Amerika'nın milliyetçi hareketi, iç ve dış politikayı nasıl etkiler? İç-dış bağlantılarını keşfedin. Bu kitap, Amerika'nın milliyetçi hareketi ve dış politikası arasındaki ilişkiyi araştırıyor. Ayrıca, Amerikan dış politikasının ne kadar milliyetçi olduğunu tartışıyor.
ABD'deki milliyetçi eğilimlerin dış politikaya etkileri son yıllarda artarak devam etmektedir. Amerikan milliyetçiliğinin kökleri tarihte derinlere gitmekle beraber son yıllarda yükselen milliyetçi politikalar Trump yönetiminin yükselişiyle hız kazandı. Trump dönemi boyunca iç ve dış politika arasında bir bağlantı kurulmuştur. Milliyetçilik söylemleri, siyasi tavırlar ve uygulamalarının dış politikaya etkileri incelenmesi gereken bir konudur.
Milliyetçilik, ABD tarihinin bir gerçeğidir. Ancak Trump yönetimiyle beraber yükselişe geçen milliyetçiliğin iç ve dış politika üzerinde daha net bir etkisi olmuştur. Bu milliyetçi söylemler, mülteci ve göçmenlik politikalarından ekonomiye kadar birçok konuda etkilerini hissettirmiştir. Özellikle, Mexico sınır duvarı projesi ve geçici koruma statüsü iptalleri milliyetçilikle doğrudan bağlantılı iki konudur.
Amerikan milliyetçiliğinin dış politikaya etkileri incelendiğinde, milliyetçilik söylemlerinin çoğunlukla dış politikayı şekillendirdiği görülmektedir. Özellikle, göçmenlik politikaları ve ticaret politikaları milliyetçilikle bağlantılıdır. Trump yönetiminin milliyetçilik söylemleri, dünya ile olan ilişkilerde de bazı sorunlara neden olmuştur.
ABD’nin Tarihsel Milliyetçilik Geleneği
ABD'nin milliyetçilikle olan ilişkisi oldukça karmaşıktır. Bağımsızlık mücadelesindeki milliyetçilik akımı, ABD'nin kuruluş felsefesi olarak kabul edilir. Ülkenin en temel değerleri arasında milliyetçilik önemli bir yere sahiptir.
19. yüzyılın ortalarından itibaren ABD'de milliyetçi bir hareket başlamıştır. Sınırlı hükümet ve ekonomik bireycilik üzerine kurulan bu hareket, "Amerikan Rüyası"nın da temellerini oluşturmuştur. 20. yüzyılda ise Amerikan milliyetçiliği, yaygınlaşmış ve güçlenmiştir.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrası milliyetçilik, iç ve dış politikada farklı şekillerde etkisini göstermiştir. Soğuk Savaş dönemi, ABD'nin milliyetçilik akımını güçlendiren bir dönemdir. Ulusal güvenlik ve ülkenin çıkarları konusunda artan hassasiyet, milliyetçiliği daha da pekiştirmiştir.
Bugün, ABD'de milliyetçilik hala güçlü bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Ancak zaman zaman iç ve dış politikadaki milliyetçi söylemler ve uygulamalar tepki çekmektedir. Son dönemde, Trump yönetiminin milliyetçi tutumu, ülke içinde ve dünya genelinde tartışmalara neden olmuştur.
Trump Dönemindeki Milliyetçilik
ABD tarihinde belirgin bir milliyetçilik geleneği bulunmaktadır. Ancak, Donald Trump'ın başkanlığı döneminde milliyetçilik söylemleri ve uygulamaları daha da arttı. Trump'ın göçmen ve mülteci karşıtı politikaları, ülke içindeki yabancı düşmanlığını ve milliyetçilik akımını güçlendirdi.
Trump yönetiminin milliyetçilikle bağlantılı en önemli politikalarından biri, Meksika sınırına inşa edilmesi planlanan duvardır. Bu proje, Trump'ın seçim kampanyasında temel vaatlerinden biriydi ve geçtiğimiz dönem boyunca sık sık gündeme geldi. Ayrıca, Trump yönetimi, geçici koruma statüsüne sahip olan yüz binlerce insanın güvenliğini tehlikeye atarak milliyetçi bir politika izledi.
Ekonomi ve ticaret alanında da milliyetçilik eğilimleri gözlemlenebilir. Trump yönetimi, "Amerika önce" politikasını benimseyerek ülkede üretilen ürünlere öncelik verilmesi için çalıştı. Ayrıca, diğer ülkelerle ticaret savaşlarına girişerek milliyetçi politikalarının bir yansıması haline geldi.
Biden yönetimi ise Trump'ın milliyetçi politikalarına karşı bir duruş sergilemeye başladı. Biden, ülkenin demokratik idealleri ve değerlerine vurgu yaparak, milliyetçilik akımını zayıflatmayı hedefliyor.
Biden'ın göçmen ve mülteci politikaları da Trump'ın aksine daha insancıl ve açık fikirli bir yaklaşımı yansıtıyor. Ticaret politikalarında da Biden, uluslararası bir işbirliğini öne çıkaran ve milliyetçilikten uzak bir yaklaşım benimsemiştir.
Mülteciler ve Göçmenlik Politikaları
Trump dönemi boyunca en çok tartışılan konulardan biri olan göçmenlik politikaları, Amerikan milliyetçiliğiyle doğrudan bağlantılı. Trump yönetimi, ülkeye giriş yapan göçmenlerin sayısını azaltmayı amaçlayan politikalarını milliyetçi söylemlerle destekledi.
Bunun en önemli örneklerinden biri, Meksika sınırında inşa edilecek olan duvar projesiydi. Bu proje, Trump'ın seçim kampanyalarında en çok vurguladığı konulardan biriydi ve ona göre amacı, ABD'ye kaçak yollarla girip suç işleyenlerin sayısını azaltmak ve ülkeye zarar vermek isteyen kişileri engellemekti. Ancak, bu politikanın getirdiği maliyetler ve başarısızlık sesleri yükseltti.
Trump yönetimi, göçmenlik politikaları konusunda gösterdiği tutumla da milliyetçiliği ortaya koymuş oldu. Yapılan yasa tasarılarının çoğu, sadece Amerikalıların çıkarlarını korumak amacıyla hazırlandığı söylendi. Özellikle mültecilerin ülkeye kabul edilmesini zorlaştıran uygulamalar, milliyetçilik akımının yükselişiyle birlikte artış gösterdi.
Yabancıların ABD'ye yerleşmesi ve Amerikan vatandaşı olması sürecinde de benzer bir milliyetçilik söylemi kullanılıyor. Trump yönetimi, bu süreçte gereksiz yere uzayan ve zorlaştırılan adımları basitleştirmek amacıyla bazı düzenlemeler yaptı. Ancak bu düzenlemeler, yine milliyetçilik söylemleriyle açıklandı ve diğer milletlerin Amerikan vatandaşı olma süreçlerine olumsuz etki yarattı.