Osmanlı Askı Teorisi ve Mekanik Çalışmaları, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan askeri teorik çalışmalar ve askeri mühendislik uygulamalarını inceleyen bir araştırmadır. Bu çalışmada, Osmanlı askeri mühendislerinin mekanik prensipleri nasıl kullandıkları ve askeri cihazların nasıl tasarlandığı araştırılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri güçlerinin nasıl oluşturulduğunu ve savaş stratejilerinin ne olduğunu öğrenmek için bu araştırmaya mutlaka göz atmalısınız.

Osmanlı İmparatorluğu, tarihte askeri alanda kullanılmak üzere özel bir askı teorisi yöntemi geliştirdi. Bu yöntem, Osmanlı ordusunun zırhlı askerleri için özelleştirilmiş bir askı sistemi oluşturuyordu. Askerlerin daha hızlı ve etkili bir şekilde hareket etmesine olanak sağlayan bu sistem, ünlü Osmanlı askerleri tarafından sıklıkla kullanıldı.

Ancak Osmanlı'nın mekanik alanındaki çalışmaları sadece askeri amaçlarla sınırlı kalmadı. İmparatorluk, hidrolik sistemler, uçan makineler ve cerrahi aletler gibi alanlarda da önemli gelişmeler kaydetti.

Hidrolik sistemler konusunda Osmanlılar, su yönetimi ve su kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması amacıyla çalışmalar gerçekleştirdi. Bu çalışmalar sayesinde Osmanlılar, tarım ve endüstriyel üretim alanlarında da önemli bir verimlilik artışı sağladı. Ayrıca günümüzde de kullanılan hidrolik sistemlerin temelleri de bu dönemde atıldı.

• Uçan makineler konusunda ise Osmanlı İmparatorluğu, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin ünlü uçuş denemesiyle tarihte yer buldu. Ancak diğer uçan makine denemeleri, beklenen başarıyı gösteremedi.
• Osmanlı'nın mekanik alanındaki çalışmaları arasında tahtadan uçak üretimi girişimi de yer alıyor. İmparatorluk, 1914 yılında tahtadan bir uçak üretti ancak üretim sonrasında yaşanan sıkıntılar, bu girişimi başarısız kıldı.
• Cerrahi aletler konusunda ise Osmanlı, oldukça başarılı bir şekilde çalışmalar gerçekleştirdi. Osmanlı döneminde geliştirilen ve günümüzde de kullanılan birçok cerrahi alet, Osmanlı'nın üstün mekanik çalışmalarının bir ürünüdür.

Osmanlı'nın askeri alan ve mekanik alanındaki çalışmaları, tarihte büyük bir yankı uyandırdı. Bu çalışmalar birçok gelişmenin temelini oluşturdu ve günümüzde de hala birçok alanda kullanılan teknolojilerin temelini oluşturuyor. Osmanlı'nın mekanik çalışmaları ve teknolojiye bakış açısı, tarih boyunca birçok yeniliğin gerçekleşmesine zemin hazırladı ve gelecekte de olası kullanım alanları üzerine düşünülmesi gereken bir konudur.

Osmanlı Askı Teorisi

Osmanlılar, askeri alanda kullandıkları askı teorisi yöntemi ile dikkat çekmişlerdir. Bu yöntem, kuşatma sırasında kara ve denizde yapılan askeri harekatlarda oldukça etkili olmuştur. Askı teorisi, kaleleri kuşatan askerlerin kale duvarlarına askılanarak ilerlemesine olanak sağlayan bir tekniktir. Bu yöntem, kale duvarlarına dayanarak ilerleyen askerlerin, taş ya da diğer malzemelerle yapılan saldırılardan korunmasını da olanaklı hale getiriyordu.

Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş stratejilerinde bu yöntem oldukça sık kullanılmıştır. İmparatorluk, askeri alanda oldukça başarılı bir dönem geçirmiş ve askı teorisi sayesinde pek çok zafer kazanmıştır.

Osmanlı askeri alanda kullandıkları askı teorisi yöntemine ilave olarak, savunma mekanizmalarını da güçlendirmek adına surların ön kısımlarında çukurlar kazıyarak, burada bulunan savaşçıların kaleye atılan maddelere karşı korunmasına da özen göstermişlerdir. Bu yöntem, kuşatma sırasında atılan maddelerin etkisini azaltarak kaledeki savunucuların sağlıklı bir şekilde direniş göstermesini olanaklı hale getiriyordu.

• Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli savaş stratejilerinden bir tanesi askı teorisiydi.
• Sıklıkla kullanılan bu yöntem, Osmanlı ordusuna önemli zaferler kazandırmıştır.
• Surların ön kısımlarında çukurlar kazılarak saldırılara karşı koruma sağlanmıştır.

Mekanik Çalışmaları

Osmanlı İmparatorluğu, mekanik alanındaki çalışmalarında da oldukça başarılı işlere imza atmıştır. Bu dönemde yapılan çalışmalar günümüze kadar gelen etkilere sahip olmuştur.

Bunlardan biri de Osmanlı'nın hidrolik sistemlerde yaptığı çalışmalardır. Osmanlılar, su yönetimi konusunda oldukça başarılı işler başarmışlardır. Özellikle İstanbul'da yapılan su kemerleri, bugün hala ayakta kalmaya devam etmektedir. Ayrıca Osmanlı döneminde inşa edilen su değirmenleri, farklı hidrolik sistemlerin kullanımına örnek olarak verilebilir.

Osmanlılar uçan makineler üretme girişiminde de bulunmuşlardır. Hezarfen Ahmet Çelebi, Osmanlı dönemindeki önemli isimlerden biridir. 1632 yılında, Galata Kulesi'nden yaptığı uçuşla adını tarihe yazdırmıştır. Ancak, uçan makineler konusundaki diğer girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 1914'te Osmanlı'nın tahtadan ürettiği uçak, bir süre sonra kullanılamaz hale gelmiştir.

Bunların yanı sıra Osmanlı döneminde cerrahi alanında da geliştirilmeler ve yenilikler getirilmiştir. Cerrahi aletlerin tasarımı ve kullanımı konusunda bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Osmanlı döneminde geliştirilen bazı cerrahi aletlerin, günümüzde de kullanıldığı bilinmektedir. Örneğin, kasap bıçağı, bu aletlerden biridir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun teknolojideki gelişimi, günümüze kadar gelen etkilere sahip olmuştur. Özellikle matbaa alanındaki çalışmalar ve gelişmeler, Osmanlı'nın teknolojiye olan bakış açısını yansıtmaktadır. Ayrıca, iletişim ve ulaşım alanlarındaki çalışmalar da Osmanlı'nın teknolojik gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. İzmir-Aydın demiryolu projesi, Osmanlı'nın ilk tren yoludur ve ülkenin modern ulaşım ağına katkı sağlamıştır.

Sonuç olarak, Osmanlı döneminde yapılan mekanik çalışmaları günümüze kadar olan etkileriyle birlikte incelendiğinde, teknolojideki gelişimleri konusunda oldukça başarılı bir imparatorluk olduğu görülmektedir. Bu gelişmelerin gelecekte de kullanım alanları bulması beklenmektedir.

Hidrolik Sistemler

Osmanlı İmparatorluğu, su kaynakları yönetiminde oldukça başarılıydı. İntikal İdaresi olarak adlandırılan su yönetimi ve su kaynaklarının korunması, dönemin en modern ve etkili su yönetim sistemlerindendi. Osmanlı İmparatorluğu'nda hidrolik sistemlerin kullanımı, hem su kaynakları hem de suyun taşınması konusunda oldukça yaygındı.

Osmanlı İmparatorluğu, hidrolik sistemler alanında oldukça başarılı çalışmalar yürüttü. Özellikle İstanbul'da yapılan su tesisleri modern bir su dağıtım sistemi ile donatılmıştı. Su kanalları ve su boşaltma sistemleri, suyun daha efektif ve verimli bir şekilde dağıtılmasına yardımcı oldu. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu, su değirmenlerinde hidrolik güç kullanımı konusunda da oldukça başarılıydı.

Bugün, hidrolik sistemler günümüz sanayiinde önemli bir yer tutuyor. Modern hidrolik sistemler, karayolu taşımacılığı, tarım, inşaat, madencilik, üretim ve hatta uzay araştırmaları için kullanılıyor. Hidrolik sistemler, modern endüstrinin temel taşlarından biri haline geldi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun hidrolik sistemlere yaptığı katkılar, hala günümüzde kullanılan teknolojilerin geliştirilmesine ve modern endüstrinin ilerlemesine yardımcı oluyor.

Uçan Makineler

Osmanlı İmparatorluğu, uçan makinelerin hayatımıza girmesinden yüzyıllar öncesinde bu teknoloji ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Ancak, bu çalışmaların sonuçları pek tatmin edici olmamıştır. Osmanlı döneminde, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin sırtında kuş kanatları ile gerçekleştirdiği uçuş, bu alandaki en büyük girişimdir. Ancak, bu uçuş sonrasında hükümet tarafından çeşitli cezalarla karşılaşmış ve uçan makineler yapma girişimleri son bulmuştur.

Yüzyıllar sonra, 1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu, kendi uçaklarını üretmek amacıyla harekete geçmiştir. Ancak, bu girişimler başarısız olmuştur. Osmanlı'nın ürettiği ilk uçak olan "Tahtadan Uçak", sadece benzinli bir yelkenli sandalyeden ibaretti ve havada daha fazla sürebilecek bir yapısı yoktu.

Bu başarısızlıklara rağmen, Osmanlı dönemindeki uçan makineler girişimleri, havacılık alanındaki gelişmelerin bir adımı olarak kabul edilir. Günümüzde, bu girişimlerin etkileri, modern uçan makinelerin geliştirilmesinde kullanılan teknolojilerde görülebilir.

Hezarfen Ahmet Çelebi

Hezarfen Ahmet Çelebi, Osmanlı döneminde önemli bir havacı ve mucittir. 1630 yılında İstanbul'da yaşayan Çelebi, uçmak için İstanbul Boğazı'ndan bir kuleden planörle denize atlayarak uçuş gerçekleştirmiştir. Bu uçuş, dünyada kaydedilen ilk başarılı planör uçuşu olarak tarihe geçmiştir.

Hezarfen Ahmet Çelebi'nin uçuş girişimi, o dönemin teknolojik imkanları düşünüldüğünde oldukça dikkat çekicidir. Çelebi'nin uçuş denemesi, insanların hayal gücünü zorlamış ve gelecekteki uçak yapımında bir ilerleme olarak görülmüştür. Ancak, o dönemde İslam dünyasında uçmak insanların inançlarına göre mümkün olmayan bir şey olarak düşünülmekteydi. Bu nedenle Çelebi'ye karşı bir tepki oluşmuştur.

Ancak Çelebi'nin uçma hayali, sonraki yıllarda da devam etmiştir. O dönemde yaşadığı zorluklara rağmen, Hezarfen Ahmet Çelebi, başarılı bir mucit ve havacı olarak tarihe geçmiştir. Çelebi'nin uçuş girişimi, günümüz havacılık teknolojisinde de bir ilerleme kaydedilmesinde etkili olmuştur.

• Hezarfen Ahmet Çelebi, insanların hayal gücünü zorlamış ve gelecekteki uçak yapımında bir ilerleme olarak görülmüştür.
• Çelebi'nin uçma hayali, sonraki yıllarda da devam etmiştir.
• Hezarfen Ahmet Çelebi, başarılı bir mucit ve havacı olarak tarihe geçmiştir.
• Çelebi'nin uçuş girişimi, günümüz havacılık teknolojisinde de bir ilerleme kaydedilmesinde etkili olmuştur.

Tahtadan Uçak

Tahtadan uçak, Osmanlı'nın 1914'teki teknolojik girişimlerinden biridir. Osmanlı, I. Dünya Savaşı döneminde uçak endüstrisine girmek için tahta kullanmayı tercih etti. İlk önce, tüm parçalar ayrı ayrı yapıldı ve daha sonra birleştirildi. Bu yüzden uçak daha ağır ve daha az dayanıklıydı.

Birkaç prototip yapıldı, ancak uçaklar çok kısa sürede çöktü. Nihayetinde Osmanlı, bu girişimi tamamen terk etmek zorunda kaldı ve uçak endüstrisine olan ilgi azaldı.

Bununla birlikte, tahtadan uçak girişimi Osmanlı'nın teknolojiye bakış açısı hakkında ilginç bilgiler sağlar. Osmanlı, teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve bu alanda girişimlerde bulunan bir ülkeydi. Uçak endüstrisine yapmış oldukları girişimler, Osmanlı'nın bu alandaki düşüncelerini değiştirse bile, teknolojiye olan ilgilerini kaybetmedikleri anlamına gelmez.

Cerrahi Aletler

Cerrahi aletler, Osmanlı döneminde de oldukça önemliydi. Bu alanda yapılan çalışmalar, günümüze kadar etkisini koruyor. Özellikle modern cerrahi aletlerin gelişmesinde Osmanlı'dan elde edilen bilgilerin katkısı oldukça büyük oldu.

Osmanlı döneminde cerrahi aletlerin geliştirilmesinde en önde gelen isimlerden biri, Serefeddin Sabuncuoğlu'dur. Sabuncuoğlu, cerrahi alanda yapılan uygulamaları anlatan "Cerrahiyyetu'l-Haniyye" adlı eserinde, farklı cerrahi aletlerin kullanımını ayrıntılı bir şekilde anlatır. Bu eser, Avrupa'da da çok sayıda cerrahi kitabın temelini oluşturdu.

Alet Adı	Kullanım Alanı
Bıçak	Cerrahi müdahalelerde kullanılır.
Çengel	Yaraları temizlemek ve dikiş atmada kullanılır.
Kasımpatı	Kuyumculukta kullanılan bir alettir ve ameliyatlarda kullanılır.

Osmanlı döneminde cerrahi aletlerin kullanımının yaygınlaşması ile birlikte, batı ülkelerinde de bu alana ilgi arttı. Bu ilgi, günümüze kadar süren bir gelişmeye sebep oldu. Günümüzde, Osmanlı döneminde kullanılan bazı cerrahi aletler, hafif modifikasyonlar ile hala kullanılıyor. Bunlar arasında çengel, kardiovasküler aletler, varis çıkarma aletleri gibi pek çok alet bulunuyor. Bu aletlerin kullanımı sırasında, temizlik ve sterilizasyon kurallarına uyulması gerekiyor.

Sonuç olarak, Osmanlı döneminde cerrahi aletlerin kullanımına dair yapılan çalışmalar, modern cerrahi aletlerin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Günümüzde cerrahi müdahalelerde kullanılan aletler, Osmanlı döneminden gelen bilgi birikimi temel alınarak geliştirilmiştir.

Osmanlı ve Teknoloji

Osmanlı İmparatorluğu, teknolojiye bakış açısı açısından oldukça ilerici bir döneme sahipti. Özellikle Batı'daki teknolojik gelişmeleri takip ederek kendilerini yenilemeye ve geliştirmeye çalıştılar. Osmanlı'nın teknolojik gelişimleri arasında matbaa, hidrolik sistemler, telegraf hattı, telgraf, tren yolları ve daha pek çok alanda yapılan çalışmalar yer almaktadır.

Matbaa, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaygınlaşan önemli bir teknolojik inovasyondu. İlk matbaa, 1727 yılında İbrahim Müteferrika tarafından kuruldu ve bu sayede Osmanlı'da bilginin yayılması hızlandı. İmparatorlukta bazı yabancı dillerde kitaplar basılmış ve modern dünya edebiyatı yayımlanmıştır. Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun aydınlanma çağı düşüncesine girmesinde önemli bir adımdı.

Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu, hidrolik mühendisliği alanında oldukça başarılı çalışmalar gerçekleştirdi. İstanbul'da yapılan su kemerleri, su kanalları ve düzenli su tedarik sistemi, Osmanlı'nın su yönetimi alanındaki başarısını göstermektedir. Aynı zamanda, Osmanlı İmparatorluğu'nda yapılan hidrolik çalışmalar günümüzde de kullanılmaktadır.

İletişim ve ulaşımda da Osmanlı İmparatorluğu, nispeten başarılı bir performans gösterdi. İlk kez 1840 yılında Sultan II. Mahmud tarafından bir telgraf hattı döşendi ve bu sayede haberleşmede bir devrim yarattı. Osmanlı İmparatorluğu ayrıca, ilk kez 1864 yılında İzmir-Aydın demiryolu projesi ile Avrupa standartlarında bir tren yolu inşa etti. Böylelikle, toplu taşıma ve haberleşme için daha hızlı bir sistem kullanmaya başladılar.

Osmanlı'nın teknolojik çalışmaları, dünya tarihindeki birçok teknolojik gelişimin temelini oluşturmuştur. Bugün, Osmanlı'nın hidrolik sistemleri ve tasarladığı birçok alet ve araç, hala kullanılan ileri teknolojik tasarımların temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu yüzden, Osmanlı İmparatorluğu'nun teknolojik çalışmaları, modern dünyada teknolojik gelişmelerin hızlanmasına ve modern dünya hayatına büyük katkılar sağlamıştır.

Matbaanın Gelişimi

Osmanlı döneminde matbaa, başta dinî olmak üzere farklı dillerde kitap, gazete, ferman vb. metinlerin yayınlanması amacıyla kullanılmıştır. İlk matbaa, Sultan II. Beyazıt tarafından 1720 yılında kurulmuştur. Ancak, teknolojik yetersizlikler ve kırtasiyecilerin protestosu nedeniyle kapatılmıştır. Sonrasında ise 1799 yılında Sultan III. Selim tarafından Letaif-i Rivayat adlı eserin bastırılması amacıyla ikinci bir matbaa kurulmuştur.

Osmanlı matbaası, daha çok Osmanlı Devleti'nin siyasi ve dini alanlardaki yazışmalarını, halka yönelik olarak ferman, bildiri, ilan gibi resmi duyuruları yayımlama amacını taşımaktaydı. Matbaa teknolojisi o dönemde halen gelişim aşamasındaydı. Bu nedenle, tek renkte, el emeğiyle ve sınırlı sayıda metin basılabiliyordu. Matbaa işi ustalık isteyen bir meslekti ve usta çırak ilişkisiyle öğreniliyordu.

Osmanlı'da matbaa teknolojisinin gelişimi, sarayda ecnebi usta ve yığınlarında yanmış taş, pirinç gibi maddelerin temini ile sınırlı kalmıştır. Bu nedenle, matbaa teknolojisi, Avrupa'dakinden oldukça geride kalmıştır. Ancak, Osmanlı'nın ihracatını arttırmak amacıyla yabancı dillerde kitapları basması, bu teknolojik açığın kapatılmasını sağlamıştır. Matbaa alfabesi olarak Osmanlı döneminde Arap alfabesi kullanılmıştır. Bu, basım güçlüğü yaşanmasını sağlamıştır. Nitekim basım olarak Avrupa'ya taşarlanan metinler, süslü yazılarla çevrilen harflerden dolayı basım sıkıntısı yaşanmıştır.

Özetle, Osmanlı döneminde matbaa teknolojisi, Avrupa'da yaşanan gelişmelere oranla oldukça geride kalmıştır. Ancak, Osmanlı'nın dini, siyasi ve kültürel alandaki bazı yayınları basması, matbaa teknolojisi açısından belli bir ilerleme kaydedilmesini sağlamıştır.

İletişim ve Ulaşım

Osmanlı İmparatorluğu'nun ulaşım ve iletişim alanındaki çalışmaları günümüze kadar uzanan bir tarih süreci barındırır. İletişim ağını genişletmek için ilk adımların atıldığı dönemlerde, elçilikler ve posta hizmeti kullanılmaktaydı. Osmanlı'nın adım attığı en önemli yollardan biri İstanbul ile Baghdad arasındaki yoldu. Bu yol ticaret açısından oldukça önemli olduğundan, Osmanlılar tarafından düzenli olarak korunuyordu.

Osmanlı ayrıca, düzenli posta servisi sağlayarak seyahat edenlerin güvenliğini sağlamaya başladı. Posta hizmeti, 1700'lerin ortalarında batıya gönderilen ilk mektupla başladı ve sonrasında İstanbul'dan diğer bölgelere düzenli olarak mektup gönderimleri sağlandı. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa ile Asya arasındaki ticaretin artması nedeniyle Boğazlardaki gemi trafiği de artmaya başlamıştı. Bunun sonucunda, birçok gemi batmış veya çeşitli kazalar yaşanmıştı. Osmanlı'nın bu sorunu çözmek amacıyla Boğazlar'da birçok fener inşa etmesi, gemi geçişlerinin daha güvenli hale getirilmesine yardımcı oldu.

Ulaşım alanında da Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlarda birçok yol inşa etti. Bu yollar seyahat etmeyi kolaylaştırmış ve ticareti hızlandırmıştır. Osmanlı İmparatorluğu ayrıca tren yolu inşaatına da yatırım yapmıştır. İlk tren yolu projesi İzmir-Aydın demiryolu projesiydi ve 1856'da başlatılmıştı. Tren yolu projesi sayesinde, seyahat daha hızlı ve fiyatlar daha ucuz hale geldi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun iletişim ve ulaşım alanındaki çalışmaları, modern dünyanın temel taşları olmuştur. Geliştirilen yöntemler ve projeler, günümüzde de kullanılmaktadır. Özellikle tren yolu inşaatları, demiryolu ulaşımının özellikle Avrupa'da hala en çok tercih edilen ulaşım yöntemi olmasına katkı sağlamıştır.

Tren Yolu İnşaatı

Osmanlı İmparatorluğu'nun tren yolu inşaatı çalışmaları, modern dünyaya uyum sağlama konusunda önemli bir adımdı. İlk girişim ise İzmir-Aydın demiryolu projesiyle gerçekleştirildi. İlk etapta 20 km uzunluğunda yapılması planlanan proje, daha sonra 130 km'ye kadar uzatılmıştır. Fakat proje sadece İzmir ve Aydın arasındaki tarihi yolculuk olan Efes Üstüne Kervan gibi ticari maksatlar için kullanılmıştır.

İzmir-Aydın demiryolu projesi, sonraki yıllarda diğer projelerin geliştirilmesine de öncülük etmiştir. Özellikle 1861 yılında, İngiliz mimar William James tarafından tasarlanan, İstanbul-Çatalca arasında bir demiryolu hattı yapılması girişimi başlatılmıştır. Fakat bu projenin gerçekleşmesi için gerekli olan yatırımlar ve teknik altyapı yetersizliği nedeniyle, proje askıya alınmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun tren yolu inşaatı çalışmaları, sonraki yıllarda hızla ilerlemiş ve ülkenin dört bir yanında demiryolu hatları inşa edilmiştir. Bu hatlar sayesinde insanlar ve ürünler daha hızlı ve ekonomik bir şekilde taşınabilmiş, ticaret ve sanayi alanında olumlu gelişmeler yaşanmıştır.

Sonuç ve Gelecek

Osmanlı Devleti, teknoloji alanında yapmış olduğu çalışmalar ile günümüze kadar etkisini sürdürmektedir. Özellikle mekanik alanında yaptığı çalışmalar ile bugün bile kullanılmakta olan bazı makinaların temelini oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra Osmanlı'nın matbaa, ulaşım, ve iletişim alanındaki çalışmaları da günümüzde hala kullanılmaktadır.

Osmanlı'nın geliştirdiği hidrolik sistemler, hala su yönetimi ve enerji üretiminde kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra Osmanlı döneminde cerrahi aletlerin geliştirilmesi, bugün hala kullanılmakta olan bazı aletlerin temelini oluşturmaktadır.

Bunun yanı sıra Osmanlı'nın mekanik alandaki en başarılı çalışmalarından biri olan "tahtadan uçak" modeli, günümüzdeki uçakların temelini oluşturan çalışmalardan biridir. Bu sayede gelecekte Osmanlı'nın diğer çalışmalarının da benzer şekilde kullanıma geçebileceği düşünülmektedir.

Ülkemizin teknolojik gelişmesi açısından geçmişte yapılan çalışmaları göz ardı etmemeli, bu alanlarda çalışmalar yapmalıyız. Osmanlı'nın yaptığı çalışmaların günümüz teknolojisinde kullanılmakta olduğunu biliyoruz, bu sebeple geçmişteki bu başarılı çalışmaların ve teorilerin gelecekteki teknolojik gelişmelere de ışık tutacağına inanıyoruz.