Müzikte armonik ilişkiler nasıl işler? Bu kitap akorlar ve modülasyonlar hakkında sizi aydınlatır Öğrenin ve müzikteki başarınızı artırın!

Müzikte armoni, müzikal notaların akorlar şeklinde organize edilmesidir. Armonik ilişkiler, müzikteki farklı akorların birbirleriyle olan ilişkilerini ifade eder. Armoni, matematiksel olarak da açıklanabilir. Armonik ilişkiler, müzikal notaların frekanslarının matematiksel hesaplaması ile oluşur.

Bu bağlamda, armonik ilişkiler, müzikte hem sıra dışı hem de önemli bir rol oynar. Armoni, bir müzik parçasının tam olarak nasıl hissettirdiğini belirleyen çerçevedir. Akorların yapılandırılması, müzik parçasının hangi duyguları uyandıracağına önemli bir etki eder. Bu nedenle, müzisyenler arasında armoniye dair derin bir anlayışa sahip olmak önemlidir.

Modülasyon ise, bir müzik parçasının tonunun nasıl değiştirilebileceğini ifade eder. Modülasyon, müzikal geçişlerde müzikal parçaların başarılı bir şekilde birbirine bağlanmasına yardımcı olur. Farklı tonaliteyi bir araya getirebilmek için modülasyon gereklidir. Müzikte, modülasyon sıklıkla kullanılan bir tekniktir ve tonun değiştirilmesine yardımcı olur.

Müzikte armonik ilişkilerin ve modülasyonların önemi, müziğin özünde yatan bir felsefeyi göstermektedir. Armonik ilişkiler, müzikteki farklı akorların birbirleriyle olan ilişkilerini ifade ederken, modülasyonlar ise müzik parçalarının tonunun nasıl değiştirilebileceğini gösterir.

Akorlar: Temel Özellikleri

Müzikteki armonik ilişkiler, farklı akorların birbirleriyle olan uyumlarını ifade eder. Bu uyumlardan en temel üçü, majör, minör ve azınlık akorlardır. Majör akorların yapısı, temel notanın üstüne 4 yarım ses ya da yedi notanın üstüne 3 yarım ses eklenmesiyle ortaya çıkar. Minör akorlarda ise, temel nota üstüne 3 yarım ses ve ardından 4 yarım ses eklenir. Azınlık akorlar ise, minör akorların temel nota üstündeki yokluğu olarak düşünülebilir.

Bunların yanı sıra, akorların yüksek ve düşük tonlarına göre de farklı biçimleri vardır. Örneğin, majör akorların yüksek tonu, minör akorun yüksek tonuna eşittir. Benzer şekilde, minör akorların yüksek tonu, majör akordaki üçüncü notaya eşdeğerdir. Bu temel bilgilerin yanı sıra, akorların notalarının dizilimi de armonik ilişkiler açısından önemlidir. Özellikle, üçlü ve dörtlü dizilimler, akorların çalınış sırasını belirleyerek farklı hisler uyandırabilir.

Farklı akorların birbirleriyle olan ilişkilerinin anlaşılması için armonik ilişkiler açısından temel kavramların da öğrenilmesi gereklidir. Örneğin, tonik akor veya temel akor olarak adlandırılan akor, bir müzik parçasında en çok kullanılan ve parçanın tonunu belirleyen akordur. Buna ek olarak, armoni kurallarına göre, tonik akor genellikle bir müzik parçasının sonunda kullanılır. Bu gibi kuralların ve kavramların bilinmesi, müziğin anlaşılmasını ve besteleme sürecini kolaylaştırır.

Modülasyonlar: Tonu Değiştirmek

Müzikte tonun değiştirilmesi, farklı modülasyon teknikleri kullanılarak gerçekleştirilir. Modülasyonlar, bir tonaliteden diğerine geçmek için kullanılır. Bu teknikler müzisyenlerin, yenilik ve farklılık yaratarak, müziklerinde farklı tonaliteler kullanmalarına olanak tanır.

Farklı modülasyon türleri vardır. Kısa modülasyon, doğal olarak elde edilen harmonik motiflerin kullanılması yoluyla gerçekleştirilir. Orta modülasyonlar ise, belirgin bir orta anahtar aracılığıyla yapılır. En basit modülasyon türü ise, direk modülasyondur.

Direk modülasyon, tonunuzun doğrudan değiştirilmesidir. Bunun için, müzikal eserin tonalitesindeki bir akorun değiştirilmesi yeterlidir. Örneğin, Do Majör'den La Majör'e geçmek için, Do Majör akorunun yerine La Majör akoru kullanılabilir.

Kısa modülasyonlar, genellikle müzikal eserin akorlarının benzer veya aynı olması nedeniyle, doğal olarak elde edilen harmonik motiflerin kullanılması ile gerçekleştirilir. Bu motiflerin bir tonaliteden diğerine geçişte kullanılması ile müzikal eserin tonalitesi değiştirilir.

Orta modülasyonlar, birden fazla akorun ortak kullanımı ile gerçekleştirilir. Bu akorlar, müzikal eserin esas tonalitesi ile hedef tonalite arasında bir ilişki oluşturur. Böylece müzikal eser, belirgin bir şekilde tonalite değiştirir.

Bu modülasyon türleri, müzisyenlerin müzikal eserlerinde tonalite değişikliği yapmalarına olanak sağlar. Her bir teknik, müzikal esere farklı bir tonalite duygusu katarken, ayrıca müzisyenlere müziklerindeki yenilik arayışında yardımcı olur.

Direk Modülasyon

Direk modülasyon, müzikteki en basit modülasyon türlerinden biridir. Bu modülasyon türünde, tonunuzun sadece bir akor değiştirilmesiyle farklı bir tona geçiş yapabilirsiniz. Örneğin, C Majör akoru yerine G Majör akoru çalmaya başlayarak, Do tonalitesinden Sol tonalitesine geçiş yapabilirsiniz.

Bu modülasyon türü, müzikte ani ton değişiklikleri yaratmak için çok kullanışlıdır. Farklı armonik ilişkilerin kullanımı, müzikte dinleyiciye sürprizler sunabilir ve melodiyi canlandırabilir. Direk modülasyonlar, çoğunlukla şarkı sözlerinde ve şarkıların nakarat bölümlerinde kullanılır.

• Örneğin, Don't Stop Believin' şarkısında, nakarat bölümü "Strangers waitin', up and down the boulevard" kısmında, Do Majör akoru ile Sol Majör akoru değiştirilerek direk modülasyon kullanılmıştır.
• Benzer şekilde, I Will Always Love You şarkısı Whitney Houston tarafından seslendirilirken, anahtarın değiştirildiği kısımda (şarkının bitiminde), Do Majör akoru yerine Sol Majör akoru kullanılarak direk modülasyon gerçekleştirilmiştir.

Direk modülasyonlar müzikte önemli, akılda kalıcı melodiler yaratmak için sıklıkla kullanılır. Basit ve etkili bir müzik aracı olarak, müzik icrası ve bestelemesi için çokça tercih edilir. Ancak, doğru şekilde kullanılmadığı takdirde, melodiyi kesintiye uğratabilir ve şarkıyı anlaşılmaz hale getirebilir.

Do Majör Akoru İle Ton Modülasyonu

Do Majör akoru ile ton modülasyonu, diğer modülasyonlara göre daha sıklıkla kullanılan bir tekniktir. Do Majör akoru tonunuzu değiştirerek, bu değişikliği belirgin bir şekilde ortaya koyar ve müziğinizde yeni bir etki yaratır.

Bu teknik, müzikteki tipik bir modülasyon örneği olup, müzikal anlatımınızda etkili bir çeşitlilik arayanlar tarafından sıklıkla tercih edilir. Do Majör akoru ile yapılan ton modülasyonu, müziğin doğal akışını bozmadan yeni bir anahtara geçiş yapmanıza imkan tanır.

Aşağıdaki tabloda Do Majör akoru ile yapılabilecek ton modülasyonlarından bazıları verilmiştir:

Başlangıç Tonu	Son Ton
Do Majör	Fa Majör
Do Majör	La Minör
Do Majör	La Majör
Do Majör	Re Minör

Bu tabloda yer alan ton modülasyonları, belirgin bir şekilde farklı etkilere sahiptir. Örneğin, Do Majör'den Fa Majör'e geçiş, müziğin daha neşeli ve enerjik bir havaya bürünmesine neden olabilirken, Do Majör'den La Minör'e geçiş daha hüzünlü bir etki yaratabilir.

Do Majör akoru ile ton modülasyonu, müzikteki çeşitlilik arayışınıza cevap verebilecek etkili bir tekniktir. Daha farklı ve ilgi çekici bir müzikal anlatım için Do Majör akoru ile ton modülasyonlarını deneyebilirsiniz.

Minör Akorlara Dayalı Modülasyonlar

Minör akorlar, müziğin duygusal yönüne vurgu yapmak için sıkça kullanılan bir akor tipidir. Bu akorların modülasyonları da benzersiz bir duygusal etki yaratabilir. Örneğin, bir minör tonaliteden başlayarak bir majör tonaliteye geçiş yapmak, bir şarkının içinde dinleyiciyi farklı bir hissiyatla karşı karşıya bırakabilir.

Bu tür modülasyonlar, doğru müzikal bağlamda kullanıldığında çok güçlü bir etki yaratabilir. Örneğin, bir şarkıda melodinin ve sözlerin hüzünlü olduğu bir bölümde, bir minör akorsağına eklenen birkaç notla majör bir tonaliteye geçiş yaparak, dinleyicinin ruh halini pozitif yönde değiştirebilir.

Bununla birlikte, minör akorlara dayalı modülasyonlar, her zaman başarılı olmayabilir. Bu tür bir modülasyonun, müzikal bağlama ve kullanılan diğer enstrümanlara göre özenle düşünülmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Uzak Modülasyon

Müzikte farklı tonalitelere geçmek istediğinizde kullanabileceğiniz modülasyon tekniklerinden biri de uzak modülasyondur. Uzak modülasyon, tonalitenin birkaç çember ötedeki tonaliteye geçirilmesi anlamına gelir ve dinleyicilere heyecan verici bir müzikal değişiklik sunar.

Bu teknik, diğer modülasyon tekniklerine göre daha ilginç ve farklı bir etki yaratır. Örneğin, popüler müzikte sıkça kullanılan bir tekniği, Major tonalitedeki parçanın sonunda birden Minor tonaliteye geçirerek gerçekleştirmektir. Bu değişiklik, dinleyicileri şaşırtacak ve parçaya sürpriz bir etki katacaktır.

Uzak modülasyonlar, müzikal anlatımda farklı bir dönemeç oluşturarak, özellikle romantik dönem müziğinde etkili bir rol oynar. Bu teknik, tonalite açısından zengin bir müzikal deneyim sunar ve müzikte çeşitlilik yaratmak isteyen besteciler tarafından sıklıkla kullanılır.

Uzak modülasyonlarda, farklı tonalitelere geçiş yapmak için çeşitli müzikal teknikler kullanılır. Bunlar arasında II-V-İ akor kullanımı, pentatonik aralığın kullanımı, II majör tonalitesi ve paralel minör tonaliteleri sayılabilir. Bu teknikler, müzikal anlatımınızda yaratmak istediğiniz etkiye bağlı olarak kullanılabilecek farklı varyasyonlara sahiptir.

Sonuç olarak, müzikte uzak modülasyon teknikleri, tonalite açısından farklı bir müzikal deneyim yaşatır. Farklı tonalitelere geçiş yapmak dinleyicileri heyecanlandırırken, müzikal anlatınızda farklı bir dönemeç yaratacaktır.

Kadanslar: Akor Dizileri

Kadanslar, müzikte kullanılan akor dizileridir ve müzikal anlatımınızda bağımsız bir bölüm olarak kullanılabilirler. Kadanslar genellikle akorların belirli bir sırayla çalınmasıdır ve belli bir şekilde sonlanırlar. Kadanslar, müziğin bölümlerini belirtmeden önce, müzikal bir fikrin sonlandırılmasını sağlarlar.

Kadanslar genellikle majör ve minör tonalitelerde kullanılır. Kadans örnekleri, belirli akor dizileri kullanılarak oluşturulur. Tipik bir majör kadans akor dizisi, Tonik akor, Altıncı derece akor ve Dominant akor olarak tanımlanır. Bunun yanı sıra minör tonalitelerdeki kadanslar için de belirli akor dizileri kullanılır.

• Tip I Majör Kadansı: Tonik akor, Altıncı derece akor ve Dominant akor dizisine sahip. İdeal bir majör kadans olarak kabul edilir. Tip I Majör Kadansı ile sonlanan müzik parçaları genellikle olumlu bir hissiyat yaratır.
• Tip II Majör Kadansı: Tonik akor, Altıncı derece akor ve Dominant akor dizisine sahiptir ancak, Altıncı derece akoru yerine Azalan beşinci derece akoru kullanılır. Bu nedenle, melankolik bir etkiye sahiptir ve Tip I Kadansına göre daha az kullanılır.
• Tip I Minör Kadansı: Tonik akor, Altıncı derece akor ve Azalan beşinci derece akor dizisine sahip. Tip I Minör Kadansı ile sonlanan müzik parçaları genellikle hüzünlü bir hissiyat yaratır.
• Tip II Minör Kadansı: Tonik akor, Azalan beşinci derece akor ve Altıncı derece akor dizisine sahip. Tip II Minör Kadansı, Tip I'ye göre daha az kullanılır ve daha hüzünlü bir tonu vardır.

Kadanslar, müziğin ana tonalitesindeki akorlarla kullanılabilirler veya müzikal bir parçanın tonalitesindeki alt tonalitelerdeki akorlarla kullanılabilirler. Kadanslar, müzikal parçaların sonlanmasında ve ton değişikliklerinde kullanılan temel tekniklerdir.

Majör Kadanslar

Majör kadanslar, müziğin en temel yapı taşlarından biridir. Genellikle üç akorun ardışık şekilde kullanılmasıyla oluşan majör kadanslar, müziği diğer akor dizilerinden ayıran en önemli yapısal özelliklerdendir. Majör kadanslar, tonalitenin belirlenmesinde önemli bir rol oynar ve müziğinizde uygun bir yerde kullanıldığında dinleyicilerinizi etkileyebilir.

Birinci dereceden akorun (tonik) ardından ikinci dereceden (süperdominant) ve ardından beşinci dereceden (dominant) akorun kullanımıyla oluşan tip I majör kadansı, müziğin en popüler tarzlarına uygun olarak, canlı, enerjik ve mutlu bir etkiye sahiptir. Diğer taraftan tip II majör kadansı, daha karanlık ve hüzünlü bir etkiye sahip olduğu için nadiren kullanılır. İkinci dereceden akorun (süperdominant) yerine dördüncü dereceden akorun (subdominant) kullanıldığı majör kadanslara da rastlanır. Bu tip kadanslar, müziğin farklı tarzlarında kullanılır ve diğer majör kadanslar kadar popülerdir.

Majör kadanslar, müziğin temel yapı taşları olduğu için, müziğin temel konuları olan ritim, melodi ve harmoni ile ilgili çalışmalarda her zaman kullanılır. Majör kadansların oluşumu ve kullanımı hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için, farklı müzik eserlerindeki kadansların analizi yapılabilir.

Tip I Majör Kadansı

Tip I Majör Kadansı, müzikte çok sık kullanılan ve genellikle popüler tarzlarda bulunan bir kadans türüdür. Genellikle C, F ve G akorlarının kullanıldığı bu kadans tipi, C majör tonalitesinde kullanıldığında, müziği tamamlayıcı bir etki yaratır ve doğal bir sona erişi sağlar.

Bu kadans tipi, temel olarak I-IV-V akor dizilerine dayanır. İlk akor olan I majör akoru, müzikteki temel tonu ifade ederken, IV majör akoru ilk akorun alt kademesine, V majör akoru ise üst kademesine geçişi sağlar. Bu geçişler, dinleyiciye müziğin tamamlandığını hissettirir ve doğal bir sona eriş sağlar.

Özellikle popüler müzik tarzlarında sıklıkla kullanılan Tip I Majör Kadansı, müziğin akıcı bir şekilde ilerlemesini sağlar ve birçok hit şarkıda kullanılır. Bu kadansın özellikle geniş kitlelere hitap eden müzik türlerinde kullanılması, müziğin dinleyicilerde olumlu bir etki yaratmasını da sağlar.

Tip I Majör Kadansı, müzikteki temel döngüyü yansıtması ve somut bir sona eriş sağlaması nedeniyle, amatör müzisyenler tarafından da sıklıkla kullanılır. Bu kadans tipi, müzikteki armoniye hakimiyet sağlayarak, temel müzikal yapıları anlama konusunda da yardımcı olur.

Tip II Majör Kadansı

Tip II Majör Kadansı, müzikteki anahtar değişimleri arasında en yaygın olan kadanslardan biridir. Bu kadansın karakteristiği, tonunun önceki akoruna kıyasla daha karanlık ve hüzünlü bir etkiye sahip olmasıdır. Bu nedenle, çoğunlukla daha üzüntülü şarkılarda kullanılır.

Tip II Majör Kadansı, minör akorlarla ilişkili olan bir kadanstır ve çoğunlukla minör tonaliteyi majör tonaliteye modüle etmek için kullanılır. Bu kadansın majör sürümü, Tip I Majör Kadansı olarak bilinir.

Tip II Majör Kadansı, diğer kadanslar gibi üç akor üzerine kuruludur ve akorların sırası aşağıdaki gibidir:

Altıncı Akor	Beşinci Akor	Dördüncü Akor
Am	D	G

Bu akor dizisi, Am akoru ile başlar ve D ve G akorları ile devam eder. Tip II Majör Kadansı'nın özelliği, son akorun G yerine G# olmasıdır. Bu akor dizisinde, altıncı akor Am, beşinci akor D ve dördüncü akor G# şeklindedir.

Tip II Majör Kadansı, karanlık ve hüzünlü bir etki yaratması nedeniyle, müziğin farklı türlerinde yaygın olarak kullanılır. Özellikle, blues, rock ve jazz gibi müzik türlerinde sık sık karşımıza çıkar.

Minör Kadanslar

Minör akor dizisi üzerine kurulu olan kadanslar, müziğin hüzünlü ve duygusal etkisini arttırmak için sıklıkla kullanılır. Minör kadanslar anahtarın üçüncü veya altıncı akoruna dayalıdır ve farklı etkiler yaratır.

Tip I Minör Kadansı, müziğin en yaygın kadanslarından biridir ve anahtarın üçüncü akoruna dayanır. Do minör akoru ile başlayan bu kadans, La bemol ve Si bemol akorlarına geçer. Tip I Minör Kadansı, hüzünlü bir etki yaratır ve genellikle romantik müzikte kullanılır.

Tip II Minör Kadansı, Tip I'e göre daha az bilinir ve daha hüzünlü bir etkiye sahiptir. Bir minör kadansında anahtarın altıncı akoruna dayanan bu kadans, Do# akoru ile başlar ve La, Si ve Do#m akorlarına geçer. Bu kadansın kullanımı, acı verici olayların anlatıldığı müziklerde sıklıkla görülür.

Minör kadansları kullanırken, uygun armonik örüntüleri bilmek oldukça önemlidir. Ters kadanslar veya basamaklı hareketler gibi armonik örüntüler, kadanslarınızı daha ilginç ve etkili hale getirebilir. Ayrıca, kadanslarınızın ritimleri, müziğinizin atmosferini değiştirebilir. Örneğin, yavaş bir ritim, müziğinize daha hüzünlü bir hava katar.

Sonuç olarak, Minör Kadanslar müziğin duygusal yönünü arttırmak için önemli bir rol oynar. Bu kadar yaygın kullanılan kadansların uygun bir şekilde kullanılması, müzikal çalışmalarınızın kalitesini arttırabilir.

Tip I Minör Kadansı

Minör kadanslar, bazı müzik türleri için daha uygun olan hüzünlü bir etki yaratır. Tip I Minör kadansı, bir minör kalıbında kadans anahtarının üçüncü akoru olduğunda meydana gelir. Bu kadans, diğer minör kadanslara göre biraz daha aydınlık bir etkiye sahiptir.

Tip I Minör kadansında kullanılan akorlar, kadans anahtarı üzerine bina edilir. Tipik olarak, bu cadence'te kadans anahtarının üçüncü akoru minör olarak kullanılır, ardından beşinci akoru majör olarak kullanılır ve son olarak kadans anahtarı minör akoru kullanılır. Bu kullanım, müzikte hüzünlü bir etki yaratmak için sıkça tercih edilir.

Tip I Minör kadansı, farklı müzik türlerinde kullanılan yaygın bir kadanstır. Özellikle klasik müzikte, popüler müzikte ve blues müziğinde sıkça kullanılır. Bu kadansın kullanımı, müziğin tonunu belirgin bir şekilde değiştirerek duygusal bir etki yaratır.

Tip II Minör Kadansı

Tip II Minör Kadansı, bir minör kalıbında kadans anahtarının altıncı akoru olduğunda ortaya çıkar. Bu kadans, Tip I Minör Kadansı'na benzer, ancak altıncı akor tamamen değiştirilir. Tip II Minör Kadansı, içindeki akorların bazı değişimleri nedeniyle Tip I Minör Kadansı'ndan biraz farklı bir his yaratır. Genellikle daha hüzünlü bir ton ile ilişkilendirilir ve acı verici bir geri çekilişe işaret edebilir.

Tip II Minör Kadansı'nı oluşturmak için, A minör anahtarı üzerine çalışalım. Bu durumda, kadans anahtarı F majör'dür, çünkü F majör akoru A minör anahtarının altıncı akorudur. Bölgesel bir süspansiyon kullanarak akorlar F majör, E majör ve A minör şeklindedir. İlk iki akor, Tip I Minör Kadansı'na benzer, ancak son akor değiştirilir. A minör akoru yerine, A majör veya A7 akoru kullanılır. Bu akor değişimi, Tip II Minör Kadansı'nın ayırt edici özelliğidir.

Modülasyon Türleri

Müzikte ton değiştirme işlemi modülasyon olarak adlandırılır. Bu işlemi gerçekleştirirken belirli modülasyon türlerinden yararlanılır. Bu türlerin birçoğu, müzikte doğal olarak oluşan harmonik motiflerden yararlanarak gerçekleştirilir. Modülasyonun ana amacı, değişen tonalite aracılığıyla müzikte farklılık yaratmaktır.

İşte modülasyon türlerine dair detaylı açıklamlar:

Modülasyon Türü	Açıklaması
Kısa Modülasyon	Kısa modülasyonlar, doğal olarak elde edilen harmonik motiflerin kullanılması yoluyla gerçekleştirilir. Bu tür modülasyonlar müzikal yapıda belirgin bir fark yaratmaz.
Orta Modülasyon	Belirgin bir orta anahtar aracılığıyla yapılır. Bu tür modülasyonlar müzikal yapıda belirgin bir fark yaratır.
Direk Modülasyon	En basit modülasyon türü olan direk modülasyon, tonunuzun doğrudan değiştirilmesidir. Bu türde modülasyonlar müzikal yapıda belirgin bir fark yaratır.

Kısa modülasyonlar müzikal yapıda belirgin bir fark yaratmasa da, orta ve direk modülasyonlar müziğin dinamik ve duygusal yapısını önemli ölçüde etkiler.

Do Majör - La Majör arası kısa modülasyon ve Re Majör - La Majör arasında gerçekleştirilebilecek direk modülasyon hakkında bilgi verilecektir. Bu modülasyon türleri, müzikte ton değiştirme işleminin en sık kullanılan türleri arasında yer almaktadır.

Kısa Modülasyon

Kısa modülasyonlar, müziğin akışında hızlı ve anlık bir ton değişikliği yaratmak için kullanılabilecek bir modülasyon türüdür. Bu modülasyonlar doğal olarak elde edilen harmonik motiflerin kullanılması yoluyla gerçekleştirilir. Kısa modülasyonların bir diğer adı da "döngüsel modülasyon" olarak geçer.

Kısa modülasyonlar, bir akorun fonksiyonel benzerliğine dayalı olarak uygulanır. Örneğin, bir anahtarın birinci derece akoru ile diğer anahtarın içinin birinci derece akoru benzer fonksiyonlara sahiptir ve böylece birbirleri arasında geçiş yapmak daha kolaydır. Kısa modülasyon, sadece iki veya üç akor üzerinden gerçekleşebilir ve genellikle önceden duyulmuş ve bilinen melodi parçaları için kullanılır.

Bunun bir örneği Do Majör anahtarı ile Sol Majör anahtarı arasında gerçekleştirilen kısa modülasyondur. Bu modülasyon, Do, La ve Sol akorları arasında oluşan harmonik motifleri kullanır. Modülasyonun gerçekleşmesi ise Do Majör'ün Sonat formunun ilk bölümünde yer alan sonatların kapanış bölümünde gerçekleşir. Bu modülasyon, hızlı ve akıcı ton değişiklikleri ile dinleyiciye hoş bir müzikal etki bırakır.