneminde, kadınlar cübbelerini daha çok dini törenlerde giyerlerdi. Kaftan ise, sadece zengin kadınların giyebildiği oldukça süslü ve gösterişli bir giysiydi.
Alt giyim olarak kadınlar genellikle şalvar giyerlerdi. Şalvar, bol bir pantolon giysisiydi ve genellikle dizden aşağıya doğru daralmaktaydı. Etek ise daha çok zengin kadınların giyebildiği bir giysi olarak kabul edilirdi. Etekler genellikle dantel, ipek veya altın işlemeli kumaşlardan yapılırdı.
Osmanlı döneminde kadınlar, kıyafetlerini süslemek için bol miktarda takı ve aksesuar kullanırlardı. Kolye, küpe, bilezik ve yüzük gibi takılar, genellikle altın ya da gümüşten yapılırdı. Saçları da oldukça süslü bir şekilde yapılmıştı. Kadınlar, saçlarını süslemek için peçe, taç ve çiçekler kullanırlardı.
Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların giyim kuşamı oldukça gösterişli ve renkliydi. Kadınlar, ev içinde sade giysiler tercih ederlerken, dışarıda ise daha süslü kıyafetler giyerlerdi. Takı ve aksesuarlar da giyim tarzlarını tamamlardı.
Üst Giyim
Osmanlı döneminde kadınların üst giyimleri oldukça özel ve dikkat çekicidir. En sık giyilen giysi türleri arasında cübbe, entari ve kaftan yer almaktadır. Bu giysiler genellikle ipek, pamuklu veya yünlü kumaştan yapılmıştır.
Cübbe, Osmanlı kadınlarının giyiminde en yaygın olan giysi türüdür. Vücuda sıkıca oturan kolsuz bir cüppedir ve ön tarafı düzgün bir şekilde kapatılır. Cübbenin üzerine bir örtü örtülür ve genellikle başörtüsü olarak kullanılır.
Entari biraz daha sade bir giysi türüdür ve genellikle düz veya tek renkli ipek kumaştan yapılır. Alt kısımda etek gibi bir parça yer alır, üst kısımda ise kollu bir parça yer alır. Entari genellikle kemerle belde tutturulur ve alt kısımda biraz daha bol bir kesimi vardır.
Kaftan ise daha çok resmi törenlerde veya sarayda kullanılan bir giysi türüdür. Uzun ve bol kesimiyle dikkat çeker, genellikle ipek kumaştan yapılır ve üzerinde süslü işlemeler yer alır.
Üst giyimde kullanılan aksesuarlar arasında ise örtü, başörtüsü, şal, hırka ve mintan gibi parçalar yer almaktadır. Bu aksesuarlar kadınların giyiminde önemli bir yer tutmaktadır ve giysilerin farklı şekillerde giyilebilmelerini sağlamaktadır.
Özet olarak Osmanlı döneminde kadınların giyim tarzları oldukça özel ve zengin bir kültürün göstericisidir. Üst giyimde kullanılan cübbe, entari ve kaftan gibi giysiler kadınların güzelliğini vurgulamaktadır. Ayrıca kullanılan aksesuarlar kadınların giysilerini farklılaştırarak zengin bir seçenek sunmaktadır.
Alt Giyim
Alt giyim, Osmanlı döneminde kadınlar için oldukça önemliydi. Genellikle giydikleri şalvar ve etekler, kadınların rahatlık ve özgürlüklerine olanak sağlamaktaydı. Şalvarlar, genellikle bol paçalı pantolonlar olarak bilinir ve bilekte, dizde veya baldırda biten farklı boyları vardı. Üst giysi ile birlikte giyilirler ve bel kısmında lastik veya kemerle tutturulurlardı.
Etekler ise daha gösterişli olabilirdi ve farklı renklerde ve desenlerde dokunabilirlerdi. Farklı malzemelerden yapılabiliyorlar ve kadınların sosyal statülerine göre süsleniyorlardı. Saraydaki kadınlar genellikle daha gösterişli etekler giyerken, diğerleri daha basit tasarımları tercih ederlerdi.
Osmanlı kadınları, alt giyimlerini tamamlamak için çeşitli aksesuarlar kullanırlardı. Takılar, kemerler ve ayakkabılar, şalvar ve eteklerle uyumlu olacak şekilde seçilirdi. Ayrıca, şapka gibi baş aksesuarları da kullanılırdı.
Tabii ki, alt giyim de zamanın modasına göre değişiyordu. Bazı dönemlerde daha dar ve uzun şalvarlar moda olurken, diğer zamanlarda daha bol ve kısa şalvarlar tercih edilirdi. Etekler ise bazen kabarıkken, bazen de daha hafif ve düz kesimli olurlardı.
Sonuç olarak, alt giyim Osmanlı kadınları için hem rahatlık hem de stil açısından önemli bir yere sahipti. Şalvarlar ve etekler, kadınların günlük yaşamlarında sık sık kullandıkları giysilerdi ve ülkede moda sahnesine yön veren aksesuarlarla tamamlandılar.
Aksesuarlar
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların giyim kuşamı kadar kullandıkları takılar ve saç aksesuarları da önemliydi. Kadınların giyimlerini tamamlayan bu aksesuarlar, görünüşlerine şıklık ve zenginlik katıyordu. Kadınların takı ve aksesuar kullanımına dair bilgiler aşağıda yer almaktadır.
Osmanlı kadınları, takılarla süslü bir görünüme sahipti. Takılar, sadece zengin kadınlar tarafından kullanılan lüks aksesuarlar değildi, her seviyeden kadın tarafından kullanılıyordu. Takı olarak kullanılan malzemeler arasında altın, gümüş, elmas, inci, mercan ve fildişi gibi değerli taşlar yer alıyordu.
Kadınlar, kolye, küpe, bilezik, yüzük, broş ve saç aksesuarları gibi takıları kullanıyordu. İnci iğneler, bilezikler, kolyeler, küpeler ve buzdolabı modelleri gibi takılar ise sıklıkla kullanılan takılar arasındaydı.
Osmanlı kadınları, saçlarını farklı şekillerde süslüyorlardı. Saç aksesuarları arasında taçlar, tokalar, saç telleri ve saç ağları yer alıyordu. Özellikle taçlar zarif görünümleri sayesinde sıklıkla tercih edilen saç aksesuarları arasında yer alıyordu.
Taçlar genellikle altın veya gümüşten yapılmıştı ve üzerinde değerli taşlar yer alıyordu. Tokalar ise saçların düzenlenmesi için kullanılırdı. Tokalar genellikle altın veya gümüş kaplama olurdu. Saç telleri ve saç ağları ise saçların düzenlenmesi ve sabitlenmesi için kullanılıyordu.
- Takılar: kolye, küpe, bilezik, yüzük, broş
- Değerli taşlar: altın, gümüş, elmas, inci, mercan, fildişi
- Saç Aksesuarları: taçlar, tokalar, saç telleri ve saç ağları
Osmanlı kadınları, takılar ve saç aksesuarları gibi aksesuarlarla, her zaman şık ve zarif bir görünüm sergiliyordu. Bu aksesuarlar, kadınların sosyal hayatında da önemli bir rol oynuyordu.
Osmanlı'da Kadınların Buluşma Yerleri
Osmanlı döneminde kadınlar buluşup sosyalleşmek için farklı mekanlar tercih ederlerdi. Bunların arasında hamamlar, kahvehaneler ve hanedanın imaretleri yer alırdı. Hamamlar, kadınların bir araya gelip hem kendilerini temizledikleri hem de sohbet ettikleri mekanlar arasındaydı. Hamam kültürü Osmanlı toplumunda oldukça önemliydi ve kadınlar da bu kültürden nasibini alırdı. Kahvehaneler ise erkeklerin mekanları olarak bilinse de, Osmanlı'da kadınlar da kahvehanelere giderlerdi. Burada çay içip sohbet ederlerdi. Son olarak hanedanın imaretleri, kadınların bir araya gelip yardım çalışmaları yapmaları için oluşturulmuş mekanlardı. Kadınlar burada bir araya gelip tezgah açarlar ya da yardım çalışmaları yaparlardı. Bu sayede kadınlar birbirleriyle daha fazla vakit geçirir ve sosyal hayatlarını da renklendirirlerdi.
Hamamlar
Osmanlı döneminde, hamam kültürü oldukça yaygındı. Hamamlar, kadınların topluca bir araya gelip, hem temizliklerini sağlayıp, hem de sosyalleşmelerine olanak tanıyan yerlerdi. Hamamlar, kadınların daha çok ev kadını olduğu ve sosyal hayattaki yerlerinin sınırlı olduğu bir dönemde, bir nevi kadınların özgürleştiği, farklı sınıf ve kültürlerden kadınlarla tanıştıkları bir mekan haline gelmişti.
Osmanlı kadınları, hamama genellikle aileleri, yakın arkadaşları veya komşuları ile birlikte giderlerdi. Hamamların girişinde, hanımlara özel bir bölüm bulunuyordu. Hamamlarda ayrıca, çeşitli yemek ve içecekler de sunulur, kadınlar arasında sohbetler gerçekleştirilirdi. Hamamlar, kadınların hem bedenen hem de ruhen rahatlamalarına olanak sağladığı için oldukça popülerdi.
Osmanlı kadınları, hamamlara genellikle haftada bir ya da iki kere gitmeyi tercih ederlerdi. Hamam ziyaretleri, kadınlar arasında bir aile curcunası gibiydi, birçok konuda sohbet edilir, sorunlar paylaşılır, güncel olaylar tartışılırdı. Ayrıca birçok kadın, hamamda yapılan zeytinyağı ve sabunlu masajın, cildi güzelleştirdiğine inandığı için hamama gitmeyi ihmal etmezdi.
Osmanlı dönemi hamamları, bugün de hala kullanılmaktadır ve turistik mekanlar arasındadır. Hamamların, kültürel ve tarihi açıdan önemli bir yeri olduğu için, birçok ziyaretçi tarafından da ilgiyle ziyaret edilirler.
Kahvehaneler
Kadınlar Osmanlı İmparatorluğu döneminde kahvehanelere gitme fırsatı buluyorlardı. Bununla birlikte, erkeklerle aynı ortamda bulunmaları adetlere aykırıydı ve bu nedenle çok yaygın değildi. Ancak bazı kadınlar, Batılılaşma hareketleriyle birlikte kahvehanelere gitme hakkını elde ettiler. İstanbul'da, kahvehaneler genellikle erkeklerin egemen olduğu mekanlar olarak kabul edilirken, Bursa'daki kahvehaneler kadınlara daha fazla açıktı.
Kadınlar, kahvehanelerde erkeklerle aynı aktiviteleri yapmazlardı, ancak kendi aralarında sohbet edebilirlerdi. Kahvehanelerde kadınlar genellikle nargile içerler ve birbirleriyle hasbihâl ederlerdi. Kahvehanelerde kadınlar, okumaları için gazete veya dergi bulunurdu.
Kahvehaneler aynı zamanda birçok sanatsal ve kültürel aktiviteye ev sahipliği yapardı. Kadınlar da bu aktivitelere katılırlardı. Örneğin, halk hikayeleri ve fıkralar anlatılan 'hikaye geceleri'nde kadınları görebilirdiniz. Ayrıca, müzisyenler ve şairler kahvehanelerde performans sergilerdi ve kadınlar da performansları izlerlerdi. Bu noktada, kahvehanenin sosyal merkezler olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadınların kahvehanelerde bulunma durumu, zamanla değişti ve genelde orta ya da üst sınıfa mensup kadınlar tarafından tercih edilmeye başlandı. Ancak, bazı kadınların kahvehanelerde çalıştıkları ve hatta kahve servisi yaptıkları biliniyordu. Günümüzde ise kahvehaneler, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu yerler olduğu için, Osmanlı İmparatorluğu döneminin aksine daha yaygın olarak kadınlar tarafından ziyaret ediliyor.
Hanedanın İmaretleri
Osmanlı'da hanedanın müsterihleri, yani padişah ve hanedan mensupları tarafından inşa edilen hayır kurumlarına imaret denilirdi. Bu imaretler, köleler, memurlar, eşraf, ulema gibi değişik topluluklar arasında farklı işlevler görebilirdi. Kadınlar için ayrı imaretler olmakla beraber, hanedanın imaretleri de kadınlar tarafından yönetiliyordu.
Kadınların hanedanın imaretlerinde faaliyet göstermesi esas olarak hayır işleri yapması anlamına gelmektedir. Padişahların anneleri veya eşleri tarafından başlatılan hayır çalışmalarında, kadınlar organize olur ve bu imaretlerde toplanarak fakirlere yardım ederlerdi. Bu yardımlar, yiyecek, giyecek, barınak, tıbbi hizmetler gibi alanlarda gerçekleştirilirdi.
| İmaretlere Yardım | Açıklama |
| Yemek Dağıtımı |
|
| Giysi Yardımı |
|
| Barınma Yardımı |
|
| Tıbbi Yardım |
|
İmaretler, toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerinden biriydi. Kendi adına hayır yaptırmak, Osmanlı toplumunun önem verdiği bir davranış biçimiydi. Kadınlar, hanedanın imaretlerinde bir araya gelerek bu hayır çalışmalarında önemli roller üstlenmiştir.