Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransa ile diplomatik ilişkileri, tarihte önemli bir yere sahiptir. Bu ilişkiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransa ile siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan işbirliği yapmasını sağlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransa ile yaptığı anlaşmalar ve diplomatik görüşmeler, tarihin akışında önemli bir rol oynamıştır. Bu ilişkiler, günümüzde de önemini korumaktadır ve Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki tarihi bağları gün yüzüne çıkarmaktadır.
Bu makalede, Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihçesi, Fransız Devrimi'nin etkileri, seyahatnamelerde edinilen izlenimler ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler ele alınacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki ilk diplomatik ilişkiler, 16. yüzyılda başlamıştır. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransız Devrimi'nden etkilenmesiyle değişmiştir.
Fransız Devrimi'nin etkisiyle, osmanlı yöneticileri hali hazırda uygulamaya geçirdikleri reformları hızlandırmış ve Batılılaşma sürecine girmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransa ile olan ticari ilişkileri artmış, Fransızların Osmanlı ülkelerine yaptığı yatırımlar da çoğalmıştır.
Ayrıca, Fransız seyahatnamelerinde Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürü ve yaşam tarzı hakkında edinilen izlenimler, Fransızların Osmanlı kültürüne ve estetiğine olan ilgisini artırmıştır. Fransa, Osmanlı mimarisinden ve sanatından etkilenmiş ve bu etkileşim iki ülke arasında kültürel bir alışverişe neden olmuştur.
Osmanlı-Fransız İlişkilerinin Tarihçesi
Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'da ilk diplomatik ilişkilerini kurduğu ülkelerden biri Fransa olmuştur. 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa Krallığı ile ilk diplomatik temaslar başlamıştır. İki ülke arasındaki ticari ilişkiler ve kültürel etkileşimler o dönemden günümüze kadar devam etmektedir.
17. yüzyılda Osmanlı-Fransız ilişkileri daha da gelişerek diplomatik ilişkilerin yanı sıra ticaret ve kültürel alışverişler de artmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunan Fransız misyonerler sayesinde Fransız kültürü ve dilinin Osmanlı'da yaygınlaşması ile birlikte Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli bir ticaret ortağı haline gelmiştir.
Ancak, Fransa ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilişkilerin doruk noktası 18. yüzyıl ile birlikte gelmiştir. Bu dönemde Fransa, Avrupa'nın en güçlü ülkelerinden biri haline gelmiş ve Avrupa'da büyük bir etkiye sahipti. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun dikkatini çekerek, Fransız Devleti ile yakın ilişkiler kurulmasına sebep olmuştur.
19. yüzyılda ise Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'nda ticari ve ekonomik faaliyetlerini arttırmıştır. Ancak, bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve zayıflama, Fransızların etkisini sınırlandırmıştır. Günümüzde ise Osmanlı İmparatorluğu'nun varisi olan Türkiye Cumhuriyeti, Fransa ile kapsamlı bir dostluk ilişkisi sürdürmektedir.
Fransız Devrimi ve Etkileri
Fransız Devrimi, hem Avrupa'daki siyasal rejimleri hem de Osmanlı İmparatorluğu'nu etkisi altına aldı. Fransa, İstanbul'daki büyükelçisini geri çağırdı ve Osmanlı İmparatorluğu'na karşı olumsuz bir tutum takındı. Buna karşın Osmanlı İmparatorluğu, Fransız Devrimi'nin gerçekleştiği yıllarda nötr bir pozisyon aldı.
Fakat Osmanlı İmparatorluğu, Fransız Devrimi'nin yarattığı etkileri hissetti. Fransa, ilerleyen dönemlerde İstanbul'da misyonlarını asgari seviyeye indirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransa'ya karşı tutumu da bir dizi karşılıklı atışmalarla kötüye gitti.
Bununla birlikte, Fransa'da gerçekleşen devrimin etkisi Osmanlı İmparatorluğu'na yalnızca olumsuz etkileri yaratmadı. Devrim, Osmanlı İmparatorluğu'nda uyanan milliyetçilik duygularının yolunu açtı ve tarihinde gerçekleşen ilk reform hareketi olan Tanzimat'ın başlamasına vesile oldu. Bu reform hareketi Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşmesinde önemli bir rol oynadı ve Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'nu modernleştirme yönünde destekledi.
Seyahatnamelerde İzlenimler
Fransız gezginlerin Osmanlı İmparatorluğu'na yaptığı seyahatler, iki ülke arasındaki ilişkileri derinleştiren önemli bir etkendi. Özellikle 18. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'na yapılan seyahatler, Osmanlı kültürü hakkında Avrupa'da yaygın olan yanlış görüşleri düzeltmekle kalmadı, aynı zamanda iki ülke arasındaki kültürel alışverişi de artırdı.
Fransız gezginler, Osmanlı İmparatorluğu'nda farklı kültürleri ve yaşam tarzlarını gözlemlediler. Bunlar arasında Osmanlı hanımlarının yaşamlarını, şehirlerin mimari yapılarını ve köy hayatını keşfetmek yer alıyordu. Seyahatnamelerinde gezginler, Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki yanlış görüşleri düzeltmeye ve iki ülke arasındaki kültürel alışverişi derinleştirmeye çalışıyordu.
- Fransız gezgin Chateaubriand, Anadolu'ya yaptığı bir gezi esnasında Osmanlı hanımları ve eşcinsel ilişkiler hakkında yanlış bilgilere sahip olduğunu farkettiğini belirtti.
- Bunun yanı sıra, diğer bir Fransız gezgin olan Lamartine, Osmanlı İmparatorluğu'nda halkın düşüncelerinin ve inançlarının farklı olmasına rağmen, buranın çok yönlü ve zengin kültürüne hayranlık duyduğunu ifade etti.
Bu seyahatnameler, Fransızların Osmanlı İmparatorluğu'na olan meraklarını ve ilgilerini de artırdı. Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'na olan ilgisini beyan eden birçok sanatçı, yazar ve gezgin gönderdi. Bu gezginler ve sanatçılar, Fransa-Osmanlı İmparatorluğu ilişkilerini derinleştiren ve her iki kültür arasındaki etkileşimi artıran önemli figürlerdi.
Chateaubriand ve Lamartine Seyahatnameleri
Fransa'nın ünlü yazarları Chateaubriand ve Lamartine, 19. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğu'na ziyaretler gerçekleştirdiler ve Osmanlı kültürü ve yaşamı hakkında etkileyici seyahatnameler kaleme aldılar. Bu seyahatnameler, Fransa-Osmanlı ilişkilerine yeniden canlılık kazandırdı ve Batı'nın Osmanlı'ya bakış açısında bir değişime neden oldu.
Chateaubriand, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihi ve kültüründen derinlemesine etkilendi. Seyahatnamelerinde Osmanlı'nın tarihi geçmişi, yönetim sistemi ve günlük hayatı hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Lamartine ise Osmanlı devlet adamları ve İstanbul şehri hakkında yazdığı izlenimlerle tanındı.
Bu seyahatnameler, Fransa-Osmanlı ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti. Batı ülkeleri, Osmanlı'yı kültürel ve siyasi açıdan daha da yakından tanımaya başladılar. Osmanlı da Batı'yı daha yakından tanımış oldu. Chateaubriand ve Lamartine'nin izlenimleri, Batı'yı Osmanlı ile daha fazla kaynaşmaya teşvik etti ve iki ülke arasındaki kültürel etkileşimi artırdı.
Napolyon Bonapart Dönemi
Napolyon Bonapart dönemi, Fransa-Osmanlı İmparatorluğu ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasıdır. Napolyon, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı birçok savaş yürüttü ve Fransa'nın Osmanlılar üzerindeki etkisini artırdı. Ayrıca Napolyon'un Mısır seferi, iki ülke ilişkilerine de etki etti.
Fransız ordusu Mısır'a girdiğinde, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşan İngilizlerin desteğine ihtiyaç duymuştu. Bu da İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı müttefik aramalarına neden oldu. Sonuç olarak, İngilizler ile Osmanlı İmparatorluğu arasında birçok diplomatik temas gerçekleşti. Ancak, bu temaslar Osmanlı İmparatorluğu'nun müttefiklerinin kontrolü altına girmesine neden oldu.
Napolyon, Mısır'ı işgal ettiği sırada, Fransız tarihinin en saygın oryantalistlerinden biri olan Vivant Denon'u da yanında götürmüştü. Denon, Mısır'da yaptığı çalışmalarla birçok eser ortaya çıkardı ve Fransa'da Mısır kültürüne olan ilgiyi artırdı. Ayrıca Napolyon'un seferi, Osmanlı İmparatorluğu'nda modernleşme hareketlerinin başlamasına da neden oldu.
Tanzimat Dönemi ve İlişkilerin Yeniden Yapılanması
Tanzimat Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nda gerçekleştirilen önemli bir reform hareketidir. Bu dönemde Osmanlı toplumunda değişim rüzgarları esmiş ve Batılı ülkelerdeki reform örnekleri dikkate alınarak modernleşme çalışmaları başlatılmıştır. Bu çerçevede askeri, ekonomik, siyasi ve sosyal alanda birçok yenilik hayata geçirilmiştir.
Fransa ise, Tanzimat Dönemi'nde Osmanlı İmparatorluğu'na yardım elini uzatmıştır. Bu dönemde Fransa'nın Osmanlı İmparatorluğu'ndaki etkisi artmış ve ülke, modernleşme hareketinde önemli bir rol üstlenmiştir. Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çalışmalarına maddi ve teknik yardım sağlamıştır. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'nda açılan okullarda Fransız öğretmenler görev almıştır.
Tanzimat Dönemi'nde Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ile ticari ilişkilerinde de büyük bir artış yaşamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, Fransız mallarına talebi arttırmış ve Fransız şirketleri Osmanlı topraklarında yatırımlar yapmaya başlamıştır. Bu dönemde Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ile ticaret hacmini arttırmak amacıyla sefere çıkan gemilere de destek vermiştir.
Fransa'nın Osmanlı Kültürüne Etkileri
Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki kültürel alışveriş, özellikle 19. yüzyılda ivme kazandı. Bu yüzyılda Fransızlar Osmanlı kültürünün çeşitli yönlerine ilgi duydular ve bu ilgi iki ülke arasındaki sanatsal ve kültürel etkileşimlere yansıdı.
Bu dönemde Fransızlar, Osmanlı mimarisine büyük bir ilgi gösterdiler. İstanbul'daki tarihi yapılar, özellikle Süleymaniye Camii ve Selimiye Camii, Fransız mimarların dikkatini çekti. Bu mimarlar, Osmanlı mimarisini incelediler ve tasarımlarına Osmanlı üslubundan etkiler kattılar. Bunun sonucunda, Fransa'daki bazı yapılar Osmanlı mimarisini yansıtır hale geldi.
Ayrıca, Fransız sanatçılar Osmanlı kültürüne ilgi duydu ve Osmanlı'ya özgü bazı unsurları kendi eserlerine yansıttılar. Özellikle oryantalizm akımıyla birlikte, Fransızlar Osmanlı kültürüne hayranlık beslediler ve bu hayranlıkları sanatlarına yansıdı. Fransa'daki bazı ressamlar ve heykeltıraşlar, Osmanlı İmparatorluğu'na yaptıkları seyahatlerde edindikleri izlenimleri eserlerine yansıttılar.
| Fransız Sanatçılarının Osmanlı Kültüründen Etkilendikleri Eserler | Osmanlı Kültüründen Etkilendikleri Unsurlar |
|---|---|
| Auguste Renoir, Grande Odalisque | Osmanlı saray hayatı |
| Eugene Delacroix, Les Femmes d'Alger | Orta Doğu kültürü |
| Henri Matisse, Odalisques | Oryantalizm |
Fransa'nın Osmanlı kültürüne olan ilgisi, iki ülke arasındaki kültürel alışverişi artırdı ve bu alışveriş günümüzde de devam etmektedir. Özellikle turizm alanında, Fransa ve Türkiye arasındaki etkileşim oldukça yüksektir. Ayrıca, iki ülke arasındaki sanatsal ve kültürel etkileşimler de sürmektedir ve bu etkileşimler, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlamaktadır.
Oryantalizm
Oryantalizm, batı toplumlarının Doğu kültürüne olan ilgisinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir akımdır. Fransızlar da Osmanlı İmparatorluğu'na karşı büyük bir ilgi duymuş ve bu ilginin sonucu olarak Oryantalizm akımı ortaya çıkmıştır. Fransız sanatçılar, yazarlar ve bilim insanları, Osmanlı İmparatorluğu'nun geleneklerini, kültürünü ve yaşam tarzını araştırmış ve Doğu'ya özgü olan unsurların batı toplumlarına aktarılmasını sağlamıştır.
Fransızların Oryantalizm akımıyla Osmanlı kültürüne bakışı, genellikle Doğu kültürünün egzotik ve çekici özelliklerine odaklanmıştır. Bu yaklaşımın sonucu olarak, Fransız sanatçılar ve yazarlar, Osmanlı İmparatorluğu'nu tasvir ederken, renkli giysiler, egzotik mekanlar, sokak hayatı ve haremler gibi unsurlara öncelik vermiştir. Ancak bu yaklaşım, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerçek yüzünü yansıtmaktan uzaktır ve kültürel olarak yanıltıcı bir etki yaratabilir.
Bu bakış açısı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransa ile olan ilişkilerine de yansımıştır. Fransızlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun geleneksel kültürünü ve yaşam tarzını teşvik ederken, Fransa'nın kendi kültürünün de tanıtımını yapmıştır. Bu süreçte, Fransız mimarisi, sanat ve edebiyatı gibi unsurlar Osmanlı İmparatorluğu'nda hayat bulmuş ve iki ülkenin kültürel alışverişi artmıştır.
Fransız Mimarisi ve Sanatçıları
Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa arasındaki kültürel ilişkiler, mimari ve sanat alanlarında da kendini gösterdi. Fransız mimar ve sanatçılar, Osmanlı İmparatorluğu'nu ziyaret ederek burada pek çok eser yarattılar. Bu eserler dönemin mimari anlayışı ve Osmanlı kültürüne olan ilginin bir yansıması olarak kabul edilir.
Fransız mimarlarının Osmanlı İmparatorluğu'ndaki en önemli eserlerinden biri, Galata Kulesi'dir. 1348 yılında inşa edilen bu kule, 1794 yılında Fransız mühendis Henri Prost tarafından yeniden yapılandırılmıştır. Fransız mimar Alexandre Vallauri de, Sarayburnu'nda bugün hala ayakta duran Dolmabahçe Palası'nı tasarlamıştır.
Fransız sanatçılar da Osmanlı İmparatorluğu'nda çeşitli eserler yarattılar. En meşhur örneklerinden biri, 'Les Orientalistes' adı altında düzenlenen, Fransız sanatçıların Oryantalizm akımıyla ilgili çalışmaların sergilendiği bir sergidir. Bu dönemde Fransız sanatçılar, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan gündelik hayatı, halkı, sarayı ve manzaraları konu alan eserler ürettiler.
Fransız mimar ve sanatçıların Osmanlı İmparatorluğu'na yaptığı ziyaretler, iki ülke arasındaki kültürel alışverişi de beraberinde getirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nda Fransız mimari ve sanat akımlarının etkisi hissedilirken, Fransa'da da Osmanlı kültürüne ilgi artmıştır. Bu sayede iki ülke arasındaki kültürel ilişkiler gelişerek devam etmiştir.
Osmanlı-Fransız Ekonomik İlişkileri
Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa arasındaki ekonomik ilişkiler, 16. yüzyılda başlamıştır. İki ülkenin ticari faaliyetleri, Fransa'dan gelen malların İstanbul'da yer aldığı Galata ve Pera semtlerinde gerçekleşiyordu. Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'nun ipek ve baharat gibi değerli mallarına oldukça ilgi gösteriyordu. 17. yüzyılın sonlarına doğru Fransız şirketleri, Osmanlı İmparatorluğu'nda ticaret yapmaya başladı.
18. yüzyıl boyunca Fransız şirketlerinin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yatırımları hızla artış gösterdi. Fransız şirketleri, madencilik, telgraf, tren hatları ve limanlar gibi sektörlere yatırım yaparak, Osmanlı İmparatorluğu ekonomisine katkı sağlamıştır. Bu yatırımlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşmesine yardımcı olmuştur.
20. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa arasındaki ekonomik ilişkilerin büyük bölümü, Fransız bankalarının ülkede faaliyet göstermesi ve Fransız şirketlerinin ithalatı olarak gerçekleşiyordu. Fransa, 1856 Paris Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu'nun en güfavuye aldığı imtiyazlı ülkeler arasındaydı. Bu antlaşma, ticaret ve ekonomik ilişkilerde Fransa'nın avantajlı konumda olmasını sağladı.
Bugün Osmanlı İmparatorluğu artık yok, ancak Fransa ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler halen devam ediyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, her yıl artış göstermektedir. 2019 yılında Fransa, Türkiye'nin en önemli altıncı ihracat pazarı haline geldi. Türkiye'nin Fransa'ya ihraç ettiği başlıca ürünler arasında otomobil parçaları, hazır giyim ve tekstil ürünleri yer almaktadır. Fransa, Türkiye'ye elektronik eşya, tıbbi cihazlar ve uçak motoru gibi ürünler ihraç etmektedir.
Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa arasındaki ekonomik ilişkiler, çok uzun bir geçmişe sahip olmasına rağmen halen devam etmektedir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, her geçen yıl artarak devam etmektedir.
Ticaret ve Yatırımlar
Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa arasındaki ticaret hacmi yüzyıllar boyunca oldukça önemli olmuştur. Özellikle 16. yüzyılda gelişen ticaret, şeker, baharat, deri ve değerli kumaşların ithalatı ve ihracatı üzerine yoğunlaştı. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yoğunlaşması, ticaretin önemli bir unsur haline gelmesini sağladı. Daha sonra, Osmanlı Devleti'nin Avrupa'nın ilerleyen teknolojisi ile rekabet etmesiyle birlikte, Fransa Osmanlı'yı modernize etmek için destek oldu. Fransa’nın, Osmanlı İmparatorluğu’na sanayi ürünleri sağlaması, Osmanlı'nın modernleşmesine yardım etti.
Bunun yanı sıra, Fransızların Osmanlı topraklarına yaptıkları yatırımların boyutları da büyük önem taşıdı. Fransız yatırımcılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun sanayi alanında modernizasyon için yoğun çabalar sarf etmesi sonrasında yatırım yapmaya başladılar. Fransız yatırımcılar, bankacılık, ulaşım, madencilik ve petrol endüstrileri gibi pek çok alanda yatırım yaptılar. Bu yatırımlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernizasyon sürecine katkıda bulundu ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlenmesini sağladı.
Ticaret ve yatırımların boyutları, Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa arasındaki ekonomik bağların ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Özellikle Fransız yatırımcıların Osmanlı İmparatorluğu'nun sanayi sahalarında yaptıkları yatırımlar, Osmanlı'nın modernleşmesi için önemli bir katkıda bulundu. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticaret hacmi de yüzyıllar boyunca oldukça önemli bir unsurdur ve günümüzde de devam etmektedir.
Fransız Para ve Bankacılık Sistemi Etkisi
Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'na olan ilgisini sadece siyasi ve kültürel açılardan değil, ekonomik açıdan da göstermiştir. Bu bağlamda, Fransız para ve bankacılık sistemi de Osmanlı ekonomisi üzerinde etkili olmuştur.
Fransız bankaları, Osmanlı İmparatorluğu'nda özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında faaliyet göstermeye başlamıştır. Kredi ve finansman sağlama konusunda Osmanlı bankalarından daha etkili olan Fransız bankaları, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun dış borçlanma ihtiyacını karşılamak için devreye girmişlerdir.
Fransız para birimi olan Frank, Osmanlı İmparatorluğu'nda uzun yıllar boyunca işlem görmüştür. Bu durum, iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmış ve ekonomik bağların güçlenmesine vesile olmuştur.
Fransa'nın Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik kalkınması için yaptığı yatırımlar da dikkat çekicidir. Fransız sermayesi, Osmanlı İmparatorluğu'nda birçok fabrika açarak, ülke ekonomisinde önemli bir yer edinmiştir. Üstelik, bu yatırımların bir kısmı tarım sektörüne yapılmıştır. Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'nda tarım ürünleri yetiştirerek, hem kendi ülkesine ucuz mal sağlamış hem de Osmanlı İmparatorluğu'ndaki çiftçilere ekonomik destek olmuştur.
Sonuç olarak, Fransız para ve bankacılık sisteminin Osmanlı İmparatorluğu'na olan etkileri ve iki ülke arasındaki ekonomik bağlar oldukça önemlidir. Fransa'nın Osmanlı İmparatorluğu'na yaptığı yatırımlar, ekonomik kalkınma için önemli bir rol oynamıştır. Bu dönemdeki ekonomik işbirliği, günümüze kadar süren Osmanlı-Fransız ilişkilerinin de temelini oluşturmuştur.
Fransa ile İlişkilerin Günümüzdeki Durumu
Geçmişte Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa arasındaki diplomatik ilişkiler oldukça önemliydi. Ancak günümüzde iki ülke arasındaki ilişkilerde birçok değişiklik yaşandı. Günümüzde Fransa, Türkiye'nin AB üyeliği ve insan hakları konusunda açık bir tutum almaktadır. Bunun yanı sıra, Fransa, Kürt-Türk silahlı çatışmalarına da müdahil olmakta ve Türkiye'nin bu konudaki politikalarını sert bir şekilde eleştirmektedir.
Bununla birlikte, Türkiye ve Fransa arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkiler hala devam etmektedir. Günümüzde, Fransa Türkiye'nin en önemli turist kaynaklarından biridir ve birçok Türk öğrenci için de öncelikli tercihler arasındaki yerini korumaktadır. Tarihi boyunca Türk-Fransız ilişkileri, kültürel etkileşimlerin yanı sıra ekonomik işbirliği açısından da önemli bir yere sahip oldu. Günümüzde de Fransız şirketleri Türkiye'de birçok alanda yatırım yapmaya devam etmektedir.
Gelecekte de Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkiler bazı zorluklar yaşasa da, iki ülkenin ortak çıkarlarına dayalı olarak yeniden inşa edilebileceği umulmaktadır. İki ülke arasındaki ticaretin artırılması, turizm sektöründe işbirliği, özellikle enerji sektöründe ortak projelerin hayata geçirilmesi gibi alanlarda iş birliği fırsatları da bulunmaktadır. Özellikle siyasi ilişkileri daha sıcak tutacak adımlar atılmışsa, Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceği ve güçleneceği söylenebilir.