İngiliz İmparatorluğu tarihin birçok döneminde kolonilerindeki hareketlere karşı durmuştur. Bu hareketler genellikle bağımsızlık taleplerini içerirdi ve İngiliz yönetimini zor durumda bıraktı. Bu yazıda, İngiliz İmparatorluğu'nun kolonilerine karşı tutumunu ve tarihi olayları detaylı bir şekilde ele alacağız.
İngiliz İmparatorluğu, tarih boyunca sömürgecilik faaliyetleri nedeniyle pek çok ülkeye hakim olmuştur. Ancak, İngiliz yönetimi altındaki sömürgelerde bağımsızlık ve özgürlük talepleri de hep var olmuştur. İngiliz İmparatorluğu da bu taleplere karşı çıkmış ve baskı uygulamıştır. Bu makalede, İngiliz İmparatorluğu'nun tarih boyunca karşı çıktığı sömürge karşıtı hareketler ele alınacaktır.
İngiliz İmparatorluğu'nun karşı çıktığı en önemli ve etkili hareketlerden biri, Amerikan Devrimi'dir. Amerikan kolonileri, İngiliz yönetiminin baskıcı politikalarına isyan etmiş, bağımsızlık mücadelesi vererek Amerika Birleşik Devletleri'ni kurmuştur. Benzer şekilde, Hindistan da İngiliz sömürgesi olduğu dönemde İngiliz hakimiyetine tepki göstermiş ve bağımsızlık mücadelesi yürütmüştür. Mahatma Gandhi liderliğindeki şiddetsiz direniş yöntemleri, Hindistan'ın bağımsızlığı için önemli bir adım olmuştur.
Bunun yanı sıra, Kenya'daki Kikuyu kabile liderliğinde gerçekleştirilen Mau Mau İsyanı da İngiliz İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirilen bir diğer isyan hareketidir. İngiliz askerleri tarafından gerçekleştirilen baskı ve zorbalıklar, halkın mücadele etmesine sebep olmuştur. Kıbrıs Ulusal Kurtuluş Hareketi de İngiliz sömürgeciliğine karşı gerçekleştirilen bir harekettir. Kıbrıs'ın İngiliz sömürgesi olduğu dönemde, bağımsızlık mücadelesi veren Ulusal Kurtuluş Hareketi, İngilizlere karşı gerçekleştirdiği eylemler ile mücadelesini sürdürmüştür.
İngiliz İmparatorluğu'nun karşı çıktığı ve baskı altına aldığı sömürge karşıtı hareketlerin tarihi, bugün hala önemini korumaktadır. İnsanların özgürlük ve bağımsızlık talepleri, tüm dünya ülkeleri için önem arz etmektedir. Bu hareketlerde yer alan liderler ve isyancılar, cesaretleri ve fedakarlıkları ile tarihe geçmişlerdir.
1. Amerikan Devrimi
Amerikan Devrimi, İngiliz İmparatorluğu tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Amerikan kolonilerinin İngiliz hakimiyetine başkaldırması ve bağımsızlık mücadelesi sonucu İngiliz sömürge sistemi yıkılmıştır.
1765 yılında İngiliz hükümeti, Amerika'daki kolonilerde birçok vergi ve yasal düzenlemeler getirmişti. Kolonilerde büyük bir rahatsızlık yarattı ve "No Taxation Without Representation" (Temsil Olmaksızın Vergilendirme) sloganıyla İngiliz Hakimiyetine karşı başkaldırı başladı. Sömürge karşıtı liderler, Amerikan topraklarında İngiliz hükümetine karşı birleşmeye ve bağımsızlık mücadelesi vermeye karar verdiler.
- 1775'te Lexington ve Concord'da İngiliz kuvvetlerine karşı ilk çatışma başladı.
- 1776'da Thomas Jefferson, Amerikan Bağımsızlık Bildirisi'ni yazdı ve Amerikan kolonileri İngiliz hakimiyetinden ayrıldı.
- 1783'te, ABD ile İngiltere arasında Bağımsızlık Savaşı sona erdi.
Amerikan Devrimi, dünya tarihinde "özgürlük ve eşitlik" temaları üzerine yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Ayrıca, Amerikan Devrimi'nin diğer baskın kolonilerdeki sömürge karşıtı hareketlere ilham verdiği kabul edilir. Amerika'daki başarılı bağımsızlık mücadelesi, İngiliz sömürge karşıtı hareketleri güçlendirmiş ve baskı altına alınan toplumları desteklemiştir.
2. Hint Bağımsızlık Hareketi
Hint Bağımsızlık Hareketi, Hindistan'ın İngiliz sömürgesi olduğu dönemde gerçekleştirilen ve tarihte önemli bir yere sahip olan bir bağımsızlık mücadelesidir. Bu hareket, 1857'de İngilizlerin Hindistan'ı doğrudan kontrol altına almasından sonra ortaya çıkmıştır.
İngiliz yönetimi altında yaşayanlar, çalışma koşulları, eğitim, adalet sistemi gibi her konuda ayrımcılığa uğramıştı. İngiliz hükümeti, Hindistan topraklarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak amacıyla buraya birçok İngiliz memuru atamıştı. Bu memurların ülkede yarattığı baskı, zulüm ve sömürü, Hint halkında büyük bir öfke ve hoşnutsuzluk oluşmasına neden oldu.
Bu süreçte, Hindistan'da birçok lider bağımsızlık mücadelesi vermek için örgütler kurdu ve eylemler gerçekleştirdi. Ancak Hint lider Mahatma Gandhi liderliğindeki şiddetsiz direniş hareketi, Hindistan'ın bağımsızlığı için en önemli etken oldu. Gandhi, halkı İngiliz mallarını boykot etmeye ve İngilizlerin aldığı yasaları protesto etmeye çağırdı. Bu eylemler, Hindistan'da bağımsızlık taleplerinin güçlenmesine ve hareketin yayılmasına katkı sağladı.
Hint Bağımsızlık Hareketi'nin en önemli olaylarından biri, Gandhi liderliğinde gerçekleşen Tuz Yürüyüşü'dür. Bu eylemde, halk tuz vergisi politikalarına karşı İngilizlerin tekeline son vermek için ortaklaşa yürüyüş yapıp tuz üretmeye başladı. Bu hareket, İngilizlere karşı halkın birlikte mücadele etme gücünün kanıtı oldu ve uluslararası alanda da ses getirdi.
| Hint Bağımsızlık Hareketi Eylemleri | Yıllar |
|---|---|
| Boykot Kampanyaları | 1905-1947 |
| Tuz Yürüyüşü | 1930 |
| Hindistan'ın Bağımsızlığı | 1947 |
Hint Bağımsızlık Hareketi, 1947'de Hindistan'ın bağımsızlığı ile sonuçlandı. Bu hareket, hem Hindistan hem de dünya tarihi için bir dönüm noktasıdır ve uluslararası alanda etkisi büyük oldu. İngiliz İmparatorluğu, Hindistan'ın bağımsızlığı ile birlikte sömürgesini kaybetmiş oldu.
2.1 Mahatma Gandhi'nin Önderliğindeki Mücadele
Mahatma Gandhi, Hindistan'ın bağımsızlığı için bir lider olarak tarihe geçmiştir. Kendisi, şiddetsiz direniş yöntemini kullanarak, halkının İngiliz sömürgeciliğine karşı yürüttüğü mücadelede öncü rol oynamıştır.
Gandi'nin şiddetsiz direniş stratejisi, halkın protesto ettiği durumlara karşı boykot, açlık grevi, sivil itaatsizlik ve barışçıl yürüyüşler gibi pasif eylemleri içermekteydi.
| Gandi'nin Şiddetsiz Direniş Yöntemleri | Açıklama |
|---|---|
| Boykot | Hindistan halkının İngiliz mallarını boykot etmesi eylemi. |
| Açlık Grevi | Gandi'nin İngiliz hükümetine karşı yürüttüğü bir eylem türüdür. Amaç, İngilizlerin uyguladığı baskı ve zulümleri protesto etmek ve dikkat çekmektir. |
| Barışçıl Yürüyüşler | Halkın, İngiliz yönetimine karşı yürüttüğü barışçıl yürüyüşler ve mitinglerdir. |
Gandi'nin öncülüğünde gerçekleştirilen en önemli eylemler arasında, Tuz Yürüyüşü ve İngiliz ürünlerinin boykot edilmesi yer almaktadır.
- Tuz Yürüyüşü: İngilizlerin tuz vergisi politikalarına karşı bir tepki olarak, Gandhi liderliğinde gerçekleştirilen halkın ortaklaşa gerçekleştirdiği muhalefet yürüyüşüdür. Halk, İngilizler tarafından üretilen ve yasal olarak sadece İngilizlere satılabilen tuzları üretmeye ve kullanmaya başlamıştır.
- İngiliz Ürünlerinin Boykotu: Hindistan halkının İngiliz mallarını boykot etmesi eylemidir. Boykot, tüm ülke genelinde bir hareket haline gelmiştir ve Hindistan halkı, İngiliz ürünlerinin kullanımını azaltarak, İngiliz ekonomisini olumsuz etkilemeyi amaçlamıştır.
Mahatma Gandhi'nin yürüttüğü şiddetsiz mücadele, sadece Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesi için değil, aynı zamanda dünya çapında bir ilham kaynağı olmuştur. Gandhi'nin amaçladığı hedef, dünya barışı ve hoşgörüyü sağlamaktı. Kendisi, dünya barışının ve adaletin sembolü olarak kabul edilmektedir.
2.1.1 Tuz Yürüyüşü
Gandi liderliğinde gerçekleştirilen Tuz Yürüyüşü, Britanya İmparatorluğu'nun en büyük karşıtlık dalgalarından biri olarak tarihe geçmiştir. Açlık ve yoksulluk seviyesinin yüksekliği ve Britanya İmparatorluğu'nun tuz ticaretinde yer alan tuz vergislerinin kabul edilemez düzeylere ulaşması, Hindistan'ın Britanya İmparatorluğu'na isyanını kışkırtan faktörlerden biriydi.
Gandi, mümkün olan en non-violent şekilde hareket etmeyi amaçladı ve İmparatorluğun tuz politikalarına karşı barışçıl bir protesto yapmaya karar verdi. Britanya İmparatorluğu, tuz endüstrisindeki tekeli elinde bulundurduğundan, milyonlarca Hindistan vatandaşı, tuz üretimi ve kullanımı için zorunlu kıldığı Britanya tuzunu satın almaktan vazgeçmeyi ve kendileri tarafından üretilen tuzu almayı tercih etti.
Birçok Hindistan vatandaşı, hükümetin tuz politikalarına karşı gerçekleştirilen bu barışçıl protestoya katıldı. Bu protestonun yürütüldüğü bölgede askeri güçler ve polis kuvvetleri sık sık müdahalede bulundu. Binlerce kişi tutuklandı ve yaralandı, ancak bu, Gandhi ve takipçilerinin kararlılığını etkilemedi. Protesto, Hindistan'ın bağımsızlık hareketinde bir dönüm noktası olarak kabul edildi ve Gandhi gibi liderler, Britanya İmparatorluğu'na karşı non-violent protesto yöntemlerini benimsediğinde başarılı olunabileceğine dair bir kanıt olarak görüldü.
2.1.2 İngiliz Mallarının Boykotu
Gandi'nin önderliğinde gerçekleştirilen Hindistan bağımsızlık hareketlerinin en önemli adımlarından biri, İngiliz mallarının boykot edilmesi eylemiydi. Bu eylem, Hindistan halkının İngiliz işgali altındaki ülkelerindeki ekonomik boykotunu ifade etmekteydi.
Bu boykot, İngiliz işgali sırasında yıkıcı bir ekonomik etkiye sahip olsa da, Hindistan halkının İngiliz hükümetine karşı direnişini güçlendirdi. Boykot, sadece İngiliz mallarının boykot edilmesiyle kalmadı, aynı zamanda Hindistanlıların yerli ürünlerini kullanmalarını da özendirdi.
Bununla birlikte, İngiliz hükümeti, boykotun etkisini azaltmak için birçok önlem almıştı. Bu önlemler arasında, boykotun yasadışı ilan edilmesi ve bağımsızlık yanlısı liderlerin tutuklanması ve hapis cezalarına çarptırılması yer almaktaydı.
Buna rağmen, İngiliz mallarının boykotu, Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesinde bir dönüm noktası olmuştur. Hindistan, İngiliz sömürgeciliğinin sona ermesiyle sonuçlanan bağımsızlık kazanana kadar, sivil itaatsizlik, şiddetsiz direniş ve benzeri hareketlerin yanı sıra, İngiliz mallarının boykotu gibi birçok farklı stratejiyi kullanmaya devam etmiştir.
2.2 Bengal'in Bölünmesine Karşı Direniş
İngiliz hükümetinin 1905 yılında Bengal eyaletini Hindu ve Müslüman nüfusları arasında bölme kararı bölgede büyük bir ayaklanmaya yol açtı. Bengal'in bölünmesi, Hindistan'ın İngiliz sömürgesi olduğu dönemde gerçekleşti ve Hindu ve Müslüman sünniler arasında yapıldı. Bölünme kararına karşı çıkan Bengal halkı, özellikle Müslüman liderleri tarafından örgütlendi.
Bölge genelinde, yıkım ve sabotaj eylemleri yapıldı. Eyalet genelinde sokak gösterileri, protesto yürüyüşleri düzenlendi. Bengal'deki Müslümanlar, İngiliz hükümetinin bölünme planını kabul etmediklerini ve Bengal'in ayrılmasına karşı olduklarını açıkladılar. Bu hareket, daha sonra Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesine de ilham kaynağı oldu.
Bengal'in bölünmesi, daha sonra Pakistan ve Bangladeş olarak ikiye ayrılma sürecine yol açtı. Ancak, bölgesel ve etnik bölünmeler, sosyal ve ekonomik bozulmaları da beraberinde getirmiştir. Bengal'in bölünmesine karşı yapılan bu direniş, tarihte anti-emperyalist mücadelelerin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Sonuç olarak, İngiliz İmparatorluğu'nun sömürgeci politikalarına karşı çıkan hareketler nostaljik olmasına rağmen tarihimizi anlamak için önemlidir. Bengal'in bölünmesine karşı yürütülen direniş hareketi, bu tarihsel olayların sadece bir örneğidir. Anti-emperyalist mücadeleler, yeryüzünde adalet ve özgürlük için mücadele eden insanların cesaretinin ifadesidir.
3. Mau Mau İsyanı
Kenya'nın Anglo-Mısır Sudanı'ndan ayrılması sonrasında, Kikuyu kabilesi liderliğinde gerçekleştirilen milli direniş hareketi İngiliz İmparatorluğu için ciddi bir tehdit olarak görüldü. İngilizler, Mau Mau isyanına karşı sert önlemler almaya başladı. Hatta, İngiliz ordusu, Kikuyu kabilesinin yaşadığı bölgelerde savaş başlatarak geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı.
İsyan, yalnızca Kikuyu kabilesine özgü değildi. Ayrıca, Luo, Luhya ve Kamba kabilelerinden de destek gördü. Mau Mau, Afrika'nın sosyal, siyasi ve ekonomik açıdan özyönetimini savunan bir hareketti.
İngiliz hükümeti, isyanın bastırılması için bir acil durum yönetimi ilan etti ve yasaklar getirdi. Mau Mau üyeleri İngiliz askerleri tarafından öldürüldü ve işkence altında sorguya çekildi. Bu durum İngiliz hükümetinin insan hakları ihlallerini tartışılır hale getirdi ve ülke içinde ve uluslararası alanda eleştirildi.
Mau Mau İsyanı, İngiliz İmparatorluğu'nun kolonyal sömürgeciliği politikaları için bir dönüm noktasıydı. İsyanın sonucunda, Kenya, 1963 yılında bağımsızlığını kazandı.
3.1 İngiliz Askeri İşgalleri ve İnsan Hakları İhlalleri
İngiltere'nin Kenya'daki sömürge politikalarına karşı gerçekleştirilen Mau Mau İsyanı, İngiliz askeri işgalleri ve insan hakları ihlalleri tarafından tetiklendi. İngilizler, Mau Mau militanlarına karşı acımasızca hareket ettiler. Ayrıca, İngiliz ordusunun sivillere yaptığı baskınlar, zorbalıklar, haksız tutuklamalar ve işkenceler, yerel halkın tepkisine yol açtı.
İngiliz hakimiyetine karşı gelen Mau Mau militanlarından biri olan Dedan Kimathi'nin tutuklanması ve idam edilmesi, Kenya'daki direniş hareketinin lideri olarak kabul edilir. Kimathi, İngilizlerin tutuklama, işkence ve baskı yöntemlerine rağmen, mücadelesinde başarılı olmayı başardı. Ancak, sonunda, İngilizlerin stratejileri karşısında yenilgiye uğradı.
- İngiliz askerlerinin sivillere karşı uyguladığı şiddet, insan hakları ihlallerinin en bariz örneği olarak görülebilir.
- Sözde "barışı koruma" adı altında gerçekleştirilen askeri müdahaleler, sivil toplum için bir tehdit oluşturuyor.
- Hem Kenya'da hem de Hindistan'da, İngilizlerin baskıcı sömürge politikaları, yerel halkı tedirgin etti ve büyük bir halk ayaklanmasına neden oldu.
İnsan hakları ihlalleri sonucu gerçekleştirilen halk ayaklanmaları, birçok insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ancak, bu hareketler uluslararası arenada da dikkat çekti ve insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesi için çalışmalar başlatıldı.
4. Kıbrıs Ulusal Kurtuluş Hareketi
Kıbrıs, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra İngiliz hakimiyetine girerek sömürgeleştirilmiştir. 1950'li yıllarda Kıbrıs'ta ki ulusal hareketlenme ve isteklilik İngiliz sömürge yönetimi tarafından bastırılmaya çalışılmaktaydı. Nitekim, 1955 yılında EOKA (Milli Savaş Örgütü) önderliğinde gerçekleştirilen ulusal kurtuluş savaşıyla İngiliz sömürge yönetimine karşı büyük bir mücadele verilmiştir.
EOKA'nın öncelikli hedefi, İngiliz sömürge yönetiminin Kıbrıs'tan çekilmesi için mücadele vermekteydi. EOKA lideri Grivas, ulusal kurtuluş mücadelesine önemli bir ivme kazandırmıştır. EOKA üyeleri, İngilizlere karşı silahlı eylemler gerçekleştirmişler, birçok İngiliz komutanın öldürülmesine sebep olmuşlardır.
EOKA, sadece İngilizleri hedef almakla kalmamış, Rum-Yunan hakimiyeti isteyen Makarios yönetimine karşı da mücadele vermiştir. Yaklaşık olarak 4 yıl süren EOKA savaşı sonucunda Kıbrıs bağımsızlığına kavuşmuştur. Ancak savaşın sonucunda Kıbrıs, barış sürecinde yaşanan çatışmalarla ikiye ayrılmıştır.