Osmanlı İmparatorluğu'nun dini ve sosyal hayatı, tarihin en önemli dönemlerinden biridir. Bu dönemde, İslam dininin yoğun etkisi altında, sosyal hayat da dini geleneklerle sıkı bir şekilde bağlantılıydı. Osmanlı İmparatorluğu'nun bu eşsiz dönemine ilişkin bilgilere ulaşmak isteyenler için ideal bir kaynak olan Osmanlı İmparatorluğu'nda Dini ve Sosyal Hayat kitabı, detaylı bir inceleme sunuyor. Kitapta, Osmanlı İmparatorluğu'nun dini ve kültürel yapılarına, sosyal hayatına ve gelişimine ilişkin geniş bir yelpaze sunuluyor. Bu kitap sayesinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun din ve sosyal hayatı hakkında kapsamlı bir bakış açısı edinebilirsiniz.
Osmanlı İmparatorluğu tarihi, dini ve sosyal hayatı ile öne çıkan bir dönemdir. İmparatorluğun temelini İslam dinine dayanarak oluşturulduğundan, günlük hayatta dinin önemi oldukça fazlaydı. Bu dönemde bireylerin dini ihtiyaçlarını karşılamak için geniş bir cami ağı kurulmuştur.
Cami, sadece namaz kılındığı bir yer olmanın ötesinde, toplumun bir araya geldiği ve kaynaştığı bir yerdi. Osmanlı camileri mimari yapı ve işlevleriyle dönemin en önemli yapılarından biridir. Diğer yandan, din adamları olan imamlar ve müezzinler, toplumda önemli bir role sahipti.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, günümüzdeki gibi modern bir iş bölümü sistemi yerine toplumun ihtiyaçlarına göre sınıflar belirlenmişti. Bu sınıflardan her biri kendine has özellikleri ile birbirinden ayrılıyor ve farklı yaşam tarzlarına sahip oluyordu. Ayrıca, aile yapısı da Osmanlı'nın sosyal hayatının bir parçasıydı. Kadınlar ise toplumda belirli bir yere sahipti ve ailenin en önemli unsurlarından biriydi.
Geleneksel Osmanlı giyim tarzı ve özellikleri de dönemin sosyal hayatından ayrı düşünülemez. Özellikle farklı sınıflara ve mevsimlere özgü giysiler, Osmanlı'nın zengin kültürünün önemli bir bölümünü oluşturur.
Dini hayatın ve sosyal hayatın birleştiği birçok nokta da vardır. Örneğin, Osmanlı İmparatorluğu'nda hayır kurumları oldukça yaygındı ve toplumda önemli bir yere sahiplerdi. Ayrıca, dini bayramlar ve özel günler, kutlamalar ve törenlerle birlikte kutlanırdı ve toplumun birlik ve beraberliğini güçlendirirdi.
Dini Hayatın Özellikleri
Dini hayat, Osmanlı İmparatorluğu'nda oldukça önemliydi. İslamiyet'in kabulünden sonra camiler ve din adamları, toplumda merkezi bir rol oynamıştır. Camiler, sadece ibadet için değil, aynı zamanda toplumun sosyal hayatında da merkezi bir yere sahipti.
Osmanlı camilerinin mimarisi oldukça özgün ve estetikti. İçerisindeki süslemeler ve mimari tasarımlar, İslam estetiğine uygun olarak yapılmıştı. Osmanlı camilerinde, sadece ibadet yapmak için değil, aynı zamanda toplumdaki diğer işlevleri için de kullanılırdı. Örneğin, camilerde düğün, cenaze, yardım kuruluşları ve öğrenim gibi faaliyetler gerçekleştirilirdi.
Din adamları da Osmanlı İmparatorluğu'nda önemli bir konuma sahipti. İmamlar ve müezzinler, camilerin işleyişinde ve toplumda önemli bir role sahipti. Din adamları, İslamiyete uygun olarak yetiştirilir ve topluma örnek olacak şekilde davranırlardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda din adamları, sadece cami işleriyle ilgilenmezlerdi. Aynı zamanda han ve hamamlarda da görevleri vardı. Hayır kurumlarına giderek, ihtiyaç sahiplerine yardım eder ve hayır işleri yaparlardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda dinin önemi çok büyüktü. Camiler ve din adamları, toplumda büyük bir yer kaplar ve dini hayatın tüm yönlerinde önemli bir rol oynarlar.
Sosyal Hayatın Özellikleri
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal hayat, iş bölümü, aile yapısı ve giyim kuşam gibi unsurlar içermekteydi. İş bölümü önemli bir unsurdur ve ülke ekonomisi için çok önemliydi. Osmanlı toplumunun çoğunluğu çiftçilikle uğraşırken, diğer iş kolları arasında tüccarlar, esnaf ve askerler bulunmaktaydı.
Aile yapısı da Osmanlı toplumunun belirgin özelliklerinden biriydi. Genellikle şehirli aileler nüfusun küçük bir bölümünü oluştururken, çiftçi aileleri genellikle büyük aile yapılarına sahipti. Kadınların toplumdaki rolü de oldukça önemliydi. Kadınlar genellikle evde işlerle uğraşırken, aynı zamanda eşlerine maddi ve manevi destek sağlamaktaydı.
Giyim kuşamda da Osmanlı toplumu çok renkliydi. Sadece sarayda değil, sokaklarda da insanlar birbirinden farklı giyinirdi. Şehirli kesimler daha modern kıyafetleri tercih ederken, kırsal kesimlerde insanlar daha geleneksel kıyafetleri giyinmekteydi. Erkekler genellikle şalvar, gömlek, ceket veya yelek giyerken, kadınlar ise daha geniş bir seçim aralığına sahipti.
- Erkeklerin giyiminde sıklıkla kullanılan şalvar, günümüzde bile popülerliğini korumaktadır.
- Kadınlar, genellikle renkli ve desenli şallarla birlikte uzun elbiseler giyerlerdi.
- Ayrıca, orta sınıf ailelerin çocukları tişört ve pantolon gibi daha batılı tarzda giysiler giyiyorlardı.
Sosyal hayatın bu özellikleri Osmanlı İmparatorluğu'nda önemli bir role sahipti ve günümüz Türk toplumunun tarihi mirasının bir parçasını oluşturuyor.
Cami ve Din Adamları
Osmanlı İmparatorluğu'nda dini hayatın merkezinde camiler yer almaktaydı. Camiler, Osmanlı mimarisinin önemli eserleri arasındaydı ve birçok din adamına ev sahipliği yapardı. Camilerin mimarisi oldukça özenle tasarlanır, sadece ibadet için değil, toplumun diğer sosyal ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde düzenlenirdi.
Camilerin en önemli özellikleri arasında minareler yer almaktadır. Minareler, ezan okumak için kullanılırdı ve camilerin en tanınan özelliği olurdu. Camiler ayrıca, mihrap, kürsü, şadırvan ve mahfil gibi öğelerle de donatılırdı. Tüm bu süslemelerle birlikte camiler, dini hayatın en önemli yapı taşlarından biri haline gelmiştir.
Camilerde görev yapan din adamları ise, toplumda saygın bir konuma sahipti. İmamlar, camilerin başında dua eder, vaaz verir ve toplumun dini ihtiyaçlarını karşılarlardı. Müezzinler ise, ezan okuyarak insanları namaz kılmaya çağırırlardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda din adamlarının toplumda çok saygın bir yeri olduğundan bahsetmiştik. Bu nedenle, bir imamın toplumda bulunduğu konum oldukça önemliydi. İyi bir imam, insanlar arasında saygınlık kazanırken, kötü bir imam ise toplumda itibar kaybederdi.
Osmanlı camileri, dini hayatın yanı sıra, toplumda sosyal ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapardı. Nikahlar, düğünler ve cenazeler gibi toplumsal olaylar camilerde gerçekleştirilirdi. Camiler, sadece dini bir yapı değil, aynı zamanda toplumun bir araya gelip birlikte yaşamasına da yardımcı olan merkezlerdendi.
Özetlemek gerekirse, Osmanlı camileri hem dini hem de sosyal hayatta önemli bir konuma sahipti. Camilerin mimarisi oldukça önemliydi ve din adamları, toplumda saygın bir konuma sahipti. Camiler ayrıca toplumsal etkinliklere de ev sahipliği yaparak, Osmanlı İmparatorluğu toplumunun bir arada yaşamasına da yardımcı oldu.
Camilerin Özellikleri
Osmanlı İmparatorluğu'nda camilerin mimarisi ve fonksiyonları oldukça özenle tasarlanmıştır. Camiler genellikle merkezi bir avlu etrafında toplanmıştır ve minarelerle süslenmiştir. Avlular genellikle çeşmeler, abdest alma yerleri ve mezarlıklarla çevrelenmiştir.
Camilerin iç mekanı da oldukça önemlidir. Genellikle büyük bir kubbe altında toplanan cemaat, mihrap ve minber ile süslenmiş duvarlar arasında dua ederler. Camilerin alt kısmında yer alan sütunlar, mimari açıdan önemlidir ve dekoratif amaçlıdır.
Camilerin fonksiyonları da dini kurallar doğrultusunda düzenlenmiştir. Cuma ve bayram namazları gibi özel günler için ayrı yerler belirlenmiştir. Aynı zamanda camiler, ilim merkezleri olarak kullanılmış ve halkın dini ve ilmi eğitimlerinin verildiği mekanlar haline gelmiştir.
- Camiler genellikle merkezi bir avlu etrafında toplanmıştır.
- Camilerin iç mekanı büyük bir kubbe altında toplanan cemaat, mihrap ve minber ile süslenmiş duvarlar arasında dua ederler.
- Camilerin alt kısmında yer alan sütunlar, mimari açıdan önemlidir ve dekoratif amaçlıdır.
- Camiler, dini ve ilmi eğitimlerin verildiği ilim merkezleri olarak da kullanılmıştır.
Din Adamlarının Roller
Osmanlı İmparatorluğu'nda dinin ve sosyal hayatın birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu bir dönemdi. Osmanlı camileri, toplumun merkezi yerleriydi ve burada cemaat ile bir araya gelinirdi. Camilerin dini açıdan önemi kadar toplumsal açıdan da önemli fonksiyonları vardı.
İmamlar, camilerde namaz kıldırmak ve topluma dini konularda öğüt vermek gibi rol üstlenirlerdi. Osmanlı toplumunda imamlar, dini liderler olarak kabul edilirlerdi ve saygı görürlerdi. Aynı zamanda, toplumsal bir rol de üstlenirlerdi ve birçok sosyal faaliyette yer alırlardı. İmam, nikah kıyarak evliliklerin gerçekleşmesine yardımcı olurken, cenaze törenlerinde de görev alırdı.
Müezzinler ise, camilerde ezan okuyarak namaz vakitlerini duyururlardı. Onlar da aynı şekilde, toplumsal bir rol üstlenirlerdi ve cami vakitlerinin haricinde de çeşitli faaliyetlerde yer alırlardı. Hastaları ziyaret ederek onlara moral vermek, fakirleri ziyaret ederek yardımlarında bulunmak ve hayır işleri yapmak gibi sosyal faaliyetlerde bulunurlardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, din adamlarının toplumda ki rolü çok önemliydi. Onlar, hem dini hem de sosyal konularda topluma yardım ederlerdi. Cami ve din adamları, Osmanlı toplumunun önemli bir parçasıydı ve halkın hayatında önemli bir yere sahipti.
İş Bölümü ve Aile Yapısı
Osmanlı İmparatorluğu'nda iş bölümü ve aile yapısı oldukça önemliydi. İş bölümü, toplumun belli sınıflara ayrılmasına neden oldu. Bu sınıflar arasında esnaf, tüccar, asker ve çiftçiler yer alıyordu. Her bir sınıfın kendine özgü özellikleri vardı. Esnaflar günümüzdeki esnaf teşkilatlarına benzer şekilde bir araya gelerek mesleklerini sürdürürlerdi. Tüccarlar ise ticari faaliyetlerini genelde şehir merkezlerinde yoğunlaştırarak sürdürürlerdi. Asker sınıfı ise ülkenin güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturulmuştu. Çiftçiler ise ülkenin temel gıda kaynaklarını üretirlerdi.
Aile yapısı da Osmanlı İmparatorluğu'nda oldukça önemliydi. Aile içerisinde kadınlar ve erkekler arasında da bir iş bölümü vardı. Kadınlar genelde ev işleriyle uğraşırken, erkekler iş hayatında yer alırlardı. Aileler genelde büyük ailelerdi ve büyükanneler, dedeler gibi yaşlılar ailenin ağırlığını taşırlardı. Evlenme yaşı genelde çok genç yaşlarda olurdu ve kız çocukları eve kapanırdı. Ancak bu yapı zamanla değişerek kadınların toplumda daha aktif bir role sahip olmalarına neden oldu.
İş bölümü ve aile yapısı toplumun hem dini hem de sosyal hayatını şekillendiren önemli faktörlerdendir. Bu yapı toplumun bir arada yaşamasına ve işlerin daha düzenli yürümesine neden olmuştur.
Sınıfların Özellikleri
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal hayat, sınıflar arasındaki ayrım ve iş bölümüne dayanıyordu. Esnaf sınıfı, geniş bir yelpazede faaliyet gösteren seyyar satıcılar, el sanatları ustaları ve küçük dükkânlardan oluşuyordu. İşlerini genellikle kendi başlarına yürüttüler ve aileleriyle birlikte çalıştılar.
Tüccar sınıfı, ülkenin iç ve dış ticaretinden sorumlu olan tüccarlar tarafından oluşturuldu. İlk etapta genellikle zenginleştirilen çiftçiler veya esnaflardı. Daha sonra, ailelerini zenginleştirmeye karar veren birçok insan, ticarete girerek tüccar sınıfına katıldı.
Asker sınıfı, Osmanlı İmparatorluğu'nun savunmasından sorumlu olan bir sınıftı. Osmanlı ordusu, asker sınıfından seçildi ve genellikle devlete hizmet etmek için sınıfın en iyi adamları seçildi.
Çiftçi sınıfı, nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturuyordu ve toprağı işleyen insanlardan oluşuyordu. Tarım, Osmanlı İmparatorluğu'nun ana faaliyet alanı olduğundan, çiftçi sınıfı da çok önemliydi. Ayrıca, çiftçilerin Osmanlı ekonomisinde temel bir yeri vardı.
Aile Yapısının Özellikleri
Osmanlı İmparatorluğu'nda aile, toplumun temel yapı taşıydı. Aile, genellikle tek eşlilik esasına dayanır ve çok eşlilik yaygın değildi. Evlenme yaşının erkekler için ortalama 25, kadınlar için ise 16-18 olduğu bilinmektedir. Evlilikler genellikle aileler arasında görücü usulü ile yapılırdı ve düğüne özel önem verilirdi.
Osmanlı aile yapısında, kadınların rolü oldukça önemlidir. Kadının ailedeki yeri ve toplumdaki durumu çok değerliydi. Aile içinde kadının rolü, evin düzenli olmasını sağlamak, çocuk yetiştirmek ve aile kurumuna hizmet etmekti. Kadınlar, evdeki işlerle uğraşırken aynı zamanda aile şirketlerinde de çalışabilirlerdi. Çalışan kadınlar, erkek kardeşleri veya kocaları gibi aileye ekonomik destek sağlayabilirlerdi.
Osmanlı aile yapısında, aile büyükleri genellikle en saygın kişilerdir. Üst sınıflarda, ailenin en yaşlı erkeği aile reisidir ve kararları aile içinde etkili bir şekilde alır. Alt sınıflarda ise, erkekler ve kadınlar iş bölümünde birlikte çalışırken, ev ve aile işleri kadınların sorumluluğundaydı.
Osmanlı aile yapısında kadınlar oldukça korunaklı bir şekilde yetiştirildi. Kadınların sosyal hayatta görülmesi ve etkileşimde bulunması oldukça nadir bir durumdu. Ancak, bazı kadınlar sıradışı sebeplerle sosyal hayatta yer aldılar. Mesela, padişahları memnun etmek için güzellikleri nedeniyle sarayda yer aldılar. Yüksek sınıfların kadınları kendi aralarında sohbet ederek, müziğe, şiire ve sanata ilgi duyarlardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda aile yapısı, toplumda kadınların önemli bir yere sahip olduğu ve ailelerin saygınlığının korunması için önemli olduğu kabul edilirdi.
Giyim ve Kuşam
Osmanlı İmparatorluğu'nda giyim ve kuşam, sosyal statüye göre belirleniyordu. Osmanlı halkının giyim tarzı, geleneksel ve gösterişliydi. Erkekler genellikle şalvar ve ceket giyerken, kadınlar ise örtülü elbiseler tercih ederlerdi. Osmanlı'nın geniş coğrafyası nedeniyle, giysi tarzları coğrafi bölgelere göre değişiklik gösteriyordu.
Bu geleneksel giyim tarzının en belirgin özellikleri, renkli kumaşlar, işlemeli desenler ve uzun elbiselerden oluşuyordu. Erkeklerin kumaşları genellikle pamuklu ya da ipekli olurken, kadınların kullandığı kumaşlar daha zengin ve gösterişliydi. Özellikle Osmanlı sarayında, kadınlar altın iplikten dokunmuş kumaşlar ve elmaslarla süslenmiş takılar kullanırlardı.
Başlık, fes gibi aksesuarlar da Osmanlı giyim tarzının önemli bir parçasıydı. Erkekler genellikle fes takarlarken, kadınlar ise çarşaf ya da başörtüsü takarlardı. Bu giyim tarzının günümüze kadar olan etkisi, özellikle düğün, nişan ve özel günlerde hala devam etmektedir.
| Erkek Giyimi | Kadın Giyimi |
|---|---|
| Şalvar | Elbise |
| Ceket | Çarşaf |
| Fes | Başörtüsü |
| Takke | Eşarp |
| Külah | Aba |
Açık renkli giysiler, sıcak yaz aylarında ve sıcak iklimlerde tercih edilirken, kış aylarında daha koyu renkler tercih edilirdi. Ayrıca, Osmanlı'da giyim tarzı ile birlikte, aksesuarlar da oldukça önemliydi. Erkeklerin kullandığı kemerler, keseler ve küçük çantalar, kadınların kullandığı süslemeler ve takılar gibi aksesuarlar giyim tarzının tamamlayıcı unsurlarıydı.
Osmanlı halkı, giyim tarzı konusunda oldukça özgün ve zengin bir kültüre sahipti. Günümüzde de Osmanlı giyim tarzının etkileri, özellikle moda dünyasında kendisini göstermektedir.
Dini ve Sosyal Hayatın Birleşimi
Osmanlı İmparatorluğu'nda din, hayatın ayrılmaz bir parçasıydı ve tüm toplumsal yaşamı kapsıyordu. Dinin, sosyal hayata yansımaları ise hayır kurumları, törenler ve kutlamalar, eğitim, sanat ve müzik etkinlikleriyle gerçekleşiyordu.
Hayır kurumları, toplumun her kesimine hizmet eden ve dinin sosyal hayata yansımalarından biriydi. Vakıflar, hastaneler, okullar, camiler, su kuyuları, köprüler, yolculuk koğuşları ve yoksulların bakımı gibi birçok hayır kurumu Osmanlı İmparatorluğu'nda faaliyet gösteriyordu.
Törenler ve kutlamalar da Osmanlı İmparatorluğu'nda din ve sosyal hayatın birleşimini yansıtan önemli etkinliklerdi. İslam'ın beş temel ibadeti olan namaz, oruç, zekat, hacc ve şehadet'in yanı sıra, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Mevlit Kandili, Regaib Kandili gibi dini günler, toplumun ortak kutlama ve etkinliklerine sahne olurdu.
Eğitim, sanat ve müzik etkinlikleri ise din ile sosyal hayatın birleştiği diğer alanlardandı. Osmanlı İmparatorluğu'nda medrese usulü eğitim verilirken, sanatta İslam motifleri işlenirdi. Müzik ise genellikle dini motivlerle şekillenirken, halkın yaşam biçimine uygun şekilde, saz, kemençe ve davul gibi çalgılarla icra edilirdi.
Kısacası, Osmanlı İmparatorluğu'nda din ve sosyal hayat iç içe geçmişti ve birbirini tamamlayan alanlardı. Dinin, sosyal hayata yansımaları tüm toplumsal yaşamı kapsayan bir yapıya sahipti ve günümüze kadar etkilerini sürdürmektedir.
Hayır Kurumları
Osmanlı İmparatorluğu'nda hayırseverlerin kurdukları vakıflar toplumda büyük bir öneme sahipti. Vakıflar, maddi durumu iyi olanlar tarafından kurulur ve vakfın gelirinin belirli bir kısmı yardımsever amaçlar için kullanılırdı. Bu amaçlar arasında cami, medrese, çeşme, köprü, sebil ve hastane gibi yapıların yapılması, bakımı ve onarımı gibi toplum yararına nitelikli işler de yer alırdı. Osmanlı İmparatorluğu'nda vakıfların sayısı oldukça fazlaydı ve bu vakıfların toplum hayatında büyük bir yeri vardı.
Vakıflar, sadece yapıların yapımı ve bakımı için kullanılmazdı. Bunun yanı sıra, fakir öğrencilere burs sağlamak, dilencilere, kimsesizlere ve yaşlılara yardım etmek gibi sosyal amaçlar için de kullanılırdı. Vakıflar, Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşmanın önemli bir unsuruydu ve bazı vakıfların geliri, yoksullara dağıtılmak üzere ayrılırdı. Bu sayede, işsiz ve fakir insanların hayatta kalmasına yardımcı olunurdu.
Osmanlı İmparatorluğu'nda vakıfların yönetimi oldukça ciddiye alınırdı. Vakıfların gelirleri ve giderleri belirli bir kayıt altında tutulurdu ve vakıf yöneticilerinin belirli bir tüzüğe uymaları gerekirdi. Ayrıca, vakfın geliri ne kadar büyük olursa olsun, yöneticileri tarafından kişisel amaçlar için kullanılamazdı. Bu nedenle, vakıflar toplumda büyük güvenilirlik kazanmıştı ve hayırseverler tarafından kurulan vakıflar, insanların yoksulluk ve çaresizlik zamanlarında umut kaynağı oldu.
Törenler ve Kutlamalar
Osmanlı İmparatorluğu'nda dini bayramlar ve özel günler oldukça önemlidir. Bu bayramlar ülkenin sosyal ve kültürel yaşantısında büyük bir yer kaplamaktadır.
Müslümanların en önemli bayramı olan Kurban Bayramı, Osmanlı İmparatorluğu'nda büyük bir coşkuyla kutlanırdı. Bayram günleri camilerde özel dua edilir, hayvan kesimleri gerçekleştirilir ve yakınlarla birlikte özel yemekler yenilirdi. Bu bayram aynı zamanda fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin önemini de vurgulardı. Bu nedenle, Kurban Bayramı tatil süresi boyunca hayırseverler tarafından yoksullara et dağıtılırdı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda kutlanan diğer önemli bayram ise Ramazan Bayramı'dır. Bu bayram, bir ay boyunca tutulan oruçların ardından gelen açlık ve susuzluğun sona ermesini simgeler. Osmanlı'da Ramazan ayı boyunca camilerde iftar yemekleri verilir ve Ramazan Bayramı tatili kutlanırdı.
Bunların yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu'nda özellikle sultanların doğum günleri de büyük bir coşkuyla kutlanırdı. Bu özel günlerde, şehirlerde kutlamalar düzenlenir ve halka ücretsiz ikramlarda bulunulurdu. Bu kutlamalar çoğunlukla şenlikli törenler, eğlenceler ve ateşli silahların kullanımıyla gerçekleştirilirdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda kutlanan diğer özel günlerden biri de Mevlid Kandili'dir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in doğumu anısına kutlanan bu özel günde insanlar camilerde toplanır ve dualar ederler.
Osmanlı İmparatorluğu'nda dini ve sosyal hayat iç içe geçmiştir. Bu nedenle, dini bayramlar ve özel günler, Osmanlı kültürünün önemli bir parçasıdır ve günümüze kadar gelmiştir.