İngiliz İmparatorluğu, Hindistan'daki istila hareketleriyle tarihe damga vurdu. Bu hareketler, yüzyıllar boyunca Hindistan'ın siyasi ve sosyal yapısına şekil verdi. Bugün Hindistan'ın İngiliz etkileri hala görülebiliyor. İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'daki istila hareketlerinin detayları bu yazıda!
Hindistan'ın tarihi, çeşitli imparatorluklar tarafından yönetilmekle birlikte, İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'ı işgali, ülkenin tarihinde önemli bir yere sahiptir. İngilizlerin Hindistan'ı işgali, 1857 yılında başlayan İsyan hareketi sonrasında gerçekleşmiştir. Bu hareket, Hindistan'ın farklı bölgelerinde birçok halk hareketinin patlak vermesine yol açmıştır. İngilizler, Hindistan'ı işgal etmek için pek çok kez saldırı düzenlemiş ve ülkede sömürgeci bir yönetim oluşturmuştur.
Bununla birlikte, İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'ı işgali sadece silahlı saldırılarla değil, sömürgeci ekonomi politikaları ve yönetim şekilleriyle de gerçekleşmiştir. İngilizler, Hindistan'da birçok alanda reformlar yaparken, bu reformların amacı, sömürücü bir sistem oluşturmaktı. Bu sistem, Hindistan ekonomisini önemli ölçüde etkilemiş ve ülkeyi yoksulluğa sürüklemişti.
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'ı işgal hareketleri, Hindistan'ın tarihini değiştiren olaylar arasında yer almaktadır. Bugün, Hindistan hala İngiliz İmparatorluğu'nun işgal hareketlerinin etkisini hissetmektedir. Ancak Hindistan, bu etkilerin üstesinden gelmek için çalışmalarını sürdürmektedir.
İngilizlerin Hindistan'a Gelişi
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'a gelişi, ülkenin tarihinde önemli bir olaydır. İngiltere, önce Doğu Hindistan Şirketi aracılığıyla ülkeye girmiş ve daha sonra ülkeyi tamamen ele geçirmiştir. Ancak, İngilizlerin ülkeyi işgali, sadece ekonomik nedenlerle sınırlı kalmamıştır.
1757 yılında gerçekleşen Plassey Muharebesi, İngilizlerin Hindistan'daki sömürgeci yönetimini başlatan önemli bir olaydır. Bu muharebede, İngilizler Bengal Valisi Siraj-ud-Daula'yı mağlup etmiş ve Bengal vilayetini kontrol altına almıştır. Bu olay, İngilizlerin Hindistan'da iktidarı ele geçirmesi için ilk adım olmuştur.
Ayrıca, İngilizlerin Hindistan'a gelişi, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısında köklü değişimlerin oluşmasına neden olmuştur. İngilizler, Hindistan'ın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömürmüş, tarım sektörünü elinde tutmuş ve tekstil endüstrisini çökertmiştir. Böylece, ülke ekonomik olarak tamamen İngilizlerin kontrolü altına girmiştir.
İstila Hareketleri
İngiliz İmparatorluğu, Hindistan'ı işgal etmek için farklı bölgelere çeşitli hareketler gerçekleştirdi. Bu hareketler, Hindistan tarihinin en kanlı olayları arasında yer aldı. İşgal hareketleri sırasında halkın çoğunluğu acımasızca öldürüldü ve ülkede büyük bir kaos yaşandı.
Bu hareketlerden en önemlisi, Bengal Fermanı'nın kabul edilmesiydi. 1765 yılında kabul edilen bu fermanla, Bengal bölgesi İngiliz kontrolü altına girdi ve İngilizler, bölgedeki tüm kaynaklardan çıkar sağlamaya başladı. Bengal Fermanı, Hindistan'ın diğer bölgelerinde de uygulandı ve İngilizler, ülkeyi sömürgeci bir ekonomiye dönüştürdü.
1857 yılında Hindistan'da başlayan Mutiny İsyanı, İngiliz işgaline karşı bir isyandı. İsyan sırasında halk, İngiliz askerlerine karşı mücadele etti ve İngilizler, o dönemde Hindistan'daki hakimiyetlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar. İsyan, sonrasında İngilizler tarafından zorla bastırıldı ve İngiliz yönetimi, ülkedeki hakimiyetini daha da güçlendirdi.
İngilizler, Hindistan'da yönetimlerini sağlamlaştırmak için yeni sistemler getirdiler. Bunlardan biri de diarchy sistemiydi. Bu sistemle birlikte, İngiliz yönetimi, Hindistan'daki yönetimi kontrol etme konusunda daha fazla güce sahip oldu. Ancak bu sistem, Hindistan'da tartışmalara yol açtı ve pek çok insan, bu sistemin Hindistan ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini dile getirdi.
- İngilizlerin Hindistan'ı sömürmesi, tarım sektöründe ciddi bir çöküşe neden oldu. İngilizler, Hindistan'daki yerli çiftçileri sömürerek, ülkedeki tarım sektörünü yok ettiler.
- Doğal kaynaklar da İngilizler tarafından acımasızca talan edildi. Bu, ülkenin doğal kaynaklarının hızla tükenmesine neden oldu ve ülke, uzun yıllar boyunca bu kaynakları geri kazanma konusunda mücadele etti.
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'daki işgal hareketleri, ülkenin bugünkü durumu üzerinde ciddi etkilere sahip oldu. İşgal hareketleri sonrasında ülke, ikiye bölündü ve Pakistan adında yeni bir ülke kuruldu. Bu bölünme, Hindistan'ın siyasi, etnik ve dini yapılarına etki etti. Günümüzde ise Hindistan, İngilizlerin işgal hareketlerinden tam anlamıyla kurtulmuş görünüyor, ancak bu olayların yarattığı derin yaralar halen iyileşmiş değil.
Bengal Fermanı
Bengal Fermanı, 1757 yılında İngiliz Doğu Hindistan Şirketi tarafından yayınlanan bir ferman olmuştur. Bu ferman, Bengal, Bihar ve Orissa bölgelerini İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin yönetimine vermiştir. Bengal Fermanı, İngilizlerin Hindistan'daki üstünlüklerini güçlendirmiştir.
Bengal Fermanı'nın Hindistan'da yarattığı sonuçlar oldukça büyük olmuştur. Öncelikle, İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, Bengal Fermanı ile birlikte Hindistan'da ticarette daha da güçlenmiştir. Fermanın yayınlanmasından sonra, İngiliz şirketi, Hint tarımı ve sanayisini kontrol altına almıştır. Bengal Fermanı, İngilizlerin Hindistan'a hükmetmek için gerekli olan siyasi ve askeri gücü de vermiştir.
Bengal Fermanı aynı zamanda İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin Bengal'de vergi toplama yetkisini arttırmıştır. Bu durum, Hintlilerin topraklarından alınan vergi oranlarının artmasına sebep olmuştur. Böylece, Bengal Fermanı, Hindistan'da İngilizlerin sömürüsünü arttırmıştır.
Bengal Fermanı, Hindistan'ın İngilizler tarafından sömürüldüğü dönemin başlangıcını işaret etmiştir. İngilizler, bu ferman sayesinde Hindistan'ın doğal kaynaklarını, tarım ve sanayi sektörlerini kontrol altına almıştır. Bu durumun sonucu olarak, Hindistan'ın ekonomisi İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin eline geçmiştir.
Mutiny İsyanı
1857 yılında patlak veren Mutiny İsyanı, Hindistan tarihinin en önemli olaylarından biridir. İsyan, Hindistan'daki İngiliz yönetimi ve onun köleci sistemiyle ilgili bir ayaklanmaydı. İsyancılar, doğal kaynaklarının yağmalanmasına, vergilerin artırılmasına ve yerel halkın sömürülmesine karşı mücadele ettiler.
İsyancılar tarafından ele geçirilen yerlerde İngilizlere karşı acımasız mücadele verildi. Yerel halk, İngilizlerin sivillere karşı yaptığı şiddet ve baskılar nedeniyle isyana katılmaktan çekinmedi. İngilizler, isyana karşı önceki taktiklerini uygulayarak acımasız bir şekilde mücadele ettiler. İngiliz güçleri, binlerce insanı öldürdü ve çok sayıda yerleşim yeri yok edildi.
| İsyancılar | İngiliz Yönetimi |
|---|---|
| - İngiliz sömürüsüne karşı mücadele ettiler. | - Mücadelede acımasız bir şekilde hareket etti. | >
| - Yerel halkın sömürüsünü önlemeye çalıştılar. | - Binlerce insanı öldürdü. |
| - Vergilerin artırılmasına ve yerel halkın sömürülmesine karşı çıktılar. | - Çok sayıda yerleşim yeri yok edildi. |
Bu isyan Hindistan'da birçok değişikliğe neden oldu. Hindistan'da yönetim sistemi değişti ve İngiliz yönetimi, daha farklı ve daha uyarlanmış bir yönetim sistemi getirdi. İsyandan sonra İngilizler, yerel halka daha fazla özgürlük ve fırsat sundu. Aynı zamanda İngiliz yönetimi, Hindu ve Müslümanlara daha farklı yasalar uyguladı.
- İsyandan sonra Hindistan'da yönetim sistemi değişti.
- İngiliz yönetimi, yerel halka daha fazla özgürlük ve fırsat sundu.
- İngiliz yönetimi, Hindu ve Müslümanlara farklı yasalar uyguladı.
1857 Mutiny İsyanı, Hindistan'ın İngiliz yönetimi altındaki son büyük ayaklanmasıydı. Bu isyan, Hindistan'ın tarihi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve ulusal bağımsızlık hareketinin temelini atmıştır.
Yönetimde Değişiklikler
İngilizlerin Hindistan'a gelmesiyle birlikte yeni bir yönetim sistemi de başlamıştır. Bu yönetim sistemi Hindistan'ın tarihinin en büyük değişikliklerinden biridir ve ülkenin geleceğini de etkilemiştir. Bu yeni yönetim sistemi, İngilizlerin Hindistan'daki sömürgeci yönetimini daha da güçlendirerek halkın tepkisini çekmiş ve birçok soruna neden olmuştur.
İngilizler, Hindistan'da var olan Maharaja sistemini değiştirerek yeni bir yönetim şekli getirmişlerdir. Bu yeni yönetim şekli Diarchy sistemi olarak adlandırılmaktadır. Sistem, merkezi hükümetin ve Mahkeme'nin aralarında paylaştığı bir yönetim şeklidir. İngilizler, bu yeni sistem ile Hindistan'ı daha kolay yönetebileceğini düşünmüştür. Ancak, sömürgeci sisteminin yanı sıra bu yeni yönetim sistemi de halkın tepkisini çekmiştir.
Diarchy sistemi Hindistan'da uygulanmaya başlandığı zaman, İngilizler, ülkeyi daha da kolay yönetmek istemişlerdir. Ancak, bu yönetim sistemi Hindistan'ın kalkınması için bir engel olmuştur. Halkın siyasi gücü kısıtlanmıştır ve toplumun birçok kesimi yönetimden tamamen dışlanmıştır. Bu nedenle, diarchy sistemi Hindistan'da tartışmalı bir konu olmuştur.
Ayrıca, İngilizlerin yeni yönetim sistemi Hindistan'ın ekonomisine de zarar vermiştir. Sömürgeci sistemin yanı sıra, İngilizlerin uyguladığı ekonomik politikalar Hindistan'ın ekonomisini çöküşe sürüklemiştir. Tarım sektörü, İngilizlerin uyguladığı politikalar nedeniyle zarar görmüştür. Hindistan, bir zamanlar dünyanın en büyük tarım üreticisiyken, İngilizlerin uyguladığı sömürü nedeniyle bu sektörde gerilemiştir.
Sonuç olarak, İngilizlerin Hindistan'a getirdiği yeni yönetim sistemi Diarchy sistemi, Hindistan'ın geleceğini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu yeni sistem, halkın tepkisine neden olmuş ve Hindistan'ın ekonomisine zarar vermiştir. Hindistan, bu dönemde yaşadığı sorunlar nedeniyle bugüne kadar etkilerini hissetmiştir.
Diarchy Sistemi
Diarchy sistemi, İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'daki yönetiminde bir değişiklikti. Bu sistem, Hindistan'ı merkezi ve eyalet yönetimleri olarak ikiye ayırdı. Merkezi hükümet, savunma, dış politika ve iletişim alanlarında yetkiliydi. Eyaletler ise yönetim, gelir, sağlık, eğitim ve adalet gibi konularda söz sahibiydi. Ancak, eyaletlerin kararlarının merkezi hükümet tarafından onaylanması gerekiyordu.
Diarchy sistemi, 1919'da kabul edilen Montagu-Chelmsford Reformlarıyla resmi olarak uygulanmaya başladı. Ancak, sistemin Hindistan üzerindeki etkileri tartışmalıydı. Bazılarının görüşüne göre, eyaletlerin kendi kendilerini yönetmelerine izin veren bir adımdı. Diğerleri ise, sistemin Hindistan'ı daha fazla bölüştüğünü ve İngilizlerin kontrolünü sağlamak için bir yol olduğunu düşünüyordu.
Diarchy sistemi ayrıca, Hindistan Ulusal Kongresi gibi yerel örgütler tarafından reddedildi. Bu örgütler, tam bağımsızlık talep ederken, sistemin Hindistan'ı daha fazla İngiliz kontrolü altına soktuğunu düşünüyorlardı.
- Diarchy sistemi, İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'daki yönetiminde bir değişiklikti.
- Sistem, Hindistan'ı merkezi ve eyalet yönetimleri olarak ikiye ayırdı.
- 1919'da kabul edilen Montagu-Chelmsford Reformlarıyla resmi olarak uygulanmaya başlandı.
- Eyaletlerin kararlarının merkezi hükümet tarafından onaylanması gerekiyordu.
Genel olarak, Diarchy sistemi, İngilizlerin Hindistan'daki yönetimindeki değişikliklerden biriydi. Ancak, sistemin Hindistan üzerindeki etkileri hala tartışmalıdır ve bazıları tarafından reddedilmiştir.
Sömürgeci Ekonomi
İngilizlerin Hindistan'ı işgali ekonomi üzerinde de büyük etkiler yaratmıştır. İngilizler, Hindistan'da kurdukları sömürgeci ekonomi sistemi ile ülkenin kaynaklarını sömürmeye başlamışlardır. Bu sistem, Hindistan halkının zor durumda kalmasına neden olmuştur.
Tarım sektörü de ekonomik açıdan büyük zarar görmüştür. İngilizler, Hindistan'ın tarım sektörüne yoğunlaşarak, Hindistan'da verimli arazileri ellerinde tutmuşlardır. Ayrıca, tekstil sektörü de sömürgeci ekonominin kurbanlarından olmuştur. İngilizler, Hindistan'da üretilen pamuğu İngiltere'ye ihrac ederek, Hindistan ekonomisini zayıflatmışlardır.
Doğal kaynakların talanı da Hindistan ekonomisinin bir diğer yıkıcı etkisi olmuştur. İngilizler, Hindistan topraklarında bulunan doğal kaynakları çıkarmışlar ve İngiltere'ye götürmüşlerdir. Bu durum, Hindistan ekonomisinde büyük bir kayıpla sonuçlanmıştır.
Bunun yanı sıra, İngilizler, Hindistan'da çalışanları düşük maaşlarda çalıştırarak emeğin sömürülmesini sağlamışlardır. Bu durum, Hindistan halkının yoksulluk sınırının altında yaşamasına yol açmıştır.
Tüm bu sömürgeci politikalarının sonucu olarak, Hindistan ekonomisi zaman içinde çöküşe geçmiştir. İngiliz İmparatorluğu, elde ettikleri zenginliklerle kendi ülkelerine yarar sağlarken, Hindistan halkının yoksulluğu artmıştır.
Tarımın Sömürülmesi
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'daki işgallerinin en fazla etkilediği sektörlerin başında tarım gelir. İngilizlerin Hindistan'da kurdukları sömürgeci ekonomi sistemi, tarım sektöründe de kendini göstermiştir. Bu dönemde İngilizler, Hindistan'daki tarım ürünlerini ucuz fiyatlardan satın almak için tarımsal üretimi artırmaya yönelik politikalar uygulamıştır. Bunun sonucu olarak tarım işletmeleri, Britanya İmparatorluğu'nun ekonomik ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir.
İngiliz sömürge yönetiminin uyguladığı tarımsal sömürü yöntemleri arasında vergi, toprak ile çalışma koşullarına yönelik düzenlemeler ve tarımsal girdi fiyatlarının tespitindeki müdahaleler yer alır. Vergi, Hindistan'ın toprak sahipleri tarafından ödeniyordu ve bu ödemelerin miktarı, tarımsal üretimden bağımsız olarak belirleniyordu. Bu durum, Hindistanlı çiftçilerin borç altına girmesine ve topraklarını kaybetmelerine neden olmuştur.
İngiliz İmparatorluğu, ayrıca Hindistan'daki tarım sektörünü, ana üretim kaynakları olan pamuk ve çay gibi ürünlerin üretimi için kullanılması için yönlendirmiştir. Bu politika, yerel tarım ürünlerinin üretim düzeyinde düşüşe neden olmuş ve Hindistan'ın gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturmuştur. Bunun yanı sıra, İngilizler, Hindistan'ın çiftçilerinin ezilmesine ve kendi çıkarlarına hizmet etmek için, yerli üreticilerin mallarını sömürgeci İngiliz şirketlerine satın alma mecburiyeti getirmiştir.
Bu sömürü politikaları sonucunda, Hindistan tarımının çöküşü kaçınılmaz hale gelmiştir. Yoksul tarım işletmeleri, İngilizlerin yarattığı ekonomik baskılar sonucu yok olmuş ve yerlerine büyük sermayeli İngiliz tarım şirketleri kurulmuştur. Bu şirketler, yerel çiftçilerin mallarını düşük fiyatlardan satın alarak, haksız kazanç elde etmiştir. Bu durum, Hindistan'ın ekonomik olarak geri kalmasına ve halkın yoksullaşmasına neden olmuştur.
Doğal Kaynakların Talan Edilmesi
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan işgal hareketleri sırasında, ülkenin doğal kaynakları İngilizlerin çıkarları doğrultusunda kullanılmıştır. İngilizler, Hindistan'ın zengin doğal kaynaklarını kullanarak ülkelerine götürmek ve kâr elde etmek istemişlerdir. Bu çerçevede, İngilizler, Hint altınını, gümüşünü, bakırını, kömürünü, demirini, çinkosunu ve manganezini çıkarmak için ülkedeki madenlere saldırmıştır.
Ayrıca, İngilizler, Hindistan'da tarım sektörünü de sömürmüşlerdir. İngilizler, tarım alanlarında Hint köylüleri için zor koşullar yaratmış ve ülkede yetiştirilen ürünleri İngiliz pazarlarına götürerek yüksek fiyatlarla satmışlardır. Bu uygulama sonucu Hint köylüleri, çiftliklerini terk etmek zorunda kalmış ve tarım sektörü çökmüştür.
İngilizler, Hindistan'daki nehirleri de kontrol etmek için çaba göstermişlerdir. Bu çerçevede, nehirlerin kontrolü sadece zenginleşmek için değil, aynı zamanda tıbbi ve endüstriyel amaçlarla da kullanılmıştır. İngilizler, özellikle Ganges Nehri'ni, inanç nedeniyle mümkün olduğunca çok insanı burada yıkarlar. Bu, nehrin kirlenmesi ve insanların hastalanması anlamına gelmiştir. Ancak İngilizler, bu nehirleri kontrol altına aldıkları için, sömürüyorlardı.
Sonuç olarak, İngilizler Hindistan'da çıkarları doğrultusunda doğal kaynakları sömürmüşlerdir. İngiliz İmparatorluğu'nun bu uygulamalarının sonucu olarak Hindistan'da ekolojik tahribat meydana gelmiş, ülkedeki tarım sektörü çökmüş ve yeraltı kaynakları tükenmiştir.
Sonuçları
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'a karşı işgal hareketleri, ülkede önemli değişimlere sebep oldu ve Hindistan'ın bugünkü haline büyük oranda etki etti. Sömürge döneminin sona ermesinden bu yana geçen yıllarda, Hindistan, İngiliz sömürgeciliğinin etkisinden tamamen kurtulmuş olsa da, işgal hareketlerinin bıraktığı izler hala ülkede görülebilmektedir.
İngiliz işgalinin en önemli sonuçlarından biri, Hindistan'ın siyasi haritasının çizilmesi oldu. İngilizler, Hindistan'ı kolayca yönetebilmek için ülkeyi farklı eyaletlere ayırdılar ve her eyaleti ayrı bir yönetimle idare ettiler. Ancak, bu bölünmeler, İngiliz yönetiminin zulmüne karşı ortaya çıkan isyanlarla sonuçlandı ve sonunda Hindistan, bağımsızlığına kavuştu.
İngilizlerin Hindistan'da kurduğu sömürgeci ekonomi sistemi, ülkede tarımın çöküşüne ve doğal kaynakların talan edilmesine sebep oldu. Hindistan, İngiliz işgalinden önce dünyanın en zengin ülkelerinden biriydi ancak bu durum, İngilizlerin alın teri olmayan yöntemleri nedeniyle sona erdi. Bugün bile, Hindistan hala koloniyal dönemde yaşanan bu kötü yönetimden etkilenmektedir.
İngiliz işgali, Hindistan'ın bugünkü toplumsal yapısını da etkiledi. İngilizler, Hindistan'da kast sistemi ve toplumsal sınıflama sistemini kurdukları gibi, İngiliz kültürünü de ülkeye yaymaya çalıştılar. Bunun sonucunda, bugünkü Hindistan toplumu, eski kültürüyle birlikte İngiliz etkilerini de yansıtmaktadır.
İngiliz işgalinin sonuçları uzun vadeli olmuştur ve Hindistan, bugün bile bu sürecin izlerini taşımaktadır. Ancak, Hindistan, işgal altında geçirdiği yıllardan sonra güçlenerek bugünkü modern haline ulaşmıştır.
Hindistan'ın Bölünmesi
20. yüzyılın başlarında, Hindistan'da milliyetçi hareketlerin artmasıyla birlikte, İngiliz İmparatorluğu, Hindistan'ı bölme kararı aldı. İngiltere, 1947 yılında Hindistan'ı ikiye böldü ve modern Hindistan ve Pakistan devletlerinin kurulmasına sebep oldu.
Bu bölünmenin sebepleri arasında din, dil, coğrafya ve siyasi nedenler yer almaktadır. Yıllardır süren siyasi gerilimin yanı sıra, Hindistan'da yaşayan Müslüman azınlığın kendi ülkelerinde hüküm sürmek istemesi de bölünmede etkili oldu. İngiliz İmparatorluğu, Hindistan'ı bölerek etnik ve siyasi gerilimi azaltmayı amaçladı.
| Bölüm | Tarih |
|---|---|
| Doğu Bengal | 1947 |
| Batı Punjab | 1947 |
| Hindistan'ın diğer bölümleri | 1950 |
Hindistan'ın bölünmesi, yüz binlerce insanın ölümüne sebep oldu ve milyonlarca kişiyi göç etmeye zorladı. Hindistan ve Pakistan arasında sürekli siyasi gerilimler yaşandı ve Pakistan'ın doğusunda Bengal bölgesi 1971 yılında bağımsızlığını ilan etti.
Günümüzde, Hindistan ve Pakistan arasında hala bazı problemler devam etmektedir. Kashmir bölgesindeki çatışmalar hem ülkelerin askeri güçlerini etkilemekte hem de sivil halka zarar vermektedir. Fakat Hindistan ve Pakistan, son zamanlarda birbirleriyle diyaloğa geçmiş ve barışçıl çözüm arayışlarına odaklanmıştır.