Ekonomik kalkınma, ülkelerin geleceğini şekillendiren en önemli faktördür. Bu makalede, ekonomik kalkınmanın yollarını araştıracağız. İş dünyasında rekabetçi bir ortam ve sürdürülebilir büyüme için stratejileri tartışacağız. Potansiyel engelleri tespit ederek, ekonomik büyümenin önündeki engelleri aşmak için pratik çözümleri sunacağız. Siz de bu yolculuğa katılın ve ekonomik kalkınmanın heyecan verici dünyasını keşfedin!

Ülkelerin ekonomik kalkınması için belirlenen hedefler doğrultusunda birçok yol izlenebilir. Bu yolların başarıyla uygulanması, istikrarlı bir ekonomik büyümeyi ve refah düzeyinde artışı sağlar. Ekonomik kalkınmanın temel amacı, ülke ekonomisini güçlendirerek yaşam standardını yükseltmektir.

Bu doğrultuda, yerli üretimin artırılması, iş dünyasında yenilikçilik, girişimcilik ve start-up'lara destek, yatırım ve kredi imkânları, yasal ve bürokratik engellerin azaltılması, dijital dönüşüm, turizmin geliştirilmesi, ihracat ve dış ticaret konularında yapılacak çalışmalar ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacaktır.

Bu yollar ile ülke ekonomisi sağlam bir temel üzerine inşa edilebilir ve ülkenin refah düzeyi artırılarak ekonomik bağımsızlığı sağlanabilir. Hükümetlerin bu konularda uygulayacakları politikaların yanı sıra iş dünyasının da katkı sağlaması gerekmektedir.

Yerli Üretimin Artırılması

Yerli üretimin artırılması, ülke ekonomisi için oldukça önemlidir. Yerli üretim, diğer ülkelere olan bağımlılığı azaltarak dış ticaret açığını kapatmaya yardımcı olur. Ayrıca, ihracatta rekabet gücü de artar ve dolayısıyla ekonomik kalkınma hızlanır.

Birçok ülkede yerli üretim politikaları ve teşvikler uygulanarak başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Örneğin; Japonya ve Güney Kore yerli üretim politikalarını başarıyla uygulayarak küresel ekonomik güçler haline gelmişlerdir.

Bu nedenle, Türkiye'nin de yerli üretimini artırarak ekonomik kalkınmayı hızlandırması gerekmektedir. Bunun için devlet, özel sektör ve üniversiteler iş birliği yapmalı, üretim teknolojilerini yenileyerek verimliliği artırmalıdır. Ayrıca, tüketicilere de yerli ürünlerin kalitesini ve avantajlarını anlatarak yerli ürünlere yönelmeleri sağlanabilir.

Ülke İsmi	Yerli Üretim Oranı
Türkiye	52%
Japonya	78%
Güney Kore	73%

• Japon otomobil endüstrisi yerli üretim politikalarını başarıyla uygulayarak küresel ölçekte büyük bir güç haline gelmiştir.
• Ayrıca, Türkiye'de tarım ve hayvancılık sektöründe de yerli üretim politikaları uygulanarak yerli ürünlerin tüketimini artırmak ve ithalatı azaltmak mümkündür.

İş Dünyasında Yenilikçilik

İş dünyasında yenilikçilik, ekonomik kalkınmanın en önemli şartlarından biridir. İnovasyon, teknolojik gelişmeler ve dijital dönüşüm, işletmelerin rekabet gücünü artırması açısından son derece önemlidir. Bu gelişmeler, üretim süreçlerinde kârlılığı artırırken, işletmelerin sürdürülebilirliği de sağlanmaktadır.

Özellikle, son yıllarda ülkemizde birçok inovatif iş fikri ortaya çıkmaktadır. Bu iş fikirleri, özgün ürünler ve hizmetler sunarak iş dünyasında farklılaşmayı başarmakta ve ekonomik büyümeye katkı sağlamaktadır. Örnek olarak, birçok start-up girişimi ve küçük-orta ölçekli işletmeler, inovasyon ve teknolojik gelişmeler sayesinde büyük başarılar elde etmiştir.

Bu noktada, devletin iş dünyasında yenilikçiliği teşvik etmek için çeşitli politikalar geliştirmesi de oldukça önemlidir. İşletmelerin inovasyona yatırım yapması için sağlanacak teşvikler, sektörler arası işbirliklerini artıracak çalışmalar, girişimcilere sağlanacak mentorluk ve eğitimler, iş dünyasında yenilikçiliğin artmasına katkı sağlayacaktır.

Ayrıca, teknolojik gelişmeler ve dijital dönüşüm sayesinde küçük işletmelerin küresel pazarlara açılması da mümkündür. E-ticaret, dijital dış ticaret, online pazarlama çalışmaları gibi dijital yöntemler ile işletmeler, yurt dışı pazarlara kolaylıkla açılabilir ve farklı ülkelerin tüketicileri ile iş yapabilirler.

Sonuç olarak, iş dünyasında yenilikçiliğin teşvik edilmesi, inovasyon ve teknolojik gelişmelerin desteklenmesi ekonomik kalkınmanın en önemli şartlarından biridir. Bunun için hem işletmelerin hem de devletin birlikte çalışarak bu alanda gelişmeler sağlamaları gerekmektedir.

Girişimcilik ve Start-Up'lara Destek

Girişimcilik ve start-up'lara destek vermek, ekonomik kalkınma açısından büyük önem taşımaktadır. Girişimcilerin yenilikçi fikirleri ve iş modelleri, ekonomiye büyük katkı sağlayabilir. Devletler de bu katkıyı artırmak için girişimcileri destekleme politikaları uygulamaktadır.

Bu politikalar, girişimcilerin finansmana erişimlerini kolaylaştırmak, vergi avantajları sağlamak, danışmanlık hizmeti sunmak gibi çeşitli alanlarda destek vermektedir. Özellikle start-up'ların büyüme sürecinde finansman sorunu, en büyük engel olabilmektedir. Bu nedenle, devletlerin start-up'larına özel kredi imkanları ve yatırım teşvikleri sağlamaları hayati önem taşımaktadır.

Öte yandan, yasal ve bürokratik engeller de girişimciler için önemli bir sorun olabilmektedir. Girişimcilere yönelik kolaylaştırılmış düzenlemeler ve kısa süreli işlem süreleri, girişimci dostu bir iş ortamı yaratılmasını sağlayacaktır. Ayrıca, girişimcilerin fikri mülkiyet haklarının korunması ve patent süreçlerinde kolaylıklar sağlanması da girişimcilere destek olacaktır.

Girişimcilik ve start-up'ların ekonomik kalkınmaya katkısı, sadece finansal değil, aynı zamanda istihdam artışı ve gelir adaleti açısından da önemlidir. Dolayısıyla, devletlerin bu alanda yapacakları destek politikaları, sadece girişimcilerin değil, toplumun da yararına olacaktır.

Yatırım ve Kredi İmkânları

Yatırım ve kredi imkânları girişimcilerin ekonomiye katkısını artırması açısından son derece önemlidir. Devlet, özel sektör ve çeşitli finans kuruluşları tarafından sağlanan finansal imkanlar, girişimcilerin işini büyütmesi ve yeni girişimler başlatması için gereklidir.

Girişimciler, bir iş fikriyle başladıklarında, genellikle yeterli sermayeleri olmadığı için finansman açısından zorluklar yaşayabilirler. Ancak, melek yatırımcılar, risk sermayedarları, kredi garanti fonu, İstanbul Kalkınma Ajansı, TÜBİTAK, KOSGEB, Eximbank gibi farklı finansal kaynaklar girişimcilerin imdadına yetişebilir.

Bununla birlikte, finansman kaynaklarının yalnızca sağlanması yeterli değildir; girişimcilerin bu kaynakları etkili bir şekilde kullanmaları da önemlidir. Bu nedenle, finansal okuryazarlığın önemi büyüktür. Diğer bir deyişle, girişimcilerin finansal planlama, maliyet hesaplama, nakit yönetimi ve risk analizi gibi konularda bilinçli bir şekilde hareket etmeleri gerekir.

Bununla birlikte, bireysel finansman kaynaklarının yanı sıra, girişimcilere sağlanan devlet destekleri de oldukça önemlidir. Örneğin, KOSGEB tarafından sağlanan hibe ve krediler, girişimcilerin iş fikirlerini hayata geçirmeleri için büyük bir fırsat sunmaktadır. Ayrıca, KOSGEB tarafından sağlanan işletme geliştirme programları, eğitimler, mentorluk hizmetleri, danışmanlık hizmetleri gibi destekleri de girişimcilerin işletmelerini büyütmeleri için önemli bir araçtır.

Genel olarak, finansal imkânlar, girişimcilerin işini büyütmelerinde ve yeni girişim fikirleri üretmelerinde büyük bir rol oynar. Ancak, bu imkânların etkin bir şekilde kullanılması, finansal okuryazarlığın artırılması ve devlet desteklerinin kullanımı bu imkânların değerinin artmasını sağlayacaktır.

Yasal ve Bürokratik Engellerin Azaltılması

Ekonomik kalkınma için girişimcilerin önemi büyüktür. Ancak, girişimciler devlet tarafından karşılaştıkları yasal ve bürokratik engellerle mücadele etmek zorunda kalırlar. Bu engeller, girişimcilerin işlerini büyütmesini ve pazarda rekabet etmesini zorlaştırır. Peki, devlet bu engelleri nasıl azaltabilir?

İlk olarak, yasal düzenlemelerin ve bürokrasinin azaltılması gerekmektedir. Gereksiz yasal düzenlemelerin kaldırılması ve işleyişlerin basitleştirilmesi, girişimcilerin işlerini büyütmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, devlet kurumlarında çalışan memur sayısının azaltılması ve iş süreçlerinin dijitalleştirilmesi de bürokrasiyi azaltacak önlemler arasındadır.

Bunun yanı sıra, girişimcilerin devletle olan ilişkileri de kolaylaştırılmalıdır. İşlerini büyütmek için kredi veya destek almak isteyen girişimciler, büyük bir bürokrasi ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu durum, girişimcilerin işlerine odaklanmalarını zorlaştırır ve zaman kaybına neden olur. Bu sorunun çözümü için, girişimcilere özel birimlerin kurulması ve işlemlerin hızlandırılması gerekmektedir.

Son olarak, yasal düzenlemelerin net ve anlaşılır olması da büyük önem taşımaktadır. Girişimciler, kanunların ve yönetmeliklerin karışık ve anlaşılmaz olması nedeniyle sık sık zorluk yaşamaktadırlar. Net ve anlaşılır yasal düzenlemeler, girişimcilerin işlerini kolaylaştıracak ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacaktır.

Bu adımların atılmasıyla birlikte, yasal ve bürokratik engellerin azaltılması mümkün olacaktır. Girişimcilerin işlerini büyütmesi ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlaması için tüm engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Dijital Dönüşüm

Dijital teknolojinin gelişmesiyle birlikte, ekonomik kalkınmada dijital dönüşüm önem kazanmıştır. Bu dönüşüm, üretim, işletme, yönetim ve tüketim gibi tüm alanları etkilemektedir. Dijital teknolojiler, üretim süreçlerinin verimliliğini artırarak ekonomik büyümeyi hızlandırırken, online platformlar ise dünya genelinde müşteriye ulaşmayı kolaylaştırmaktadır.

Dijital dönüşüm sürecinde, işletmelerin teknolojik altyapılarını geliştirmeleri ve dijital platformların kullanımını yaygınlaştırmaları gerekmektedir. E-ticaret sitelerinin kurulması, online reklamların kullanımı, sosyal medya yönetimi, dijital pazarlama ve veri analizi gibi faaliyetler, işletmelerin dijital pazarlama stratejilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır.

Ayrıca, dijital teknolojiler sayesinde ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi de mümkün olmaktadır. Yapay zeka, nesnelerin interneti, blok zinciri ve diğer teknolojiler, ürün ve hizmetlerin kalitesini artırarak farklılaşmalarını sağlamaktadır. Örneğin, Tesla'nın elektrikli araçları ve Apple'ın iPhone'u, ürün ve hizmet kalitesiyle dijital dönüşümün başarılı örnekleri arasında gösterilebilir.

Dijital dönüşüme ayak uydurmak, ekonomik kalkınmanın daha hızlı gerçekleştirilmesini sağlayacak önemli bir adımdır. Dijital teknolojilerin yaygınlaşması ve online platformların kullanımının artırılması, işletmelerin rekabet gücünü artırarak ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacaktır.

Turizmin Geliştirilmesi

Turizm, ülkelerin ekonomik kalkınmasında önemli bir faktördür. Turizm sektörüne yapılan yatırımlar, ülke ekonomisine katkı sağlayarak istihdam oranını artırır. Aynı zamanda ülkenin kültürünü ve doğal güzelliklerini dünya ile paylaşarak turizm sektörü hızla gelişir. Turizm sektöründeki yenilikçi uygulamalar ise ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlama potansiyeli taşır.

Ülkemizde turizm sektörü oldukça gelişmiştir. Özellikle son yıllarda gerek yerli gerekse yabancı turistlerin ilgisini çeken turizm destinasyonları bulunmaktadır. Türkiye'nin sahip olduğu zengin tarihi, kültürel ve doğal miras, turizm sektöründe dünya genelinde popüler bir destinasyon haline gelmesini sağlamaktadır.

Yenilikçi uygulamalar, turizm sektöründe özellikle son yıllarda sıkça kullanılır hale gelmiştir. Bu uygulamalar arasında akıllı turizm yoluyla turistlerin daha konforlu bir şekilde seyahat etmeleri sağlanırken, seyahat firmaları ve destinasyonlar arasındaki işbirliği de artırılmaktadır. Ayrıca, online rezervasyon sistemleri ve mobil uygulamalar sayesinde turistlerin seyahat etmeleri daha da kolaylaşmaktadır.

• Bu bağlamda turizm sektöründe yapılacak yenilikçi uygulamalar, ülkenin turizm potansiyelini artıracak ve ekonomik kalkınmaya daha fazla katkı sağlayacaktır.
• Turizm sektörü, ülke ekonomisi için oldukça önemlidir ve turizm sektöründeki yenilikçi uygulamaların geliştirilmesi, turizm sektörünün daha da büyümesine katkı sağlayacaktır.

Alternatif Turizm Yolları

Turizm sektörü, ekonomik kalkınmada önemli bir rol oynamaktadır ve ülkemizde çok sayıda turistik yer bulunmaktadır. Ancak, son zamanlarda turizmde yaşanan değişimler ve turistlerin taleplerindeki farklılıklar, alternatif turizm yollarının da geliştirilmesini gerektirmektedir.

Alternatif turizm yolları, geleneksel turizm çeşitlerinin dışında kalan, farklı ilgi alanlarına hitap eden turizm modelleridir. Bu modeller, turistlerin aynı yerlere gitmek yerine farklı deneyimler yaşamalarını sağlarlar. Örneğin, doğa turizmi, kültür turizmi, macera turizmi gibi alternatif turizm modelleri, turistlerin sıradan tatil anlayışından uzaklaşmalarını sağlar.

Bu nedenle, turizm sektöründe alternatif turizm modellerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması önemlidir. Böylece, turizm sektörü daha çeşitli hale gelecek ve turistlerin farklı taleplerine cevap verebilecektir.

Bazı örneklerle değerlendirdiğimizde, ülkemizde başarılı alternatif turizm modellerinin bulunduğunu görüyoruz. Örneğin, Kapadokya'daki peri bacaları, Kaplıca turizmi, dalış turizmi, yamaç paraşütü, doğa yürüyüşleri gibi turizm modelleri ülkemizde yaygınlaşmaktadır. Bu turizm modelleri, turistlere farklı deneyimler yaşatması ve ülkemiz turizmine katkı sağlaması açısından önemlidir.

Sonuç olarak, turizm sektöründe alternatif turizm modellerinin geliştirilmesi, hem turizm sektörüne hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır. Turizmin sürdürülebilir kalkınma için önemli bir araç olduğu düşünüldüğünde, alternatif turizm modellerinin geliştirilmesi daha da önem kazanmaktadır.

Doğa ve Kültür Turizmi

Doğa ve kültür turizmi, ülkemizin en önemli turizm potansiyellerinden biridir. Ülkemiz, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile birlikte doğal güzellikleri de barındırmaktadır. Öncelikle doğal güzelliklerimizin turizme kazandırılması için yapabileceğimiz çalışmalar şunlardır:

• Milli parklar ve koruma alanları gibi doğal alanlara yatırım yapmak
• Doğa yürüyüşleri, kamp alanları, macera sporları gibi faaliyetleri teşvik etmek
• Doğa turizmi için gerekli alt yapıların oluşturulması ve iyileştirilmesi gibi projeler gerçekleştirmek
• Turizm amaçlı kullanılan plaj, göl, akarsu gibi alanların temizliği ve düzenli bakımı

Kültür turizmi açısından da ülkemizin büyük bir zenginliği bulunmaktadır. Tarihi yapıları, müzeleri, antik kentleri, festivalleri ve diğer kültürel faaliyetleri ziyaretçilerini cezbediyor. Kültür turizmini geliştirmek için aşağıdaki çalışmalar uygulanabilir:

• Tarihi ve kültürel alanlara yapılan yatırımlar sayesinde daha bakımlı ve temiz bir çevre oluşturmak
• Tarihi ve kültürel yerlerde düzenli olarak etkinlikler ve festival gibi organizasyonlar düzenlemek
• Kültürel turizme dair rehberlik hizmetleri sunmak
• Kültür turizmi için gerekli alt yapıların oluşturulması ve iyileştirilmesi gibi projeler gerçekleştirmek

Doğa ve kültür turizminin ülkemizin ekonomik kalkınmasına büyük katkıları olabilir. Bu nedenle, doğal ve kültürel zenginliklerimizin turizme kazandırılması için daha büyük bir yatırıma ihtiyaç vardır. Bu yatırımlar doğru bir stratejiyle planlandığında turizm sektörümüzün daha da canlanacağı açıktır.

İhracat ve Dış Ticaret

İhracat ve dış ticaret, ekonomik kalkınmanın büyük bir parçasıdır. Bu sektörün ülke ekonomilerine etkisi oldukça büyüktür. İhracat sayesinde ülke ekonomisine katma değer sağlanabilir, iş imkanları artırılabilir ve ülke dışındaki pazarlara açılım sağlanabilir. Bu nedenle, ihracatın artırılması ekonomik kalkınmanın önemli bir yolu olarak kabul edilir.

İhracatın artırılması için yapılabilecek çalışmalardan biri, ürün çeşitliliğinin artırılmasıdır. İhracatta yüksek potansiyeli olan birçok sektör bulunmaktadır. Bu sektörlerde üretim yapılarak hem ülke ekonomisine katkı sağlanabilir hem de daha fazla ihracat imkanı yaratılabilir. Bu sektörlere örnek olarak tekstil, gıda, otomotiv ve inşaat gibi sektörler gösterilebilir.

Diğer bir çalışma alanı ise yurt dışı pazarlarının keşfidir. İhracatın artırılması için, mevcut pazarlar haricinde yeni pazarların keşfedilmesi ve bu pazarlara açılınması gerekmektedir. Bu kapsamda, ülkemizde henüz keşfedilmemiş veya yeterince değerlendirilmemiş ihracat potansiyeli olan ülkeler tespit edilebilir ve bu ülkelerle ticari ilişkiler kurulabilir.

• Bir diğer yol ise ülkemizdeki üreticilere ihracat destekleri sunulmasıdır. Bu destekler, ihracat yapmak isteyen işletmelerin finansal yükünü hafifletebilir ve ihracat yapmalarına yardımcı olabilir.
• E-ticaret ve dijital dış ticaret de ihracatın artırılması için önemli bir yol olabilir. Bu yolla ürünlerin dünya genelinde satışı kolaylaşabilir ve ihracat hacmi artırılabilir. Ancak bu alanda gerekli dijital altyapı ve teknolojik altyapının sağlanması gereklidir.

Bu yöntemlerin yanı sıra, ülke ekonomisini güçlendiren uluslararası anlaşmaların yapılması da ihracat potansiyelini artırabilir. İhracatın artırılması ile ülke ekonomisi daha sağlam temeller üzerine oturabilir ve ekonomik kalkınma hızlandırılabilir.

Yurt Dışı Pazarlarının Keşfi

İhracatın ekonomik kalkınmaya etkisi oldukça büyüktür. Bu nedenle, yurt dışı pazarlara açılmak ve ihracatı artırmak, ekonomik kalkınmanın en önemli unsurlarından biridir. Yurt dışı pazarlara girmek ve ihracatı artırmak için birçok yol bulunmaktadır.

Bunlardan ilki, ürünlerin yurt dışına gönderilmeden önce, hedef pazarlarla ilgili araştırma yapılmasıdır. Hedef pazarın kültürü, tüketici davranışları, ürün talepleri, vergi düzenlemeleri gibi faktörler dikkate alınarak, uygun bir ürün stratejisi belirlenmelidir.

Bir diğer yöntem ise, ürünlerin yurt dışındaki fuarlara katılımıdır. Fuarlar, ürünlerin tanıtımı ve müşteri bulma açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, fuarlara katılarak, rakip firmaların ürünleri ve pazarlama stratejileri hakkında bilgi sahibi olunabilir.

İhracatı artırmak için bir diğer yöntem ise, yurt dışındaki acenteler veya distribütörler ile iş birliği yapmaktır. Bu sayede, yurt dışındaki pazarlama ve dağıtım işlemleriyle ilgili problemler ortadan kalkabilir ve satışlar arttırılabilir.

• Bunların yanı sıra, internet üzerinden yürütülen e-ticaret işlemleri de ihracatı artırmak için oldukça etkilidir.
• Ayrıca, ürünlerin yurt dışındaki uzman inceleme ve sertifikasyon kuruluşlarından geçirilerek, ürünlerin kalitesinin ve güvenilirliğinin belgelenmesi de ihracatı artırmak açısından etkilidir.

Yurt dışı pazarlarının keşfi ve ihracatın artırılması, ülke ekonomisinin gelişmesi açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle, ihracat konusunda destek veren programlar ve teşvikler devlet tarafından sağlanmaktadır. Girişimcilerin, ihracat potansiyeli yüksek ürünlerini yurt dışı pazarlara açmak için cesaretli adımlar atması, ekonomik kalkınma açısından oldukça önemlidir.

E-Ticaret ve Dijital Dış Ticaret

E-Ticaret ve dijital dış ticaret, günümüzde giderek daha önemli hale gelen unsurlar arasında yer almaktadır. Dijital teknolojilerin yaygınlaşması ve internet kullanımının artması ile birlikte, işletmelerin ihracat yapmak için aradığı pazarlara erişimi daha kolay hale gelmektedir.

E-Ticaret, dijital teknolojilerin kullanımı ile yapılan ticareti ifade etmektedir. Geleneksel ihracat yöntemlerinin yanında, online satış kanallarının kullanımı ile de ihracat yapmak mümkündür. Bunun için, ürünlerin uluslararası standartlara uygun olması ve kabul gören ödeme sistemlerinin kullanılması gerekmektedir.

Dijital dış ticaret ise, geleneksel ihracat yöntemlerinin yanında dijital platformların kullanımını da içeren bir ihracat türüdür. E-ticaretin yanı sıra, sosyal medya ve diğer online mecralar üzerinden de yurtdışındaki müşterilere ulaşmak mümkündür. Bunun için, müşteri hizmetlerinin çok iyi düzenlenmesi ve güvenilirliğin sağlanması gerekmektedir.

İhracatta dijital teknolojilerin kullanımı, işletmelerin uluslararası pazarlara daha hızlı ve ekonomik şekilde erişimini sağlamaktadır. E-ticaret ve dijital dış ticaret, işletmelerin müşteri portföylerini genişletmelerine olanak tanırken, aynı zamanda işletme maliyetlerini de düşürmektedir. Bunun yanında, online satış kanalları üzerinden yapılan ticaret, işletmelerin müşteri geri bildirimlerine daha hızlı ve etkili şekilde yanıt vermesini de sağlamaktadır.

Sonuç olarak, e-ticaret ve dijital dış ticaret, ihracatın geleceğinde çok önemli bir rol oynamaktadır. İşletmelerin, internet teknolojilerine yatırım yaparak, uluslararası pazarlarda rekabet edebilir hale gelmeleri mümkündür. Bu nedenle, işletmelerin dijital dönüşüm sürecine hızlı bir şekilde adapte olmaları ve e-ticaret ve dijital dış ticaret kanallarını uygun şekilde kullanmaları önem taşımaktadır.