Mısır'da, kadın hakları mücadelesi yüzyıllardır devam ediyor. Kadınların sahip olduğu haklar ve hayatlarındaki değişimler, Mısır toplumunun gelişmesinde büyük rol oynuyor. Bu yazıda, Mısır'da kadın hakları konusunda tarihi ve günümüzdeki durum hakkında bilgi edineceksiniz.
Mısır toplumunda, kadın hakları tartışmaları oldukça uzun bir geçmişe sahip. Özellikle son yıllarda birçok uluslararası örgüt ve insan hakları savunucusunun uyarılarına rağmen, Mısır'da hala kadınlar konusunda ciddi problemler yaşanıyor. Geleneksel aile yapısı, dinî inanışlar, ekonomik durum ve toplumsal cinsiyet rolleri, genellikle kadınların eğitim, iş hayatı ve toplumsal yaşantıları üzerinde ciddi bir baskı unsuru olarak görülüyor.
Mısır'da kadın hakları mücadelesi, 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanıyor. O dönemde, ulusal bağımsızlık mücadelesi sırasında kadınlar, Mısır'da öncü bir rol oynadılar. Ancak, 20. yüzyılın başlarından itibaren, kadınların sosyal hayatta ve siyasi yaşamda yer almaları büyük ölçüde kısıtlandı. 1952'de gerçekleşen askeri darbe sonrasında, kadın hakları savunucuları, özellikle kadın eğitimi ve kadınların siyasi katılımı konularında mücadele vermeye başladılar.
Günümüzde, Mısır'da kadınların okullaşma oranlarında önemli bir artış gözlemleniyor. Ancak, kırsal kesimlerdeki kadınların eğitim durumları, kentsel kesimlere göre oldukça geri kalmış durumda. Bununla birlikte, geleneksel aile ve toplumsal baskılar, kadınların okullaşmaları ve iş hayatında yer almaları konularında hala ciddi sıkıntılar yaratıyor.
Tarihçe
Mısır, kadın hakları mücadelesinde oldukça zengin bir tarihe sahip. Ortaçağ dönemi Arabistan'ında kadınların miras gibi meşru hakları vardı. Ancak 19. yüzyılda kadınlar sadece sorumlu oldukları çocukların koruyucuları olarak kabul edildi. 1923 yılında Mısır, kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren ilk Arap ülkesi oldu. Bununla birlikte, kadınlar için sivil hakların tamamı 1956'da kabul edildi.
Mısır'daki kadın hakları, ulusal bağımsızlık mücadelesi sırasında kazanılan özgürlüklerle birlikte gelişti. Birçok kadın, erkeklerle birlikte savaştı ve hatta bazıları hayatlarını kaybetti. Bu süreç, kadınların kamuoyuna daha çok çıkması ve siyasi haklarının kabul edilmesi ile sonuçlandı.
Şimdiye kadar Mısır'da kadın hakları konusunda birçok adım atılmış olsa da, hala yapılacak çok şey var. Özellikle toplumun bazı kesimlerinde kadın haklarının hala yeterince kabul görmediği görülmektedir. Bu nedenle, kadın hakları mücadelesinde Mısır, atması gereken adımların farkında olmalıdır.
Kadınların Eğitim Durumu
Mısır'da kadınların eğitim durumu ülkenin gelişimi ve kadın hakları açısından önemli bir konudur. Ancak Mısır'daki kadınların okullaşma oranları ve eğitim fırsatları, erkeklerle kıyaslandığında oldukça düşüktür.
2018'de yapılan bir araştırmaya göre, Mısır'daki kadınların sadece %70'i okuryazar ve sadece %26'sı lise diplomasına sahip. Üniversite seviyesinde ise erkeklerin %20'sine karşın kadınların sadece %8'i mezun olmuştur.
Buna rağmen son yıllarda Mısır hükümeti, kadınların eğitimine daha fazla yatırım yapmaya başlamıştır. Hükümet, ayrıca kızları okula gönderen ailelere maddi teşvikler sağlamaktadır.
Ancak kırsal kesimde yaşayan kadınlar, özellikle de fakir ailelerin çocukları, okula gitme şanslarının oldukça düşük olmasından dolayı eğitim fırsatlarından yoksun kalıyorlar. Ayrıca, geleneksel aile yapıları ve toplumsal baskılar da, kadınların eğitimine erişimde önemli bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Kırsal kesimdeki doğal afetler(ızdırap), tarım çalışmaları ve düşük ekonomik performans
- Ailelerin yalnızca erkek çocuklarını okula göndermeyi tercih etmesi
- Erken yaşta evlenme ve ev işleri gibi geleneksel kadın rolleri
Bunların yanı sıra kadınların ekonomik durumu da eğitim fırsatlarına etki etmektedir. Ailenin ekonomik durumunun kötü olması kadınların okullaşmasını zorlaştırırken, iyi bir eğitim almaları da ekonomik olarak daha güçlü olmalarına katkıda bulunuyor.
Genel olarak Mısır'daki kadınlar, eğitim fırsatlarına erişim açısından hala zorluklarla karşı karşıyadır. Ancak hükümetin yaptığı yatırımlar ve yürütülen kampanyalar, umut verici gelişmelerdir.
Kırsal ve Kentsel Ayırım
Kadınların eğitim durumu açısından Mısır'da kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar ile kentsel bölgelerdeki kadınlar arasında belirgin farklar olduğu görülmektedir. Bu farklılıklar nedeniyle eğitime erişim kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar için oldukça sınırlıdır. Kırsal- kentsel farklılıkları ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapılsa da, kadınların eğitimine erişimi arttırmak için daha kapsamlı stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Mısır'ın kırsal bölgelerinde birçok kadın, tarım sektöründe çalışmakta ve ev işleriyle de ilgilenmektedir. Bu nedenle, çocuklarına bakmakla yükümlü olduklarından dolayı, eğitimlerine başlamakta ya da devam etmekte güçlük çekmektedirler. Ailelerin kız çocuklarına yatırım yapmak yerine erkek çocuklarına yatırım yapmaları da ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumun yanı sıra, kırsal bölgelerdeki okulların yetersizliği de kadınların eğitimine erişimini engellemektedir.
Buna karşılık, kentsel bölgelerde yaşayan kadınlar genellikle daha fazla eğitim fırsatına sahip olmaktadırlar. Şehirlerde daha fazla okul ve üniversite mevcut olduğundan, kadınların eğitim alma olasılığı daha yüksektir. Ancak, bununla birlikte, kentlerde yaşayan kadınlar da ekonomik zorluklar, sosyal baskı ve toplumsal cinsiyet rolleri gibi diğer engellerle karşı karşıyadırlar.
Bu kırsal-kentsel farklılıklarda, toplumsal baskı gibi diğer faktörlerin de rol oynadığı görülmektedir. Geleneksel aile yapıları ve toplumsal baskılar, kırsal bölgelerde kadınların eğitimine erişimini zorlaştıran etkenler arasındadır. Ayrıca, kadınların ekonomik durumları da eğitimlerine erişimlerini etkileyebilmektedir.
Sonuç olarak, kadınların eğitimi konusu Mısır'daki toplumsal yapının birçok farklı boyutunu etkilemektedir. Kırsal bölgelerdeki ile kentsel bölgelerdeki kadınlar arasındaki eğitim farklılıklarının ortadan kaldırılması için, kadınların eğitimine yönelik daha kapsamlı çözümler geliştirilmesi gerekmektedir.
Geleneksel Aile ve Toplumsal Baskı
Geleneksel aile yapısı ve toplumsal baskı, Mısır'da kadınların eğitimine yönelik en büyük engellerden biridir. Mısır'da toplumsal cinsiyet rolleri hala güçlü bir şekilde sürmektedir ve kadınlar genellikle ailelerinin onaylamadığı bir eğitim izleyemezler. Ailelerin erkek çocuklarına öncelik vermesi, kız çocuklarının eğitimi için kaynakların azalmasına neden olur.
Ek olarak, kadınlar genellikle ev işlerinden sorumlu tutulurken, erkeklerin eğitim ve iş hayatındaki rolleri daha fazla desteklenir. Toplumun bu cinsiyet ayrımı, kadınların okullaşma oranlarını ve iş hayatına katılma oranlarını düşürmektedir.
Birçok aile, kızlarının erken yaşta evlenmesini ve evlilik dışı ilişkilere girmesini engellemeye çalışır. Bu durum, genç kızların okuldan daha erken ayrılmalarına ve eğitimlerine daha az önem vermesine neden olabilir.
Geleneksel aile yapısındaki bu cinsiyet ayrımı ve toplumsal baskı, kadınların eğitimine engel olmanın yanı sıra, kadınların toplumsal hayattaki rollerinin de sınırlandırılmasına neden olmaktadır. Bu sorunun çözümü için ailelerin eğitim konusunda desteklenmeleri ve toplumun kadınların eğitimi için daha fazla kaynak ayrılmaları gerekmektedir.
Ekonomik Durumun Etkisi
Kadınların eğitim seviyesi üzerinde ekonomik durumları da önemli bir etkiye sahiptir. Mısır'da kadınların okullaşma oranları ve eğitim fırsatları erkeklerle kıyaslandığında oldukça düşük seviyededir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında kadınların ekonomik güçsüzlükleri yer almaktadır.
Mısır'da kadınların çoğu ev kadını olarak hayatlarını sürdürmektedir ve ekonomik olarak bağımsız değillerdir. Dolayısıyla, aile ekonomisine katkıda bulunamamakta ve dolayısıyla da eğitimlerine yeterince önem verilememektedir. Kadınların iş hayatındaki yokluğu ve ekonomik olarak bağımlı olmaları, okullaşmalarını etkileyen temel faktörler arasında yer almaktadır.
Ayrıca, ekonomik durumun eğitim fırsatları üzerindeki etkisine dair birçok farklı faktör de bulunmaktadır. Örneğin, Mısır'da kırsal bölgelerde yaşayan kadınların okullaşma oranları, kentsel bölgelerde yaşayan kadınlarınkiyle kıyaslandığında oldukça düşüktür. Ayrıca, eğitim harcamaları nedeniyle ekonomik sıkıntıya düşen aileler, kız çocuklarının eğitimine yeterince kaynak ayıramamaktadır.
Bütün bu faktörler göz önüne alındığında, kadınların ekonomik durumları ve aile içi rollerinin eğitimlerine olan etkisi oldukça büyüktür. Kadınların ekonomik olarak güçlenmeleri ve ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi, kadınların okullaşma oranlarının artmasına ve eğitim fırsatlarına erişimlerinin kolaylaşmasına yardımcı olabilir.
Kadınların İş Hayatındaki Yokluğu
Mısır toplumunda kadınların iş hayatındaki yokluğu, kadınların toplumdaki cinsiyet rollerinin sıkı bir şekilde belirlenmesinden kaynaklanmaktadır. Kadınlar, genellikle erkeklerin egemen olduğu iş sektörlerinde çoğunlukla yer almazlar ve ev işleriyle veya aile işletmelerinde çalışarak mevcut kalmaya çalışırlar.
Birçok Mısırlı kadın, erkeklerin iş gücüne dahil olabilmesi için gerekli olan iş yerlerinde iş bulmakta zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu nedenle, kadınlar iş aramak yerine birçok toplumsal aktiviteyle ilgilenirler ve genellikle ailevi sorumlulukları nedeniyle evde kalırlar.
Ayrıca, kadınların iş hayatındaki yokluğunun bir diğer nedeni, erkeklerin kadınların çalışmasını hoş karşılamama eğilimleri ve kadınların ev işleriyle uğraşması gerektiği inancıdır. Bu nedenle, kadınların iş hayatında yer almaları ailelerine veya toplumlarına uygun olmadığı düşünülür.
Özetle, Mısır toplumunda kadınların iş hayatındaki yokluğu cinsiyet rollerinin sıkı kalıplara bağlanması, iş yerlerinde bulunma zorlukları ve toplumsal normlar ve inançlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Kadınların ekonomik güçlerinin artması, eğitim fırsatlarının genişlemesi ve cinsiyet eşitliğine olan bu olumlu yaklaşımın artması, kadınların iş hayatındaki yerlerinin artması için önemli adımlar olacaktır.
Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Oluşumu
Mısır'da toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumu, kadının aile içindeki yeri ve toplumda nasıl algılandığı konusu oldukça önemlidir. Geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri, kadınların ev işleri ve çocuk bakımı gibi çevresel sorumlulukları üzerinde dururken, erkekler ise toplumsal hayatta daha aktif bir rol alır. Bu roller, kadınların iş hayatındaki varlıklarını sınırlar ve onları evde sıkışmış hissettirir. Bu durum, Mısır'da cinsiyet eşitsizliğinin bir göstergesi olarak görülmektedir.
Ancak son yıllarda, kadınlar Mısır'da daha aktif bir toplumsal ve siyasi rol oynamaktadır. Kadınların arasında önde gelen aktivistler, kadınların eşit hakları için mücadele etmektedir. Bu aktivistlerin arasında birçok kadın, kadınların toplumsal cinsiyet rolleri ve toplumdaki yerleriyle ilgili farkındalığı arttırmak için çalışmaktadır.
Mısır'da kadınların aile içindeki yeri, geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri tarafından belirlenir. Aile içinde kadınlar, ev işleri ve çocuk bakımı sorumluluklarını üstlenirken, erkekler ise aile ekonomisini sağlamak için çalışırlar. Bu geleneksel rol dağılımı, kadınların iş hayatında bulunmamaları ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını sınırlar.
Mısır'daki kadınların toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumuna dinî görüşler de büyük ölçüde etki etmektedir. Özellikle İslam dininde kadınların toplumsal hayatta erkeklere göre daha az rol alması öngörülmüştür. Bu nedenle, toplumdaki kadınların dinî değerlere göre belirlenmiş bir rolü vardır ve bu rol, kadınların toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumunda belirleyici bir faktördür.
Sonuç olarak, Mısır'da toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumu ve kadının aile içindeki yeri oldukça önemli bir konudur. Kadınların eşit hakları için mücadele etmek ve cinsiyet eşitsizliğine karşı çıkmak, Mısır'daki cinsiyet eşitsizliği sorununun çözümü için önemli bir adımdır.
Dinî Görüşlerin Etkisi
Mısır toplumunda kadın hakları konusu, pek çok alanda olduğu gibi dinî görüşlerle de şekilleniyor. İslam'ın etkisi altındaki Mısır'da kadının toplumsal hayattaki rolüne dair dinî görüşler, kadın hakları mücadelesine açık ya da dolaylı etkilerde bulunuyor.
İslamiyet'in kadına dair açık ve net hükümleri olmakla birlikte, uygulama ve yorumlamalar bölgesel ve kültürel farklılıklara göre değişebiliyor. Bu değişkenlik, kadının toplumsal ve siyasal alanda eylem kabiliyetine sahip olarak görülmesine veya sadece aile hayatında işlevsel olarak değerlendirilmesine neden oluyor.
Özellikle kırsal kesimde, dindar kesim tarafından kadının tekil varoluşu yerine ailenin bir parçası olarak kabul edilmesi, kadının iş hayatına atılması ya da eğitim alması gibi taleplerin dinî geleneklere aykırı olarak görülmesine neden olabiliyor. Bu durum, kadının bireysel haklarının ve toplumsal alanda yer alma isteğinin önünde bir engel olarak duruyor.
Diğer yandan, dinî geleneklerin modern çağın gerektirdiği insan haklarına uygunluğu sık sık tartışılan bir konu oluyor. Son yıllarda, kadınların eşit haklara sahip olması gerektiğini savunan İslam anlayışı daha fazla öne çıkıyor. Bu durum, özellikle kadın hakları savunucuları tarafından olumlu karşılanıyor.
Dinî görüşlerin kadının toplumsal hayattaki esnekliği ya da sınırlılığı hakkında yapılan yorumları, toplumsal düşüncenin de şekillenmesine neden oluyor. Medya organları, toplumsal olaylar ve siyasi tartışmalar, kadınlara dair ön yargılı bakış açılarını pekiştirebiliyor ya da bu bakış açılarına karşı farkındalık yaratabiliyor.
Özetle, dinî görüşlerin kadının toplumsal hayatındaki rolüne etkisi Mısır'daki kadın hakları mücadelesinde sıkça tartışılan bir konu. Kadınların eşit hak ve fırsatlar ile birlikte toplumsal hayatta aktif bir şekilde yer almaları, hem dinî geleneklere uygunluğu hem de insan hakları prensiplerini doğru şekilde uygulamayı önemli kılıyor.
Toplumsal Düşünce ve Medya
Toplumsal düşüncenin kadınlara bakış açısı ve medyanın kadın görüntüsü üzerindeki etkisi Mısır'da kadın hakları mücadelesi açısından oldukça önemlidir. Toplumsal düşüncede kadınlara yönelik ayrımcılık ve kadınların belirli rollerle sınırlı tutulması yaygındır. Kadının aile içindeki yeri ve iş hayatındaki yokluğu gibi konularda bu düşüncelerin etkisi görülmektedir.
Medyanın rolü ise oldukça büyüktür. Özellikle günümüzde internetin yaygınlaşması ile birlikte sosyal medya platformları kullanımında artış görülmüştür. Ancak medyada yer alan kadın görüntüsü çoğunlukla kadınların nesneleştirilmesi ve bedenleri üzerinden satış stratejileri oluşturulması şeklindedir. Kadınların gerçek hayattaki rollerinin yansıtılması yerine, klişeleşmiş kadın-erkek rolleri üzerinden toplumsal düşünceler desteklenmektedir.
Bu nedenle, kadınların medyada ve toplumda daha eşit şekilde temsil edilmesi gerekmektedir. Toplumsal düşüncenin kadınlara yönelik ayrımcı bakış açısının değiştirilmesi ve kadınların gerçek hayattaki rollerinin yansıtılması için medyanın daha sorumlu bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu konuda medya organlarına ve toplumsal yapıya seçici olma ve cinsiyet kimliği ya da beden üzerinden kadınları nesneleştiren tutumlardan kaçınma çağrısı yapılmalıdır. Bunun yanı sıra, çocukluk döneminden itibaren eşitliği öğreten eğitim programları oluşturulmalı, kadın hakları savunucuları ve aktivistleri her platformda desteklenmeli ve toplumsal farkındalık arttırılmalıdır.
Meşru Müdafaa ve Kadına Yönelik Şiddet
Kadına yönelik şiddet, Mısır'da oldukça yaygın bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Bildirilmemiş vakalar da dâhil olmak üzere, özellikle ev içi şiddet oranları oldukça yüksek. Kadınlar, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet gibi çeşitli şekillerde şiddete maruz kalıyorlar. Kadına yönelik şiddetin en yaygın şekli, eşinden ya da aile fertlerinden gördüğü şiddettir. Bu şiddet, genellikle evlerin içinde örtülü bir şekilde gerçekleşir ve dışarıya yansımaz.
Meşru müdafaa hakkı, kadınların kendilerini savunabilecekleri yasal bir yöntemdir. Ancak Mısır'da, kadınların meşru müdafaa hakkı kullanması oldukça zordur. Bu hakkın kullanılabilmesi için, kadınların öncelikle şiddet eyleminin gerçekleştiği an, sadece kendisini korumak amacıyla hareket ettiğini kanıtlaması gerekiyor. Bununla birlikte, sadece savunma amaçlı gerçekleştirilen eylemler bile, genellikle polis tarafından tutuklanmayla sonuçlanabiliyor ve mahkemelerdeki yargılama süreci çok uzun olabiliyor.
Kadına yönelik şiddet konusunda, Mısır hükümetinin ciddi bir çalışma yürütmesi gerekmektedir. Mevcut yasalar, kadınların şiddete karşı korunmasında yetersiz kalmaktadır ve cezaların yeterince caydırıcı olmaması, şiddetin artmasına neden olmaktadır. Kadınların meşru müdafaa haklarının kullanımına yönelik daha fazla bilgilendirme ve eğitim yapılması şarttır. Ayrıca, toplumsal cinsi rollerin yeniden inşası ve erkeklerin kadın haklarına yönelik farkındalıklarının artırılması da önemlidir. Bu problem, sadece yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda toplumsal kültürün dönüştürülmesiyle çözülebilir.
Ailenin ve Devletin Yaklaşımı
Kadına yönelik şiddet Mısır'daki en önemli sorunlardan biri. Maalesef, bu şiddetin azaltılması ve durdurulması konusunda devlet ve aileler tarafından yeterli çaba sarf edilmiyor. Aileler genellikle şiddetin örtbas edilmesine ve susulmasına izin verirken, devlet yetkilileri bu sorunu ciddi bir şekilde ele almıyor.
Devletin kadına yönelik şiddeti ele alışı, yürürlükte olan yasaların çoğu zaman uygulanamaması ile sınırlı kalıyor. Çoğu vakada, kadınlara şiddet uygulayanlar cezalandırılmıyor veya yaptırım almıyor. Bu durum hem kadınların tüm haklarının ihlali hem de şiddetin artmasına neden oluyor. Ayrıca, kadınların şiddetle mücadele edebilmeleri için yeterli desteği alamamaları büyük bir sorun.
Aileler tarafından şiddetin örtbas edilmesi ise Mısır toplumunun ciddi sorunlarından biridir. Kadına yönelik şiddet aile içerisinde de sık görülmektedir; ancak, bu durum genellikle ailenin onurunu korumak için hafife alınıyor veya yok sayılıyor. Bu yaklaşım, kadınların yaralanması ve hatta ölmesine neden olabiliyor. Ayrıca, bu durum kadınların şiddetle mücadele etmeleri için yeterli desteği alamamalarını sağlıyor.
Kadına yönelik şiddet sorununun çözümünde ailelerin ve devletin daha proaktif bir rol üstlenmesi gerekiyor. Devletin bu konuda daha fazla tutarlılık ve kararlılık göstermesi, ailelerin de şiddeti açığa çıkarmaktan çekinmemesi gerekiyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için öncelikle bu sorunun varlığı kabul edilmeli, destek sistemleri oluşturulmalı, mağdurlara adil bir şekilde davranılmalı, ve şiddeti uygulayanların cezalandırılması sağlanmalıdır.
Çözüm Önerileri ve Sonuç
Mısır'da kadın hakları mücadelesi oldukça zorlu bir süreçtir ve halen devam etmektedir. Kadınların eğitim durumu, iş hayatındaki yokluğu, toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumu, dinî görüşlerin etkisi ve kadına yönelik şiddet bu mücadelede ele alınması gereken başlıca sorunlardır.
Kadınların eğitim durumunun iyileştirilmesi için eğitim fırsatlarının arttırılması, kırsal ve kentsel alanlar arasındaki eğitim farkının azaltılması gerekmektedir. Ayrıca, geleneksel aile yapısının kadınların eğitimine etkisini azaltacak çalışmalar yapılmalıdır.
Kadınların iş hayatındaki varlığının arttırılması için kadınlar için uygun çalışma koşulları yaratılmalı, kadın girişimciliği teşvik edilmeli ve kadınların iş hayatına katılımlarını engelleyen engelleri ortadan kaldırmak için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumu konusunda farkındalık çalışmaları yapılmalı ve kadınların toplumdaki yerlerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Dinî görüşlerin kadının toplumsal hayattaki rolüne olumsuz etkilerini azaltacak çalışmalar yapılmalı ve medyanın kadın görüntüsü üzerindeki olumsuz etkileri de azaltılmalıdır.
Kadına yönelik şiddetle mücadele için aile ve devletin bu konuda daha etkin yaklaşımları olmalıdır. Kadına yönelik şiddet mağdurlarına destek sağlayacak programlar oluşturulmalı ve meşru müdafaa hakkı kullanımı da dahil olmak üzere hukuki süreçler daha etkin hale getirilmelidir.
Sonuç olarak, Mısır'da kadın hakları alanında hâlâ pek çok sorun bulunmakla birlikte, bu sorunlarla mücadelede atılacak adımların ve yapılacak çalışmaların etkili olacağına inanıyoruz. Kadınların hakları ve toplumsal hayattaki yerleri konusunda farkındalığın arttırılması gerekmektedir ve bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir.