Halkın Geleneksel Yönetim Biçimleri, yerel halkların yönetimdeki geleneksel uygulamaları hakkında bir kaynaktır Bu kitap, Türkiye ve dünya genelindeki yerel yönetimlerin yaratıcılığını keşfetmek için bir fırsattır Anadolu'daki küçük toplulukların halk yönetim ilkelerini, bu kitapta keşfedin
Halkın geleneksel yönetim biçimleri, toplumların öz yönetimlerinin bir parçasıdır. Bu yönetim biçimleri, birçok farklı kültür ve toplum tarafından uygulanmaktadır. Bu makalede, farklı coğrafyalarda bulunan halkların öz yönetim biçimlerini inceleyeceğiz.
Öz yönetim, toplumun kendi kendini yönetmesidir. Bu, yasaların ve kuralların topluluk içinde uzun süredir uygulandığı bir düzenleme sistemidir. Halkın öz yönetim sistemi, bireylerin siyasi, ekonomik ve sosyal sorumluluklarını paylaşmalarına ve kararlar almalarına olanak tanır.
Bazı toplumlar, öz yönetimlerini aşiret sistemi üzerinde yürütürler. Bu sistem, bir lider tarafından yönetilir ve o lider, topluluğun her türlü işine karışır. Aşiretler arasındaki sorunlar, lider tarafından çözülür. Türkmen ve Kürtler arasında da aşiret sistemi yaygındır.
Bazı kültürler, inanç temelli öz yönetim yapılarını benimsemiştir. Örneğin, Hinduizm'deki Brahmanlar, kendilerini yöneten ve kendi içlerinde çalışan bir yönetim biçimine sahiptirler. Bir diğer örnek de, Sikh inançlarıdır. Onlar da kendi liderleri tarafından yönetilirler ve liderleri, inançlarına uygun kararlar alırlar.
Afrika'daki bazı ülkelerde, halkın öz yönetimi üzerinde etkili olmuştur. Bu ülkelerdeki yerel yönetimler, geleneksel liderler tarafından yönetilir. Topluluğun tüm sorunlarına hakim olan liderler, toplumdaki herkesin sorunları ile ilgilenirler.
Sonuç olarak, geleneksel öz yönetim biçimleri çok çeşitlidir. Bu yönetim biçimleri, toplumların tarihleri boyunca farklı sebeplerle oluşmuş ve günümüze kadar gelmiştir. Halk, öz yönetimlerini benimseyerek, toplumların kendi kendilerini yönetebileceğini ispatlamıştır.
Osmanlı Dönemi Yönetim Biçimleri
Osmanlı döneminde, Türkiye'de halkın öz yönetim biçimleri oldukça farklıydı. Osmanlı İmparatorluğu'nda, birçok köyün ve kasabanın yönetimi, "muhtar" adlı seçilmiş bir lider tarafından gerçekleştirilirdi. Muhtar, köy halkının çoğunluğunun desteğiyle seçilirdi ve genellikle o dönemde belirli bir vergi toplama yetkisine sahipti. Ayrıca, muhtarın görevleri arasında köyün su ihtiyacının karşılanması, kamu binalarının yapımı ve diğer önemli hizmetlerin sunulması da yer alırdı.
Osmanlı dönemi yönetim biçimleri arasında ayrıca "vakıf sistemi" de bulunmaktaydı. Bu sistem, sosyal yardım amacıyla kurulan derneklerin yönetiminde kullanılırdı. Vakıflar, özellikle sağlık, eğitim ve tarım sektörlerinde oldukça etkiliydi ve halkın öz yönetim biçimlerinin en önemli parçalarından biriydi.
Genel olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nda yönetim biçimleri, halkın coğrafi ve sosyal koşullarına göre farklılık gösteriyordu. Ancak, muhtarlık ve vakıf sistemi gibi yönetim biçimleri, halkın öz yönetimini destekleyen etkili yapılar arasındaydı ve önemli bir rol oynarlardı.
Anadolu'daki Köy Yönetimleri
Anadolu'da binlerce yıldır çeşitli yönetim biçimleri uygulanmıştır. Türkiye'de köylerdeki geleneksel yönetim biçimleri de bu çeşitlilik arasındadır. Köylerdeki yönetim şu şekillerde gerçekleşir:
- Muhtarlık: Köyde yaşayanların en çok tanıdığı ve gördüğü yönetim biçimidir. Seçilen muhtar köyün idaresini yürütür ve sorunlara çözüm getirir. Muhtarlık sisteminde kararlar genellikle halkoyuyla alınır.
- Ağalık: Köyde yaşayanların bazılarına ait olan toprakların, hayvanların ve diğer maddi varlıkların bir bölümüne sahip olan ağalar, yönetimi kendi aralarında belirlerler. Ağalar genellikle köyün en zengin, en etkili ve saygın kişileri arasından seçilirler. Yönetim ağalık adına devam eder.
Sonuç olarak, Türkiye'deki köylerde farklı geleneksel yönetim biçimleri uygulanmaktadır. Her biri köy halkının ihtiyaçlarına, beklentilerine ve geleneklerine uygun olarak şekillenmiştir.
Aşiret Yönetimleri
Aşiret yönetimleri, Türkiye'nin bazı bölgelerinde hala yaygın olan bir yönetim biçimidir. Aşiretler, genellikle aynı kökenden gelen insanlar tarafından oluşan ve akrabalık bağlarına dayanan topluluklardır. Bu topluluklar, geleneksel olarak öz yönetim biçimlerini sürdürürler.
Aşiretlerde öz yönetim, liderlik yapısının aile ve akrabalık bağlarına dayalı olmasıyla gerçekleşir. Genellikle aşiretin en yaşlı üyesi veya en kudretli kişisi, lider olarak seçilir. Lider, aşiret içindeki hukukun uygulanmasından sorumlu tutulur ve kararlarını aile üyeleriyle tartışarak alır.
Bununla birlikte, aşiretler kendi içlerinde hiyerarşik bir yapıya sahiptir. Liderin altında bazı alt liderler bulunur ve aşiret işlerini bu alt liderler ile birlikte yürütür. Ayrıca aşiret içinde, çatışmaların çözülmesi için de öz bir mahkeme sistemi vardır.
Bu mahkeme sistemi, aşiretin iç işlerindeki anlaşmazlıkların çözümünde ve ceza davalarında kullanılır. Mahkemenin üç üyesi bulunur ve kararlar oy birliği ile alınır. Aşiretler, öz yönetimlerinin sürdürülebilirliği için bu gibi kurumları da korurlar.
Türkmen Aşiretleri
Türkmenler, Türk kültürünün önemli bir parçasıdır ve yaklaşık 30 milyon Türkmen dünya genelinde yaşamaktadır. Türkmen aşiretleri, geleneksel olarak öz yönetim yapısına sahip olmuştur. Aşiret lideri olan 'Äkhünd' genellikle üstün zekâsı ve liderlik vasfı sayesinde bu konuma gelir.
Türkmen aşiretlerinde, demokrasi tercih edilir. Aşirette, yetişkin erkeklerin tümü, gezici bir meclis vazifesi olan 'Mejlis' olarak adlandırılan bir toplantıda bir araya gelirler. Bu toplantılarda aşiretin geleceği ve sorunları hakkında fikir alışverişi yapılır. Tüm çözümler, bu toplantılarda ortaklaşa alınır.
Ayrıca, Türkmen aşiretlerinde, diğer Türkmen aşiretleriyle ve devletle olan ilişkiler bir 'Elder'e atfedilir. Elder, Aşiretin devlet ile ilişkileri ve diğer aşiretlerle ilişkilerini düzenler. Elder, aynı zamanda aşiret adına yapılan tüm anlaşmaların kurallarını belirler ve uygular. Bu şekilde, tüm aşiretlerin ilişkileri sorunsuz ilerleyebilir.
Genel olarak Türkmen aşiretleri geleneksel bir öz yönetim yapıları vardır ve aşiret yaşadığı topluluklar içinde saygın bir yere sahiptir.
Kurdish Aşiretleri
Kürt aşiretleri, genel olarak geleneksel ve patriyarkal bir yönetim biçimine sahiptir. Aşiretin lideri, genelde aile büyüğü veya en yaşlı kişi tarafından belirlenir. Aşiret üyeleri arasındaki tüm olayları yönetir ve adaleti sağlarlar. Aşiret lideri veya ailesi, genellikle diğer ailelerin sorunlarını çözmek için arabulucu olarak da görev yapar.
Kürt aşiretlerinde kararlar, genellikle liderin kararına bağlıdır. Aşiret üyeleri, liderin aldığı kararlara saygı gösterir ve uygularlar. Aşiretler arasındaki rekabet veya anlaşmazlıklar, liderler arasında görüşülerek çözüme kavuşturulur.
Kürt aşiretleri, her ne kadar kendi içlerinde yönetim biçimleri farklılık gösterse de genel olarak geleneksel bir yapıya sahiptir. Bu yapıda, liderin sözü kesindir ve diğer üyelerin de liderin sözüne uyması beklenir. Ancak son yıllarda, modernleşme ve devlet sistemi içinde yer alma eğilimi, aşiretlerin yönetim biçiminde değişimlere neden olmuştur.
Belen, Çorum ve Kars Yönetim Biçimleri
Türkiye'de farklı şehirlerde halk, kendine özgü yönetim biçimleri geliştirmiştir. Bu şehirlerden Bazıları Belen, Çorum ve Kars'tır. Belen, Hatay ilinde bir kasabadır ve Hristiyanların yoğunlukta olduğu bir yerdir. Burada yönetim, din adamı tek bir kişi tarafından yürütülmektedir. Bu kişi, kasaba halkına önderlik etmekte ve onları yönlendirmektedir. Çorum'da ise, köylerde çiftçilik yapılmakta ve yönetim, köyün en yaşlısı tarafından yürütülmektedir. Bu kişi, köylüler arasında anlaşmazlıkların çözülmesinde etkili rol oynamaktadır.
Kars'ta ise, Alevi inancına sahip insanlar, cem evleri adı verilen yapılarında toplanarak öz yönetimlerini sürdürmektedirler. Cem evleri, Alevi inancının sosyal ve dini faaliyetlerinin gerçekleştirildiği yerlerdir. Alevi toplumunun öğretmeni olan dedeler, cem evlerinde buluşarak, inançlarını öğretip ve iç huzuru sağlamak için çalışmaktadırlar. Bu şekilde, Kars'taki Alevi cemaati, öz yönetimlerini sürdürmekte ve aralarındaki sorunları kendi içinde çözmektedirler.
Bu örnekler, Türkiye'nin farklı bölgelerinde halkın kendine özgü yönetim biçimlerinin olduğunu göstermektedir. Bu geleneksel yönetim biçimleri, yerel halkın değerlerine ve inançlarına dayalı olarak şekillenmiştir. Bu yönetim biçimleri, köklü bir geçmişe sahip olup, günümüzde hala uygulanmaktadır.
Hindistan'daki Geleneksel Yönetim Biçimleri
Hindistan, geleneksel özellikleri sürekli korumakta olan bir ülkedir. Bu koruma altında en çok yemek kültürleri, dini inançları ve yönetim biçimleri yer almaktadır. Hindistan'da halkın kendi öz yönetim biçimleri; kabile yönetimleri ve inanç temelli öz yönetim biçimleri olarak sınıflandırılabilir. Bu öz yönetimler, Hindistan toplumlarının tarihinden kaynaklanmaktadır.
Kabile yönetimleri, Hindistan'daki en eski öz yönetim biçimidir. Bu yönetim biçiminde, kabile lideri (raja) ve kabile üyeleri arasında saygı ve sevgi ilişkisi temel alınır. Kabile lideri, kabile adına kararlar alır ve yönetir. Diğer yandan, üyelerin özgürlükleri korunmaktadır. Bu yönetim yapısı, Hindistan'da halen devam etmektedir.
Hindistan toplumlarının inanç sistemleri ise, inanç temelli öz yönetim biçimlerinin doğmasına katkı sağlamaktadır. Bu öz yönetimler arasında Sikh'ler ve Brahmanizm'deki öz yönetim biçimleri sayılabilir. Sikh'ler, öz yönetimlerini Gurudwara olarak adlandırılan kutsal merkezler aracılığıyla sürdürürler. Gurudwaralar, toplumlar arasındaki uyumu sağlar ve adaleti temsil eder. Diğer yandan, Brahmanizm'deki öz yönetim biçimleri, "kast" sistemine dayanmaktadır. Bu sistemde her kastın, kendi öz yönetim yapısı bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Hindistan toplumlarının geleneksel öz yönetim biçimleri, tarih ve inanç sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Kabile yönetimleri ve inanç temelli öz yönetimler, Hindistan toplumlarının yapılarını korumaya devam ederken, birlik ve uyum içinde yaşamalarına da yardımcı olur.
Kabile Yönetimleri
Hindistan'da birçok kabile var ve bazıları hala geleneksel kabile yönetimlerini sürdürüyor. Kabileler, kendi liderlerini ve kabile konseylerini seçerler ve kabile üyelerini temsil etmek için kullanırlar. Bu liderler, kabiledeki herkesin barışçıl bir şekilde bir arada yaşamalarını sağlamak için çabalarlar ve çoğu zaman toplumsal adalet sağlamak için kabileler arası anlaşmazlıkları çözmek için aracılık yaparlar.
Kabile liderleri arasındaki iletişim, kabileler arası toplantılarla gerçekleştirilir. Bu toplantılar, küçük bir hata nedeniyle bile bir kavga başlamadan önce kabileler arasında bir anlaşmazlık çıktığında toplanır. Ayrıca, topluluk içindeki genel sorunların çözümü ve üyelerin gereksinimleri için birçok toplantı düzenlenir.
Kabilelerin yönetim şekilleri, genellikle otoriter bir lider veya liderler tarafından yönetilir. Liderler, kabile üyelerinin ihtiyaçlarını belirleyerek, kabile bütçesi dahil olmak üzere önemli kararları alırlar. Ayrıca, kabiledeki herkesin barışçıl bir şekilde bir arada yaşamalarını sağlamak için çabalarlar ve çoğu zaman toplumsal adalet sağlamak için kabileler arası anlaşmazlıkları çözmek için aracılık yaparlar.
Tabii ki, kabile yönetimleri değişim süreci yaşadı ve bazen hükümetle bir araya geldi. Bazı kabileler, yerel hükümetlerin ve merkezi liderliğin desteğiyle, daha merkezi bir yönetimi benimsemiştir. Ancak, birçok kabile hala kendi geleneksel yönetim biçimlerini sürdürüyor. Bunun nedeni, kabilelerin köklerindeki öz-yönetim geleneği ve bu geleneğin kabileler için en iyi uygulama olduğuna olan inançlarıdır.
İnanç Temelli Öz Yönetim Biçimleri
İnanç temelli öz yönetim biçimleri, birçok toplumda hala varlığını sürdürmektedir. Bu yönetim biçiminde, bir inanca bağlı olan kişiler kendi aralarında bir yapı oluşturarak karar alırlar. Bu yapı genellikle din adamlarından oluşur. İnanç temelli öz yönetim biçimleri, toplumları için bir dayanışma ve birlik duygusu sağlar.
Bu tür öz yönetim yapıları, kararları almak için sık sık toplantılar düzenler. Toplantılarda genellikle, bir inanca bağlı olan kişilerin görüşleri alınır ve sonuçta karar verilir. Bu tarz yönetim biçimleri, inançları olan kişilere güvence sağlar ve onların kararlarını, inançlarını ihlal etmeden almalarına imkan verir.
İnanç temelli öz yönetim biçimleri, bazen diğer yönetim biçimleriyle de birleşebilir. Örneğin, bir bölgede hem din adamlarının hem de seçilmiş yöneticilerin bulunduğu yapılar mevcut olabilir. Bu durumda din adamları, bölgenin halkının inançlarına uygun kararlar alırken seçilmiş yöneticiler de bölgenin yönetimini yürütürler.
Genellikle bu yönetim biçimi, küçük ölçekli yerleşim birimlerinde uygulanır. Aynı inanca inanan insanlar bu yapılar aracılığıyla dayanışma içinde hareket ederek sorunlarını çözerler. Ancak, inanç temelli öz yönetim biçimleri başarılı olabilmek için her zaman sorunlara çözüm getiremeyebilirler. Bu nedenle, bazen farklı yönetim biçimleriyle birleşirler.
Sonuç olarak, inanç temelli öz yönetim biçimleri, tarihsel olarak birçok toplumda varlık göstermiştir ve hala bazı yerlerde uygulanmaktadır. Bu yönetim biçiminde, inanca bağlı olan kişiler kendi aralarında toplanarak karar alır ve sorunlarını çözmeye çalışır. Bu yapı, halk arasında bir dayanışma ve birlik duygusu sağlarken inançlarına uygun kararlar almalarına da yardımcı olur.
Sikh'lerin Yönetim Biçimleri
Sikhler, Hindistan'da en büyük azınlık gruplarından biridirler. Kendi kendini yöneten bir din topluluğudur ve <
Sikhlerin öz yönetimleri, en üst düzeyde Guru Granth Sahib adı verilen kutsal kitaba dayanır. Teravih namazına benzer bir şekilde, cuma günleri Sikh tapınağına giderek bir araya gelirler ve kutsal kitabı okurlar. Bu günlük toplantılar, topluluk arasındaki iletişimi ve dayanışmayı güçlendirir.
Sikhlere ait tapınaklar, Gurudwaralar olarak adlandırılır ve herkesin ücretsiz olarak giriş yapabildiği yerlerdir. Burada din adamlarından oluşan bir yönetim kurulu bulunur ve toplulukla ilgili kararlar alırlar. Günlük ihtiyaçlar için ise gönüllü çalışanlar tarafından yönetilen bir mutfak hizmeti vardır. Bu hizmet, herhangi bir ayrım yapmaksızın herkese açıktır ve tüm Sikhler bu hizmeti sağlarlar.
Sikhler, öz yönetimlerini bu şekilde sürdürmekte ve topluluklarının ihtiyaçlarına en uygun şekilde hareket etmektedirler. Geleneksel ve köklü bir yönetim biçimine sahip olan Sikhler, Hindistan'daki önemli azınlık gruplarından biridirler.
Brahmanizm'deki Öz Yönetim
Brahmanizm, Hindistan'da hâlâ birçok insan tarafından takip edilen bir dindir. Ülkedeki toplumda bu öğretinin etkilerine de rastlamak mümkündür. Brahmanizm'de öz yönetim, toplumun hemen hemen her kesiminde var olan bir sistemdir.
Brahmanizm'de öz yönetim yapısı, iki farklı şekilde işler. Bunlardan ilki, kutsal metinlerde belirtildiği gibi, varlıkların her birine ayrılmış bir yerel özyönetimdir. Örneğin, her bir Hindu tapınağı kendi kendine yeterli bir şehir ya da bir köy olarak işlev görür ve genellikle tamamen bağımsız bir şekilde yönetilir. Bu yönetim yapısında, her bir tapınağın rahipleri ya da yöneticileri, kendi topluluklarına hizmet ederler ve onların gereksinimlerini karşılamaya çalışırlar.
Brahmanizm'deki diğer bir öz yönetim yapısı ise, kendi kendine yeterli yüzlerce köy ve kasabadan oluşan bir sistemdir. Bu yönetim yapısının temeli, yerel sakinlerin bir araya gelip, kendi kendilerini yönetmek üzere karar vermelerine dayanır. Bu topluluklarda genellikle bir eğitmen ya da akıl hocası vardır ve bu kişi, köyün ya da kasabanın ihtiyaçlarını karşılamak için çalışır. Onların desteği ve yardımı ile, bu topluluklar, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak güçlü bir şekilde ayakta durabilirler.
Bazı durumlarda ise, Brahmanizm'deki öz yönetim yapısı, bir baba-oğul ilişkisi üzerine kuruludur. Bu tür bir yapıda, baba bir lider konumundadır ve aileye hükmeder. Bu lider, ayrıca toplumun diğer üyelerine de örnek olur ve onların hayatlarını şekillendirir.
Brahmanizm'deki öz yönetimin en önemli özelliği, her bir topluluğun kendine has bir yapısı ve işleyiş tarzı olmasıdır. Yani, bu sistemin içinde, her bir köy, kasaba ya da tapınak, özgün bir şekilde yönetilmekte ve kendi kendine yeten bir yapıya sahip olmaktadır.
Afrika'daki Geleneksel Yönetim Biçimleri
Afrika, gezegenimizin en kalabalık ikinci kıtasıdır ve farklı kültürleri bünyesinde barındırır. Afrika'da halkın geleneksel yönetim biçimleri, yüzyıllardır devam eden tarihi ve kültürel pratiklerden oluşur.
Halkın öz yönetimine dayanan Afrika'daki yönetim biçimleri, kabile sorunlarını yerel liderlerin kontrol etmesiyle çözüme kavuşturulur. Bu yerel liderler, geleneksel olarak "şef" olarak bilinirler ve halkın günlük işlerini yönetmekten sorumludurlar.
Afrika'nın bazı bölgelerinde, öz yönetim biçimleri olarak bazı ülkelerin kabilelerinde kraliyet liderlik yapısı vardır. Halkın günlük ihtiyaçlarını dağıtmak için tipik bir konseyi vardır. Bu konsey, halkın taleplerine göre hareket eder ve liderler arası anlaşmazlıkları çözmek için kullanılır.
Afrika'da genellikle aynı toprak parçası üzerinde yaşayan ve belirli bir etnik gruba ait olan insanlar, ortak bir öz yönetim anlayışı ile hareket ederler. Kabile liderleri, çevrelerindeki insanlar arasındaki tartışmaları çözmede de önemli bir işleve sahiptir.
Aslında, Afrika'da halkın öz yönetimi, köklü geleneksel, dini inanç ve kültürel ilkelere dayanmaktadır. Bu geleneksel yapı, yerel yöneticilerin başkaları üzerindeki yetkilerini sınırlaması ile özgürlük ve öz yönetimi sağlar.
Sonuç olarak, Afrika'da halkın öz yönetim biçimleri, yerel liderlerin geleneksel rollerine dayanan kültürel ve tarihsel praktiklerden oluşur. Bu pratikler, halkın günlük ihtiyaçlarını yerel liderler tarafından yönetilerek çözüme kavuşturulur.
Kabile Yönetimleri
Afrika, geleneksel yönetim biçimlerinin en yoğun şekilde uygulandığı kıtalardan biridir. Kabileler, Afrika'daki en yaygın öz yönetim biçimidir. Bir kabile, belirli bir coğrafi bölgede yaşayan ve ortak bir kültür, dil ve tarihe sahip insanlar topluluğudur. Her kabile, kendine özgü bir sosyal ve yönetim sistemi oluşturur.
Afrika kabileleri, genellikle meclisler veya konseyler olarak adlandırılan yönetim organları tarafından yönetilir. Konseyler, kabile liderleri tarafından kurulur ve belirli bir sorunla ilgili karar vermek üzere bir araya gelirler. Konsey, kabile halkının katılımına açıktır ve herkes fikrini açıkça belirtebilir. Alınan kararlar, kabile lideri tarafından uygulanır.
Kabile lideri, kabilenin en etkili ve saygın bireyidir. Birçok kabile lideri, efsanevi hikayelere konu olmuştur. Örneğin, Maasai kabilesinin lideri Lenana, Kenya'daki geleneksel liderler arasında en saygın olanıdır. Afrika kabile liderleri, hem dini hem de sivil liderlik işlevleri yerine getirirler.
Afrika kabileleri ayrıca belirli bir bölgede yaşayan tüm insanlar için ortak sorumluluklar üstlenirler. Örneğin, bir kabile su kaynaklarını korumakla yükümlüdür ve tüm üyeler, kaynakları doğru şekilde kullanmak ve korumak için sorumluluk alır. Bu tür ortak sorumluluklar, kabile halkının birbirine daha yakın olmasını sağlar ve topluluk dayanışmasını artırır.
Sonuç olarak, Afrika'daki kabile yönetimleri, geleneksel yöntemleri koruyan ve topluluk dayanışmasını artıran ayırt edici bir özelliğe sahiptir. Kabile liderleri, kabile halkının tüm ihtiyaçlarını düşünerek kararlar alır ve topluluğun bütünlüğünü korur. Bu nedenle, Afrika'da kabile yönetimleri hala yaygın bir şekilde uygulanmaktadır.
Ülke Yönetimleri
Afrika kıtası, uzun yıllardan beri yerel yönetim yapılarına sahip olmuştur. Kıtanın güneyinde bulunan Zimbabve, Mozambik, Namibya gibi ülkelerde, halk yerel yönetimlerinin geleneksel yapılarını korumaya çalışmıştır. Örneğin, Zimbabve'de köylerdeki yönetim, şefler tarafından sağlanmaktadır ve her bir şeflik, bir kabileye hizmet etmektedir.
Benzer bir durum Mozambik'te de söz konusudur. Burada köylerin yönetimi, öncelikle buraya ait olan kabileler tarafından sağlanmaktadır. Ayrıca burada topraklar, genellikle kabile şefleri tarafından sahiplenilir ve kullanılır.
Gana'da da yerel yönetim yapıları, halkın öz yönetim biçimlerine dayanmaktadır. Burada topluluklar, kabileler ve aileler, birbirleriyle karşılıklı olarak ilişkiler kurarak yönetim yapısını oluştururlar. Özellikle kırsal alanlarda, bu tip öz yönetim biçimleri daha belirgin bir şekilde görülmektedir.
Mauritius'ta ise, halkın geleneksel olarak sahip olduğu "Village Councils" adlı yerel yönetim birimleri bulunmaktadır. Bu yapılar, halkın kendi kendini yönetebilmesi için oluşturulmuştur ve yerel halk tarafından seçilmiş temsilciler tarafından yönetilmektedir.
Sonuç olarak, Afrika kıtası, geleneksel öz yönetim biçimlerini hala koruyan ülkelerden biridir. Zimbabve, Mozambik, Gana gibi ülkelerde, halkın yerel yönetim yapısı, kabilelerin ve şeflerin varlığına dayanmaktadır. Mauritius'ta ise, halkın kendi kendini yönetebilmesi için "Village Councils" adlı öz yönetim birimleri bulunmaktadır.