Feminizm ve dinler arasında ne kadar bir ilişki var? Bu konuda farklı düşünceler var ve sert tartışmalar yaşanıyor. Feminizmin dinlere etkisi ne yönde? Bu konuda meraklılar için okunması gereken bir yazı!

Feminizm ve din arasındaki ilişki, uzun yıllardır tartışılan konuların başında gelir. Bazıları dinin kadınları güçlendirdiğini ve onların haklarını koruduğunu savunurken, bazıları da dinin kadınları baskı altına aldığını ve ayrımcılığın kaynağı olduğunu düşünür. Feminist hareketlerin din ve inanç sistemleri üzerindeki etkileri de tartışmalı konular arasındadır. Bu konuda farklı görüş ve yorumlar bulunmuştur.

Özellikle İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi büyük dinlerin feminist düşünceye bakış açıları, farklı yorumlamalarıyla birlikte gündemde kalmaktadır. İslam dünyasındaki feminist hareketler, Kuran'ın cinsiyet ile ilgili bölümlerinin yorumlanması sorunuyla karşı karşıyadır. İslamiyet'te feminizmin teolojik temelli savunucuları da bulunmaktadır. Ancak, İslam dünyasındaki feminist hareketlerin karşılaştığı zorluklar da görmezden gelinemeyecek bir gerçektir.

Hristiyan dünyasında da cinsiyet rolleri, kadınların liderlik pozisyonunda yer alması ve kilise içindeki, özellikle papazlık konusunda eşitlik tartışmaları gündemdedir. Hristiyan feminizmi, Hristiyanlıkta feminist düşüncenin doğuşunu ve Hristiyan feministlerin teolojik görüşlerini ele alır.

Dinlerde kadına bakış açısı da tartışmalara neden olan konulardan biridir. Kadınların sosyal hayattaki rolü, eğitim hakları, iş hayatındaki durumu ve kadına yönelik şiddetle mücadelede dinin rolü gibi konular da tartışılmalıdır. Ayrıca, dini kuralların toplumsal cinsiyet rolleri ve kimliklerinin nasıl oluştuğu üzerindeki etkisi de değerlendirilmelidir.

Feminizmin Dinler Üzerindeki Etkisi

Feminizmin dinler üzerindeki etkisi oldukça tartışmalı bir konudur. Feminist hareketler, din ve inanç sistemlerindeki geleneksel cinsiyet rollerine ve kadınların ikincil konumuna karşı çıkmaktadır. Bu nedenle, dinde kadınların liderlik pozisyonlarında yer almaları, erkeklere eşit haklar verilmesi ve erkeklerle kadınlar arasındaki cinsiyet ayrımcılığına son verilmesi gerektiği düşülür.

Bu düşünce, bazı dinler ve toplumlar tarafından desteklenirken bazıları tarafından reddedilmektedir. Özellikle İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi büyük dinlerde, feminist düşüncenin kabul edilip edilmeyeceği üzerinde tartışmalar yaşanır.

Bazı dinler ve toplumlar, feminist hareketlerin dinlerine getirdiği eleştirilere açık bir şekilde cevap verirlerken bazıları ise bu eleştirilere olumsuz yanıt verirler. Feminist hareketlerin bazı görüşleri doğrudan teolojik temellere dayanırken, bazıları tamamen politik kaygılardan kaynaklanır.

Dinlerin Feminizme Bakışı

Feminizm ve dinler arasındaki ilişki, uzun yıllardır tartışmaların odağındadır. Dünyada pek çok farklı din ve inanç sistemi olsa da, İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik dünya nüfusunun büyük bir kısmı tarafından benimsenmektedir. Bu dinlerin feminist düşünceye bakış açıları ve farklı yorumlamaları ise oldukça ilgi çekicidir.

İslam, kadınları koruma ve onların haklarını savunma konusunda oldukça önemli bir yere sahiptir. Fakat yine de, İslam dünyasında kadınların eşit haklara sahip olması için pek çok tartışma yapılmaktadır. Kuran'da yer alan cinsiyetle ilgili bölümlerin yorumlanması konusu da, İslam dünyasında feminist hareketlerin yaygınlaşmasına neden olmuştur. İslam'da feminizmin teolojik temelli savunucuları da bulunmaktadır.

İslam dünyasında kadınların eşit haklara sahip olması için pek çok mücadele verilmektedir. Fakat bu mücadeleler genellikle önemli zorluklarla karşılaşmaktadır. Özellikle Ortadoğu'daki bazı ülkelerde kadın haklarına ilişkin yasalar henüz yeterli düzeyde değildir ve kadınların toplumsal hayatta yer alması oldukça zordur.

Hristiyanlıkta da kadınlar uzun yıllar boyunca erkeklerle eşit haklara sahip olamamıştır. Ancak son yıllarda, Hristiyanlıkta da feminist hareketler yaygınlaşmaya başlamıştır. Hristiyan feministler, kadınların liderlik pozisyonunda yer alması için mücadele verirken, Hristiyanlığın doğuşunda İsa'nın kadınları koruyup kolladığına dair pek çok kanıt vardır.

Öte yandan, Hristiyanlıkta da kadınların toplumsal hayatta eşit haklara sahip olması için çok şey yapılmalıdır. Hristiyanlıkta feminist düşüncenin doğuşu, Hristiyan feministlerin teolojik görüşleri ve eylemleri oldukça önemlidir ve toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli bir adımdır.

Diğer dinler de feminizm konusunda farklı bakış açılarına sahiptir. Örneğin, Yahudilikte kadınların liderlik pozisyonunda yer alması oldukça yaygındır ve kadınların toplumsal hayatta eşit haklara sahip olmaları konusunda İslam ve Hristiyanlık gibi tartışmalar yaşanmaz.

Hinduizm ve Budizm gibi diğer dinlerde de, kadın hakları konusunda çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. Her ne kadar bazı dinler kadınların toplumsal hayatta eşit haklara sahip olması konusunda daha ileri olsa da, dünyanın pek çok yerinde kadınlar hala pek çok mücadele vermek zorunda kalmaktadır.

İslam ve Feminizm

İslam ve feminizm arasındaki ilişki tartışmaları, Kuran'ın cinsiyet ile ilgili bölümlerinin yorumlanması üzerinden yürütülüyor. Kuran'da kadına yönelik pozitif değerlendirmeler yapıldığı gibi, kadının erkeğe bağımlı bir varlık olarak tanımlandığı bölümlerde bulunuyor. Bu durum, İslam dünyasında feminist hareketleri de beraberinde getiriyor.

İslam dünyasındaki feminist hareketler, kadınların sosyal ve siyasal haklarının güçlendirilmesi için mücadele ediyor. Ancak, bu hareketlerin özellikle İslam'ın kıstas alındığı ülkelerde, dini otoriteler tarafından reddediliyor veya sınırlanıyor.

Kuran'da yer alan belirli cinsiyet ile ilgili kısımların yorumlanması da tartışmalı bir konudur. Bazı İslami öğretmenler, kadın ve erkek arasındaki eşitliğin vurgulandığı bölümleri öne çıkarırken, diğerleri kadınların erkeklerden daha aşağı bir varlık olduğunu ima eden bölümleri tercih ederler.

İslam dünyasındaki feminist hareketler, Özellikle Arap Baharı'ndan sonra daha fazla tanınır hale geldi. Ancak, bu muhalefet hareketleri genellikle dini kurumlar tarafından ya da muhafazakar kesimler tarafından ciddi bir karşı saldırıya uğradı. Bu gibi çekişmeler, İslam ve feminizm arasındaki tartışmaların daha da öne çıkmasına neden oldu.

Feminizm Teolojisi

İslam'daki feminist hareketlerin teolojik savunucuları, feminizm teolojisi olarak adlandırılan bir düşünceler bütünü oluşturur. Feminizm teolojisi, İslam'ın kadın haklarına verdiği öneme dayanan, İslami metinleri yeniden yorumlayarak kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini destekleyen bir akımdır.

Feminizm teolojisine göre, İslam'ın kadınları ikinci sınıf olarak görüp ezdikleri düşüncesi yanlıştır. İslam'da cinsiyet eşitliği ilkesi bulunmaktadır, ancak geçmişte yapılan yanlış yorumlamalar ve toplumsal baskılar nedeniyle kadınların hakları ihlal edilmiştir. Feminizm teolojisi bu yanlış anlayışları düzelterek İslam metinlerini kadınların özgürlük ve eşitlik talepleri doğrultusunda yorumlar.

Feminizm teolojisi, İslam dünyasında kadınların hak mücadelesinde büyük bir rol oynamıştır. Kadınların İslami geleneğe ve metinlere dönerek kendi haklarını savunmaları ve geleneksel cinsiyet rollerine meydan okumaları, İslami dünyadaki dönüşüm ve değişim sürecinde önemli bir adım olmuştur. Ancak, feminizm teolojisi gibi alternatif okumaların kabul görmesi ve uygulanması hala birçok İslam ülkesinde zorlu bir süreç olarak karşımızda duruyor.

İslam Dünyasında Kadın Hareketleri

İslam dünyasında feminist hareketlerin tarihi oldukça yeni olmakla birlikte son yıllarda yükselen bir ivme göstermektedir. Kadınların dindeki konumuna ve kadın haklarına dikkat çekmek amacıyla kurulan bu hareketler özellikle Batı'dan gelen feminist teorilerinden etkilenmektedir. İslam dünyasındaki feminist hareketler, her ne kadar farklı ülkelerde farklı dinamiklere sahip olsalar da ortak amaçları kadınların toplumda eşit haklara sahip olmasını sağlamaktır.

İslam dünyasındaki feminist hareketlerin başarılarına baktığımızda, son yıllarda çok sayıda kadın ünlü İslam bilimcisi, imam ve öğretmen olmuştur. Dünya çapında İslam dünyasındaki kadınların eğitim seviyeleri ve okuryazarlık oranları da artmaktadır. Bunun yanı sıra, İslam dünyasındaki kadınların toplumsal hayatta daha aktif bir rol oynaması konusunda da önemli atılımlar gerçekleşmektedir.

Bununla birlikte İslam'daki geleneksel görüşler ve bu görüşleri savunanlar, feminist hareketlerin laik ve batılı bir olgu olduğunu savunmakta ve toplumlarının değerlerinde yer almadığını belirtmektedirler. Yine de, İslam dünyasındaki feminist hareketler, bu görüşleri değiştirmek ve kadınların haklarını korumak için mücadele etmektedirler. İslam dünyasındaki kadınlar, bu hareketler sayesinde kadın haklarının meşrulaştırılmasında ve toplumda kadınların güçlenmesinde önemli bir rol oynamaktadırlar.

İslam dünyasındaki feminist hareketlerin zorluklarına baktığımızda, bazı ülkelerde kadınların haklarına karşı ciddi bir direnç olduğunu görmekteyiz. Bu ülkelerde kadınların hakları konusunda ciddi bir muhalefet olsa da kadınların kararlılığı sayesinde mücadeleleri devam etmektedir. Bunun yanı sıra, İslam dünyasındaki kadınların birçoğu, ailelerinin ve toplumlarının baskısı nedeniyle feminist hareketlere karşı çıkmaktadırlar. Ancak, yine de hareketlerin geçmişteki başarıları ve ilerleyişlerinin devam etmesi, umut vaat etmektedir.

Hristiyanlık ve Feminizm

Hristiyan inancı, kadın ve erkeğin belirli cinsiyet rollerine sahip olduğunu öğretir. Ancak, son yıllarda Hristiyan feministler, toplumu etkileyen cinsiyetçiliği ve kadınların liderlik pozisyonlarını teşvik etmek için teolojik araştırmalar yapmaya başladılar.

Kilise içindeki eşitlik tartışmaları da Hristiyan dünyasının önde gelen konuları arasında yer alıyor. Özellikle Katolik Kilisesi'nde, papazların sadece erkek olması gerektiği öğretisi ve kadınların papaz olmalarına izin verilmemesi tartışmalara neden oluyor.

Hristiyan feministler, İsa'nın kadınları eşitlikle kabul ettiği doğrultusunda öğretileri ve İncil'deki kadın kahramanlara dikkat çekiyorlar. Bu şekilde cinsiyet rollerinin sadece toplumsal inançlar tarafından belirlenmediğini, dinin de kadınların liderlik pozisyonlarında yer almalarına izin veren yönleri olduğunu savunuyorlar.

• Hristiyan feminist Hristiyanlıkta kadınların liderlik pozisyonunda olması gerektiğini savunur.
• İsa'nın kadınları eşitlikle kabul ettiği öğretisi Hristiyan feministlerin argümanları arasında yer alır.
• Kilise içindeki eşitlik tartışmaları özellikle Katolik Kilisesi'nde sürmektedir.

Hristiyan Feminizmi

Hristiyan feminizmi, Hristiyanlıkta feminist düşüncenin doğuşu ile ilgilidir. Hristiyanlığın kadına bakış açısının değişimi, feminizmin yükselişiyle birlikte gerçekleşti. Hristiyan feministler, Tanrı'nın herkes için eşit bir şekilde yaratıldığına inanırlar.

Teolojik görüşleri arasında, İncil'deki kadın kahramanların yeniden yorumlanması, cinsiyet eşitliği tavsiyelerinin olumlu bir şekilde yorumlanması ve Hristiyanlıkta kadınların lider yönetim pozisyonlarına yeniden girmesi yer almaktadır. Ayrıca, Hristiyan feministler, LGBT haklarına ve kürtaj hakkına da destek vermektedirler.

Bazı tartışmalı konular arasında, Hristiyan feminizmin kilise hiyerarşisi ve patriyarkal yapıya yönelik eleştiriler ve itirazlar yer alır. Bazı Hristiyan feministler, kilise tarihindeki erkek egemen söylemlere karşı mücadele ederek, kadınlar için daha fazla liderlik ve önemli pozisyonlar oluşturmayı hedeflerler.

Özellikle, Hristiyan feministlerin eylemleri ve teolojik görüşleri, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siyasi tartışmalarda önemli bir rol oynamaktadır. Protestanlıktaki feminist hareketler, Katolik Kilisesi'nde de etkilidirler, ancak Roma Katolik Kilisesi, konular üzerinde daha geleneksel bir yaklaşım benimsemiştir.

Hristiyan feministlerin teolojik görüşleri, Hristiyanlıkta kadın-erkek eşitliği için önemli bir adım olmuştur ve kadınların kiliselerdeki rollerini ve yetkilerini artırmak için mücadele etmektedirler.

İsa'nın Kadınlara Bakışı

İsa'nın kadınlara bakışı, Hristiyanlıkta kadın-erkek eşitliği ve kadınların liderlik pozisyonlarına yükselme mücadelesiyle ilgilidir. İsa'nın öğretileri kadınların toplumdaki yerine değinir. İsa, kadınların değerli olduğunu ve erkeklerle eşit olduğunu öğütlemiştir.

Hristiyan kaynaklarına göre, İsa kadınlarla bazı olaylarda özellikle ilgilenmiştir. Örneğin, Meryem ve Marta, İsa'yı evlerinde konuk ettikleri zaman, Meryem İsa'nın öğretilerini dinlerken Marta mutfakta çalışmaktadır. İsa, Marta'nın endişelerine rağmen Meryem'in yaptığı seçimin değerli olduğunu belirtmektedir.

İsa'nın öğretileri, kadınların hizmet etme ve liderlik pozisyonlarına yükselme hakkına sahip olduğunu vurgulamaktadır. Kadınların eğitimi, özgürleşmesi ve toplumdaki yerinin daha değerli hale getirilmesi gerektiğini düşünmektedir. İsa'nın öğretileri, kilise içinde kadınların liderlik ve yönetme pozisyonlarında yer almasını teşvik etmektedir.

Bazı Hristiyan kaynakları, İsa'nın hayatında kadınlara duyduğu saygı ve kadınların liderliği konusunda cesaret verici tutumuyla ilgili bilgiler içermektedir. Şüphesiz, İsa'nın kadınların toplumsal statülerini yükseltmek adına yaptığı çalışmalar, günümüze kadar gelen İsa takipçileri tarafından takdir edilmiştir.

Dinlerin Kadına Bakışı

Dinlerin kadına bakış açısı uzun yıllardır tartışma konusu olmuştur. Kadınların rolü, hakları ve toplum içindeki yerleri konusunda farklı dinlerde farklı yorumlar yapılmaktadır.

İslam dininde kadınların hakları konusunda birçok tartışma yaşanırken, bazı Müslüman ülkelerde kadınlar üzerinde baskı ve zulüm uygulanmaktadır. Ancak Kuran'da kadınların eşit olduğuna dair pek çok ayet bulunmaktadır. Benzer şekilde Hristiyanlıkta da kadınlar kilise hierarşisinde etkin rol oynamazken, bazı Hristiyan feministler tarafından kadınların liderlik pozisyonunda yer alması savunulmaktadır.

Yahudilikte de kadınların din adamları olarak görev almaları mümkün değildir. Ancak bazı Yahudi feministler bu durumu değiştirme çabasındadırlar.

Dinlerde kadın hakları konusu da sıkça tartışılmaktadır. Kadınların eğitim hakları, iş hayatındaki durumu ve şiddetle mücadelede dinin rolü gibi konular dinlerin farklı yorumlanmalarına neden olmaktadır.

Dinler	Kadın Hakları	Kadına Bakış
İslam	Genel olarak kadın haklarına önem verilir, ancak bazı ülkelerde kadınlar baskı altındadır.	Kadınların eşitliğine ayetlerde yer verilir ancak uygulama farklıdır.
Hristiyanlık	Kadınlar genellikle liderlik pozisyonunda yer almazlar ancak Hristiyan feministler bu durumu değiştirmek istemektedirler.	İsa'nın kadınlara verdiği değer sayesinde kadınların erkekle eşit olduğu tartışılmaktadır.
Yahudilik	Kadınlar din adamları olarak görev alamazlar ancak bazı Yahudi feministler bu durumu değiştirmek istemektedirler.	Yahudilikte kadınların yeri ve toplumdaki rolü tartışılmaktadır.

Genel olarak, dinler kadınlar üzerinde farklı yorumlar yapmaktadır ve kadınların toplum içindeki rolü ve hakları konusunda tartışmalar sürmektedir. Ancak çağımızda kadın hakları konusunda çeşitli yasal düzenlemeler yapılmış ve kadınların toplumda daha fazla görünürlük kazanması sağlanmıştır.

Kadınların Hac ve İbadet Yerlerindeki Yeri

Dinlerde kadınların ibadet yerlerindeki yerleri ve hakları üzerine uzun süredir tartışmalar devam etmektedir. Özellikle İslam ve Ortodoks Yahudilik gibi bazı dinlerde kadınların ibadethanelerde erkeklerle birlikte namaz kılmalarına veya liderlik pozisyonlarında yer almalarına izin verilmez.

Bu durum özellikle İslam dünyasında büyük tartışmalar yaratmıştır. Bazı feminist gruplar, kadınların camilerde erkeklerle ayrı bölümlerde değil, aynı alanlarda namaz kılabilmeleri için çağrıda bulunmuşlardır.

Benzer şekilde, Ortodoks Yahudiliği takip eden kadınlar da sinagoglarda liderlik pozisyonlarında yer almak için mücadele etmektedirler. Bu tartışmaların sonucunda bazı din toplulukları, kadınların daha aktif roller alması için bir takım adımlar atmaya başlamışlardır. Örneğin, ABD'deki bazı Musevi cemaatleri, kadınların ilk kez rabinlik programlarına kabul edilmeleri için adım atmışlardır.

Bununla birlikte, bazı din toplulukları bu değişikliklere direnmekte ve kadınların liderlik pozisyonlarında yer almaları veya erkeklerle aynı alanda ibadet etmeleri konusunda isteksiz davranmaktadırlar. Bu da kadın hakları savunucularının mücadelesini sürdürmelerine ve değişim taleplerini dile getirmeye devam etmelerine neden olmaktadır.

Kadınların Sosyal Hayattaki Yeri

Kadınlar, toplumda önemli bir yer tutmaktadır. Dinler de kadınların sosyal hayatındaki rolünü belirleyen en büyük etkenlerden biridir. Bazı dinler kadınların belirli alanlarda toplumsal statülerinin üstüne çıkmasına izin verirken, bazıları kadınların sadece aile içinde yer aldığı bir konuma sahiptir.

İslam'da eğitim hakları konusu oldukça tartışmalıdır. Çoğu İslam ülkesinde kadınlar eğitim alsa da, erkeklere kıyasla daha az eğitim alma fırsatları vardır. İş hayatında da kadınların konumu oldukça zordur. Birçok işveren, kadınları işe almaktan çekinerler ve genellikle düşük ücretlerle çalıştırılırlar. Ayrıca, kadına yönelik şiddet de İslam dünyasında en büyük sorunlardan biridir.

Hristiyanlıkta da kadınların sosyal hayattaki rolü oldukça tartışmalıdır. Kilisede kadınların liderlik pozisyonunda yer almaları konusunda hala çekişmeler devam etmektedir. Ancak, bazı Hristiyan feminist liderler kadınların kilise içinde eşit bir rol oynaması ve buna dair teolojik temeller geliştirmiştir.

Yahudilik'te da kadınların sosyal hayattaki rolü oldukça çeşitlidir. Eğitim alanında Yahudilik, kadınların erkeklerle aynı eğitim fırsatlarını elde etmesi konusunda oldukça ilerici bir tavır sergilemektedir. Ancak, Yahudilik'te de kadınların liderlik pozisyonunda yer almaları konusunda bazı sınırlamalar bulunmaktadır.

• Dinlerin kadına bakış açısı oldukça çeşitlilik göstermektedir.
• Kadınlar, eğitim ve iş hayatında ciddi zorluklarla karşı karşıyadır.
• Kadına yönelik şiddet, her dinde bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
• Hristiyanlık, kadınların liderlik pozisyonunda yer alması konusunda nadir olsa da ilerici tutumlar sergilemektedir.
• Yahudilik'te kadınlar, erkeklerle aynı eğitim fırsatlarını elde etmektedir.

Dinler	Kadınların Eğitim ve İş Hayatındaki Durumu	Kadına Yönelik Şiddet
İslam	Düşük eğitim fırsatları, iş hayatında zorluklar, yasal koruma ve toplumsal şiddet	Ciddi bir problem
Hristiyanlık	Pozitif yönde ilerleme kaydedildi, ancak halen liderlik pozisyonunda zorluklar ve iş hayatında cinsiyet ayrımcılığı görülmekte	Ciddi bir problem
Yahudilik	Kadınlar erkeklerle eşit eğitim ve istihdam fırsatlarına sahiptir, ancak cinsiyet ayrımcılığı da mevcuttur	Ciddi bir problem

Din, Feminizm ve Toplumsal Cinsiyet İnşası

Dünya genelinde kadın hareketleri ve feminizm, toplumsal cinsiyet rolleri ve kimlikleri konusunda önemli değişimleri beraberinde getirdi. Bu değişimlerin bir kısmı, dinlerdeki erkek egemen anlayışa ve kadınların ikincil konumlandırılması sonucuna karşı gerçekleşti. Ancak dinin rolü, feminizm ve toplumsal cinsiyet rollerinin oluşumuna nasıl etki ettiği konusunda hala farklı bakış açıları mevcut.

Birçok dinde, kadınların erkeklerden farklı ve ikincil bir konumda olduğu düşüncesi vardır. Ancak feminist hareketler, bu anlayışa karşı çıkarak kadınların haklarını savundular ve toplumsal cinsiyet rollerini yeniden şekillendirdiler. Bu süreçte, dinlerdeki kadına bakış açısının da değiştiği ve kadınların özgürleşebilecekleri birçok öğeyi barındırdığı tartışılmaya başlandı.

Feminist hareketler, dinin kadınların toplumsal cinsiyet rolleri ve kimliklerinin oluşumunda nasıl etkili olduğunu araştırdılar. Bu araştırmalar sonucunda, dinlerin kadınları ikincil konumlandıran anlayışlarından dolayı feminizmin hedefi haline geldiği görüşü savunuldu. Ancak diğer bir görüşe göre, dini kuralların kendisi değil, din adamlarının yorumladığı anlayışlar nedeniyle kadının ikincil konumlandırıldığı düşüncesi öne çıktı.

Sonuç olarak, dinlerin ve feminizmin toplumsal cinsiyet rolleri ve kimliklerinin oluşumundaki rolü hala tartışılmaktadır. Ancak dinlerdeki kadın-erkek eşitliğine ilişkin hareketler ve dini kuralların kadın özgürlüğüne destek veren yanları dikkate alındığında, din ve feminizm arasında bir ortak noktanın bulunabileceği de görülmektedir.