COVID-19 enfeksiyonu sonrası görülebilen göğüs hastalıkları arasında fibrozis hastalığı da yer almaktadır Yaklaşık %30 oranında görülebilen bu hastalıkta semptomlar, dispne, halsizlik, duygu durum değişiklikleri ve öksürük gibi belirtilerdir Tedavi yöntemleri arasında oksijen ve mecnoniumdestekleri, ventilasyon desteği gibi yöntemler yer alır Hastalığın erken teşhisi ve uygun müdahale ile komplikasyon riski azaltılabilir

Enfeksiyon sonrası göğüs hastalıkları, COVID-19 hastalığının sebep olduğu sağlık sorunları arasında en dikkat çekenlerden biridir. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) olan kişilerde semptomlar kötüleşebilir. Akut Solunum Yetmezliği, şiddetli COVID-19 enfeksiyonu olan kişilerde sıkça gözlemlenir. Enfeksiyon sırasında plazma konsantrasyonlarında artış gözlemlenen fibrin monomer kompleksleri akciğerlerde mikroembolizmaya neden olabilir ve bu mikroembolizmaların embolize olması, solunum, dolaşım ve enfeksiyonlar açısından komplikasyona yol açabilir.

Fibrozis Hastalığı, COVID-19 hastalarının yaklaşık %30'unda görülebilir ve semptomları, dispne, halsizlik, duygu durum değişiklikleri ve öksürük gibi belirtilerdir. Pnömoni de COVID-19 enfeksiyonu sonrası sık görülen bir göğüs hastalığıdır ve bilgisayarlı tomografi radyolojik görüntüleme sırasında, bilateral infiltrat görülebilir.

Diğer göğüs hastalıkları olarak pulmoner emboli, akciğer ödemi ve pnömotoraks gibi komplikasyonların ortaya çıkması da mümkündür. Tedavi yöntemleri arasında oksijen ve mecnoniumdestekleri, ventilasyon desteği gibi yöntemler yer alır.

COVID-19 enfeksiyonu sonrası göğüs hastalıkları, ciddi bir sağlık sorunu oluşturmakta ve tedavi edilmeleri gerekmektedir. Herhangi bir semptom gösteren kişilerin mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurması önemlidir.

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı veya kısaca KOAH, akciğerleri etkileyen kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Bu hastalığa sahip kişilerde enfeksiyon sonrası semptomlar kötüleşebilir. COVID-19 enfeksiyonu sonrası KOAH olan kişilerin tedavi ve bakım planları da daha dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır.

KOAH'ın semptomları arasında nefes darlığı, öksürük, balgam üretimi ve göğüs sıkışması yer alır. Bu semptomlar enfeksiyon sonrası daha şiddetli bir hal alabilir. Ayrıca enfeksiyon sırasında bronşlarda artan iltihap sebebiyle KOAH olan kişilerin enfeksiyon süreci daha uzun sürebilir.

KOAH hastalarının COVID-19 enfeksiyonundan korunmak için tedbir alması gerekmektedir. Bu nedenle, enfeksiyon yaygınlaştıkça, KOAH hastalarının özellikle sosyal mesafe kurallarına uymaları ve solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için ellerini düzenli olarak yıkamaları gerekir.

Tedavi ve bakım planlarında ise, KOAH hastalarının solunum yollarını açık tutmaları için bronkodilatör ilaçlar kullanmaları önerilir. Ayrıca, KOAH hastalarının oksijen desteği ihtiyaçları daha fazla olabilir ve bu sebeple oksijen tedavisi uygulanmalıdır.

Sonuç olarak, COVID-19 enfeksiyonu sonrası KOAH hastalığı olan kişilerde semptomlar kötüleşebilir ve bu sebeple tedavi ve bakım planları daha dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır. Hastaların solunum yollarını açık tutmaları, sosyal mesafe kurallarına uymaları ve el hijyenine dikkat etmeleri önemlidir.

Akut Solunum Yetmezliği

Akut solunum yetmezliği, COVID-19 enfeksiyonlularında sık görülen bir komplikasyondur. Bu durumda, akciğerlerin kanla dolması sonucu oksijenin vücuda yeterince iletilememesi söz konusudur. Şiddetli enfeksiyonlar sonucunda solunum yetmezliği ortaya çıkabilir ve hastanın yaşamını tehdit edebilir.

Bu durumun tedavisi için oksijen tedavisi ve mecnonium desteği uygulanabilir. Ayrıca mekanik ventilasyon gibi ciddi durumlarda kullanılan yöntemler de hayat kurtarıcı olabilir. Ancak solunum yetmezliğinin iyileşmesi için, COVID-19 enfeksiyonunun öncelikle kontrol altına alınması ve enfeksiyonun semptomlarının hafifletilmesi gerekmektedir.

Mikroembolizmaların Etkisi

COVID-19 hastalığı enfeksiyonu sonrasında göğüs hastalıkları incelenirken, mikroembolizmaların etkisi de gözlemlenmiştir. Enfeksiyon sırasında plazma konsantrasyonlarında artış gözlemlenen fibrin monomer kompleksleri akciğerlerde mikroembolizmaya neden olabilir. Bu durum, solunum, dolaşım ve enfeksiyonlar açısından ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Bu durumun bir sonucu olarak, enfekte kişilerde bakteriyel enfeksiyon riski de artabilir. Mikroorganizmaların embolize olması, daha zorlu bir enfeksiyon tablosu ortaya çıkararak, solunum yetmezliği gibi daha ciddi durumların gelişmesine zemin hazırlayabilir.

Mikroembolizmaların neden olduğu akut solunum yetmezliği tedavisinde ise, oksijen desteği ve mecnonium destek verilebilir. Ancak, tedavi yöntemi, enfeksiyonun şiddetine, yapılan tanı testlerine ve hastanın klinik durumuna göre değişebilir.

Bakteriyel Enfeksiyon Riski

Mikroorganizmalar embolize olduğunda, solunum, dolaşım ve enfeksiyonlar açısından komplikasyonlara neden olabilirler. COVID-19 enfeksiyonu sırasında, mikroembolizma nedeniyle akciğer dokusunda hasar oluşabilir ve bu durum da bakteriyel enfeksiyon riskini artırabilir. COVID-19 hastalığına bağlı akciğer hasarı nedeniyle zaten immün sistemi zayıflayan kişilerde, bakteriyel enfeksiyonların daha yaygın ve şiddetli olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle, bakteriyel enfeksiyon riski yüksek olan kişilere antibiyotik tedavisi veya profilaksi tedavisi önerilebilir.

Tedavi Yöntemleri

Akut solunum yetmezliği, COVID-19 enfeksiyonu sonrasında en sık görülen göğüs hastalıklarından biridir. Bu hastalıkta akciğerler yeterince oksijen almaz ve karbondioksit atılmaz. Tedavi yöntemleri arasında oksijen desteği ve mecnonium desteği verilmesi yer alır.

Akut solunum yetmezliği olan hastalarda, oksijen seviyelerini kontrol etmek için kan gazları testleri yapılır. Daha sonra, hastanın durumuna bağlı olarak, oksijen desteği verilebilir. Bu, burun kanülleri, yüz maskeleri veya nazal kanüller yoluyla sağlanabilir. Çok ciddi durumlarda, hastanın solunum cihazına bağlanması ve ventilasyon desteği verilmesi gerekebilir.

Mecnonium desteği de solunum cihazıyla verilen bir tedavi yöntemidir. Mecnonium, bronşlarda ve akciğerlerdeki fazla sekresyonu temizlemeye yardımcı olur. Bu işlem, hastanın solunumunu kolaylaştırır ve akciğerlerin daha fazla oksijen almasını sağlar.

Tedavi sürecinde hastanın sıvı seviyelerinin takip edilmesi, yüksek kalorili ve yüksek proteinli bir diyet verilmesi de son derece önemlidir. Ayrıca, koagülasyon bozukluklarının önlenmesi için antikoagülan tedavisi de uygulanabilir.

Akut solunum yetmezliği, birçok hastada ciddi bir durum olmasına rağmen, zamanında ve doğru tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir. Doğru bir tedavi ile hastanın solunum fonksiyonları iyileştirilebilir ve taburcu edilmesi sağlanabilir.

Fibrozis Hastalığı

Korona virüs enfeksiyonu sonrasında, hastaların yaklaşık %30'unda fibrozis hastalığı gelişebilir. Fibrozis hastalığı, akciğer dokusunda kalıcı skarlaşma ve sertleşmeye neden olan bir durumdur. Bu durum, COVID-19 enfeksiyonuna bağlı olarak, akciğerlerdeki inflamasyon ve hasarın neden olduğu bir sonuç olabilir. Fibrozis hastalığı, hastalarda dispne (nefes darlığı), yorgunluk, öksürük ve göğüs ağrısı gibi semptomlara neden olabilir.

Birçok COVID-19 hasta, hastalık sonrası akciğerlerinde iz kalması nedeniyle uzun süreli solunum problemleri yaşayabilir. Fibrozis hastalığı olan hastaların tam iyileşmeleri, birkaç hafta veya birkaç ay sürebilir.

Bu nedenle, COVID-19 enfeksiyonu geçiren hastaların takip edilmesi ve akciğerlerinde olası fibrozis hastalığının erken teşhisi için düzenli kontroller yapılması önemlidir. Ayrıca, COVID-19 hastalığına karşı koruyucu tedbirlerin alınması, enfeksiyon riskini azaltırken, akciğer sağlığının korunmasına da yardımcı olabilir.

İmmun Sistem Yanıtı

COVID-19 enfeksiyonu sonrası görülen göğüs hastalıklarından biri de fibrozis hastalığıdır. Yaklaşık %30 oranında görülen bu hastalıkta, kronik inflamasyon nedeniyle tam iyileşme bir kaç hafta ile bir kaç ay arasında değişebilir. Bu durum, immün sistem yanıtı aşamalarından kaynaklanır. Fibrozis hastalığı semptomları arasında dispne, yani nefes darlığı, halsizlik, duygu durum değişiklikleri ve öksürük bulunur. Tedavi, semptomlara yönelik bir tedavi planıdır ve oksijen desteği, kortikosteroidler ve bronkodilatörler gibi ilaçlarla yapılabilir.

COVID-19 enfeksiyonu sonrasında görülen diğer bir göğüs hastalığı da pnömonidir. Bu hastalıkta, bilgisayarlı tomografi radyolojik görüntüleme sırasında bilateral infiltrat görülür. Tedavi, kan oksijen seviyeleri düşük kişilere oksijen tedavisi veya ventilasyon desteği gerekebilir.

KOAH hastalığı olan kişilerde enfeksiyon sonrası semptomlar kötüleşebilir ve şiddetli COVID-19 enfeksiyonu olan kişilerde akut solunum yetmezliği gözlemlenebilir. Enfeksiyon sırasında plazma konsantrasyonlarında artış gözlemlenen fibrin monomer kompleksleri akciğerlerde mikroembolizmaya neden olabilir ve mikroorganizmaların embolize olması solunum, dolaşım ve enfeksiyonlar açısından komplikasyona yol açabilir.

COVID-19 enfeksiyonu sonrası göğüs hastalıkları tedavisinde oksijen ve mecnonium destek verilebilir. Ayrıca, en sık görülen komplikasyonlar arasında pulmoner emboli, akciğer ödemi ve pnömotoraks da yer almaktadır.

Semptomlar

COVID-19 enfeksiyonu sonrası göğüs hastalıkları arasında en sık görülen semptomlar dispne, yani nefes darlığı, halsizlik, duygu durum değişiklikleri ve öksürüktür. Bu semptomlar, enfeksiyonun ciddiyetine ve kişinin bağışıklık sistemi gücüne bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Dispne, COVID-19 ile enfekte olan hastaların %70'inden fazlasında gözlenir ve sıklıkla şiddetlidir. Özellikle ileri yaşlılar, diyabet, KOAH ya da kalp hastalığı gibi komorbiditeleri olan kişilerde dispne daha yaygındır.

Öksürük ise genellikle kuru öksürük şeklindedir ve şiddetli olabilir. Hastaların yaklaşık %90'ında öksürük gözlemlenir. Halsizlik ve yorgunluk da diğer sık rastlanan semptomlardandır ve enfeksiyonun şiddeti arttıkça şiddetleri de artış gösterir.

Ayrıca, COVID-19 enfeksiyonunun bazı nadir semptomları da olabilir. İştah kaybı, baş ağrısı, bulantı, kusma, kas ağrısı ve tat/dişetleri problemleri gibi semptomlar nadiren gözlemlenir.

Pnömoni

COVID-19 enfeksiyonu sonrası göğüs hastalıkları arasında pnömoni önemli bir yer tutar. Bu hastalık, enfeksiyonun etkisiyle akciğerlerde inflamasyonun artması sonucu ortaya çıkar. Pnömoni semptomları arasında öksürük, nefes darlığı, yorgunluk, hırıltılı solunum ve ateş yer alır. COVID-19 hastalarında pnömoninin görülme sıklığı oldukça yüksektir.

Bilgisayarlı tomografi radyolojik görüntüleme sırasında, bilateral infiltrat görülebilir. Bu nedenle, COVID-19 enfeksiyonundan şüphelenilen hastalarda çekilen akciğer röntgenleri bu hastalığın teşhisinde önemli bir rol oynar. Tedavi yöntemleri arasında yatak istirahati, ilaç tedavisi ve oksijen desteği yer alır. Kan oksijen seviyeleri düşük olan hastalarda oksijen tedavisi veya ventilasyon desteği gerekebilir.

Radyolojik Bulgular

COVID-19 hastalığı sonrası göğüs hastalıklarının çeşitli tipleri gözlemlese de, birçok hasta radyolojik incelemeler sırasında bilateral infiltrasyonlar göstermektedir. Bilgisayarlı tomografi (BT) radyolojik görüntüleme sırasında, akciğerlerde bilateral infiltrasyon meydana gelir ve bu durum hastalığın tanısında önemlidir.

İlk enfeksiyonlarda radyolojik bulgular sınırlı olabilirken, hastalığın ilerleyen safhalarında akciğerlerde yaygın olarak infiltrasyonlar gözlemlenebilir. Bu bulgular, hastaların solunum yollarındaki enfeksiyonun şiddeti hakkında önemli bir gösterge haline gelir.

Aynı zamanda, radyolojik incelemeler COVID-19 enfeksiyonunun tedavisinde de önemli bir rol oynar. Çünkü görüntüleme sonuçları, solunum desteği gerektiren hastaların belirlenmesine yardımcı olur. Bu nedenle, COVID-19 enfeksiyonu sonrası radyolojik incelemeler akciğer hastalığının takibi ve tedavisinde büyük bir öneme sahiptir.

Tedavi Yöntemleri

COVID-19 hastalarında pnömoni veya akut solunum yetmezliği gibi ciddi göğüs hastalıkları gelişebilir. Bu hastalıkların tedavisi için oksijen tedavisi veya ventilasyon desteği gibi yöntemler kullanılır. Özellikle kan oksijen seviyeleri düşük kişilerde bu tedavi yöntemleri hayat kurtarıcı olabilir.

Diğer Göğüs Hastalıkları

COVID-19 hastalığı sonrası, enfeksiyonun etkisi ile diğer göğüs hastalıkları da ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar arasında pulmoner emboli, akciğer ödemi ve pnömotoraks bulunur. Pulmoner emboli, akciğer damarlarına giren pıhtılar nedeniyle kan akışının engellenmesi sonucu oluşur. Bu durum, COVID-19 hastalarında daha sık görülür. Akciğer ödemi ise, akciğerlerdeki dokuların sıvı ile dolması sonucu meydana gelir. Pnömotoraks ise, akciğer dokusundaki hava boşluklarına hava kaçması nedeniyle gerçekleşir.

Bu göğüs hastalıklarının belirtileri, nefes darlığı, göğüs ağrısı, öksürük, kalp atışında hızlanma ve solunum hızında artıştır. Bu semptomlarla karşı karşıya kalan hastalar için erken teşhis ve tedavi önemlidir. Tedavi, semptomlara ve hastalığın türüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Pulmoner emboli için kan sulandırıcılar kullanılırken, akciğer ödemi ve pnömotoraks gibi durumlarda oksijen tedavisi ve ventilasyon desteği gerekebilir.

COVID-19 enfeksiyonu sonrası diğer göğüs hastalıklarına karşı korunmak için ise, enfeksiyonun yayılmasını önlemek ve bağışıklık sistemi sağlıklı tutmaya çalışmak önemlidir. Bu amaçla, uygun maske kullanımı, sosyal mesafe ve el hijyeni kurallarına uyulması gerekir. Aynı zamanda, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve stresten uzak durma gibi konulara da özen gösterilmelidir.