Rönesans dönemine dair lezzetleri keşfetmek isteyenlere özel bir kitap: Rönesans Kültüründe Yemek. İtalyan yemek kültürünün tarihi ve özgün tarifleriyle yemeğe dair yeni bir bakış açısı sunuyor. Şimdi keşfedin!
Rönesans dönemi yemek kültürü, Avrupa tarihinde önemli bir yere sahip. Bu dönemde yemekler bir sanat eseri gibi hazırlanırdı. Sadece lezzeti değil, sunumu da oldukça önemliydi. Rönesans döneminin yemek kültürüne etki eden faktörler arasında sanat, moda ve mimari yer almaktaydı. Dönemin aristokratları, zenginleri ve soyluları lüks sofraların keyfini çıkarırlarken yemekler de bu lüks yaşamın bir parçası haline gelmiştir.
Rönesans döneminin yemek kültürüne özgü birçok yemek bulunmaktadır. Bu yemeklerin lezzeti ve sunumu, o dönemde yapılan düzenlenen şölenlerde büyük bir etki yaratmıştır. Dönemin popüler yemekleri arasında tavşan eti ağırlıklı yemekler ve narenciye ağırlıklı tatlılar yer almaktaydı.
Tavşan eti, Rönesans döneminin en popüler yemeklerinden biriydi. Rönesans döneminde genellikle fırında tavşan ve tavşan sote gibi yemekler tercih edilirdi. Fırında tavşan, soğan, sarımsak, domates, sıvı yağ, tuz, kimyon, biber gibi malzemelerle hazırlanırdı. Tavşan sote ise tavşan etinin, mantar, soğan, sıvı yağ, karabiber, tuz gibi malzemelerle sotelenmesiyle yapılırdı.
- Narenciye ağırlıklı tatlılar da Rönesans döneminin özgün yemekleri arasındadır. Portakal reçeli ve limonlu tart gibi tatlılar o dönemde oldukça yaygın olarak tüketilmekteydi. Portakal reçeli; portakal kabukları, şeker, tarçın, limon suyu ve su ile hazırlanır ve hafif bir tatlıdır. Limonlu tart ise limon suyu, limon kabuğu, şeker, yumurta, un, tuz, vanilya, süt ve tereyağı gibi malzemelerle hazırlanır.
Rönesans döneminde düzenlenen şölenler, soyluların ve aristokratların sosyalleştiği ve imajlarını sergilediği önemli organizasyonlardan biriydi. Özellikle Venedik ve Floransa gibi şehirlerde büyük şölenler düzenlenmekteydi. Bu şölenlerde servis edilen yemeklerin özellikleri ve sunumları oldukça özenle hazırlanmaktaydı. Ayrıca şölenlerde konuklar öncelikle çorbayla başlar ve sonra sırasıyla daha ağır yemeklerin servis edildiği bir menüye sahip olurdu.
Rönesans dönemi yemek kültürü, günümüze de birçok lezzet bırakmıştır. Zerde ve limonata gibi Rönesans döneminden günümüze kalan yemekler de bu lezzetler arasında yer almaktadır. Zerde, pirinç, şeker, safran, badem ve süt gibi malzemelerle yapılan, Türk mutfağına ait bir tatlıdır. Limonata ise limon suyu, şeker ve suyun karıştırılmasıyla yapılan, serinletici bir içecektir.
Rönesans Dönemi Yemek Kültürü
Rönesans dönemi, Avrupa'nın kültür ve sanat anlamında en yüksek düzeyde olduğu zaman dilimlerinden biridir. Bu dönemde yemek kültürü de önemli bir yer tutar. Rönesans dönemi yemek kültürü, sadece yemeklerin hazırlanması veya tüketimi anlamında değil, aynı zamanda yemeğin sunuluşu, sofra adabı ve yiyeceklerin ne zaman, nerede ve kimlerle tüketildiği gibi unsurları da kapsar. Dönemin yemek kültürü, İtalya'da başladı ve yavaş yavaş yayılarak tüm Avrupa'ya yayıldı.
Rönesans dönemi yemek kültürüne etki eden en büyük faktörlerden biri, İtalyan Mutfağı'nın doğmasına sebep olan zenginlik ve refah düzeyiydi. Bu zengin gelir seviyesi, İtalyan yemek kültürünü diğer ülkelerdeki yemek kültürlerinden farklı kıldı. Rönesans dönemi, yemek kültüründe doğallık ve sadelikten uzaklaşarak gösterişli ve aşırı bir lezzet anlayışı getirdi.
Rönesans dönemi yemek kültürü, tuzlu soslardan, baharatlı çorbalar ve et yemeklerine; balık ve sebzelerden, narenciye ağırlıklı tatlılara kadar muazzam bir yemek çeşitliliği sunmuştur. Ayrıca, dönemde şarap kültürü de büyük ölçüde gelişti ve yemeklerin yanında şarap tüketmek popüler hale geldi. Soylular, yemeklerin yanında şarap içmek için özel bardaklar bile kullandılar.
Rönesans'ta Popüler Olan Yemekler
Rönesans dönemi, sanat ve kültür alanında olduğu gibi yemek kültürü açısından da oldukça özel bir dönemdir. Bu dönemde yemekler, her zaman olduğundan daha yaratıcı ve özel olarak hazırlanıyordu. Dönemin en popüler yemekleri ve lezzetleri arasında, tavşan etli yemekler ve narenciye ağırlıklı tatlılar öne çıkıyor.
Rönesans döneminde tavşan etinin popülerliği oldukça fazlaydı ve bu ete birçok farklı yemek tarifiyle yer veriliyordu. Tavşan eti, İtalyan mutfağından Fransız mutfağına kadar birçok farklı mutfakta sıklıkla kullanılıyordu.
Fırında tavşan, Rönesans döneminde oldukça sık tercih edilen bir yemekti. Bu yemeği yapmak için gereken malzemeler arasında tavşan eti, soğan, sarımsak, defne yaprağı ve biber bulunuyordu. Tüm malzemeler bir araya getirilip fırında pişirilerek servis ediliyordu.
Tavşan sote, Rönesans döneminde tavşan eti kullanılarak yapılan bir diğer popüler yemekti. Tavşan eti, soğan, sarımsak, domates sosu, zeytinyağı ve baharatlar gibi malzemelerle birleştirilip pişiriliyordu. Tavşan sote genellikle ekmek veya pilavla birlikte servis ediliyordu.
Rönesans döneminin tatlıları arasında en popüler olanlar genellikle narenciye ağırlıklı tatlılar olarak biliniyor. Bu tatlılar, portakal, limon ve bergamot gibi narenciyelerin kullanıldığı özel tariflerle hazırlanıyordu.
Portakal reçeli, Rönesans döneminde sıklıkla yapılan ve tüketilen bir tatlıdır. Bu tatlı için kullanılan malzemeler arasında portakal kabuğu, şeker ve su yer alıyordu. Malzemeler birleştirilip bir süre kaynatıldıktan sonra servis ediliyordu.
Limonlu tart, Rönesans döneminde yaygın olarak tüketilen lezzetli bir tatlıydı. Bu tartın yapımı oldukça basitti ve malzemeler arasında limon suyu, un, şeker ve tereyağı bulunuyordu. Tüm malzemeler birleştirilip pişirildikten sonra servis edilen limonlu tart, özellikle İtalyan mutfağında sıklıkla tercih ediliyordu.
Tavşan Etli Yemekler
Rönesans döneminde tavşan eti, oldukça popüler bir et çeşididir. Tavşan eti, o dönemde özellikle soylu kesim tarafından tüketilirdi ve değişik yemek tarifleriyle sunulurdu. O zamanlarda tavşan eti, saray mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olarak kabul edilirdi.
Tavşan eti, Rönesans döneminde sadece doğal bir lezzet olarak değil aynı zamanda bir sağlık kaynağı olarak da görülürdü. Yüksek protein içeriği, tavşan etinin vazgeçilmez bir protein kaynağı haline gelmesini sağladı. Aynı zamanda tavşan eti, o dönemde son derece uygun fiyatlı olması nedeniyle, halk kesiminde de oldukça popüler bir besin kaynağıydı.
- Fırında Tavşan:
Fırında tavşan, Rönesans yemekleri arasında oldukça popülerdi. Tavşan eti, soğan, havuç, patates ve sarımsak ile birlikte fırında pişirilerek sunulurdu. Bu lezzetli yemek, bugün bile birçok insan tarafından pişirilmekte ve tüketilmektedir.
- Tavşan Sote:
Tavşan etli yemekler arasında tavşan sote de popülerdi. Tavşan eti, soğan, mantar, yeşil biber, sarımsak ve taze baharatlarla birlikte küçük parçalara ayrılarak pişirilir ve servis edilirdi. Hem zengin hem de lezzetli bir yemek tarifi olan tavşan sote, dönemin en çok tercih edilen yemekleri arasındaydı.
Bunların yanı sıra tavşan eti daha pek çok farklı yemek tarifinde kullanılmaktaydı. Günümüzde bile, tavşan etli yemekler oldukça popülerdir ve birçok özel yemek tarifinde tavşan eti kullanımına rastlanmaktadır.
Fırında Tavşan
Rönesans döneminde tavşan eti popüler bir yemek malzemesiydi. Fırında tavşan ise en sık tüketilen tavşan yemeklerinden biriydi. Bu yemek için genellikle biber, soğan ve sarımsak kullanılırdı. Tavşan eti limonlu ve baharatlı soslarla lezzetlendirilir ve fırında pişirilirdi. Tavşan etinin lezzetli bir şekilde pişmesi için fırın tepsisine yağ ve baharatlar konulduktan sonra tavşan etleri eklenir. Tavşan etleri, üstüne dilimlenmiş sebzeler, limon suyu veya tavuk suyu konulur. Ardından fırında yavaş yavaş pişirilir ve hazır olduğunda servis edilir. Bu yemek genellikle zeytinyağı ile marine edilir ve tıpkı modern günümüzdeki gibi lezzetli bir yemek haline getirilirdi.
Fırında tavşanın en popüler yanıtları arasında biber, sarımsak ve soğan gibi sebzelerin kullanılması, sosların baharatlı olması ve en önemlisi birbirinden farklı pişirme teknikleri kullanılması yer alır. Bu yemek genellikle Yanında kuskus veya sebzelerle birlikte servis edilirdi. Her ne kadar zamanla birçok farklı yemek tarifi ortaya çıkmış olsa da, fırında tavşan hala Rönesans döneminin unutulmaz yemekleri arasında yer almaktadır.
Eğer fırında tavşan yapmak istiyorsanız, en lezzetli yemekler için taze malzemeler kullanmaya özen göstermeli ve hangi baharatların ne kadar kullanılacağı konusunda deney yapmalısınız. Fırında tavşan, Rönesans döneminde olduğu gibi günümüzde de lezzetli bir yemek olarak kabul edilmektedir.
Tavşan Sote
Rönesans dönemi yemek kültürü içerisinde tavşan eti en popüler malzemeler arasında yer alıyordu. Bu dönemde tavşan eti, soyluların sofralarında oldukça sık tüketiliyordu. Rönesans'ta tavşan etinin popüler olması, bu hayvanın üreme yeteneğinin fazla olmasından kaynaklanıyordu. Tavşanların üremesi kolay olması, bu hayvanın etinin ucuz olmasına ve yaygın olarak tüketilmesine sebep oluyordu. Tavşan sote de Rönesans döneminde popüler yemekler arasındaydı. Tavşan eti, Rönesans döneminde yapımı oldukça sık olan sote yemeklerinin de popüler bir malzemesiydi.
Tavşan sote yapmak için öncelikle tavşan etleri doğranır ve zeytinyağı ile kavrulur. Ardından, soğan, tuz ve karabiber eklenip, malzemeler bir süre daha kavrulur. Bu aşamada dilerseniz sote malzemelerine mantar ya da yeşil biber gibi sebzeler de ekleyebilirsiniz. Malzemeler bir süre daha kavrulduktan sonra, sıcak su ya da tavuk suyu eklenip, karışım kısık ateşte pişirilir. Tavşan sote genellikle pilav ya da makarna ile birlikte servis edilir.
Tavşan sote, günümüzde de tüketilen ve sevilen bir yemektir. Lezzetli ve pratik yapımı sebebiyle evde kolayca hazırlanabilir. Aynı zamanda, restoranlarda da sıkça tercih edilen bir yemek olarak karşımıza çıkabilir. Sıcak su yerine beyaz şarap da eklenerek yapılan bir tavşan sote çeşidi de bulunmaktadır.
| Malzemeler | Ölçü |
|---|---|
| Tavşan eti | 500 gr |
| Zeytinyağı | 3 yemek kaşığı |
| Soğan | 1 adet |
| Tuz | 1 çay kaşığı |
| Karabiber | 1 çay kaşığı |
| Sıcak su | 2 su bardağı |
Narenciye Ağırlıklı Tatlılar
Rönesans dönemi yemek kültürü sadece yemeklerden ibaret değildi. Tatlılar da önemli bir yere sahipti. Bu dönemde narenciye ağırlıklı tatlılar oldukça popülerdi.
Narenciye ağırlıklı tatlılar, genellikle turunçgillerden yapılan şerbetli tatlılardır. Portakal, limon ve mandalina en sık kullanılan malzemeler arasındadır. Bu tatlılar, o dönemde kullanılan şeker şurupları ile şerbetlendirilerek yapılmaktaydı.
Rönesans döneminde popüler olan en bilinen narenciye ağırlıklı tatlı, Portakal Reçelidir. Portakallar önce kabukları soyularak dilimlenir, ardından şekerle şerbet haline getirilir ve kaynamaya bırakılır. Bu işlemden sonra portakal dilimleri, şerbetle karıştırılarak kavanozlara konur. Günümüzde de birçok ülkede yapılan portakal reçeli, Rönesans döneminden günümüze kadar popülerliğini korumuştur.
Narenciye ağırlıklı bir diğer tatlı ise Limonlu Tart'tır. Bu tartın yapımı oldukça basittir. Öncelikle tart hamuru hazırlanır, daha sonra üzerine limon suyu, limon kabuğu rendesi ve şeker karışımı dökülerek fırına verilir. Limonlu Tart, Rönesans döneminde soylu ailelerin davetlerinde sık sık sunulan bir tatlıydı.
Narenciye ağırlıklı tatlılar, Rönesans döneminin popüler tatlıları arasındaydı ve günümüze dek gelen yemekler arasında yer almaktadır.
Portakal Reçeli
Portakal reçeli, Rönesans döneminde sıklıkla yapılan bir tatlı çeşididir. Hem sağlıklı hem de lezzetli olduğu için popülerliğini günümüze kadar korumuştur. Yapımı oldukça basittir ve evde kolayca yapılabilir.
Portakal reçeli yapımı için öncelikle portakalın kabukları rendelenerek alınır. Portakalın kendisi de soyularak küp küp doğranır. Şeker, su ve limon suyu ile birlikte tencereye eklenir ve kaynatılır. Kaynayan karışıma doğranmış portakal ilave edilir ve pişirilmeye devam edilir. Portakallar yumuşayıp şekerli karışım kıvamlı hale gelene kadar pişirilir. Hazırlanan reçel kavanozlara konularak soğuduktan sonra tüketilebilir.
Portakal reçeli sade olarak tüketilebileceği gibi, daha farklı bir tat elde etmek için tuzlu peynirlerle de servis edilebilir. Ayrıca kahvaltıda tost üzerinde de rahatlıkla tüketilebilir. Özellikle kış aylarında grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara iyi gelmesi sebebiyle sık sık yapılan bir tatlıdır.
Portakal reçeli, sağlık açısından da oldukça faydalıdır. Portakalın içeriğinde bulunan C vitamini ve antioksidanlar sayesinde vücut direncini arttırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca sindirimi de kolaylaştırarak mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Sonuç olarak, portakal reçeli Rönesans döneminden günümüze kalan lezzetli bir tatlıdır. Evde kolayca yapılabilmesi ve sağlıklı olması sebebiyle sık sık tüketilen bir tatlı çeşididir. Peynirlerle servis edilerek farklı bir lezzet elde edilebilir veya kahvaltıda tüketilebilir.
Limonlu Tart
Rönesans dönemi tatlıları arasında narenciye, özellikle de limon oldukça popülerdi. Bu nedenle limonlu tart dönemin en sevilen tatlılarından biriydi. Limonlu tartın yapımı oldukça kolaydır, ancak o dönemde kullanılan malzemeler ile günümüz malzemeleri arasında farklılıklar olabilir.
Bir limonlu tart yapmak için öncelikle hamurun hazırlanması gerekir. Bu hamur için un, tuz, soğuk tereyağı ve buzlu su kullanılır. Hamur hazırlandıktan sonra, limonlu kremanın yapımına geçilir. Krema için limon suyu, limon kabuğu rendesi, şeker ve tereyağı kullanılır. Tüm malzemeler bir tencerede karıştırılır ve kısık ateşte pişirilir. Piştikten sonra hamurun üzerine dökülür ve tart fırına verilir.
Rönesans döneminde limonlu tartın popüler olmasının nedeni, limonun o dönemlerde oldukça pahalı ve zor bulunur bir meyve olmasıdır. Zenginlerin sofralarındaki limonlu tatlılar gösterişli ve lüks yemekler olarak kabul edilirdi. Ayrıca limonun kış mevsiminde tüketilmesi ve sağlıklı olduğuna inanılması da limonlu tartın daha da popüler hale gelmesine neden olmuştur.
Bugün limonlu tart hala çok sevilen bir tatlıdır ve farklı versiyonları günümüzde de sıkça tüketilmektedir. Rönesans dönemi tarifi ile yapılan limonlu tartlar ise yine zengin sofralarında özel günlerde veya kutlamalarında sıklıkla tercih edilmektedir.
Rönesans Şölenleri
Rönesans döneminde, şölenler büyük önem taşırdı ve hanedanlar, soylular, zengin tüccarlar ve aristokratlar genellikle büyük şölenler vermekteydi. Şölenler genellikle bir odada veya bahçede yapılmaktaydı ve yiyecekler her zaman zengin ve bol olurdu.
Şölenlerde menüler genellikle çorba, balık, et, şarküteri, peynir ve tatlılar gibi çeşitli seçenekler içerirdi. Balık, özellikle somon, hamsi ve ringa balığı, şölenlerde popüler bir yemekti. Et yemekleri arasında tavuk, koyun, sığır ve domuz eti bulunurdu ve bu etler farklı şekillerde pişirilirdi. Büyük parçalar halinde sunulmak yerine, et genellikle küçük parçalara ayrılır ve soslarla tatlandırılırdı.
Şölenlerde, yemeğe başlamadan önce eller ve ağız yıkanırdı. Kesme tahtaları veya sepetler gibi geniş boruların kullanıldığı bir tür çatal da kullanılırdı. Öncelikle ortak bir tabakta yer alan meyveler ve fıstıklar servis edilirdi. Daha sonra çorbalar ve sonra balık ve et yemekleri servis edilirdi. Tatlılar genellikle meyveler, reçeller ve pastalar şeklinde servis edilirdi. Şölenlerde ayrıca çeşitli içecekler sunulurdu ve şarap genellikle başroldeydi.
Rönesans dönemi şölenleri, yemeklerin zenginliği ve organizasyonu ile ünlüydü. Davetlilerin konukseverliği, ayrıcalığı ve yemek adabı ise her zaman hatırlanmaya değer olmuştur.
Şölen Yemekleri
Rönesans dönemi, büyük şölenlerin düzenlendiği bir dönem olarak biliniyor. Şölenlerde servis edilen yemekler de oldukça başarılı ve özgündü. Rönesans şölenlerinde, yemeklerin sunumu ve servisi de oldukça önem taşıyordu.
Şölenlerde servis edilen yemekler arasında başlangıçta meze olarak kullanılan zeytin, peynir, turşu ve domates bulunuyordu. İtalyan mutfağına özgü olan antipasti de şölen yemekleri arasında yer alıyordu. Ana yemekler ise genellikle et ve balık ağırlıklıydı. Rönesans şölenlerinde en popüler olan yemekler; tavşan, kuş, ördek, hindi, domuz ve kuzu etlerinden yapılan yemeklerdi. Tavuk da şölenlerde sıklıkla kullanılan bir etti.
Bunların yanı sıra Rönesans şölenlerinde pastırmalı, ciğerli ve domatesli yemekler de yaygın olarak servis edilirdi. Sebzeler arasında ise brokoli, enginar ve börülce gibi sebzeler sıklıkla kullanılırdı.
Rönesans döneminin en popüler yemeklerinden biri olan lahmajoun, etli bir çeşit kek veya pizza olarak kabul edilirdi. Şölenlerde sıklıkla tercih edilen bir diğer yemek ise tipik İtalyan yemeklerinden risotto idi. İtalyan mutfağına özgü olan pizza da şölen yemekleri arasındaydı.
Organizasyon Detayları
Rönesans dönemi şölenleri, yemek kültürünün önemli bir parçasıydı. Şölenler genellikle zengin soylular tarafından düzenlenirdi ve davetler dönemin en iyi yemeklerinin servis edildiği şaşaalı etkinliklerdi.
Şölen organizasyonları oldukça titiz bir şekilde yapılırdı. Davetiyeler önceden hazırlanır ve davetlilerin hangi kıyafetleri giyeceği belirtilirdi. Misafirler genellikle at arabaları ve binek hayvanlarıyla taşınırdı, daha sonra bir mehter takımı tarafından karşılanırdı.
Yemekler, dönemin en iyi aşçıları tarafından hazırlanırdı ve genellikle en az üç yüz çeşit yemek servis edilirdi. Menüler, et, balık, salata, soslar, ekmek, şarap ve tatlı dahil olmak üzere üst düzey yemekler içerdi.
Tabii ki, yemeklerin servisi de önemli bir üstünlüktü. Masalar özenle hazırlanır, gümüş ve altın kaplarla süslenir, kristal bardaklar ve porselen tabaklar kullanılırdı. Servis çoğunlukla iki kişi tarafından yapılırdı; biri şişeyi veya tabağı taşıyarak, diğeri misafirlerin önünde servis yaparak. Şölenlerde yeme adabına da özel bir önem verilirdi. Misafirler, yemeklerini kasaplama yerine kibarca keserlerdi ve birbirleriyle konuşurken sessiz olmaya özen gösterirlerdi.
Bu organizasyonlar genellikle saatlerce sürerdi ve müzik, dans ve eğlence gibi aktivitelerle desteklenirdi. Davetliler genellikle gece geç saatlere kadar eğlenirlerdi.
Rönesans Mutfağından Günümüze Kalmış Yemekler
Rönesans dönemi yemek kültürü, günümüzde hala popüler olan birçok yemeği içermektedir. Bu yemekler, dönemsel özellikleriyle birlikte günümüze kadar gelmiştir.
Bunlardan biri olan zerde, Osmanlı döneminin en sevilen tatlılarından biridir. Rönesans döneminde de oldukça popüler olan bu tatlı, bugün hala pek çok lokantada ve evde yapılmaktadır. Zerde yapımında kullanılan pirincin, kakule ve safran gibi baharatlarla birleşimi, tatlıyı daha da lezzetli hale getirmektedir.
Bir diğer popüler yemekse limonatadır. Osmanlı İmparatorluğu'nda da bilinen ve Rönesans döneminde de yaygın olarak tüketilen limonatalar, günümüzde de sıklıkla tercih edilmektedir. Limonatanın yapımı oldukça kolaydır ve sadece limon suyu, su ve şeker gerektirir.
Bunların yanı sıra, Rönesans dönemi yemek kültüründen günümüze kalan diğer yemekler arasında çeşitli deniz ürünleri, hindi ve kaz yemekleri de bulunmaktadır. Bu yemeklerin yapımında yine döneme özgü baharatlar ve soslar kullanılmaktadır.
Özellikle Avrupa'da bu tarz yemeklerin yapımı ve tüketimi hala devam etmektedir ve pek çok restoranda bu lezzetler sunulmaktadır. Geleneksel tariflerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması, Rönesans dönemi yemek kültürünün günümüzde de yaşatılmasını sağlamaktadır.
Zerde
Zerde, Osmanlı döneminde yaygın bir tatlı olarak bilinmekle birlikte, Rönesans döneminde de oldukça popüler bir tatlıydı ve günümüze kadar gelmeyi başaran nadir lezzetlerdendir. Zerde, safranın rengini verdiği pirinç, şeker ve su karışımından yapılan bir tatlıdır. Rönesans döneminde, genellikle zengin aileler tarafından düğünlerde servis edilen zerde, günümüzde de özellikle Ramazan ayında geleneksel tatlılardan biridir.
Zerde tatlısının Rönesans döneminden günümüze kalma nedenleri arasında, zengin malzeme kullanımı ve özel tatları koruma geleneği sayılabilir. Rönesans döneminin zengin aristokratları, yemeklerinde pahalı ve nadir bulunan malzemeleri kullanmayı tercih ediyorlardı. Zerde içinde kullanılan safran gibi malzemeler, pahalılıkları ve nadir bulunabilirlikleri nedeniyle sadece zenginler tarafından tüketilebildiği için, bu tatlı asillik ve ayrıcalıklı bir lezzet olarak görülmüştür. Diğer yandan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde zerde, hastalıklara karşı koruyucu bir tatlı olarak kabul edilirdi. Bu nedenle, zerde hala sağlıklı bir tatlı olarak önerilmekte ve tercih edilmektedir.
Zerde yapımı oldukça basit bir süreçtir. Pirinç suyla birlikte kaynatılır ve şeker eklendikten sonra kısık ateşte pişirilir. Renk vermesi ve karakteristik tadını kazandırması için safran kullanılır. Genellikle üzerine tarçın ve fıstık serpiştirilerek servis edilir. Zerde, günümüzde hala Osmanlı’dan kalma bir tatlı olarak değerini koruyor ve özellikle Ramazan ayında sıkça tüketiliyor.
Limonata
Rönesans döneminde, limonata popüler bir içecek haline gelmişti. Limonatalar hem soğuk hem sıcak tüketilebilen bir içecek olarak tercih ediliyordu. Limonatanın yapımı oldukça basit olmakla birlikte, günümüze kadar popülerliğini koruyan bir içecektir.
Limona suyunun içine şeker eklenerek yapılan limonata, Rönesans döneminde de aynı şekilde yapılmaktaydı. Günümüzde ise genellikle karpuz, çilek, portakal, limon gibi meyveler eklenerek farklı tatlar oluşturulmaktadır.
Rönesans döneminden günümüze kadar gelen limonatanın popülerleşmesinin en büyük sebeplerinden birisi, sıcak yaz günlerinde ferahlık vermesidir. Limonatanın hafif asitli tadı ve ferahlatıcı kokusu, özellikle yaz dönemlerinde tüketilmesini sağlamaktadır.
Günümüzde marketlerde hazır olarak satılan limonatalar, evde de kolayca yapılabilmektedir. Limonata yapımı için sadece limon suyu, su ve şeker gerekmektedir. İsteyenler meyve parçaları da ekleyerek daha farklı tatlar elde edebilirler.