Asya'nın ticaret yolları ve kolonizasyon stratejileri, geçmişte ve günümüzde büyük önem taşıyor. Bu kitap, Asya'nın ekonomik tarihine ışık tutar ve stratejik düşüncenin nasıl şekillendiğini anlatır. Asya'nın Ticaret Yolları ve Kolonizasyon Stratejileri, Asya kültürüne meraklı herkes için harika bir kaynak.

Asya, tarihin en önemli ticaret yollarına ev sahipliği yapmıştır. Bu ticaret yolları, Asya ülkelerinin ekonomik gelişimine büyük katkı sağlamış ve aynı zamanda Avrupa ile Çin arasında bir köprü görevi görmüştür. Ticaret yolları boyunca, birçok medeniyetin kurulması ve gelişmesine de zemin hazırlanmıştır.

Ayrıca Asya'da, ticaret yolları üzerinde bulunan ülkeler arasında ekonomik kolonizasyon stratejileri de geliştirilmiştir. Bu stratejiler, ülkelerin ekonomilerini geliştirerek sahip oldukları ülke ve bölge hakimiyetlerini arttırmayı amaçlamıştır. Özellikle Avrupa ülkeleri, Asya'da ticaret yolları üzerinde bulunan bölgeleri sömürgeleştirerek koloniler kurmuştur.

Bugün ise Asya, dünya ekonomisinde büyük bir rol oynamaktadır. Ülkeler, güçlü ekonomik büyüme stratejileri geliştirerek dünya ekonomisindeki yerlerini sağlamlaştırmayı amaçlamaktadır. Ticaret yolları, hala Asya ülkeleri için büyük bir önem taşımaktadır ve gelecekte de bu önemini koruyacaktır.

Silk Road'un Tarihi

Asya'da tarihin en önemli ticaret yollarından biri olan İpek Yolu, Çin'den başlayarak Orta Asya, Hindistan, Ortadoğu ve Akdeniz'e kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır. Antik çağdan günümüze kadar uzanan İpek Yolu, ticaretin yanı sıra farklı kültürlerin ve dinlerin etkileşimine de sahne olmuştur.

İpek Yolu'nun ortaya çıkışı binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. İpek, pamuk, baharat, altın, gümüş ve diğer değerli malların ticareti için kullanılan yollar, zamanla bugünkü İpek Yolu'nun temellerini oluşturmuştur. Han Hanedanlığı tarafından organize edilen İpek Yolu ticareti, Asya ve Avrupa arasında bir köprü görevi görmüştür.

İpek Yolu, aynı zamanda farklı kültürlerin etkileşimine de sahne olmuştur. Çin'den Roma'ya kadar farklı coğrafyalarda yaşayan insanlar, İpek Yolu ticareti sayesinde birbirleriyle kültürel ve dini anlamda temas kurmuşlardır. Çin'den batıya giden yollar, Budizm'in yayılmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca İpek Yolu, İslam'ın Asya'ya yayılmasında da önemli bir rol oynamıştır.

Bu günlerde İpek Yolu'nun yerini modern iletişim teknolojileri ve hava yolu taşımacılığı almış olsa da, İpek Yolu'nun tarihi hala ticaret ve kültürel değişim açısından önemlidir. İpek Yolu, bugünkü Asya'nın tarihini ve kültürünü anlamak için önemli bir kaynaktır.

Deniz Yolları ve Asya Ülkeleri

Asya'nın ticaret yolları sadece karayolları ile sınırlı değildir. Tarih boyunca deniz yolu ticareti de büyük bir öneme sahiptir. Deniz yolu ticareti, Asya ülkeleri arasındaki ticareti kolaylaştıran ve Asya ülkelerini dünya ticaretine dahil eden birçok fırsat sunmuştur.

Deniz yolu ticareti Asya ülkelerinde özellikle son yıllarda giderek daha fazla tercih edilen bir ticaret yolu haline gelmiştir. Bu nedenle birçok Asya ülkesi deniz yolu ticareti için stratejiler belirlemişlerdir. Özellikle Çin, Hint Okyanusu'ndan Afrika'ya kadar uzanan deniz yolu ticaretinde lider konumundadır.

Japonya da deniz yolu ticareti konusunda oldukça tecrübelidir. Güney Kore, Singapur, Tayvan, Vietnam gibi diğer Asya ülkeleri de deniz yolu ticaretinde çeşitli stratejiler uygulamaktadır. Özellikle Singapur, stratejik konumu sayesinde ticaret yollarına yakınlığı nedeniyle önemli bir rol oynamaktadır.

Deniz yolu ticaretinin önemi, sadece Asya ülkeleri arasında değil, tüm dünya ülkeleri arasında her geçen gün artmaktadır. Bu durum, deniz yolu ticareti için çeşitli yatırımların yapılmasına ve stratejilerin belirlenmesine neden olmaktadır.

Deniz yolu ticareti, Asya ülkeleri ve dünya ekonomileri açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Asya ülkelerinin bu konuda stratejiler belirlemesi, Asya ticaretinin büyümesine önemli katkı sağlamaktadır.

Çin'in Ekonomik Büyümesi

Çin, son yıllarda büyük bir ekonomik büyüme gösterdi. Yapılan araştırmalara göre, Çin ekonomisi dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alıyor. Bu büyümenin deniz yolu ticaretine de önemli etkileri var. Çin, dünya genelinde en çok ürün ihracatı yapan ülkeler arasında yer alıyor ve bu durum, deniz yolu ticaretinde önemli bir aktör olduğunu gösteriyor.

Çin'in ekonomik büyümesi, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere diğer ülkelerin dikkatini çekti ve bu durum, ticaret savaşlarına sebep oldu. ABD, Çin'e yönelik olarak çeşitli yaptırımlar uygularken, Çin de kendi korumacı önlemlerini almaya başladı. Bu durum, deniz yolu ticaretindeki akışı da etkiledi.

	2010	2015	2020
Çin'in ihracatı (milyar dolar)	1536	2272	2523
Çin'in ithalatı (milyar dolar)	1193	1758	2032

Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, Çin'in hem ihracatı hem de ithalatı son yıllarda büyük bir artış gösterdi. Özellikle ihracat rakamları, deniz yolu ticaretindeki etkisini gösteriyor.

• Çin'in ekonomik büyümesi, dünya ekonomisine olumlu katkılarda bulunuyor.
• Deniz yolu ticareti, Çin'in ekonomik büyümesi için önemli bir faktör.
• ABD ile yaşanan ticaret savaşları, deniz yolu ticaretini etkiliyor.

Bu nedenle, Çin ve diğer Asya ülkeleri, deniz yolu ticaretinde daha güçlü olmak için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Bu stratejilerin etkileri, Asya'nın ticaret yollarının geleceği hakkında bilgi veriyor.

Çin'in Projeleri: One Belt One Road

Çin'in One Belt One Road (OBOR) projesi, dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri birbirine bağlamayı amaçlayan büyük bir altyapı projesidir. Bu proje ile Asyalı ülkeler arasındaki ticaretin artırılması hedeflenirken aynı zamanda Çin, kendi bölgesinde ve dünya ekonomisinde etkinliğini artırmayı amaçlıyor. Bu büyük projenin tamamlanması, Asya'daki ticaret yollarında önemli bir dönüşüm yaratabilir.

OBOR projesi, Asya'daki ticaret yollarına doğrudan bir etki yapacaktır. Tarihsel olarak, Asya'da ticaret yolları kara yolu üzerinden yapılırken, Çin'in deniz yolu ticareti de artış göstermiştir. Projenin tamamlanmasıyla birlikte, Asya'da hem deniz yolu hem de kara yolu ticareti daha da gelişebilir.

Çin, OBOR projesi kapsamında birçok alt proje gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu alt projelerin birçoğu, Asya'daki ülkeler arasında ticareti artıracak önemli altyapı yatırımlarıdır. Bu yatırımlar, Asya'da ticaret yollarının gelişimine pozitif katkıda bulunacaktır.

Ancak, Çin'in OBOR projesi, kendi bölgesinde ve dünya ekonomisindeki etkinliğini artırmayı amaçladığı için bazı ülkeler tarafından eleştiriliyor. Bazı uzmanlar, projenin Çin'in etkisini artırarak, ülkedeki politik ve ekonomik hegemonyayı destekleyebileceğini söylüyor. Yine de, OBOR projesinin Asya'daki ticaret yollarına olan katkısı inkar edilmeyecek kadar büyük olacaktır.

Ticaret Savaşları ve Deniz Yolu Ticareti

Ticaret savaşları, ülkelerin rekabeti nedeniyle ortaya çıkan ekonomik bir durumdur. Son yıllarda ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları, özellikle deniz yolu ticareti açısından büyük etkilere sahip oldu. ABD, Çin'e karşı vergi uygulamaları ve diğer ekonomik yaptırımlar gibi çeşitli politikalar uyguladığı için, Çin dış ticaretinde zorluklar yaşamaya başladı.

Bu durum, Çin'in deniz yolu ticaretini arttırmaya yönelik yeni stratejiler geliştirmesine yol açtı. Çin, kendi ülkesindeki limanların modernizasyonu, kargo taşıma kapasitesinin arttırılması ve lojistik kabiliyetlerin geliştirilmesi gibi çeşitli adımlar attı. Bu sayede, Çin'in deniz yolu ticaretinin diğer bölgelere yönelmesi ve Asya'nın ticaret stratejisinde yeni bir güç merkezi olması amaçlandı.

Bununla birlikte, ticaret savaşları sadece Çin'i değil, diğer ülkeleri de etkiledi. Deniz yolu ticareti, ticaret savaşları nedeniyle geniş ölçüde etkilendi. Filolar geçici olarak azaltıldı veya durduruldu, taşıma maliyetleri arttı, kargo sevkiyatları gecikmeler yaşadı. Bu durum da, diğer ülkelerin deniz yolu ticaretindeki rolünü etkiledi. ABD'nin uyguladığı politikalar, diğer ülkelerin de ticaret stratejilerini değiştirmesine neden oldu.

Genel olarak, ticaret savaşları Asya'daki ticaret yollarına büyük bir etki bıraktı. Ancak, deniz yolu ticareti hala Asya'nın en önemli ticaret yollarından biri olarak kalmaya devam ediyor ve Asya ülkeleri, bu alandaki stratejilerini devam ettirmek zorundalar.

Güney Kore'nin Yükselişi

Güney Kore, son yıllarda Asya'da ekonomik başarısıyla öne çıkmaktadır. Güney Kore'nin 1960'lara kadar geri kalmış bir ekonomiye sahip olması ve sonrasında ekonomik olarak yükselişi, dikkat çekici bir başarı örneğidir.

Deniz yollarının önemli bir rol oynadığı Güney Kore ekonomisi, dünya çapında en işlek limanlara sahiptir. Kore, Amerika, Avrupa ve Asya arasındaki ticaret yollarının kesiştiği bir noktada bulunmaktadır. Bu nedenle, Güney Kore, bu ticaret yollarında önemli bir aktördür.

Güney Kore'nin ekonomik başarısı, ülkenin hammadde ithalatına dayalı endüstrinin gelişmesi sayesinde gerçekleşti. Güney Kore, Japonya gibi ülkelerden ham madde ithal etmesine rağmen, ham maddeyi işlemek ve bunları daha yüksek fiyatlarla ihracat etmek konusunda uzmanlaşmıştır. Bu sayede, ülkenin ekonomisi hızla büyümüştür.

Güney Kore, ayrıca teknoloji alanında da büyük bir güce sahiptir. Birçok dünya çapında tanınmış teknoloji firması, Güney Kore'den çıkmaktadır. Bunların başında Samsung, LG ve Hyundai Motor gibi şirketler gelmektedir. Bu şirketler, ülkenin ekonomik başarısına büyük katkı sağlarlar.

Kısacası, Güney Kore ekonomik başarısını deniz yolu ticaretindeki güçlü konumundan ve hammaddeleri işleme konusundaki uzmanlığından almaktadır. Teknoloji alanından gelen büyük şirketler, ülkenin başarısına katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, Güney Kore, Asya'daki ekonomik açıdan en güçlü ülkelerden biridir.

Asya'daki Kolonizasyon Stratejileri

Asya, tarih boyunca birçok ülkenin çıkarlarına hizmet eden bir bölge haline geldi. Bu yüzden de Asya'da kolonizasyon stratejileri uygulandı. Bu stratejilerin en belirgin örneği Britanya'nın Hindistan'a yönelik stratejileridir. Britanya, Hindistan'ı kolonize etmek için birçok adım attı. Bu adımların en önemlisi Hindistan'a gönderilen Britanya Doğu Hindistan Şirketi oldu. Bu şirket, Hindistan üzerinde kontrol sağlamak için ticari bir girişim olarak başlatıldı. Ancak zamanla, Britanya Doğu Hindistan Şirketi, Hindistan'ı kolonize etmek için kullanılan bir araç haline geldi.

Bir diğer önemli örnek Fransa'nın Güneydoğu Asya'ya yönelik kolonizasyon stratejisidir. Fransızlar, Güneydoğu Asya'ya müdahale etmek için stratejik bir plan geliştirdi. Bu plan, askeri güç ve ticari faaliyetlerle desteklendi. Fransızların Şark Meselesi adı verilen bu stratejisi, Fransa'nın Güneydoğu Asya'ya müdahale etmesine ve bölgedeki sömürgeci etkisini artırmasına yardımcı oldu.

Her ne kadar kolonizasyon stratejileri tarihte önemli bir rol oynamış olsa da, günümüzde bu stratejilerin yeri azaldı. Bugün Asya ülkeleri, kendi bağımsızlıklarını koruyarak dünya ekonomilerindeki yerlerini güçlendirmeye çalışıyorlar. Gelecekte Asya'daki ticaret yollarının önemi daha da artacak ve Asya ülkeleri arasındaki ticari ilişkiler daha da güçlenecek.

Britanya'nın Hindistan'a Yönelik Stratejileri

Britanya İmparatorluğu'nun Hindistan'a yönelik stratejileri, dünya tarihinin en başarılı sömürgecilik örneklerinden biridir. Hindistan, Britanya İmparatorluğu için önemli bir ticaret merkezi ve elde edilen zenginliklerin kaynağı haline geldi. Britanya, ticari faaliyetlerini Hindistan'da genişletmek amacıyla 1600'lerin başında Doğu Hindistan Şirketi'ni kurdu.

Bu şirket, daha sonra Hindistan'daki ticari faaliyetleri kontrol etmek ve kolonileştirmek için büyük bir adım attı. Şirket, Hindistan'ın çeşitli bölgelerinde kaleler ve askeri üsler kurdu. Daha sonra, İngiliz hükümeti bölgenin kontrolünü ele geçirdi ve Hindistan, Britanya'nın sömürgesi haline geldi.

Britanya, Hindistan'da ekonomik çıkarlarını korumak için karmaşık stratejiler kullandı. Bunlardan biri Hindistan'ın yerel üretimini engelleyerek, İngiliz mallarının ülkeye girişini artırmaktı. İkincisi ise, Hindistan'dan elde edilen hammaddeyi İngiltere'ye ihraç etmek ve daha sonra işlenmiş ürünleri Hindistan'a geri göndermekti. Bu strateji, Hindistan'da yerli sanayinin çökmesine ve İngiltere'nin zenginleşmesine neden oldu.

Britanya yönetimi, aynı zamanda Hindistan'daki dinî ve sosyal yapıları değiştirmek için de uğraştı. Örneğin, İngilizler, müslümanları batılılaştırmak ve Hristiyanlığı yaymak için çalıştılar. Ayrıca, İngilizler, Hindular ve Müslümanlar arasında ayrım yaratarak yerel toplulukları birbirine karşı kışkırttılar.

Tüm bu stratejiler Hindistan için felaket oldu. Ülkede geçimlik tarımdan modern endüstriye geçiş yapılamamış, İngilizler, Hindistan'daki zanaat kollarını mahvettikleri için ekonomik dönüşüm gerçekleştirilememişti. Bu dönüşümün yapılmaması, Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesinin sayıca ve teknolojik olarak geri düşmesine sebep oldu. Britanya İmparatorluğu'nun stratejileri, Hindistan’ın sadece ekonomik olarak değil, sosyal ve kültürel olarak da gerilemesine neden oldu.

Fransa ve Güneydoğu Asya

Fransa, Asya'nın pek çok bölgesinde olduğu gibi, Güneydoğu Asya'da da sömürge çağı boyunca önemli bir rol oynadı. 1860'ların sonlarında Fransa, Vietnam'ı, Laos'u ve Kamboçya'yı Fransız Indochine'ın bir parçası haline getirdi.

Fransa'nın Güneydoğu Asya'ya olan ilgisi, çoğunlukla ekonomik nedenlerden kaynaklandı. Özellikle Vietnam'da, Fransızlar pirinç, tekstile, kauçuğa ve baharatlara olan ilgilerinin artmasıyla birlikte ekonomik nedenlerle sömürgeleştirme politikaları uyguladılar.

Fransızlar, sömürgelerindeki insanların yasal haklarını ve özgürlüklerini sistematik olarak ihlal ettiler. Asyalıların dayanılmaz koşullarda çalıştırıldığına ve kötü muameleye maruz kaldığına dair kayıtlar günümüze kadar ulaşmıştır. Fransızlar, Güneydoğu Asya'daki sömürgelerindeki diğer toplulukları da sömürmüştür. Bu topluluklar arasında Çinliler, Kamboçyalılar, Laoslular ve diğerleri yer almaktadır.

Fransızların Güneydoğu Asya'daki kolonizasyon politikalarının sonuçları, bugün bile hissedilmektedir. Fransız birçok alanda, özellikle ekonomide, Güneydoğu Asya'ya etkilerini halen sürdürmektedir. Örneğin, Vietnam'da Fransız kültürüne olan ilgi hala yüksektir ve Fransızca hala resmi dillerden biridir. Ayrıca, Fransızların Güneydoğu Asya'daki etkisi, İngilizlerin Hindistan ve Çin'deki etkisinden daha azdır. Bunun nedeni, Fransızların, Hindistan ve Çin'de olduğu gibi, Güneydoğu Asya'da da az sayıda koloni kurmuş olmalarıdır.

Sonuç olarak, Fransa'nın Güneydoğu Asya'da uyguladığı kolonizasyon stratejileri ahlaki açıdan kabul edilemezdir. Bugün bile, bölgenin geçmişinin hatırlanması, zorlu tarihlerini anlamak için önemlidir.

Asya'da Ticaret Yollarının Geleceği

Asya'daki ticaret yollarının geleceği, ekonomik ve siyasi trendlerin etkisi altında şekillenmeye devam ediyor. Analistler, Asya'nın yükselen güçleri olan Çin ve Hindistan'ın önderliğinde ticaret yollarının modernize edilmesini öngörüyorlar. Ancak, AB, ABD ve Rusya gibi rakipler de bu alanda yarışın içinde yer alıyorlar.

Bölgesel işbirliklerine dayalı ticaret anlaşmaları, Asya ülkeleri arasındaki ticareti artırmak ve bölgesel ticaret işbirliğini teşvik etmek adına güçlü bir adım. Bu anlaşmaların en önemlileri arasında Japonya liderliğindeki Trans Pasifik Ortaklığı(TPP), Çin liderliğindeki Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık(RCEP) ve ABD liderliğindeki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) yer alıyor.

Buna ek olarak, Çin'in liderliğindeki One Belt One Road girişimi bu alanda bir devrim yaratabilir. Bu proje, kara ve deniz ticaret yolları aracılığıyla Çin'i Avrupa ve Orta Asya'ya bağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında oluşturulacak ticaret yolları, Asya'daki ekonomik büyümenin yeni merkezlerinin oluşmasına yol açacak ve bölge ülkeleri arasındaki ticaret hacmini büyük ölçüde artıracak.

Ancak, ticaret savaşları ve korumacı politikalar ticaret yolları üzerinde belirtiler gösteriyor. ABD, Çin'e karşı ticaret savaşını daha da körükleyebilir ve diğer ülkeler de benzeri adımlar atabilir. Bu durumda, Asya'daki ticaret yollarına bir darbe inebilir ve bölgesel iş birliğinin de sekteye uğramasına neden olabilir.

Sonuç olarak, Asya'daki ticaret yollarının geleceği, birçok farklı unsurun etkisi altında şekilleniyor. Bölgesel işbirlikleri, yeni projeler ve diğer faktörler bu alanda belirleyici rol oynayacak. Ancak, korumacı politikalar ve ticaret savaşları ise bu yolların önüne engeller çıkarabilir.

Asya'nın Yükselen Güçleri

Asya dünyanın en hızlı büyüyen yerlerinden biri, ve bu büyüme çeşitli faktörlere bağlı. Çok uluslu şirketlerin İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde zor zamanlar geçirdiği son yıllarda, bazı yeni emsalleri Asya'dan çıkmaya başladı. Çin Halk Cumhuriyeti, Hong Kong, Singapur ve Güney Kore gibi Asya ülkelerinin ekonomileri tüm dünyada dikkat çekici bir şekilde büyümeye devam ediyor.

Çin'in ekonomisi son on yılda özellikle hızlı bir büyüme sergiledi. Bu büyüme, Çin'in deniz yolları ve limanlarına yatırım yaparak büyük ölçüde teşvik edildi. Ayrıca, Çin'in One Belt One Road projesi de Asya'daki ticaret yollarını etkilemeye devam ediyor.

Güney Kore de son yıllarda ekonomik başarı gösteren ülkelerden biri. Güney Kore'nin ihracat odaklı ekonomisi, özellikle teknolojik endüstrilerde öne çıkmaktadır. Ayrıca, Güney Kore'nin Asya'daki deniz yollarının lojistik merkezi haline gelmesi nedeniyle ekonomik büyümede önemli bir rol oynamaktadır.

Bu ülkelerin yükselişi, Asya'daki ticaret yollarını da etkiliyor. Çin ve Güney Kore gibi ülkeler, dünya ekonomisinde önemli bir rol oynadığından, bu ülkelerdeki ekonomik değişimler küresel ticarette etkili olabilir.

• Bir yandan, bu ülkelerin ekonomik büyümesi, diğer ülkelerin bu büyümeye entegre olmalarını bir fırsat olarak görüyor.
• Öte yandan, bu ülkeler ticaret savaşları sırasında bazı zorluklarla karşılaşıyorlar.
• Asya'nın diğer bölgelerindeki ülkelerin bu değişimlere nasıl adapte olacakları, Asya'nın ekonomik gücünü belirleyebilir.
• Bununla birlikte, Asya'daki yükselen güçlere yapılan yatırımlar ve bu ülkelerin ticaret yollarındaki büyüme potansiyeli devam ettiği sürece, Asya ekonomisi daha da büyüyecektir.

Yeni Ticaret Yolları Projeleri

Asya'da ticaret yollarının önemi her geçen gün artarken, ülkeler de bu yolların modernizasyonu ve geliştirilmesi için çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda birçok yeni ticaret yolu projesi planlanıyor ve hayata geçiriliyor.

Bunlardan biri olan “One Belt One Road” projesi, Çin tarafından başlatılmıştır ve Asya, Avrupa ve Afrika'yı içine alan geniş bir coğrafyada etkili olmayı hedeflemektedir. Proje kapsamında modern demiryolu hatları, limanlar, havaalanları ve karayolları inşa ediliyor. Bu sayede, bölgedeki ticaret potansiyeli artırılarak ekonomik büyümeye katkı sağlanması bekleniyor.

Bunun yanı sıra, Japonya'nın “Quality Infrastructure Investment (QII)” ve Hindistan'ın “Sagarmala Projesi” gibi planları da Asya'da ticaret yollarının gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor. Bu projeler, limanların modernizasyonu, yeni havaalanları, yüksek hızlı tren hatları ve bağlantı yollarının inşası gibi geniş kapsamlı altyapı çalışmalarını kapsıyor.

Yeni ticaret yolu projelerinin Asya ekonomilerine etkisi oldukça büyük olacak. Özellikle de Çin'in liderliğinde hayata geçirilen projeler, bölgenin ekonomik büyümesine büyük bir ivme kazandıracak.

Proje Adı	Ülke	Amaç
One Belt One Road	Çin	Bölgesel entegrasyon
Quality Infrastructure Investment (QII)	Japonya	Ulaştırmada kalite yükseltmek
Sagarmala Projesi	Hindistan	Limanların modernizasyonu ve bağlantı yollarının inşası

Özellikle Asya'daki yükselen ekonomiler, bu projeler sayesinde ticaret yollarındaki ihracatını artırarak, ülke ekonomilerinde büyük bir ivme kazanacaklar. Dünya ticaretindeki payları da artacak ve bölgedeki rekabet güçleri yükselecek.