Amerikan Devrimi'nin arkasındaki sebepleri öğrenin. Sömürgeci baskı ve vergiler, İngiliz sömürge yönetiminin Amerikan kolonileri üzerindeki baskıcı politikalarıydı. Bu kitap, Amerikan tarihine ışık tutuyor. Hemen okumaya başlayın!

Amerikan Devrimi, tarih sayfalarında önemli bir yere sahiptir. Ancak bu devrimin neden gerçekleştiği, arkasındaki sebepler ve nedenler hakkında bilgi sahibi olmak da son derece önemlidir. İşte burada, Amerikan Devrimi'nin arkasındaki sebeplerin başında sömürgeci baskı ve vergiler gelmektedir.

İngiltere XVIII. yüzyılın başında sömürgecilik politikalarını arttırırken, Amerika ise kolonileştirilmeye başlanmıştı. İngiltere, Amerika'dan belli bir çıkar elde etmek için sömürgecilik politikalarını uygulamaya başladı.

1765 yılında çıkarılan İngiliz Vergi Yasaları, Amerikan kolonilerinde büyük bir tepkiye neden oldu. Yasaların ardından başlayan baskı politikaları, Amerikanların bağımsızlık mücadelesinin kıvılcımını ateşledi. Amerikalılar, yasalara tepki göstermek amacıyla boykot eylemleri ve çeşitli protestolar düzenlediler.

İngiltere, çay gibi ürünlere yüksek vergiler uygulamaya başladı. Bunun nedeni, İngiltere'nin Amerika'dan elde etmek istediği çıkarlar idi. İngiliz çayına getirilen yüksek vergilerin kabul edilemez olduğu düşünen Amerikalılar, ürünleri boykot ve eylemlerle tepki gösterdi.

1765 yılında, Boston Limanı'ndaki İngiliz gemilerine Amerikalılar bir saldırı düzenledi. Çayların denize dökülmesi ile sonuçlanan bu olay, Amerikan Devrimi için önemli bir adımdı.

İngiliz askerleri, Amerika'ya yerleşerek sömürgecilik politikalarını destekledi. Ancak Amerikalılar, bu duruma tepki göstererek savaşın çıkmasına neden oldu.

İngiltere, Amerika'ya uyguladığı yeni yasalar, Amerikalılar tarafından kabul edilemez bulundu. Bu süreçte Amerikan kolonileri, bağımsızlık mücadelesini sürdürmeye karar verdi.

Yukarıda belirtilen olaylar, Amerikan Devrimi'nin arkasındaki sebeplerden sadece birkaçıdır. Amerikan Devrimi'nin nedenleri, sömürgeci baskı ve vergiler gibi çeşitli faktörlere dayanmaktadır. Bu olayların sonucunda ise Amerikan kolonileri, bağımsızlık mücadelesini başlatarak tarihe geçecek bir devrim gerçekleştirdi.

Sömürgeciliğin Yükselişi

17. yüzyılda İngiltere, sömürgecilik politikalarını genişletmeye başladı. Amerika kıtasına kesin bir hakimiyet kurmak isteyen İngiltere, kolonilerin kaynaklarına el koyuyor ve yerli halkları yok sayarak topraklarına yerleşiyordu. Amerika, İngiltere'nin sömürgeleştirilmesi sonucu Britanya İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. Koloniler, İngiltere'nin ekonomisine katkı sağlamak amacıyla birçok ham madde ve ürün üretiyorlardı. Ancak zaman içinde bu durum, Amerikalılar arasında İngilizlere karşı bir öfke ve direniş hissi yaratmaya başladı.

İngiltere'nin sömürgeci politikalarının en önemli sonuçlarından biri, Amerikalıların İngiltere'ye olan bağımlılığının artması ve sömürgeciliğe karşı bir tavır almalarıdır. Bunun nedeni, İngilizlerin kolonilerin kaynaklarını ellerinde tutmaları ve Amerika'nın kendi kendine yetebilecek bir toplum olmasını engellemeleriydi. İngiltere'nin kontrol altında tuttuğu bu koloniler, zamanla özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına kavuşmak için mücadele vermeye başladılar.

Bu süreçte Amerikalılar, İngiltere'nin vergi politikalarıyla da karşı karşıya kaldılar. İngiliz hükümeti, Amerika'da yaşayan astlarının koruması ve savunması için oluşturulan orduya mali destek sağlamak amacıyla bir dizi vergi uygulamaya başlamıştı. Bu durum, Amerikanlar için kabul edilemez bir hal almaya başladı.

• Amerika'nın bağımsızlık mücadelesi, İngiltere'nin sömürgecilik politikası ve baskısının sonucudur.
• İngilizler, Amerikalıların kaynaklarına el koydu ve sömürgeleştirildi.
• Sömürgecilik, Amerikalıların İngiltere'ye olan bağımlılığını artırdı ve İngilizlere karşı bir öfke ve direniş hissi yarattı.
• İngiltere'nin Amerika'daki vergi politikaları, Amerikalıların mücadele etmelerine neden oldu.

İngiltere'nin Baskı Politikaları

İngiltere'nin Amerika'daki sömürgeciliği, kıtaya getirdiği baskı politikalarıyla gün geçtikçe artmıştı. 1765 yılında çıkarılan İngiliz Vergi Yasaları sonrası Amerikalılar, İngiltere'nin sömürgeci politikalarına bir tepki göstermeye başladılar. Çünkü İngilizler, tütün, şeker ve diğer bazı ürünlere yüksek vergiler koyarak Amerikalıları ciddi şekilde etkilemişti.

Bu yasaların amacı, İngiltere'nin savaş masraflarını karşılamaktı ama Amerikalılar bu yasaların kendilerine dayatılmasına karşı çıktılar. Amerikalıların bu tepkisine rağmen İngiltere, baskısını arttırdı. İngiltere, Amerikalıları daha fazla vergilendirmek için çareler aramaya başladı ve daha sonra 1774'te Kabullenilemez Yasaları'nı çıkardı.

Bu yasalar, Amerika'daki özyönetim hakkının sona ermesine yol açtı ve İngiliz askerlerinin Amerika'ya yerleşmesine neden oldu. Bu durum, Amerikalıların öfkesini daha da arttırdı ve Amerika'da bağımsızlık mücadelesi gitgide yaygınlaştı. Sömürgeci baskı ve vergiler, Amerika'ya karşı bir öfke duygusu yaratmıştı ve Amerikan Devrimi'nin ardındaki temel nedenlerden biriydi.

1765 Çay Yasası ve Boykot

1765 yılında, İngiliz çayına uygulanan yüksek vergiler, İngiliz hükümeti tarafından haklı görüldü. Ancak Amerikanların bu duruma tepkisi oldukça sert oldu.

İngiliz hükümeti, ürünlere uyguladığı yüksek vergileri haklı çıkarmak için 1765 yılında çay yasasını çıkardı. Buna göre Amerikalılar, yalnızca İngiliz çayını satın alabileceklerdi. Ancak Amerikalılar, bu yasa ile ürünlere uygulanan yüksek vergilerin adaletsiz olduğunu düşünüyorlardı. Bunun üzerine Amerikanlar, İngiliz mallarını boykot etmeye başladılar.

Amerikalılar, İngiliz mallarını boykot etmekle kalmadılar, aynı zamanda eylemler de düzenlediler. Bunların en ünlüsü, Boston Çay Partisi oldu. 1773 yılının Aralık ayında, Amerikanlar Boston Limanı'ndaki üç İngiliz gemisine saldırdılar ve gemilerdeki tüm çayları denize döktüler. Bu olay, Amerikanların İngilizlere karşı başkaldırısının simgesi haline geldi.

Amerikanların yaptığı bu protesto eylemi, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. İngilizler, Amerika'daki olayları kontrol etmek için bir ordu gönderdiler. Ancak Amerikalılar, İngilizlere karşı savaşmaktan çekinmediler.

1765 çay yasası ve boykot, Amerikan Devrimi'nin nedenleri arasında en önemli faktörlerden biridir. Bu olaylar, Amerikalıların İngiliz sömürgeci baskısına karşı başkaldırılarını ve bağımsızlık mücadelesini başlatmalarına neden oldu.

Çay Partisi Saldırısı

Boston Limanı'ndaki İngiliz gemilerine yapılan çay partisi saldırısı, Amerikan Devrimi'nin en önemli olaylarından biridir. Sömürgecilik politikalarından bıkan Amerikalılar, İngiliz çayını boykot etme kararı aldılar. Ancak çayın limana gelmesine izin verilmesi üzerine Amerikanlar, 16 Aralık 1773'te, Boston Limanı'ndaki İngiliz gemilerine saldırı düzenledi. Saldırı sırasında çaylar denize döküldü ve milyonlarca dolarlık zarara yol açtı. Saldırı, İngilizlerin sömürgecilik politikalarına yönelik bir başkaldırı ve Amerikanların bağımsızlık mücadelesinin sembolik bir olayı olarak kabul edilir.

Çay partisi saldırısı, Amerikan Devrimi'nin en önemli propaganda araçlarından biriydi. Bu olay, Amerikanların İngiliz sömürgeciliğine karşı ne kadar çaresiz olduklarını göstermiyordu. Aksine, bu olay Amerikanların kararlılığına ve özgürlük mücadelesinde ne kadar kararlı olduklarına işaret ediyordu. Çay partisi saldırısı, Amerikan halkının İngiliz sömürgeciliğine karşı birleşerek mücadele etme kararlılığını ve iradesini temsil ediyordu.

Çay partisi saldırısı, Amerikan Devrimi'nin bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu olay, Amerikanların İngiliz sömürgeciliğine karşı özgürlük mücadelesini başlatmasına ve sonunda bağımsızlık kazanmasına neden olan önemli bir adımdı. Çay partisi saldırısı, Amerikan tarihindeki en önemli protesto hareketlerinden biridir ve Amerikan Devrimi'nin sembolik bir olayı olarak hafızalara kazınmıştır.

İngiliz Askerleri ve Savaş

İngiliz hükümeti, Amerika'daki isyanı bastırmak için askerler göndermeye karar verdi. 1775 yılında Lexington ve Concord'daki çatışmaların ardından, Amerikalılar, İngiliz askerlerini geri çekilmeye zorladı.

Ancak, İngilizler 1776'da büyük bir orduyla geri geldi ve Amerika'nın en büyük şehirlerinden biri olan New York'u ele geçirdi. Washington'un ordusu, uzun bir geri çekilme sürecinden sonra Pennsylvania'da savaş düzenledi ve geri çekilmeye devam etti.

İngilizler, New Jersey'de Durham yakınlarında Washington'un ordusunu yakalamaya çalıştılar, ancak başarısız oldular. Çoğu Amerikan askeri, Trenton'da ünlü bir gece saldırısında İngilizlere karşı zafer kazandı.

İngilizler sonunda, 1778'de Fransa'nın Amerika'nın bağımsızlığına desteğini açıklamasının ardından savaştan çekildiler. Ancak, savaş resmi olarak 1783 yılında sona erene kadar, Amerikalılar ve müttefikleri birçok savaşa katıldılar.

1774'te Kabullenilemez Yasaları

İngiltere, Amerika'nın direnişine karşı yeni yaptırımlar uygulamaya başladı. "Kabullenilemez Yasaları" olarak bilinen bu yasalar, Boston Limanı'nın kapatılmasını, Massachusetts hükümetinin askıya alınmasını ve İngiliz askerlerinin yargılanmasını kapsıyordu. Bu yasalar, koloniler arasında birlik oluşmasına neden oldu ve ilk kez, "Amerika Birleşik Devletleri" terimi kullanıldı.

Her ne kadar bu yasaların amacı kolonicileri sindirmek olsa da, sonuçta tam tersi oldu. Amerikan Devrimi'ne yol açan olaylar zincirinde önemli bir yere sahip olan Kabullenilemez Yasaları, Amerikan halkı arasında İngilizlere karşı daha büyük bir direniş hareketinin başlamasına neden oldu.

Bu yeni yasalar, İngiltere'nin Amerika'nın bağımsızlığı için mücadele eden bu küçük kolonilerin direnişine kararlı bir şekilde cevap verdiğini göstermektedir. Ancak, Amerikan halkı verdikleri mücadele karşısında geri adım atmayarak, daha da birleşti.

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Devrimi

1776 yılında, Amerikalı sömürgeciler bir araya gelerek Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ni yayınladılar. Bu bildiri, Amerikalıların İngiliz egemenliğine karşı çıktıklarını ve bağımsızlıklarını ilan ettiklerini duyuruyordu. Bu tarih aynı zamanda Amerikan Devrimi'nin başlangıcı olarak kabul edilir.

Bağımsızlık bildirgesi, ünlü bölümleriyle ve William Penn'e atfedilen "Barıştan başka her şeyi denedik ve başarısız olduk" sözleriyle bilinir. Bildiri, Amerika'nın birleşik bir krallık olarak İngiltere'nin hakimiyetinden ayrılacağını ve kendi kendine yönetebileceğini açıklıyordu. Bu, Amerika'nın İngiltere'ye karşı ayaklanacağı ve bağımsızlık savaşını başlatacağı anlamına geliyordu.

Bağımsızlık bildirgesi, Thomas Jefferson, John Adams, Benjamin Franklin, Roger Sherman ve Robert Livingston tarafından yazıldı. İlk taslak Jefferson tarafından hazırlandı ve ardından Adams ve Franklin tarafından revize edildi.

Amerikan Devrimi, İngiliz kolonilerinin hızlı bir şekilde büyümesiyle başladı. İngilizler, Amerikan kolonilerinde vergi toplama çabalarında ısrar etti ve kolonilerin kendi kendilerini yönetmelerine izin vermedi. Bu, Amerikalıların İngiliz hükümetine karşı hoşnutsuzluğunu artırdı ve sonunda bağımsızlık mücadelesine yol açtı.

Bağımsızlık bildirgesi, Amerikalıların hükümetin yapısına ilişkin fikirlerini de yansıtıyordu. Bildiride, halkın hakları ve küçük hükümetlerin tercihi savunuluyordu. Bu düşünceler, Amerikan hükümetinin temel ilkeleri haline geldi.

Sonuç olarak, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve ardından gelen devrim, Amerikalıların İngiliz egemenliğine karşı çıkmasına ve kendi hükümetlerini kurmasına yol açtı. Bu olaylar bugün bile dünya tarihinde dönüm noktaları olarak kabul edilmektedir.

Thomas Paine ve Common Sense Yazısı

"Common Sense" adlı kitabı, Amerikan Devrimi'nin başarılarından biri olarak kabul edilir. Bu kitap, devrimi destekleyici bir fikriyat sunar ve Amerikanların İngiltere'den bağımsız olmaları gerektiğini savunur. Paine, kitabında İngiliz monarşisinin teşhiri ve Amerika'nın bağımsızlık hakkının vurgulanmasıyla Amerikan halkını harekete geçirmeyi başardı. Kitap, Amerika'nın İngiltere'ye karşı sadece bir isyan hareketi veya bir başkaldırı değil, aynı zamanda kendi kendine yeterli ve bağımsız bir ülke olabileceğinin farkına varması için gereken dürtüyü verdi. "Common Sense", Amerikan Devrimi sırasında yayınlanan en popüler ve etkili kitaplardan biridir ve devrime yön verme açısından büyük bir rol oynamıştır.

Common Sense

Common Sense, Amerikan Devrimi için önemli bir etkiye sahip olan kitaplardan biridir. Amerikan aydınlarından Thomas Paine tarafından yazılan kitap, kolonilerin İngiltere'ye karşı bağımsızlık mücadelesi vermesinin fikirsel temelini oluşturmuştur.

Kitap, 1776 yılının başlarında yayınlandı ve Amerika'daki herkes tarafından okunup tartışıldı. Paine, kitabında İngiltere ile kolonilerin bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadele etmesi gerektiğini savunarak, yerel birlikteliği vurguladı. Common Sense, Amerikan Devrimi'nin fikriyatına önemli bir etki verdi ve Amerikanların İngiltere'ye karşı bağımsızlık mücadelesini göstermesinde büyük bir rol oynadı.

Common Sense, sade bir dil ve kolay anlaşılır bir tarzda yazılmıştır. Thomas Paine, kitabın birçok yerinde retorik sorular kullanmıştır ve okuyucuların devrimde yer alması gerektiği konusunda ikna etmeye çalışmıştır.

Bugün bile, Common Sense'un tarihsel ve siyasi etkisi devam ediyor. Kitap, Amerikan Devrimi'nin fikirsel temelini oluşturmuştur ve diğer bağımsızlık hareketlerine de ilham kaynağı olmuştur. Common Sense, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren herkes için okunması gereken bir kitaptır.

Sonuç olarak, Thomas Paine'in Common Sense kitabı Amerikan Devrimi tarihinin önemli bir bileşenidir. Kitap, İngiltere ile kolonilerin ayrılık sürecinde Amerikan halkına yol gösterdi ve fikirsel temeli oluşturdu. Bugün bile, kitabın etkisi sürmektedir ve insanlar için özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi verenler için önemli bir kaynak olarak kabul edilmektedir.

adlı kitabı, devrimin fikriyatına etki etti.

Amerikan Devrimi'nin getirdiği baskılara karşı Amerikalılar, İngiliz sömürgeci baskısına karşı harekete geçme yolunda çeşitli fikirler öne sürdü. Bu fikirler arasında önemli bir yere sahip olan isimlerden biri ise Thomas Paine'dir.

Paine, Amerikan bağımsızlık hareketini ateşleyen ve halk arasında büyük ilgiyle karşılananCommon Senseadlı bir kitap yazdı. Kitap, İngiliz hükümetine karşı bir isyanın haklı olduğunu, Amerikanların İngiltere'ye bağımlı olmadan kendi kendilerine yön verebileceğini savundu.

Kitapta, monarşilerin, zorbaların ve diktatörlüklerin tarihte birer hata olduğuna vurgu yapıldı. Paine'nin bu düşünceleri, koloniler arasında geniş bir etki yarattı ve devrimin akıbetini değiştirdi. Kitabın basılışının ardından, halk arasındaki tartışmalar daha da arttı ve Amerikan Bağımsızlık Bildirisi'nin yazımına yol açtı.

Common Sense kitabı, Amerikalıların İngiliz sömürgeci sistemine karşı birlikte hareket ederek, bağımsızlık fikriyatının savunulmasına zemin hazırladı. Bu kitap, Amerikan devrimi fikriyatına yön veren, bağımsızlık mücadelesi için güçlü bir fikir akımı oluşturan önemli bir eserdir.

Amerikan Devrimi ve Dış Güçler

Amerikan Devrimi, sadece Amerika ile İngiltere arasında gerçekleşen bir mücadele değildi. Fransa ve İspanya gibi ülkeler de bu savaşta yer aldı. Fransa özellikle Amerika'ya askeri, mali ve lojistik yardım sağladı. 1778'de yapılan Fransız-Amerikan ittifakı ile Fransa, İngilizlere karşı resmen savaşa girdi. La Fayette gibi Fransız subayları da Amerikan ordusunda yer aldı ve devrimin kazanılmasında etkili oldu.

İspanya da Amerikan Devrimi'ne dolaylı olarak katıldı. İspanya, İngiltere ile savaş halinde olduğu için, savaşın Amerika'da da yayılmasını istemedi. Bu nedenle, Fransa ve İspanya Amerika'da İngilizleri güçlendirebilecek herhangi bir şeyi engellemek için birlikte çalıştılar. İspanyol savaş gemileri, Amerikan deniz filosuna yardım sağladı ve İngiliz ticaret gemilerinin Amerikan limanlarına girişine engel oldu. Fransa ve İspanya'nın Amerika'ya yaptığı bu yardımlar, Amerikan Devrimi'nin sonucunu etkileyen önemli faktörlerden biri oldu.

Amerikan Devrimi sırasında, Fransa ve İspanya'nın müdahaleleri, devrimin sonucunu etkiledi. Bu durum, dünya tarihindeki diğer devrimlerde de benzer şekilde gerçekleşmiştir. Birçok ülke, benzer amaçlarla bir araya gelip bir devrimin kazanılmasına yardım etmiştir. Ancak Amerikan Devrimi'nin sonucunu belirleyen en önemli faktörlerden biri, Fransa ve İspanya'nın verdiği yardımlardır. Bu yardımlar, İngilizleri zayıflatmış ve Amerikan Devrimi'nin kazanılmasını mümkün kılmıştır.

Sonuç

Amerikan Devrimi'nin nedenlerine bakıldığında, İngiliz sömürgeci baskısı ve vergileri gibi çeşitli faktörlerin etkili olduğu görülür. İngiliz sömürgeciliğinin yükselişi ve Amerikanın sömürgeleştirilmesi, İngiltere'nin Amerika'ya uyguladığı baskı politikalarını tetikledi.

1765'te çıkarılan İngiliz Vergi Yasaları sonrası başlayan baskı politikaları, Amerikalıları çay yasası boykotu gibi eylemler yapmaya yönlendirdi. Çay partisi saldırısı, İngiliz askerlerinin Amerika'ya yerleşmesi ve savaşın çıkması, İngiltere'nin kabullenilemez yasaları ve son olarak Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve devrimi; hepsi İngiliz sömürgeci baskısının sonucuydu.

Amerika'nın bu baskıya karşı verdiği tepkiler, başta Thomas Paine'in Common Sense yazısı olmak üzere, devrimin fikriyatının oluşmasına etki etti. Ayrıca, Fransa ve İspanya gibi ülkelerin Amerikan Devrimi'ne desteği, devrimin sonucunu etkileyen dış güçler olarak karşımıza çıkıyor.

Tüm bu faktörler birleştiğinde, Amerika'nın bağımsızlık mücadelesi başlamış oldu. Bu bağımsızlık süreci, günümüzde bile Amerikan tarihinde önemli bir yere sahip olan bir dönüm noktası olarak kabul edilir.