İngiltere yargı sistemi işleyen bir yapıya sahiptir. Mahkemeler, kanunları uygulama sürecinde önemli bir role sahiptir. Bu yazıda İngiltere'deki yargı sistemine dair bilgi edinebilirsiniz. Mahkemelerin nasıl işlediği, alınan kararlar ve daha fazlası için okumaya devam edin.
İngiltere yargı sistemi, tarihsel bir geçmişi olan ve İngiliz hukuk sistemi temel alınarak oluşturulmuş bir sistemdir. Ülkede mahkemeler, yargı sisteminin temel unsurları olup, hukuk davalarını çözmek için kullanılır. Bu nedenle, mahkemelerin işleyişi ve kararları hukukun işleyişi açısından son derece önemlidir. İngiltere'de, yerel mahkemelerin yanı sıra üst mahkemeler de bulunmaktadır.
Yerel mahkemeler arasında; Mahkeme Hizmetleri, Ceza Mahkemeleri, Sulh Ceza Mahkemeleri, İş Mahkemeleri, Sosyal Güvenlik ve Çocuk İşleri Mahkemeleri bulunmaktadır. Yerel mahkemelerin yanı sıra, İngiltere'de üst mahkemeler de bulunmaktadır. Yargı sistemi içindeki en yüksek mahkeme, Yargıtay Mahkemesi'dir. Yargıtay Mahkemesi, İngiltere'deki en yüksek adalet merciidir.
İngiltere'de yargı sistemi, hakim bağımsızlığı, adil yargılama ve diğer temel ilkeleri ile ünlüdür. Yargıcın bir davada verdiği kararlar, bu temel prensiplerle uyumlu olmalıdır. İngiltere'deki yasal sistem, diğer birçok ülke sisteminde olduğu gibi, kararları kanıtlar, yasa metinleri ve önemli yargı kararlarına dayandırır. Bu kapsamda, yargılama süreci boyunca tanıklar, deliller, raporlar, dokümanlar vb. kullanılır.
Mahkemelerin Yapısı ve Görevleri
İngiltere'de, yargı sistemi üç temel mahkeme tipinden oluşmaktadır. Bu mahkeme türleri, adli mahkemeler, ceza mahkemeleri ve sivil mahkemelerdir. Adli mahkemeler, daha ciddi ve suçlu suçlamaları ile ilgilenirken, ceza mahkemeleri genellikle daha küçük suçlamalarıyla ilgilenmektedir. Sivil mahkemelerin görevi, müşterek bir davada adalet sağlamaktır.
Adli mahkemeler genellikle, soruşturma mahkemeleri olarak adlandırılan mahkemelerdir. Adli mahkemelerin diğer türleri; Küçük Dava, Aile, Emeklik ve İş Mahkemeleridir. Ceza mahkemeleri, özellikle mahkemeler öncesi duruşmalar ile ilgilenir ve haciz, bazı suçlardaki tutuklamalar ve kefalet de dahil olmak üzere birçok işlemle uğraşır.
Sivil mahkemeler, evlilik boşanmaları, tasarruf mevduatlarındaki sorunlar, borç tahsilatları, miraslar, kiralama ve konutla ilgili durumlarda karar verir. Yüksek Mahkeme, konusu ne olursa olsun, bütün adli sistemlerin en üst seviyesindedir. Yüksek Mahkeme aynı zamanda İngiliz Parlamentosunun yasama işlevlerini denetler.
| Adli Mahkemeler | Ceza Mahkemeleri | Sivil Mahkemeleri |
|---|---|---|
| Soruşturma Mahkemeleri | Ağır Ceza Mahkemeleri | Yüksek Mahkeme |
| Küçük Dava Mahkemeleri | Genel Ceza Mahkemeleri | Aile Mahkemeleri |
| Aile Mahkemeleri | Alt Ceza Mahkemeleri | Emeklilik ve İş Mahkemeleri |
İngiltere'deki yargı sistemi, mahkemelerin yapısı ve görevleri açısından oldukça kapsamlıdır. İngiliz yargı sistemi, hukuki ve cezai açıdan adaletin sağlanması için oldukça esnek ve etkin bir yapıdadır. Bu mahkemeler, adaletin sağlanması için hareket eder ve İngiltere'de insanların haklarına saygı duymaya önem verir.
Hukuk Sistemindeki Temel İlkeler
İngiltere'deki yargı sistemi temel prensiplere dayanmaktadır ve adil yargılanma, hakim bağımsızlığı ve yasal haklar bunların başında gelmektedir. Adil yargılanma, suçlu veya masum olduğuna dair bir karar verilmeden önce herhangi bir kişinin yargılanma hakkı olduğu anlamına gelir ve bu süreçte yasal temsilcileri aracılığıyla savunma yapabilirler.
Bir diğer önemli ilke hakim bağımsızlığıdır. Bu, hâkimlerin kendi vicdanlarına göre hareket edebilecekleri ve devletin veya diğer güçlerin baskı uyguladığı veya onları etkilemeye çalıştığı durumlarda bile doğru kararı verebileceklerini ifade eder.
Bunların yanında, yargı sistemine güveni sağlamak için diğer temel ilkeler de mevcuttur. Bu ilkeler arasında "suçlunun masumiyet karinesi" gibi doğru işleyen bir yasa sisteminin temel taşlarını oluşturmaktadır. Suçlunun masumiyet karinesi, suçlu olarak kabul edilmeden önce mahkeme tarafından kanıtlanıncaya kadar herhangi biri için geçerlidir.
Bu temel ilkeler, yargı sistemine ve adalete duyulan güveni sağlamak için hayati öneme sahiptir. İngiltere'deki yargı sistemine, bu ilkelerin sağlandığı ve korunduğu için güvenilir ve etkilidir.
Karar Verme Süreci
İngiltere'deki yargı sisteminde, hâkimlerin karar verme sürecinde takip ettikleri yöntemler belirli bir çerçevede gerçekleşir ve kanıtların türü de bu yöntemler üzerinde etkili olur.
Öncelikle, hâkimlerin karar verirken dikkate aldığı en önemli faktör, olayların adil bir şekilde değerlendirilmesi ve hakim bağımsızlığının korunmasıdır. Bu nedenle, hâkimler, kararlarında etik kurallara, hukuki ölçütlere ve kanıtların niteliğine uygun hareket ederler.
Kanıtların türü, karar verme sürecinde önemli bir faktördür. Örneğin, görgü tanıklarının ifadeleri, fiziksel deliller, bilirkişi raporları ve şahit beyanları, hâkimlerin delil değerlendirmelerinde kullanabilecekleri öğelerdir. Hâkimler, tüm bu kanıtları değerlendirmeden önce, savunma ve davalı tarafın tüm argümanlarını dinlerler.
Ayrıca, hâkimlerin, karar verme sürecinde takip ettiği bazı yöntemler de vardır. Örneğin, hâkimler, delilleri değerlendirdikten ve tarafların argümanlarını dinledikten sonra, kararlara ulaşmak için analitik ve mantıksal bir yaklaşım benimserler. Bu yaklaşımın amacı, en adil ve tutarlı kararı vermek ve yargının güvenilirliğini korumaktır.
Sonuç olarak, İngiltere'de hâkimlerin karar verme süreci, adil ve bağımsız bir şekilde gerçekleştirilir ve tarafların argümanlarını, kanıtları ve delilleri dikkate alır. Yöntemlerinin mantıksal ve analitik yaklaşımı, yargının güvenilirliği açısından da son derece önemlidir.
Yargılama Usulü
Yargılama usulü İngiltere'de oldukça titiz bir biçimde işlemektedir. Genellikle, kamuoyu önünde işletilen davaların çoğu Adalet Divanı veya Krallık Divanı tarafından işlenirken, diğer mahkemelerde daha az dikkat çekici ve daha basit nitelikteki davalara bakılır.
Yargılama usulüne uygun olarak işleyen davaların temelinde iki yöntem bulunmaktadır: Yazılı usul ve sözlü usul. Yazılı usul, her iki tarafın savunmasını yazılı olarak sunmasını gerektirir. Diğer taraftan, sözlü usul, avukatların mahkemede konuşma yapmasını ve delil ve tanıkların sorgulanmasını içerir.
Davalar işlenirken, hâkimler, delillerin adil bir şekilde toplandığından emin olmak için sert bir kontrol sağlarlar. Genellikle, içinde şahitlerin ifadeleri ve resmi belgelerin yer aldığı bir delil dosyası oluşturulur. Hâkimlerin bu dosyaya sıkı bir şekilde bağlı kalarak davaları işledikleri bilinmektedir.
Yargılama usulüne uygun davaların işleyişi hakkında bilgi sahibi olmak oldukça önemlidir. Bu usule uygun olarak işleyen davaların sonuçları daha doğru ve adil olma eğilimi gösterir. Ayrıca, yargılama sürecinde, hâkimlerin göz önünde bulundurduğu temel unsurların neler olduğunu bilmek, doğru bir savunma yapmak için oldukça önemlidir.
Tabi ki, sözlü ve yazılı usulün diğer adımları hakkında daha detaylı bilgiler mevcuttur. Ancak, İngiltere'deki yargılama usulünün işleyişi ile ilgili bu genel bilgilerin yeterli olduğunu söyleyebiliriz.
Örnek Davalar
İngiltere'de oldukça tartışmalı birçok dava görülmüştür. Bunlardan biri, 1993 yılında James Bulger adlı 2 yaşındaki bir çocuğun katilinin iki kesişen bıçakla öldürülmesiyle ilgilidir. İki çocuk, onu kaçırdıktan sonra işledikleri cinayetten dolayı mahkemeye çıkarıldı. Davada, çocuk mahkemeye getirildiği için, basın, kamuoyu ve hükümet arasında geniş tartışmalar ve eleştiriler oluştu. Ancak, çocukların cezalandırılması gerektiğine karar verildi ve 10 yıl boyunca gözaltına alındılar.
Bir başka önemli dava da 2006 yılında gerçekleşti. Harold Shipman olarak bilinen bir doktor, 215 kadını ve erkeği öldürmekle suçlandı. Davada, doktorun intihar ettiği için yargılaması sona erdi. Ancak bu davada, İngiltere'nin sağlık sistemine güvenini sarsan bir dizi sorun da ortaya çıktı.
Birçok kişinin gözdesi olan çeşitli televizyon şovları da davaların merkezinde olabiliyor. Örneğin, "Britain's Got Talent" yarışmasının ünlü jürisi Simon Cowell, birkaç yıl önce kardeşinin boşanma davasında tanıklık etti. Bu dava, medya tarafından yakından takip edildi ve sonunda Cowell'in kardeşi davayı kazandı.
İngiltere'deki örnek davaların sonuçları, ülkedeki hukuk sistemi ve toplum üzerinde büyük etkiler yaratabilir. Bu nedenle, ülkedeki adli sistem, davaların adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlamak için sürekli olarak güncellenmekte ve yeniden yapılandırılmaktadır.
Adli Yardım ve Hukuk Danışmanlığı
İngiltere'deki adalet sistemi hem zengin hem de fakir insanların eşit bir şekilde yargılanmasını sağlamak için adli yardım ve hukuk danışmanlığı hizmetleri sunmaktadır. Adli yardım, ücret, vergi veya toplum hizmetlerindeki diğer faktörlere bağlı olarak az gelirli kişilere ücretsiz veya düşük maliyetli hukuk yardımı sağlar.
Adli yardım başvurusu yapmak isteyen kişiler, gelir ve varlıklarına göre değerlendirilir. Başvuru sahibinin düşük gelirli olduğu ve vakıf varlıklarının yetersiz olduğu belirlendikten sonra adli yardım, kişinin belirli bir hukuk davasında avukatlık ücretlerini ödemesinde yardımcı olacaktır.
Bunun yanı sıra, hukuk danışmanları, vatandaşların hukuk sistemini anlamalarına yardımcı olmak için hizmet verirler. Hukuk danışmanları, hukukla ilgili konularda bilgilendirme yapmak, hukuki belgeler hazırlamak ve yargı sürecinde vatandaşlara rehberlik etmek gibi görevleri yerine getirirler.
İngiltere'deki hukuk danışmanları, ücretli veya gönüllü olarak çalışabilirler. Bazı hukuk danışmanları, vatandaşların adli yardım başvurularını hazırlamalarına yardımcı olarak çalışırlar. Hukuk danışmanları ayrıca, yasal destek hizmetleri sunmak için farklı kuruluşlarla birlikte çalışabilirler.
Adli yardım hizmetleri ve hukuk danışmanlığı, İngiltere'de adalet sisteminin toplumda eşitliği sağlaması için oldukça önemlidir. Bu hizmetler, üretken ve adil bir adalet sisteminin sürdürülmesine yardımcı olur. Aynı zamanda, adli yardım ve hukuk danışmanlığı hizmetleri, adalet sistemi ile etkileşime giren vatandaşların daha fazla hak ve özgürlük elde etmelerini sağlar. Siz de İngiltere'deki adalet sisteminde hakkınızı savunmak için adli yardım veya hukuk danışmanlarından yardım alabilirsiniz.
Önemli Kararlar
İngiltere'de yargı sistemi, ülkenin işleyişinde oldukça önemli bir yer tutar. Bu bağlamda, alınan kararlar da ülkenin hukuk sistemi üzerinde önemli etkilere sahip olur. İngiltere tarihinde alınmış ve hala günümüzde etkisini sürdüren pek çok önemli karar bulunmaktadır.
Bunların başında, Magna Carta gelir. 1215 yılında Kral John tarafından imzalanan bu belge, hukukun üstünlüğünü ve halkın haklarını korumayı amaçlar. Bu belge, sadece İngiltere için değil, dünya çapında insan hakları ve hukuk sistemleri üzerinde etkisi olan bir belgedir.
Bir diğer önemli karar ise, 1679 yılında kabul edilen Habeas Corpus Act'tir. Bu kararla, kişilerin haksız yere tutuklanmalarının önüne geçilirken, kişilerin adalet sistemiyle ilgili temel hakları güvence altına alınmıştır.
20. yüzyılda ise, insan hakları ve adalet sistemi konuları daha fazla önem kazanmıştır. Bu bağlamda, 1998 yılında kabul edilen İnsan Hakları Yasası ve 2005 yılında yürürlüğe giren Freedom of Information Act, İngiltere'deki hukuk sisteminin daha şeffaf ve adil olmasını sağlamıştır.
Son zamanlarda ise, Brexit kararı ve beraberinde getirdiği hukuki süreçler, İngiltere'deki yargı sisteminin yeniden değerlendirilmesine neden olmuştur. Bu süreçte, yargı sisteminin uluslararası işbirliği yapabilmesi ve daha hızlı karar verebilmesi için yeniliklere ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir.
İngiltere'nin tarihinde alınmış önemli kararlar, ülkenin hukuk sistemi üzerinde önemli etkilere sahip olmuştur. Bu kararlar, İngiltere'nin adalet sisteminin gelişmesine ve dünya genelinde hukuk sistemleri üzerinde etkisini sürdürmesine katkı sağlamıştır.
İnsan Haklarına İlişkin Kararlar
İngiltere yargı sistemi, insan haklarına saygı göstermeyi en üst düzeyde tutuyor. Bu nedenle, ülkedeki yargı sistemini yönlendiren birçok karar insan hakları ile ilgilidir. İnsan haklarına ilişkin önemli kararlardan biri, 1978 tarihli İnsan Hakları Yasası'dır. Bu yasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni İngiliz hukuku içinde uygulanabilir hale getirdi.
Başka bir önemli karar, 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından alınan bir karardır. Bu kararda, ülkenin terörle mücadele yasalarının, insan haklarına aykırı olduğu belirtildi. Buna karşılık olarak hükümet, terörle mücadele yasalarında değişiklik yapmaya karar verdi.
Ayrıca, insan haklarına ilişkin birçok dava, İngiltere Mahkemeleri tarafından da görülmüştür. Bunların arasında, bir kişinin tutuklanmadan tutukluluğunun onaylanamayacağına ilişkin karar ve evsizlerin insan haklarının ihlali konusundaki kararlar da yer almaktadır. Bu kararlar, İngiltere'deki adalet sisteminin insan haklarına saygılı olduğunu göstermektedir.
- Birçok davadaki insan hakları kararları, İngiltere'deki iç hukuka büyük etkileri olmuştur.
- Bu kararlar, adalet sisteminin insan haklarına saygılı olduğunu göstermektedir.
Uyuşturucu ve Terörizme İlişkin Kararlar
Uyuşturucu ve Terörizme İlişkin Kararlar, İngiltere'nin yargı sisteminde önemli bir yere sahiptir. Ülkede uyuşturucu ve terörizmle mücadele amacıyla oluşturulan yasalar ve bu yasalara dayalı verilen kararlar, ülkenin hukuk sistemi üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara göre, İngiltere'nin uyuşturucu politikaları, uyuşturucu kullanımını sınırlandırma ve suçla mücadele etme amacına yöneliktir. Bu politika, görünür şekilde cezalandırma üzerine kuruludur ve uyuşturucu satışı ve kullanımı yasaklanmıştır. Ülkede uyuşturucu suçlarına dair verilen kararlar oldukça serttir ve uzun cezalar içerebilir.
Terörizme ilişkin kararlar da benzer şekilde serttir. Terörle mücadele yasaları, İngiltere'de terör örgütlerinin faaliyetlerini sınırlandırır ve terör faaliyetlerinde bulunan kişilere ağır cezalar verilmesini öngörür. Bu yasalara dayalı verilen kararlar, ülkenin terörle mücadeledeki etkinliğini artırır.
İngiltere'de uyuşturucu ve terörizme ilişkin önemli bir karar, 2006 yılında çıkarılan Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Yasası'dır. Bu yasaya göre, uyuşturucu kullanımı, satışı ve dağıtımı ciddi bir suçtur ve bu suçlara ağır cezalar verilir. Terörizmle mücadelede de benzer yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Bu kararlar, uyuşturucu ve terörizme karşı yürütülen sert mücadeleyi desteklediği gibi, ülkenin hukuk sistemindeki işleyiş üzerinde de önemli etkiler yaratmaktadır. Ancak bazı kesimler tarafından bu yasaların insan haklarına aykırı olduğu ve cezaların aşırı derecede sert olduğu iddia edilmektedir.
Yargı Sisteminin Geleceği
İngiltere'deki yargı sistemi, önemli yenilikler ve değişikliklerle karşı karşıya. Hükümet, adli sistemde yaşanan bazı sorunların üstesinden gelmek ve daha adil bir yargılama süreci sağlamak için bazı reformlar yapmaya hazırlanıyor. Bu reformlardan bazıları şunlardır:
- Yargıçların atanması sürecinde daha fazla şeffaflık: Hükümet, yargıçların atanması sürecinde daha fazla şeffaflık sağlamak için çaba gösteriyor. Yargıçların atama süreci, önceden belirlenmiş kurallara ve kriterlere dayanarak yapılacak ve adaylar hakkında daha geniş bir inceleme yapılacak.
- Daha fazla dijitalleştirme: Adli sistemin daha hızlı, daha verimli ve daha erişilebilir hale getirilmesi için dijitalleştirme çalışmaları hızlandırılacak.
- Adli yardım sistemi reformu: Hükümet, daha etkili bir adli yardım sistemi sağlamak için adli yardım sisteminde bazı değişiklikler yapmayı planlıyor. Adli yardımın daha kolay ulaşılabilir ve daha adil hale getirilmesi hedefleniyor.
Bu reformların, İngiltere'deki yargı sisteminin daha adil ve daha verimli hale getirilmesine yardımcı olacağına inanılıyor. Ancak, bazı uzmanlar reformların yargı sistemi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor. Örneğin, yargıçların atanması sürecinde daha fazla şeffaflık sağlamak, yargıçların bağımsızlığına zarar verebilir. Dijitalleştirme çalışmaları, bazı avukatların işlerini kaybetmelerine ve adalet sistemi üzerindeki baskıyı artırmasına neden olabilir. Adli yardım sistemi reformu, adli yardıma ihtiyacı olan insanların sayısını artırabilir ve sistemi daha da yavaşlatabilir.
Sonuç olarak, İngiltere'deki yargı sistemi, önemli reformlarla karşı karşıya. Bu reformların, yargı sisteminin daha adil ve daha verimli hale getirilmesine yardımcı olacağına inanılıyor. Ancak, reformların yargı sistemi üzerindeki olumsuz etkileri de olabilir. Yapılacak olan değişikliklerin dikkatli bir şekilde ele alınması ve yargı sistemiyle ilgili tüm tarafların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak planlanması gerekiyor.