Antik kadınların günlük yaşamına dair tarihi bilgilerin yer aldığı bu kitap, kadınların tarih boyunca nasıl yaşadıklarını anlamak isteyen herkese hitap ediyor. Antik dönem kadınlarının hayatına dair detaylı bilgileri keşfetmek için hemen satın alın!
Antik dönem, kadınların toplumda erkeklere göre geri planda tutulduğu bir dönemdir. Ancak antik kadınların da günlük hayatlarında yaptıkları birçok şey ve sosyal hayatları vardı. Kadınlar, evde işlerle uğraşırken aynı zamanda tarım ve ticaret sektörlerinde de çalışmışlardır.
Birçok antik toplumda kadınların eğitimi önemsiz görülürdü ve bu nedenle okuma yazma bilmeyen kadınlar yaygındı. Ancak bazı ülkelerde kadınların eğitimine de önem verilirdi ve bu kadınlar bilim ve sanat alanlarında da başarılı olmuşlardır.
Kadınlar antik dönemde hizmetçi ya da öğretmen olarak çalışabilirdi. Ayrıca bazı toplumlarda kadınlar tüccar olarak da çalışırlardı. Evli kadınlar, ailelerinin mal varlıklarını yönetebilirlerdi. Ayrıca bazı antik toplumlarda kadınlar siyasi kararlar alabilen liderler de olabilirlerdi.
Antik Dönemde Kadın Rolü
Antik dönemde kadınlar, erkeklerden daha düşük bir sosyal konuma sahip olarak görülüyordu. Özellikle Atina'da, kadınlar ev işleri ve çocuk bakımı gibi görevlerle sınırlandırılmıştı. Kadınlar eşleri veya babaları tarafından yönetiliyor ve genellikle erkeklerin varisleri değildi. Erkeklerin aksine, kadınlar siyasi arenada ve dini kutlamalarda ciddi bir rol oynamazdılar.
Öte yandan, Sparta'da kadınların toplumdaki konumu biraz daha yüksekti. Spartalı kadınlar, erkeklerle birlikte atletik faaliyetlere katılabilirdi ve ailelerinin yönetiminde önemli bir rol oynayabilirdi. Yine de, erkekler hala toplumun önde gelen güçleriydi ve kadınların haklarına sınırlamalar getirilmişti.
Antik dönemde, zengin kadınlar ve kraliçeler, erkeklerle eşit statüdeydiler ve hatta üstündeydiler. Bu kadınlar, seçkin bir eğitim almışlardı ve siyasi ilişkiler ve hatta savaşlarda önemli görevler üstlendiler. Özellikle Roma İmparatorluğu'nda zengin kadınlar, toplumsal hayatta büyük bir etkiye sahiptiler ve imparatoriçeler olarak adlandırılan güçlü kadınlar bile vardı.
Antik dönemde kadınların rolü, çoğunlukla toplumun sosyal ve tarihsel bağlamına göre şekillendi. Kadınlar evde kalmakla görevliydi ve erkeklerin gücünden yararlanamayacak durumda olanlar, toplumda en alt seviyede kabul ediliyordu.
Bu incelemeler ışığında, kadınların antik toplumda konumuna dair daha ayrıntılı bir araştırma yapılabilir. Konuyla ilgilenenler için, Antik Yunan ve Roma dönemi hakkında ilginç bilgiler içeren kaynaklar mevcuttur.
Bekar Kadınlar
Antik çağda, evlilik hayatının her kadın için zorunlu olduğu düşünülüyordu. Ancak, evlenmek için gerekli olan belirli koşulları yerine getiremeyen kadınlar, bekar olarak kalmak zorunda kalıyordu. Bekar kadınlar, antik toplumda her ne kadar evli kadınlar kadar kabul görmese de, varlıklarını sürdürmek için birçok işe girişiyorlardı.
Bekar kadınların antik dönemdeki toplumsal hayattaki yerleri tam olarak bilinmiyor olsa da, bazı kaynaklara göre bu kadınlar evli kadınlar gibi çalışarak yaşamlarını idame ettiriyorlardı. Evde yapılabilecek işlerin yanı sıra, bazı bekar kadınlar çeşitli mesleklerde çalışabiliyordu. Örneğin, tarihçilerin belirttiği gibi, eski Mısır'da, bekar kadınlar üretimin birçok alanında çalışıyordu.
Bir başka önemli husus ise, evlenmek için yeterli koşulu yerine getiremeyen kadınların ne kadim toplumlarda ne de günümüz dünyasında tanıdık bir sosyal statüye sahip olmadığı gerçeğidir. Bu durum, evlilik dışı ilişkileri açıklayabilir.
Toplumsal Hayatta Bekar Kadınlar
Bekar kadınlar antik toplumda evlenmeyen, dul kalmayan ya da dul kaldıktan sonra tekrar evlenmeyen kadınlar olarak tanımlanır. O dönemde evlilik, kadınlar için hayatlarının en önemli anlarından biriydi. Bekar kalmak, toplumda kabul görülmeyen bir durumdu ve bir kadının sosyal statüsünü düşürdü. Ancak evlenme fırsatı bulamayan kadınlar da vardı. Bu durumda, bekâr kadınlar, birçok işte evli kadınlarla aynı sorumlulukları paylaştılar.
Birçok antik toplum, kadınların ev sahipleri veya yöneticileri olmadığı bir dönemde, ev düzenlemeye ve bir aileye bakmaya yardımcı olan bekâr kadınları kucakladı. Bununla birlikte, toplumda bekarlık, toplumun kadınların ebeveynlerinin evinden bir erkeğin evine cinsel bir "değişim" olarak kabul edildiği bir evlilik ekonomisine katkıda bulunan bir faktördü.
Bekâr kadınların mesleki yerleri, antik toplumların ekonomisi ve meslekleri nedeniyle farklılık gösterdi. Bazıları evde çalışırken, diğerleri tekstil, ticaret ve tarım gibi sektörlerde çalıştılar. Bekar kadınlar, bilgelik, tıp, sanat ve kimya gibi konularda öğretmenlik görevlerinde bulunabilirlerdi.
Bekar kadınlar için ayrı bir ritüel de vardı. Kalan bekâr kadınlar özellikle Roma hakimiyeti altındaki toplumlar tarafından kendilerine özgü bir tören olarak biliniyordu. "Gıdıklama Festivali" olarak bilinen bu ritüelde, bekâr kadınlar ayakkabılarını çıkaracakları bir platforma otururlardı ve erkekler gıdıklamalarıyla eğlenmeye çalışırlardı. Festival, hayatlarının kalan kısmında evlilik şansını artırmak için bekâr kadınları korumak için yapıldı.
Bekar Olmanın Cezası
Antik dönemde bekar kalmak, kadınlar için büyük bir ayıp olarak görülüyordu. Evlilik çağına gelmiş olmalarına rağmen evlenemeyen kadınlar, toplum tarafından dışlanıyor ve sosyal hayatlarının sınırlandırılmasına neden oluyordu.
Bazı toplumlarda bekar kalmakla cezalandırmak adet haline gelmişti. Örneğin, Sparta'da beş çocuk yapmış erkekler evlilik yapmadıkları takdirde kamu hizmetlerinde çalışması gerekiyordu. Roma İmparatorluğu'nda ise küçük yerleşim yerlerinde bekar kadınlar evlilik yapmadığı için para cezasına çarptırılabiliyordu. Ayrıca, evlilik çağına gelmiş ve evlenmemiş kadınlar, düzenlenen festivallerde zorla evlendirilebiliyordu.
Bekar kalmanın cezası, kadınların özgürlüğüne de büyük darbe vuruyordu. Toplumlar, kadınlar üzerindeki kontrolünü sağlamak için evlilik gibi kurumları kullanıyordu.
Bekar Kadınlar ve İş Hayatı
Antik dönemde bekar kadınların iş hayatındaki konumları, evli kadınlarla kıyaslandığında oldukça sınırlıydı. Genellikle, bekar kadınlar iş aramak yerine erkek akrabalarının yanında kalmayı tercih ederlerdi. Ancak bazı istisnalar da vardı. Örneğin, büyük kentlerde yaşayan bazı bekar kadınlar, çömlekçilik, dokumacılık veya yün boyama gibi el sanatlarına yönelebilirlerdi. Bununla birlikte, bu kadınlar için çalışma şartları oldukça zordu ve çoğu zaman küçük ücretlerle çalışmak zorunda kalırlardı.
Diğer taraftan, bazı bekar kadınlar da ev hizmetçisi olarak çalışırlardı. Bu iş, özellikle zengin ailelerin evlerinde, bekar kadınlar için bir iş imkanı olabilirdi. Ancak bu kadınların da çalışma şartları oldukça zordu ve maaşları oldukça düşüktü.
Ülkeler arasında farklılık göstermekle birlikte, antik dönemde kadınların iş hayatında kendilerine yer bulmaları oldukça zordu. Özellikle de bekar kadınlar için iş bulmak neredeyse imkansızdı. Ancak, bazı kadınlar yine de kendi imkanlarıyla işlerini kurar ve azimle çalışarak başarılı olmayı başarabilirdi.
Bekar Kadınlar ve Evlilik
Antik dönemde bekar kadınların evlenme fırsatlarının kısıtlı olduğu bilinmektedir. Evlenmek istemeyen ya da evlilik fırsatı bulamayan kadınların toplumsal konumu oldukça zordu. Bu kadınlar genellikle ailesinin yanında kalmak zorunda kalıyor ve bir iş bulup çalışarak hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı.
Bazı kadınlar ise sosyal hayatta daha aktif rol almaya çalışıyorlardı. Özellikle sanat, edebiyat ve felsefe alanlarında kendilerini geliştirerek, erkek egemen toplumda kendilerine bir yer açmaya çalışıyorlardı. Ancak bu kadınlar genellikle toplumun dışında kalıyor ve aykırı olarak nitelendiriliyordu.
Bazı şanslı kadınlar ise, ailesi ya da zengin bir mirasa sahip olmaları sayesinde bağımsız bir yaşam sürdürebiliyorlardı. Ancak bu kadınlar da genellikle evlenmeden çocuk sahibi olamıyor ve toplumda dışlanıyorlardı.
Bu dönemde evlilik, kadın için oldukça önemliydi ve genellikle evlenmek evde oturarak çocuk yetiştirmek demekti. Bu nedenle evlenme fırsatı bulamayan kadınlar toplumda düşük bir konumda yer alıyor ve hayatları oldukça zorlaşıyordu.
Evli Kadınlar
Antik dönemde evli kadınların günlük hayatları oldukça sınırlıydı. Evlerinde kalmak, ev işleri yapmak ve çocuk bakmak gibi görevleri vardı. Eşlerinden izin almadan evden çıkamazlardı ve genellikle başka kadınlarla görüşmezlerdi. Ancak zengin ailelerde evli kadınlar daha fazla özgürlüğe sahipti ve sosyal etkinliklere katılabilirdi.
Evli kadınlar genellikle evde kalmak zorunda oldukları için, evde kalan kadınlarla bir birlik oluştururlardı ve aile içi sosyal hayat bu şekilde devam ederdi. Ayrıca, evde kalarak, kadınlar birbirlerine el sanatları öğretir, kumaş boyalarlar ve yaptıkları ürünleri birbirleriyle paylaşırlardı.
- Evli kadınların giyim tarzları da sınırlıydı. Giydikleri kıyafetler özellikle ev işlerini yapmak için tasarlanmıştı.
- Evli kadınların evlerinde kullandıkları eşyalar da hayatlarının ayrılmaz bir parçasıydı. Mutfak eşyaları, dikiş makineleri, dokuma tezgahları gibi eşyalar evli kadınların günlük hayatını kolaylaştırır ve çeşitli el işleri yapmalarına olanak tanır.
- Ayrıca evli kadınlar, yemeklerin hazırlanması, temizlik yapılması gibi ev işlerinde de oldukça deneyimliydi. Bu işler kadınlara öğretilir ve sonraki nesillere aktarılırdı.
Antik evli kadınların hayatı oldukça sınırlı olsa da, aileleri için oldukça önemli bir rol oynarlardı. Ev işleri yaparak ailelerinin düzenli bir şekilde yaşamasına yardımcı olurlardı ve evdeki sosyal hayatın devamlılığına katkı sağlarlardı.
Evlilik ve Aile
Antik dönemde evlilik, toplum hayatında büyük bir önem taşırdı. Genellikle aileler tarafından düzenlenen evlilikler, genç kızların erkeklere uygun eşler olarak görülmesi için yapılan bir araçtı. Evlilikler, ailenin tüm fertleriyle birlikte yapılır ve eş seçimi birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörler arasında toplumsal statü, mali durum, aile arasındaki ilişkiler ve eş adayının kişisel yetenekleri sayılabilir.
Antik dönemde aile yapısı, günümüzün modern aile yapısından oldukça farklıydı. Ailenin temel birimi, çekirdek aileydi ancak genellikle birçok nesilin bir arada yaşadığı geniş aileler de yaygındı. Bu ailelerde, yetişkinlerin çocuklar üzerindeki otoritesi oldukça güçlüydü ve çocukların disiplinli bir şekilde yetiştirilmesi hedeflenirdi. Ailedeki rollere göre erkeklerin iş hayatındaki önemi ve kadınların evin işlerinden sorumlu olması belirlenirdi.
Evliliklerde, kadınlar kocanın evinde yaşamak zorundaydı ve koca evdeki tüm kararları alırdı. Kadınların evlilik öncesi sahip oldukları hakları evlilik sonrasında kaybetmesi de yaygın bir durumdu. Ayrıca, antik dönemde boşanma çok nadir görülen bir durumdu ve genellikle evlilikte kişisel beklentilerin sonsuz bir şekilde karşılanmaması neden gösterilirdi.
Evlilik Dışı İlişkiler
Antik dönemde kadınlar evlilik dışı ilişkilerden kaçındılar ve bu tarz ilişkiler ciddi sonuçlara neden olabilirdi. Ancak, özellikle eski Yunan medeniyetinde, erkeklerin yetişkin kadınlarla özgürce ilişki kurmaları kabul edilebilirdi. Bu durumda, kadınlar bir tür koruyucuya veya bir adamın metresi olarak tanındı. Bununla birlikte, bu durum nadiren kadınların kontrolü altındaydı ve kadınlar genellikle bu tür ilişkilerde mağdur durumdaydılar.
Evlilik dışı çocuklar sosyal olarak kabul edilemezdi ve bu çocuklar aile tarafından dışlanabilirdi. Kadınların bu tür ilişkilerden doğan çocukları veya yasak aşkları vardı, ancak bu durum, toplumda kadının itibarını ciddi şekilde zedeleyebilirdi. Aynı zamanda, bir kadının zina suçlaması için yargılanması nadir değildi ve cezalar genellikle oldukça ağırdı.
Bu dönemde birçok kadın, bu tür uygunsuz ilişkilerde müşterek hayatlar yaşayabileceği bir özel adama sığınmak zorunda kalıyordu. Ancak, bu tarz birliktelikler genellikle çıkmaz bir yola giriyor ve kadınlar acımasız bir şekilde kullanılıyor ve terkediliyordu.
Antik çağda evlilik dışı ilişkilerin kadınlar üzerindeki etkileri oldukça büyük olabilirdi. Kadınlar için, bu tür bir ilişki, ahlaki değerlerini ve toplumda itibarlarını ciddi şekilde zedeleyebilirdi. Bu nedenle, kadınlar genellikle bu tür ilişkilerden kaçındılar. Ancak, bu durum hala bazı kadınlar için, özellikle ekonomik güçsüzlük sebebiyle, kaçınılmazdı.
Kadınların Giyim Tarzı
Antik çağda kadınların giyim tarzları, o dönemde moda trendlerine uygun olarak belirlenmekteydi. Değişen zamanlara ve sosyal sınıflara göre farklılık gösteren giyim tarzları, kadınların toplumsal hayattaki yerlerinde de önemli bir etki göstermekteydi. Sadece giyim olarak değil, kıyafetlerin seçiminde kullanılan aksesuarlar ve süslemeler de kadınların tarzını belirlemede oldukça etkiliydi.
Antik dönemde, özellikle kadınlar için giyim kuralları oldukça katıydı. Kadınlar genellikle uzun ve bol giysiler giyerlerdi. Gündelik hayatta kullanılan kıyafetler genellikle çok renkli değildi ve doğal tonlarda tasarlanmıştı. Bu tarz kıyafetler, kadınların ev işlerini daha rahat yapmalarını sağlıyordu.
Özel günlerde ise kadınlar, daha gösterişli ve seçkin kıyafetler giyerlerdi. Özellikle evli kadınlar, süslü ve zengin kumaşlardan yapılmış elbiseler seçerlerdi. Ayrıca, evlilik dışı ilişkilerde de değişik kıyafetler kullanılırdı. Gece davetlerinde, kadınlar üzerinde taştan yapılmış ve değerli kumaşlardan elde edilmiş şık ve gösterişli takılar kullanırlardı.
- Antik dönemde kadın giyiminde kullanılan bazı kumaşlar:
- Keten
- Kadife
- Keten
- Pamuk
| Kadın giyiminde kullanılan bazı aksesuarlar | Kullanım Amacı |
|---|---|
| Bilezik | Kadının evlenme ve doğum yapma durumunu belirtmek |
| Saç aksesuarları | Kadınların estetik görünümünü sağlamak ve toplumsal statülerini belirtmek |
| Çanta | Gündelik hayatta ihtiyaç duyulan eşyaların taşınması |
Antik dönemde kadınlar için belirlenen giyim kuralları, kadınların toplumsal hayattaki yerlerinin belirlenmesinde ve bu alanda var olabilmelerinde oldukça etkiliydi. Giyim trendlerinin değişmesi ile birlikte, kadınların rolü ve hayat tarzları da değişti.
Günlük Giyim Tarzı
Kadınların antik çağda günlük hayatta giyim tarzları, sade ve işlevsel olmaya önem verirlerdi. Genellikle, uzun tunikler ve dökümlü elbiseler tercih ederlerdi. Tişört benzeri kıyafetler de giyilirdi fakat daha çok askılı elbiseler tercih edilirdi. Mağara resimlerinde yarı çıplak tasvir edilen kadınların da olduğu düşünülürse, bazı kadınların cinsiyet rollerinin sınırlamalarından kurtulmaya çalıştıkları anlaşılır.
Antik kadınların giyim tarzları, kullanılan kumaşların türlerine ve renklerine göre değişebilirdi. Yün, keten, ipek ve pamuk gibi malzemeler kullanılan ana malzemelerdi. Sıklıkla mor, yeşil, mavi ve kırmızı gibi canlı renkler kullanırlardı. Süslü aksesuarlar pek görülmezdi, ancak takı olarak omuzdan asılı küpeler, bilezikler ve yüz yüzükleri takılırdı.
Antik dönem kadınları, güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için geniş kenarlı şapkalar ve güneş şemsiyeleri kullanırlardı. Ayakkabı olarak genellikle sandaletler tercih edilirdi.
Antik dönemde kadın kıyafetleri genellikle basit ve uygun fiyatlı olurdu. Ancak, üst sınıf kadınlar, kumaşlarında altın teller ve kıymetli taşlar kullanılan daha pahalı kıyafetleri giyerlerdi.
Özel Günlerde Giyim
Antik çağda, özel günler oldukça önemliydi ve kadınlar bu özel günlerde özel bir giyim tarzı benimserlerdi. Örneğin, düğünlerde gelinlerin beyaz giyinmesi gelenekseldi ve bu gelenek günümüze kadar devam etti.
Özel günlerde giyilen kıyafetler genellikle daha süslü ve daha renkliydi. Bu özel günler için hazırlanan kıyafetler, kadınların statülerini göstermek için bir araçtı. Örneğin, zengin kadınlar daha pahalı ve süslü kıyafetler giyerken, fakir kadınlar daha mütevazi kıyafetler tercih ederlerdi.
Bir diğer örnek de festival giyimiydi. Antik çağda kutlanan festival ve bayramlar için özel giysiler tasarlanırdı. Bu giysiler, o dönemde kutlanan festivalin ya da bayramın anısına yapılırdı. Örneğin, Dionysian Festivalleri'nde kadınlar daha serbest giyinirlerdi ve çiçeklerle ve yapraklarla süslenmiş elbiseler tercih ederlerdi.
| Özel Gün | Giyim Tercihleri | Anlamı |
|---|---|---|
| Düğün | Beyaz gelinlikler | Masumiyet ve saflık |
| Doğum Günü | Nişanlı elbiseler | Umut ve geleceğe yönelik beklentiler |
| Festival | Yaprak ve çiçekle süslenmiş elbiseler | Doğa ve bereketin simgesi |
Özet olarak, antik dönemde kadınlar özel günler için özel bir giyim tarzı benimserlerdi ve bu tarzlar kadınların statülerini ve kişiliklerini göstermek için bir araçtı. Bu giyim tarzları genellikle daha süslü ve renkliydi ve bazen özel anlamları da vardı.
Kadınların Saç ve Makyaj Tarzı
Antik dönemde kadınlar güzelliklerine ve bakımlarına büyük önem verirlerdi. Saçları ve makyajları da bu bakımın bir parçasıydı. Ancak antik çağda kadınların bugünkü kadar gelişmiş bir kozmetik endüstrisi yoktu, bu yüzden kadınlar doğal malzemelerden yararlanarak güzelliklerini korumaya çalışırlardı.
Antik çağda kadınların saç rengi genel olarak siyah ya da kahverengiydi. Makyaj yapmak için ise kullanılan malzemeler arasında zeytinyağı, balmumu, alçı, toz şeftali yaprakları ve toprak boyaları yer alırdı. Bu malzemeler kullanılarak gözlerin çevresine simli makyaj yapılır veya yanaklara pembe renk verilirdi. Antik çağda makyaj yapmak aristokrat kadınlar arasında oldukça popülerdi ve çoğu kadın kendilerine bir makyaj sanatçısı tutarlardı.
Antik dönemde kadınlar saçlarını açık bırakmak yerine genellikle örterlerdi. Özellikle evli kadınlar başlarını örterlerdi. Antik çağda kadınların saçları için kullanılan malzemeler ise zeytinyağı, zeytin yaprağı yağı, lavanta yağı ve keçi boynuzu özü gibi doğal yağlardı. Kadınlar, bu malzemeleri kullandıklarında saçlarının daha parlak ve sağlıklı göründüğünü düşünürlerdi.
Antik çağda kadınların saç modelleri genellikle dağınık ve doğal görünümdeydi. Basit örgüler ve topuzlar oldukça yaygındı. Ayrıca saçlarda kullanılan çiçekler ve tüyler gibi aksesuarlar kadınlar arasında oldukça popülerdi.
Saç Modası
Saçlar, antik çağdan bu yana kadınların bakımından geri kalmayan bir konu olmuştur. Antik dönemde kadınlar, saçlarını özenle bakımlı ve modaya uygun bir şekilde şekillendirirdi. Bu dönemde saçların rengi, uzunluğu ve şekli status sembolü olarak görülürdü.
Antik Yunanistan'da, kadınlar saçlarını genellikle özgür bırakarak, ince saç aksesuarları ve çiçeklerle süslerdi. Antik Roma'da ise, kadınlar saçlarını topuzlara veya örülere şekil verirlerdi. Bazı kadınların saçlarını sahte saçlarla dağıtmak adetleri vardı.
Orta Çağda, kadınlar genellikle örtülü olurdu ve saçlarını sadece özel günlerde serbest bırakırdı. Erken modern çağlara doğru, kadınların saç stilleri daha dolgun ve karmaşıktı. Saç aksesuarları ve peruklar da bu dönemde daha popüler hale geldi.
Bugün, kadınlar saç stillerinde herhangi bir trendi takip edebilmektedirler. Saç hacimlendirici ürünler, renkler, uzunluklar ve kesimler her yıl değişmektedir. Popüler trendler arasında bob, pixie, asimetrik kesimler, örgüler ve topuzlar gibi stiller bulunmaktadır.
Kadınların saçları ile olan ilişkisi, antik çağdan günümüze kadar uzanan uzun bir tarihe sahiptir. Kadınların saç stilleri, o dönemin moda trendlerine göre şekillenirken, aynı zamanda onların status sembolü olarak da değerlendirilirdi. Bugün bile, saçların bakımı ve stilinin önemi hiç azalmamıştır.
Makyaj
Antik dönem kadınları makyaj ürünleri kullanarak güzelliklerini vurgulamayı severlerdi. Merakla keşfedilen ve bugün bile hala kullanılan birçok malzemeye sahiplerdi. Örneğin, kadınlar süs olarak kullanmak için renkli taşlar, değerli madenler ve değerli taşlar kullanırlardı.
Makyaj amaçlarına yönelik olarak kullanılan bir diğer malzeme ise kırmızı boyaydı. Antik dönemde kadınlar elde ettikleri bazı malzemeleri öğütürler ve toz haline getirirlerdi. Bu toza su katarak kırmızı bir sıvıya dönüştürürlerdi. Bu kırmızı boyayı dudaklarında, yanaklarında ve hatta göz çevrelerinde kullanırlardı.
Bunun yanı sıra, kül de makyaj malzemeleri arasındaydı. Yanan ağaç kütükleriyle kazanılan kül, gözlerin çevresine ve kirpiklere uygulanırdı. Böylece daha belirgin bir görünüm elde edilirdi.
Kadınlar ayrıca, vücutlarında koku bırakmak için de makyaj malzemeleri kullanırlardı. Bitkiler ve çiçeklerin yağlarından hazırlanan parfümler, kadınların güzelliklerine güzel bir koku eklerdi. Bu parfümler ayrıca yatak odalarında da kullanılırdı ve genellikle jasmin, menekşe ve gül çiçeklerinden elde edilirdi.
Antik dönem kadınları makyajı güzelliklerini vurgulamak için değil, aynı zamanda statülerini belirtmek için de kullanırlardı. Zengin kadınlar daha pahalı makyaj malzemeleri kullanırken, fakir kadınlar evlerindeki doğal malzemeleri kullanarak makyaj yaparlardı.