Türk Halk Müziği'nin temelleri köklü kültürümüze dayanmaktadır Tarihin derinliklerinden günümüze gelen Türkülerimiz hala dinlenmeye değer Türk Halk Müziği ve Türkülerimiz hakkında en son haberleri burada bulabilirsiniz

Türk halk müziği ve Türkülerimiz, Türk kültürünün en önemli unsurlarından biridir. Türkülerimiz, asırlar boyunca bizlere Türk halkının yaşamından, mücadelesinden ve duygularından bahsediyor. Türkülerimiz, genellikle sözlü ve saz eşliğinde söyleniyor. Türk halk müziği ise Türkülerimizin yanı sıra Türk besteleri ve enstrümantal eserler de dahil olmak üzere geniş bir yelpazede müzik türlerini içeriyor.

Tarihi açıdan bakıldığında, Türkülerimiz köklü bir geçmişe sahiptir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Türkülerimiz, toplumun önemli bir parçası haline geldi. Bu dönemde Türkülerimizde, aşk, sevgi, doğa, seyahat, savaş, kahramanlık gibi konular işleniyordu. Türkülerimiz, bilinen en eski Türk edebiyatı türü olan "koşma"dan etkileniyor.

Yöresel Türkülerimiz, ülkenin farklı bölgelerinde yaşayan insanların duygularını yansıtır. Anadolu, Ege, Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerimizde, Türkülerimiz farklı özellikler taşır. Anadolu'da, ağırlıklı olarak aşk ve sevgi konuları işlenirken Karadeniz'de, doğa ve gurbet konuları daha baskındır. Ege bölgesi Türkülerinde ise daha çok hasret, özlem, aşk gibi konular işlenir.

• Not: Türkülerimiz ve Türk halk müziği, Türk kültürü açısından büyük önem taşır. Güncel müziklerin yanı sıra Türkülerimize ve halk müziğimize de önem vermemiz gerekiyor.

Türkülerin Tarihi

Türküler, Türk halk müziğinin önemli bir parçasıdır. Kökenleri Orta Asya'ya kadar uzanır ve zamanla farklı bölgelere yayılmıştır. Türküler, genellikle dini ve milli konuları ele alır ve halkın duygularını ifade eder.

Bu tür müzikte kullanılan enstrümanlar arasında bağlama, keman, ney, zurna ve manyetik gitar gibi çeşitli telli ve üflemeli çalgılar yer alır. Türkülerin gelişimi, yüzyıllar boyunca farklı toplumsal durumlar ve değişen kültürel atmosferlerin etkisiyle değişime uğramıştır. Ancak, Türkülerin geleneksel yapısı ve kalitesi korunmuştur.

Türküler, Türk halk müziği kültürünün önemli bir bölümünü oluşturur. Bu tür müzikler, özellikle Anadolu'da büyük bir öneme sahiptir. Türkiye'nin farklı bölgelerindeki türkülerde, dil, ezgi ve tarz farklılıkları görülebilir.

• Anadolu'nun Türkülerinde barış ve umut konuları ele alınırken...
• Karadeniz Bölgesi'ne özgü türkülerde aşk, doğa, kahramanlık ve zorlu hayat şartlarından bahsedilir.

Günümüzde, Türkülerin popülaritesi hala devam etmektedir. Bu tür müzik, genç kuşaklar arasında da ilgi görmeye başlamıştır. popüler kültürde sıklıkla kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Türküler, geleneksel yapılarına rağmen hala evrim geçirip, zamanın ruhuna uygun şekilde yenilenmektedir.

Türkülerin tarihi ve gelişimi, Türk halk müziği kültürünün bir parçası olarak hala canlılığını korumaktadır. Türküler ve turk halk müziği kültürü zengin ve kültürel bir miras olarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.

Yöresel Türkülerimiz

Türkülerimiz, Türk halk müziği kültürümüzün en önemli ve özgün unsurlarından biridir. Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşayan insanlarımızın birbirinden farklı kültürel özellikleri, bu türkülerin oluşmasında ve gelişmesinde büyük rol oynamaktadır.

Anadolu'nun farklı bölgelerinde yaşayan insanlarımızın türküleri, yöresel özellikleriyle öne çıkıyor. Örneğin, Erzurum türküleri, müzikal ve edebi özellikleriyle oldukça zengindir. Bu türkülerde genellikle çiftetelli, zeybekoloji ve oyun havaları kullanılır. Ege bölgesindeki türküler, genellikle sevgi ve doğa temalı sözleriyle dikkat çekiyor. Karadeniz bölgesine özgü türküler ise hüzünlü sözleriyle dinleyicileri etkiliyor.

Türkülerimizde ayrıca çeşitli enstrümanlar kullanılır. Kemençe, bağlama, ud, darbuka, davul gibi enstrümanlar, türkülerimizi zenginleştirir. Türkülerimizde, genellikle koro şeklinde söylenen nakarat bölümleri de yer alır.

Birçok türkümüzde, sözleri ve besteleri anonimdir. Ancak bazı türkülerimizde ünlü bestecilerin imzası da yer alır. Örneğin, "Kara Toprak" ve "Gurbet Türküsü" gibi türküler, Aşık Veysel tarafından bestelenmiştir.

Türkülerimiz, yüzyıllar boyunca bizimle birlikte var olan önemli bir kültür unsuru olarak günümüze kadar gelmiştir. Hala söylenen bu türküler, birer kültür hazinemiz olarak korunmaktadır.

Anadolu'nun Türküleri

Anadolu, Türkülerimiz bakımından çok zengin bir kültür hazinesine sahiptir. Anadolu'nun farklı bölgelerinde söylenen türküler, o bölgenin kültürünü, yaşantısını, doğasını, insanını yansıtmaktadır. Bu türküler, genellikle sade enstrümanlar kullanılarak söylenir ve Türk halk müziğinin en güzel örneklerindendir.

Her bir Anadolu şehri, kendine özgü türküler barındırmaktadır. Batı Anadolu'da Ege türküleri, doğusunda Karadeniz türküleri, Marmara bölgesinde Roman türküleri, Akdeniz bölgesinde ve daha birçok bölgede kendine özgü türküler söylenir. Bu türküler, kimi zaman ağır temposuyla, kimi zamansa hareketli yapısıyla bölgesine özgü olan bir hikayeyi besler ve iletişim kurar.

Şehir	Türküler	Özellikleri
Ankara	Ankara'nın Bağları, Yine de Amin	Hızlı ve coşkulu yapısı, genellikle davul-zurna eşliğinde söylenir
Kars	Sarı Gelin, Kül Otu, Olur Olur	Ağır ve hüzünlü yapısı, genellikle kemençe eşliğinde söylenir
Adana	Yarim Güzelim, Yemen Türküsü	Coşkulu ve hareketli yapısı, genellikle saz eşlikli söylenir

Bu türküler, bir bölgenin doğasını, yaşantısını, halkının müzikal anlayışını yansıtırken, halkı da bu türkülerle özdeşleşirler ve onları söylerken kendilerini ifade ederler. Bu nedenle Anadolu türküleri, Türkiye'nin kültürel zenginliğini ortaya koyan önemli bir unsur olarak kabul edilirler.

Erzurum Türküleri

Erzurum, Türk halk müziğinin en zengin bölgelerinden biridir. Doğu Anadolu Buluşması ve Türküler Konseri gibi organizasyonlar sayesinde Erzurum Türkülerini tanımak ve sevmek için fırsatlarımız oldu.

Erzurum Türkülerinin müzikal özellikleri, genellikle diğer halk müzikleri gibi sade ve tekdüze olmalarına rağmen, kendine özgü bir havası vardır. Akıcı bir ritimle bağlama, keman, klarnet, çello ve davul-zurna eşliğinde söylenen türküler, özellikle de duygusal yönleriyle dikkat çeker. Edebi açıdan ise, öykü anlatımı, Türkülerin en önemli özelliğidir. Bazen hüzünlü, bazen romantik, bazen coşkulu öğelerle bezeli olan bu öyküler, Erzurum kültür ve tarihine ayna tutar.

Erzurum türkülerine bir örnek vermek gerekirse; 'Darıldın mı Gülüm Bana' türküsü birçok kişi tarafından bilinir. Bu türküde, aşkın tatlı acısı, üzüntüsü ve hüznü işlenir. Bazı Erzurum türküleri gelenekseldir, bazıları ise daha yeni olup derlenen türkülerdir. Hem müzikal hem de edebi açıdan, Erzurum türküleri Türk halk müziğinde önemli bir yere sahiptir.

Erzurum türküleri sadece müziğiyle değil, doğal güzellikleriyle de tanınır. Erzurum'un su başında, çimenliklerde, çayır ve yaylalarında söylenen türküler, doğanın güzelliklerini yansıtır. Özellikle üzücü kısımlarında, sesi daha, takibeleri daha kalın, hüzünlü melodileri daha etkilidir.

Sonuç olarak, Erzurum türküleri Türk halk müziğinde önemli bir yere sahiptir. Kendine özgü özellikleriyle, Erzurum türküleri, Türk müzik kültüründe kendine özgü bir yere sahiptir. Türk müziği tutkunları ve Türkülerimiz ile ilgilenen herkes, mutlaka Erzurum türkülerini dinleme ve keşfetme fırsatı yaratmalıdır.

Ege Türküleri

Ege Bölgesi, coğrafi konumu, tarihi dokusu ve kültürüyle Türkiye'nin en özel bölgelerinden biridir. Ege'ye özgü türküler de bu özellikleri yansıtan eserlerdir. Coğrafyanın kıyı bölgesinde yer alması sebebiyle, Ege türkülerinde deniz ve aşk temaları sıklıkla işlenir. Ayrıca, bölgedeki zeybek kültürü de türkülere konu olur.

Ege türkülerinde kullanılan enstrümanlar arasında bağlama, ud, klarnet, kemençe, ve darbuka gibi güçlü ve canlı seslere sahip enstrümanlar yer alır. Böylece, türkülerin sıcak, neşeli ve tempolu bir yapısı vardır. Ege insanının sıcakkanlı ve neşeli yapısı da bu türküleri daha iyi anlamamızı sağlar.

Ege türküleri, bölgede yaşayan halkın günlük hayatından esinlenerek oluşmuştur. Hatta, bazı türküler Ege bölgesindeki yer adlarından esinlenerek yazılmıştır. Bu durum, türkülerin bölge insanı tarafından benimsenmesini ve sevilmesini sağlamıştır. Türküler, Ege Bölgesi'nin halk kültüründe önemli bir yer tutar ve hala günümüzde çalınmaya devam eder.

Bazı örnek Ege türküleri arasında "Deniz üstü köpürür", "Karadeniz dalgalı", "Yemen Türküsü", "Dokuz Altı Yolları", "Sarı Zeybek", "Kara Yel Değdi", "Zeybek İndiriyoruz", "Dedem Uyur" ve "Ay Vaşem" gibi türküler yer alır. Bu türküler, bölgenin zengin kültürünü yansıtan eserler arasında yer alır.

Sonuç olarak, Ege Bölgesi türküleri hem güçlü enstrümanları hem de sıcakkanlı yapısıyla Türk halk müziğinde önemli bir yere sahiptir. Ege türküleri, bölgenin zengin kültürünü yansıtan, benzersiz ve hareketli eserlerdir.

Karadeniz Türküleri

Karadeniz türküleri Türk halk müziğinin en özel ve sevilen türlerinden biridir. Bu türküler, Karadeniz Bölgesi'ne özgü müzikal enstrümanlarla birlikte çalınarak bölgenin kültürel dokusunu yansıtır. Doğaüstü güzellikleri ile öne çıkan Karadeniz'in müziği, aşkların, acıların ve doğanın güzelliğinin yansıtılmasında önemli rol oynar.

Karadeniz Bölgesi'nin coğrafi özellikleri, müzikal kültürün oluşumunda büyük etkiye sahiptir. Geniş vadiler, yüksek dağlar ve deniz manzaraları gibi Karadeniz'in doğal güzellikleri, müzikal enstrümanların gelişiminde büyük rol oynamıştır. İşte bu sebeplerle, Karadeniz türküleri, kemençe, tulum ve kaval gibi bölgeye özgü müzik araçları ile çalınır.

Karadeniz türkülerinin kültürel önemi büyük ölçüde bölgenin kendini ifade etme şekli ve hikayeleri anlatma geleneğine dayanmaktadır. Bu türküler, Karadeniz Bölgesi'nin tarihini, doğal güzelliklerini, geleneksel yaşam biçimini ve bölge halkının duygularını yansıtır. Bu özelliği ile, Karadeniz türküleri, bölgenin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır.

Karadeniz türkülerinden bazıları, "Dere Geliyor Dere", "Hamsi Tava", "Mey İçki" ve "Çırpınırdı Karadeniz" gibi klasikleşmiş eserlerdir. Bu türküler, bölgedeki halkın sevgi ve acı dolu anılarını, doğanın ruhunu yansıtır. Karadeniz türkülerinin en önemli özelliklerinden biri ise, Türk halk müziğinde olmayan ve doğrudan bölgeye özgü olan melodi yapısıdır.

Sonuç olarak, Karadeniz türküleri Türk halk müziğinin önemli bir parçasıdır ve bölge kültürünün önemli bir mirasıdır. Bu türküler, Karadeniz Bölgesi'nin doğal güzelliklerini ve yaşam biçimini yansıtarak, insanların ruhuna derin bir etki bırakır. Tüm Türkiye'de ve dünyada, Karadeniz kültürü ve müzikal mirası, büyük bir hayran kitlesi ve saygınlık kazanmıştır.

Türk Halk Müziği Sanatçıları

Türk halk müziği, Türk kültürünün önemli bir parçasıdır ve köklü bir tarihe sahiptir. Türkülerimiz ve halk müziğimiz ile özdeşleşen pek çok sanatçı büyük başarılara imza atmıştır.

Örneğin, "Bozlakların Kralı" olarak anılan Neşet Ertaş, Türk halk müziği tarihinde önemli bir role sahiptir. Kendine özgü tarzı ve müzikal yeteneği ile Türk halk müziğine yeni bir soluk getirmiştir. Ertaş, "Gönül Yarası", "Neredesin Sen" gibi pek çok unutulmaz esere imza atmıştır.

Muhlis Akarsu ise Türk halk müziği tarihinde önemli bir yere sahiptir. Trabzon'un Tonya ilçesinde doğan sanatçı, Karadeniz'in zengin müzik kültüründen esinlenerek pek çok unutulmaz eser yaratmıştır. "Köprüden Geçti Gelin", "Kadifeden Kesesi" gibi türkülerle tüm Türkiye'nin sevgisini kazanmıştır. Ne yazık ki, 1993 yılında solist olduğu "Gündem" grubunun menajerleri ve korumaları tarafından öldürülmüştür.

Bunların yanı sıra, Türk halk müziği tarihinin diğer önemli isimleri arasında Aşık Veysel, Muharrem Ertaş ve Arif Sağ gibi isimler yer almaktadır. Her biri, yarattığı eserlerle Türk halk müziğine zenginlik katmış, pek çok klasik haline gelmiş esere imza atmıştır.

Türk halk müziği sanatçıları, yaratmış oldukları eserlerle sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde takdir edilmiştir. Türk halk müziği, hayatın doğal melodilerini yansıtan özgün bir tarz olarak kabul edilmektedir ve bu sanatçıların yarattığı eserler de bunun en önemli kanıtlarındandır.

Neşet Ertaş

Neşet Ertaş, Türk halk müziği alanında en önemli sanatçılardan biridir. 1938 yılında Kırşehir'de doğan Ertaş, müziğe çocukluğundan itibaren ilgi duymuş ve babası Muharrem Ertaş'tan bağlama çalmayı öğrenmiştir. İlk kez 1950'li yıllarda Ankara Radyosu'nda sahne almaya başlamıştır.

Neşet Ertaş, birçok türküye beste yapmış ve yüzlerce esere hayat vermiştir. Türk halk müziği dışında caz ve blues gibi farklı müzik türleri ile de ilgilenmiştir. Sanatçının müzikal etkisi oldukça büyüktür ve başka halk müziği şarkıcıları ve genç müzisyenler tarafından da taklit edilmiştir.

Ertaş'ın en ünlü eserlerinden bazıları "Gönül Dağı", "Neredesin Sen", "Seher Yıldızı" ve "Kırşehir’in Gülleri"dir. Bu eserler, Türk halk müziği repertuvarının vazgeçilmezleri arasındadır ve hala büyük bir hayran kitlesi tarafından dinlenmektedir.

Sanatçının hayatı ise müziği kadar etkileyicidir. Kendi deyimiyle "serseri ruhlu" olan Neşet Ertaş, müzikten önce çobanlık, marangozluk, demircilik gibi işlerde çalışmıştır. Hayatında zorlu dönemler de geçirmiş olan Ertaş, müzik sayesinde hem kendi hayatını hem de Türk halk müziğini etkilemiştir.

Neşet Ertaş, 2012 yılında İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Ancak, müziği ve eserleri hala yaşatılmaktadır ve Türk halk müziği alanında büyük bir yer edinmiştir.

Muhlis Akarsu

Muhlis Akarsu, Türk halk müziğinde kendine özgü bir yere sahip olan bir sanatçıdır. Doğduğu toprakların kültürel zenginliğini ve müzikal birikimini eserlerine yansıtan Akarsu, Türk halk müziği geleneğine büyük katkı sağlamıştır. Hikayeleri ve sözleri ile dinleyenleri etkileyen Muhlis Akarsu, icra ettiği türkülerle her zaman hatırlanacak bir yer edinmiştir.

Muhlis Akarsu, yaşadığı dönemde müzikal yeteneği kadar hayatı ve felsefesiyle de dikkat çekmiştir. Çocukluğundan beri müziğe olan tutkusu onu bir sanatçı olmaya yönlendirmiştir. İlkokuldan sonra okula devam etmeyen Akarsu, çobanlık, demircilik ve öğretmenlik gibi farklı mesleklerde çalışmıştır. Ancak kalbindeki tutkunun peşinden giderek müziğe geri dönüş yapmıştır.

Akarsu, Türkiye'nin farklı yörelerinden derlediği türkülerle müzik kariyerine başlamıştır. Bu türkülerin sözleri ve hikayeleri, topraklarından aldıkları ilhamla birleşerek kendi kendine özgü bir müzikal tarz ortaya çıkarmıştır. İşte bu yüzden, Muhlis Akarsu'nun türküleri sadece müziği anlatmaz, aynı zamanda bir kültürel mirası da yansıtır.

Muhlis Akarsu, 31 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Katliamı sırasında hayatını kaybetmiştir. Ancak türküleri ve müzikal mirası halk arasında hala yaşamaktadır. Türkülerinin sözlerindeki hikayeler ve topraklarından aldığı etkiler, onun müzikal yeteneğinin yanı sıra hayatı boyunca yaptığı sosyal mücadelelerle birlikte hatırlanır.

• Akarsu'nun en popüler türküleri arasında "Emmilerin Duası", "Nehirler Coşarsa", "Gelevera Deresi" gibi eserler bulunur.
• Akarsu, müziğindeki özgünlüğü ile Türk halk müziği geleneğine damga vurmuştur.
• Türk halk müziğinin bugünkü hali, Muhlis Akarsu gibi sanatçıların müzikal yeteneklerinin yanı sıra halk kültürüne olan sadakatleri sayesinde oluşmuştur.

Türk Halk Müziği ve Popüler Kültür

Türk Halk Müziği, Türk kültürünün önemli bir parçasıdır. Müziğimizin etkisi, popüler kültürü de etkilemiştir. Özellikle son yıllarda, Türk halk müziği eserleri popüler kültürde yeniden keşfedilmekte ve bu tarz müzik dinleyiciler arasında popülerliğini artırmaktadır.

Türk halk müziği özellikle türkülerle popüler kültüre etki etmiştir. Bu türküler, düğünlerde, eğlencelerde ve hatta sokakta bile çalınmaktadır. Aynı zamanda, onlarca yıl önce kaydedilen birçok eser, günümüzde bile hala popülerliğini korumaktadır.

Türk halk müziği, aynı zamanda Türk pop müziğinin de önemli bir parçasıdır. Birçok Türk pop müziği şarkısı, Türk halk müziği ritimleriyle yapılmaktadır. Bu da, Türk halk müziğinin popüler kültüre olan etkisini artırmaktadır.

Son yıllarda, Türk popüler kültüründe yeniden keşfedilen türkülerimiz arasında, özellikle bazıları popüler müzik listelerinde yüksek sıralarda yer almaktadır. Ünlü sanatçılar, bu tür türküleri yeniden yorumlayarak, genç dinleyiciler arasında popüler hale getirmektedirler.

Türk halk müziğinin popüler kültüre etkisi, sadece müzik alanında değil, sinema yapımlarında da oldukça belirgindir. Türk halk müziği, birçok Türk filminde de kullanılmaktadır. Sıkça kullanılan türkülerimiz, filmlere nostaljik bir hava katarken, aynı zamanda popüler kültürün de bir parçası olmaktadır.

Sonuç olarak, Türk halk müziği, Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir ve popüler kültüre büyük bir etkisi vardır. Türkülerimiz, yeniden keşfedildiği ve genç nesiller tarafından dinlenmeye başlandığı için, Türk halk müziğinin popüler kültürdeki yeri her geçen gün artmaktadır.

Halk Müziği-Klasik Müzik İlişkisi

Türk halk müziği ve klasik müzik arasında yüzyıllardır süregelen etkileşimler ve ortak noktalar bulunmaktadır. Hem halk müziği hem de klasik müzik, Türk müziğinin önemli parçalarından biridir. Aynı kökten gelen bu iki müzik türü, farklı gelişimler göstermiştir. Ancak, Türk müziği genelinde geçmişten günümüze kadar sürekli bir etkileşim halinde bulundular.

Halk müziği, Türkiye'nin farklı illerinde ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Aynı şekilde, klasik müzik de Osmanlı İmparatorluğu'nun etkisi altında gelişen bir sanattır. Her ikisi de Türk müziğindeki ve popüler kültürdeki yerlerini korumaktadır. İki tarz arasındaki benzerlikler ve farklılıklar pek çok konuda ele alınabilir. Örneğin, makamlar ve ritimler klasik müzikte de kullanılırken, halk müziği genellikle sözlüdür ve anlamlı mesajlar içerir.

İkilinin en belirgin ortak yanı, Türk müziğindeki yerleridir. Türkiye'nin farklı bölgelerinde, halk müziği ve klasik müzik enstrümanları da dahil olmak üzere benzer enstrümanlar kullanılmaktadır. Ayrıca, klasik müzisyenler bazen halk müziği parçalarını sahnede çalmaktadır.

Bu iki tarzın birbirinden ayrıldığı yönler de vardır. Mesela, klasik müzikte batı müziği öğeleri kullanılırken, halk müziği, Türk müziği öğeleri ile oluşturulmuştur. Ayrıca, halk müziği, özgün bir şekilde sözlüdür ve halkın yaşam biçimini ve deneyimlerini yansıtırken klasik müzik, genellikle belirli bir senfoni, opera veya bale tarzında yapılandırılmıştır.

Sonuç olarak, halk müziği ve klasik müzik, Türk müziğinin zengin kültürel mirasında önemli yerlerini koruyorlar. Her ikisi de Türk müziği arasında etkileşim halindeyken, aynı zamanda farklı bir yapısallık ve anlam ifade ediyorlar. Bu nedenle, Türk müziği zenginliğinin korunarak kültürümüzü geleceğe taşımak adına, her iki müzik tarzı da özenle korunmalıdır.

Yeniden Keşfedilen Türküler

Türkülerimiz köklü müzikal geçmişleriyle popüler kültürde önemli bir yere sahip. Günümüzde, gençler tarafından yeniden keşfedilen ve popüler kültürde yankı bulan birçok türkü var. Özellikle sosyal medya ve müzik platformları sayesinde bu türküler daha geniş kitlelere ulaşıyor.

Birçok sanatçı bu türküleri kendine özgü yorumlarıyla yeniden seslendirerek, genç nesillerin de bu türkülere ilgisini artırıyor. Örneğin, "Nem Kaldı" adlı türkü, sosyal medya üzerinden viral hale gelmiş ve genç neslin sevdiği bir şarkı haline gelmiştir.

Türkü Adı	Sanatçı	Özellikleri
Dom Dom Kurşunu	Derin Türküler	Eski bir Erzurum türküsünün yeniden yorumlanması
Kütahyanın Pınarları	Özlem Tekin	Geleneksel bir Kütahya türküsünün modern düzenlemesi
Çaydan Çıkmış Akçaalan	Gaye Su Akyol	Eski bir Rumeli türküsünün rock etkili yorumu

Ancak, her türkü yeniden keşfedilmeye değer değildir. Bazıları popüler kültür için çok uygundur, ancak bu türkülerin kültürel değerlerinin korunması önemlidir. Bazı sanatçılar bu türküleri orijinal hallerinde koruyarak onlara farklı bir bakış açısı katıyorlar. Bu sayede türkülerimiz kültürel değerlerini koruyarak gelecek nesillere aktarılabilecek.

• Bir türküyü yeniden keşfetmek, onu kaybetmemek adına önemlidir.
• Popüler kültürde başarılı olan türkülerin kültürel değerlerine önem verilmelidir.
• Sanatçıların türkülere kendi yorumlarıyla katkı sağlamaları, türkülerin yeniden keşfedilmesine yardımcı olur.