Ses Mühendisliği ve Üretim Teknikleri, yenilikçi ve kaliteli ürünler üreten lider bir firma Ses teknolojileri konusunda uzman ekiplerimizle müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz Ses sistemlerinde ihtiyaç duyduğunuz tüm çözümleri bizimle bulabilirsiniz

Ses mühendisliği enstrümanların ve insan sesinin kaydedilmesi, düzenlenmesi ve üretilmesiyle ilgilenen bir alandır. Bu makalede, ses mühendisliği ve üretim tekniklerine dair farklı konular ele alınacaktır. Makalede, mikrofon çeşitleri ve kullanım alanları, ses kayıt teknikleri ve miksaj teknikleri gibi temel prensipler hakkında bilgi verilecektir. Ses mühendisliği ve üretim teknikleri konusunda bilgi sahibi olmak isteyen herkesin bu makaleyi okumasını öneriyoruz.

Ses Mühendisliği Nedir?

Ses mühendisliği, bir ses kaydının işlenmesi ve düzenlenmesi için kullanılan bir teknoloji dalıdır. Ses mühendisleri, bir kayıt düzeneğindeki teknik özellikleri anlama, kayıt cihazları seçme, mikrofon yerleştirme, ses düzenleme, kayıt etmenin farklı aşamalarının adımlarını ve daha birçok alanda uzmanlaşmışlardır.

Ses mühendisliği temel prensipleri arasında sesin doğal özelliklerini koruyarak en iyi ses kalitesini elde etmek, ses kaynaklarından gelen farklı sesleri düzenlemek, ham ses dosyalarını işlemek ve diğer birçok özellik bulunmaktadır. Ses mühendisleri, ses teknolojileri, müzik ve prodüksiyon gibi birçok alanda çalışmaktadırlar.

Mikrofon Çeşitleri ve Kullanım Alanları

Mikrofonlar, ses ve müzik alanında en önemli elemanlardan biridir. Farklı mikrofon türleri, özellikleri ve kullanım alanlarına dair birkaç bilgi verelim.

Kondenser mikrofonlar, özellikle stüdyolarda kullanılan mikrofonlardır. Hassas yapıları sayesinde yüksek çözünürlüklü ses kayıtları yapmak için idealdirler. Kondenser mikrofonlar, diyafram ve metal plakadan oluşan bir kapsül kullanarak çalışırlar. Bu plakalar arasındaki elektrostatik alan, mikrofonun titreşimlerini elektriksel sinyallere dönüştürür. Kondenser mikrofonlar, ses kaydı yapmanın en temel unsurlarından biridir, konferans kayıtları, müzik albümleri, televizyon programları, reklam filmleri ve birçok diğer alanda kullanılmaktadır.

Kardioid kondenser mikrofonlar, yaygın olarak sahnede ve stüdyolarda kullanılmaktadır. İki noktada yoğunlaşan bir kardioid şekli nedeniyle, bu mikrofonlar genellikle tek bir kaynak ses kaydı yapmak için kullanılır. Yüksek hassasiyeti ve düşük kendi gürültü seviyesi nedeniyle, kardioid kondenser mikrofonlar solo müzikçilere, vokalistlere, gitaristlere ve davul setlerine ideal ses kalitesi sunarlar.

Stereofonik kondenser mikrofonlar, uzamsal bir ses kaydı yapmak için kullanılan mikrofonlardır. İki mikrofonu bir arada bulundurarak aynı anda kayıt yapabilirler. Bu nedenle, konserlerde, korolarda, orkestralarda ve diğer büyük topluluklarda kullanılırlar. Basit bir stereofonik düzenleme ile, mikrofonlar, dinleyicinin kaynak sesi tam olarak algılamasını sağlamak için ideal bir şekilde konumlandırılabilir.

Dinamik mikrofonlar, konser sahnelerinde ve live yayınlarda kullanılan mikrofonlardır. Çoğu dinamik mikrofon, diyafram hareketiyle bir bobinin hareketini birleştirerek çalışır. Akustik basınç dalgalanmalarını elektrik sinyallerine dönüştürürler. Dinamik mikrofonlar diğer türlerin aksine, daha dayanıklıdır ve daha az hassastır. Bu nedenle, özellikle rock müzikçileri, DJ'ler ve diğer canlı müzikçiler tarafından tercih edilirler.

Bu mikrofon türleri, yukarıda belirtildiği gibi, her biri farklı bir amaç için kullanılırlar. Hangi tip mikrofonların hangi kayıt ya da yayın işinin çözümlemesi için en uygun olduğunu belirlemek önemlidir. Bu nedenle, bir kaydın ya da canlı yayının ses kalitesini artırmak için doğru mikrofonu seçmek önemlidir.

Kondenser Mikrofonlar

Kondenser mikrofonlar, ses kaydetme ve yükseltme işlemlerinde kullanılan bir mikrofon türüdür. Kondenser mikrofonların çalışma prensibi, elektret tabakası ile kaplı bir kapasitör plakasının arasındaki titreşimlerin elektrik sinyallerine çevrilerek kaydedilmesi esasına dayanır. Bu sayede daha net ve hassas bir ses kaydı elde edilir. Kondenser mikrofonlar, diğer mikrofonlara göre genellikle daha yüksek kalitede ses kaydı yaparlar.

Kondenser mikrofonların en büyük avantajlarından biri, yüksek hassasiyet seviyeleridir. Ayrıca geniş bir frekans aralığına sahip oldukları için her türlü sesi kaydetme kabiliyetine sahiptirler. Kondenser mikrofonlar ayrıca, diğer mikrofonlara göre daha hafif ve portatiftir. Buna ek olarak, daha düşük gürültü seviyeleri de sağlarlar. Ancak, yüksek fiyatları ve hassas yapısı nedeniyle kullanımı biraz zordur.

Kardioid kondenser mikrofonlar, özellikle tek bir kaynağın olduğu yerlerde kullanılmak üzere tasarlanmışlardır. Bu mikrofonların en büyük avantajı, kaydedilen sesin doğru bir şekilde odaklanmasını sağlayan kaliteli bir yönelim yapısına sahip olmasıdır. Stereofonik kondenser mikrofonlar ise stereo kayıtlar yapmak için idealdirler. Bu mikrofonlar hem sağ hem de sol kanallar için ayrı ayrı ses kaydı yapabilirler.

Kondenser mikrofonların dezavantajları arasında ise, yüksek kaliteli ses kaydı yapabilmek için yüksek kalitede bir ön yükseltici gerektirmeleri yer alır. Bu da kayıt yapmak için daha fazla ekipmanın gerekliliği anlamına gelebilir. Ayrıca, daha hassas yapıları nedeniyle mekanik hasarlara daha açıktırlar.

Kardioid Kondenser Mikrofonlar

Kardioid kondenser mikrofonlar, kardioid deseni sayesinde ön yüzündeki alandan sesi almaya odaklanırken, arkadan gelen sesleri büyük ölçüde azaltan mikrofonlardır. Bu nedenle, tek bir kaynaktan gelen sesleri kaydetmek için uygundurlar. Canlı performanslar, stüdyo kayıtları ve podcastler gibi birçok alanda kullanılırlar.

Kardioid kondenser mikrofonlar, yüksek hassasiyetleri sayesinde sesi doğru bir şekilde aktarırken, aynı zamanda geniş bir frekans aralığına sahiptirler. Bu özellikleri nedeniyle enstrümanlar, vokaller ve konuşmalar için idealdirler. Ayrıca, yalnızca ön taraftan ses kaydettikleri için, arka tarafta meydana gelebilecek gürültülere karşı duyarlı değillerdir.

Kardioid kondenser mikrofonlar, küçük boyutları sayesinde taşınması ve kullanımı kolaydır. Ayrıca, birçok modelde bulunan dahili bir batarya veya harici bir güç kaynağı gibi özellikler sayesinde, standart diyafram mikrofonlara kıyasla daha yüksek bir çıkış seviyesi sağlayabilirler. Bu özellikleri nedeniyle, profesyonel stüdyo kayıtları için de sıkça kullanılmaktadırlar.

Sonuç olarak, kardioid kondenser mikrofonlar, yüksek kaliteli ses kaydı yapmak isteyen herkes için ideal bir seçenektir. Mikrofonunuzun kullanım amacına bağlı olarak, bu tür mikrofonların sizin için doğru seçim olduğundan emin olun.

Stereofonik Kondenser Mikrofonlar

Stereofonik kondenser mikrofonlar, iki ayrı kardioid mikrofonu bir arada bulunduran ve stereo bir resim üretmek için kullanılan mikrofonlardır. Bu mikrofonlar, sağ ve sol kanalları ayrıntılı ve doğal bir şekilde kaydetmek için kullanılır. Genellikle canlı kayıtlar, konserler ve diğer büyük etkinliklerde kullanılır.

Bir stereofonik kondenser mikrofonun çalışma prensibi, iki ayrı kardioid mikrofonun birleştirilmesiyle oluşur. Bunlar, omni-direksiyonel mikrofonlardan farklı olarak, sadece önlerindeki sese duyarlı olan bir özellik gösterirler. Bu, mikrofonların, ses kaynağının yönüne bağlı olarak değişen bir hassasiyete sahip olduğu anlamına gelir.

Stereofonik kondenser mikrofonlar, doğal bir stereo resim oluşturmak için kullanılır. Bu nedenle, konserler, stüdyo kayıtları, film yapımları ve canlı yayınlar için idealdirler. Bu mikrofonlar, aynı zamanda doğal bir ortama sahip olmak isteyen kullanıcılar için uygun bir seçenektir.

Özetle, stereofonik kondenser mikrofonlar, diğer mikrofon türlerinden farklı olarak, stereo bir resim oluşturmak için tasarlanmıştır. Bu mikrofonlar, stereo kayıt yaparken doğal bir ses sağlayarak, profesyonel kayıt çalışmaları için ideal bir seçenektir.

Dinamik Mikrofonlar

Dinamik mikrofonlar, ses dalgalarını elektromanyetik bir alan kullanarak elektrik sinyallerine dönüştüren bir mikrofon türüdür. Çokluği farklılıklarına rağmen, dinamik mikrofonların çalışma prensibi basit ve sağlamdır. Dinamik mikrofonlar, ses dalgalarının metal bir diyaframı titreştirmesiyle çalışır. Bu titreşimler, manyetik bir alan yaratmak için bir bobin oluşturur. Bu manyetik alan, ses dalgalarının titreşimlerinin elektrik sinyallerine dönüştürülmesini sağlar.

Dinamik mikrofonların birçok avantajı var. İlk olarak, genellikle sağlam yapıları sayesinde dayanıklıdırlar. Bu, stüdyo dışı kullanımlarda avantaj sağlar. İkinci olarak, diğer türlerine göre daha az duyarlıdırlar, bu da yüksek ses seviyelerinde kullanılabilir oldukları anlamına gelir. Üçüncü olarak, kullanımı basit ve kolaydır. Hatta bazı modeller doğrudan amplifikatöre takılabilir. Bu, yer tasarrufu sağlar ve kullanımı için ek bir ekipman satın alınmasını gerektirmez.

Dinamik mikrofonlar, genellikle doğal bir sese sahip oldukları için canlı müzik performansları, konuşmalar ve röportajlar gibi birçok ortamda tercih edilir. Ayrıca, çeşitli yüzeyler ve zeminler üzerinde bile kullanılabilirler. Bu kullanım çeşitliliği, onları çok yönlü bir seçenek haline getirir.

Ses Kayıt Teknikleri

Ses mühendisliği, sesin kaydedilmesi, işlenmesi ve çoğaltılması işlemidir. Kaydedilen sesin kalitesi, doğru tekniklerin kullanımı ile arttırılabilir. Farklı kayıt teknikleri, belirlenmiş kayıt hedefine ve elde edilecek sonuçlara göre seçilir. En yaygın kullanılan ses kayıt teknikleri arasında XY, ORTF ve AB ortamlı kayıt yöntemleri yer almaktadır.

XY yöntemi, iki mikrofon arasındaki açıyı genişletir, böylece kaydedilen ses geniş bir stereo alanına yayılır. ORTF teknikleri ise genellikle canlı performans kayıtları için kullanılır ve mikrofonların açısı ve konumu ses kayıt odasının akustiğine göre ayarlanır. AB ortamı yöntemi, ortam veya doğal seslerin kaydedilmesinde geniş bir stereo ses alanı yaratmak için kullanılır.

Ses kaydı yaparken, mikrofon seçimi, pozisyonu ve kayıt odasının akustik özellikleri gibi faktörler belirleyici öneme sahiptir. Kondenser mikrofonlar, hassas bir kayıt isteyen durumlarda tercih edilirken, dinamik mikrofonlar, yüksek sesli müzik performansları veya davul kayıtlarında kullanılır.

Kayıt hazırlığı adımları da hayati öneme sahiptir. Bunlar, mikrofon açısı, pozisyonu, eşleşme, odanın akustiği ve diğer ön ayarlamaları kapsar. EQ ve kompresyon, kaydedilen sesin düzenlenmesinde kullanılan diğer tekniklerdir. EQ, sesin frekans spektrumunu değiştirerek sesi daha net ve anlaşılır hale getirirken, kompresyon, sese dinamik bir etki kazandırır.

Ses kayıt teknikleri, tamamen kayıt amacına ve hedeflenen sonuca bağlıdır. Mikrofon seçimi, mikrofon yerleşimi, kayıt odası optimizasyonu, EQ ve kompresyon ayarlamaları, tüm bu unsur ve ayarlar, mükemmel bir kayıt elde etmek için uyum içinde çalışır.

XY Yöntemi

XY yöntemi, stereo kayıt teknikleri arasında en popüler olanlardan biridir. Bu yöntem, iki kondenser mikrofonun yerleştirilmesi ve birbirine paralel hizada tutulmasıyla gerçekleştirilir. Mikrofonlar, aynı düzleme yerleştirilir ve diğer stereo yöntemlerine kıyasla daha az geniş bir alanı kapsarlar. Bu sayede, kaydedilen ses daha odaklanmış ve net bir şekilde dinlenebilir.

XY yöntemi, canlı müzik kaydı yaparken sinema filmleri, TV şovları ve radyo programları gibi birçok farklı yerde kullanılabilir. Ayrıca, herhangi bir stereo kayıtta olduğu gibi, kayıttaki her iki enstrümanın dengeli bir şekilde görüntülenmesini sağlar. Bu nedenle, XY yöntemi, birçok müzik kaydı için ideal bir seçimdir.

XY yöntemindeki en büyük avantajlardan biri, dinleyicinin sahnede izaht ettikleri enstrümanların konumunu tam olarak hissetmeleridir. Böylece, müzik canlılığını korur. Ayrıca, XY yönteminin kondenser mikrofonları, ses seviyesi yüksek olan enstrümanların kaydını yaparken bozulmadan kaydederler.

XY yöntemi kullanılırken, mikrofonların aynı hizada olmasını sağlamanız gerekir. Mikrofonlar birbirlerine tamamen eşit mesafede yerleştirilmelidir. Kayıt yapmadan önce kaydedilecek enstrümanlar tam olarak belirlenmeli ve kayıt için uygun bir konum seçilmelidir. Mikrofonlar doğru bir şekilde yerleştirildiğinde, harika ses kalitesi elde edilir.

ORTF Yöntemi

ORTF yöntemi, Fransız Yayın Kuruluşu tarafından geliştirilmiş bir stereo mikrofon yerleştirme tekniğidir. Bu yöntem, A-B yöntemi gibi iki mikrofon kullanır ancak mikrofonların dikey açısı ve aralığı belirlenmiştir. Yine iki adet kardioid mikrofon kullanılır ve XY yöntemi gibi birbirlerine dikey olarak yerleştirilirler. Ancak ORTF yönteminde, mikrofonlar arasındaki açı 110 derece değil, 17 cm mesafede ve 110 derecelik bir açı olacak şekilde yerleştirilirler.

Bu teknik, hem canlı performansların kaydedilmesinde hem de stüdyo kayıtlarında kullanılabilir. Özellikle akustik performansların kaydedilmesinde ve doğal seslerin stereo yansımasını yakalamak istendiğinde tercih edilir. ORTF yöntemi, kabul edilebilir bir stereo genişliği, belirgin merkez odaklanması ve spatial ayrıntıları dengeli bir şekilde ele alır. Bu yöntem, aynı zamanda daha önce bahsedilen XY yöntemi gibi mono uyumluluğunu korur.

ORTF yöntemi, stüdyo işleri ve canlı kayıtlar için iyi bir seçenek olsa da, eğer daha belirgin bir stereo etkisi elde etmek isteniyorsa, AB yöntemi veya NOS yöntemi gibi diğer teknikler de kullanılabilir. Ancak, doğal bir stereo kaydı isteyen insanlar için ORTF yöntemi harika bir seçenektir.

Tablo 1: ORTF Yöntemi Açıları ve Mesafeleri

|Mikrofon Tipi|Kapsama Açısı|Ara Mesafe||---|---|---||Kondenser|110 Derece|17 cm|

Miksaj Teknikleri

Miksaj, kaydedilen müzik parçalarının karıştırılması işlemidir. Bu işlem sırasında, müzik parçalarının her birinin ses düzeyleri ayarlanır ve farklı enstrümanlar kaydedildiği için her biri kendi frekanslarına sahiptir. Bu nedenle, miksaj teknikleri, her bir enstrümanın sesi optimize edilerek, genel olarak kusursuz bir müzik parçası oluşturmak için kullanılır.

Kayıt Hazırlığı: İlk adım, kaydedilen müzik parçalarının kaydedildiği dalgıçlarda yapılan temizlik işlemidir. Böylece, bir enstrümanın sesi diğer bir enstrümanın sesi ile karışmaz. Ardından, ses cihazlarının düzgün bir şekilde çalıştığından emin olunmalıdır.

Equalization (EQ): EQ, müzik parçasının enstrümanlarının ses seviyelerinin ayarlanmasıdır. Bunun sonucunda, müzik parçasının tamamı bir bütün haline gelir ve düzenlenir. EQ teknikleri genellikle ses kayıt stüdyolarında kullanılan bir tekniktir.

Compression: Kompresyon, müzik parçasındaki yüksek ses seviyelerini kontrol etmek için kullanılan bir tekniktir. Bu teknik, ses seviyelerini kontrol etmek için kullanılan bir sıkıştırma işlemidir. Kompresyon, bir müzik parçasının daha net ve ilgi çekici olmasına yardımcı olur.

Miksaj, her bir enstrümanın sesinin kontrol edilme işlemidir. Her bir enstrümanın sesi dengelemek, yüksek ses seviyesini kontrol etmek ve müzik parçasına uygun bir stilde sunmak için farklı teknikler kullanılır. Miksaj, kaydedilen müzik parçalarının en iyi şekilde seslendirilmesine yardımcı olduğu için önemlidir.

Kayıt Hazırlığı

Kayıt hazırlığı, müzik yapımında önemli bir adımdır ve miksaj öncesi çok dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Doğru kayıt hazırlığı, müzik kaydının kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Bu nedenle, kayıt öncesi hazırlık adımları önemlidir.

İlk adım doğru bir mikrofon seçimidir. Mikrofonun doğru seçimi çok önemlidir çünkü mikrofon, müziğin kaydedildiği aracıdır. Mikrofonlar, farklı ses kaydı türleri için özel olarak tasarlanmıştır. Örneğin, sesleri yüksek bir hassasiyetle kaydetmek için kondenser mikrofonlar kullanılırken, daha yüksek ses seviyelerinin kaydedilmesi için dinamik mikrofonlar kullanılabilir.

Mikrofon yerleşimi, müzik kaydının kalitesini etkileyen bir başka faktördür. Mikrofonların yerleştirilmesi, enstrüman ve sanatçının hareketlerine göre ayarlanmalıdır. Enstrümanların doğru kaydedilmesi için, doğru mikrofon yerleştirme tekniklerinin kullanılması önemlidir.

Son olarak, doğru bir miksiniz kaydı için doğru bir ses seviyesi ayarı yapmanız gerekir. Ses seviyesi ayarları, müzik parçasının her bir enstrümanının net bir şekilde duyulmasını sağlar. Aşırı yüksek ses seviyeleri, müzik kaydının bozulmasına neden olabilirken, çok alçak ses seviyeleri doğru bir kayıt yapmanızı engelleyebilir.

Kayıt hazırlığı, müzik yapma sürecinde önemli bir adımdır. Doğru mikrofon seçimi, mikrofon yerleşimi ve ses seviyesi ayarları doğru bir müzik kaydı yapmanıza yardımcı olur. Bu yüzden, kayıt hazırlığına zaman ayırın ve müzik kaydının kalitesini artırın.

Equalization (EQ)

EQ (Equalization) bir ses kaydı veya miksaj sırasında sinyalin frekans spektrumunun değiştirilmesini sağlayan bir tekniktir. EQ kullanarak belirli frekans aralıklarında sesi keserek veya artırarak, sesin tonal kalitesini iyileştirmek mümkün olur. EQ'nun kullanımı birçok farklı faktöre bağlıdır ve bu faktörler EQ'nun kullanılma amacını belirler.

EQ, ses mühendislerinin stüdyoda birçok sorunu çözmelerine yardımcı olur. Örneğin, EQ kullanarak bir enstrümanın veya vokalin tonunu değiştirebilirsiniz. EQ'nun en sık kullanılan biçimleri arasında düşük frekanslı sesleri artırmak ve yüksek frekanslı sesleri kesmek yer alır. Bu, bas gitar veya davul gibi enstrümanların daha dolgun ve etkili bir şekilde duyulmasını sağlar.

EQ ayrıca ses kaydedildikten sonra geleneksel miksaj aşamasında da kullanılabilir. Miksaj sırasında EQ, farklı enstrümanların ve vokallerin frekans spektrumlarında yinelenen seslerin arasında boşluk bırakarak mixtajı daha temiz ve net bir hale getirir. EQ kullanımı da kayıt ekipmanının sınırlamalarından kaynaklanan sorunları çözmek için de kullanılabilir. Örneğin, bir mikrofonun kaydettiği bir enstrümanın veya vokalin sıcaklığını veya parlaklığını artırmak veya azaltmak için EQ kullanılabilir.

Sonuç olarak EQ, birçok farklı şekilde kullanılabilecek çok yönlü bir tekniktir. EQ kullanımı, belirli bir kaynağın tonunu veya ses kalitesini iyileştirmek, frekans spektrumunu kontrol etmek veya belirli bir enstrümanın veya vokalin kayıt sırasında çevre koşulları ve ekipman gibi faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan sorunları çözmek için kullanılabilir.

Compression

Compression ses mühendisliğinde en yaygın kullanılan tekniklerden biridir. Ses kaydınının kalitesini yükseltmek, ses düzeylerini stabilize etmek ve dinleyicinin karşılaşacağı fazla sesin azaltılması için kullanılır. Basitçe, sinyalin dinamik aralığını daraltarak yüksek seslerin düşürülmesi ve düşük seslerin yükseltilmesi sağlanır. Bu da daha net, homojen bir ses oluşmasını sağlar.

Compression tekniği, birçok farklı alan için kullanılabilir. Örneğin müzik kaydında şarkıcıların seslerinin dengelenmesi, enstrumanların eşleştirilmesi, ve bir mix hazırlanırken tüm seslerin dengelenmesi bu teknikle yapılabilir. Radyo ve televizyon yayınları gibi canlı yayınlarda da kullanılan bu teknik, mikrofonların seslerin farklı dallarına gelmesiyle gelen ses darbelerini sabitlemek için de işe yarar.

Compression tekniği kullanırken, öncelikle bir threshold yani bir eşik belirlenir. Bu belirli bir ses seviyesini aşan sinyallerin sıkıştırmayla karşılaşacağı anlamına gelir. Sonra, belirli bir oran belirlenir. Bu oran, sinyalin eşikten sonra sıkıştırılacağı miktarı belirler. Örneğin, bir 4:1 oranı, her 4 dB'lik bir ses artışında, sadece 1 dB'lik bir artışa izin verir. Son olarak, bir attack ve release süresi belirlenir. Attack süresi sinyal eşiğini aşması ve kompresyonun uygulanmaya başlaması arasındaki süredir. Release süresi ise, sinyal eşiğinin altına düştüğünde kompresyonun kaldırılması için beklenen süredir.

Diğer SES mühendisliği tekniklerinde olduğu gibi, Compression tekniklerinin de avantajları ve dezavantajları vardır. Dezavantajı, sesin doğal dinamik yapısının bozulabilmesidir. Özellikle müzik yapımcıları sıkıştırma uyguladıklarında, enstrümanların ve seslerin daha az dinamik aralık göstermesine neden olabileceklerinden, bu yöntemle kullanmakta dikkatli olmak gerekir. Ancak, avantajı ise sinyallerdeki fazla seslerin kaldırılıması, net bir ses üretme, daha az bozulma ve daha sonraki adımlar için daha kullanışlı bir ses hazırlama sürecidir.