Tiyatro Tarihine Yolculuk: Geçmişten Günümüze Sahne Sanatları isimli etkinliğimizde tiyatro sanatının tarihini keşfetmeye hazır olun! Geçmişten günümüze sahne sanatlarındaki gelişimleri öğrenirken, bir yandan da keyifli vakit geçireceksiniz Tiyatro severler için kaçırılmayacak bir fırsat!
Tiyatro sanatı, insanlık tarihinde çok eskilere dayanan bir geçmişe sahiptir. Daha binlerce yıl önce, toplumların dini ve kültürel etkinlikleri arasında yer alan ritüellerde tiyatro sanatı kullanılmaya başladı. İlk tiyatro oyunları toplumsal hayatın her yönünü yansıtarak, izleyicilerin günlük hayattan kaçmasına, eğlenmesine ve düşünmesine yardımcı oldu.
Tiyatro sanatı, antik çağda da gelişme göstererek günümüze kadar ulaştı. İlk tiyatroların öncelikle tasarlandığı amaç, seyircilerin eğlenmesini sağlamaktı. Ancak antik çağın sonlarına doğru, tiyatro oyunları toplumsal eleştirilere de yer vererek daha farklı bir boyut kazandı.
- Tiyatro sanatının tarihsel süreci, antik çağ tiyatrosundan günümüz sahne sanatlarına kadar uzanmaktadır.
- Her dönemde tiyatro sanatı evrim geçirerek, farklı akımlar ortaya çıkmıştır.
- Günümüzde sahne sanatları, tiyatro, opera, bale, müzikaller ve performans sanatları gibi birçok türe ayrılmaktadır.
- Tiyatro, günümüzde de insanların duygularını ve düşüncelerini ifade etmek için sıklıkla kullanılan bir sanattır.
Tiyatro sanatı, insanlık tarihinin bir parçasıdır ve bugün de önemini korumaktadır. Tiyatronun tarihsel sürecine ve günümüzdeki sahne sanatlarına yakından bakarak, bu eşsiz sanatın insanlar için ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz.
Tiyatro Sanatının Doğuşu
Tiyatro sanatı, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. Tarihin çok eskilerinde kabilelerin bir araya gelerek topluca şarkı söyleyip dans etmeleri, zamanla dramatik olayların da eklenmesi ile tiyatral bir nitelik kazanmıştır. İlk tiyatro oyunlarının Mısır’da tapınaklarda sahnelendiği düşünülmektedir. Bu oyunların amacı ise tanrıların onurlu bir şekilde bahşettiği hayatı simgelemekti.
| Uygarlık | Tiyatro Kullanım Amacı |
|---|---|
| Ancak Sümerler | Bir dine hizmet. |
| Pre-kolonizasyon dönemi dönemi Amerika | İnsanların ölülerle olan ilişkileri. |
| Mısır | Tanrıların hayatını simgeleme. |
| Antik Yunan | Ataların kahramanlıklarına saygı ve onları anma. |
| Roma İmparatorluğu | Halkın eğlence aracı. |
Ancak tiyatro sanatı en ünlü ve gelişmiş haliyle Antik Yunan’da, M.Ö. 5. yüzyılda doğdu. İlk tiyatro oyunları, dinsel seremonilerin bir parçası olarak sahnelendi. Daha sonra kahramanların hikâyeleri anlatılmaya başlandı ve tiyatro sanatı özgün bir sanat formu olarak kabul edildi.
Tiyatro sanatı, tarihte birçok amaçla kullanılmıştır. Bu amaçların başında ise, dinî kutlamalar, eğitim, belirli olayların anısı, politik propaganda, tiyatrocuların bilgi ve becerilerini sergileme vb. gelmektedir. Bugün de dünya çapında birçok etkinliğin, üst düzey tiyatro oyunlarıyla yapılması, tiyatro sanatının hala önemini koruduğunu göstermektedir.
Tarihsel Süreçte Tiyatro
Tiyatro sanatının geçmişi, günümüze kadar uzanan köklü bir tarihe sahip. Tiyatro, farklı toplumların, kültürlerin ve dönemlerin etkisi altında değişim ve evrim geçirdi. Tarihsel süreçte, tiyatro sanatının gelişimi farklı dönemlere ayrılabilir.
Antik çağ tiyatrosunun ardından, Orta Çağ tiyatrosu Hristiyanlık etkisi altında, Rönesans tiyatrosu ise sanatın yeniden canlandığı bir döneme işaret eder. Daha sonrasında modern tiyatro ortaya çıkar ve postmodern tiyatro günümüze kadar gelen bir akım olarak devam eder.
| Dönem | Özellikleri |
|---|---|
| Antik Çağ Tiyatrosu | - Tragedya ve komedinin ayrılması - Oyuncuların büyük bir kısmı erkeklerden oluşuyor - Halk tiyatrosu |
| Orta Çağ Tiyatrosu | - Hristiyanlık etkisi altında gelişme gösteriyor - Dini oyunlar - Genellikle kiliselerde oynanıyor |
| Rönesans Tiyatrosu | - Sanatın yeniden canlandığı bir döneme işaret ediyor - İtalyan, İngiliz ve Fransız tiyatrosu - Metinlerde doğallığı öne çıkaran bir anlayış benimseniyor |
| Modern Tiyatro | - Sanatın evrim geçirerek yeni teknikler oluştu - Gerçekçilik, doğallık ve sembolizm yeni akımlar olarak ortaya çıktı - Oyuncuların fiziksel davranışlarına büyük önem verilir. |
| Postmodern Tiyatro | - Yaratıcılığın sınırsız olduğu bir yaklaşım benimsenir - Absürt tiyatro, deneysel tiyatro gibi yeni anlayışlar ortaya çıktı - Seyirci katılımı önem kazandı |
Tarihsel süreç içinde tiyatro sanatı, sosyal, kültürel, politik, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin etkisi altında sürekli olarak evrim geçirdi. Bu değişimler, tiyatro sanatının günümüze kadar gelişmesine yol açtı. Günümüzde tiyatro sanatı, farklı türleri içerisinde barındıran, heyecan verici bir sanattır.
Antik Çağ Tiyatrosu
Antik Yunan ve Roma tiyatroları, Batı tiyatro tarihinin temel yapı taşlarındandır.
Antik Yunan tiyatrosu, dini törenlerde ve şehir devletlerinin kutlamalarında kullanılıyordu. Genellikle açık hava tiyatrosu olan antik Yunan tiyatrosu, tragedya ve komedi gibi türleri içeriyordu.
| Tragedya | Komedi |
|---|---|
| Olaylar ciddi, dramatik ve trajikti | Olaylar mizahi ve güldürücüydü |
| Genellikle üzücü sonlarla biterdi | Genellikle mutlu sonlarla biterdi |
Antik Roma tiyatrosu ise, Yunan tiyatrosundan esinlenerek gelişti. Roma tiyatrosu, üç türe ayrılır: komedi, trajedi ve mimi. Roma tiyatrosunda, oyuncular maskeler ve özel kostümler giyerek karakterleri canlandırıyorlardı. Oyuncuların çoğunluğu köle veya özgür kölelerden oluşuyordu.
Tragedya ve Komedi
Antik Yunan tiyatrosunun temel oyun türleri olan tragedya ve komedi, farklı amacı ve özellikleriyle karşımıza çıkar.
Tragedya, topluma ders vermek, bireyin hayatındaki trajedileri anlatmak gibi ciddi konuları ele alırken, komedi güldürü öğeleriyle toplumu eğlendirmek için kullanılırdı.
Tragedyalarda, seyirci üzülerek, hüzünlü anlar yaşarken, komedilerde gülmeye, kahkahalarla zaman geçirmeye odaklanılırdı.
Bunun yanı sıra, antik çağ kültüründe geleneği de temsil eden tragedya ve komedinin, dini merasimler sırasında da kullanıldığı bilinmektedir. Özellikle Dionysos şölenlerinde, bu iki oyun türü ayrı bir önem taşırdı ve toplumun bütün kesimlerine hitap ederdi.
Tragedya ve komedinin antik çağ tiyatrosunun başlıca oyun türleri olması, tiyatroya ilişkin de güçlü bir temel oluşturmuştur ve günümüze kadar gelerek, tiyatro sanatının önemini artırmıştır.
Kökenleri ve Özellikleri
Antik çağ tiyatrosu, Batı tiyatro tarihinin temel yapı taşlarından biridir. Kökenleri, MÖ 5. yüzyılda antik Yunanistan'da, büyük iki şehir devleti Atina ve Sparta'da bulunmaktadır. Antik Yunan tiyatrosu, dini ritüellerle ve dini kutlamalarla başladı. Tanrı Dionysus'a ithaf edilen bu törenlerde, bir dizi şarkı, dans ve şiir performansı sergilenirdi. Daha sonra, bu performanslar drama haline geldi ve tiyatroya dönüştü.
Antik Yunan tiyatrosu, özellikle üç yazarın eserleriyle ünlüdür: Aiskhylos, Sophokles ve Euripides. Bu tiyatro eserleri dünya edebiyatının en büyük yapıtları arasındadır. Antik Yunan tiyatrosunun diğer bir özelliği de, oyunların genelde ciddi bir meseleyi ele almasıdır. Trajedi ve komedi, antik Yunan tiyatrosunun başlıca oyun türleriydi.
Antik Roma tiyatrosu, antik Yunan tiyatrosunun mirasını devralarak İtalya'da gelişti. Roma tiyatrosu, özellikle günlük yaşamın gerçekçi unsurlarını içeren, antik Yunan tiyatrosundan farklı bir tarz sergiliyordu. Roma tiyatrosunda, özellikle gladyatör oyunları, popüler bir etkinlik haline gelmişti.
Orta Çağ Tiyatrosu
Orta Çağ tiyatrosu, Hristiyanlığın güçlü etkisi altında gelişen bir tiyatro türüdür. Bu dönemde tiyatro, kilise tarafından desteklenen bir etkinlik haline geldi ve Hristiyan inancını yaymak amacıyla kullanıldı.
Orta Çağ tiyatrosu, genellikle dini törenler sırasında oynandı ve İncil hikayeleri canlandırıldı. Oyunlar, dini sembolizm içeren dekorlar ve kostümler kullanılarak sahnelendi. Ayrıca, oyuncuların çoğu rahip veya kilise görevlisiydi. Bu nedenle, Orta Çağ tiyatrosu, dönemin Hristiyan toplumunun dinî ihtiyaçlarına cevap veren bir tiyatro şekli olarak öne çıktı.
Orta Çağ tiyatrosu, özellikle 10. ve 16. yüzyıllar arasında yaygın olarak kullanıldı. Bu dönemdeki tiyatro oyunları, genellikle Fransa ve İngiltere'de sahnelenirdi. Önemli oyun yazarlarından bazıları, Adam de la Halle, Jean Bodel ve Hrosvitha olarak sayılabilir.
Orta Çağ tiyatrosu, günümüz tiyatro sanatına büyük katkılarda bulunmuş bir dönemdir. Dini törenlerde kullanılmak üzere geliştirilen bu tiyatro türü, günümüzde bile bazı tiyatro oyunlarında kullanılan sembolizm ve dini motifleri barındırmaktadır.
Rönesans Tiyatrosu
Rönesans, sanatın ve bilimin yeniden keşfedildiği bir dönem olarak tiyatro sanatı için de önemli bir dönüm noktasıdır. İtalya'da doğan bu hareket 16. yüzyılda İngiltere ve Fransa gibi Avrupa'nın diğer ülkelerine de yayıldı.
İtalyan tiyatrosu, özellikle Commedia dell'arte adı verilen oyunculuk tarzı ile öne çıktı. Bu tarzda oyuncular belirlenmiş bir senaryo olmaksızın, karakterlerini ve diyaloglarını kendi yaratıcılıklarıyla belirleyerek sahne alıyordu.
İngiliz tiyatrosunda ise William Shakespeare gibi ünlü oyun yazarları yer alıyordu. Shakespeare'un oyunlarında gösterişli dekorlar yerine oyuncuların oyunculuk yeteneklerinin öne çıktığı bir sahneleme tarzı bulunuyordu.
Fransız tiyatrosunda ise 17. yüzyılda başlayan Klasik Tiyatro akımı öne çıktı. Bu akımda trajedi ve komedi oyunlarında belirli kurallar ve biçimler benimseniyordu. Jean Racine ve Moliere gibi ünlü yazarlar bu akımın temsilcileri arasında yer alıyordu.
Modern Tiyatro
Modern tiyatro, tiyatro sanatında için önemli bir dönüm noktasıdır. 19. yüzyılın sonlarında gerçekleşen bu değişim ile birlikte, tiyatrolarda yeni akımlar ve teknikler kullanılmaya başlandı.
| Yeni Akımlar | Teknikler |
|---|---|
| Realizm | Yeni ışık teknikleri |
| Doğalcılık | Yeni dekor teknikleri |
| Sembolizm | Musikalli tiyatrolar |
Realist tiyatro, gerçekçi oyunculuğu ön plana çıkaran bir akımdır. Bu akımda gerçek hayattan esinlenilen olaylar ve karakterler ele alınır. Doğalcılık ise, oyunculuğun doğallığını esas alan bir tekniktir. Bu teknikte arka plana dekorlar ve kostümler gibi unsurlar konulmaz. Sembolizm akımı ise, tiyatroda görselliği ve sembolizm öğelerini kullanarak farklı bir yön çizdi.
Yeni teknikler arasında, ışık ve dekor teknikleri öne çıkmaktadır. Yeni ışık teknikleri, sahnede gerçeküstü bir atmosfer yaratmak için kullanılırken, yeni dekor teknikleri, sahne tasarımını daha detaylı ve gerçekçi hale getirir. Ayrıca, müzikaller, danslı oyunlar ve performans sanatları da bu dönemde popülerleşti.
Modern tiyatro, aynı zamanda tiyatroların daha profesyonel hale gelmesine de katkı sağladı. Tiyatrolar, daha geniş kitlelere hitap edebilmek için reklam ve pazarlama tekniklerini kullanmaya başladılar. Bu sayede, tiyatro sanatı daha çok insan tarafından keşfedildi ve sevilerek takip edilmeye başlandı.
Realizm
Realizm akımı, tiyatro sanatının 19. yüzyılda gerçekçiliğe yönelmesiyle ortaya çıkmıştır. Gerçek hayattan alınan konuların sağlaması ve diyalogları gerçekçi bir şekilde ele alınır. Tarihsel olaylar, sosyal sorunlar, doğayla iç içe yaşam, ahlaki çekişmeler ve toplumsal gerilimler gibi konular gerçekçi bir şekilde ele alınmıştır. Bu akım, oyunların dekoratif özelliklerini en aza indirerek, doğal ve gerçekçi bir dekor tercih etmiştir.
Realizm akımının önde gelen temsilcileri arasında Henrik Ibsen, Anton Chekhov, August Strindberg ve Maxim Gorky yer alır. Bu yazarların oyunları, gerçek hayatın gücü ve yarattığı çelişkilerin etkisini yansıtmıştır. Bu akımın özellikleri arasında gerçek hayattan alınan diyaloglar, doğal ve gerçekçi dekor, karakterlerin psikolojik çelişkileri ve iç dünyalarının açık bir şekilde gösterilmesi sayılabilir.
Realist oyunlar, toplumsal sorunların ele alınması ve bu sorunlar karşısında toplumun nasıl tepki gösterdiği hakkında bir incelemeyi içermektedir. Oyuncuların doğal sahne yansımaları, yüz ifadeleri, vurgular ve jestler verimli bir şekilde kullanılır. Realizm akımı, tiyatroda bir reform hareketidir, dilin sadeleşmesiyle birlikte olayların realist bir şekilde ele alınması sağlanmıştır.
Doğalcılık
Doğalcılık akımı, tiyatroda gerçekçi bir yaklaşım benimseyerek oyunculukta doğallığı esas alıyordu. Dekorlar ve kostümler gibi unsurlar, gerçek hayattan örnekler alınarak şekillendiriliyordu. Bu akımın öncü yazarları arasında Anton Chekhov, August Strindberg ve Henrik Ibsen gibi isimler yer alıyor.
Chekhov'un "Vanya Dayı", "Kiraz Bahçesi" ve "Üç Kızkardeş" adlı oyunları, doğalcılık akımının en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Strindberg ise "Babalar ve Oğullar", "Rüya Oyunu" ve "The Ghost Sonata" adlı eserleri ile bu akıma yön veren isimler arasında yer alıyor. Ibsen'in "Halk Düşmanı", "Nora" ve "Hedda Gabler" adlı oyunları, doğalcılık akımının en bilinen eserleri arasında sayılıyor.
Sembolizm
Sembolizm akımı, 19. yüzyılın sonlarında doğan ve tiyatroda görsellik ve sembolizm öğelerinin yoğun olarak kullanıldığı bir tiyatro akımıdır. Bu akım, tiyatroda gerçekçi olmayan bir anlatım tarzı benimsemiştir.
Sembolizm akımının temsilcileri arasında Maurice Maeterlinck, August Strindberg, Paul Claudel gibi isimler yer almaktadır. Maeterlinck, sembolizmin önde gelen yazarlarından biridir ve sahneleme biçimindeki yenilikleri nedeniyle tiyatroya önemli bir katkı sağlamıştır. Ayrıca, Maeterlinck'in "Mavi Kuş" adlı oyunu, sembolizmin en önemli örneklerinden biridir.
August Strindberg'in oyunları da sembolizm akımının özelliklerini taşımaktadır. "Rüya Oyunu", strindberg'in sembolizm akımının en bilinen eserlerindendir. Bu oyun, gerçek dışı bir dünya yaratmak için semboller ve metaforlar kullanarak anlatılmaktadır.
Paul Claudel ise sembolizm akımının Fransız edebiyatındaki önde gelen temsilcilerindendir. "Ağrı Dağı Evi" adlı oyunu, sembolizmin etkilerini taşımaktadır. Bu oyunda, sembolik imgeler üzerinden insanın ruhsal dünyası anlatılmaktadır.
Sembolizm akımının özellikleri arasında sembolizm ve metaforların yoğun kullanımı, gerçekçilik yaklaşımının reddi, dışavurumcu anlatım ve görsel öğelerin ağırlıklı kullanımı yer almaktadır.
Postmodern Tiyatro
20. yüzyılın sonlarına doğru, tiyatro sanatı bir kez daha bir dönüşüm geçirdi ve postmodern tiyatro akımı doğdu. Bu akım, tiyatro sanatındaki geleneksel kuralları ve yapıları yıkmayı amaçladı. Postmodern tiyatroda, gerçeklik algısı sorgulandı ve sahne sanatları üzerindeki güç dinamikleri ele alındı.
Bu akımın özellikleri arasında, tiyatro sanatının diğer sanatlarla entegre edilmesi, sahne sanatlarına farklı bir bakış açısının getirilmesi ve metinlerdeki bilgi kirliliğinin ele alınması yer alır. Aynı zamanda, postmodern tiyatroda klişelerin ve alışılmışın dışına çıkılması, sıradışı ve yenilikçi oyunlar yazılması da öne çıkan diğer özellikleri arasındadır.
Postmodern tiyatro, absürd tiyatroya benzer şekilde, genellikle belirgin bir hikaye anlatımı içermeyen, karakterlerin açıkça tanımlanmayan, kimi zaman da soyut olay örgüsüne sahip oyunlar üzerinden ilerler. Bu akım, tiyatro sanatında bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve günümüzde de sahne sanatları dünyasının vazgeçilmez bir parçasıdır.
Absürt Tiyatro
Absürt tiyatro, postmodern tiyatro akımının önemli bir parçasıdır. Bu akımın önde gelen yazarlarından biri Eugene Ionesco'dur. Ionesco'nun "Bekleme Odası" ve "Burun" gibi oyunları absürd tiyatronun örnekleri arasında yer alır. Bir diğer önemli absürd tiyatro yazarı Samuel Beckett'dir. Beckett'ın "Godot'yu Beklerken" ve "Endgame" gibi oyunları, absürd tiyatroda önemli bir yere sahiptir. Harold Pinter da absürd tiyatro yazarlarından biridir ve "Hizmetçiler" ve "Kahve molası" gibi oyunlarıyla tanınır.
Absürd tiyatroda genellikle, karakterlerin ve olayların mantıksal bir hikayesi olmadığı, yetersiz ve tuhaf diyaloglar kullanıldığı ve sıradan objelerin ön plana çıkarıldığı görülür. Bu tür tiyatro, düşünceleri ve anlamları derinleştirmeye ve belirsizliği vurgulamaya odaklanır. Bu nedenle, yazarların oyunları çoğu zaman hayranlık uyandırır, ancak aynı zamanda eleştiri de alır. Absürd tiyatro, toplumun sıradanlaşmasını ve yabancılaşmasını eleştirmeye de sıklıkla başvurur.
Deneysel Tiyatro
Deneysel tiyatro, postmodern tiyatro akımının yaratıcılık unsurlarına yoğunlaşarak farklı bir yön çizdi. Bu akımın önde gelen yazarları arasında Samuel Beckett, Eugène Ionesco ve Harold Pinter yer alır.
Samuel Beckett, İrlanda kökenli bir yazar ve İsveç Akademisi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen ilk oyun yazarıdır. En ünlü eserleri olan "Godot'yu Beklerken" ve "Sonsuzluk Otoyolu" gibi oyunları, deneysel tiyatroda önemli bir yere sahiptir.
Eugène Ionesco, Romanya kökenli bir yazar ve Theatre of the Absurd (anlamsız tiyatro) akımının önde gelen isimlerinden biridir. Oyunlarındaki dil, zaman ve mekan kavramlarının çarpıtılması ile sıradanlığın tuhaf hale getirilmesi gibi özellikleriyle deneysel tiyatroya katkı sağlamıştır.
Harold Pinter, İngiliz kökenli bir yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödül kazanmıştır. Oyunlarının tipik özellikleri, absürd diyaloglar, dilsel çarpıtmalar, sessizlik ve yeniden yönlendirme gibi tekniklerle doludur. Deneysel tiyatroda başarıyla uygulanmasının yanı sıra, Pinter etkileyici bir tiyatro kariyerine sahipti.
Deneysel tiyatroda yönetmenler de önemli bir role sahiptir. Özellikle Jerzy Grotowski, yaşam boyu süren çalışmalarıyla tiyatro sanatına yeni bir boyut kazandırmıştır. Poland Laboratuvar Tiyatrosu ile deneysel tiyatroya katkıda bulunan Grotowski, oyunculuk tekniklerini ve bedeni sahne sanatındaki önemini keşfetmiştir.
Günümüz Sahne Sanatları
Günümüzde sahne sanatları, birçok farklı sanat dalını içermektedir. Bunlar arasında en popüler olanları tiyatro, opera, bale, müzikaller ve performans sanatlarıdır. Her biri kendine has özellikler ve farklı tarzlarla seyircinin karşısına çıkmaktadır.
Tiyatro, sahnede canlandırılan oyunlarla seyirciyi etkilemek üzerine kurulu bir sanat dalıdır. Opera ise müzik, şarkı sözleri ve dansı bir araya getirerek sahnelenen bir türdür. Bale ise müzik eşliğinde dans ederek bir hikayeyi anlatır. Müzikaller ise diyaloglar, müzikler ve danslarla dolu sahne performanslarıdır. Performans sanatları ise müzik, güncel sanat, dans ve tiyatro öğelerini bir araya getirerek seyirciye yaratıcı bir performans sunar.
Günümüzde sahne sanatlarının etkisi oldukça büyüktür. Bu tür sanatlar, insanların hayallerine dokunarak, onların düşüncelerini açığa çıkararak ve toplumun sesini yükselterek kültürün gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca, sahne sanatları seyircileri eğlendirerek, onların hayatındaki stres ve sıkıntılardan uzaklaştırarak terapi etkisi de yaratabilir.
- Tiyatro, insanların günlük hayatta karşı karşıya kaldığı zorlukları ele alarak, insan psikolojisini ele alır.
- Opera, arya ve koro gibi müziksel unsurlarla derin ve etkileyici hikayeler anlatır.
- Bale, müzik ve dansın bir arada kullanılmasıyla seyirciye güçlü bir duygusal etki yaratır.
- Müzikaller, müzik, dans ve tiyatro unsurlarını bir araya getirerek seyirciyi eğlendirir.
- Performans sanatları, tiyatro, müzik, dans ve güncel sanat gibi unsurları bir araya getirerek farklı deneyimlere imkan tanır.
Bu sanat dallarının günümüz etkisi oldukça büyüktür. Toplumda farkındalık yaratarak, tarihi olayların aktarıldığı tiyatro oyunları, insanların bir araya gelerek bağ kurduğu opera ve bale performansları, eğlence dünyasının vazgeçilmezi olan müzikaller ve günümüz dünyasındaki sorunlara dikkat çekmek için performans sanatları oldukça etkilidir. Sahne sanatları, her yaş ve kesimden insanı bir araya getiren, kültürlerin birbirine yaklaşmasını sağlayan ve insanlar arasındaki duvarları yıkan bir eğlence ve kültür sanatıdır.