Keşfetmeniz Gereken Onlarca Gizli Film! Klasikleşmiş olanlardan daha öteye gitmek isteyenlere özel İzlemeye Değer Gizli Kalan Filmler listemizde Hemen keşfet!
Bir film hayranı olarak, yeni ve farklı filmler keşfetmek her zaman heyecan verici bir deneyimdir. İzleyiciler tarafından sık sık miss edilen birçok harika film vardır. Bu yazıda, sizlere keşfedilmemiş ama izlemeye değer filmler hakkında bilgi vereceğiz. Farklı türlerde ve ülkelerden filmler seçtik, böylece herkesin ilgisini çekecek bir şeyler bulabilirsiniz.
Avrupa sineması genellikle Hollywood'un gölgesinde kalır ve bu nedenle çok sayıda ıskalanmış şaheser var. Bu filmlerin önerileri arasında özellikle Fransız Yeni Dalgası ile tanınan yönetmenler François Truffaut, Jean-Luc Godard ve Claude Chabrol'un filmleri var. Aynı zamanda, Jules et Jim gibi unutulmaz filmlere de yer veriyoruz. Paris'te Türk bir adamın hikayesini anlatan Bir Türk olarak Paris'te gibi farklı bir deneme de öneriyoruz.
İtalyan sineması da göz ardı edilecek kadar nadir tercih edilir. Neorealizm akımının dışında kalan La Grande Bellezza gibi filmler ile Cinema Paradiso gibi bir kült klasiğe mutlaka göz atmalısınız. Asya sineması hayranları Japon Yeni Dalga filmlerini, Güney Kore Sineması hayranları ise Oldboy ve Memories of Murder gibi filmleri deneyebilirler. Son olarak, Amerikan sinemasından bazı ödüllü indie filmleri ve kült klasikleri de öneriyoruz. Requiem for a Dream gibi dram filmleri ve The Big Lebowski gibi komik filmlerden birkaçına da göz atmanızı öneriyoruz.
Avrupa Sineması
Avrupa sineması, dünya sinema tarihinin gözde kültürlerinden biridir. Fransız Yeni Dalgası, İtalyan Neorealizmi, Alman Ekspresyonizmi gibi akımlardan tarihe kazınan birçok örnek var. Ancak birçok güzel Avrupa filmi maalesef unutulup gitmiş veya hak ettiği ilgiyi görememiş. Bu yazıda size izlemeye değer gizli kalan Avrupa filmlerinden birkaçını önereceğim:
Bu akım, 1950'ler ve 1960'ların Fransa'sında ortaya çıktı ve François Truffaut, Jean-Luc Godard, Claude Chabrol gibi yönetmenlerin öncülük ettiği bir hareketti. Bu dönemin filmlerinde, sıra dışı kurgu teknikleri, siyasi eleştiriler ve yine o yıllarda popüler müzikler kullanılmıştır. Yeni Dalgası'na uygun bir örnek olarak, Truffaut'nun yönettiği "Jules et Jim" filmini izleyebilirsiniz. Bu film, bir kadın etrafında dönen karmaşık bir aşk üçgenini anlatır ve Jeanne Moreau'nun harika performansıyla unutulmaz bir eserdir.
İtalyan Neorealizmi'nden bahsetmekle beraber, "La Grande Bellezza" filmini önermek istiyorum. Bu film, Roma'nın güzellikleri ve acıları etrafında dönen, 2013 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar ödülü kazanmış bir yapımdır. Eğer nostalji severlerdenseniz, "Cinema Paradiso"yu izleyebilirsiniz. Bu film, bir kasaba sinemasının etrafında dönen bir hikayeyi anlatır. Sinemanın önemi ve dostluk gibi temalar da filmde bol bol işlenir.
Fransız Yeni Dalgası
Fransız Yeni Dalgası, 1950'ler ve 60'lar boyunca Fransa sinemasını büyük ölçüde etkileyen bir hareketti. Bu akım, romantizmi ve gerçekçiliği birleştiren, hafif, duygusal ve entelektüel filmlerle tanınıyordu. François Truffaut, Jean-Luc Godard ve Claude Chabrol gibi yönetmenler dönemin en ünlü Fransız Yeni Dalgası filmlerini yarattı. Genellikle sadece "Nouvelle Vague" olarak adlandırılıyor, bu hareket Fransa sinemasının geleceğine yön verdi.
Bu filmlerden biri olan Jules et Jim, Fransız Yeni Dalgası'nın en unutulmaz yapıtlarından biridir. Jeanne Moreau'nun performansıyla ünlenen film, bir aşk üçgenini anlatıyor. Bir diğer film olan Bir Türk olarak Paris'te, Orhan Pamuk'un aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Türk ve Fransız kültürleri arasındaki çatışmayı konu alan film, cesur ve düşündürücü bir yapım.
| Film | Yönetmen |
|---|---|
| Jules et Jim | François Truffaut |
| Bir Türk olarak Paris'te | Tolga Örnek |
- Fransız Yeni Dalgası romantizmi ve gerçekçiliği bir arada kullanan filmlerden oluşur.
- Yönetmenler arasında François Truffaut, Jean-Luc Godard ve Claude Chabrol gibi isimler yer alır.
- Jules et Jim, en ünlü ve unutulmaz Fransız Yeni Dalgası filmlerinden biridir.
- Bir Türk olarak Paris'te filmi, Orhan Pamuk'un romanından uyarlanmış ve Türk ve Fransız kültürleri arasındaki çatışmayı konu almaktadır.
Jules et Jim
Jules et Jim, Fransız Yeni Dalgası'nın başyapıtlarından biridir. Yönetmen François Truffaut, filmde iki arkadaşın aynı kadına olan aşklarını ve ölümcül üçgenlerini anlatır. Film, Jeanne Moreau'nun unutulmaz performansı ile birlikte sinema tarihinin en romantik ama aynı zamanda en acıklı hikayelerinden biridir. Jules ve Jim, savaş sonrası Fransa'sında yaşayan birbirlerine bağlı iki erkektir. Bir gün, seyyar fotoğrafçı Catherine ile karşılaşırlar ve üçü bir anda yakın arkadaş olurlar. Catherine, Jules'tan hoşlanır ama sonunda Jim ile evlenir. Jules ve Catherine arasında hala bir aşk var, ancak Jim'in gölgesinde kalır. Üçüncü kişinin varlığı, hikayeyi daha da karışık hale getirir. Jules et Jim, romantizm ve özgürlük kavramlarına odaklanan felsefi bir film olarak kabul edilir.
Bir Türk olarak Paris'te
Bir Türk olarak Paris'te, Orhan Pamuk'un aynı adlı romanından uyarlanan bir filmdir. Türk ve Fransız kültürlerinin zıtlıklarını harmanlayarak, bir yolculuğa çıkaran film, cesur bir yapım. Film, yazarlara ve kendi kültürünü anlamak için Paris'e seyahat eden bir İstanbul mimarının hayatında geçen olayları anlatır.
Bir Türk olarak Paris'te, senaryosu ve yönetmenliği Mehmet Ada Öztekin tarafından yapıldı. Başrollerinde Mert Fırat ve Marie Kremer'in yer aldığı film, Türkiye ve Fransa'da gösterime girdi ve olumlu eleştiriler aldı. Filmde, Türkiye'nin Batı'ya doğru ilerleyişinin yanı sıra, Fransa'nın kültürel ve tarihi güzellikleri de gösterilir.
Bir Türk olarak Paris'te, Türk sinemasının uluslararası arenada tanınmasına yardımcı olan filmlerden biridir. Film, Türk ve Fransız kültürlerinin harmanlanması nedeniyle, her iki ülkeden de hayranlık kazandı.
İtalyan Sineması
İtalyan sineması neorealizm akımı ile özdeşleşse de, neorealizm döneminden sonraki filmler de oldukça başarılı ve izlenmeye değerdir. La Grande Bellezza, Paolo Sorrentino'nun Oscar ödüllü filmi, Roma'nın ihtişamını gösterir ve modern İtalyan sinemasının bir örneği olarak kabul edilir.
Bir diğer İtalyan filmi önerimiz ise Cinema Paradiso'dur. Bu film, bir sinema salonunun etrafında dönen harika bir hikaye sunar ve sinema kültürüne olan tutkunuzu arttırabilir. Aynı zamanda, dostluk, aşk ve ayrılık gibi temaları da ele alır.
Bir başka İtalyan filmi önerimiz ise Federico Fellini'nin 1960 tarihli filmi La Dolce Vita'dır. Bu film, Roma'yı modernleşirken kaybeden geleneksel değerleri ve insani değerleri ele alır. Film ayrıca günümüz İtalyan sinemasının öncülerinden biridir ve kendine özgü bir tarza sahiptir.
- La Grande Bellezza
- Cinema Paradiso
- La Dolce Vita
La Grande Bellezza
La Grande Bellezza, İtalya yapımı bir film ve 2013 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar ödülü kazandı. Filmde Jep Gambardella adlı bir yazarın hayatı anlatılıyor. Gambardella Roma'yı çok seviyor ama yaşadığı şehirde bir anlam bulamıyor. Film boyunca Roma'nın tarihi ve kültürel mirası çarpıcı bir şekilde canlandırılıyor.
Birçok insana göre, bu film Paolo Sorrentino'nun en iyi filmi. Filmdeki görüntüler ve fotoğraflar, Roma'nın tarihi yerlerini ziyaret edemeyen kişiler için de bir tur rehberi gibi olabilir. Ancak, film aynı zamanda Roma'nın içsel güzelliğini de yakalıyor. Olağanüstü görsellerle dolu olan bu filmde, Roma'nın kusursuz mimarisi ve İtalya'nın güzel manzaraları görülebilir.
Filmdeki diğer önemli unsurlar ise kendine özgü karakterleri ve arka plan müzikleri. La Grande Bellezza, herhangi bir izleyiciyi kendine hayran bırakacak inanılmaz bir sanat eseri. Eğer güzel yapımlar arıyorsanız, bu filmi kaçırmamanızı öneririz.
Cinema Paradiso
Cinema Paradiso, İtalyan sinemasının en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Film, uzun yıllar boyunca kendisine ait bir sineması olan küçük bir İtalyan kasabası olan Giancaldo'da geçer. Filmdeki ana karakter, Salvatore isimli bir çocuktur. Salvatore, sinemayı çok seven bir çocuktur ve kasabanın yerel sinemasında hiçbir filmi kaçırmaz. Salvatore, aynı zamanda sinema salonunun sahibi Alfredo ile yakın bir dostluk kurar.
Film, Salvatore'nin büyümesini ve sinemayla olan tutkusunu takip eder. Yıllar sonra Salvatore, kasabasına döner ve eski dostu Alfredo'nun ölümüyle karşılaşır. Alfredo'nun ölümünden sonra, Salvatore kasabasındaki sinemayı kapatmaya karar verir, ancak geçmişe dair anıları canlandıkça, kasabasındaki insanları bir kez daha sinema salonuna çekmeye karar verir.
- Film, sinema tarihinde unutulmaz eserler arasında yer almaktadır.
- Film, sinema ve dostluk hakkında harika bir hikaye anlatmaktadır.
- Filmdeki özel efektler ve müzikler, insanları etkilemektedir.
Cinema Paradiso, birçok sinemaseverin gönlünde taht kurmuş bir film olarak hatırlanmaktadır. Film, izleyicilere sinemanın gücünü hatırlatırken, dostluğun ve insan bağlarının gücünü de anlatmaktadır. İzlemenizi mutlaka tavsiye ediyoruz!
Asya Sineması
Asya Sineması, son yıllarda Hollywood filmleri kadar popüler hale gelmiştir. Aralarında Oscar ödüllü filmleri de olan Asya sinemasının en iyi filmlerinden sadece birkaçı aşağıdaki gibidir.
| Film Adı | Yapım Yılı | Yönetmen |
|---|---|---|
| Oldboy | 2003 | Chan-wook Park |
| Memories of Murder | 2003 | Bong Joon-ho |
| Ran | 1985 | Akira Kurosawa |
| Tokyo Story | 1953 | Yasujiro Ozu |
Oldboy, intikam hikayesiyle dolu, sürprizlerle dolu ve rahatsız edici bir Kore filmidir. Memories of Murder, gerçek bir seri katilin hikayesinden ilham alınarak yapılmış gerçeküstü bir polisiye-komedi filmidir. Ran, Shakespeare'in King Lear oyununu modern bir şekilde ele almış olan Japon sinema ustası Akira Kurosawa'nın yönetmenliğinde müthiş bir görsel şölen sunuyor. Tokyo Story, sıradan insanların hayatlarına Odzu'nun karakteristiği bir bakış atıyor ve izleyicilere aynı zamanda Japon mimarisinin güçlü bir örneği de sunuyor.