Endüstriyel Gelişim ve Yerel Ekonomiler: Amerika'da Küçük İşletmelerin Geleceği kitabı, küçük işletmelerin ekonomik gelişimdeki rolünü ve bu işletmelerin geleceğini inceliyor. Tarihsel bir bakış açısından günümüze değin uzanan kitap, makro ve mikro düzeydeki verilere dayanarak ABD'deki küçük işletmelerin başarı öykülerini gözler önüne seriyor. Bu kitap, yerel ekonomilere katkı sağlamanın yanı sıra, küçük işletmelerin rekabet güçlerini artırarak ekonomik büyümeye de katkı sağlayabilecek stratejiler öneriyor.
Amerika'da endüstriyel gelişim, yerel ekonomiler üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu gelişme küçük işletmelerin geleceği konusunda da önemli bir rol oynamaktadır. Endüstriyel gelişim toplumsal ve ekonomik bir değişim süreci olarak tanımlanabilir. Bu süreç, endüstriyel üretimin artması, ölçeğinin büyümesi ve teknolojinin ilerlemesi ile birlikte sosyal ve ekonomik değişimleri de beraberinde getirir.
Amerika'da küçük işletmeler, ekonominin belkemiği olarak kabul edilir. ABD'li küçük işletmelerin yüzde 99'u, ülkenin özel sektör istihdamının yüzde 47'si ve toplam işletmelerin yüzde 42'si tarafından işletilmektedir. Ancak, küçük işletmelerin endüstriyel gelişim sürecinde birçok zorlukla karşılaştıkları da bir gerçektir.
Bunlar arasında finansal zorluklar en önemlilerinden biridir. Küçük işletmeler, finansmana erişim konusunda büyük bir zorluk yaşarlar. Bu zorluklar nedeniyle işletmelerin büyümesi ve gelişmesi önemli ölçüde engellenir. Ayrıca, küçük işletmelerin büyüme planları için yeterli kaynaklara sahip olmaması ve kredi alırken yüksek faiz oranları ile karşılaşması da ayrı bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor.
Aynı şekilde, küçük işletmeler yasal zorluklarla da karşı karşıya kalırlar. Bu zorluklar arasında vergi yükümlülükleri ve çevresel yönetmeliklere uyum konuları önemli bir yer tutar. Bu gibi yasal zorluklar, küçük işletmelerin uygun mevzuata uygun bir şekilde uyum sağlamalarını ve uygun hukuki danışmanlık hizmetleri almalarını gerektirir.
Gelecekteki konumlarına bakıldığında, teknolojik ilerleme küçük işletmelerin iş yapma şekillerini ve müşterilere erişim yöntemlerini değiştirebilir. Aynı şekilde, küçük işletmelerin yeni pazarlara erişim sağlama fırsatları da bulunmaktadır. Bu nedenle, küçük işletmelerin endüstriyel gelişme sürecindeki konumları büyük ölçüde kendilerine bağlıdır.
Genel olarak, küçük işletmelerin endüstriyel gelişim sürecinde önemli bir rol oynamalarına rağmen karşılaştıkları zorluklar da bir o kadar fazladır. Ancak, doğru stratejiler ve uygun kaynak kullanımı ile küçük işletmeler gelecekte de başarılı olabilirler.
Endüstriyel Gelişim Nedir?
Endüstriyel gelişim, sanayi, tarım ve ticaret sektörlerinde yapılan gelişmeleri ifade eder. Yani bir ülkedeki üretim sektörelerinin büyümesi, fabrikaların artması, teknolojik gelişmelerin sağlanması gibi faktörleri kapsar. Bu gelişmeler ise yerel ekonomiler üzerinde doğrudan etkili olur.
Endüstriyel gelişmenin yerel ekonomilere olan etkisi oldukça büyüktür. Çünkü üretim sektöründe yaşanan değişimler doğrudan istihdam oranlarını etkiler. Endüstriyel gelişme sayesinde yeni iş fırsatları oluşur ve işsizlik oranları azalır. Ayrıca üretimin artması, dış ticaret hacminin büyümesine de neden olur.
Endüstriyel gelişme, sadece ekonomik açıdan değil, sosyal açıdan da önemlidir. Bulunduğu bölgeye katma değer yaratan endüstriyel faaliyetler, sosyal kalkınmayı ve yaşam standartlarının yükselmesini sağlar. Ancak endüstriyel gelişmenin çevreye olan olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalı ve uygun önlemler alınmalıdır.
Amerika'da Küçük İşletmelerin Durumu
Amerika'da küçük işletmeler ekonominin temel yapıtaşları arasında yer alır. Küçük işletmeler, işsizliğin azaltılması ve yerel ekonominin güçlendirilmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, küçük işletmelerin durumu hakkında birkaç önemli faktör değerlendirilmelidir.
Amerika'da 2019 yılı verilerine göre, küçük işletmelerin toplam işletme sayısı 30.7 milyon olarak tahmin edilmektedir. Bu işletmelerin %99'dan fazlası küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Küçük işletmelerin sahip olduğu işletme sayısı büyük işletmelerin sayısından daha fazla, ancak küçük işletmelerin yıllık gelirleri ve işgücü sayısı daha azdır.
Küçük işletmeler, farklı sektörlere yayılmıştır. Tarım, üretim, sağlık, eğitim, perakende, bar ve restoran, inşaat sektörleri küçük işletmeler açısından en yoğun sektörlerdir. Bazı eyaletlerde küçük işletmeler turizm, ticaret ve finans sektörlerinde de faaliyet göstermektedir.
| Sektör | İşletme Sayısı |
|---|---|
| Tarım, Orman ve Balıkçılık | 2,208,524 |
| İmalat | 273,740 |
| Perakende Satış | 1,178,954 |
| Hizmetler | 15,491,260 |
Küçük işletmeler, büyük şirketlerden daha fazla finansal zorluklarla karşı karşıyadır. Küçük işletmeler, kredi alma, sermaye yatırımı yapma ve büyüme planları yapma konularında zorluklar yaşarlar. Bu finansal sorunlar, yüksek faiz oranları, kaynak yetersizliği ve krediye erişim sorunlarından kaynaklanmaktadır.
- Kaynak yetersizliği
- Yüksek faiz oranları
- Krediye erişim sorunları
Bununla birlikte, küçük işletmeler yasal ve çevresel zorluklarla da karşı karşıyadır. Küçük işletmeler, uygun mevzuata uygun bir şekilde uyum sağlama konusunda zorluklar yaşarlar. Çevre ve sağlık düzenlemeleri dahil olmak üzere çeşitli yasal gereklilikleri karşılamaları gerekir.
- Vergi yükümlülükleri
- Çevresel yönetmelikler
Amerika'daki küçük işletmeler, ekonomide yerel ekonomiyi güçlendirmek için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, küçük işletmeler finansal, yasal ve çevresel zorluklarla karşı karşıyadır. Gelecekte teknolojik gelişmeler, yeni pazar fırsatları ve diğer fırsatlar açık hale gelecektir. Bu durum küçük işletmelerin gelecekteki pozisyonunu belirleyecektir.
Finansal Zorluklar
Birçok küçük işletme, finansmana erişim sorunları nedeniyle ekonomik olarak sıkıntı çekmektedir. Bu zorluklar, işletmelerin büyümesine ve gelişmesine engel olabilir.
Küçük işletmelerin finansmana erişim sorunları arasında, kredi verenlerin işletme potansiyellerini değerlendirmekte yetersiz kalması, yüksek kredi faiz oranları, borç ödeme zorlukları ve yeterli teminat gösterememe gibi konular yer almaktadır.
Özellikle yeni kurulan işletmeler, finansmana erişim konusunda daha da zorluk çekerler. Bunun nedeni, işletmelerin kredi kartı satışları, öz kaynakları veya diğer finansal araçlar gibi alternatif finansman kaynaklarına sahip olmamalarıdır.
Bu finansal zorlukların işletmelerin büyüme potansiyelini sınırlandırdığı bilinmektedir. Ayrıca, finansal zorlukların neden olduğu maddi kayıplar, işletme sahiplerinin moralini de olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, işletme sahipleri ve yöneticileri, finansal yönetim alanında yeterli bilgi sahibi olmalı ve finansal açıdan sıkı bir denetim uygulamalıdır.
Kaynak Yetersizliği
Küçük işletmelerin büyüme planları için yeterli kaynaklara sahip olmaması, işletme sahipleri için önemli bir sorundur. Çünkü küçük işletmelerin büyümesi, işletme sahiplerinin hayallerine ulaşmaları için oldukça önemlidir. Ancak, küçük işletmelerin finansal kaynakları sınırlıdır ve büyük işletmelerle rekabet etmek zorundadırlar.
Bu nedenle, küçük işletme sahipleri, finansmana erişim sağlamak için alternatif kaynaklara başvurmak zorunda kalabilirler. Örneğin, kredi kartları veya özel borç verenler gibi kaynaklardan borç alabilirler. Ancak, bu seçeneklerin yüksek faiz oranlarına sahip olabileceğini unutmamak gerekir.
Bununla birlikte, işletme sahipleri, işletmelerinin finansmanını artırmak için yaratıcı yollar düşünebilirler. Örneğin, iş ortakları veya yatırımcılar bulabilirler veya alternatif finansman kaynaklarına başvurabilirler. Küçük işletmeler, bu kaynakları kullanarak büyüme planlarını gerçekleştirebilir ve rekabet güçlerini artırabilirler.
Yüksek Faiz Oranları
Küçük işletmelerin finansmana erişim sorunları, işletmelerin büyümesine engel olabilecek temel zorluklardan biridir. Küçük işletmelerin kredi alırken karşılaştığı bir diğer önemli sorun ise yüksek faiz oranlarıdır. Genellikle, büyük işletmelerin aksine, küçük işletmelerin daha düşük kredi puanları ve daha az varlık sermayesi vardır. Bu nedenle, kredi veren kuruluşlar küçük işletmelere daha yüksek faiz oranları uygulama eğilimindedirler.
Bununla birlikte, yüksek faiz oranları, küçük işletmelerin finansman ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif kaynaklara yönelmelerine neden olabilir. Örneğin, birçok küçük işletme, finansmanı artırmak için melek yatırımcılardan, risk sermayesi fonlarından veya hükümet destekli kredi programlarından yararlanabilir.
Ayrıca, küçük işletme sahipleri, kredibilitesini artırmak için çeşitli adımlar da atabilirler. Örneğin, kredi puanlarını yükseltmek için kredi kartı borçlarını düşürmek, zamanında borçlarını taksitlendirmek ve kredi ödeme geçmişlerini düzenli olarak takip etmek gibi adımlar atılabilir. Küçük işletme sahipleri, daha düşük faiz oranları sunan yerel bankalarla veya kredi birliği gibi kooperatif kredi kuruluşlarıyla da çalışabilirler.
Yasal Zorluklar
Küçük işletmeler, yasal düzenlemelerle ilgili bir dizi zorlukla karşı karşıyadır. Büyük işletmeler daha fazla kaynak ayırarak bu yasal düzenlemelere uygun bir şekilde işlerini yönetirken, küçük işletmeler bu konuda daha uzun süreçler harcayabilirler.
Bu yasal zorluklar arasında, vergi yükümlülükleri öne çıkmaktadır. Küçük işletmeler, vergi yasalarına uygun bir şekilde yönetilmek zorunda olup, farklı vergi türleri ve vergi beyannameleri hazırlama konusunda bilgi sahibi olmak zorundadırlar. Bu zorlukların üstesinden gelmek için, küçük işletmeler destekleyici bir muhasebe sistemi veya profesyonel bir muhasebe firmasının yardımını alabilirler.
Bunun yanı sıra, küçük işletmelerin çevre ve sağlık gerekliliklerine uygun bir şekilde yönetilmesi de önemlidir. Bu konuda, mevzuata uygun olarak kaynak kullanımı, atık yönetimi, yangın ve güvenlik önlemleri gibi konuları ele almak gerekmektedir.
Yine de, küçük işletmelerin en büyük yasal zorluklarından biri, uygun mevzuata uygun bir şekilde uyum sağlamalarının zorluğudur. Yasal düzenlemelerin sürekli güncellenmesi ve her sektörde farklı kuralların olması, küçük işletmelerin doğru bilgi edinmesini ve uygun şekilde hareket etmesini zorlaştırabilir. Ancak, bu sorunu çözmek için, sektörle ilgili güncel mevzuatın takip edilmesi ve mevzuatın iyi anlaşılması gerekmektedir.
Özet olarak, küçük işletmelerin yasal düzenlemelere uygun bir şekilde faaliyet göstermek için bir dizi zorluğu vardır. Ancak, uygun kaynaklar ve doğru bilgi ile, işletmeler bu zorlukların üstesinden gelebilirler.
Vergi Yükümlülükleri
Vergi yükümlülükleri, küçük işletmelerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biridir. Küçük işletmeler, uygun mevzuata uygun bir şekilde vergilendirilmek zorundadır. Vergi yasalarına uygun bir şekilde yönetilmek, küçük işletmeler için önemli bir unsurdur. Bununla birlikte, çoğu küçük işletme, vergi yükümlülüklerini yerine getirmede zorlanmaktadır.
Vergi yükümlülüklerine uygun bir şekilde yönetmek için, küçük işletmelerin vergi yasalarını anlamaları ve uygun şekilde uygulamaları gerekmektedir. Vergi yasaları genellikle karmaşıktır ve küçük işletmelerin bunları anlaması zor olabilir. Bu nedenle, birçok küçük işletme, vergi konularında uzman bir danışmanlık hizmeti almaktadır.
Küçük işletmelerin vergilendirilmeleri aynı zamanda işletme büyüdükçe değişebilir. İşletmeler büyüdükçe, vergi yükümlülükleri artar ve daha karmaşık hale gelir. Bu durumda, küçük işletmelerin vergi danışmanıyla çalışmaları ve vergi yükümlülüklerini doğru bir şekilde yönetmeleri önemlidir.
Ayrıca, küçük işletmelerin, vergi yükümlülüklerini yerine getirirken değişen vergi yasaları ve yönergeler hakkında da bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu, işletmelerin uygun şekilde vergilendirilmelerini sağlamak ve cezalardan kaçınmak için önemlidir.
Sonuç olarak, küçük işletmelerin vergi yükümlülükleri, işletme sahipleri için zor bir konudur ve uygun şekilde yönetilmeleri gerekmektedir. Vergi yasalarını ve yönergelerini anlamak, vergi danışmanlarından destek almak ve değişen vergi yasaları hakkında bilgi sahibi olmak, küçük işletmelerin vergi yükümlülüklerini doğru bir şekilde yerine getirmelerini sağlayacaktır.
Çevresel Yönetmelikler
Çevre ve sağlık gerekliliklerine uygun bir şekilde yönetilme, küçük işletmelerin karşılaştığı en önemli zorluklardan biridir. Bu işletmelerin, çevre kirliliğine yol açabilecek faaliyetler gerçekleştirmeleri durumunda, çeşitli yönetmelikler ve yasal uygulamalarla karşı karşıya kalabilecekleri unutulmamalıdır. Bu nedenle, küçük işletmeler, çevre dostu uygulamaları benimsemek ve atık yönetimi gibi konularda sıkı bir şekilde uyum sağlamak için zaman, para ve kaynak harcamalıdır.
Bu şekilde, çevresel yönetmeliklere uyum sağlama yoluyla, işletmelerin itibarını korumak ve gelecekteki faaliyetlerini garanti altına almak mümkün olabilir. Aynı zamanda, modern tüketicilerin giderek artan bir şekilde çevre dostu uygulamaları önemsediği düşünüldüğünde, çevre yönetimi alanındaki yatırımlar, işletmelerin rekabet avantajına da dönüşebilir.
Bununla birlikte, küçük işletmelerin çevre yönetimi konusunda karşılaştığı en büyük zorluk, uygun kaynaklara erişim ve bu kaynakları yönetme konusundaki yetersizliklerdir. Küçük işletmelerin genellikle sınırlı bir bütçeleri ve personelleri vardır, bu nedenle yasal gerekliliklerin yanı sıra, çevre dostu uygulamaları benimseme konusunda da zorluklar yaşayabilirler.
Bununla birlikte, bu zorluklar, işletmelerin işletme karlılığına da etki edebilir. Örneğin, atık yönetimi hataları veya çevresel yönetmeliklere uyum sağlamamak, ciddi miktarda para cezaları ve yasal sorunlarla sonuçlanabilir. Bu nedenle, küçük işletmelerin çevre dostu uygulamaları benimsemek için bir planları olması ve uzmanlık alanlarına göre personel istihdam etmeleri önerilir.
Gelecekte Küçük İşletmelerin Rolü
Endüstriyel gelişmenin sektörleri değiştirdiği ve iş yapma şekillerinin dönüştüğü bir gerçektir. Küçük işletmeler de bu değişimlerden etkileniyor. Ancak, küçük ölçekli işletmelerin rekabet gücü ve kaynakları sınırlıdır. Dolayısıyla, endüstriyel gelişmenin hızı ve yönü, küçük işletmelerin işleyişine ve gelecekteki konumuna etki ediyor.
Bu kapsamda, gelecekteki konumları bakımından küçük işletmelerin, teknolojiyi yakından takip etmeleri gerekiyor. Özellikle dijital dönüşüm sürecini iyi yöneten küçük işletmeler, büyük işletmelerle rekabet edebilirler. Ayrıca, uluslararası pazarlara açılmalarını sağlayacak teknolojik araçlar da mevcut. Küçük işletmeler, bu araçları kullanarak yeni pazarlara erişim sağlayabilirler.
Küçük işletmelerin rekabetçi kalmaları için elde edebilecekleri diğer bir avantaj da kendilerine özgü ve farklılaştırıcı iş modelleri oluşturarak, bulundukları sektörde fark yaratmalarıdır. Bu noktada, yenilikçi iş fikirleri ve girişimcilerin, küçük işletmelerin rekabet gücünü artırabileceğine inanılıyor.
Gelecekteki konumlarına yönelik bir diğer gelişme ise yerelleşme trendidir. Yerelleşme, küçük işletmelerin raflarda yer bulmasını sağlayacak ve yerel pazar eğilimlerine uyacakları ürünlerini satmalarını kolaylaştıracaktır. Böylece, küçük işletmeler, yerel ekonomilere daha fazla katkı sağlayacak ve sürdürülebilir bir büyüme sağlayabileceklerdir.
Teknolojik İlerleme
Teknolojik ilerleme son yıllarda küçük işletmelerin iş yapma şekillerini ve müşterilere erişim yöntemlerini dramatik bir şekilde değiştirdi. Özellikle dijital pazarlama, sosyal medya, e-Ticaret, bulut bilişim gibi yenilikçi teknolojik araçlar kullanarak, küçük işletmeler artık müşterilere daha hızlı, daha etkili ve daha kişiselleştirilmiş bir hizmet sunabiliyor. Sosyal medya reklamcılığı ve e-Ticaret, küçük işletmelerin dünya çapındaki müşterilere daha kolay erişim sağlamasını olanaklı hale getirdi. Küçük işletmeler, web sitelerini mobil cihazlara uyumlu hale getirerek müşterilerin mobil cihazlarda kendilerine daha kolay erişebilmelerini sağlamaktadır.
Bununla birlikte, teknolojik dünyada kalite ve hızlı bir hizmet sunma zorunluluğundan dolayı, özellikle bilişim sistemleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan küçük işletmelerin rekabet avantajı yakalaması zorlaşmaktadır. Bu noktada, küçük işletmelerin teknolojik ilerlemeye ayak uydurabilmeleri için, müşterilerin taleplerine ve pazarın ihtiyaçlarına uygun niteliklerde dijital çözümler sunan bilişim şirketleri ile iş birliği yapmaları gerekmektedir.
Sonuç olarak, teknolojik ilerleme, küçük işletmelerin müşteri ihtiyaçlarına ve pazarın taleplerine daha hızlı yanıt vermelerine olanak sağlamaktadır. Ancak bu, teknolojik dünyayı takip etmek için yeterli kaynaklara ve donanıma sahip olmayan küçük işletmeler için oldukça zorlayıcı olabilir. Bu nedenle, bilişim şirketleri, küçük işletmelere teknolojik olarak rekabet avantajı kazandırmak için ihtiyaç duydukları dijital çözümleri sunabilmelidir.
Yeni Pazar Fırsatları
Endüstriyel gelişme süreci, küçük işletmeler için tanto fırsatlar tanto da zorluklar içerir. Ancak, küçük işletmelerin yönetiminden ve becerilerinden yararlanarak yeni pazarlara erişmek mümkündür. Yeni pazar fırsatlarını değerlendirmede başarılı olan küçük işletmeler, rekabetçi bir piyasada var olabilirler.
Birinci adım, yeni pazarlara erişim sağlamayı hedefleyen küçük işletmelerin yeni müşteri segmentlerini tanımlaması gerekmektedir. Bu bilgi, başarılı bir pazarlama stratejisi oluşturmak için hayati öneme sahiptir. İşletmeler, hedef müşteri segmentinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamak için mevcut ve potansiyel müşteriler ile etkileşim kurabilirler.
İkinci adım, işletmelerin hedeflenen pazara uygun ürün ve hizmetleri sunmasını gerektirir. Hedef pazara uygun ürün ve hizmetler sunmak, müşteri memnuniyetini artırır ve işletmenin müşteri sadakati kazanmasını sağlar. Örneğin, gıda işletmeleri bir vegan müşteri segmentine hizmet vermek istiyorsa, menülerinde vegan seçenekler sunmaları gerekmektedir.
Küçük işletmeler, yeni pazarlara erişirken bir diğer faktör de fiyatlandırmadır. İşletmeler, hedeflenen pazara uygun fiyatlar sunarak, rekabet güçlerini artırabilirler. Bu nedenle, yeni pazar fırsatlarının değerlendirilmesinde fiyatlandırma stratejisi önemlidir.
Ayrıca, internet teknolojilerinin kullanımı da işletmelerin yeni pazarlara erişebilmeleri için hayati öneme sahiptir. Küçük işletmeler, dijital pazarlama stratejilerini kullanarak, hedef müşteri segmentlerine erişim sağlayabilirler. İşletmeler, hedef müşteri segmentlerine dijital reklamlar, sosyal medya pazarlaması ve e-posta pazarlaması gibi teknikleri kullanarak ulaşabilirler.
Yeni pazar fırsatlarını değerlendirirken, işletme sahiplerinin rakiplerini de göz önünde bulundurması gerekmektedir. Rakiplerinin faaliyetlerini takip etmek ve kendilerinden fark yaratacak özellikleri sunmak işletmelerin rekabetçi bir pazarda ayakta kalmasını sağlar.
Sonuç olarak, küçük işletmeler endüstriyel gelişmenin yenilikçi ve yaratıcı bir parçasıdır. Yeni pazarlara erişmek için küçük işletmeler, stratejilerini sürekli olarak değiştirmeli ve pazarlama, teknoloji, fiyatlandırma ve rakip analizleri gibi faktörleri dikkate alarak hareket etmelidirler.
Sonuç
Endüstriyel gelişim sürecinde küçük işletmelerin karşılaştığı zorluklar ve gelecekteki konumları hakkında bir değerlendirme yaparak yazımızı sonlandırıyoruz. Küçük işletmeler, finansal ve yasal zorluklar gibi birçok engelle karşı karşıyadır. Finansal zorluklar, uygun kaynaklara erişim sağlayamama ve yüksek faiz oranlarından dolayı yeteneklerini tam anlamıyla sergileyememelerini engeller. Yasal zorluklar ise uygun mevzuata uyumluluğun sağlanması ve çevre yasalarına uygunluğun sağlanması gibi zorlukları içerir.
Bu zorluklara rağmen, endüstriyel gelişim süreci küçük işletmelere de yeni fırsatlar sunmaktadır. Teknolojik ilerlemeler, küçük işletmelerin iş yapma şekillerini değiştirebilir ve yeni müşterilere erişim ve pazarlama yöntemleri sunar. Yeni pazarlara erişim sağlama fırsatları, küçük işletmelerin büyüme potansiyelini artırır.
Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, küçük işletmeler endüstriyel gelişim sürecinde hem zorluklarla hem de fırsatlarla karşı karşıyadır. Ancak, küçük işletmelerin hayatta kalabilmeleri ve büyüme potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için finansal ve yasal zorlukların aşılması ve yeni fırsatların değerlendirilmesi gerekmektedir.