Ortaçağ Avrupa Kiliseleri ve Mimari hakkında bilgi edinmek isteyenler için en doğru adres burası! Bin yıllık geçmişi ve etkileyici tasarımlarıyla Ortaçağ kiliseleri, mimari hayranlarını büyülüyor. Bu tarihi yapıların gizemli dünyasını keşfetmek için sitemize bekliyoruz!
Ortaçağ Avrupa mimarisinin en önemli örneklerinden biri de kilise mimarisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kiliseler o dönemde toplumda büyük bir öneme sahip olmakla birlikte, mimaride de özel bir yere sahipti. Ortaçağ Avrupa kiliseleri, genellikle büyük, heybetli ve dini inancı yansıtan mimari yapılarıyla bilinir.
Ortaçağ Avrupa mimarisinde görülen en önemli özelliklerden biri, mimarideki kullanılan malzemelerin dayanıklılığıydı. Bu yapıların çok uzun süre ayakta kalmaları ve korunmaları için taş ve tuğla malzemeler kullanılmıştır. Ayrıca, Ortaçağ mimarisinde mimari süslemeler oldukça popülerdir. Bu süslemeler, genellikle plan ve cephe düzenlemelerinde farklı şekillerde kullanılmıştır.
Ortaçağ Avrupa kiliseleri, Gotik, Romanesk ve Rönesans mimari tarzlarında inşa edilmiştir. Gotik kiliseler, yüksek kemerler ve ince sivri kuleleriyle dikkat çeker. Notre Dame Katedrali gibi ünlü yapılar, bu dönemde inşa edilmiştir. Romanesk mimarisi, daha ağırdı ve genellikle yuvarlatılmış kemerlerle karakterizedir. Rönesans kiliseleri ise daha zarif ve detaylıdır.
Ortaçağ kiliselerinde yer alan sanat eserleri de oldukça önemlidir. Kiliselerde bulunan freskler, genellikle duvarlarda ve tavanlarda yer alırken, vitrayların cam pencerelerde kullanılmıştır. Bu sanat eserleri, kiliselerin dini önemi kadar, mimari açıdan da büyük bir değere sahiptir.
Ülkemizde de Ortaçağ Avrupa kiliseleri gibi, tarihi camiler ve kiliseler görmek mümkündür. Mimari olarak dönemlerine ve yapılara göre farklılıklar olsa da, genel olarak Ortaçağ Avrupa kiliselerine benzemektedirler. Mimari yapıları ve sanat eserleriyle büyük bir öneme sahip olan kiliseler, tarihi dokunun korunması açısından da büyük bir özelliğe sahiptirler.
Ortaçağ Avrupa Mimarisinin Özellikleri
Ortaçağ Avrupa mimarisi pek çok özelliğiyle öne çıkan bir mimari tarzdır. Bu özellikler arasında kullanılan yapı malzemeleri, mimari tarz, süslemeler ve detaylar bulunmaktadır. Ortaçağ mimarisinde kullanılan yapı malzemesi genellikle taştı ve bu taşlar büyük boyutta kullanıldı. Bu da yapıların daha sağlam ve dayanıklı olmasını sağladı.
- Özellikle kiliselerde kullanılan mimari tarzlar arasında Romanesk ve Gotik mimari öne çıkmaktadır.
- Gotik mimarinin özellikleri arasında yüksek tonozlu, yüksek kemerli yapılar, sivri kemerler, geniş cam duvarlar ve oymalı işlemeler yer alır.
- Romanesk mimaride ise daha çok yuvarlak kemerler, payanda ve sütunlar kullanılır.
Ortaçağ mimarisi, inşa edilen yapıların işlevine göre farklı sınıflandırıldığı bir mimari tarzdır. Konutlar, kuleler, kaleler, saraylar, manastırlar, köprüler ve kiliseler gibi yapılar bu mimarinin özelliklerini taşır.
| Ortaçağ Avrupa Mimarisinde Kullanılan Önemli Malzemeler | Özellikleri |
|---|---|
| Taş | Dayanıklı, sağlam ve estetik bir yapı malzemesi |
| Ahşap | Konutlar ve bazı yapıların çatı ve kapıları için kullanılır |
| Demir | Saraylarda kullanılır, süsleme amaçlı olarak da kullanılabilir |
Ortaçağ mimarisi yalın bir şekilde işlevini yerine getirirken aynı zamanda estetik bakımdan da oldukça önemlidir. Bu nedenle mimari detaylar, süslemeler ve detaylı işçiliklerle öne çıkar.
Ortaçağ mimarisi, günümüzde de halen etkisini sürdüren bir mimari tarzdır ve özellikle kiliseler gibi yapılar bu mimarinin özelliklerini taşımaya devam etmektedir.
Kilise Mimarisindeki Örnekler
Kilise mimarisi, Ortaçağ Avrupa mimarisi için vazgeçilmez bir konudur. Bu mimari tarz, insanların din ve inançlarını ifade etmek için en önemli yapılar inşa etmelerine yardımcı olmuştur. Kiliseler, yapısal özellikleri ve süslemeleriyle göz kamaştırıcıdır. En ünlü kiliselerden bazıları, Gotik, Romanesk ve Rönesans tarzlarına göre farklı mimari özellikleri ortaya koyar.
Gotik kiliseleri, incecik sivri kemerleri, devasa vitrayları ve yüksek kemerli tonozlarıyla tanınırlar. Bu mimari stil, 12. yüzyılın sonlarında Fransa'da başladı ve 15. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa'da yayıldı. Notre Dame Katedrali, bu tarzın en iyi örneklerinden biridir. Katedralin özellikle Batı Cephesi, Rose Pencere ve Kuzey Kulesi inşaatındaki detaylar büyüleyici bir sanat eseridir. Köln Katedrali, Gotik mimarinin en büyük ve en görkemli yapılarından biridir. 157 metre yüksekliğiyle tamamlanıncaya kadar dünyanın en yüksek binasıydı.
Romanesk Kiliseler, Gotik kiliselere göre daha düzgündür ve ağır bir yapısı vardır. Bu kiliseler, 11. yüzyıldan 13. yüzyılın sonlarına kadar devam eden bir mimari stil olarak ortaya çıktı. San Miniato Kilisesi Floransa'da özellikle önemlidir. San Miniato, Floransa'nın en üst kısmında yer alır ve şehrin manzarasına hakimdir.
Rönesans Kiliseler, Gotik ve Romanesk kiliselerin aksine daha sade ve düzgündür. Bu tarzda, ince detaylar yerine daha geniş açıklıklar ve nispeten daha az dekoratif ögeler kullanılır. Santa Maria del Fiore Katedrali, bu tarzın en iyi örneklerinden biridir. Dünya çapında ünlü Floransa Katedrali, Filippo Brunelleschi tarafından tasarlandı ve 1436'da tamamlandı.
Kiliseler, sadece mimari yapılarıyla değil, aynı zamanda içerisinde yer alan sanat eserleriyle de dikkat çeker. Kiliselerde bulunan freskler ve vitraylar, kültürel ve dini açıdan önemlidir. Freskler, kiliselerde duvarlara resmedilmiş resimler ve resim dizileri anlamına gelir. Vitraller ise renkli camlardan yapılmış, ışığı yansıtan pencerelerdir. Her biri, sanat eseri olarak birbirinden farklıdır ve kiliselerin cazibesinde en önemli rolü oynar.
Kiliseler, Ortaçağ Avrupa kültürü ve toplumu için çok önemlidir. Bu yapılar, insanların inançlarını, kültürlerini ve arzularını ifade etmelerine yardımcı olmuştur. Kiliseler, büyük bir inşaat harikası olmalarının yanı sıra, Avrupa'nın kültürel tarihinde kilit bir rol oynar. Mimari tarzları, insanların inançlarını ifade etmek için ne kadar önemli olduklarını gösterir.
Gotik Kiliseler
Ortaçağ Avrupa kilise mimarisinde, Gotik mimari tarzı oldukça önemli bir yere sahiptir. Gotik mimari, Ortaçağ'da Avrupa'da başlamış ve 16. yüzyıla kadar devam etmiştir. Bu mimari tarzı, Gotik sanatının da temsilcisidir ve kiliselerde oldukça sık kullanılmıştır.
Gotik mimaride, diğer tarzlardan farklı olarak yükseltiye önem verilmiştir. Kiliselerde daha yüksek kuleler inşa edilmiş, duvarlarda daha fazla pencere açılmıştır. Bu sayede daha aydınlık bir kilise ortamı yaratılmıştır. Gotik tarzda inşa edilen kiliselerde çoğunlukla tonozlu tavanlar, yivli sütunlar ve diğer önemli mimari unsurlar kullanılmıştır.
Gotik mimaride mimari armoni ve süsleme önemli yer tutar. Bu nedenle, kiliselerdeki mimari eserler abartılı ve süslüdür. Gotik kiliselerde gargoyle olarak adlandırılan taş yaratıklar, katedral duvarlarına yerleştirilmiştir. Ayrıca inşaatın bir parçası olarak yapılan işçilik de oldukça önemlidir. Gotik tarz kiliseler, sadece o dönemdeki inşaat teknolojisi açısından değil, aynı zamanda estetik açıdan da oldukça önemlidirler.
Gotik kiliselerin dünya genelinde birçok örneği vardır. Avrupa'nın büyük şehirlerinde, Gotik kiliselerin kalıntıları görmek mümkündür. En ünlü Gotik kiliseler arasında Paris'teki Notre Dame Katedrali ve Almanya'daki en büyük kilise Köln Katedrali sayılabilir.
| Kilise İsmi | Ülke | Yapım Tarihi |
|---|---|---|
| Notre Dame Katedrali | Fransa | 1163-1345 |
| Köln Katedrali | Almanya | 1248-1880 |
| Westminster Abbey | İngiltere | 960-1760 |
Gotik mimari, kiliselerin manevi havasını artırmış ve o dönemde inanç açısından oldukça önemli bir rol oynamıştır. Gotik kiliseler, Ortaçağ kilise sanatının en önemli dönüşümlerinden biridir.
Notre Dame Katedrali
Paris'te yer alan Notre Dame Katedrali, Ortaçağ mimarisinin en önemli yapılarından biridir. 12. yüzyılda inşa edilen katedral, Fransa'nın tarihi ve kültürel mirasının bir parçası olarak kabul edilir.
Notre Dame Katedrali, Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir. Özellikle, ünlü kambur tonozlu tavanları ve kemerleri ile dikkat çeker. Bu tonozlu tavanlar, tamamen taşlardan yapılmıştır.
Katedralin içi, büyüleyici vitray pencereleri ve müthiş güzellikteki dini resimleriyle aydınlanır. Aynı zamanda, dini bir sembol olan ünlü Notre Dame Kilisesi'nin kilit noktalarından biridir. Katedralin dışı da inanılmaz derecede etkileyicidir. Özellikle, büyük gargoyle heykelleri ve katedralin önündeki meşhur merdivenleri ile ünlüdür.
Notre Dame Katedrali, uzun bir tarihe sahiptir. 15 Nisan 2019'da yaşanan büyük yangın, katedralin ciddi şekilde hasar görmesine neden oldu. Ancak, meşhur katedralin restorasyon çalışmaları devam etmektedir ve turistlerin yeniden ziyaret etmeleri beklenmektedir.
| Katedralin İsmi | Konumu | Mimarisi | Tarihi |
|---|---|---|---|
| Notre Dame Katedrali | Paris, Fransa | Gotik Mimarisi | 12. yüzyıl |
Notre Dame Katedrali, Paris'in en önemli turistik noktalarından biridir ve her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilir. Hem dini hem de tarihi sembolik bir yapı olan katedral, Ortaçağ mimarisine hayran olanlar için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Köln Katedrali
Köln Katedrali, Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde yer alan, Gotik mimari tarzına sahip olan en büyük kilisedir. 157 metre yüksekliğiyle, tamamlandığında 19. yüzyılın sonunda dünyanın en yüksek binasıydı.
İnşaatına 1248 yılında başlanan Köln Katedrali, II. Dünya Savaşı'nda ciddi hasar görmüştü. 1948 yılında yeniden inşa edilmesi için çalışmalara başlanan kilise, tam anlamıyla restore edilerek 1956 yılında hizmete açıldı.
| Yükseklik | 157 metre |
| Uzunluk | 144 metre |
| Genişlik | 86 metre |
| Yüzölçümü | 7900 metrekare |
Kilisenin büyük bir kısmı gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir ve kapladığı alanın büyüklüğü mükemmel bir yapısıdır. Dört kulesi, muhteşem vitrayları ve güzel heykelleriyle tanınan Köln Katedrali, yıllar boyunca tamamlanması neredeyse imkansız bakımından dolayı sektörün en ünlü eseri olarak anılmaktadır.
- Altın Kapı: Gotik dönemden kalma bu büyük giriş kapısı, şehir tarihinde ve kilise mimarisinde önemli bir yer tutmaktadır.
- Haç Bölgesi: Merkezi kilise alanı, üç nef ve uzun bir transept ile tasarlanmıştır.
- Üst Galeriler: Katedralin merkezinin üzerinde bulunan galeriler, muhteşem görünümleri ile ziyaretçilere eşsiz manzaralar sunmaktadır.
- Çan Kulesi: Kilisenin Kuzey Batı tarafında yer alan bu kule, ziyaretçilere harika manzaralar sunar.
Köln Katedrali, Almanya ve dünya tarihinde önemli bir yere sahip bir yapıdır. Dünyanın en büyük kiliselerinden biri olması nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Köln Katedrali, her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Romanesk Kiliseler
Romaesk mimari dönemi, 11. yüzyılın sonlarından 12. yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Bu dönemde inşa edilen kiliselerin özellikleri, yuvarlak kemerler, ağırlıklı olarak düz çatılar, koyu renkli taşlar kullanılması ve kalın duvarlarıdır. Bu mimari tarzda inşa edilen kiliselerde genellikle yarım kubbeler, tonozlar ve kemerler bulunmaz. Romanesk kiliselerde, genellikle dış cephelerinde süslemeler ve heykeller yer almazken, iç kısımda duvar resimleri ve mozaikler kullanılır.
Romanesk mimarinin en iyi örnekleri arasında, İspanya'da yer alan Santiago de Compostela Katedrali ve Fransa'da bulunan Sainte-Foy Katedrali sayılabilir. İtalya'da yer alan Pisa Kulesi'nin etrafındaki binalar ve kiliseler de, Romaesk mimari özellikleri gösterir.
Romanesk mimarinin en önemli özellikleri arasında, dayanıklılık, güvenlik ve sağlamlık yer alır. Bu mimari stil, genellikle taş ve tuğla malzemeler kullanarak yapılmıştır ve zamanın şartlarına dayanıklı olacak şekilde inşa edilmiştir. Romanesk kiliseler ayrıca, erken Hristiyanlık döneminin geleneksel kiliselerinden farklı olarak, daha büyük ve etkileyici bir görünüme sahiptirler.
Rönesans Kiliseler
Rönesans dönemi, Avrupa tarihinde önemli bir yere sahiptir. Sanat, müzik, edebiyat ve mimarinin yanı sıra kilise mimarisi de Rönesans döneminde büyük değişim göstermiştir. Rönesans'ın mimari anlayışı, Orta Çağ kilise mimarisine göre daha hafif ve orantılıydı. Bu nedenle, Rönesans kiliseleri daha geniş ve parlaktı.
Rönesans kiliselerinin özellikleri arasında, daha geniş pencereler ve daha yüksek kubbe yapısı yer alır. Ayrıca, kiliselerdeki heykeller ve resimler, daha gerçekçi bir tarzda yapılırken, doğal çevredeki unsurlar da mimariye dahil edilerek, yapıya bir bütünlük kazandırılmıştır.
Rönesans kiliselerinin en güzel örnekleri İtalya'da bulunur. Brunelleschi'nin Floransa Katedrali ve Michelangelo'nun San Lorenzo kilisesi gibi ünlü kiliseleri, Rönesans mimarisinin en güzel örneklerindendir. Ayrıca, Roma'da yer alan St. Peter Bazilikası da Rönesans kiliselerinin en bilinen yapılarındandır.
Bunların dışında, İspanya'daki Escorial Manastırı ve Almanya'daki Dreseden Frauenkirche kilisesi, Rönesans dönemi kiliseleri arasında görülebilecek son derece önemli ve güzel yapılar arasındadır. Rönesans kiliseleri, mimari ve sanatsal değerleri açısından, tarihin en önemli kiliseleri arasında yer almaktadır.
Ortaçağ Avrupa Kiliseleri ve Sanatı
Ortaçağ Avrupa mimarisinde kiliseler, yerel toplumun toplanma yerleri olarak büyük bir öneme sahipti. Ancak kiliseler sadece bir ibadet yeri olarak değil, aynı zamanda sanatın da çok önemli bir öğesi oldu. Kiliselerde yer alan sanat eserleri, o dönemlerdeki sosyal, kültürel ve dini hayatın bir ifadesiydi.
Kiliselerin içindeki sanat eserleri, Ortadoğu, Doğu ve Batı Avrupa kültürlerinden gelen farklı etkileri yansıtıyordu. Kiliselerde bulunan freskler, heykeller ve vitraylar, zengin renkleri ve ayrıntılarıyla dikkat çekiciydi. Kiliselerdeki bu sanat eserleri, zaman içinde mimariye daha da farklı boyutlar kazandırmaya başladı.
Freskler, kilise içindeki duvarlarda ve tavanlarda tasvir edilirdi. Özellikle Bizans sanatından önemli bir etki alanı olan freskler, kiliselerin dini anlamını yansıtmak için kullanılırdı. Bu eserlerde, Hz. İsa ve azizlerin hayat öykülerindeki sahneler tasvir edilirdi.
Vitraylar ise kiliselerin pencerelerinde kullanılan renkli camlardı. Bu camlar, aydınlatmanın yanı sıra kiliselerin atmosferini güzelleştirdi. Vitraylarda, azizlerin ve diğer önemli dini figürlerin tasvirleri yer alırdı.
Heykeller, kiliselerin içinde ya da bahçesinde yer alırdı. Kiliselerin önemli figürleri ve özdeyişleri tasvir eden heykeller, insanların ziyaretlerinde mütevazı bir tapınak atmosferi yaratırdı.
Tüm bu sanat eserleri, Ortaçağ Avrupa kiliselerinin sosyal, kültürel ve dini hayattaki önemini gösteriyor. Kiliseler, sadece bir ibadet yeri olmakla kalmayıp aynı zamanda sanatın ve mimarinin de en önemli öğelerinden biriydi.
Freskler
Kiliselerde yer alan en önemli sanat eserlerinden biri de fresklerdir. Freskler, kilise duvarlarında ve tavanlarında resmedilen dinî sahnelerdir. Ortaçağ Avrupa kiliselerindeki freskler, Hristiyanlığın öğretilerini anlatan sahneleri konu alır ve genellikle kilisenin tarihi ile ilişkilidir.
Freskler, genellikle üzerinde çalışılan yüzeyde ıslak boya kullanılarak yapılır ve bir kez kuruduğunda dayanıklı hale gelir. Bu nedenle, freskler yüzyıllar boyunca korunurlar. Fresklerde kullanılan renkler genellikle canlıdır ve insanları, melekleri, azizleri ve İsa'yı tasvir ederler.
Ortaçağ Avrupa kiliselerindeki freskler, kiliseye izleyicilerin dikkatini çekmek ve onlara mesajlar vermek için yapılmıştır. Bazı kiliselerde freskler, yapının belirli bölümlerinde, özellikle de vaftizhane ve şapel gibi dinsel törenlerin gerçekleştirildiği alanlarda yer alır.
- Bazı kiliseler, fresklerin yanı sıra heykellerle de dekore edilir.
- Özellikle İtalya'da, 13. yüzyıldan itibaren kiliselerde fresk sanatı önem kazanmıştır.
Ortaçağ Avrupa kiliselerindeki freskler, kilise mimarisi ile birlikte inşa edilmişlerdir ve mimari özellikleri ile uyum içinde tasarlanmışlardır. Freskler, kilise içindeki dini ve sanatsal fonksiyonlarının yanı sıra o döneme ait sanatsal ve kültürel yapının da bir yansımasıdır.
Vitraller
Kiliselerdeki en önemli unsurlardan biri de vitrallerdir. Vitraller, renkli camların kullanılmasıyla oluşturulur ve genellikle kilisenin pencerelerinde yer alır. Ortaçağ Avrupa mimarisinde, kiliselerde vitrallerin önemi oldukça büyüktü. Vitraller, kilisenin aydınlatması için kullanılmasının yanı sıra hikayelerin anlatımı için de kullanılırdı.
Ortaçağ Avrupa kiliselerindeki vitrallerin renkleri genellikle simgesel anlamlar taşır. Örneğin, kırmızı, kanı temsil ederken, yeşil yenilenmeyi, mavi ise safliği simgeler. Kiliselerdeki vitraller genellikle dini sahneleri, azizleri veya kralların soy ağaçlarını tasvir ederlerdi.
Vitraller, Ortaçağ Avrupa kiliselerinin mimarisinde de büyük bir rol oynadı. Kiliselerdeki vitraller, mimari tasarımın bir parçası olarak kullanılırdı. Vitraller, kilisenin iç mekanını daha canlı ve renkli hale getirir ve aynı zamanda kiliseye hakim olan doğal ışığı da filtreler. Ayrıca, vitraller kilisenin dış cephesinde de kullanılarak kilisenin dışarıdan daha etkileyici görünmesini sağlarlar.
Ortaçağ Avrupa kiliselerindeki vitraller, sadece dini açıdan önemli değildir. Vitral sanatı, kiliselerdeki en önemli sanat eserlerinden biridir ve Ortaçağ Avrupa sanatının en önemli özelliklerinden biridir. Vitraller, kiliselerin tarihini anlatır ve zamanına ışık tutar. Hala günümüzde birçok kilisede yer alan vitraller, Ortaçağ Avrupa dönemine ait izler taşırlar.
Ortaçağ Avrupa Kiliselerinin Anlamı ve Önemi
Ortaçağ Avrupa Kiliseleri, sadece toplumda dini açıdan önemli değillerdi, aynı zamanda mimari açıdan da önemli yapıtlardı. İnsanlar, toplumsal hayatta kiliselere önemli bir yer vermişlerdir. Kiliseler, ortaçağ halkının günlük hayatının bir parçası olarak görülürdü ve bu nedenle kiliselere çok büyük önem verilirdi.
Kiliselerin mimari özellikleri de, toplumun düşünce ve sanatını yansıtır. Gotik mimari, kiliselerin yüksekliği ve genişliği ile çağdaş mimari tarzlar arasında büyük bir fark yaratmıştır. Kiliselerin yapısal gücü, dini inancın gücü ve kiliselerin toplumsal anlamıyla bağlantılıdır. Gotik mimaride, özellikle yüksek, zarif kemer ve sivri kemerlerle yapılar, dini inancın gücü ve kilisedeki üstünlüğün göstergesi olarak kullanılırdı.
Kiliselerin mimari özellikleri, aynı zamanda dönemin teknolojik gelişimini yansıtır. Kiliseler, dönemin teknolojik gelişimi ve inanç sistemi ile ilişkili olduklarından, kiliselerin mimari yapıları da dönemlerin gelişimini yansıtır. Kiliselerdeki mimari özellikler, o döneme ait inancın gücünü ve toplumun sanatsal zevkini gösterir.
Kiliseler, dönemlerinin sanat eserlerini bünyesinde barındırır. Freskler ve vitraylar, Ortaçağ kiliselerinin en önemli sanat eserleri arasındadır. Kiliselerin duvarlarındaki freskler, dini hikâyeleri anlatırken, vitraylar ise dönemin sanatsal ve inançsal özelliklerini yansıtır. Fresklerin ve vitrayların kiliselerdeki yeri, kiliselerin anlamını daha da arttırır.
Sonuç olarak, Ortaçağ Avrupa Kiliseleri, toplumda ve mimaride hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Kiliseler, toplumun düşünce yapısını ve inancını yansıtan yapıtlar olduklarından, mimari özelliklerle birlikte dönemin teknolojik gelişimini de yansıtır. Kiliselerin barındırdığı sanat eserleri, mimarinin yanı sıra, dönemin sanatsal zevkini yansıtır. Kiliseler, toplumun ruhsal yapısının da bir parçasıdır ve bu nedenle Ortaçağ Avrupa Kiliselerinin önemi çok büyüktür.