Göçmen kültürler, Türkiye'nin zengin kültür mozaiğine farklı renkler katıyor Kültürel zenginliğimize etkileri ve kültürler arası etkileşimi ele alan bir yazı İncelemek için tıklayın!

Türkiye, birçok farklı kültürü bünyesinde barındıran bir ülkedir. Bunlar arasında yıllar içinde en etkililerinden biri göçmen kültürlerdir. Türkiye, yüzyıllar boyunca göçmen topluluklara ev sahipliği yapmıştır ve bu toplulukların kültürleri zamanla Türkiye'nin kültür mozaiğinde yer almıştır.

Göçmen kültürler, Türkiye'nin yemek, sanat, müzik, din ve tarih gibi birçok farklı alanında önemli etkileri olan bir faktördür. Bu topluluklar, kültürel farklılıkları ve benzersiz tatları ile Türk kültürüne zenginlik katmıştır. Bunların yanı sıra, göçmen toplulukların Türkiye'nin demografik yapısı üzerinde de önemli bir etkisi olmuştur.

Kültürler	Köken	Etkileri
Arap	Orta Doğu	Arap yemekleri ve tatlıları, Türk mutfağına girerek, lezzetli çeşitler kazandırdı.
Afrika	Çeşitli Afrika ülkeleri	Afrika müziği, Türk rap müziğine ilham verdi ve klasik müzikte Afrika etkileri görülür.

• Göçmen yemekleri Türk yemek kültürüne çeşitlilik kattı.
• Göçmen sanat ve müzik, Türk sanat ve müzik kültürüne renk kattı.
• Göçmen tarihi ve dini kültürleri, Türklerin tarih ve din anlayışını etkiledi.
• Göçmen toplulukların yerleşimi, Türkiye'nin demografik yapısını değiştirdi.

Bu nedenle, göçmen kültürleri Türkiye'nin benzersiz kültür mozaiğinde yer almaktadır. Bu toplulukların getirdiği benzersiz kültürel özellikler, Türkiye'nin kültürel zenginliğine katkı sağlamıştır.

Göçmenlerin Yerleşme Süreci

Türkiye, tarih boyunca pek çok kültürel etkileşimlere ev sahipliği yapmış bir ülkedir. Bu etkileşimlerin önemli bir bölümü, Türkiye'ye göç eden toplulukların yerleşme süreçleri ve kültürel etkileriyle ilgilidir.

Türkiye, son yıllarda dünyanın pek çok bölgesinden gelen göçmenlerin en önemli mihenk taşlarından biridir. Göçmenlerin yerleşim süreci, Türkiye'nin kültür mozaiği içinde etkileyici bir yer tutar. Göçmenler, Türkiye'nin zengin kültürel yapısına pek çok farklı katkı sunmuştur.

Göçmenlerin yerleşim sürecinde, farklı göç dalgalarının farklı yerleşim bölgelerinde yoğunlaşması, belirli bir bölgenin kültürünü belirgin şekilde etkilemiştir. Örneğin Batı Trakya'da yaşayan Türk ve Müslümanlar, Balkanlar'dan gelen mübadillerin yerleşimiyle yeni bir kimlik oluşturmuşlardır.

Göçmenler, Türkiye'nin yemek kültürüne de önemli katkılar sağlamıştır. Birçok göçmen grubu, kendi yemek kültürlerini Türkiye'ye taşımıştır. Bu durum, Türkiye'nin yemek kültürünü daha da zenginleştirmiştir. Örneğin Doğu ve Güneydoğu illerinde Arap yemeği olarak bilinen "fırın kebabı" da göçmenler tarafından Türkiye'ye getirilmiştir.

Göçmen Grubu	Yöresel Yemekleri
Suriye	Humus, falafel, tabule, zahter
Afganistan	Mantu, aşak, keşkek, pilav
Irak	Kebap, dolma, köfte, biryani

Bununla birlikte, göçmenlerin yerleşim sürecinde yaşadıkları sorunlar, Türkiye'nin kültür mozaiği yapısındaki dengeyi bozabilir. Bu sorunlar, özellikle yoğun göç dalgaları sırasında yaşanabilir. Göçmenlerin kültürel adaptasyon sürecini hızlandırmak ve sosyal bütünleşmeyi sağlamak, bu dengenin korunmasında önemli bir rol oynar.

Göçmen Yemek Kültürü

Göçmen yemekleri, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde kendine özgü yemek kültürleriyle zamanla kaynaşarak, Türkiye'nin zengin yemek kültürünün oluşumunda önemli bir yere sahip olmuştur. Türkiye'de çeşitli göçler sonucunda, Arap, Balkan, Kafkas, Ortadoğu ve Afrika gibi farklı kültürlerin yemeklerindeki lezzetler Türk damak tadına uygun hale getirilmiştir.

Arap yemekleri, Türk mutfağının en önemli etkilerinden biridir. Ülkelerinde bol miktarda bulunan baharatlar, Türkiye'de de kullanılarak Türk mutfağına yeni tatlar ve dokular kazandırmıştır. Humus, lahmacun, falafel gibi yemekler günümüzde Türkiye'de bulunabilmektedir. Benzer şekilde Kafkas ve Balkan mutfağından alınan yemekler de Türk mutfağında sık sık tüketilmektedir. Özellikle Kafkas mutfağının meşhur yemeği hinkal, Türk mutfağına hızla adapte olmuştur.

Bunların yanı sıra, Türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgesinde yaşayan Kürtlerin mutfağı da, Türk mutfağına renk katmaktadır. Özellikle patlıcan yemekleri, dolmalar, kebaplar, çiğ köfteler Kürt mutfağının en öne çıkan yemekleri arasındadır.

Türkiye'nin zengin yemek kültürüne etki eden göçmen yemeklerinin yanı sıra, Türkiye'den farklı ülkelerine göç eden insanların, Türk mutfağını etkilediği de bir gerçektir. Örneğin, Almanya'da yaşayan Türklerin, Almanya'da buldukları malzemelerle farklı yemekler yaparak, Türkiye'de de bu yemekleri yavaş yavaş tanıtması Türk mutfağını zenginleştirmiştir.

Göçmen yemekleri, Türk mutfağına yeni tatlar kazandırmasının yanı sıra, Türkiye'de yaşayan farklı kültürler arasında da kaynaşmaya sebep olmuştur. Göçmen yemekleri sayesinde farklı kültürlerin insanları, birbirlerini daha iyi anlama ve kaynaşma imkanı bulmuştur.

Arap Mutfağı

Türkiye'nin güney sınırlarında yer alan Arap ülkelerinin mutfağı Türk mutfağına oldukça etkili olmuştur. Bu etkilerin başlıca sebepleri arasında coğrafi yakınlık, tarihsel bağlar ve nüfus hareketleri yer almaktadır. Ayrıca Arap ülkelerindeki geniş çeşitlilik de Türk mutfağına yeni tatlar kazandırmıştır.

Arap mutfağı Türkiye'de özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkisini göstermektedir. Türk mutfağındaki yöresel tatlarla birlikte Arap mutfağından gelen yemekler de oldukça popülerdir. Zeytinyağlı yemekler, kebaplar ve humus gibi yemekler Türk ve Arap mutfağı arasında ortak bir lezzet kültürünü oluşturmuştur. Ayrıca Arap mutfağındaki baharatlar da Türk mutfağına yeni tatlar kazandırmaktadır.

Arap mutfağından gelen tatlılar da Türk mutfağına oldukça etkili olmuştur. Baklava ve sütlü tatlılar gibi Türk mutfağındaki klasik tatlıların yanı sıra, hurma tatlıları, lokum ve bal kabağı tatlıları da Arap mutfağından Türk mutfağına giren tatlar arasındadır. Arap tatlıları, Türk mutfağındaki tatlı kültürüne yeni bir tatlar ve lezzetler kazandırmaktadır.

Arap mutfağından Türk mutfağına giren tuzlu atıştırmalıklar arasında lahmacun, pideler, çörekler ve börekler yer almaktadır. Bu atıştırmalıklar genellikle kahvaltı sofralarında tüketilir. Ayrıca Arap mutfağından gelen mezeler de Türk mutfağına oldukça etkili olmuştur. Humus, babaganuş ve acılı ezme gibi mezeler Türk mutfağına yeni tatlar kazandırmıştır.

Tatlı Kültürü

Türk mutfağı, tatlı kültürüyle ünlü bir mutfak olmakla birlikte, Arap tatlılarının da Türkiye'de çokça tüketildiğini bilmekteyiz. Arap ülkelerinde yapılan tatlıların Türkiye'de yaygınlaşması farklı sebeplere dayanmaktadır. Özellikle Suudi Arabistan'da yapılan kahve seremonilerinde, tatlıların en fazla tüketildiği döneme şahit olmak mümkündür. Bu sebeple, Suudi Arabistan'daki tatlılar, Türkiye'de de popüler hale gelmiştir.

Türkiye'deki Arap tatlıları arasında Basbousa, Kanafeh, Chebakia gibi tatlı çeşitleri bulunmaktadır. Basbousa, un, tereyağı, şeker, süt ve hindistan cevizi kullanılarak yapılan, suni tatlandırıcı içermeyen bir tatlı olmakla birlikte, Kanafeh ise Türk mutfağına daha yeni girmiş bir tatlıdır ve peynirli olmasıyla dikkat çeker.

Chebakia tatlısı ise ülkemizde özellikle Ramazan ayında tüketilen bir tatlıdır ve hamur işi sevenlerin damak zevkine uygun bir tatlıdır. Bu tatlı Türkiye'de daha az bilinmekle birlikte, özellikle Arap toplumunun büyük bir birlikteliği olan düğünlerde sıklıkla yapılmaktadır.

Sonuç olarak, Arap tatlılarının Türk mutfağına etkisi oldukça büyük olmakla birlikte, bu tatlıların Türk damak zevkiyle buluşarak farklı lezzetlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Türkiye'deki Arap tatlı kültürü, ülkemiz mutfağının zenginliklerinden biridir ve tatlı sevenlerin mutlaka denemesi gereken lezzetler arasındadır.

Tuzlu Atıştırmalıklar

Türkiye, kültür mozaikinde birçok ülkeden göçmenleri barındırmasıyla ünlüdür. Bu göçmenlerin yemek kültürleri de Türk mutfağına birçok değişiklik getirdi. Özellikle Arap yemekleri Türk mutfağına lezzetli bir katkı sağlamıştır.

Arap tuzlu atıştırmalıkları, Türkiye'deki yemek kültürüne olan etkileri bakımından önemlidir. Kültür mozaiği içinde yer alan göçmen toplulukların yemek kültürleri, Türk mutfağına taze bir bakış açısı getirmiştir. Türkiye'nin güney bölgelerinde sıkça karşılaşılan Arap tuzlu atıştırmalıkları, Türk halkının da sevdiği bir atıştırmalık haline gelmiştir.

Tuzlu Atıştırmalıklar	Açıklama
Sambousa	Çıtır çıtır hamurun içinde doldurulmuş etli veya sebzeli bir atıştırmalık
Falafel	Nohut tabanlı, kızarmış, lezzetli bir atıştırmalık
Miraba	Acı biber, sarımsak ve baharatların karışımıyla hazırlanan turşu

Arap tuzlu atıştırmalıklarının Türkiye'de popüler hale gelmesinde kültür kaynaşmasının yanı sıra, sağlıklı olmaları da etkilidir. Özellikle son yıllarda sağlıklı beslenme trendi, bu atıştırmalıkların popülerliğini artırmıştır. Türkiye'nin birçok noktasında kolayca bulunabilen Arap tuzlu atıştırmalıkları, Türk mutfağına yeni bir tat ve lezzet katmıştır.

Afrika Mutfağı

Göçmenlerin Türkiye'deki etkileriyle ilgili olarak Afrika mutfağı da Türk mutfağına önemli etkiler yapmıştır. Afrika mutfağı, farklı lezzetler ve özellikleriyle Türk mutfağına farklı bir tat katarak zenginliğini arttırmıştır.

Afrika mutfağı, geniş bir coğrafyaya yayıldığı için çok çeşitli yemekleri içermektedir. Bu yemekler arasında en meşhur olanları pirinç, sebze, et ve baharatlarla yapılan pilav, Couscous, Akara, Egusi çorbası, Jollof pirinci, egzotik soslar ve birçok tatlı çeşidi örnek olarak verilebilir.

Yemek İsmi	Malzemeler	Hazırlanması
Pilav	Pirinç, sebze, et, baharatlar	Pirinçler yıkanarak ve suyu süzülerek yüksek ateşte tereyağında kavrulur. Daha sonra su, baharatlar ve sebzeler eklenerek pişirilmeye devam edilir.
Couscous	Couscous, et, sebze, baharatlar	Couscous hazırlanır ve suyu süzülür. Et ve sebzeler haşlanarak baharatlarla birlikte kavrulur. Couscous bu karışıma eklenerek birkaç dakika pişirilir.

Afrika mutfağı, Türk mutfağına özellikle tatlılar konusunda büyük bir katkı sağlamıştır. Etiyopya ve Somali'nin tatlıları, Türk tatlılarının aromasıyla harmanlanarak farklı bir tat elde edilmiştir. Bunun yanı sıra, meyve suyu tatlıları da Afrika mutfağından Türk mutfağına geçmiştir.

• Baobap Meyveli Kek: Baobap meyvesi, keke farklı bir lezzet ve aroma katarak Türk mutfağına yeni bir tat getirir.
• Mango Kreması: Mango püresi, şeker, vanilya ve krema ile karıştırılarak hazırlanan bu tatlı Türk mutfağında da sıklıkla pişirilmektedir.
• Doum Palmiyesi Tatlısı: Doum palmiyesi meyvesi, tahin, bal ve süt ile karıştırılarak hazırlanan bu tatlı Afrika mutfağından Türk mutfağına geçmiştir.

Afrika mutfağı, Türk mutfağında kendine özgü bir yer edinerek lezzetlerin çeşitliliğini arttırırken kültürel zenginliğin de artmasına katkı sağlamıştır.

Göçmen Sanat ve Müzik Kültürü

Türkiye, yüzyıllardır farklı kültürlerin kesiştiği bir coğrafya olmuştur. Bu coğrafyada yaşayan göçmenlerin sanat ve müzik kültürü, Türkiye'nin kültürel mozaiğinde önemli bir yere sahiptir. Göçmenler, Türkiye'ye gelişleriyle beraber kültürlerini yansıtan yeni bir sanat ve müzik dünyası yaratmışlardır.

Birçok göçmen topluluğunun sanat kültürü, Türkiye'de hem yerel hem de uluslararası alanda tanınmıştır. Özellikle Türkiye ile birçok ortak yönü olan Arap kültürü, Türk sanat ve müzik dünyasına büyük bir etki bırakmıştır. Arap müziği, Türk müziği ile sentezlenerek yeni bir tarz yaratmıştır. Türkiye'de Arap müziği severlerin sayısı giderek artmaktadır. Arap müziği ile birlikte, Arap sanatı da Türkiye'de giderek yaygınlaşmaktadır. Çeşitli Arap sanatçıların sergileri, Türk sanatseverler tarafından büyük bir ilgiyle takip edilmektedir.

Afrika kültürü de Türk sanat ve müzik dünyasına farklı bir renk katmaktadır. Afrika müziği, ritmi ve dansıyla Türk müzik dünyasını etkisi altına almaktadır. Afrikalı sanatçıların sergileri de Türk sanatseverler tarafından büyük bir merakla takip edilmektedir.

Göçmenlerin sanat kültürüne ek olarak, müzik dünyasına yaptıkları katkılar da büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye'de rap müzik, Afrika kökenli göçmenlerin Türkçe rap müziği üzerindeki etkisiyle birlikte gelişmiştir. Türkiye'de birçok rap müzisyeni, Afrika kökenli müzisyenlerden etkilenmiştir.

Sonuç olarak, göçmen toplulukların Türkiye'deki sanat ve müzik kültürüne olan katkıları büyük bir önem arz etmektedir. Sanat ve müzik dünyasında yarattıkları mozaik, Türkiye'nin kültürel çeşitliliğine zenginlik katmaktadır.

Klasik Müzik

Klasik müzik, batı kökenli bir müzik türüdür ve Türk müzik tarihinde önemli bir yere sahiptir. Batı müziği, Türkiye'ye, Osmanlı döneminde, özellikle II. Mahmut döneminde, öğretilmeye başlanmıştır. İstanbul'da açılan Müzik Mektebi'nde, eğitim gören sanatçılar arasında batı müziği eğitimi alanlar da bulunmaktadır.

Batı müziği, Türk müziğine, belirli bir etki yaparak, Türk müziğinde yeni bir akımın oluşmasına sebep olmuştur. Bu etki, klasik Türk müziği olarak bilinen müzik türünün doğmasına neden olmuştur. Klasik müzik, Türk kültürüyle birleşerek farklı bir şekilde icra edilmeye başlanmıştır. Böylece, Türk müziği, yeni bir tını ve renk kazanmıştır.

Batı müziği, Türk müzikine olan etkisi bakımından, özellikle Osmanlı dönemi Türk müziği üzerinde etkili olmuştur. Türk müziği, batı müziği ile birleşerek, farklı bir tınıya kavuşmuştur. Bu birleşme, Türk müziğindeki çeşitliliği artırmıştır ve Türk müzisyenlerin, batı müziğini de icra etmesine imkan sağlamıştır.

Sonuç olarak, batı kökenli klasik müzik türlerinin Türk müziğine olan etkisi oldukça büyüktür. Batı müziğinin Türkiye'ye gelişi, Türk müziğinde yeni bir akımın oluşmasına sebep olmuş ve Türk müziği, batı müziğiyle karşılaşarak, farklı bir tınıya ulaşmıştır. Bu birleşme, Türk müziğindeki çeşitliliği arttırmış ve Türk müzisyenlerin, batı müziğini de icra etmesine olanak sağlamıştır.

Rap Kültürü

Rap müzik, Afrika kökenli bir müzik türü olup, günümüzde tüm dünyada popülerliğini sürdürmektedir. Türkiye’de de rap müzik, kısa sürede geniş bir kitleye hitap etmiştir. Özellikle Türkçe rap müziği, son yıllarda oldukça popüler olmuş ve birçok genç tarafından dinlenmektedir.

Afrika kökenli rap müziği, Türkiye’deki rap müziği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Afrika’dan Amerika’ya oradan da Türkiye’ye yayılan rap kültürü, Türkçe sözlü rap müziği ile bütünleşerek farklı bir boyut kazanmıştır. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayan göçmenlerin kültürü, Türkçe rap müziği içinde yer almaktadır. Bu müzik türü, göçmen kültürlerinin etkilerini ve çeşitliliğini yansıtmaktadır.

Göçmen kökenli Türkçe rap sanatçıları	Göçmen kültürlerinin etkisi
Ezhel	Arap ve Kürt kültürlerinin etkisi
Musa Eroğlu	Arap kültürünün etkisi
Ceza	Kürt kültürünün etkisi

Ayrıca, Afrika kökenli rap müziği, Türkiye’deki rap müziği üzerinde sözlü tarzı ile de etkili olmuştur. Afrika’nın ritimli müziği ve söyleyişi, Türkiye’deki rap müziğine farklı bir ivme katmıştır. Türkçe rap müziği içindeki söyleyişin ve ritmin Afrika kökenli rap müziği ile bütünleşmesi, Türkçe rap müziğinin farklı bir boyut kazanmasını sağlamıştır.

Buna benzer bir örnek olarak, Türkiye’nin güney sahillerinde yer alan köylerde yaşayan göçmenlerin yarattığı “saçılmış” müzik kültürü gösterilebilir. Bu kültür, Türkçe sözlü rap müziğindeki ritim ve söyleyiş tarzlarında kendini göstermektedir.

Özetle, göçmen kültürleri, Türkçe rap müziği üzerinde Arap, Kürt ve Afrika kültürlerinin etkisini yansıtmaktadır. Türkçe rap müziği, farklı kültürlerin bir araya gelmesiyle oluşan zengin bir müzik türüdür.

Göçmen Dini-Tarihi Kültürü

Göçmen toplulukların Türkiye'deki din ve tarih kültürüne olan etkileri oldukça derin ve çeşitlidir. Özellikle son yıllarda Suriyeli mültecilerin ülkeye gelmesiyle birlikte İslamiyet'in Türkiye'deki yansımaları ve bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar arttı.

Bununla birlikte, Türkiye'ye göç eden diğer topluluklar da kendi din ve tarih kültürlerini ülkeye taşıdılar ve buralarda yaşayan insanlara tanıttılar. Örneğin, Ermenilerin Türkiye'nin tarihindeki yeri ve Ermeni kültürü hakkında yapılan çalışmalar, Ermeni cemaatinin etkin olduğu bölgelerde daha yoğun olarak görülmektedir.

Ayrıca, göçmen toplulukların din ve tarih kültürlerine olan etkilerine örnek olarak, Türkiye'deki Yahudi cemaati verilebilir. Osmanlı döneminde, Avrupa'daki din savaşları nedeniyle ülkeye göç eden Yahudilerin kültürü, Türk Yahudileri tarafından benimsenerek günümüze kadar geldi.

Göçmen toplulukların Türkiye'de din ve tarih kültürüne olan etkileri sadece belirli topluluklarla sınırlı değildir. Örneğin, Müslüman Hint göçmenlerin Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet üzerine yaptığı çalışmalar, Türkiye'deki İslam kültürüne katkı sağlamaktadır. Bu çalışmaların sonucunda, Türk İslam kültüründe bazı Hint etkileri de yer almaktadır.

Özetle, göçmen toplulukların Türkiye'deki din ve tarih kültürüne olan etkileri oldukça çeşitlidir. Bu etkileri inceleyerek, Türkiye'nin zengin ve çeşitli kültürel mirası hakkında daha fazla bilgi sahibi olabiliriz.

Arap Tarihi ve Kültürü

Arap tarihi ve kültürü, Türkiye'nin tarih ve kültür mozaiğinde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle, Türkiye'de yapılan çalışmalar ve yayınlar da oldukça fazladır. Özellikle son yıllarda Türkiye'de Arapça öğrenimine verilen önemin artması ile birlikte Arap tarihi ve kültürüne duyulan merak da artmıştır.

Bu alanda yapılan araştırmalar ve yayınlar, genellikle Arap toplumunun tarihi, dini, edebi ve kültürel özellikleri üzerine odaklanmaktadır. Özellikle, İslamiyet öncesi Arap toplumunun yapısı ve gelenekleri, İslam'ın ortaya çıkış süreci ve İslam'ın yayılışı gibi konular üzerine ciddi çalışmalar yapılmaktadır.

Ayrıca, Arap edebiyatı ve şiiri de Türkiye'de ilgiyle takip edilen konulardan biridir. Arapça öğrenimine verilen önem sayesinde, Türk edebiyatçılar da Arap edebiyatına ilgi duymuş ve Arap şiirinden etkilenmiştir.

Toplumsal yaşantıda ise Arap kültürünün izleri özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde görülmektedir. Bu bölgeye yerleşen Arap toplulukları, kendi dilleri ve gelenekleriyle beraber bölgenin kültürüne de etki etmiştir. Örneğin, Kürtçe'deki birçok kelime Arapça kökenlidir ve Arapça ezan okunması da bu bölgede yaygındır.

Sonuç olarak, Türkiye'de Arap tarihi ve kültürüne olan ilginin artması, bu konuda yapılan çalışmaların da artmasına neden olmuştur. Arap tarihi ve kültürü, hem Türkiye'nin kültürel zenginliğine katkı sağlamış, hem de Türkiye-Arap dünyası ilişkilerinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur.

İslamiyet'in Türkiye'deki Yansımaları

Türk kültüründe İslam'ın önemli bir yeri vardır. İslam, Türkiye'de çeşitli etkiler bırakmıştır ve Türk kültürünün şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. İslamiyet'in Türkiye'deki yansımaları, Türk toplumunun dine olan ilgisi, yaşam şekilleri, giyim tarzı, yemek kültürü, mimarisi, sanatı ve müziği gibi her alanda görülebilir.

Türkler, İslamiyet'i kabul etmekle birlikte, kendi gelenek ve göreneklerini de sürdürmüşlerdir. Müslüman Türkler, kendi örf ve adetleriyle İslam'ı harmanlamışlar ve kendilerine özgü bir İslami kültür oluşturmuşlardır. Bu nedenle, Türkiye'deki İslami kültür diğer İslam ülkelerinden farklıdır.

İslamiyet'in yansımaları, Türk mutfağında da görülebilir. Mesela, Ramazan ayında oruç tutan Türkler, iftar sofralarında İslamiyet'e uygun olarak hazırlanan yemekleri tüketirler. Bunun yanı sıra, Türklerin tatlı kültüründe de İslamiyet'in yansımaları görülebilir. Özellikle Osmanlı döneminde, İslami yetkililerin verdiği fetvalar doğrultusunda tatlılar yapılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır.

Sanatta da İslamiyet'in etkisi görülmektedir. Türk sanatında hem İslamiyet öncesi dönemlerden kalma eserler, hem de İslamiyet'in etkisiyle yapılmış eserler bulunmaktadır. Özellikle Osmanlı döneminde İslam sanatı gelişmiş ve Yaşayan İslam Sanatı olarak adlandırılmıştır.

Sonuç olarak, İslamiyet'in Türkiye'deki yansımaları o kadar yaygın ki, Türk kültüründen ayrı düşünülemez hale gelmiştir. İslamiyet, Türkiye'nin kültür mozaiği içinde önemli bir yer tutmaktadır ve Türk kültürünü şekillendirmedeki etkisi inkar edilemez.