İngiliz İmparatorluğu Zimbabve İşgali ve Sonrasını keşfedin. Keşfedilmeyi bekleyen birçok ilginç gerçek ve tarihi detayı öğrenin. İmparatorluğun Afrika'yı fethetme amaçlarına odaklanan bir belgesel dizisi.
19. yüzyılda İngiliz İmparatorluğu, Afrika kıtasında geniş topraklar ele geçirmek için çaba sarf etti. Bu bağlamda, İngilizler Zimbabve'yi de işgal etti. İşgal, 1890 yılında gerçekleşti ve işgalci İngiliz askerleri bölgede yerli halka karşı sert politikalar izledi.
İngilizler, Zimbabve'yi ele geçirdikleri zaman, bölgenin tarım ve maden yatakları açısından zengin olduğunu fark ettiler. Bu kaynakları sömürmek için çeşitli politikalar uyguladılar. Ayrıca, İngilizlerin sömürge dönemi boyunca Afrika kıtasındaki diğer bölgelerde de olduğu gibi, bölgedeki yerli halka karşı ırk ayrımcılığına dayalı politikalar uyguladılar. Bu nedenle, İngiliz sömürge dönemi boyunca, Zimbabve'deki yerli halkın yaşam koşulları ve hakları önemli ölçüde etkilendi.
İngiliz İmparatorluğu'nun Zimbabve'ye yönelik işgali, ülkede önemli değişimlere sebep oldu. İngiliz sömürge dönemi boyunca, bölge, İngilizlerin yönetimi altında kaldı. Ancak, 1980 yılında Zimbabve bağımsızlığını kazandı ve ülkede gerçekleşen değişimler bu tarihten sonra daha belirgin hale geldi.
Zimbabve Kuruluşu
Zimbabve, Güney Afrika'da yer alan bir ülkedir ve tarihi oldukça eski dönemlere dayanır. Bölgede ilk yerleşimcilerin MÖ 5. yüzyılda bölgeye geldiği düşünülmektedir. 15. yüzyılda ülkede büyük krallıklar kuruldu ve yerli halk büyük bir siyasi ve ekonomik güç elde etti. Bunlar arasında Mutapa İmparatorluğu ve Rozvi İmparatorluğu sayılabilir.
Orta Çağ dönemlerinde, Zimbabve bölgesi Portekizli kaşiflerin dikkatini çekti ve ülke, 16. yüzyılın sonlarından itibaren Portekiz sömürgeciliği altına girdi. 18. yüzyılın başlarında İngiliz kaşifler ülkeye geldi ve bölgenin yeraltı zenginlikleri keşfedildi.
Sömürge döneminde, ülkenin yerli halkı köleleştirildi ve zorla çalıştırıldı. İngilizler tarafından tarım ve maden yatakları sömürüldü ve ülkenin kaynakları İngiliz İmparatorluğu'na aktarıldı. Sömürgeciliğin son bulması için ülkede bir bağımsızlık mücadelesi başladı ve 1980'de Zimbabve'nin bağımsızlığı ilan edildi.
İngiliz İşgali
19. yüzyılda, Avrupalı güçlerin Afrika'yı sömürmek için girişimleri artmış, İngilizler de bu yarışta geri kalmamak için Afrika'nın merkezinde bulunan Zimbabve'ye gözünü dikmişti. İngilizlerin, Güney Afrika'daki Cape Colony'de güçlenmeleriyle birlikte, Zimbabve'ye girmeleri de kolaylaşmıştı. İlk olarak 1888 yılında, İngiliz iş adamı Cecil Rhodes, bölgedeki yerli halkla anlaşma yapma bahanesiyle buraya girdi ve birçok toprak parçasını satın aldı. Daha sonra, 1890 yılında, İngiliz İmparatorluğu'nun askeri gücü ile bölgeye girdi ve burayı resmi olarak işgal etti.
İngilizler, Zimbabve'de sömürgeci bir rejim kurarak kendi ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda politikalar uyguladılar. Bu politikalar arasında, yerli halkın topraklarını ellerinden aldıktan sonra, büyük tarım alanları oluşturma ve burada kendi işçilerini çalıştırma yer almaktaydı. İngilizler, aynı zamanda bölgedeki zengin maden yataklarını da kontrol altına alarak sömürüyü daha da arttırdılar.
İngiliz işgali sırasında, yerli halk zor şartlar altında yaşıyor ve yoksulluk içinde kıvranıyordu. İngiliz yönetimi altındaki Zimbabve'de, siyahların hakları kısıtlandı, siyasi faaliyetler yasaklandı, siyahların eğitimi kısıtlandı ve yerli halkın kültürü bastırıldı.
İngiliz işgali sırasında yaşanan bu sömürü ve haksızlık, Zimbabve'de bağımsızlık mücadelesinin de fitilini ateşlemişti.
Tarım ve Maden Yatakları
Zimbabve, tarım ve maden alanında zengin bir ülkedir. İngiliz sömürge döneminde, bu kaynaklar İngilizler tarafından büyük ölçüde sömürülmüştür. Tarım sektöründe, Zimbabve'de büyük miktarda tahıl, tütün, pamuk ve kahve üretiliyordu. Bu ürünler, İngilizler tarafından dünya pazarlarına ihraç ediliyordu. Ancak, Zimbabve halkı bu kaynaklardan yeterince faydalanamadı.
| Ürün | 19. Yüzyılda Üretim Miktarı | Üreticiler |
|---|---|---|
| Tahıl | 200.000 ton | İngiliz tarım şirketleri |
| Tütün | 25.000 ton | İngiliz tarım şirketleri ve beyaz sömürgeciler |
| Pamuk | 10.000 ton | İngiliz tarım şirketleri ve beyaz sömürgeciler |
| Kahve | 1.000 ton | İngiliz tarım şirketleri ve beyaz sömürgeciler |
Maden sektöründe ise, Zimbabve'de altın, platin, elmas, nikel, kömür, bakır ve krom gibi zengin çok sayıda maden yatağı bulunuyordu. İngilizler, bu maden yataklarını işletmek için maden şirketleri kurdu. Ancak, bu şirketler, Zimbabve halkı üzerinde büyük bir çevresel tahribat ve insan hakları ihlalleri yaratarak, ülkenin doğal kaynaklarını sömürdü.
- Zimbabve'nin altın yatakları, İngiliz maden şirketi Lonmin tarafından işletildi.
- Platin yatakları, Anglo American ve Impala Platinum şirketleri tarafından kontrol edildi.
- Elmas yatakları, De Beers şirketi tarafından işletildi.
İngilizler, Zimbabve'nin tarım ve maden kaynaklarını sömürdükçe, ülkede yaşayan yerli halk yoksullaştı. Bu kaynakların zenginliği, İngiliz ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunurken, Zimbabve halkı yoksulluk içinde kaldı. Ancak, İngiliz sömürge dönemi sona erdiğinde, Zimbabve halkı, bu kaynakların ülkeye geri kazandırılmasını ve kendi yararlarına kullanmayı umdu.
Sömürge Döneminde Yaşananlar
Zimbabve'de İngiliz sömürge yönetiminde yaşayanlar, İngilizlerin bölgede izlediği siyasi, ekonomik ve sosyal politikaların etkilerine maruz kalmıştır. Bu dönem boyunca İngilizler, bölgenin zengin tarım ve madencilik kaynaklarını sömürerek kendi ülkelerine nakletmişlerdir.
İngiliz yönetimi zamanında, beyaz azınlıklar ülkedeki kaynakları kontrol etmiş ve siyasi, ekonomik ve sosyal hizmetlerden yararlanmıştır. Karşılaştırıldığında, yerli halk yoksulluk, sağlık sorunları ve okuma yazma bilmeme gibi problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu dönemde İngilizler, yerli halkın evlerini yıkmış, tarım arazilerini ellerinden almış ve yerli halkı çalıştırmak için zorla iş gücü kullanmıştır.
İngilizlerin sömürge dönemi boyunca ülkeye getirdikleri insanlar vasıtasıyla, yerli halkın kültürü ciddi şekilde etkilenmiştir. Yerli halk, geleneksel kıyafetlerini terk ederek İngiliz tarzı giyim ve yaşam tarzına uyum sağlamak zorunda kalmıştır. Ayrıca, İngilizlerin eğitim sistemini ülkeye getirmeleri ile birlikte, yerli halk da İngilizceyi öğrenmek zorunda kalmıştır. İngiliz sömürge dönemi boyunca yaşanan tüm bu olaylar, Zimbabve'nin bugünkü sosyal ve kültürel yapısını ciddi şekilde etkilemiştir.
- İngiliz sömürge dönemi boyunca, Zimbabve'nin tarım, madencilik ve sanayi sektörleri İngiltere'nin ihtiyaçlarını karşılamak üzere organize edilmiştir. Bu, ülkedeki yerel pazarın zayıf kalmasına ve ithalata bağımlı hale gelmesine sebep olmuştur.
- Zimbabve'de İngiliz yönetimi boyunca yaratılan eğitim sistemi, yerli halkın İngilizce öğrenmesini ve İngiliz yaşam tarzına uygun hale gelmesini sağlamıştır. Ancak, eğitim sistemi sadece beyaz azınlık için tasarlanmıştır ve yerli halkın ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmiştir.
- İngiliz yönetimi, ülkedeki doğal kaynakları sömürerek İngiltere'deki önceliklerine göre organize etmiştir. Bu durum, yerli halkın fakirleşmesine ve yoksullaşmasına sebep olmuştur.
İşgal Sonrası Dönem
İngiliz İmparatorluğu'nun Zimbabve işgali 18. ve 19. yüzyıllarda gerçekleşti. Ancak, 1980’de Zimbabve bağımsızlığını kazandı ve ülkede büyük değişimler yaşandı. Bağımsızlık sonrası dönemde, ülke kendi iç işlerinde daha fazla söz sahibi olurken bir yandan da ekonomik ve siyasi güç unsurlarını bünyesinde barındırmaya başladı.
Zimbabve’nin bağımsızlığı, ülkede birçok sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel değişikliklere yol açtı. İnsan hakları, adalet ve demokrasi mücadeleleri önem kazandı. Daha önce apartheid döneminde zorla topraklarından edilen siyah Afrikalılar, geri alınan topraklarda yeniden yerleşimlerini gerçekleştirdiler. Eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz hale getirildi ve ırk ayrımı sona erdi.
Bununla birlikte, bağımsızlık sonrası dönemde Zimbabve, tartışmalı siyasi olaylara da sahne oldu. Ülkenin lideri olan Robert Mugabe'nin iktidarı, otoriter bir yön alarak basın özgürlüğünü ve muhalefet partilerinin faaliyet göstermesini sınırladı. Ekonomik açıdan da ciddi sıkıntılar yaşandı ve hiperenflasyon baş gösterdi. Bu durum, birçok insanın yoksulluk içinde yaşamasına sebep oldu.
Sonuç olarak, Zimbabve’nin bağımsızlığı, ülkede birçok değişimlere yol açtı. Ancak, tam anlamıyla yapısal bir dönüşümün gerçekleştirilmemesi, ülkede yaşanan bazı sorunları da beraberinde getirdi. Zimbabwe halkı, güçlü bir lider ve sağlam politikalarla ülkenin geleceğinde daha iyi bir konuma getirilebileceği ümidiyle yaşamlarını sürdürüyor.
Rhodesia Dönemi
Rhodesia, İngiliz sömürge dönemi sonrasında Zimbabve'de oluşan devlet adıdır. İngilizlerin 1923 yılında güçlerini sınırlı bir şekilde yerel yöneticilere devretmesiyle oluşmuştur. Ancak yine de İngilizler tarafından kontrol edilmekteydi ve gerçek anlamda bağımsız bir devlet değildi.
Rhodesia dönemi boyunca İngilizler, bölgedeki siyasi, ekonomik ve sosyal konulara müdahale etmeye devam etti. İngilizler, güçlerini kontrol edemediklerinde bölgenin doğal kaynaklarını kontrol etmek için askeri müdahalelerde bulundu. Bunun sonucunda, bölgenin yerli halkının çıkarlarına aykırı bir şekilde sınırlar belirlendi ve yerli halk huzursuzluğa yol açtı.
Rhodesia dönemi boyunca İngilizler yönetiminde yaşayan yerli halk ve Avrupalılar arasında gerilimler yaşandı. Rasyalist politikalar sürdürülmesi sebebiyle kitleler arasında ciddi anlaşmazlıklar meydana geldi. Bunlara ek olarak, İngiltere'nin geç tarihte afrika siyahlarının siyasi haklarını tanıyan bir karara imza atması yerel liderler arasında yeni bir umut yaratmıştı.
Mugabe Dönemi
Robert Mugabe, 1980 yılında Zimbabve'nin bağımsızlığını kazanmasından sonra ülkenin ilk başbakanı oldu ve on yılı aşkın süreyle siyasi liderliği sürdürdü. Mugabe dönemi boyunca Zimbabve'de politik, ekonomik ve sosyal birçok değişim yaşandı.
Siyasi anlamda, Mugabe, ülkeyi otoriter bir yönetim sistemiyle yönetti ve muhalefet partileri ile medya üzerinde sıkı bir kontrol uyguladı. 2000 yılında başlatılan beyaz toprak sahiplerine el koyma kampanyası da Mugabe döneminde gerçekleşti ve ülkedeki çoğu beyaz çiftçi, gayrimenkullerinden atıldı.
Ekonomik açıdan, Mugabe dönemi boyunca, zaten yoksul olan ve İngiliz sömürge döneminin izlerini hala taşıyan ülkede, birçok sorun yaşandı. Ekonomik krizler, para birimi devalüasyonu, yüksek enflasyon ve işsizlik Mugabe dönemi boyunca ülkede yaygın sorunlar haline geldi.
- Mugabe döneminde gerçekleşen diğer önemli bir değişim ise Zimbabve'nin siyahîleşmesi oldu. Mugabe, ülkedeki eğitim, sağlık ve iş imkanı gibi birçok alanda siyahların lehine uygulamalar başlattı ve bu politikalar, ülkede daha önce hiç olmadığı kadar siyahların yönetim kademesinde yer almalarını sağladı.
Mugabe, 2017 yılında, bazı askeri liderlerin darbe girişimi sonrasında, görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Ardından, Mugabe'nin yerine Emmerson Mnangagwa, ülkenin yeni lideri olarak seçildi.
Robert Mugabe dönemi, ülkede büyük bir değişim dönemi olarak tarihe geçti. Siyasal, ekonomik ve sosyal anlamda birçok değişim yaşanıp, çok tartışılan bu konular, hala Zimbabve'nin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.
Zimbabwe Bugün
Zimbabve, Afrika kıtasının güneyinde yer alan bir ülkedir. Bugün, ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal yapısı oldukça karışıktır. Siyasi alanda, ülkede uzun yıllar iktidarda kalan Robert Mugabe'nin devrilmesi sonrası siyasi çalkantılar yaşanmıştır. Ekonomik alanda, ülke güçlü bir enflasyonla boğuşmuştur ve ülke ekonomisi oldukça zayıf durumdadır. Son olarak, Covid-19 pandemisi de ülke genelinde ciddi bir sağlık krizine neden olmuştur.
Bu sorunların yanı sıra, ülke aynı zamanda doğal kaynaklar açısından oldukça zengindir ancak bu kaynaklar düzgün bir şekilde yönetilemiyor. Bu da, ülkedeki belirli kesimlerin zenginleşmesine neden oluyor ancak halkın geniş kesimleri yoksulluk içinde yaşıyor.
Gelecekte, ülkenin istikrarlı bir şekilde ilerlemesi için yapılması gereken birçok şey vardır. Öncelikle, siyasi istikrarın sağlanması ve güçlü ve adil bir yönetim sistemi kurulması gerekiyor. Ayrıca, ekonomik kalkınma için yapısal reformların yapılması ve yatırım ortamının geliştirilmesi önemlidir. Eğitim ve sağlık sistemlerinin iyileştirilmesi ve doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi de ülkenin geleceği açısından önemlidir.
Güncel Sorunlar
Ülkedeki en önemli sorunlar arasında yolsuzluk yer almaktadır. Zimbabve, yasalara göre yolsuzlukla mücadele etmektedir ancak hala bu sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Yolsuzluk, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi yapısını olumsuz etkilemektedir.
Doğal afetler, Zimbabve için büyük bir sorun haline gelmektedir. Ülke, sık sık doğal afetlerle baş etmek zorunda kalmaktadır. Kuraklık, sel ve çölleşme, ülkenin tarım sektörünü olumsuz etkilemektedir. Bu durum da ülke ekonomisinde büyük bir kayba neden olmaktadır.
Son olarak Covid-19 pandemisi, Zimbabve'nin yaşadığı en büyük sorunlar arasında yer almaktadır. Ülke, Covid-19 pandemisi ile mücadele ederken, sağlık sistemi ve ekonomisi zorlu bir süreç geçirmektedir. Zimbabve hükümeti, panlemiti kontrol altına almak için sıkı önlemler almıştır ancak bu önlemler, ülkenin zaten zor durumda olan ekonomisini daha da kötüleştirmiştir.
Gelecek Beklentileri
Gelecekte Zimbabwe halkının beklentilerinin büyük olduğu bir gerçek. Ülkedeki yolsuzluk ve ekonomik sorunlar nedeniyle halkın yaşam standardı düşük seviyede seyrediyor. Ancak son yıllarda yapılan reformlar ile ülkede olumlu bir hava esiyor. Halk, ülkede demokratik bir atmosferin oluşmasını, yolsuzluğun azalmasını ve ekonominin canlanmasını bekliyor.
Zimbabwe'nin gelecekteki en büyük beklentilerinden biri tarım ve maden endüstrilerinin canlanması. Ülkenin zengin doğal kaynakları var ve doğru strateji ile bu kaynakların kullanımı, ülkenin ekonomik büyümesini tetikleyebilir. Ayrıca turizm, imalat ve ticaret sektörlerinde de ilerleme kaydedilmesi, halkın iş alanlarının genişlemesi açısından oldukça önemli.
Ülkedeki Covid-19 pandemisi de Zimbabwe halkının gelecek beklentileri arasında yer alıyor. Sağlık sistemi ve tıbbi kaynaklar konusunda eksiklikleri olduğu için, halkın sağlık sorunlarının çözüme kavuşması, aşılama programlarının başarılı bir şekilde yürütülmesi ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi de önemli beklentiler arasında yer alıyor.
Son birkaç yılda yaşanan sosyo-ekonomik sorunların çözüme kavuşması ve ülkenin demokratikleşme sürecinde ilerleme kaydetmesi, halkın demokratik haklarını kullanabilmesi gibi talepler de Zimbabwe halkının gelecek beklentileri arasında yer alıyor.
Tüm bu beklentilerin gerçekleşebilmesi için Zimbabwe hükümetinin doğru adımlar atması gerekiyor. Halkın hayat standardını yükseltecek, ekonomiye canlılık katacak, sağlık koşullarını düzeltecek veya önlemler alacak ve halkın insan haklarına saygı göstermesi için çalışmalar yapılmalıdır.