Antik Mezopotamya'da yaşayan Sümerler, Babil ve Akad İmparatorluğu hakkında pek çok öğrenmeye değer detay bulabilirsiniz. Tarihin en eski uygarlıklarından biri olan bu toplumları yakından tanıyın ve insanoğlunun gelişim sürecindeki rolünü keşfedin. Antik Mezopotamya hayatına dair bilgi edinmek için hemen ziyaret edin!

Antik Mezopotamya, günümüz Irak'ının tarihindeki en eski uygarlıklardan birisidir. Bu bölge, İbrahimî dinlerin çıkış noktası olması ve birçok önemli medeniyetin doğuşuna sahne olması açısından da oldukça önemlidir. Mezopotamya'nın yer aldığı alan, dik yamaçlı yedi iklim bölgesi olarak adlandırılmaktadır ve batısında Fırat, doğusunda Dicle nehirleri yer almaktadır.

Sümerler, Mezopotamya'nın tarihinin öncelikli öznesidir. Bu medeniyet, MÖ 4. ve 3. binyıllar arasında bölgede hakimiyet sağlamıştır. Güçlü bir şehir devletleri sistemi oluşturmuşlardır ve ziggurat adı verilen tapınaklar ile bilinen sanat eserleri üretmişlerdir. Ayrıca Sümerler, astronomi ve matematik alanında da önemli çalışmalar yapmışlardır.

Babil İmparatorluğu, Sümer uygarlığının çöküşünden sonra Mezopotamya'da hakimiyet sağlayan başka bir önemli medeniyettir. Babil İmparatorluğu, Hammurabi tarafından yaratılan birleştirici yönetim sayesinde güçlü bir imparatorluk haline geldi. Bu dönemde, Babil İmparatorluğu'nda kaleme alınan Hammurabi Kanunları dünya tarihinin ilk yazılı kanunları olarak kabul edilir. Ayrıca, Babil İmparatorluğu'nda yer alan Babil Kulesi, eski dünya yedi harikasından biri olarak kabul edilir.

Akad İmparatorluğu, Mezopotamya'nın tarihinde kısa süreli bir hakimiyet dönemi yaşamıştır. Akad İmparatorluğu'nun kurucusu Sargon, Mezopotamya'nın ilk imparator olarak tarihe geçmiştir. Ancak, imparatorluk kısa sürede çökmüştür.

• Genel olarak, Antik Mezopotamya tarihi, dünya kültür tarihi açısından oldukça önemlidir.
• Mezopotamya, günümüzün Orta Doğu coğrafyasında yer almaktadır.
• Babil İmparatorluğu, Mezopotamya'da hüküm sürmüş ve dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Medeniyet	Tarihi
Sümerler	M.Ö. 4000-2000
Babil İmparatorluğu	M.Ö. 2000-800
Akad İmparatorluğu	M.Ö. 2334-2193

Sümerler

Mezopotamya’nın tarihinin öncüsü olan Sümerler, bugünkü Irak topraklarında MÖ. 4. yüzyıla kadar hüküm sürmüş medeniyetin temel taşlarından biridir. Sümerler, ilk yazılı belgelerin oluştuğu, matematik, tıp ve tarım alanlarında büyük ilerlemeler kaydettiği ve çivi yazısı adı verilen yazı sistemini keşfettiği için önemlidir.

Sümerler’in dinleri çok tanrılı bir panteona dayanmaktaydı. Orta Doğu’nun en önemli kurduğu şehir devletlerinden biri olan Uruk, MÖ. 4. yüzyılda 50 ila 80 bin arasında nüfusa sahipken, diğer büyük Sümer şehirleri, Ur ve Nippur’nun nüfusu 10-15 bin arasındaydı. Sumerler’in kendilerine özgü ilahi şiirler ve mitolojik öykülerinin yanı sıra, vasiyetnameleri, kanunları ve işleyişleri hakkındaki yazılı belgeleri de günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Sanatlarında özellikle süslemeli çanak, vazo, heykel, mühür ve takılarda kullanılan çivi yazısı desenleri, freskler ve kabartmalarla kendine özgü bir üslup geliştirmişlerdir. Hammurabi Yasalarının çıkışı ve çivi yazısı yazmayı öğrenmesi de Sümer medeniyetinin başarılı yansımalarından biridir.

Babil İmparatorluğu

Babil İmparatorluğu, Antik Mezopotamya tarihinin en önemli ve güçlü imparatorluklarından biriydi. İmparatorluğun kuruluşu, tarihte MÖ 2. binyıla kadar uzanır. İlk olarak Babil şehri ve etrafındaki bölgelerde kurulan devlet, zamanla genişleyerek imparatorluğa dönüştü.

Babil İmparatorluğu'nun yönetimi, Keldani Kralı I. Nebukadnezar tarafından yapılmıştır. Kral, Babil İmparatorluğu'nun en güçlü liderlerinden biriydi ve hükümdarlığı sırasında birçok yapı ve anıt inşa ettirdi. Ancak, kralın ölümünden sonra imparatorluğun yönetimi zamanla zayıflamaya başladı.

İmparatorluğun çöküşü, MÖ 539 yılında Pers İmparatorluğu tarafından işgal edilmesiyle gerçekleşti. Babil' deki yazılı belgeler, halkın Pers İmparatorluğu'na karşı çıkarak direniş gösterdiğini gösterir. Ancak, sonunda Pers İmparatorluğu kazandı ve Babil İmparatorluğu sona erdi.

Kral Hammurabi

Babil İmparatorluğu’nun en ünlü liderlerinden biri olan Hammurabi, MÖ 1792-1750 yılları arasında hüküm sürdü. Babillerin 6. kralı olan Hammurabi, düşmanlarına karşı savaşlarıyla tanınırken eşitlikçi Hammurabi Kanunları’nın yaratıcısı olarak da bilinmektedir.

Hammurabi’nin yönetimi döneminde Babil İmparatorluğu, topraklarını büyüterek birçok şehri ve bölgeyi ele geçirdi. Ancak, sonra Elam İmparatorluğu tarafından yenilgiye uğramıştır.

Hammurabi, halkına adil bir şekilde yönetmek için Hammurabi Kanunları’nı oluşturdu. Bu kanunlar, farklı sosyal sınıflara özgü cezaları ve yaptırımları düzenlemiştir. Bu kanunlar, hukuk tarihindeki en ünlü kanunlardan biridir ve dünyanın en eski yasalarından biri olarak kabul edilmektedir.

Hammurabi’ye ait bir diğer önemli iş ise Babil Kulesi’nin inşaatıdır. Eski Ahit’te bahsi geçen Babil Kulesi, 91 m yüksekliğiyle antik çağın yüksek yapılarından biridir. Kule, gelecek nesiller için bir anıt olarak inşa edilmiştir.

• Hammurabi, Babil İmparatorluğu’nun 6. kralıdır.
• Hammurabi Kanunları, hukuk tarihindeki en ünlü kanunlardan biridir.
• Hammurabi’nin sarayında, ileride kullanmak üzere çivi yazısıyla yüzlerce belge hazırlanmıştır.

Hammurabi Kanunları

Hammurabi Kanunları, Babil İmparatorluğu’nun ünlü lideri Hammurabi tarafından yürürlüğe konulan bir dizi yasa ve düzenlemeler bütünüdür. Hammurabi, 18. yüzyılda MÖ 1750’li yıllarda Babil’de hüküm sürmüştür. Kanunlar, yazıtlarla yazılmış olup, günümüze kadar birçok örneği ulaşmıştır.

Kanunlar, özellikle ceza hukuku, ticaret ve aile hukuku alanlarında düzenlemeler getiriyordu. Bu kanunlar, adaletin sağlanması, halkın kaygılarının giderilmesi, sosyal düzenin korunması ve hukukun evrenselleştirilmesi açısından büyük öneme sahipti.

Hammurabi Kanunları, toplumda eşitlik, özgürlük ve güvenliğin sağlanabilmesi için yapılmıştır. Kanunlarda, insanların haklarına saygı gösterilmesi ve adaletin korunması esas alınmıştır. Ayrıca, kanunlarla birlikte toplumsal huzurun sağlanması, haksızlık yapmak isteyenlere karşı caydırıcı bir etki yaratılmıştır.

Kanunların en meşhur maddelerinden biri ise, “Göz göre göre adam öldürme” suçuna karşı olan düzenlemelerdir. Bu maddede, “Eğer bir insan bir insanı öldürürse, öldürülenin ailesi öldürücünün ailesinden bunun karşılığı olarak bir kişiyi öldürebilirler.” ifadesi yer alır. Bu düzenleme, suça karşı daha caydırıcı bir etki yaratmıştır.

Overall, Hammurabi Kanunları, toplumsal düzenin korunması için önemli bir adımdı. Bu kanunlar, antik Mezopotamya hukuk sistemi üzerinde büyük etki bırakmış ve günümüze kadar hukuk düzenlemeleri için örnek alınmıştır.

Babil Kulesi

Babil İmparatorluğu’nun başkenti olan Babil’de yer alan Babil Kulesi, antik dünyanın en büyük yapılarından biridir. Bu yapı, Eski Ahit’te yer alan ve Tanrı’nın insanların bir dil konuşmasını yarattığını anlatan hikayeden de tanınır. Kule, MÖ 604 yılında Babil Kralı Nebukadnezar tarafından yaptırılmıştır. Yaklaşık 90 metre yüksekliğinde olan Babil Kulesi, dönemin inşaat teknikleriyle yapılmıştır.

Babil Kulesi, altıgen platform üzerinde konumlanmıştır ve her bir platformda tapınaklar, bahçeler ve heykeller bulunmaktadır. Günümüzde, kule yıkılmış olsa da, kalıntıları hala Babil şehrinde görülebilmektedir. Babil Kulesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

Babil Kulesi’nin yapım amacı tam olarak bilinmiyor; ancak bazı kaynaklara göre, kule Tanrı’ya yakın olmak için yapılmış olabilir. Başka bir teoriye göre de, kule ile insanlar arasındaki iletişim ve birlik simgelenmiştir. Kule, medeniyete yaptığı katkılarla tarihte önemli bir yer tutar.

Akad İmparatorluğu

Akkad İmparatorluğu, Mezopotamya’daki ilk imparatorluklardan biridir. İmparatorluğun kurucusu, Sargon adındaki bir lidere dayanıyor. Sargon, Sumer ve Akkad kabilelerini bir araya getirdi ve birçok şehri fethetti. İmparatorluğun başkenti, günümüzdeki Irak’ın başkenti olan Bağdat yakınlarındaki Akkad kentiydi.

Akkad İmparatorluğu, MÖ 24. yüzyılda kuruldu. Döneminde, şehir devletleri yerine, güçlü bir merkezi yönetim altındaki büyük bir imparatorluk ortaya çıktı. Ordusu ve ekonomisi güçlü olan Akkad İmparatorluğu, yaklaşık bir yüzyıl boyunca hüküm sürdü.

Ancak, imparatorluğun yıkılışı hakkında net bir bilgi yoktur. Bazı tarihçiler, Kuzeydeki Gutlar’ın istilası sonrasında yıkıldığını düşünüyorlar. Diğerleri, akarsu taşmaları, toprak erozyonu, salgın hastalıklar ve iç çekişmelerin imparatorluğu yavaş yavaş yıkıma götürdüğünü savunuyor.

Akkad İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından, Mezopotamya’da bir dizi krallık ortaya çıktı, ancak hiçbiri Akkad İmparatorluğu kadar güçlü değildi. Sonuç olarak, Akkad İmparatorluğu tarih boyunca önemli bir yere sahipti ve Mezopotamya’daki siyasi, sosyal ve kültürel gelişmelerin ilerlemesine katkıda bulundu.

Mezopotamya Sanatı

Mezopotamya sanatı, tarihte yapılan en eski sanat eserlerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır. Sanat eserleri arasında mozaik, kil tablet, seramik, heykel ve duvar resimleri gibi eserler yer almaktadır. Bu eserler Mezopotamya’nın sosyal, siyasi ve kültürel yaşamı hakkında önemli ipuçları vermektedir.

Mezopotamya sanatında, genellikle dini ve mitolojik konular işlenmiştir. Heykellerde, tanrılar ve kraliyet ailesi gibi figürler tasvir edilmiştir. Kil tabletler, resimli bir anlatım yöntemi olarak kullanılmıştır ve üzerinde yönetici emirleri, sözleşmeler ve vergilendirme bilgileri yer almaktadır.

Sanatçılar, genellikle kumlu kil malzemesi kullanarak eserlerini üretmiştir. Kil daha sonra güneşte kurutulur ve çamura dönüştürülürdü. Daha sonra sanatçılar, bu çamuru şekillendirerek istedikleri şekilleri oluştururlardı. Mezapotamya sanatında, keçe, çivi yazısı ve desenler de sıklıkla kullanılmaktadır.

• Mozaikler: Mozaikler, küçük taşların kullanımıyla yapılan bir sanat formudur. Mezopotamya döneminde, mozaikler çoğunlukla tapınaklarda kullanılmıştır. Taşlar, çakıltaşı, farklı renklerde kıymık taşı ya da su yosunu kullanılarak yapılır.
• Heykeller: Mezopotamya heykelleri büyük, abartılı figürler olarak tasarlanmıştır. Genellikle kumlu kil malzemesinden yapılmıştır ve üzerlerinde detaylı süslemeler ve yazılar yer alır. Kraliçe Teşubi’nin heykeli ve Gudea’nın heykeli, Mezopotamya heykeltıraşlığının en ünlü eserlerinden bazılarıdır.
• Duvar Resimleri: Duvar resimleri, Mezopotamya sanatının önemli bir öğesidir. Bu resimler genellikle tapınağı ve çevresindeki diğer binaları süsleyen boyalı panolardır ve genellikle yüksek renkli freskler ve duvar kabartmalarıdır.

Mezopotamya sanatı, o dönemde gerçekleşen diğer sanatlarla bağlantılıdır. Örnek olarak, Mısır ve İran sanatlarından etkilenmiştir. Mezopotamya sanatı, çağdaş sanatlar üzerinde hala izleri olan bir sanat formudur ve önemli sosyal, siyasi ve kültürel miraslar bırakmıştır.

Kil Tabletler

Kil tabletler, Mezopotamya medeniyetinde yazılı yazışmaların kaydedilmesi için kullanılan önemli araçlardı. Kil tabletler, ürün listeleri, vergi kayıtları, hukuki belgeler, tapınak bilgileri ve ticari kayıtlar gibi farklı amaçlarla kullanıldı. Bu tabletler üzerine yazılan yazılar, kuru bir uygulama ile oldukça kalıcı hale getirilebilirdi. Böylece, kayıtların uzun süreli kalması ve muhafaza edilmesi sağlanmış oldu.

Kil tabletler, Mezopotamya'da bilginin, tarihin ve edebiyatın aktarılmasında da önemli bir rol oynamıştır. Bu tabletlere yazılan yazılar sayesinde, tarihi olaylar, kanunlar, inançlar ve ritüeller nesilden nesile aktarılmıştır. Ayrıca, tabletler üzerine yazılan edebi metinler, birçok dünya edebiyatı eserinde olduğu gibi, ulusun kültür mirasının bir parçası olarak kabul edilir.

Kil tabletler, Mezopotamya medeniyetinin kalıcı izlerini bırakarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bu tabletleri keşfetmek, tarih ve arkeoloji alanlarında büyük bir öneme sahiptir. Bu tabletlerin sırları, keşfedilmesi ve okunması için birçok arkeolojik çalışma yapılmıştır. Ayrıca, bu tabletler, günümüzün bilgi teknolojilerinin kullanılması için de bir örnek teşkil etmektedir. Kil tabletler, dünya tarihinin önemli bir parçasıdır ve Mezopotamya medeniyetinin gelişimine dair önemli bir kanıt olarak kabul edilir.

Kraliyet Heykelleri

Antik Mezopotamya’da kraliyet heykelleri özellikle siyasi hükümdarların toplumda yarattığı imajın geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sümerlerden itibaren tüm dönemlerde kullanılan bu heykellerin en önemli özelliği belirli bir gerçekçilik özelliği taşımasıdır. Kraliyet heykelleri genellikle bronz ve diğer metallerden yapılmıştır.

Bu heykellerde kralların giyimi, takıları ve diğer güç göstergeleri oldukça detaylı bir şekilde yansıtılır. Kralların heykelleri, kralın güç ve saygınlığını yansıtmak için boyut olarak normal insan boyutundan daha büyük yapılmıştır.

Kralların heykelleri genellikle tapınaklara yerleştirilir ve bu heykellerin ortak bir amacı, tanrıların krallara verdiği kutsal gücü göstermektir. Ayrıca bu heykeller, kralların hatırasını sonsuza dek yaşatmak için de yapılmıştır.

Kraliyet heykelleri, Mezopotamya’daki sanatın diğer formlarıyla birlikte kralların güç gösterisi ve propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Bu heykellerin yapımında kullanılan teknikler ve estetik değerler, Mezopotamya sanatının öne çıkan özelliklerinden biridir.

Mezopotamya Kültürü

Mezopotamya kültürü, tarihteki en eski medeniyetlerden biridir. Bu medeniyet, pek çok gelenek, dini inanç ve yaşam tarzına sahip olmuştur.

Mezopotamyalılar, çok tanrılı dinlere inanıyorlardı. Ana tanrıçaları İştar olup, aynı zamanda gökyüzü tanrısı An ve yer tanrısı Enlil de önemli halka inançlarından biriydi. Tapınaklar, tanrı ve tanrıçalara adanmış yapılar olarak tüm şehirlerde bulunuyordu.

Bunun yanı sıra, sosyal sınıf ayrımı da büyük önem taşıyordu. Halk, aristokratlar ve kraliyet ailesi olmak üzere üç sınıfa ayrılırdı. İmparatorlukların genişlemesiyle birlikte sınıf ayrımları daha da belirginleşti.

Mezopotamyalıların günlük yaşamında, yemek pişirme ve sulama gibi faaliyetler gibi tarım oldukça önemliydi. Ayrıca, evlerde kadınlar tarafından el dokuması kumaşlar yapıldı. Avcılık ve savaşçılık da sıklıkla yapılan faaliyetlerdi.

Günlük Hayat	Din	Sosyal Hayat
Üretici faaliyetler	Çok tanrılı dinler	Sınıf ayrımları
El dokuması kumaşlar	Tapınaklar	Aristokratlar
Avcılık ve savaşçılık	Dini inançlar	Kraliyet ailesi

Ayrıca Mezopotamyalılar, yazıyı icat eden ilk toplumlardan biri olduğu için, birçok yazılı esere sahiptiler. Bu eserler arasında Hammurabi Kanunları gibi tarihi öneme sahip belgeler yer almaktadır.

Mezopotamya kültürü, günümüze kadar birçok alanda etkisini sürdürmüştür. Özellikle matematik, astronomi ve tıp alanlarında büyük katkılar sağlamıştır. Ayrıca bu kültür, birçok edebi esere ilham kaynağı olmuştur.

• Mezopotamya kültürü, tarihteki en eski medeniyetlerden biridir.
• Mezopotamyalılar, çok tanrılı dinlere inanıyorlardı.
• Tapınaklar, tanrı ve tanrıçalara adanmış yapılar olarak tüm şehirlerde bulunuyordu.
• Avcılık ve savaşçılık da sıklıkla yapılan faaliyetlerdi.
• Mezopotamyalılar, yazıyı icat eden ilk toplumlardan biri olduğu için, birçok yazılı esere sahiptiler.

Yazılı Eserler

Mezopotamya, yazıların ortaya çıktığı ilk uygarlıklardan biridir. Bu sebeple, Mezopotamya'da yazılan birçok eser günümüze kadar ulaşmıştır. Mezopotamya yazılı eserleri, çivi yazısı adı verilen bir yazı tekniği kullanılarak yazılmıştır. Bu yazı tekniği, çivi şekillerinin kil tabletlerin üstüne kazınmasıyla gerçekleştirilmiştir.

Mezopotamya yazılı eserleri arasında en ünlüsü, Yaradılış Efsanesi olarak bilinen Enuma Eliş'tir. Bu eser, yaratılışın nasıl gerçekleştiğini anlatmaktadır. Ayrıca, Mezopotamya hükümdarları tarafından yazılan anıtlar ve kanunlar da günümüze kadar ulaşmıştır.

Mezopotamya yazılı eserlerinin önemli bir kısmı, Sümer kent devletlerine aittir. Bu kent devletleri, tarihlerindeki olayları kil tabletler üzerine yazarak kaydederlerdi. Bu kayıtlara, tarih yazımı adı verilmektedir. Tarih yazımı, antik çağın tekniklerinden biridir ve günümüzde tarihe ışık tutan en önemli kaynaklardan biridir.

Mezopotamya'nın yazılı eserleri, hukuk, bilim, felsefe, tarih gibi birçok alanda kaynak niteliği taşımaktadır. Bu nedenle, tarih araştırmalarında büyük önem taşımaktadırlar. Bugün bile, Mezopotamya yazılı eserleriyle ilgili araştırmalar yapılmakta ve yeni bilgiler ortaya çıkmaktadır.

Din ve Tapınaklar

Mezopotamya, tarihin en eski medeniyetlerinden biridir ve burada da dinlerin ve tapınakların büyük bir yeri vardır. Mezopotamya toplumları, genellikle çok tanrılı bir inanç sistemine sahipti ve her bir tanrıya ayrı bir tapınak yapılmıştı.

Tapınaklar, Mezopotamya kültüründe çok önemli bir yere sahipti. Tapınaklar, sadece dini amaçlar için değil, birçok sosyal ve kültürel faaliyetler için kullanılmaktaydı. Tapınaklarda, eğitim ve öğretim verildi, su kaynakları sağlandı, ticaret yapıldı ve hatta cezalar verildi.

Mezopotamya’da var olan dinler, genellikle çok tanrılıydı ve her bir tanrıya ayrı bir tapınak yapılmıştı. Bu tapınaklar, genellikle büyük, görkemli yapılardı ve yüksek rahipler tarafından yönetildi. Bu rahipler, aynı zamanda toplumda önemli bir yere sahipti ve krallarla sık sık işbirliği yaparlardı.

Tapınaklarda ayrıca, ritüeller ve ibadetler de düzenlenirdi. Tapınaklardaki bu ritüeller, tanrıların memnuniyetini kazanmak ve bereketli bir hasat dönemi geçirmek için yapılmaktaydı. Bunun yanında, tapınaklar, Mezopotamya kültüründe ciddi bir yargı merkeziydi ve cezaların infaz edildiği yerlerdi. Bu cezalar, genellikle suçun ciddiyetine göre belirlenir ve tanrıların huzurunda verilirdi.

Mezopotamya tapınakları, sadece dini amaçlar için değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel faaliyetler için de kullanılırdı. Tapınaklar, özellikle eğitim için önemli birer merkezdi. Tapınaklarda birçok alanda eğitim verilirdi. Öğrenciler burada okuma, yazma, matematik, ticaret vb. konularda yeteneklerini geliştirirlerdi.

Mezopotamya’da var olan dinler ve tapınaklar, tarihin en eski medeniyetlerinden biri olan bu toplumun kültürel ve sosyal yönlerinin anlaşılmasında büyük öneme sahiptir.

Mezopotamya’dan Günümüze Etkisi

Antik Mezopotamya, tarih boyunca dünya medeniyeti üzerinde derin izler bırakmıştır. Birçok alanda öncü olan bu medeniyet, dini, bilimsel ve kültürel çalışmalarıyla bugün dahi izlerini taşımaktadır.

Özellikle matematik, astronomi ve yasal düzenlemeler konusunda büyük ilerlemeler kaydeden Mezopotamyalılar, yazılı eserleri ve buluşları ile günümüz teknolojisinin temellerini atmıştır. Ayrıca, tarım, inşaat, ticaret ve sanayi gibi konularda da ciddi katkılarda bulunmuşlardır.

Mezopotamya’nın etkisi sadece teknolojik ve bilimsel alanda değil, kültürel değerleri ile de kendini gösterir. Mezopotamya’da ortaya çıkan mimari özellikler, müzik, edebiyat, heykeltıraşlık ve sanat tarzları, günümüzde bile benzerleriyle karşılaştığımız kültür unsurlarıdır.

Ayrıca, Mezopotamya’da doğan dinler (Zerdüştlük, Hristiyanlık, İslam), günümüzde dünya genelinde en yaygın dinler arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra, hukuk sistemimizde de köklü bir etkisi bulunmaktadır. Eski Mezopotamya’da ortaya çıkan Hammurabi Kanunları, bugünkü hukuk sistemimizin temelini oluşturan ilkeleri içermektedir.

Sonuç olarak, Mezopotamya medeniyeti, tarihteki en önemli ve etkili medeniyetler arasında yer almaktadır. Bugün dahi teknolojik, bilimsel ve kültürel alanlarda verdiği katkılar ile varlığını sürdürmektedir.