Osmanlı İmparatorluğu'nun Diplomatik İlişkileri, tarihin en önemli konularından biridir. Bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı ülkelerle olan diplomatik ilişkilerini ele alıyor ve bu ilişkilerin politik ve tarihi boyutlarını inceliyor. Bu önemli kaynak, okuyuculara büyük bir tarih bilgisi sunuyor ve Osmanlı tarihine ilgi duyan herkesin okuması gereken bir kitap.
Osmanlı İmparatorluğu, tarih boyunca diğer ülkelerle sıkı diplomatik ilişkilere sahipti. İmparatorluk, kuruluşundan itibaren birçok ülke ile anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalar Osmanlı İmparatorluğu'nun varlığını sürdürmesi için son derece önemliydi.
İlk dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu Arap Yarımadası'ndaki ülkelerle yakın ilişkiler içindeydi. Ayrıca İran ve Kafkas ülkeleri ile de anlaşmalar imzaladı. Osmanlı İmparatorluğu'nun Asya'da geniş bir coğrafyaya yayılması, doğudaki ülkeler ile olan ilişkilerinin güçlenmesine ve geliştirilmesine olanak sağladı.
Avrupa ise Osmanlı İmparatorluğu'nun başka bir hikayesi. İmparatorluğun Avrupa'daki politikaları ve ilk Avrupa seferleri, Avrupa ülkeleri ile olan ilişkilerin değişmesine ve güncellenmesine neden oldu. Bu değişim ve güncellenme süreci Osmanlı - İngiltere, Osmanlı - Fransa ve Osmanlı - Rusya ilişkileri gibi önemli ilişkilerde önemli roller oynadı.
İlk Dönem Diplomatik İlişkileri
Osmanlı İmparatorluğu, tarih sahnesindeki ilk dönemlerden beri güçlü bir devlet olarak varlığını sürdürmüş ve diğer ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmuştur. İlk dönemlerde, imparatorluk, Bulgaristan ve Sırbistan gibi Balkan ülkeleriyle diplomatik ilişkiler kurmuştur. Bu ilişkiler, çoğunlukla ticaret ve barış antlaşmalarından oluşmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ilerleyen dönemlerinde, beyliklerin fethi ve imparatorluğun güçlenmesiyle birlikte diplomatik ilişkiler de gelişmiştir. Bu dönemde imparatorluğun güçlü olduğu tarihi dönemlerde ise diplomatik ilişkiler Avrupa ve Doğu ülkeleriyle kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu, Kırım Tatarları ve Kazan Hanlığı gibi eski Türk devletleri ile ilişkileri güçlendirmiştir.
Ayrıca, imparatorluğun çevresindeki yerel beylikler, Moğol ve Timur Devleti gibi devletlerle de diplomatik ilişkiler kurulmuştur. Bu ilişkiler, birçok savaşın yanı sıra ticari antlaşmalar ve anlaşmalardan oluşmaktadır.
Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun diplomatik ilişkileri, tarih sahnesindeki ilk dönemlerden itibaren devamlı bir şekilde gelişmiştir. Balkan ülkeleri, eski Türk devletleri ve komşu beylikler gibi birçok ülkeyle kurulan ilişkiler, imparatorluğun güç içinde güçlenmesi ve tarihi boyunca varlığını sürdürmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Avrupa ile Diplomatik İlişkiler
Osmanlı İmparatorluğu, tarihi boyunca Avrupa ülkeleriyle olan diplomatik ilişkilerde birçok değişiklik yaşamıştır. İmparatorluk, Avrupa’ya ilk kez 1342 yılında Venedik Cumhuriyeti’yle ticari ilişkiler kurarak adım atmıştır. Venedik, başta İstanbul ve İzmir limanları olmak üzere Osmanlı topraklarındaki ticari faaliyetlerinde önde gelen Avrupa şehirlerindendi.
Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa’daki siyasi gelişmeleri yakından takip ederek, bazı Avrupa ülkeleriyle ittifaklar kurmuş, bazılarıyla ise savaşlara girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, I. Mehmed döneminde Sırp Despotluğu’nu yenerek Belgrad’ı fethetmiş, II. Mehmed döneminde ise Bizans İmparatorluğu’nu yıkarak İstanbul’u fethetmiştir. Bu şekilde, Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar ve Avrupa’da önemli bir güç haline gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa ülkeleriyle en önemli savaşı, Kırım Savaşı’dır. 1853-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ve İngiltere, Fransa ve Sardinya Krallığı arasında gerçekleşmiştir. Savaşın sonunda, Rusya mağlup olmuş ve Osmanlı İmparatorluğu, Kırım’da önemli bir zafer kazanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa ülkeleriyle olan diplomatik ilişkilerinde imzaladığı antlaşmalarla da dikkat çekmiştir. Bunlar arasında, Osmanlı-Rusya Antlaşmaları, Osmanlı-İngiltere Antlaşması ve Osmanlı-Fransa Antlaşması yer almaktadır. Bu antlaşmalarla, Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa ülkeleriyle daha sağlıklı ve karşılıklı çıkarlar söz konusu olan ilişkiler kurmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerinde yaşanan değişimler, İmparatorluğun tarihi boyunca önemli bir yer tutmaktadır. Bu değişimler, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’daki gücünü artırmış hem de onun güç kaybetmesine neden olmuştur.
Osmanlı-İngiltere İlişkileri
Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa ile kurduğu diplomatik ilişkilerde İngiltere ile oldukça sıkı bir bağ içindeydi. İki ülke arasındaki ilişkiler 16. yüzyılda başladı ve zaman içinde pek çok değişikliğe uğradı. İlk dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun İngiltere'ye ihracat yaptığı ve İngiliz ticaret gemilerinin Osmanlı sularında faaliyet gösterdiği bilinmektedir.
Osmanlı-İngiltere ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası, 1799 yılında İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğu'nun Mısır eyaleti üzerindeki kontrolü ele geçirmesi oldu. Bu olay, iki ülke arasında gerginlik yarattı ancak diplomatik süreçler sonucunda iki ülke arasında anlaşmalar imzalandı.
| Anlaşma | Tarih | Özellikleri |
| Amasya Antlaşması | 1832 | İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu'nun bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı duyacağına söz verdi. |
| Dostluk ve Ticaret Antlaşması | 1838 | İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğu'na gönderdiği misyonerlerin faaliyetleri sınırlandırıldı ve İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu'nun en çok güvendiği devletlerden biri oldu. |
| Krizevci Antlaşması | 1914 | İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğu'na savaş açması durumunda, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avusturya-Macaristan'a savaş açacağı maddesi yer aldı. |
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne kadar geçen süreçte, Osmanlı-İngiltere ilişkileri birçok kez gerginleşti ve bazı anlaşmazlıklar yaşandı. Ancak genel olarak İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli müttefiklerinden biri olarak kabul edilir.
Osmanlı-Rusya İlişkileri
Osmanlı İmparatorluğu, tarihi boyunca birçok ülkeyle diplomatik ilişkiler kurmuş ve bu ilişkiler bazen dostane bazen düşmanca ilerlemiştir. Bu ülkelerden biri de Rusya'dır. İki devlet arasındaki ilişkiler 16. yüzyıla kadar uzanır ve bu dönemde karşılıklı keşif gezileri ile başlamıştır.
17. yüzyılın başında, İstanbul'da Rusya'nın ilk sefiri Avraam Petrovich, Sultan IV. Murad tarafından kabul edildi. Ancak ilişkiler hızla bozuldu ve 1676 ve 1687'de iki savaş yaşandı. Sonraki yıllarda Osmanlı İmparatorluğu, Rusya'nın kuzeyindeki toprakları ilhak etmesi konusunda endişelerini sıklıkla dile getirdi.
18. yüzyılda Osmanlı-Rusya ilişkileri daha istikrarlı hale geldi ve iki ülke arasında çeşitli antlaşmalar imzalandı. Ancak 19. yüzyılda Rusya'nın Balkanlar'a yayılması ve Osmanlı İmparatorluğu'na yönelik tehditleri ilişkileri tekrar gerginleştirdi ve 1853-1856 yılları arasında Kırım Savaşı yaşandı. Savaş sonunda imzalanan Paris Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'na bazı haklar verdi ve Rusya'nın Karadeniz'e savaş gemisi göndermesini yasakladı. Ancak Osmanlı İmparatorluğu, Kırım Savaşı sonrasında önemli bir güç kaybı yaşadı.
20. yüzyılın başlarında, Rusya'daki Bolşevik Devrimi sonrasında Osmanlı İmparatorluğu, yeni yönetimi tanımayan birkaç ülkeden biriydi. 1920'de Sovyetler Birliği'nin kurulmasıyla ilişkiler iyice bozuldu. Ancak Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler iyileşti ve iki ülke arasında ticaret ve işbirliği anlaşmaları imzalandı.
Osmanlı-Fransa İlişkileri
Osmanlı-Fransa ilişkileri, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa ülkeleriyle olan diplomatik ilişkilerinin önemli bir parçasıdır. İlk olarak 16. yüzyılda başlayan ilişkiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransız etkisi altında modernleşme hareketine girmesiyle daha da güçlendi.
18. yüzyılda Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ile ticari ve siyasi ilişkilerini artırdı. 1798 yılında, Fransız generali Napolyon'un Mısır'ı işgal etmesi ile Osmanlı-Fransız ilişkileri zedelendi. Bununla birlikte, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun yeniden modernleşme hareketine girmesiyle birlikte ilişkiler tekrar güçlendi.
Fransa, Osmanlı İmparatorluğu ile olan ilişkilerini 19. yüzyılda siyasi ve kültürel alanlarda artırdı. Fransa'nın Osmanlı İmparatorluğu'na olan ilgisi, modernleşme hareketine neden olan "Osmanlı yenileşmesi" fikrine yönelikti ve bu hareket, Fransız kültürü ve aydınlanma ideallerinden etkilendi.
1876 yılında Fransa ve Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan bir anlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'na teknolojik ve ekonomik yardım sağladı ve iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirdi. Bununla birlikte, I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu ve Fransa düşman olarak savaştı ve sonrasında ilişkiler ciddi şekilde bozuldu.
Osmanlı-Fransa ilişkileri birçok değişiklik yaşadı ancak günümüzde Fransa, Türkiye ile iyi ilişkilere sahiptir ve diplomatik ilişkileri kuvvetlidir. İki ülke arasındaki ticaret ve ekonomik işbirliği her yıl artmaktadır.
Doğu ile Diplomatik İlişkiler
Osmanlı İmparatorluğu, dünya tarihindeki önemli güçlerden biri olarak, zaman içinde pek çok ülke ile diplomatik ilişkiler kurdu. Bu ilişkilerin içinde doğu ülkeleri de önemli bir yer tutar. Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu ülkeleriyle olan diplomatik ilişkilerine bakacak olursak;
Başlangıçta Osmanlı İmparatorluğu, İran, Hindistan, Çin ve Rusya gibi doğu ülkeleriyle sıkı bir ticaret ağı kurmuştu. Daha sonra 1800'lü yılların başında İngiliz sömürgeciliğinin Afrika'ya yönelmesi sonucu, Osmanlı İmparatorluğu da Afrika'ya doğru genişlemeye çalıştı. Bu çabalar sonucu, Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır arasında birçok savaş yaşandı ve sonunda Mısır bağımsızlığını ilan etti. Bunun yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu zaman zaman İran ile de savaşlar yaşadı.
Doğu ülkeleriyle olan diplomatik ilişkilerde, Osmanlı İmparatorluğu'nun dini yapıya verdiği önem de dikkate değerdir. İslam dininin diğer ülkelerde de yayılmasını sağlamak için çeşitli çalışmalar yaptı. Bunun yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu İran'da şahların çatışması sırasında, bir şahın tahtta kalması için askeri yardım sağladı. Buna karşın, Rusya'nın İran'daki etkisini arttırması sonucu, Osmanlı İmparatorluğu aynı çıkarları göz önüne alarak, İran'daki etkisini azaltmak için çalışmalar yaptı.
Osmanlı-İran İlişkileri
Osmanlı İmparatorluğu, İran ile ilişkilerinde genellikle savaşlar söz konusu olmuştur. İki ülke arasındaki ilk çatışma, Safevîler ile Osmanlılar arasında gerçekleşti. Bu savaş, 1534-1555 yılları arasında gerçekleşen Çaldıran Seferi ile sona erdi. Ancak, İran ile savaşın sonu olmadı ve çatışmalar zaman zaman yeniden başladı.
Osmanlı İmparatorluğu, İran ile diplomatik ilişkilerde de aktifti. Safevî Devleti'nin çöküşünden sonra İran Qacar Hanedanı tarafından yönetildi ve Osmanlılarla ilişkileri daha da gerginleşti. Bu dönemde, İngiltere'nin de desteğiyle İran, Rusya'ya karşı Osmanlı İmparatorluğu ile ittifak kurdu.
İki ülke arasında son çatışma, 1914-1918 yılları arasındaki I. Dünya Savaşı'nda yaşandı. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun her alanda bağımsızlığını kaybetmesine neden oldu ve İran'ın da bağımsızlığının önünü açtı.
| Antlaşma | Yıl | İçerik |
|---|---|---|
| Erivan Antlaşması | 1823 | Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. |
| Türkmençay Antlaşması | 1828 | Rusya'nın İran'ı işgal etmesi sonucu imzalanan antlaşmadır. |
| Kasrı Şirin Antlaşması | 1639 | Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. |
- Osmanlı İmparatorluğu, İran ile birçok antlaşma imzalamıştır.
- Bunların en önemlileri Erivan, Türkmençay ve Kasrı Şirin antlaşmalarıdır.
- Erivan Antlaşması, 1823 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasında imzalanan barış antlaşmasıdır.
- Türkmençay Antlaşması, 1828 yılında Rusya'nın İran'ı işgal etmesi sonucu imzalanan antlaşmadır.
- Kasrı Şirin Antlaşması ise 1639 yılında imzalanan barış antlaşmasıdır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun İran ile ilişkileri genellikle savaşlarla dolu olsa da antlaşmaların da imzalandığı gözlemlenmektedir. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılışına kadar sürdü.
Osmanlı-Mısır İlişkileri
Osmanlı İmparatorluğu’nun Mısır ile olan ilişkileri oldukça eskilere dayanmaktadır. Osmanlılar, Mısırlılarla ilk temaslarını 16. yüzyılda gerçekleştirmişlerdir. İki ülke arasındaki ilişkiler, genel olarak siyasi, ticari ve kültürel olmak üzere üç alana ayrılabilir.
Mısır İmparatorluğu döneminde Osmanlılarla olan ilişkiler genellikle ittifaklara dayanıyordu. Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde Mısır, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kendi kendine yönetim yapmak istedi ve İngiltere'nin desteği ile bağımsızlık hareketleri başladı. Bunun sonucunda Mısır İmparatorluğu 1882'de İngilizlerin işgali altına girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu bu duruma sessiz kalmamış ve İngilizlerin Mısır işgaline karşı çıkmıştır.
1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'na girerek Mısır’ı işgal etti. Ancak İngilizlerin çabaları sonucunda Mısır, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak bağımsız bir ülke haline geldi. Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkiler de bu süreçle birlikte sona erdi.
Osmanlı Diplomasisinin Özellikleri
Osmanlı İmparatorluğu'nun diplomasi geleneği, geniş bir imparatorluğun yönetiminde tarihi bir geçmişe dayanır. Osmanlı diplomasisinin temel özellikleri, sadece askeri güç değil, aynı zamanda dil ve sosyal ilişkileri de kullanarak ülkeler arasında barış ve dostluk ilişkileri kurmaktı. Bu sayede, Osmanlı İmparatorluğu, diplomatik alanda da güçlü bir hamle yapabilmiştir.
Osmanlı diplomasisinin bir diğer özelliği ise şefkatli ve adil davranmayı sağlamaktı. Osmanlı İmparatorluğu, ülkelerin kendi bağımsızlıklarına saygı duyan bir politika yürütmüştür. Ayrıca, dinleri ve kültürleri farklı olan ülkeler arasında da barış ve hoşgörüyü sağlamayı başarmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun diplomasisinde elçilik sistemi de oldukça önemli bir yere sahipti. Elçilik sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer ülkelerle ilişkilerinde önemli bir köprü görevi görmüştür. Ayrıca, elçilikler aracılığıyla diğer ülkelerin kültürleri öğrenilerek, Osmanlı İmparatorluğu'nun kültür ağının genişletilmesi de hedeflenmiştir.
Osmanlı diplomasisinde, askeri güç ve güvenlik, diğer ülkelerle olan anlaşmaların ve ittifakların temel dayanağıydı. Bu sayede Osmanlı İmparatorluğu, askeri açıdan da güçlü bir konuma sahip oldu. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'nun dış politikasında, diğer ülkelerin ekonomik durumlarına önem verilerek, ticari anlaşmalar yoluyla ekonomik ilişkiler de geliştirilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun diplomasi tarihinde, toprak ve sömürge arayışlarına sıkça rastlanmaz. Bunun yerine, ülkeler arasında barış ve dostluk ilişkilerine ağırlık verilmiş, diğer ülkelerin kültürleri de öğrenilerek hoşgörü ve saygı temelli bir diplomasi yürütülmüştür.
Osmanlı Diplomasisinin bu temel özellikleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer ülkelerle olan diplomatik ilişkilerinde de görülmekteydi. Bu özellikler sayesinde, Osmanlı İmparatorluğu, geniş bir coğrafyada barış ve hoşgörü kültürünü yaymıştır.