Endüstriyel devrim ile birlikte dünya sosyal ve ekonomik açıdan köklü bir değişim yaşadı. Bu değişimler, imalat tekniklerinden tarım yöntemlerine kadar her alanda etkili oldu. Endüstriyel Devrim'in yarattığı değişimler hakkında daha fazla bilgi edinmek için Gelen Sosyal ve Ekonomik Değişimler adlı makalemizi okuyun.
Endüstriyel devrim, sanayileşme süreci ile ortaya çıkmıştır ve dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Endüstriyel devrimle birlikte, üretimdeki zanaatla el yapımı ürünler yerini makinelerle seri üretime bırakmış ve yaşamımızda birçok alanda köklü değişimler gözlemlenmiştir. Bu değişimler, hem iş hayatını hem de sosyal hayatı etkilemiştir.
Sanayileşme süreci, iş hayatında büyük etkiler yaratmıştır. Seri üretime geçişle birlikte, iş dünyasında büyük bir değişim yaşanmış ve daha verimli üretim yöntemleri geliştirilerek daha fazla üretim yapılması mümkün olmuştur. Ancak, bu gelişmelerin bir yandan getirdiği avantajlar, diğer yandan işçi sınıfını da olumsuz yönde etkilemiştir.
Sanayileşme aynı zamanda iş yaşamında da büyük değişimler yaratmıştır. İşçiler, saatlerce fabrikalarda çalışmak zorunda kalmış ve kötü çalışma koşullarına maruz kalmıştır. Bu koşullar, işçilerin haklarını aramalarına sebep olmuş ve sonunda işçi hakları mücadelesi başlatılmıştır.
Sanayileşmenin Etkileri
Endüstriyel devrimin en belirgin sonuçlarından biri, iş dünyasında meydana gelen değişimlerdir. Sanayileşme, üretimi ve üretim süreçlerini büyük ölçüde dönüştürmüş, ürünlerin üretimi ve dağıtımında daha verimli yöntemler sağlamıştır. Farklı endüstrilerin ortaya çıkması, iş dünyasında yeni fırsatlar yaratmış, bu endüstrilerin büyümesiyle birçok insan iş sahibi olmuştur. Sanayileşmenin etkileri, işçi sınıfına da yansımıştır.
Sanayileşme, işçilerin iş yaşamında daha önceden hiç olmadığı kadar bir araya gelmelerine neden olmuştur. Büyük fabrikaların oluşması, işçi sınıfının sayısındaki artışa yol açmıştır. Ancak, bu dönüşümün işçiler üzerinde olumsuz etkileri de olmuştur. Çalışma koşulları sertleşmiş, işçi hakları ihlal edilmiş, iş kazaları ve yaralanmalar sıklaşmıştır. Tüm bu sorunlar, işçilerin sendika kurmak ve çalışma koşullarını düzeltmek için mücadele etmelerine neden olmuştur.
Sanayileşme, iş yaşamında birçok değişiklikle birlikte gelmiştir. Örneğin, endüstriyel üretimin artması, standart maliyetleri düşürmüş ve bu da fiyatları düşürmüştür. Bu sayede, tüketici ürünlere daha kolay erişebilir hale gelmiştir. Endüstriyel devrim ayrıca iş dünyasında saydamlığı, standartlaştırmayı ve daha etkili iş yönetimi uygulamalarını da sağlamıştır.
Toplumsal Değişimler
Sanayileşmenin önemli sonuçları arasında toplumsal yapı ve kültürde önemli değişimler yer almaktadır. Sanayileşmeyle birlikte, kırsal toplum yapısı yerini sanayi toplumuna bırakmıştır. Kentlerdeki yaşam tarzı ve iş hayatı, yerel ve geleneksel değerlerin yerini almış ve toplumsal değerlerde de önemli değişiklikler meydana gelmiştir.
Bu dönemde oluşan yeni toplumsal sınıflar arasındaki farklılıklar, toplumsal yapı üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. Sanayi kenti oluşumları, kırsal alandan kentlere göçü hızlandırmış ve bu da toplumsal yapı üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. Ayrıca, sanayileşmeyle birlikte kadınların iş hayatındaki konumu da değişmiştir. Kadınlar, ev dışındaki iş hayatında daha fazla yer almaya başlamıştır.
Bununla birlikte, sanayileşme sonucu ev içi işler ile iş hayatı arasında bir dengesizlik de ortaya çıkmıştır. Özellikle kadınlar, çift taraflı çalışma yükümlülükleri nedeniyle ev ve çocuk bakımı ile iş hayatı arasında uyum sorunları yaşamaktadır. Ancak, sanayileşme sonrası feminizm hareketi sayesinde kadınların siyasi ve toplumsal hakları önemli ölçüde artmıştır.
Sanayileşmenin toplumsal yapı ve kültür üzerindeki etkileri, özellikle kentleşme ve sınıf farklılıkları gibi konularla birlikte incelenmelidir. Bu değişimler, gelecek dönemlerde de toplumsal yapı ve kültürü önemli ölçüde etkilemeye devam edecektir.
Kentleşme
Sanayi devrimi ile birlikte insanların şehirlere göç etmeye başlaması sonucu, sanayi kentleri oluşmaya başladı. Bu kentlerde sıradan evlerin yerine çok katlı apartmanlar inşa ediliyor, yüksek binalar, fabrikalar ve atölyeler şehirlerin simgesi haline geliyordu.
Sanayi kentlerinde yaşam şartları da bu değişimi takip ederek, köylerdeki yaşam standardından çok farklı hale geldi. Yeni nesil çalışma biçimi sayesinde üretim ve ticarette büyük bir artış oldu ve insanların yaşam kalitesi de yükselmeye başladı. Ancak, beraberinde getirdiği yoğunluk, kirlilik, gürültü gibi faktörlerle birlikte, yaşam standartları da düşmüştü.
Sanayi kentlerinde yaşam koşulları köylerdeki dengeleri alt üst etmiştir. Bu durum, işçilerin hayatları andan itibaren değiştirmiş, çok sayıda insanı bu kentlere göç etmeye yönlendirmiştir. Ancak, artan nüfus sebep oldu, kentlerdeki konut sorunu daha da büyümüş, işçilerin barınabilmesi için çoğu zaman çadırlar, çekiçle çakılan evler yapılmıştır. Bu kötü yaşam koşulları, işçi sınıfının da mücadelelerini tatbik etme nedenleri olarak gösterilmiştir. Sosyal yaşamda da bu değişikliğin etkileri bellidir, eski yaşam tarzları yerini farklı şekillerde sosyal yaşama bulaşmıştır.
Kadınların İşgücüne Katılımı
Sanayileşme, kadınların iş hayatında yer almalarını sağlayan önemli bir değişikliğe neden oldu. Önceleri ağırlıklı olarak ev işleriyle uğraşan kadınlar, artan fabrika işleri sayesinde evden çıkıp çalışma hayatına dahil oldular. Bu durum, kadınların toplumsal ve ekonomik statüsünde önemli bir artışa neden oldu.
Sanayileşme sonrası işgücüne katılan kadınların oranı her geçen gün arttı. Bu durum, erkek egemen toplumda kadınların güçlenmesine ve seslerini duyurmasına olanak sağladı. Ayrıca, kadınların iş yaşamında yer almalarıyla birlikte ev ekonomisine ek bir gelir sağlanması da mümkün oldu.
- Sanayileşme sonrası kadınların iş yaşamına katılmasıyla birlikte, kadın istihdamı arttı.
- İşgücüne katılan kadınlar, ekonomik ve sosyal statülerinde olumlu değişimler yaşadılar.
- Kadınların iş hayatında yer almaları, ev ekonomisine ek bir gelir sağladı.
Ancak kadınların iş hayatına katılımıyla birlikte, ev içi işler konusunda bazı sorunlar ortaya çıktı. Kadınlar, günün bir kısmını işte geçirdikleri için ev işleri ile ilgili sorumluluklarına vakit ayırmakta zorlanabiliyorlardı. Bu durum, kadınların çift taraflı çalışma yükümlülükleri arasında bir denge kurmalarını zorlaştırıyordu.
Bununla birlikte, kadınların iş hayatında yer almaları sayesinde, ev işleri konusunda da bazı yararlı gelişmeler yaşandı. Özellikle, ev teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte ev işleri daha az zaman alır hale geldi ve kadınlar daha fazla vakit ayırarak iş hayatında daha aktif rol alabildiler.
Sanayileşmenin kadınlar üzerindeki bir diğer etkisi ise, kadınların siyasi ve toplumsal haklarının artmasıydı. Kadınların iş hayatında yer almaları sayesinde, erkek egemen toplumda cinsiyet eşitliği konusu da daha fazla tartışılır hale geldi. Bu durum, kadınların siyasi ve toplumsal hakları konusunda önemli kazanımlar sağlamalarına yardımcı oldu.
| Kadınların Sanayileşme Sonrası Kazandığı Haklar | |
|---|---|
| Siyasi haklar | Seçme ve seçilme hakkı, siyasi temsil |
| Toplumsal haklar | Eğitim ve meslek edinme hakları, kadına karşı şiddetin önlenmesi |
Ev İçi İşler İle İş Hayatı Arasındaki Dengesizlik
Kadınların iş hayatında var olmak ve kariyer yapmak istemeleri, ev içi görevleri ile dengelemesi gereken zorlu bir sorun yaratmaktadır. Sanayileşme sonrası iş dünyasında kadınların rolü artarken, evliliği ve çocuk sahibi olmayı da içeren geleneksel kadın rolleri devam etti.
Birçok kadın, aynı anda çalışma yaşamında başarılı olmak ve ev işlerinden de sorumlu olmak zorunda kalır. Karşı karşıya kaldıkları iki görevi de yerine getirmek için neredeyse 24 saat çalışmak zorundadırlar.
Bu dengesizlik, kadınların ev işleri ve iş hayatı arasındaki zaman ve enerji yönetimini etkili bir şekilde yapamadıklarında ortaya çıkar. Özellikle çocuk sahibi olanlar için, çocukların bakımı, okula götürülmesi ve ev işlerini yapmak için sağlam bir iş programı belirlemek çok önemlidir.
Aynı zamanda, bu dengesizlik, işverenlerin kadınların ev işleriyle uğraşmalarını engelleyen tutum ve düzenlemelerine de yol açmıştır. Bu nedenle, işverenlerin daha esnek çalışma saatleri sunmaları, ebeveynler için bakım seçenekleri sağlamaları ve kadınlara ev işleri yapmak için zaman ve destek veren programlar sunmaları önemlidir.
Bununla birlikte, ev işleri ve iş hayatı arasındaki dengeyi sağlamanın önemi konusunda toplumsal farkındalık artmaktadır. İnsanların geleneksel cinsiyet rolleriyle bağlantılı olan beklentilerinin değişmesi ile birlikte, bu alanda da ilerleme kaydedilmektedir.
- Ev işleri için profesyonel yardım alınabilir.
- Çocukların okuldan sonra bakımı için çözümler üretilebilir.
- Esnek çalışma saatleri ve uzaktan çalışma seçenekleri uygulanabilir.
Ev işleri ve iş hayatı arasındaki dengeyi sağlamak, kadınların kariyerlerini geliştirmesine ve aynı zamanda ailelerini de yönetmelerine yardımcı olacaktır. Bu konuda yapılacak her adım, kadın ve erkeklerin toplumda eşit şekilde yer alması için atılmış bir adım olacaktır.
Kadınların Siyasi ve Toplumsal Hakları
Sanayileşme süreci, kadınların toplumsal ve siyasi haklarına yönelik birçok değişikliğe yol açtı. Özellikle, sanayileşme sonrası gelişen feminizm hareketi, kadınların cinsiyet eşitliği konusundaki taleplerini dile getirmelerine yardımcı oldu. Bu süreçte, kadınların siyasi ve toplumsal hakları güçlenerek, kadınların toplum içindeki konumları iyileşti.
Feminizm hareketi sayesinde kadınlar, eşit oy hakkı ve seçme-seçilme haklarını kazandılar. Ayrıca, kadınların eğitim, iş hayatı ve evlilik gibi konulardaki haklarında da ilerlemeler yaşandı. Örneğin, ülkemizde 1930 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu, kadınlara miras haklarını ve boşanma hakkını tanıyor. Bu kanunla birlikte, kadınların toplum içindeki konumu da hızla değişmeye başladı.
Sanayileşme ile birlikte kadınların iş hayatındaki konumu da değişti. Fabrikalarda kadınların çalışması, işgücü piyasasında kadınların varlığına da işaret etti. Özellikle, tekstil fabrikalarında kadın işçilerin sayısı oldukça fazlaydı. Bu durum, kadınların ekonomik ve sosyal bağımsızlıklarını arttırdı ve kadınların güçlenmesine yol açtı.
Ancak, kadınların siyasi ve toplumsal hakları için mücadele hala devam etmektedir. Kadınların iş hayatına katılımı tüm dünyada artmasına rağmen, kadınların üst düzey pozisyonlara erişimi hala sınırlıdır. Ayrıca, kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılık gibi sorunlar da devam etmektedir. Bu sorunlarla mücadele etmek için daha fazla çaba gösterilmelidir.
Sonuç olarak, sanayileşme, kadınların siyasi ve toplumsal haklarının gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Feminizm hareketi sayesinde, kadınlar eşitlik ve adalet için mücadele ederek haklarını kazandılar. Ancak, bu mücadele devam etmeli ve kadınların toplum içindeki konumları daha da iyileştirilmelidir.
Sınıf Farklılıkları
Sanayileşmeyle birlikte toplumda sınıf farklılıkları belirginleşti. Yeni işletmelerin oluşmasıyla birlikte zenginler ve yoksullar arasındaki uçurum gitgide açıldı. Ayrıca işçi sınıfı da ortaya çıktı. İşçi sınıfı, kapitalist sistemde ücretli çalışanların oluşturduğu sınıftır. Bu sınıfın başlıca sorunları işsizlik, düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarıdır.
İşçi sınıfı, çalışma şartlarının iyileştirilmesi için sık sık grev ve protesto eylemleri düzenlemiştir. Bu mücadeleler sonucunda birçok ülkede işçi haklarına dair yasal düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, günümüzde de işçi sınıfı halen düşük ücretler, geçici işler ve güvencesizlik gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.
Ayrıca, işçi sınıfının sadece çalışma koşullarından değil, aynı zamanda eğitim ve sağlık gibi konulardan da etkilendiği görülmektedir. Çalışanlar arasındaki eğitim farklılıkları ve sağlık hizmetlerine erişimdeki adaletsizlik, işçi sınıfının yaşam standartlarını etkileyen öncelikli konulardır.
- İşçi sınıfını desteklemek için sendikalar kurulmuştur.
- Çalışanların daha yüksek ücretler, daha iyi çalışma koşulları ve iş güvenliği gibi talepleri için mücadele edilmektedir.
Sanayileşmenin getirdiği sosyal ve ekonomik değişimler işçi sınıfını da etkilemiştir. Ancak, işçi sınıfının nitelikli çalışmalara erişebilmesi ve hayat standartlarının yükseltilmesi için halen daha yapılması gereken pek çok şey vardır.
Ekonomik Değişimler
Sanayileşmenin ekonomik anlamda etkileri oldukça büyüktür. Endüstriyel devrim ile birlikte makinelerin kullanımı arttı ve işgücü verimliliği de hızla yükseldi. Bu da üretimin hızla artmasını sağladı. Daha hızlı ve daha hesaplı üretim sayesinde mal ve hizmetler daha ucuza satılmaya başlandı. Bu da tüketicilerin daha fazla mal ve hizmet satın almasını sağladı. Sanayileşme ile birlikte tarım dışı sektörlere yönelik olan üretim, gittikçe arttı ve üretim sürecinde kullanılan teknolojinin artışı, üretim maliyetlerinde ciddi anlamda düşüşe neden oldu.
Sanayileşme sonucu, ekonomik kalkınma da artık sadece belirli bir alana değil, tüm dünyaya yayılmaya başladı. Günümüz dünyasında ülkeler, birbirleriyle yoğun ekonomik ilişkiler içerisinde ve küresel bir piyasa ortamında yer alıyorlar. Bu da, sanayileşmenin ekonomik boyutunda gözlemlenebilen birçok etkiye neden oldu. Bunların başında kapitalizmin yükselişi geliyor. Sanayileşme ile birlikte, kapitalizm sistemine geçiş yapıldı ve üretim artık piyasaya yönelik yapılmaya başlandı. Bu sayede üretim arttı ve piyasanın büyümesi de sağlandı.
Şirketlerin büyümesi, yönetimsel ve üretim süreçlerindeki etkinliklerinin ve verimliliklerinin artması, sermaye birikimlerinin sağlanması, ekonomik kalkınmaya tam anlamıyla ivme kazandırdı. Ancak, sanayileşmenin ekonomik etkileri, şirketlerin karlarındaki artışlara rağmen işçilerin ve diğer emeği harcayan kesimlerin haklarının azaltılmasına ve işsizliğin artmasına neden oldu. Sanayi işçileri, düşük ücretler, kötü çalışma koşulları ve uzun çalışma saatleri ile karşı karşıya kaldılar. Bu durum, işçi sınıfının örgütlenmesinin artmasına neden oldu. Sanayi işçileri, daha iyi ücretler, daha iyi çalışma koşulları ve daha az çalışma saatleri talep etmeye başladılar.
Sonuç olarak, sanayileşme ile birlikte ekonomik kalkınma ivme kazandı ancak, sanayi işçilerinin yaşadıkları sorunlar ve kapitalizmin doğurduğu ekonomik eşitsizlikler gibi sorunlar da ortaya çıktılar.
Kapitalizmin Yükselişi
Sanayileşme dönemiyle birlikte kapitalizm sistemi yavaş yavaş yerleşmeye başlamış ve zamanla ekonomide büyük bir etki yaratmıştır. Kapitalizmin temel özelliklerinden biri, özel şirketlerin kar amacı güderek üretim yapmasıdır. Bu sistemde üretim süreci ve ekonomik faaliyetler, piyasayı ve piyasaya hakim olan kişileri belirler. Kapitalizmin yükselişiyle birlikte, ulusal ve yerel piyasalar global hale gelmiş ve rekabet artmıştır.
Kapitalizm sistemi, sanayileşme sonrasında dünya ekonomisinde önemli bir yer edinmiştir. Büyük şirketlerin oluşumu, birçok insanın daha fazla işe sahip olması anlamına gelirken, aynı zamanda çalışma koşullarında da değişimlere neden olmuştur. Kapitalizm sistemi, üretim yapabilecek kişilerin sayısını arttırarak, daha fazla işsizlik sorunu yaratmıştır. Ancak, kapitalizm sistemi aynı zamanda insanların satın alma gücünde de artış sağlamış ve inovasyonu teşvik etmiştir.
Sanayileşme sonrasında kapitalizmin yükselişi, ekonomik faaliyette büyük bir dönüşüm yaratmıştır ve bu dönüşüm günümüze kadar devam etmektedir. Kapitalizm, piyasanın dinamiklerini kullanarak üretimi arttırmayı ve ürün ve hizmetlerin daha yaygın hale gelmesini sağlamaktadır. Bu sistemin doğası gereği, dengesizlikler ortaya çıkabilmekte ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler artabilmektedir. Ancak, kapitalizm sistemi aynı zamanda daha fazla iş ve büyüme fırsatı sağlamaktadır.
Küreselleşme
Sanayileşme sonucu ortaya çıkan küresel ekonomi, dünya pazarının genişlemesine ve büyümesine neden olmuştur. Küreselleşme, birçok ülkenin ekonomik bağımlılığını artırmış ve ithalat-ihracat hacmi büyük ölçüde artmıştır. Bu durum, ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri artırırken, aynı zamanda birçok ülkeyi olumsuz yönde etkilemektedir.
Küreselleşme, birçok ülkeye yeni pazarlar sunarken, aynı zamanda rakip ülkelerle rekabete zorlamaktadır. Bu durum, pazarlama stratejilerinin değişmesine neden olmuştur. Rekabet edebilmek için, ürünlerin daha düşük maliyetle, daha hızlı, daha kaliteli ve daha çevre dostu olması gerekmektedir.
Küreselleşmenin olumlu yönleri olmasına rağmen, birçok ülke için olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, küresel ekonomiye entegrasyon sonrası yoksulluk, işsizlik, ücretlerin düşürülmesi, doğal kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği, sağlık problemleri ve gelir eşitsizlikleri gibi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.
Öte yandan, küreselleşme, teknolojik gelişmelerin de hızlanmasına neden olmuştur. Bu sayede, dünya genelinde üretim, lojistik ve tedarik zincirleri değişmiştir. Küreselleşme ile birlikte, ülkeler arasındaki işbirliği artmıştır ve yenilikçi teknolojilerin keşfi de hızlandırılmıştır.
Sonuç olarak, küreselleşme, sanayileşme sonrası ortaya çıkan ve dünya ekonomisini derinden etkileyen bir olgudur. Bu, her ne kadar birçok olumlu yönü bulunsa da, birçok ülkenin ekonomisi, doğal kaynakları ve çevresi için de bazı olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Bu nedenle, küreselleşmenin doğru yönetilmesi gerekmektedir.
Çevresel Etkileri
Sanayileşme, doğal kaynakları ve çevreyi olumsuz etkilemiştir. Endüstriyel faaliyetler, hava, su ve toprağı kirletirken, atıkların yönetimi de büyük bir sorun olmuştur. Fabrikalar, zehirli gaz emisyonlarıyla hava kirliliği yaratırken, sanayi atıkları su kaynaklarında birikerek su kirliliğine yol açmaktadır. Yine sanayi atıkları toprağın verimliliğini azaltarak tarımı da etkilemektedir.
Buna ek olarak, ormanların tahrip edilmesi ve madencilik faaliyetleri de doğal kaynakların tükenmesine yol açarak ekosistemleri değiştirmiştir. Sanayileşmenin etkileri, doğanın dengesini bozmuş, biyoçeşitlilik kaybına neden olmuş ve çevrenin bozulmasına yol açmıştır.
Bu nedenle, sanayileşmenin doğal kaynaklar ve çevre üzerindeki etkilerinin azaltılması için çeşitli çevresel koruma mücadeleleri yürütülmektedir. İşletmeler, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak endüstriyel emisyonları azaltmaya çalışırken, geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi alanlarda da çalışmalar yürütülmektedir.
- Geridönüşüm: Sanayi atıklarının değerlendirilmesi suretiyle yeniden kullanılması sağlanır.
- Enerji Verimliliği: Enerjinin daha verimli kullanılması amaçlanarak, fabrika ekipmanlarına teknolojik yatırımlar yapılır.
- Kirlilik Kontrolü: Endüstriyel emisyonların kontrol altına alınması ve atık yönetimi için çeşitli yasal düzenlemeler getirilmektedir.
Bunlar gibi çeşitli önlemler alınarak, sanayileşmenin çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltılmaya çalışılmaktadır. Ancak bu noktada çevre koruma mücadelesinde aktif rol almamız, birey olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmemiz de oldukça önemlidir.
Endüstriyel Kirlilik
Sanayileşme ile birlikte endüstriyel kirlilik olgusu ortaya çıkmıştır. Endüstriyel kirlilik, fabrika atıkları, endüstriyel üretim artışı, çevresel tahribat ve hava, su ve toprak kirliliği gibi birçok olumsuz etkileri içermektedir. Bu kirlilik, insanlar üzerinde ciddi sağlık sorunlarına neden olmakta, doğal yaşamı ve ekosistemi tehdit etmekte, tarım ve hayvancılık gibi faaliyetleri olumsuz etkilemektedir.
Bu endüstriyel kirlilikle mücadele için birçok adım atılmaktadır. Ülkeler, fabrikaların açılması için gerekli izinleri vermeden önce çevreyle ilgili birçok kriteri denetlemekte, fabrikaların emisyonlarını kontrol altına almakta ve çevreyi korumaya yönelik yasalar çıkarmaktadır. Ayrıca, endüstriyel atıkların geri dönüştürülmesi için de birçok çalışmalar yapılmaktadır.
Bu mücadele içinde başarılı olunabilmesi için çevre bilincinin artışı gereklidir. İnsanların doğal kaynakların öneminin farkında olmaları, enerji tasarrufu yapmaları, çevreyi korumaya yönelik çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Toplumsal farkındalık faaliyetleri, geri dönüşüm kampanyaları, çevre temizliği faaliyetleri gibi aktivitelerle insanların bu konuda bilinçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Sonuç olarak, endüstriyel devrimin ortaya çıkarabileceği olumsuz çevresel etkilerle mücadele etmek, sadece hükümetlerin ve endüstrinin sorumluluğunda değildir. Her bireyin bu konuda bir sorumluluğu vardır ve çevreyi koruma konusunda bir adım atarak gelecek nesiller için daha sağlıklı bir yaşam alanı hazırlanabilir.