Evrim ve Hareket: Hayvanların Nasıl Yürüdüğü kitabı, doğanın inceliklerine odaklanıyor ve hayvanların yürüyüş tarzları üzerine birçok bilgi sunuyor Hayvan anatomisi ve hayatta kalma mücadelesi gibi konuları ele alan bu kitap, evrimsel açıdan hayvanların yürüme şekillerini çarpıcı bir şekilde ele alıyor Bu ilginç kitap, doğa sevgisi olan herkesin okuması gereken bir başvuru kaynağıdır

Hayvanların yürüme tekniği, milyonlarca yıl boyunca evrim süreci içinde gelişti ve değişti. Hayvanların hareket mekanizmalarının arkasındaki ana faktörler kemikler ve kaslardır. Kemik yapıları, hayvanların yürüme tekniklerini belirlerken kaslar, bu hareketleri gerçekleştirmelerinde yardımcı olur.

Memeliler, hem karada hem de suda yaşayan canlılar olarak, evrim sürecinde çok çeşitli yürüme teknikleri geliştirmişlerdir. Kemik yapılarındaki ve kaslardaki değişimler, memelilerin yürüme tekniklerindeki evrimi etkilemiştir. Sürüngenler de, yılanlarla kaplumbağalardan, timsahlara kadar geniş bir yelpazede yürüme teknikleri geliştirmişlerdir. Sürüngenlerin yürüme teknikleri, genellikle eklem yapılarından kaynaklanırken, bazı türler yüzme veya sıçrama için adaptasyonlar geliştirebilirler.

• Kuşlar, uçmak için evrimleşmiş olsa da, yürüme teknikleri de buna paralel olarak gelişmiştir. Kemik yapıları, kuşların yürüme tekniklerine uygun hale gelmiştir. Adaptasyonlar, örneğin tırnak şekilleri değişerek, kuşların farklı zeminlerde yürümelerine izin vermiştir.
• Deniz canlılarının yürüme teknikleri, suda yüzme için geliştirdikleri adaptasyonlara bağlıdır. Bazı deniz canlıları, karada yürümek için uyum sağlamak için farklı adaptasyonlar geliştirmişlerdir. Ahtapot gibi bazı türler, denizaltında yüzmek yerine, sert zeminlere tırmanarak hareket edebilirler.

Hayvanların yürüme teknikleri, o türün yaşam tarzına ve yaşadığı ortama bağlıdır. Ancak, evrim sürecinde yapısal ve anatomik değişikliklerle şekillenen yürüme teknikleri, her zaman hayvanların hayatta kalabilmesi için en önemli faktörlerden biridir.

Memeliler

Memeliler hayvanlar aleminde en çok farklı türü bulunan gruplardan biridir. İnsanlar da dahil olmak üzere tüm memelilerin, hareket etmek için yürüme tekniği vardır. Memelilerin evrim sürecinde, yürüme teknikleri ve anatomileri değişerek çeşitlilik kazanmıştır.

Memelilerin yürüme teknikleri, yürüme yüzeyindeki adımların tekrarlanmasıyla gerçekleşir. Yürüme teknikleri, genellikle dört farklı tipin birleşiminden oluşur. Bu teknikler; adım alma, yürüme, koşma ve zıplamadır. Memelilerin yürüme tekniklerinde, kemik yapılarındaki farklılıklar da belirleyici bir etkiye sahiptir.

Kemik Yapısı	Değişimler
Ön Bacaklar	Endoskeleton daha büyük, diğer hayvanlardan ayrı bir kas kemik sistemi, yere daha sağlam tutunabilen kemik yapılarına sahip olmuştur.
Arka Bacaklar	Endoskeleton daha da güçlü hale gelmiştir. Kemer kemikleri daha büyük ve genişlemiş, uyluk kemiği daha güçlü hale gelmiştir.

Ancak memelilerin anatomi değişimleri sadece kemik yapılarıyla sınırlı değildir. Kas sistemleri de yürüme tekniklerine etki eder. Memelilerin süratli koşuları için özel kas sistemleri geliştirdikleri bilinmektedir. Bu kaslar sayesinde, memeliler kısa mesafelerde çok yüksek hızlara ulaşabilmekte ve diğer hayvanların kaçma yeteneklerini aşabilmektedir.

• Biceps femoris kası: Bu kas, koşu sırasında arka bacaklardaki hareketi sağlar.
• Quadriceps femoris kas grubu: Arka bacaklara göre daha geniş bir kas grubudur ve koşarken hızı korumayı sağlar.
• Gastrocnemius kası: Diz ekleminde hareketi kontrol ederek, koşu sırasında hareketi sağlar.

Memelilerin yürüme teknikleri, evrim sürecindeki değişimleriyle birlikte çeşitlilik kazanmıştır. Mesela, kanguruların arka ayaklarındaki özel bir anatomik yapı sayesinde, uzun sıçramalar yapabildiği bilinmektedir. Aynı şekilde, ayıların yürüme teknikleri de başka memelilerden farklılık gösterir. Yürüme teknikleri, ayak bilekleri dönme kabiliyetiyle daha yere yapışık bir şekilde gerçekleşmektedir.

Kemiklerin Yapısı

Memelilerin yürüme teknikleri, özellikle de dört ayak üzerinde yürüyenlerin, kemik yapılarına bağlıdır. Örneğin, çoğu memelinin arka bacakları, üst bacak kemikleri (femur), diz kapağı kemikleri (patella), baldır kemikleri (tibia ve fibula) ve ayak bileği kemikleri (tarsus) gibi birden fazla kemikten oluşur.

Aynı şekilde, ön bacaklar da önkol kemikleri (radius ve ulna), dirsek kemikleri (humerus) ve bilek kemikleri (carpus) gibi kemik yapıları içerir. Bu kemiklerin her biri, farklı açılarda hareket eden kasların yerleştirildiği bağlantı noktalarına sahiptir.

Evrimsel olarak, memelilerin kemik yapıları, yavaş yürüyen türlerden hızlı koşuculara kadar değişir. Örneğin, ilkel memelilerde, ayak bileği kemikleri ayak bileğine doğru yanal olarak hareket ederken, modern memelilerde bu hareket daha azdır ve ayak bileği daha stabil kalır.

Bununla birlikte, modern memelilerin kemik yapıları, hareket hızından ziyade güce odaklanır. Yüksek güç ve enerji seviyesi gerektiren etkileşimlerde, kemikler daha yoğundur ve daha az esneyebilir.

Ayrıca, memelilerin evrim süreci boyunca, postürlerinde değişimler meydana gelmiştir. Örneğin, atlar, evrim sürecinde tek parmaklı hayvanlar haline geldiler ve sırtlarında ağırlık taşıyan kemik yapılarına sahip oldular. Diğer taraftan, fillerin kemik yapıları, dört ayak üzerinde yürüyen memelilerden farklıdır ve bu hayvanları özelleştirilmiş yük taşıyıcıları yapar.

Kasların Rolü

Hayvanların yürüme tekniklerinde önemli bir rolü olan kaslar, memelilerin evrim sürecinde değişerek farklı yürüme şekillerine yol açmıştır. Memelilerin hareketleri, kasların kemik yapılarındaki farklılıkları nedeniyle farklılık göstermektedir.

Örneğin, fillerin ayaklarındaki kemik yapıları, filin ağırlığını taşıyabilmek ve yürümesini sağlamak için özel olarak gelişmiştir. Aynı şekilde, geyiklerin yavaş yürüyüşleri için kas yapısı farklıdır ve hızlanmaları için değişiklik gösterir.

Evrim sürecinde, memelilerin kas yapıları da değişime uğramıştır. Bazı memeliler, uzun bacakları ve kas yapısı sayesinde hızlı koşabilme yeteneğine sahipken, bazıları yavaş yürüyüşleri ve yüksek ağırlıklarıyla öne çıkmaktadır.

• Kasların Rolü: Hayvanların yürüyüş stilini belirleyen önemli bir faktördür.
• Memelilerin Yürüme Teknikleri: Kas yapısına göre farklılıklar gösterir.
• Evrim Sürecindeki Değişimleri: Hayvanların yürüme teknikleri evrim sürecinde belirli adaptasyonlarla değişime uğramıştır.

Memelilerin yürüyüş tekniklerini anlamak, evrim sürecini de anlamak için önemlidir. Hayvanların anatomik yapıları ve hareket mekanizmaları, doğal seçilim sürecinde uyum sağlamak için evrim geçirmiştir.

Sürüngenler

Sürüngenler, ayaklarını yan tarafına doğru yerleştirme eğilimindedirler, bu yüzden çoğu yere daha yavaş yürürler. İki farklı sürüngen grubu vardır: bacaksız sürüngenler ve bacaklı sürüngenler. Bacakları olmayan sürüngenlerin hareketi, kasılma ve gevşeme yoluyla gerçekleşir. Bacaklı sürüngenlerin kemik yapısı ve kas hareketleri, evrim sürecinde önemli değişimlere uğramıştır.

Sürüngenlerin yürüme teknikleri, kemik yapıları ve kas hareketleri, evrim süreci boyunca birçok değişikliğe uğramıştır. Bacaklı sürüngenlerin yürüme teknikleri, temel olarak bacaklarının pozisyonuna ve ayak yapısına dayanmaktadır. Genel olarak, bacaklı sürüngenlerin yürüme teknikleri, vücutlarının yerinde kaldığı ve ayaklarının yere doğru basarak hareket ettiği yürüme hareketine dayanır.

Sürüngenlerin yürüme tekniklerindeki en büyük değişimler, ayakların kemik yapısı ve kas hareketleri bakımından gerçekleşir. Sürüngenler, zamanla farklı yüzeylere uyum sağlamak amacıyla farklı ayak yapısı ve pozisyonları geliştirmişlerdir. Örneğin, bazı sürüngenler yıkıcı doğal afetler sonrasında düz yüzeylere uyum sağladıkları için daha uzun ve daha düz ayaklara sahip olma eğilimindedirler.

Sürüngenlerin evrim sürecindeki diğer bir önemli değişiklik, ayakların adaptasyonu ve evrimidir. Bazı sürüngen türleri, farklı ortamlara uyum sağlamak için hareketlerinde farklı ayak pozisyonları kullanabilirler. Örneğin, bazı su kaplumbağaları, yüzme işlevlerinin yanı sıra bazı türler de karada yürümek için özel olarak uyarlanmış ayakları geliştirmiştir.

Genel olarak, sürüngenlerin yürüme teknikleri ve ayaklarındaki değişimler, sürüngenlerin türlerinin farklı ekolojik ortamlara uyum sağlamasına yardımcı olmuştur. Bu nedenle, sürüngenlerin ayaklarındaki adaptasyonlar, evrim sürecinde son derece önemli bir rol oynamaktadır.

Eklem Yapıları

Sürüngenlerin yürüme teknikleri ve hareket mekanizmaları evrim sürecinde önemli değişimler geçirmiştir. Sürüngenlerin yaşadığı çevre koşulları ve doğal seçilimin etkisiyle, sürüngenlerin eklem yapısı da evrimleşerek yaşama tutunmalarını sağlamıştır.

Sürüngenlerin yavaş hareket ederken nasıl enerji tasarrufu yaptıklarının incelenmesiyle, eklem yapısı ve kas sistemleri bu yavaş harekete uyum sağlayacak şekilde evrimleşmiştir. Sürüngenlerin ayak bilekleri, ayakların yan tarafında veya ayakların altında yer alır. Bu eklem yapısı, sürüngenlerin karada rahatça hareket etmelerine izin verir. Dinozorlar gibi bazı sürüngenlerin ise ayak bilekleri kuşlarınkinden farklıdır ve ayaklarının toplam beş parmak yerine üç parmak bulunur. Böylece daha az enerji kullanarak yürüyebilirler.

Sürüngenlerin eklem yapısındaki değişimler, günümüzde yaşayan sürüngenlerin yürüme mekanizmalarını da etkilemiştir. Örneğin, timsahlar uzun bacakları sayesinde hızlı koşabilirken, kertenkelelerin ayak bilekleri daraltılmıştır ve nispeten daha yavaş hareket ederler. Bazı sürüngenler ise kuyruklarını kullanarak hareket ederler ve eklem yapısını bu şekilde evrimleştirmişlerdir.

Bu şekilde, sürüngenlerin yürüme teknikleri ve eklem yapısı, doğal seçilim ve çevre koşullarının etkisiyle evrimleşmiştir. Bu değişimler günümüzde sürüngenlerin hareket mekanizmalarını da etkilemektedir.

Adaptasyonlar

Sürüngenlerin yürüme tekniği, vücut yapılarına bağlı olarak farklılık gösterir. Yavaş hareket eden sürüngenler, uzun gövdeleri ve kısa bacakları sayesinde yürürler. Bu yüzden, evrim sürecinde hareketsiz hayvanlardan yavaş hareket eden hayvanlara doğru bir ilerleme kaydedilmiştir.

Sürüngenlerin yavaş hareket etmeleri ve bazı türlerin özellikle engelli arazide hareket etmek için adaptasyonlar geliştirmesi nedeniyle bazı türler dört bacaklı olarak yürürken bazıları ise sadece iki bacak üzerinde hareket eder. Bunun yanı sıra, bazı sürüngenler tırmanmak için ayak parmaklarında tırnaklarla donatılmış uzun ayaklara sahiptir.

Sürüngenlerin yürüme adaptesyonları, sadece yürümelerine değil diğer aktivitelerine de katkıda bulunur. Örneğin, bazı gekolar, düşmanlarından kaçmak için sıçramak zorunda kaldıklarında, sonraki adımlarını hızla atlayarak hareket ederler. Bu şekilde, hareket etmelerindeki hız artar ve türün hayatta kalması için bir avantaj oluşturur.

Sonuç olarak, sürüngenlerin yürüme adaptasyonları hem onların ayaklarına hem de vücut yapılarına bağlı olarak farklılık gösterir. Bu adaptasyonlar, sürüngenlerin hayatta kalması, beslenmesi ve düşmanlarından kaçınması için önemlidir. Evrim sürecinde, bu adaptasyonların gelişimi ve çeşitliliği, sürüngen türlerinin farklı yürüme teknikleri kullanmasına neden olmuştur.

Kuşlar

Kuşlar, uçuş mekanizmaları ile diğer hayvanlardan farklıdırlar. Kuşların uçma özelliği, yürüme tekniğini de etkilemiştir. Keşfedilmiş 9000'den fazla kuş türü vardır ve her türün yürüme tekniği birbirinden farklıdır.

Kuşlar, yürümek yerine daha çok koşarlar. Bu hareket, kanatlarının sayesinde hızlanarak gerçekleşir. Kuşların yürüme teknikleri, ön ayaklarından çok arka ayaklarına dayanır. Ayakları, üç parmaklı ve biri geride iki parmağı önde olan bir düzene sahiptir. Bu, kuşların ağaç dallarına ve bazı yüzeylere daha iyi tutunmasına yardımcı olur.

Kuşlar, uçuş mekanizmaları nedeniyle kemik yapılarında da değişiklik yaşamışlardır. Uzmanlar, uçan kuşların kemiklerinin daha hafif olduğunu belirtmişlerdir. Bu, uçuş esnasında kuşların daha hafif olmasını ve daha rahat hareket etmesini sağlar.

Kuşların yürüme teknikleri için geliştirdiği adaptasyonlar da vardır. Örneğin, penguenler, yürümek yerine kayarak hareket ederler. Bunun için de ayakları ve tüyleri, kayabilmesi için özel olarak tasarlanmıştır.

Diğer kuşlar da yürüme tekniklerini uçuş mekanizmalarına bağlı olarak değiştirmişlerdir. Örneğin, flamingolar, uzun bacakları sayesinde su yüzeyinde yürürler ve cüsselerinin daha büyük olması yüzünden zıplayarak ilerleyebilirler.

Sonuç olarak, kuşlar, uçuş mekanizmaları nedeniyle yürüme tekniklerinde diğer hayvanlardan farklıdırlar. Ayaklarının düzeni, kemik yapıları ve geliştirdikleri adaptasyonlar, kuşların doğal ortamlarına uyum sağlamalarını ve hayatta kalmalarını sağlamaktadır.

Kemik Yapıları

Kuşların yürüme teknikleri başarılı olmaları için kemik yapılarından büyük ölçüde etkilenmektedir. Kemiklerin şekil ve boyutları kuşların hızlı ve etkili yürüme tekniklerini doğrudan etkilemektedir. Mesela, uzun bacaklı kuşlar daha hızlı hareket edebilirken, kısaca bacaklı kuşlar daha kolay sıçrayabilirler.

Bununla birlikte, kuşların yürüme teknikleri evrim sürecinde değişime uğramıştır. Özellikle, uçan kuşların kemik yapıları yerde yürüyen kuşlarınkinden farklıdır. Uçan kuşların kemikleri daha hafiftir ve daha serttir, böylece enerjiyi daha verimli kullanabilirler. Ayrıca, uçan kuşların kemiklerinde daha az sayıda topuz ve çıkıntı vardır, böylece hava direnci azaltılmaktadır.

Kuşların yürüme teknikleri evrimleşirken, kemik yapıları da zamanla değişim göstermiştir. Özellikle bazı kuş türlerinde, örneğin deve kuşları ve penguenler, kemik yapıları uçamayan kuşlardan çok farklıdır. Bu tür kuşların kemikleri daha kısa ve daha kalındır, böylece daha fazla hareket kabiliyeti sağlar. Ek olarak, bazı yürüme uyarlamaları nedeniyle, tarsus kemikleri bazı kuşlarda diğerlerine göre daha uzundur. Bu farklılıklar kuşların yürüme tekniklerindeki verimliliği ve başarısını arttıran önemli faktörlerdir.

Bu nedenlerden dolayı, kuşların yürüme tekniklerindeki kemik yapısı evrim sürecinde önemli bir rol oynar. Aslında, kuşların yürüme teknikleri ile ilgili gelişmeler, biyolojik araştırmalar için önemli bir konudur.

Adaptasyonlar

Kuşlar, yürüme teknikleri için yerleşik bir sistem geliştirmemişlerdir, ancak bazı adaptasyonlarla yere inmek zorunda kaldıklarında yürümeyi mümkün kılmışlardır. Kuşların adaptasyonları arasında, ayaklarındaki tüylerin uzunluğu ve şekli, ayak parmaklarının sayısı ve konumu, ayaklarının şekli ve büyüklüğü, diz ekleminin bulunup bulunmaması ve kemik yapılarının hafiflemiş olması sayılabilir.

Kuşların ayakları, genellikle dört parmağından üçünü öne, birini arkaya doğru yönlendirerek yürürler. Ancak su kuşları ve flamingolar gibi bazı kuş türleri beş parmaklarını kullanarak yürümeyi tercih ederler. Bu adaptasyon, kuşların yürüme becerisini iyileştirmiş ve ayaklarının dengeli olmasını sağlamıştır.

Ayak tüyleri de kuşların yürüme yeteneğine önemli katkıda bulunur. Tüyler, ayaklarda daha iyi kavrama ve tutma sağlar. Ayaklardaki tüyler, hareketi daha kontrollü hale getirilir ve kuşların kaymasını ve düşmesini engeller.

Kuşların tüyleri, ağırlık, boyut ve işlev göre farklılık gösterir. Kuşlar, tüy yapılarını yürüme tarzlarına göre evrimleştirerek, uçuş özelliği olan kuşlar, uçuş ve yürüme yeteneğine sahip kuşlara dönüşmüşlerdir.

İlginç bir adaptasyon örneği, flamigo kuşlarıdır. Flamigo kuşlarının diz eklemleri, aynı ortanca kuşlar gibi geriye dönük değil, mensinge doğru büküktür. Bu yapısı, hızlı yürümelerini sağlar ve diğer yüzme kuşlarından hareket etme şekline benzer şekilde yürümeye benzer.

Deniz Canlıları

Deniz canlıları, karada yürüyen diğer hayvanlara karşı bir avantaja sahip olmak için yüzmeye uyum sağlamıştır. Yüzme uyarlamaları, vücut şekilleri ve iskelet yapılarında belirgin değişikliklere neden olmuştur. Örneğin, balina ve yunusların uzunlamasına kasılan kaslar, ileri doğru hareket etmelerine ve hem hızlı hem de verimli bir şekilde yüzme sağlamalarına yardımcı olur.

Balıkların yüzme uyarlamaları ise genellikle vücut şekillerine bağlıdır. Bazı balık türleri, vücutlarını sıkıştırarak veya genişleterek dalgalar oluşturarak yüzme sürecini kolaylaştırır. Diğer türler, sırt yüzgeçlerini ve kuyruk yüzgeçlerini kullanarak hareket ederler.

Deniz kaplumbağaları da karadaki yakın akrabalarından farklı olarak yüzme yeteneğine sahiptir. Yüzücü kaplumbağaların bacakları, karada yürüyen kaplumbağalardan daha büyüktür ve kuyruklarının yandan hareket ettirilmesi ile birlikte yüzme hareketi gerçekleştirirler. Isırgan denizanası gibi bazı deniz canlıları, yüzme sürecinde vücutlarını genişleterek ve daraltarak su itme etkisi oluştururlar.

Tarihteki deniz canlıları ise günümüzdeki deniz canlılarından oldukça farklı görünüyorlardı. Deniz aygırları ve deniz kuşları, diğer deniz canlılarının aksine ağır, hareketsiz ve karada yavru yetiştirme yaptığı keilergildir. Ancak zamanla, daha verimli bir yüzme yeteneği geliştirmek için vücut yapıları ve yüzme uyarlamaları değişti.

Sonuç olarak, deniz canlılarının yüzme yeteneği, vücut şekilleri, iskelet yapıları ve yüzme uyarlamalarındaki değişikliklere dayanmaktadır. Bu değişiklikler, deniz canlılarının karada yürüyen hayvanlardan farklı bir yüzme yeteneğine sahip olmalarına yardımcı olmuştur.

Yüzme Uyarlamaları

Deniz canlıları, yırtıcılar ve avcılar arasındaki hayatta kalma yarışında yüzme uyarlamaları geliştirdiler. Yüzme uyarlamaları, hayvanların su altında hareket etmelerine izin veren yapılar ve özelliklerdir.

Birçok deniz canlısı, yüzme torbaları ve yüzgeçleri geliştirdi. Yüzme torbaları, hayvanların gövdesinde bulunan hava dolu keselerdir. Bu keseler, hayvanların yüzeyde kalmasını sağlar ve denizaltındayken hareketlerini kontrol etmelerine yardımcı olur. Farklı deniz canlıları için farklı yüzgeç yapıları geliştirildi. Örneğin, köpek balıkları yassı yüzgeçlerine sahiptir ve su altında hızlı bir şekilde hareket ederler. Diğer deniz canlıları ise dikey yüzgeçleriyle su altında hareket edebilirler.

Yüzme uyarlamaları, evrim sürecinde değişti ve farklı türlerin farklı uyarlamalar geliştirdiği görüldü. Mesela, balinaların yüzme torbaları gelişerek büyük boyutlarına uyarladılar ve mükemmel yüzücü olmalarını sağladı. Bu uyarlamalar, avlanma ve diğer türlerle rekabet etme açısından son derece önemlidir. Bu uyarlamaların geliştirilmesi için geçen süre çok uzun olabileceğinden, bu yapılar hayvanların hayatta kalması ve türlerinin devam etmesi için hayati önem taşır.

Karada Yürüme Uyarlamaları

Deniz canlıları, evrim süreçleri boyunca karada yürümek için farklı uyarlamalar geliştirmişlerdir. Bu uyarlamaların çoğu, deniz canlılarının daha iyi hareket edebilmeleri için farklı türde kemik veya kasların gelişmesini sağlamıştır.

Örneğin, bazı deniz kaplumbağaları, uzun bacakları ve ayak parmaklarını karada daha iyi hareket edebilmek için farklılaştırmıştır. Denizanası gibi diğer deniz canlıları ise, karadaki hareketlerini yavaşlatan ve yönünü değiştirmelerini kolaylaştıran özel dokulara sahiptir.

Deniz canlıları ayrıca, yüzgeçlerini karada yürümek için kullanabilirler. Yengeçler gibi bazı deniz canlıları, yürürken yüzgeçlerini önlerine doğru hareket ettirir ve bu şekilde ilerlerler. Diğer deniz canlıları ise, yüzgeçleri ayak gibi kullanarak karada yürümeyi başarırlar.

Bu uyarlamalar, deniz canlılarının genetik mutasyonlar sonucu gelişmiş özellikleri de olabilir. Ayrıca çevresel faktörler de bu uyarlamaların ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Örneğin, sahil kenarındaki sert kayalar ve yarıklar, deniz canlılarının karada hareket edebilmeleri için uygun bir çevre sağlar.

Sonuç olarak, deniz canlıları yüzyıllar boyunca evrim geçirirken, karada yürümek için farklı fiziksel uyarlamalar geliştirdiler. Bu uyarlamalar, deniz canlılarının hayatta kalma şansını arttırarak, onları çevrelerindeki değişen koşullara uyum sağlama konusunda daha başarılı hale getirdi.