Resim Sanatının Sıra Dışı Dünyası: Gerçeküstücü Sanatın İzleri sergisinde, sıradışı sanat eserleriyle gerçekliğin ötesine yolculuk yapın! Salvador Dali, Rene Magritte, Max Ernst gibi gerçeküstücü ustaların eserleriyle kendinizi şaşırtın ve hayran kalın Sergi hakkında detaylı bilgi ve bilet satın alma için hemen sitemizi ziyaret edin

Gerçeküstücü sanat, 20. yüzyıl sanat akımlarından biridir. Gerçek hayattan kopuk, hayal gücüne dayalı ve rasyonel düşünceye karşı çıkan bir sanat anlayışıdır. Bu akımda, gerçeklikle bağdaşmayan düşünceler, kişisel mitolojiler, bilinçaltı düşünceleri, rüyalar ve fanteziler gibi unsurlar önemlidir.

Gerçeküstücü sanatta, sanatçıların hayal dünyaları, gerçek dünyada var olan nesne ve durumlarla birleştirilir. Bu birleşim sonucu ortaya çıkan eserler, sıra dışı, çarpıcı ve şaşırtıcıdır. Gerçeküstücü sanat, sadece resim sanatında değil, edebiyat, sinema, moda ve diğer sanat dallarında da etkisini göstermiştir.

Gerçeküstücü Sanatın Kökenleri

Gerçeküstücü sanat, 20. yüzyılın başlarında, Fransa'da ortaya çıkan bir sanat hareketidir. Bu akım, Realizm ve Sembolizm akımlarına bir tepki olarak doğmuştur. Gerçeküstücü sanatçılar, bilinçaltı dünyasına ulaşarak gerçekle bağdaşmayan, fantastik, yani rüya benzeri görüntüler yaratmak istemişlerdir. Bu nedenle, gerçeküstücü sanatın kökenleri, Freud'un psikanaliz teorilerinin ve rüyaların keşfi ile bağlantılıdır. Bu akımın kökleri, sanatın ve psikolojinin birleştiği bir noktada yatmaktadır.

Gerçeküstücü sanatın ortaya çıkışında, I. Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı gibi dönemsel olayların da etkisi vardır. Bu gibi savaşlar, insanların hayatlarında büyük bir yıkım yaratırken, sanat alanında da yeni akımların doğmasına neden olmuştur. Gerçeküstücü hareket, bu dönemde yaşanan hayal kırıklıklarına ve insanın hayal gücünden beslenerek, yeni bir bakış açısı oluşturmayı amaçlamıştır.

Gerçeküstücü sanatın kökenleri hakkında konuşurken, André Breton adı öne çıkar. Breton, gerçeküstücü hareketin öncülerinden biridir ve 1924 yılında, gerçeküstücü manifestoyu kaleme almıştır. Bu manifesto, gerçeküstücü sanatın temel amacını, yani "gerçekliği çözmek"i ortaya koymuştur.

• Gerçeküstücü sanatın kökenleri, rüyaların keşfi ve Freud'un psikanaliz teorileriyle bağlantılıdır.
• Savaşlar ve dönemsel olaylar, gerçeküstücü sanatın ortaya çıkışında etkili olmuştur.
• André Breton, gerçeküstücü hareketin öncü isimlerinden biridir ve gerçeküstücü manifestoyu kaleme almıştır.

Gerçeküstücü Sanat Akımının Temsilcileri

Gerçeküstücü sanat akımı, farklı sanatçılar tarafından kendine özgü tarzlarında yorumlanarak farklı eserler oluşturmuştur. Bu akımın öne çıkan temsilcilerinin isimleri ve eserleri şunlardır:

Sanatçı	Eserleri
Salvador Dalí	La Persistencia de la Memoria (Belleklerin Azmi), Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening
René Magritte	La Trahison des Images (İmgelerin İhaneti), Les Amants (Aşıklar)
Max Ernst	The Elephant Celebes (Selefant Celebes), Europe After the Rain (Yağmur Sonrası Avrupa)
Joan Miró	The Tilled Field (Ekili Tarla), The Beautiful Feathered Hat (Güzel Tüylü Şapka)

Salvador Dalí, Gerçeküstücü sanatın en önde gelen isimlerinden biridir. Kendine özgü tarzı, çarpıcı imgeleri ve sanatı sorgulayıcı yaklaşımıyla tanınır. La Persistencia de la Memoria (Belleklerin Azmi) adlı tablosuyla, erişilmez zaman ve belleği sembolize ederek gerçekliği başka bir boyuta taşır. Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening adlı tablosu ise, rüyaların anlaşılmazlığını ele alan, gerçeküstücü bir eserdir.

René Magritte ise, gerçeküstücü sanatın özgün isimlerinden biridir. Sanatında görsel imgelerin anlamlarına odaklanan Magritte, sıradan nesnelerin ve tanıdık imgelerin anlamını sorgular. La Trahison des Images (İmgelerin İhaneti) adlı tablosu bu yaklaşımın en ünlü örneklerindendir. Les Amants (Aşıklar) adlı tablosu da, gerçekliği çarpıtarak farklı bir yorum getirir ve izleyicinin hayal dünyasına hitap eder.

Max Ernst, Joan Miró ve diğer gerçeküstü sanatçıları da bu akımın temsilcileri olarak önemli eserlere imza atmışlardır. Gerçeküstücü sanatın her bir temsilcisi, kendine özgü bir bakış açısıyla sanatın sınırlarını zorlayarak farklı bir dünya yaratmıştır.

Salvador Dalí

Salvador Dalí, 11 Mayıs 1904'te İspanya'da doğdu ve 23 Ocak 1989'da öldü. Kendisi gerçeküstücü sanat hareketinin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Yaptığı çalışmalar, yaratıcılığı ve çığır açan teknikleriyle sanat dünyasında büyük bir etki yaratmıştır.

Dalí'nin en ünlü eserleri arasında "La Persistencia de la Memoria (Belleklerin Azmi)" ve "Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening" yer alır. "La Persistencia de la Memoria" eseri, sulanmış saatlerin yer aldığı bir manzarayı gösterir ve Dalí'nin gerçeküstücülük anlayışını yansıtır. Eserdeki saatler, zamana karşı mücadele eden insanı temsil eder. "Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening" isimli eseri ise, yine gerçeküstücülük çizgisinde, insanın farklı boyutlarının ve zamanın anlatıldığı bir eserdir.

Doğum Tarihi	11 Mayıs 1904
Doğum Yeri	Figueres, İspanya
Ölüm Tarihi	23 Ocak 1989
Ölüm Yeri	Figueres, İspanya

Dalí, sadece resim alanında değil, sinema, tasarım ve reklamcılık alanlarında da eserler üretti. En başarılı reklam kampanyalarından biri olan Chupa Chups'un logo tasarımı da Dalí'ye aittir. Kendisi, sanatsal yaratıcılığı ve teknolojik gelişmelere olan merakı sayesinde birçok yeni tekniklerin, stillerin ve tarzların ortaya çıkmasında rol oynadı.

La Persistencia de la Memoria (Belleklerin Azmi)

Gerçeküstücü sanatın en önemli temsilcilerinden Salvador Dalí'nin en ünlü eserlerinden biri olan La Persistencia de la Memoria, Türkçeye "Belleklerin Azmi" olarak çevrilebilir. Bu tablo, Dalí'nin gerçeküstücü yaklaşımını en iyi şekilde yansıtmaktadır.

Tablo, 1931 yılında yapılmıştır ve boyutu yaklaşık olarak 24x33 cm'dir. İspanya'da bulunan bir müzede sergilenen bu tablo, saatlerin eriyen bir manzara içinde gösterildiği ilginç bir kompozisyona sahiptir.

La Persistencia de la Memoria, zaman ve bellek kavramlarının gerçeküstücü bir versiyonunu sunmaktadır. Tablografik yansımalar, hemen hemen her şeyin eriyip dağılmaya başlamış olduğu bir manzara oluşturur. Bununla birlikte, saatin birbirinden ayrı iki bölümü, zamana ve belleğe yapılan bir gönderme olarak yer almaktadır. Bu durum, Salvador Dalí'nin deyimiyle "belleklerin azmi" fikrini yansıtmaktadır.

Belleklerin Azmi	Özellikleri
Boyutu	24x33 cm
Yılı	1931
Kompozisyon	Erimeye başlamış manzara, eriyen saatler, belleğe yapılan göndermeler
Etkileri	Gerçeküstücü sanatta bir dönüm noktası, Salvador Dalí'nin en ünlü eserlerinden biri

La Persistencia de la Memoria, gerçeküstücü sanatın en önemli eserlerinden biridir ve birçok kalıcı etki yaratmıştır. Bu eser, zaman ve bellek kavramlarının gerçekliğe karşıtlığına yapılan bir gönderme olarak anılacaktır.

Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening

Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening, Salvador Dalí'nin en dikkat çekici eserlerinden biridir. Bu eser gerçeküstücü sanatın en önemli özelliklerinden biri olan rüya ve hayal gücüne dayalı bir şekilde yaratılmıştır. Tabloda, bir narın etrafında uçan bir arının neden olduğu bir rüyanın tasviri yapılmaktadır. Tablo, gerçeküstücü sanatın diğer bir özelliği olan zamanın belirsizliğini yansıtmaktadır.

Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening, birçok çarpıcı özelliklere sahiptir. Bunlardan ilki, tablonun gerçeküstücü sanatın diğer örneklerinde olduğu gibi gerçek olmayan bir atmosfere sahip olmasıdır. Bu atmosfer, tablonun ana konusu olan rüya ve hayal gücünden kaynaklanmaktadır. Tabloda kullanılan canlı renkler ve kontrastlar da dikkat çekicidir. Bütün bunlar, tablodaki hareketi ve drama hissini arttırmaktadır.

Tablonun diğer dikkat çekici özelliklerinden biri, nesnelerin boyutlarının gerçek hayatta olduğu gibi olmamasıdır. Örneğin, arı, nar ve insan yüzü normal boyutlarından çok farklı boyutlarda resmedilmiştir. Bu da insanı hayal gücüne sürüklemektedir. Ayrıca tabloda yer alan bulutlar, geometrik şekiller ve yapraklar da tablonun gerçeküstücü stiline yapılan bir atıftır.

Sonuç olarak, Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening, gerçeküstücü sanatın özellikleri ve Salvador Dalí'nin sanat anlayışının bir göstergesidir. Tablo, hayal gücünün ve zamanın belirsizliğinin resmedilmesiyle, gerçeklik ile bağdaşmayan gerçekliği yansıtmaktadır. Bu eser, gerçeküstücü sanatın izlerine dokunmak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsattır.

René Magritte

Gerçeküstücü sanat hareketinin en önemli temsilcilerinden biri olan René Magritte, 21 Kasım 1898'de Belçika'da doğdu. Sanatçı, gençliğinde reklam ajanslarında ve grafik tasarım şirketlerinde çalışarak mesleki tecrübe kazandı. Ancak gerçek tutkusunun ressamlık olduğunu fark eden Magritte, 1926 yılında tam zamanlı bir sanatçı olarak çalışmaya başladı.

René Magritte, resimlerinde gerçekliği ve imgeleri sorgulayan bir tarzı benimsemiştir. En ünlü tablolarından biri olan "İmgelerin İhaneti" adlı eseriyle bu felsefesini en iyi şekilde yansıtmıştır. Bu tabloda bir pipo çizilmiş ve altında da "Bu bir pipo değildir" yazmaktadır. Bu eser, gerçeklik kavramına dair sorgulamaları ile gerçeküstücü sanatın temel felsefesini yansıtmaktadır.

Magritte'in diğer ünlü eserlerinden biri de "Aşıklar" adlı tablosudur. Bu tabloda iki insanın yüzleri, birbirine bakmayacak şekilde uzun pelerinler ile örtülmüştür. Bu eser, gerçeklik algısını sorgulamakla birlikte, insanların yüzlerinin arkasında ne olduğuna dair merakı da arttırmaktadır.

René Magritte'in gerçeküstücü sanatta önemli bir yeri olmuştur. Sanatçının eserleri, gerçekliğe dair sorgulamalar ve imgelerin etkisi konularında yeni fikirler sunmuştur. Hem sanat hem de felsefe dünyasında iz bırakan sanatçı, hayatının sonuna kadar bu tarzda eserler vermeye devam etti.

La Trahison des Images (İmgelerin İhaneti)

René Magritte'in en ünlü eserlerinden biri olan İmgelerin İhaneti, gerçekliğin algılanmasına yönelik bir mesaj içermektedir. Bu tabloda, bir pipo resmedilmiş ve altında "Bu bir pipo değildir" yazmaktadır. Bu ifade, görsel bir nesnenin kendisi olmadığını, yalnızca bir temsil olduğunu belirtir.

Bu tablo, gerçeğin sorgulanmasına ve sanatın gücünü gösteren bir örnek olarak kabul edilir. Magritte, nesnelerin yalnızca düşüncelerimizdeki temsiller olduğunu ve gerçeklerle karıştırılmaması gerektiğini vurgulamıştır.

Tablonun İsmi	İmgelerin İhaneti
Sanatçı	René Magritte
Yıl	1929
Malzeme	Yağlı boya

• Tablo, gerçekliğin algılanması ve temsil edilmesi konularında birçok yorum alır
• Magritte'in diğer eserleri gibi, bu da gerçeküstücü sanatın temel özelliklerini yansıtır
• İmgelerin İhaneti, dünya çapında birçok sanatsever tarafından beğenilen bir eserdir

İlgili tabloyu görsel olarak incelediğimizde, gerçekliğin sadece algılarımızda yer aldığını ve temsil ettikleri nesnelerin gerçeğin kendisi olmadığını fark ederiz. Bu da, gerçekliğin sorgulanması, özgürlük, hayal gücü ve sanatın gücü hakkında derin bir düşünceye sevk eder.

Les Amants (Aşıklar)

René Magritte'in en ikonik eserlerinden biri olan Les Amants ya da Aşıklar, gerçeküstücü sanatın önemli örneklerinden biridir. 1928 yılında tamamlanan bu tablo, Magritte'in sık kullanılan bir motif olan yüzleri kapalı çiftleri betimlemek için kullandığı bir örnek olarak da görülebilir.

Tabloda göze çarpan ilk şey, kadının ve erkeğin başlarının birbirine dönük olmasıdır. Ancak yüzleri başlarından büyük bir kuş ya da böcek gibi bir şey tarafından kapalıdır. Bu, Magritte'in gerçekliğe dair anlatmak istediği fikirlerden birini yansıtır; yani yüzlerimiz bizim kimliğimiz ya da gerçek kişiliğimiz değildir, bu yüzden onları örtmek kişiyi daha gerçekle bağdaşmayan bir duruma sokacaktır.

Bununla birlikte, tablo aynı zamanda aşkın güzel ama bir o kadar da gizemli bir şey olduğunu da temsil eder. Çiftin başlarının üstünde oluşan gökyüzü benzeri açıklık, aşkın sonsuzluğunu ve evrensel bir kavram olduğunu ifade eder. Fakat yine de her iki yüzün de kapalı olması, aşkın her zaman bir sır olarak kalacağını ve bir şekilde gizemini koruyacağını gösterir.

Les Amants, gerçeküstücü sanatın en etkileyici örneklerinden biridir ve sanat severler tarafından hala büyük bir ilgi ile incelenmektedir.

Gerçeküstücü Sanatın Özellikleri

Gerçeküstücü sanatın özellikleri, akımın ortaya çıkışından kaynaklanan temel felsefelerini yansıtır. En önemli özelliklerinden biri gerçekle bağdaşmayan gerçeklik anlayışıdır. Gerçeküstücü sanatçılar, gerçek dünyadan etkilenerek yaratıcılık sürecini gerçekleştirirler. Ancak bu süreçte gerçekle bağdaşmayan, rasyonel açıklamalarla açıklanamayan yeni bir gerçeklik yaratırlar.

Bir diğer önemli özellik ise rüya ve bilinçaltının kullanımıdır. Sanatçılar sıklıkla rüyaları ve bilinçaltını eserlerinde kullanarak gerçeküstü bir atmosfer yaratırlar. Bu durum eserlerin anlaşılması ve yorumlanması için bireysel deneyimlerin bir parçasıdır.

Bunlara ek olarak, gerçeküstücü sanatçılar zaman ve uzamla oynama eğilimindedirler. Zamanın durması veya tersine işlemesi, perspektif kurallarının çiğnenmesi ve nesnelerin yarısı olmayan şekilde gösterilmesi gibi yöntemlerle gerçeküstü bir dünya yaratırlar.

Gerçeküstücü sanatta ön planda olan bir diğer özellik ise imgelerin kullanımıdır. Sanatçılar, gerçek dünyadan imgeleri alarak onları kendi perspektifleri ve anlamlarıyla yorumlarlar. Bu imgeler sıklıkla korkutucu, tekinsiz ve doğal olmayan özelliklere sahip olurlar.

Bütün bu özelliklerle birlikte, gerçeküstücü sanat insanların kendilerini ifade etme biçimi olarak da kabul edilir. Akımın öncüleri, sıkıcı ve kısıtlayıcı günlük yaşamdan kaçış yolu arayan insanlar için yeni bir dünya sunarlar.

Gerçekle Bağdaşmayan Gerçeklik

Gerçeküstücü sanat, gerçekliğin kabul edilen sınırları ve mantığına meydan okuyan bir sanat akımıdır. İzleyicileri gerçekle bağdaşmayan, rasyonel olmayan ve öngörülemeyen bir dünyaya götürür. Bu akımın öncüleri gerçekliği eleştiren savunucular olmuş ve doğanın, insanların ve objelerin değişen ve çarpık bir anatomisini yaratan resimler çizmişlerdir.

Gerçekle bağdaşmayan gerçeklik kavramı, gerçekliği yüzleştirdiğimiz gerçeklik algısına karşı gelir. Salvador Dali'nin "Belleklerin Azmi" adlı ünlü tablosunda, yalıtılmış bir sahnede, yumuşayan dilimlenmiş saatler vardır. Bir çöl manzarası içinde kum kütlesinden bir yüz vardır. Bu figürler, gerçekliğin ötesindeki farklı bir evrende görünen şeylerdir.

Başka bir örnek, René Magritte'in "İmgelerin İhaneti" tablosudur. Bu tabloda, bir pipo resmi bulunur ve altında "Bu bir pipo değildir" yazısı yer alır. Bu kavram, gerçeklik algısına meydan okuyan bir düşüncedir. Bir resimdeki obje, ona verilen isim ve tanımdan bağımsızdır.

• Gerçekle bağdaşmayan gerçeklik, gerçekliği değiştiren bir kavramdır.
• Gerçeküstücü sanatçılar, gerçekliği sorgulamak yerine yüzleşmek yerine, insana benzer bir dünya yaratmayı tercih ettiler.
• Gerçeküstücü sanatçılar, çarpık anatomiler ve farklı objeler kullanarak gerçeküstü dünyayı anlatmaya çalıştılar.
• Gerçeküstücü sanat, insanlar için gerçekliğe meydan okuyan bir evren yaratarak izleyicilerin hayallerindeki dünya görüşlerine nasıl uyduğunu sorgular.

Rüya ve Bilinçaltı

Gerçeküstücü sanatta rüya ve bilinçaltı önemli bir yere sahiptir. Gerçeküstücü sanat, gerçekliği olduğu gibi yansıtmak yerine, rüyalar ve bilinçaltı gibi unsurlardan yararlanır. Bu durum, gerçekliğin anlamsızlığını vurgular ve sanatçıların hayal gücünün sınırlarını zorlamasına imkan sağlar.

Bu nedenle, gerçeküstücü sanatta rüyalar ve bilinçaltı, sanat eserlerinde sıkça kullanılan temalar arasındadır. Rüyalar, insanların günlük hayatta yaşadıkları duygusal ve zihinsel deneyimleri yansıtır ve gerçekliğin sınırlarını aşar. Bilinçaltı ise kişinin farkında olmadığı ve hayatındaki bazı olayların tetiklediği düşünceleri ve duyguları yansıtır.

Bu unsurlar, gerçeküstücü sanatçıların eserlerinde sıklıkla kullanılır. Örneğin, Salvador Dalí'nin "Sueño Caused by the Flight of a Bee Around a Pomegranate a Second Before Awakening" adlı eseri, bir rüyanın canlandırmasını yapar. René Magritte'in "Les Amants" adlı eseri ise, bir bilinçaltı gösterisi olarak tasarlanmıştır.

Bu temalar, gerçeküstücü sanatın insan zihninde farklı boyutlara ulaşmasına katkıda bulunur. Gerçeküstücü sanatçılar, rüyalar ve bilinçaltının önemini vurgulayarak, insanların günlük hayatlarından uzaklaşmalarına ve hayal güçlerini kullanarak yeni boyutlar keşfetmelerine yardımcı olurlar.

Gerçeküstücü Sanatın Etkileri

Gerçeküstücü sanatın yarattığı etkiler yalnızca sanat dünyası ile sınırlı kalmamıştır. Bu sanat akımı, diğer sanat dallarına da büyük ölçüde etki etmiştir. Örneğin, gerçeküstücülük hareketi, edebiyatta ve tiyatroda sıkça kullanılan bir tarzdır. Bununla birlikte sinema ve televizyon da gerçeküstücülük hareketinden etkilenmiştir.

Bunun en büyük örneği, Luis Buñuel ve Salvador Dali'nin birlikte yaptıkları "Andalusian Dog" adlı kısa filmidir. Bu film, gerçeküstücülük akımını sinema sektörüne taşıyan ilk filmdir ve hala bu alanda en önemli eserlerden biridir. Ayrıca, David Lynch ve Tim Burton gibi yönetmenler de gerçeküstücü tarzda filmler yaparak bu akımdan etkilendiklerini göstermişlerdir.

Moda dünyası da gerçeküstücülük akımından etkilenen alanların başında gelir. 20. yüzyılın süpermodellerinden biri olan Elsa Schiaparelli, gerçeküstücü tarzda birçok koleksiyon hazırlayarak bu hareketin yansımalarını ön planda tutmuştur. Ayrıca, Iris Van Herpen gibi günümüzün önde gelen moda tasarımcıları da gerçeküstücü sanatın onlara ilham verdiğini ifade etmektedirler.

Sonuç olarak, Gerçeküstücülük hareketi sadece sanat dünyasında değil, diğer sanat dallarında ve hatta popüler kültürde de önemli bir yere sahiptir. Bu hareketin varlığı, sanat dünyasında dönüm noktalarından biridir ve çağdaş sanatın bugünkü halini şekillendirmede büyük bir rol oynamıştır.

Surrealizm

Surrealizm akımı, gerçeküstücü sanattan büyük ölçüde etkilendi ve bu etkiyi sanat eserlerinde açıkça yansıttı. Bu akımdaki sanatçılar, gerçeküstücü sanattan farklı olarak gerçek bir dünyanın yerine hayal dünyasını kullanmayı tercih etti. Bu nedenle, gerçeküstücü sanatta var olan sürrealistik ögeler, surrealizm akımında daha da belirgin hale geldi.

Surrealizm akımında yer alan sanatçılardan bazıları:

• André Breton
• Salvador Dalí
• René Magritte
• Max Ernst

André Breton, surrealizmin öncülerinden biriydi ve kendisi de birçok sanat eseri üretti. Sanat eserleri, gerçeküstücü sanatın yanı sıra, asıl olarak insan psikolojisine ve bilinçaltına odaklanıyordu. Salvador Dalí, gerçeküstücü sanatın ünlü temsilcilerinden biridir ve yine gerçeküstücü sanatın özelliklerini surrealizm akımında da kullanmıştır. René Magritte, gerçeküstücü sanatın ardından surrealizm akımında yer aldı ve eserlerinde gerçekle bağdaşmayan öğeleri kullanarak gerçek dünyanın sınırlarını zorladı. Max Ernst ise, özellikle kolaj sanatı alanında önemli çalışmalar yaptı ve surrealizmin önde gelen isimleri arasında yer aldı.

Moda ve Sinema

Gerçeküstücü sanatın diğer sanat dallarında olduğu gibi moda ve sinema gibi alanlarda da önemli etkileri olmuştur. Moda dünyasında gerçeküstücü sanatın özellikleri sıklıkla kullanılmakta, özellikle de desenlerde, renklerde ve kesimlerde göze çarpan ayrıntılarda kendini göstermektedir. Genellikle yansıtıcı olmayan, karışık ve karmaşık desenler kullanılarak gerçekliği farklı bir boyuta taşıyan kıyafetler oluşturulmaktadır.

Sinema endüstrisi de gerçeküstücü sanattan önemli etkiler almıştır. Özellikle de David Lynch'in filmlerinde gerçeküstücülük yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu filmlerde rejisör, gerçekle hayalin arasındaki ince çizgiyi ortadan kaldırarak, izleyicisini bir rüyada gibi hissettirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, Lynch'in Blue Velvet filmindeki Frank Booth karakterinin garip kıyafetleri de moda trendlerini etkilemiştir.

Bunun yanı sıra, Tim Burton da gerçeküstücülük öğeleri barındıran filmler yapmıştır. Özellikle Edward Scissorhands ve Alice in Wonderland filmlerinde, gerçeküstücülük öğeleri kuvvetli bir şekilde kullanılmıştır. Bu filmlerin etkisi, özellikle de Alice in Wonderland'ın moda trendlerine yaptığı etki oldukça büyük olmuştur.

Sonuç olarak, gerçeküstücü sanatın moda ve sinema gibi alanlara olan etkileri oldukça gözle görülür ve önemlidir. Modada desen ve kesimlerde, sinemada ise senaryo ve kostüm tasarımlarında kendini gösteren gerçeküstücülük, sanatın genelinde olduğu gibi diğer sanat dallarına da ilham vermektedir.