Soğuk Savaş döneminde Türk-Avrupa ilişkileri, siyasi karışıklık ve stratejik çekişmelere rağmen gelişmeye devam etti. Bu yazıda, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerinin nasıl şekillendiği, NATO'ya katılım süreci ve Orta Doğu politikalarının etkisi inceleniyor.
Türk-Avrupa ilişkileri, Soğuk Savaş döneminde oldukça gergin bir süreç yaşadı. Bu dönemde Türkiye'nin Batı'ya olan bağımlılığı artarken, Batı'nın da Türkiye'ye olan stratejik önemi arttı. NATO, Soğuk Savaş döneminde Türkiye'yi Doğu bloğuna karşı korumak amacıyla kurulmuştu. Bu nedenle Türkiye'nin NATO içindeki yeri oldukça önemliydi.
Diğer yandan Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki ilişkiler de Soğuk Savaş döneminde oldukça sancılıydı. AB, Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı çıkarak Türkiye'yi Avrupa dışında bir ülke olarak görüyordu. Türkiye ise, AB'ye üyelik hayalleri ve AB ile iyi ilişkiler kurma arzusuyla çaba gösteriyordu. Ancak AB tarafından Türkiye'ye karşı uygulanan baskılar ve Türkiye'nin insan hakları ihlalleri sorunu, ilişkilerin daha da gerilmesine sebep oldu.
- Bir yandan Türkiye-AB ilişkilerindeki gerginlikler,
- öte yandan Türkiye'nin NATO içindeki konumu ve NATO'nun Türkiye'ye verdiği destek,
- Rum-Yunan İttifakı'nın Türkiye için bir tehdit oluşturması,
- ve Kıbrıs'taki siyasi durumun Türkiye-AB ilişkilerine etkisi,
Soğuk Savaş dönemi Türk-Avrupa ilişkilerinin temel meseleleriydi. Tüm bu faktörler Türk-Avrupa ilişkilerine damgasını vurmuş ve Soğuk Savaş sonrasına kadar bu ilişkiler oldukça uzun bir süre boyunca gergin ve sancılı bir şekilde devam etmiştir.
NATO ve Türkiye
Soğuk Savaş döneminde NATO, Türkiye'nin önemli bir müttefikiydi. Türkiye, NATO çerçevesinde yer alarak, Batı Bloku'nun stratejik noktalarından biri oldu. NATO, Soğuk Savaş sırasında Türkiye'nin güvenliğini sağlamak için çok önemli bir rol oynadı. Türkiye'nin NATO üyeliği, ülkenin Soğuk Savaş sırasındaki konumunu büyük ölçüde şekillendirdi.
Türkiye, NATO içinde önemli bir yere sahipti. Türkiye, NATO'nun Doğu Cephesi'nde stratejik bir konumdaki ülkelerden biriydi ve Sovyetler Birliği'nin tehditlerine karşı Batı Bloku'nun savunma hattında yer aldı. Türkiye, NATO üyesi olarak, Soğuk Savaş sırasında Batı'nın stratejik çıkarlarına hizmet etti.
NATO ve Türkiye arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş sonrasında da devam etti. Türkiye, NATO içindeki rolünü korudu ve NATO, Türkiye için stratejik bir önem taşımaya devam etti. Türkiye, NATO'nun küresel güvenlik konularında da aktif bir rol aldı.
Genel olarak, Türkiye ve NATO arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş döneminde Türkiye'nin Batı Bloku'na yakınlaşmasını sağladı. NATO, Türkiye'nin Batı'ya açılım sürecinin en önemli destekçilerinden biriydi. Bugün Türkiye hala NATO üyesi ve NATO'ya tam anlamıyla bağlılığını sürdürüyor.
Avrupa Birliği ve Türkiye
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş döneminden bu yana önemli değişikliklere uğradı. AB'nin Türkiye'ye olan tavrı, üyelik süreci ve Türkiye-AB ilişkileri bu dönemde gelişmeye başladı. AB, Türkiye'yi uzun yıllardır üyeliğe kabul etmeyerek kapısında bekletiyor.
AB ile ilişkilerin gelişmesi ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için yoğun çaba harcanırken, 1980'lerde Türkiye'nin AB tarafından reddedilmesi seri bir şekilde devam etti. 1999 yılında Türkiye resmen AB adayı olarak kabul edildi. Ancak, AB üyeliğine yönelik müzakereler 2005 yılında başladığında, ilişkiler tekrar gerildi ve ilerleme kaydedemeden resmen durduruldu.
Öte yandan, Türkiye'nin AB adaylığı sırasında, AB ile ticaret ve ekonomik faaliyetler arasında önemli gelişmeler kaydedildi. 1995 yılında Türkiye-AB Gümrük Birliği anlaşması imzalandı ve bu anlaşma Türkiye'nin Avrupa pazarına girişini kolaylaştırdı. Ancak, Gümrük Birliği Anlaşması Türkiye için yeterli değildi ve AB üyeliği hala Türkiye için en önemli hedeflerden biri olarak kabul edilmektedir.
- Avrupa Birliği, Türkiye'ye üyelik konusundaki tutumunu net bir şekilde belirlemeli.
- AB üyeliğine yönelik müzakerelerin devam ederek sonuçlanması, her iki taraftaki ilişkiler açısından önemlidir.
- Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği, Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki adımları ve AB tarafından uygulanan politikaların etkisiyle belirlenecek.
Günümüzde, Türkiye ile AB arasında üyelik müzakereleri dondurulmuş durumda olsa da, ilişkilerin gelişmesi ve ilerlemesi için her iki tarafın da çalışmaları devam etmektedir. Türkiye, AB ile ilişkilerinin geliştirilmesi ve üyelik sürecinin yeniden başlatılması için adımlar atmaya devam etmektedir.
Kıbrıs Sorunu
Kıbrıs Sorunu, Soğuk Savaş döneminde Türkiye-AB ilişkilerinde önemli bir rol oynayan ve bugüne kadar çözülemediği için Türk-Avrupa ilişkilerine etkisi hala devam eden bir sorundur. Kıbrıs adası, stratejik konumu nedeniyle Soğuk Savaş döneminde büyük önem taşıyordu. ABD ve Sovyetler Birliği, adayı kendi tarafına çekmek ve kontrol etmek istiyorlardı.
Kıbrıs sorunu, önemli bir siyasi sorun olarak Türkiye ve AB'nin politikalarını da etkiledi. Türkiye, 1974 yılında adaya müdahale ederek Kıbrıs Türklerini korumaya çalıştı. Bu müdahale, Türkiye-AB ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerini ciddi şekilde etkiledi. AB, müdahaleyi kınadı ve Kıbrıs'ın güneyindeki Rum kesiminin yanında yer aldı.
Kıbrıs müzakereleri, Türk-Avrupa ilişkilerinde hala çözülmeyi bekleyen bir konudur. Türkiye, Kıbrıs konusunda adil bir çözüm bulunmasını istiyor ancak AB, Kıbrıs sorununu Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerini engellemek için bir bahane olarak kullanıyor. Kıbrıs müzakerelerinin sonuçlanmaması, Türkiye-AB ilişkilerinin gergin kalmasına neden oluyor.
| Kıbrıs Sorunu | Türkiye Politikası | AB Politikası |
|---|---|---|
| 1974 müdahalesi ile Türklerin korunması | Kıbrıs'ın bütünlüğünü korumak ve adil bir çözüm bulunmasını istemek | Kıbrıs'ın güneyindeki Rum kesimini desteklemek ve Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerini askıya almak |
Kıbrıs Sorunu, Türkiye-AB ilişkilerinde halen güncelliğini koruyan bir sorundur. Sorunun çözülmesi, Türk-Avrupa ilişkilerindeki gerginliği azaltabilir ve iş birliği alanlarını genişletebilir.
Rum-Yunan İttifakı
Soğuk Savaş döneminde, Rum ve Yunanistan, Türkiye'ye karşı güçlü bir ittifak kurmuştu. Bu ittifak, Türkiye'nin güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyordu. İttifakın amacı, Türkiye'nin genişlemesini durdurmak ve Ege Denizi'ndeki güç dengesini sağlamaktı.
Bunun üzerine Türkiye, bu tehdide karşı koyacak çeşitli tedbirler aldı. 1952 yılında, Türkiye NATO'ya katıldı ve bu sayede ittifaka karşı daha güçlü bir destek elde etti. NATO üyesi olması, Türkiye'nin askeri gücünü arttırdı ve ittifaka karşı caydırıcılık sağladı.
Bunun yanı sıra, Türkiye, 1974 Kıbrıs Harekatı sırasında da ittifakın karşısında yer aldı. Türkiye, Kıbrıs'a askerî müdahalede bulundu ve böylece Rum-Yunan ittifakı karşısında güçlü bir mesaj verdi. Bu müdahale, Türkiye'nin güvenliğini sağladı ve ittifakın Türkiye'ye yönelik saldırgan tutumunu kırdı.
Türkiye, Rum-Yunan ittifakına karşı aldığı önlemlerle güvenliğini sağlamayı başardı. NATO üyeliği ile askeri gücünü arttıran Türkiye, Kıbrıs Harekatı ile ittifaka karşı güçlü bir yanıt verdi. Bu sayede Türkiye, Ege Denizi'ndeki güç dengesini sağlamayı başardı ve ittifakın Türkiye'ye yönelik saldırgan tutumunu kırdı.
Türkiye'nin AB'ye Yaklaşımı
Türkiye, AB üyeliği için 1987 yılında başvuruda bulundu. Ancak, üyelik süreci oldukça yavaş ilerledi ve Türkiye-AB ilişkileri zaman zaman gerildi. Türkiye, AB üyeliği için yapması gereken reformları gerçekleştirmek için çaba harcarken aynı zamanda AB tarafından da sert eleştirilere maruz kaldı.
Türkiye'nin AB ile ilişkileri, üyelik sürecinde AB'nin Türkiye'ye uyguladığı politikalardan dolayı bozuldu. AB, Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi konusunda yeterli ilerleme sağlamadığına dair eleştirilerini sık sık dile getirdi. Bunun yanı sıra, AB ülkeleri Türkiye'nin Kıbrıs'ı işgal etmesi nedeniyle de Türkiye'ye karşı tavır aldı.
Türkiye, AB ile müzakerelere 2005 yılında başladı ve Gümrük Birliği Anlaşması'nı imzaladı. Ancak, Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde sıkıntılar yaşandı ve müzakereler şu anda askıda bulunuyor. AB, üyelik müzakerelerinin ilerleyebilmesi için Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi konularında iyileştirme yapmasını talep ediyor.
AB tarafından Türkiye'ye uygulanan baskılar Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz etkilemektedir. Özellikle son yıllarda Türkiye'deki siyasi gelişmelerin AB tarafından eleştirilmesi, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda daha da uzaklaşmasına neden oldu. Türkiye, AB'ye üyeliğini önemli bir hedef olarak görürken AB ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor.
Türkiye-ABD İlişkileri
Türkiye-ABD ilişkileri Soğuk Savaş döneminde oldukça önemliydi çünkü Türkiye, Sovyet tehdidi altındaki bir bölgede stratejik bir konumdaydı ve ABD, Türkiye'yi NATO'ya dahil etmek için elinden geleni yapıyordu. ABD, Türk hükümetlerine ekonomik ve askeri yardım sağladı ve Türkiye, ABD'nin Orta Doğu'daki çıkarları için önemli bir müttefik olarak kaldı.
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra, Türkiye-ABD ilişkileri değişti ve bazı aşamalar geçildi. Türkiye, ABD ile olan stratejik yakınlığını korudu, ancak aynı zamanda Orta Doğu politikasındaki farklılıklar nedeniyle sorunlar yaşandı. Özellikle ABD'nin Irak savaşı, Türkiye ve ABD arasındaki ilişkileri gerdi. Ancak, Türkiye hala ABD ile yakın ilişkiler sürdürür.
Günümüzde Türkiye-ABD ilişkileri, terörizmle mücadelede iş birliği yapma, Suriye krizi ve Ortadoğu'nun genel güvenliği gibi konularda birbirine bağımlıdır. Ancak son yıllarda, özellikle Türkiye'deki siyasi gelişmelerden kaynaklı sorunlar nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gerilmiştir. Özellikle ABD'nin Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmelere müdahale etmesi, Türkiye-ABD ilişkilerinin gerilmesine yol açmıştır.
| Türkiye-ABD İlişkileri | Tarih |
|---|---|
| Soğuk Savaş Dönemi | Türkiye, ABD'nin stratejik bir müttefiki olarak konumlandı. |
| Soğuk Savaş Sonrası | Türkiye-ABD ilişkileri değişti ve farklı aşamalar geçildi. |
| Günümüz | İki ülke arasındaki ilişkiler terörle mücadele ve Suriye krizi gibi konularda özellikle bağımlıdır. Ancak, son yıllarda siyasi gelişmeler nedeniyle gerilmiştir. |
Soğuk Savaş Sonrası Türk-Avrupa İlişkileri
Soğuk Savaş sonrası Türk-Avrupa ilişkileri, Soğuk Savaş dönemine kıyasla daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Türkiye, AB'ye üyelik sürecine girmiş olmasına rağmen, pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Bunlar arasında Türkiye'ye karşı AB tarafından uygulanan baskılar, insan hakları ihlalleri, sıkıntılı üyelik müzakereleri, Kıbrıs sorunu, mülteci krizi ve NATO ile ilişkiler yer almaktadır.
Türkiye, AB üyeliği için uzun ve yorucu bir süreç yaşamıştır. AB, Türkiye'nin insan hakları sorunlarına karşı duyarlı olması gerektiğini defalarca dile getirmiştir. Bununla birlikte, Türkiye'deki siyasi gerginlikler, hükümetin Suriye politikaları ve bölgesel güvenlik endişeleri gibi faktörler, Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz şekilde etkilemektedir.
Bunun yanı sıra, Türkiye-AB ilişkilerinde büyük bir sorun olan Kıbrıs meselesi, hala çözülmeyi beklemektedir. Kıbrıs sorunu, Türkiye'nin AB üyeliği için önemli bir engeldir. AB, Türkiye'nin Kıbrıs'a asker göndermesi konusunda baskı yapmaktadır. Ancak, Türkiye Kıbrıs meselesindeki pozisyonunu sürdürmektedir.
2015 yılında, Suriye'deki iç savaşın sonucu olarak Avrupa'da büyük bir mülteci krizi yaşanmıştır. Bu durum, Türkiye-AB ilişkilerini daha da karmaşık hale getirmiştir. AB, Türkiye'yi mültecilere kapılarını açmaya zorlamıştır. Ancak, Türkiye, AB'nin verdiği yardımların yeterli olmadığını düşünmektedir.
Türkiye, Soğuk Savaş sonrası dönemde de NATO ile yakın bağlarını korumuştur. NATO'nun Türkiye-AB ilişkilerindeki rolü ise tartışmalıdır. Bazıları, NATO'nun Türkiye'ye yardımcı olduğunu ve üyeliğinin Türkiye'nin AB üyeliği için de önem taşıdığını savunmaktadır. Ancak, bazıları da NATO'nun Türkiye'yi AB'den uzaklaştırdığını ve Türkiye'nin AB üyeliğine engel olduğunu düşünmektedir.
AB İle Gümrük Birliği Anlaşması
Türkiye, 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile ilişkilerini başlatarak, bugünkü Avrupa Birliği (AB) ile olan yakınlaşmasını sağlamıştır. Ancak, 1995 yılına kadar üyelik müzakerelerine başlamaması nedeniyle Türkiye, AB'nin dışında kalmıştır. 1995 yılında, Gümrük Birliği Anlaşması imzalanarak, AB ile ekonomik iş birliği artırılmış ve Türkiye, AB pazarına tam erişim sağlamıştır.
Gümrük Birliği Anlaşması, Türkiye-AB ilişkilerinin önemli bir adımıdır. Anlaşma gereği, Türkiye ticaretteki engelleri kaldırmış ve AB ile ortak bir gümrük tarifesi oluşturmuştur. İş birliği sayesinde Türkiye'nin ihracatı artarken, AB de daha ucuz ithalat yapabilmiştir. Bununla birlikte, anlaşmanın Türkiye'ye etkisi, beklenenden daha az olmuştur. Türkiye, AB'ye üyelik adayı olarak kabul edilmediği için Gümrük Birliği Anlaşması yeterli bir iş birliği sağlamamaktadır.
Gümrük Birliği Anlaşması, Türkiye-AB ilişkilerinde bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Anlaşmadan sonra, AB ülkeleri, Türkiye'yi AB standartlarına uymamakla suçlamıştır. Bu durum, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinde önemli bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin AB ile olan ticari ilişkileri, AB pazarına tam erişim sağlanamaması nedeniyle, Türkiye'nin ekonomisini olumsuz etkilemektedir.
Mülteci Krizi
Suriye'nin iç savaşı sonucu binlerce mülteci Türkiye'ye sığındı ve bu durum Türkiye-AB ilişkilerine etkili oldu. Türkiye, Suriye halkına insani yardım sağlamak için büyük çaba gösterdi. Ancak, AB ülkelerinin mültecilerin ülkelerine girişine karşı sert tutumları, Türkiye-AB ilişkilerinde gerilime neden oldu. AB'nin Türkiye'ye mali yardım ve mülteciler konusunda destek vermesi gerektiği yönündeki çağrılara rağmen, AB ülkeleri sınırlarını kapattı ve mültecilere karşı sert tedbirler aldı.
Mülteci krizi, Türkiye-AB ilişkilerinde önemli bir faktör olmaya devam ediyor. AB'nin Türkiye'ye karşı herhangi bir yardım sağlamaması ve Türkiye'nin AB ülkeleri tarafından eleştirilmesi, ilişkileri zayıflattı. Ayrıca, mülteci krizi Türkiye'deki siyasi iklimi de etkiledi ve hükümetin insan hakları konusundaki çabalarının gölgede kalmasına neden oldu.
- Türkiye'nin mültecilere sağladığı insani yardım ve desteğin önemli olduğu
- Türkiye'nin mülteci sayısında AB ülkelerinden daha fazla yükü üstlendiği
- AB'nin Türkiye'ye mali yardım ve destek sağlaması gerektiği
- AB ülkelerinin mültecilere karşı sert tedbirleri Türkiye-AB ilişkilerini zayıflattı
Mülteci krizi, Türkiye-AB ilişkilerinde derin bir uçurum yarattı. İlişkilerin iyileştirilmesi için, AB'nin Türkiye'ye karşı düşmanca tutumunu bırakması ve Türkiye'nin mülteciler konusunda verdiği destek için daha fazla takdir göstermesi gerekiyor. Türkiye de, AB üyeliği konusunda reformları sürdürmeli ve insan hakları gibi konularda daha fazla ilerleme kaydetmeli. Ancak, mülteci krizi gibi sorunlara rağmen, Türkiye-AB ilişkilerinin gelecekteki iş birliği ve karşılıklı yarar doğrultusunda olacağı ümit ediliyor.
Türk-Avrupa İlişkilerinin Bugünü
Türk-Avrupa ilişkileri günümüzde halen tartışmalı bir konudur. Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri devam etmektedir ve bu süreçte birçok sorun yaşanmaktadır. AB ülkeleri, Türkiye'nin insan haklarına saygı göstermediğini ve demokrasi açısından yeterli olmadığını iddia ederek müzakereleri uzatmaktadır.
Buna karşın, Türkiye AB üyeliğine hala önem vermektedir ve bu yönde çalışmalarını sürdürmektedir. Son yıllarda ise Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde terörizm, mülteci krizi ve Suriye savaşı gibi konular nedeniyle ciddi problemler yaşanmıştır. Bununla birlikte, Türkiye ve AB'nin ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan birçok alanı paylaşması, ilişkilerin güçlenmesine zemin hazırlamaktadır.
- Geçtiğimiz yıllarda imzalanan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması, iki taraf arasındaki güven arttıracak bir adım olmuştur.
- Türkiye, AB ülkeleri için stratejik bir köprü konumundadır ve bu nedenle AB, Türkiye ile iyi ilişkileri sürdürmeye devam etmek istemektedir.
- Diğer taraftan, AB'deki aşırı sağ ve popülist hareketler Türkiye karşıtlığı yaratmaya çalışmakta ve bu da ilişkileri zora sokmaktadır.
Türk-Avrupa ilişkilerinin geleceği, AB üyeliği hedefi ile Türkiye'nin AB standartlarına uyum sağlaması, demokrasi ve insan hakları konularındaki reformları gerçekleştirmesi ile şekillenecektir. Ayrıca, Suriye savaşı ve mülteci krizinin de AB-Türkiye ilişkilerine etkileri önemli bir yer tutmaktadır.
| Taraflar | Artıları | Eksileri |
|---|---|---|
| Türkiye | Stratejik konum, ekonomik potansiyel, köklü tarih ve kültür | İnsan hakları ihlalleri, demokrasi sorunları, terörizm |
| AB | Örnek bir demokrasi, yüksek standartlar, ekonomik güç | Bürokrasi, mülteci krizi, aşırı sağ |
Her ne kadar Türk-Avrupa ilişkilerinde sorunlar olsa da, tarafların birbirleriyle diyaloğu ve iş birliği devam etmektedir. Türkiye ve AB, birçok alanda iş birliği yaparak, ilişkilerini güçlendirmektedir. Bu çerçevede, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması, ticari ilişkileri artırmıştır. Gelecekte, Türk-Avrupa ilişkilerinin daha da gelişeceği öngörülmektedir.
Türkiye-AB İlişkilerindeki Sorunlar
Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler uzun bir sürece dayanıyor. Ancak son zamanlarda aralarında yaşanan sorunlar ilişkilerin soğumasına neden oldu. Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde yaşanan sıkıntılar, insan hakları ihlalleri ve Türkiye'deki siyasi gelişmeler, Türkiye-AB ilişkilerinin önemli sorunları arasında yer alıyor.
AB'nin Türkiye'nin üyeliği konusunda takındığı tavrı, Türkiye'deki siyasi gelişmelerin önemli bir etkeni haline geldi. AB tarafından Türkiye'ye karşı uygulanan baskılar ve Türkiye'nin insan hakları ihlalleri konusunda sık sık eleştirilmesi, Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan sorunları derinleştirdi.
Üyelik müzakereleri de Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan sorunların en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde yaşanan sıkıntılar, üyelik sürecini olumsuz etkilediği gibi Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğini de belirsiz kılıyor.
Tüm bu sorunlara rağmen, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerde gelecekte olumlu gelişmeler yaşanması umuluyor. İki tarafın da birbirleriyle yapıcı bir diyalog kurması ve ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etmesi, Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesine yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, Türkiye'nin AB'ye üyeliği için yapacağı reformların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi, ilişkilerin normalleşmesi açısından önemli bir adım olabilir.
Gelecekteki İlişkiler
Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş sonrası dönemde pek de istenilen bir seviyeye gelememiştir. Henüz AB üyeliği gerçekleşmemiş olan Türkiye, bir yandan müzakereleri yürütürken diğer yandan AB ülkeleri tarafından sürekli eleştirilere maruz kalmaktadır.
Bununla birlikte, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin geleceği hakkında da olumlu beklentiler mevcuttur. Her ne kadar birlik üyeliği konusunda herhangi bir tarih verilmemiş olsa da, Türkiye'nin AB üyeliğine doğru olan bu süreçte iş birliği devam etmektedir.
Öte yandan, Türk-Avrupa iş birliği alanlarında da işler yolunda gitmektedir. Özellikle ekonomik ve ticari iş birliği konusunda taraflar ortak çalışmalarına devam etmektedirler. Bununla birlikte, mülteci krizi gibi konularda AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerde yaşanan gerilimler, iş birliğini olumsuz yönde etkilemektedir.
Günümüzde, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda hiçbir tarih verilmemesi, Türkiye-AB ilişkilerindeki sorunların önemli bir sebebi olarak gösterilmektedir. Bununla birlikte, taraflar arasında yapılan karşılıklı ziyaretler ve görüşmeler, ortak çalışmalar ve adımların atılması ile taraflar arasındaki iş birliği ilerleyen yıllarda daha da artabilir.